Jump to content

Liderlik Tablosu

  1. nevermore

    nevermore

    Moderators


    • Puan

      5

    • Toplam İleti

      13747


  2. PatavatsiZ

    PatavatsiZ

    Members


    • Puan

      3

    • Toplam İleti

      824


  3. Rapit

    Rapit

    Members


    • Puan

      3

    • Toplam İleti

      1081


  4. Absoluta Virtute

    Absoluta Virtute

    Members


    • Puan

      2

    • Toplam İleti

      140


Popüler İçerikler

11/21/24 tarihinden itibaren, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor

  1. Şahsi düşüncelerimdir ve eleştiri istemiyorum! Yaklaşık 16 yıldır bu forumdayım, altın çağını yaşadığı dönemler vardı. Şimdi ise gördüğüm şey sadece büyük soğuk bir mezarlık. Tema değiştikten sonra o tanıdık ortamda yok oldu. Bu forumda çok güzel arkadaşlıklar yaşandı, harika sohbetler, belkide mistik bir yolculuk. Sadece belirli bir kaç kemik üye halen aktif ama bazılarına baktığımdada hala aynı yerde saydıklarını görmekte üzüyor. Şahsi olarak kimseye bir sözüm yok yanlış anlaşılmasın, ama o eski günler artık yok.
    2 puan
  2. Gnoxis Gurme işidir, ağzının dadını bilenin kullanmaktan keyif aldığı bir sitedir. O yüzden herkes bilmez ve herkes kullanmaz. Old'lar için bir kaçış mekanı, arada uğranıp yad edilecek güzel insanlar ve 2000'lerin başından kalma güzel hikayelerin okunabileceği kadim bir diyardır. ❤️
    2 puan
  3. Olabilir, nazar da olabilir rüyadaki göz oyununa bakılırsa. Her türlü arınma şart.
    2 puan
  4. Merhaba, yanıt için teşekkürler Ben de sevindim paylaşımımın farkedilmesine Umarım seneye tekrar gelirler ve görebilirim, gerçekten konserine gitmek istediğim tek grup diyebilirim. Tamlin and The Fairy Queen'i çok sık dinliyorum şu sıralar, klip çok büyüleyici. Ve Türkçe şarkılar da yapmaları çok hoş, ileride başka Türkçe şarkılar çıkarırlarsa dinlemek çok isterdim. Oliver'in Faun dışında kendi yaptığı şarkıları yeni keşfettiğim için çok mutluyum, çok hitap ediyor bana ve şu an dinlemek nasipmiş demek ki
    1 puan
  5. Siteyi hala kullanan var (ben) Faun İskandinav folk müziğini son derece bakir bir şekilde kullanan muazzam bir grup .. Tam olarak saymadım ama çeşitli festivallerde 4 defa falan izleme şansım oldu . Tamlin and the fairy queen benim için son pit noktası olsa da federkleid sanırım tam bir ozan şarkısı ... Eh pek tabi işin içine pagan melodileri girince ... Sevindim bu başlığı görünce .
    1 puan
  6. Aynı döngü içinde kalmak ve çıkamıyormuş gibi hissetmek. Sanki huzur haram ve bitmemiş bir iş gibi. Ne değişirse değişsin o sınırda var olan bir duvara her seferinde kafayı çarpmak ve aynı acıyı tekrar tekrar yaşamak. Aslında hepsinin var bir sebebi. Belkide tek isteği bir soruyu uyandırmak kalbinde...
    1 puan
  7. tecrübelerinizi dinlemeyi gerçekten çok isterim 🙏
    1 puan
  8. idare edin yeniyim burada
    1 puan
  9. Büyüdüğüm şehirden ( İzmir) bir arkadaş tayfam var, 4-5 kişilik bir ekip kırk yılda bir gelebiliyoruz artık bir araya ki oda aynı anda şehirde olursak. Vel hasıl ben hayatım boyunca yediğim her haltı bu ekiple yedim. Şimdi diyeceksin ki kral bize ne senin arkadaş ortamından, yaşadığım hadiseyi anlatabilmem için bu önsözü yazmam gerekiyordu. Yıllardır rüyalarımda gördüğüm bir olay var, tam bir şey kafası '' Geçen yaz ne yaptığını biliyorum! '' Ara ara bir his gibi de bu, bir gün ekiple bir araya geldiğimizde hepsini aldım karşıma dedimki '' Lan olm, o kadar ..k yedik beraber. Parmaklamadığımız yer, karıştırmadığımız mevzu, gezmediğmiz kafa kalmadı. Bakın bana doğruyu söyleyin, kafalar güzel bir halt yedik üzerini kapattık ve herkes salak mı yapıyor. Ben ara ara bir rüya görüyorum, karlı bir hava eski bir kır evi, evin içinde dönen anlık sahneler, sonra yüzlerini seçemediğim birileri var ayaktalar ve yerde yatan bir kişinin başında bekliyorlar. Sobaya yakın olanın elinde kocaman bir odun var, odunu yerdekine vuracakken uyanıyorum. Varmı la böyle birşey? '' Yok babacım, ne böyle bir hadise yaşandı, bırak böyle bir hadise yaşanmasını İzmir'e hayatım boyunca 2 sefer kar yağdı onlarda çocukluğumdaydı ve tutmadı. Bu rüya, ara ara birşeyler saklıyorum hissi benden hiç gitmedi. Eğer reenkarnasyon diye bir şey varsa, geçmiş hayatlarımızda yaşadıklarımız ruhumuza kazınıp bizle bir sonraki bedene azda olsa aktarılıyorsa, buda öyle bir durum galiba. Bak kaç yaşına geldim hala bu kendimden birşeyler saklıyorum hissini atamıyorum kafamdan.
    1 puan
  10. Konu başlığının yanlış yerde olmasını şimdilik görmezden geliyorum ancak bahsettiğiniz tamaen cahillik .. Bunun inanç ile pek alakası yok .. Yabancı sitelerde farklı inanç sistemlerine inanan insanlarda da aynı durum var
    1 puan
  11. Reenkarnasyon hemen hemen tüm inanç sistemlerinde var .. Bazen çook aleni bazen gizli saklı Bu konuyla ilgili çok güzel yazılar var sitede. Ancak ciddi çalışmalarla geçmiş yaşamlarınızın bir kısmına şahit olabiliyorsunuz ... Bununla ilgili bir kaç tecrübem olmuştu ..
    1 puan
  12. Arkadaşlar, Bu konuyu açma sebebim, yönlendirmeler yaparak bir yol çizmeniz. Haliyle burada yoğun bilgiler verilmeyecektir. Forumda bir çok konu var ve önemli olanları üste sabitliyoruz. Ama bu oldukça fazla yer kaplıyor. Amaç bunları biraz azaltmak ve sürekli gelen “cadılığa nasıl başlarım?” sorularına yanıt vermektir. İşte bu konu altındaki aşamaları takip ederseniz, cadılık yoluna adım atmış sayılırsınız. BU yüzden forum içinde paylaşılan temel ve ileri cadılık derslerine (bunları ders olarak nitelendirmek doğru değil ama o şekilde başlatıldığı için böyle devam ediyorum) yönlendirmeden önce başlangıç sürecini paylaşacağım. Aslında daha önce “cadılığa nasıl başlarsınız?” Diye bir konu paylaşmıştım. Ama benim öngörüm zaten temel ruhsal bilgileri olanların ilk araştırmalarını yaptıktan sonra girmek isteyecekleri yönündeydi. Sonradan şunu fark ettim ki, sıfır temelle, doğrudan cadılığa girme eğiliminde olanlar büyük bir çoğunlukta ve temel ruhsallıkla ilgili bilgileri olmadığı için çok büyük karmaşaya giriyorlar. O yüzden o konu yerine bunu açıp, cadılık öncesini de kapsayacak şekilde daha detaylı bir başlangıç kaleme almak elzem oldu. “Çok fazla bilgi karmaşası var, kafamız karışıyo” diyenler için; FORUM NEDİR? Sürekli gelen mesajlar ve serzenişlerden anlıyorum ki, forum mantığını pek kavrayamıyoruz. O yüzden önce bu giriş yazısını yazmak faydalı olacaktır. Forumlar, salt bilgi verme için oluşturulmuş platformlar değillerdir. Tek taraflı bilgi vermek için internet siteleri, dergiler, bloglar ve nice oluşum söz konusudur. Forumlar, bilgi paylaşımının yanı sıra, alakalı bilgiyi geliştirmek, bilgiyi tartışmak, karşılıklı bir tartışma ortamı (saygı çerçevesinde elbette) yaratmak için kurulmuştur. Yani bir foruma girdiğinizde ve bir konu okuduğunuzda “harika” demek dışında, o konuya bildiğiniz bilgi varsa onu ekleyebilir, bir bilgi üzerine saygı çerçevesinde tartışma başlatabilir veya konuyu açan kişiye konuda aktarılan bilgi ile alakalı soru sorabilir ve sorgulayabilirsiniz. Yani bilgi karmaşası olduğunu düşündüğünüz bir konu varsa hiç çekinmeyin, sorun-sorgulayın. Amaç da budur zaten. Herkes kendi açtığı konudan (alıntı da olsa) belli bir düzeyde sorumludur. Lütfen “bu neden böyle” “bu konudaki bilgiyle bu çelişiyor” “bunu detaylı açıklar mısınız?” gibi sorularınızı alakalı konularda esirgemeyiniz. Forumlar aktif katılım yerleridir, bu yüzden “bilgi karmaşası” var bahanesini üretmeyin, aktif olun. Konuları okuyun ve çelişen bilgiler görürseniz alakalı konular altında sorun-soruşturun…. 10 adımda Cadılığa Nasıl Başlarım? 10 adımda aydınlanma, 5 adımda feng shui, 7 adımda yoga, 9 adımda cinsellik gibi konular çok popüler olduğu ve sevildiği için ben de o formatlara uygun hale getirdim. Belki bu başlık altında ilginizi çekmeyi başarabiliriz… Eğer bunu da başaramazsam bir sonraki konum “witchcraft for dummies” tarzı olacaktır. Bu aşamaları bir klavuz gibi varsayabilirsiniz. Doğru ve emin adımlarla nasıl bu yola girersiniz onu göstermektir asıl amaç. Zaten yola girdikten sonra nasıl ilerleyeceğinizi keşfetmek zor olmayacaktır. 1- Bol bol teorik bilgi edinin, bol bol okuyun. Mesela aşağıdaki tüm konuları okuyarak başlayabilirsiniz. 2- Teorik bilgileri okurken içselleştirerek yavaş yavaş okuyun ve notlar alın. İçselleştirmek uzun zaman alacaktır. Bunlarla yetinmeyin alabileceğiniz kitapları edinin ve okuyun. Bu kitaplarla sınırlı kalmayın, ezoterizm içeren, ruhsallık içeren hatta kişisel gelişim içeren kitaplar okuyun. Bunlar ilk adım olarak önemlidir. Kafanızdaki soru işretlerini alakalı konularda sorabilirsiniz. ve 3- Cadılığın teorik kısmı çok önemlidir. Peki ne öğrenmem gerekiyor? Diye soranlara şunları kafadan sıralayabilirim · Aura, çakralar, enerji kanalları · Enerjinin işleyişleri, kullanımları · Temel inançlar, Yasalar (mesela 3 kat yasası nedir, sempati büyüsü nedir) · Ruhsal erdemler ve etikler · Dinler tarihi-ezoterizm ve kadim sembolizm · Paganizmin ve büyünün tarihsel süreci · Altar nedir, altar malzemeleri, anlamı · Renkler, amaçları · Mevsim döngüleri, amaçları · Bol bol mitoloji ve yorumlamaları · Tekamül bilgileri, reenkarnasyon okumaları · Parapsikoloji konuları · Spiritüalizm okumaları (bolca var) · Az biraz astroloji, zamanlama bilgisi (Okültizm ve cadılıkta timing önemlidir yani zamanlama. Gezegen saatlerine bakabilirsiniz.) · Vs. vs. liste daha da uzar gider… Ne bulursanız –kitap olarak- okuyun. · Mesela 13 prensibi okurken cadılık hakkında neleri araştırmanız gerektiğinde fikir verebilir: 4- Paganizm ve cadılık hakkında okumalara öncelik verin ve size uyup uymadığını bakın. Belki bu yol size uygun değildir. Bu konularda yeterince okumak tabi ki aylar ve yıllar alan bir süreç. Bunun için kendinize 1 yıl ayırın. (1 yılın sonunda düşünceleriniz daha net hale gelecektir.) 5- Peki, pratik yapmayacak mıyım? Elbette yapacaksınız. Teorik bilgi, pratik ile içselleşmediği sürece önemsizdir. Ama teorik bilgi sağlam olmadan pratik uygulamaya da geçilmez, binanın zemini gibi düşünebilirsiniz. Haliyle pratiklere meditasyon ile başlayın. Meditasyonu hayatınızın bir amacı haline getirin. Meditasyonu yoga veya tai-chi gibi bir bedensel pratikle destekleyebilirsiniz. En az 1 ay-3 ay kadar devam edin, alışkanlığınız haline gelsin. 6- Mutlaka bu süreçte rüyalarınızı takip edin. “Rüya Güncesi” tutun. Başlangıçta olan biri için rüyalar çok önemli rehberlerdir. Hatırlamıyorum diyen arkadaşlar için yenileyeyim; herkes rüya görür sadece hatırlamaya niyet edin ve her sabah zihninizi hatırlamak için zorlayın. 2-3 hafta içinde hatırlamaya başlayacaksınız. 7- Meditasyondan sonra, gerekli görürseniz sezgileri arttıracak çalışmalara başlayabilirsiniz. Veya usui Reiki gibi bir sisteme uyumlanırsanız o da ilerlemenizi sağlayacaktır. 8- Bunları yaptıysanız ve cadılığa adım atacaksanız, meditasyonun yanı sıra cadılık araştırmalarını yoğunlaştırabilirsiniz. Yani bitkiler, renkler, genel kurallar, etikleri. Bunlar için yabancı kaynaklara bakmanız gerektiğini hatırlatırım. 9- Ardından element meditasyonları, doğa meditasyonları ile enerjinizi yükseltmeye başlayın. Ayrıca farklı meditasyonlar yapabilirsiniz. Affetme, topraklanma gibi meditasyonlar yaygın ve temeldir. Bunlar dışında farklı kaynaklardaki güvenilir meditasyonları yapabilirsiniz. 10- Yavaş yavaş altarınızı tamamlayın. Tamamladıkça çember pratiklerine başlayabilirsiniz. Çember pratikleri öncesinde element çalışmaları, imgelemeler ve meditasyon konusunda yeterli olmalısınız. Çember pratiklerini, güçlü bir çember açtığınızı hissedene kadar devam edin. Lütfen şu konuyu bir bakınız: 11- Ve ardından temel ve ileri cadılık dersi uygulamalarına başlayabilirsiniz. Zaten sonrası gelecektir. Beraberinde araştırmalarınıza devam edebilirsiniz. 11 adım oldu ama sıkıntı değil… Bu adımları çoğaltmak oldukça mümkün. Devam eden araştırmalarınızda, büyü pratiklerini deneyebilirsiniz. Büyü pratikleri için tek bir kaynaktan yararlanmamanızı tavsiye ederim ve basit büyülerle örneğin basit düzeyde korunma büyüleri deneyerek yapabilirsiniz. Örneğin korunma büyüsü yapacaksınız, iyice araştırın farklı ritüelleri karşılaştırın; dualarınızı yazın. Renkleri, günü ve zamanlamayı doğru tercih edin. Ve ritüelinizi oluşturmaya başlayın. Malzemeler nelerdir? Neyden korunacaksınız? Vs. vs. ana taslağı belirleyin ve formülünüzü deneyebilirsiniz. Şunu hatırlatmamda fayda var. Basit büyü dediysem genelleme olarak algılamayın. Büyülerin seviyesi sizin seviyeniz ve formülü geliştirmenize bağlıdır. Yani bir negatif enerjilerden korunma var, ki zor değildir, bir ileri seviyesi hem negatif enerji hem negatif varlıklardan korunma var. Daha ilerisi kara büyü dahil hepsinden korunma var. Hatta doğal afetlerden korunma var… ? Yani korunma büyüsü örneğinde olduğu gibi büyülerin de seviyeleri vardır. Siz ilk büyülerinizi olabildiğince basit amaçlar için tutmaya özen gösterin. Zamanla detaylandırabilirsiniz. Zamansal Planlama Bütün bu süreç için bir plan çıkarmak gerekirse şöyle bir planı takip edebilirsiniz. Bu kendi planınızı çıkarmak için bir örneklemedir. 1 yıllık araştırma süreci ve paganizmi/cadılığı anlama süreci olarak kendinize tanıyın. 1,5-2 ay : teorik araştırma - cadılık, paganizm, enerjiler – Bu süre zarfında sadece teorik araştırmaya odaklanın. Bol bol okuyun. Bir defter edinin ve notlar alın. 1,5-3 Ay : Meditasyon Alışkanlık haline getirebilirsiniz. Zazen: -Mutlaka rüya güncesi tutmaya başlayın- 3-4 Hafta : Nefes pratikleri 2-3 Hafta : İmgeleme çalışmaları (yukarıda bahsettiğim farklı meditasyonlar) 2-3 hafta : konsantrasyon çalışmaları (forumda bolca var. Her çalışma için önemlidir) İsterseniz 1-2 aylık süreçte de sezgileri ve görünüzü güçlendirmek için forum çalışmalarından faydalanabilirsiniz 3-4 Hafta : Tai Chi, Yoga veya başka bir bedensel pratik Kendinizi hazır hissettiğinizde. Altarı ve ritüel malzemelerini tamamlama 3-4 Hafta : Element meditasyonları 3-4 Hafta : Çember pratiği Adanma / Ritüel Aletlerini kutsama ve diğer pratikler… -Bütün bu süreçte elbette okumaları bırakmamak gerekir. TEMEL CADILIK DERSLERİ İLERİ CADILIK DERSLERİ Bütün bu sürece eklemeler yapılabilir. Dilerim bu taslak sizin yolunuzu çizmek için yardımcı olur. Artık özelden gelen tüm "cadılığa nasıl başlarım, kafam çok karışık, içimde dark magic mi var, cadı nasıl olacağım" sorularını buraya yönlendireceğim veya siz de yönlendirebilirsiniz. Ayrıca katkı yapmak isteyen arkadaşlar yeni başlayan arkadaşlar için katkıda bulunabilirler. Dileriz yardımcı olur... Sirius
    1 puan
  13. İskandinav mitolojisi, kuzey Avrupa halklarının inançlarını ve kozmolojisini yansıtan zengin bir destanlar bütünüdür. Bu mitolojide tanrılar, insanlar ve çeşitli mitolojik varlıklar arasındaki karmaşık ilişkiler, destansı savaşlar, büyüleyici kehanetler ve kozmolojik olaylar ön plana çıkar. Bu makalede, İskandinav tanrılarının olağanüstü güçleri, insanların tanrılarla olan etkileşimleri ve nefilimler gibi yarı tanrı varlıkların mitolojideki yerleri derinlemesine incelenecektir. Tanrıların Güçleri ve İnsan Yaşamına Etkileri: İskandinav tanrıları, ölümsüzlük, şekil değiştirme, hava koşullarını kontrol etme gibi olağanüstü güçlere sahipti. Bu güçler, tanrıları insanlardan ayıran en belirgin özelliklerden biriydi. Tanrılar, insanların hayatlarını doğrudan etkileyebilir, onlara yardım edebilir veya cezalandırabilirlerdi. Örneğin, Odin bilgeliği ve büyüyle, Thor ise gücü ve çekici Mjölnir ile tanınırdı. Tanrılar, insanların kaderini belirleyebilir, savaşları yönlendirebilir ve doğa olaylarını kontrol edebilirlerdi. Nefilimler ve Diğer Mitolojik Varlıklar: Nefilimler, İskandinav mitolojisinde tanrı ve insan karışımı olan yarı tanrı varlıklardı. Bu varlıklar, genellikle büyük güçlere sahip olsalar da, tanrıların ölümsüzlüğüne ve tam güçlerine sahip değillerdi. Nefilimler, mitolojide önemli bir rol oynarlar ve genellikle kahramanlık hikayelerinde yer alırlar. Jotunlar (devler), Vanirler (doğa tanrıları) ve diğer mitolojik varlıklar da İskandinav kozmolojisinde önemli yer tutar. Tanrıların İnsanlarla İlişkileri: İskandinav mitolojisinde tanrılar ve insanlar sık sık etkileşimde bulunurlar. Tanrılar, insanlara yardım edebilir, onlara öğütler verebilir veya onlarla evlenebilirler. Ancak, tanrılar aynı zamanda insanlara karşı da öfkeli olabilir ve onları cezalandırabilirler. İnsanlar, tanrıların dikkatini çekmek için kurbanlar sunarlar ve onlara dualar ederlerdi. Sıra Dışı Olaylar ve Büyülü Dünyalar: İskandinav mitolojisi, büyü, sihir ve olağanüstü olaylarla doludur. Runlar, İskandinavların kullandığı mistik bir alfabe olup, büyü ve kehanetlerde kullanılırdı. Yggdrasil, dünya ağacı olarak bilinir ve tüm kozmosu bir arada tutan kutsal bir varlıktır. Ragnarök, İskandinav mitolojisindeki kıyamet senaryosu olup, tanrıların ve dünyanın sonunu anlatır. socialnetwork : @deesmis
    1 puan
  14. İlgilenen kişiler için kitaptan fotoğrafları direkt olarak atıyorum. Bunu yapmak için aura görme yetiniz ve koruyucu meleklerle iletişimde olmanız gerekir. Uzun bir süreçtir. Brezilya'da John Of God ismindeki şifacı da bu tekniği kullanarak her gün binlerce hastayı iyileştiriyor. Youtube'da biraz aratın hastanın burnuna metal soktuğunu ve hastanın hiçbir acı çekmediğini göreceksiniz.
    1 puan
  15. Her şey olacağına varır, geçmiş kuleyi oluşturur ama gelecek için artık o kulenin yıkılma zamanı gelmiştir. Sorulan soruya göre içinde bulunulan durum dahilinde kulede bulunduğunu varsaydığımız herkesin tepeden düşüşü gerçekleşir ve büyük bir yıkım, değişim yaşanır hayatlarında; majör bir kart olduğu için yoğun enerjiler barındırır. Belki geçmiş karmalarımız, hatalarımız, korkularımız, konfor alanımız artık yıkılmalıdır ve bu noktada buna mecbur kalabiliriz kule kartı bu ve benzeri durumları gösterebilir; belki riskli belki acı ama her zaman olumsuz sonuçlar doğuracak bir yıkım getirmeyecektir bize. Kule kartını gördüğümüzde belki de kaçınılmaz sondan kaçmaya(!) çalışmak yerine kendimizi ona hazırlamamız için bir işarettir bize. Aynı zamanda büyük dersler de verecektir kişiye. Şu an göklerde, sağlam bir kulenin penceresinden güvenli bir şekilde dünyayı izliyor olabilirsin ama ne kadar yüksekten düşersen o kadar canın acır, en güvendiğin yuvan bir gün senin de başına yıkılır, kulede dost sandıkların belki ilk seni itenler olacak; belki de sen yeterince ermiş olacak ve o kuleyi kendin ateşe vereceksin der. Kaçamazsın ama hazırlıklı olursan düşündüğün kadar korkunç olmayabilir ama umursamaz davranırsan savunmasız kalırsın. Başta da dediğim gibi kimi zaman içimizdeki buzdan şatomuz yıkılacaktır ki bu dışarıyı da şekillendirir kimi zaman hayatımıza direkt somut yıkımlarla değişimlerle bizi manevi bir tadilata sokacaktır zorunlu olarak. Biz bunu görmek istemezsek her seferinde o enkazın altında kalmak zorunda olacağız. Dengeyi sağladığımız ve şifalanmayı sürdürdüğümüz takdirde uyanışlarımız devam edecek ve bir döngü kapanacak, yeni bir yolculuğa hazır olacağız. Elbette kuleler yıkılmaya devam edecek, gerçek gücün içimizdeki münzevide olduğunu fark edeceğiz, adaletin terazisinden her zaman geçecek, kaderin cilveleriyle sınanacağız, ay ışığından sonra güneşi görecek ve yeniden bir maceraya atılacağız. Hepimize şifa ve esenlik olsun.
    1 puan
  16. Her ne kadar düalist bir evren tasarımı ortaya çıksa da, Augustinus’un söyledikleri inancıyla çelişki oluşturmaz; son tahlilde demonlar başlangıçta Tanrı tarafından melek olarak yaratılmışlardır. Ancak daha sonra kibir ve bencillikleri nedeniyle Tanrı’ya karşı gelmişler ve Tanrı katından sonsuza kadar kovulmuşlardır. Burada geri dönüşü olmayan bir düşüş söz konusudur. Ancak düştükleri yerde boş durmaz demonlar; kıskançlıkları nedeniyle insanları Tanrıya karşı gelmeleri için ayartmaya çabalarlar. Demonların Plâtoncuların oyun ve şiirlerinde tanrısal güce karşı oluşlarıyla gösterilmesinin nedeni bu tavırlarının kabul görmesidir. Düşmüş melekler olarak demonların yere yakın bir konumda derecelendirilmeleri hususu Yeni Plâtoncu Kozmoloji anlayışının bir sonucudur. Augustinus’a göre havada yaşayan demonlar içleri hava dolu varlıklar oldukları için çok hızlı hareket ederler. Bir yerden diğer bir yere göz açıp kapayıncaya kadar gider ve insanları şaşkınlığa uğratırlar. Hızlı hareket etme imkânı sağlayan bedenleri insanlar hakkında bilgi toplamalarına imkân sağlar. Fiziksel ve zihinsel avantajları nedeniyle insanlara karşı üstün durumdadırlar. İnsanların yaşam süreleriyle karşılaştırıldığında demonlar çok uzun süre yaşarlar, bu da onların daha fazla tecrübe edinmelerini ve bilgi sahibi olmalarını beraberinde getirir. Bu bilgi onları aşırı kibirli yapar. Augustinus demonların bunca kibir ve azametlerine bu bilginin neden olduğuna inanır. Bu düşüncesini Havari Pavlus’tan bir alıntıyla kuvvetlendirir; “Bilgi kibirlendirir, fakat sevgi bina eder.” Nihayet demonlar büyü, Astroloji ve kehanette bulunma sanatlarında uzmanlaşmış olmaları nedeniyle insanlara zarar verirler. Bu noktada Augustinus’un ‘Tanrı Devleti Üzerine’ adlı eserinin VIII.-X. kitaplarını ayırdığı demonlara yaklaşımına daha yakından bakmakta yarar görüyoruz. Öncelikle bu üç kitap Platon ve Yeni Plâtoncu olarak tanımlanan düşünürlerle bir hesaplaşma şeklinde kaleme alınmıştır. Hedef tahtasında özellikle Platon, Plotinos ve Madauruslu Apuleius’un demonlar üzerine görüşleri vardır. Augustinus öncelikle Plâtoncuların tanrılar, demonlar ve insanları hiyerarşik düzene tabi tuttuğu ‘akıllı tinler’ sıralamasını eleştirir. Plâtonculara göre tanrılar en yukarıda (gökyüzü) insanlar en altta (dünya) yer alırken demonlar ara bölgede (havada) yaşarlar. Bu üç tinin sıralanma düzeni bütünüyle onların varlık olarak nasıl tanımlandıklarına bağlıdır. Demonların orta bölgede (hava) yer alması onların bazı şeyleri üstlerinde yer alan tanrılardan, başka şeyleri altlarındaki insanlardan almalarını beraberinde getirir. Demonlar tanrılardan ölümsüzlüğü, insanlardan tutkuları almışlardır. Ancak demonların havada, insanların üzerinde yaşadığından hareketle onlar üzerinde hâkimiyet kurabileceklerini düşünmek gülünçtür. Diğer yandan Augustinus, Platon’un tinleri dört temel elemente (Ateş- Hava-Su-Toprak) göre derecelendirmesine karşı çıkar. Tinler ile temel elementler arasında hiyerarşik bir bağ kurmak mümkün değildir; kaldı ki, mükemmel bir tinde düşük dereceli bir element, kötü bir tinde yüksek dereceden bir element bulunabilir. Demonlar da başlangıçta Tanrı tarafından iyi melekler olarak yaratılmışlardır. Ancak kibir ve bencillikleri nedeniyle, bu tavırları kendi serbest iradelerinin bir sonucudur, Tanrı tarafından melekler katından kovulmuşlardır. Bu kovulma ve düşüş onlara verilmiş, sonsuza kadar sürecek bir cezadır. Ancak demonlar Tanrı katından düştükten sonra boş durmazlar. Kıskançlıkla ve hırsla insanları kötülüğe sevk edip doğru yoldan ayırmaya çalışırlar. Augustinus Yeni Plâtoncuların bu yaklaşımdan hareketle demonlara tanrısal özellikler atfedilmesine karşı çıkar. Demonları ‘iyi’ olarak tanımlamak onları tanımamaktan kaynaklanmaktadır. Büyü sanatını kullanarak insanları yoldan çıkarmaya çalışan bu varlıklar nasıl olup ‘iyi’ olarak tanımlanabilir? Bir demonu iyi başka bir demonu kötü olarak tanımlamak Plâtonculara uygun düşen bir düşünce şeklidir. Kaldı ki, iyi demon, kötü demon ayrımı da netlik içermez, Plâtoncu Apuleius eserlerinde demonların havayla şişmiş vücutlarından bahseder ama söz fazilet ve erdemlerine geldiğinde susar. Augustinus bazı demonataparların başkalarının ‘melek’ dediğine ‘demon’ dediklerinden hareketle, Hıristiyanların kutsal metinlerinde iyi melek, kötü melek ifadeleri olmakla birlikte, demon kelimesinin bulunmadığını onun yerine ‘kötü ruhlar’ olduğunu belirtir. Augustinus demonlara atfedilen, tanrılar ile insanlar arasındaki aracılık görevine de karşı çıkar; demonların insanların isteklerini tanrılara taşımak, tanrıların bahşettiklerini insanlara iletmek gibi görevleri olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Tanrı böyle bir şey için neden demonlara ihtiyaç duyar? Tanrıya yakaran bir insan neden ona ulaşamaz da demonlardan yardım bekler? Bunu kabul etmek mümkün değildir. Augustinus Apuleius’un büyü sanatına yandaş tutumunu eleştirir. Apuleius’un büyü sanatının inceliklerinin demonlara tanrılar tarafından öğretildiği tezine şiddetle karşı çıkar; şayet büyü sanatı demonlara Tanrı tarafından öğretilmiş ise neden uygulayanlara ağır cezalar öngörülmüştür. Cicero’dan öğrendiğimize göre, Roma İmparatorluğu döneminde zararlı büyü pratiklerinin icracıları ölümle cezalandırılmışlardır; kaldı ki bu en eski çağlardan beri böyledir. Nihayet Apuleius’un bizzat kendisi Hıristiyan bir hâkim tarafından, büyü sanatlarıyla iştigal etmekten suçlanılmamış mıdır?
    1 puan
  17. Konuya 18 yaşında olduğumu bildirerek başlamak istiyorum. son 3 yıldır vampirlere karşı çok fazla ilgim var eşsiz güçleri ölümsüzlükleri insanlara korku yaymaları çok hoşuma gidiyor ve dediğim gibi 3 yıldır da haklarında her şeyi araştırdım nerdeyse ama tabi ki internette de bilgiler bi yere kadar tek isteğim güç sahibi ölümsüz bi yaratık olmak getirdiği ceza neyse kabul ederim nasıl yapabileceiğimi varsa mesaj atarsa ya da yorum yaparsa sevinirim ruh satma garip garip ritüeller her şeyi denerim sadece işime yarasın yeter
    1 puan
  18. Esenlikler. Elbette ki Cadılığın ve Witchcraft'ın belli seviyeleri vardır. Bahsettiğiniz gibi Cadılığa başlamak yine aynı şekilde ruhaniyeti güçlendirmekten geçer. Ruhsal anlamda güçlü olmayan kimse hiçbir büyü veya Cadılık çalışması yapamaz. Böyle bir şeye başlaması bile yine aynı şekilde o kişinin olumsuzluğu ile sonuçlanır. İyi günler
    1 puan
  19. Bundan 3 yıl önce, 2012 Temmuz ayında buna çok benzer bir konu kaleme almışım. Ve son aşamada kalmışım paylaşmamışım, şimdi denk geldim. =) 3 yıldır aynı sorular hiç değişmemiş.. Boşa gitmesin onu da paylaşayım. (11. aşamayı yazmamışım onu yazıp tamamlıyorum) Cadılık Planı Cadılıkta ilerleme konusunda özellikle başlangıçta olan arkadaşların kafasında bir çok soru işareti oluyor. Bu yazıda cadılığa nasıl girileceğini ve nasıl bir plan izlenmesi gerektiğine değinmeye çalışacağım. Tabi ki burada ki plan kişinin isteğine göre değişebilir. 1-Bilgi edinme ve araştırma süreci; Aura, çakra, enerji bedenler, genel anlamda bitkiler, cadılık ile ilgili kitaplar, araştırmalar, spiritüalizm, okultizm, parapsikoloji, evrensel enerjiler, meditasyonlar… Bunlar hakkında genel bilgi edinme süreci çok önemlidir. Bu bilgi edinme süreci hayatınız boyunca devam edecek elbette yine de başlangıçta sonraki ritüelleri tam anlamıyla anlamanız için bol bol araştırma yapmalısınız. Kitap okumak bu yolda çok önemlidir, bol bol bu konularla ilgili (sadece cadılık değil, yukarıda da bahsettiğim gibi diğer konularla ilgilide) kitap okumalısınız. Hatta bunların arasına spiritüel olarak sizin farkındalığınızı arttıracak mistik romanlarda sıkıştırabilirsiniz. Poelho Coelho’nun kitapları veya Siddharta, Bir Çift Yürek gibi romanlar bu konuda size yardımcı olacaktır. Kendinize bir kitap listesi hazırlayın (Bilgi kitaplarının arasına romanlar sıkıştırmak çok daha iyi olacaktır) ve bu kitapları edinerek okumaya başlayın. Araştırmalarınıza muhakkak paganizmi ve mitolojileri de ekleyin. Ama bunların yanı sıra diğer dinleri de muhakkak araştırmanızı tavsiye ederim; İslamiyet (tasavvuf vb.), Yahudilik, hristiyanlık, Budizm, Hinduizm ve bazı felsefi ekolleri araştırmak ufkunuzu açacak ve daha evrensel bakmanıza (dinlerin özündeki ortak paydayı görmenize) olanak sağlayacaktır. Araştırma süreciniz çok yönlü olmalıdır. Çünkü Hakikat aynı yapbozun parçaları gibidir, her bir alan bir parçasıdır ve siz bu alanların hepsinde yeterli bilgiye sahip olduğunuzda ancak resmin tamamını görebilirsiniz. Elbette dinleri ve dinler tarihini araştırmak bir temel taş değil ama genel bilgiye sahip olmak oldukça keyiflidir. 2-Meditasyonlar ve Günceler Meditasyon bu yolun olmazsa olmazı. Bilgi edinme süreci sırasında pratiklere meditasyonlar ile başlamanız oldukça önemli. Önce zihni eğitmeyi öğrenmeli, ardından çakra ve nefes meditasyonlarıyla devam etmelisiniz. Bunlara topraklanma meditasyonları ve diğer bazı önemli meditasyonları da ekleyin. Çakra nefes meditasyonları, renklerle meditasyonlar gibi meditasyonlar önemlidir. Öte taraftan kendinize defterler edinin ve rüya güncesi tutmaya başlayın. Rüyalar bu yolda mesajları alacağınız ilk kanallardan biridir. Her sabah rüyalarınızı hatırlamak için kendinizi zorlayın ve saçma dahi olsa rüyalarınızı yazın, bu rüyalarınıza değer verdiğiniz anlamına gelir ve bilinçaltı daha çok rüyanızı hatırlamanıza olanak verir. Bunun yanı sıra ek deftelerde tutabilirsiniz. Bunlar kendi bilgilerinizi aktardığınız gölgeler kitabınızın bir taslağı niteliğinde olabilir, aynı zamanda günlük çalışma planlarınızı ve önemli notlarıda bu deftere kaydedebilirsiniz. Kimisi , bu yolda düzenli günlük tutar, bu kişinin kendi ruhsal gelişimini takip etmesi açısından önemlidir. 3- Arınma Dönemi ve Ek Çalışmalar Cadılığa ciddi anlamda girmeden önce bir arınma dönemine girmenizi öneririm. Genelde bu 21 günlük veya bir aylık bir süreci kapsar. Bu süre zarfında ağır çalışmalara odaklanılmaz, sadece arınmaya yönelik meditasyonlar önem arz eder. Ayrıca 21 gün boyunca hayvani gıdaları ve ağır yağlı besinleri az tüketmeye özen gösterin, onun yerine meyve ve az pişmiş sebzelere ağırlık verin. Ayrıca bu arınma dönemine reiki ile de girebilirsiniz. Sağlam bir reiki öğretmeninden usui reiki eğitimi almak da bu yolda çok yardımcı olacaktır. Reiki’de de 21 günlük bir arınma süreci vardır, bu yolla birlikte o süreci ekleyebilirsiniz ve reiki’nin yardımıyla da arınma sürecinizi tamamlayabilirsiniz. Reiki’nin prensipleri gibi bu süreçte önemli prensipleri de hayatınıza geçirmeye çalışın. Aynı dönemde rüya güncesi ve ruhsal günlükler tutmak çok büyük fayda sağlayacaktır size. Kendinizdeki ruhsal gelişimi fark etmenize olanak verecektir. 4- Element Çalışmaları Meditasyonlarda yeterli duruma gelince artık elementsel meditasyonlara başlayabilirsiniz. Önce elementler ilgi ilgili çok detaylı bir araştırma yapın. Elementlerin tekabül ettikleri özellikleri iyice araştırın. Her elementin bizde bir denkliği vardır, elementlerin neleri yönettiğini öğrenin. Elementlerin doğasının nasıl olduğunu araştırdıktan ve element denkliklerinde yeterli seviyeye gelince element çalışmalarına başlayabilirsiniz. Önce klasik element meditasyonları yapın. Her hafta bir elemente yoğunlaşın. Meditasyonu mümkünse günde üç kere yapın. Meditasyon sırasında o elemente dair bir fiziksel işlevi izleyin. Mesela ateş elementi için mumun alevini, su için denizi, hava için gökyüzünü toprak için ise bir ağaca yaslanarak onu hissetmeyi, bu açıdan tercih edebilirsiniz. -Not: Bu süre zarfında esbatları (özellikle dolunay) ve sabbatları kaçırmayın. Hiç olmazsa o günlere özgü dualar araştırıp, o duaları okuyun ve mum yakın, meditasyon yapın.- 5- Altar Malzemelerini toplamak Element çalışmaları ve meditasyonlar sırasında yavaş yavaş altar malzemelerinizi toparlamaya başlayın. Zira bir sonraki aşama olan çember açmada bunlar oldukça fazla işinize yarayacak . Bu konuda yaratıcı olun. Türkiye koşullarında aletleri olduğu gibi değil farklı varyasyonlarla bulacaksınız. Athemeyi mektup açacağı, kazanı bakırcılarda, bazı aletleri de ikinci el dükkanlarda bulabilirsiniz… Açık fikirli ve yaratıcı olun. Mümkünse bazı aletlerinizi siz bile yapabilirsiniz. Alet toplama işi çok uzun sürdüğü için bir liste yapın. Her yeni aldığınız alette listeden silin ve unutmayın aletler hiç beklemediğiniz yerde hiç beklemediğiniz anda karşınıza çıkabilir, bunun farkında olun. 6-Çember açma Yeterli meditasyon deneyimi ve altar malzemesine sahip olunca çember açmada doğru zaman geldi demektir. Bu aşamaya kadar çember açmanın mantığını ve nasıl çember açıyor olduğunuzu (bilgi edinme aşamasından dolayı) biliyor olmalısınız. Sitede verilen uzun yöntemleri kullanabilir veya siz de araştırabilirsiniz. Çember açma da çalışma gerektirir, mümkünse birkaç haftanızı çember açmaya ayırarak her gün bir hafta boyunca çember açın. Zaten bu sürece kadar meditasyon konusunda yeterli bir seviyede olduğunuz için çember açtıktan sonra meditasyon yapın (gerekirse elementler üzerine yapabilirsiniz. Veya pentagram gibi genel bir sembol veya genel bir tanrı ve tanrıça duası okuyabilirsiniz. ) 7-Aletleri kutsama Şimdi aletlerinizi kutsayabilirsiniz. Yeniden çember açın ve tüm aletlerinizi forumda verilen yöntem veya isteiğinize göre başka bir formülle çember içinde kutsayın. Her bir aletin sembolizimini, elementini, atlardaki yerini ve kullanım şeklini biliyor olmalısınız. 8- Esbat ve Sabbathlar Artık çemberi açmayı bildiğinize ve cadılık hakkında başlangıç seviyesinde yeterli bir bilgiye sahip olduğunuza göre sabbat ve esbatları ciddi anlamda kutlayabilirsiniz. Sabbat ritüelleri için araştırmaya birkaç hafta önce başlayın. Sabbatın anlamını, tanrı ve tanrıçalarını araştırın, güzel bir duayı çevirin veya birkaç duayı araştırarak güzel bir dua yazın. 9- Tanrı ve Tanrıça Tanrı için genel ve tanrıça için ayrı olarak genel bir dua araştırıp veya yazıp tanrı ve tanrıçaya yakarabilirsiniz. Aynı zamanda esbatlarda bir adak sunarak onları onurlandırabilirsiniz. 10- Adanma Kimi solitary çalışan cadı daha yola ilk girdiği dönemlerde arınma ritüeli yaparken, kimisi kendine zaman tanır. Covenlarda adanma ritüeli 1 yıl 1 gün sonra yapılmaktadır. Sizde solitary olarak kendinize bir zaman belirleyip o zaman zarfının sonunda adanma ritüeli yapabilirsiniz. Bu şekilde yapmanın temel amacı , bu yolda yürüp yürümek istemediğinize dair emin olmanız ve neye adandığınızı, tanrı ve tanrıçanın bilgeliğini ve bu yolun erdemlerini idrak ettiğinz için “bilinçli ve farkında olarak” kendinizi yola adamanızdır. -Bu aşamalar sırasında ve bunlardan sonra zaten cadılıkta yürümeye başlayacaksınız. Her daim disiplinleri elden çıkarmayın ve bu aşamalardan sonra yavaş yavaş diğer dallara eğilin. Bitkiler, kehanet, araçların (mum, ip, taşlar, kabuklar v.s.) büyüde kullanımlarını araştırın.. Bu araştırmalarınızın yanı sıra seviyenize uygun ağır olmayan ritüel ve büyü pratiklerini de yapabilirsiniz. Sağlam bir inanç, bilgi ve deneyimle bu yola başlarsanız, ilerlemeniz hem daha hızlı hem daha bilinçli olacaktır. 11- Araştırma Süreci ve Pratiklere Devam Cadılık bir etiket değildir, cadılık kendinize atfedeceğiniz bir ünvan da değildir... Cadılık bir yaşam biçimidir ve bir inanç bütünüdür. O yaşamı yakaladığınızda ancak bu yolun tam içerisinde olursunuz. Bu da sürekli araştırma, pratikler yapma ve disiplini elden bırakmadan ilerlemek demektir. Pagan olmak da sorun yoktur. Yine altar kurabilir Tanrı Tanrıçaya dua edebilir ve yaşantınıza devam edebilirsiniz. Ama cadı olmak demek, Tanrıları onurlandırırken her daim kendini geliştirmek, yeni büyüler araştırmak ve büyüleri sürekli geliştirmek demektir.
    1 puan
  20. Loki şeytanın İskandinav versiyonu değildir.Hileci bir tanrı olduğu ,hoş olmayan şeyler yaptığı doğru ama her zaman bu yaptıklarının sorumluluğunu almıştır.Yarattığı kaos ortamını her seferinde düzeltmeye çalışmıştır.Şeytani de değildir.Belirtmek istedim.
    1 puan
  21. bu güzel değil mi?
    1 puan
  22. 2000 yılında kendisini “zaman yolcusu” diye tanıtan John Titor’ın aktif olduğu forumlardan birinde, 1 hafta önce açılmış çok ilginç bir konu ile karşılaştım. Valeri adlı üye, zaman yolculuğu yapabilme yeteneğine sahip olduğunu, fakat bunu ruhsal olarak yapabildiğini söylüyor. Kısacaca özetlersek kendisi şöyle açıklıyor: İnsan beyni sonsuzluğu deneyimleyebilecek gibi düzenlenmiş fakat ruh bedenin içinde tutulduğu sürece “hareket”i engellenmiştir. Bir kişi bir kez 5. boyut farkındalığı kazanırsa, 5. boyutta istediği yere ve hatta geçmişe seyahat edebilir(astral olarak). Ve sonra tekrar 3 boyutta belirebilir. Aynı kişiliğin yer aldığı sayısız paralel dünya vardır. Ve aynı “ruh” bu sayede sayısız bedeni de ziyaret edebilir. Konuyu açarak Valeri, 2012 yılına zamanda geri seyahat ettiğini kanıtlamayı amaçladığını söylüyor. Bir başka üye ile zaman ve mekan belirleyip, 5. boyuttaki Valeri’yi oraya gönderip bunu gerçekleştirerek kanıtlama kararını aldılar. Böylece yolculuğunu deneyle kanıtlamış olacak. Konu gerçekten ilgimi çekti. Ve şahsen konunun bilimsel tartışmaların bulunduğu bir forumdan ziyade bir parapsikoloji forumuna daha uygun olduğunu düşündüm. Henüz hiç astral deneyimim olmadığı için kendim istediğim gibi bir değerlendirme yapamadım. Görüşlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim. Bu arada sonuçta Valeri adlı kişinin söylediklerinin güvenilirliği tartışmalı olduğu için varsayımsal olarak konuştuğumuzu belirtmek istiyorum.
    1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...