Jump to content

Liderlik Tablosu

Popüler İçerikler

23-08-2007 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor

  1. ilginç isimler ansiklopedisi gibi
    2 puan
  2. 28 Mayıs 1964’te İstanbul’da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde beş yıl okuduktan sonra ayrıldı. Bir süre de İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğrenim gördü. 1985 yılından itibaren çeşitli edebiyat dergilerinde şiir ve yazıları yayımlanmaya başladı. İlk ve uzun şiirleri Adam Sanat Dergisi'nin hemen her sayısında yer aldı. Temalarında alışılagelmişin kimi kez tam karşısında yer alan, polemikçi, başkaldırıcı şiiriyle sadece 1980'li yılların değil tüm Türk şiirinin en gözüpek şairi. Fazlaca karışık ve yer yer fazlaca uzun ve çoğaltımcı şiiri özgün çarpıcı başarı düzeylerine de ulaşabiliyor. Geleneksel yöntemler kullanarak yazdığı divan tarzı şiirleri, gazelleriyle de dikkat çekiyor. ARTIK KALBİM YOK artık kalbim yok ağladığımda sana düşündüğümde seni artık kalbim yok seni anlatırken birilerine, atmıyor kalbim atmıyor kalbim seni gördüğümde rüyalarımda istediğin gibi yaptım; artık kalbim yok ! küçük bir velede verdim onu, oyuncak niyetine fırlattım attım doyursun karnını diye bir sokak köpeğine suda sektirdim bir kiremit parçası gibi ve bekledim batmasını bekledim batmasını yanan bir gemi nasıl ağlayarak denize dökülürse istediğin gibi yaptım; artık kalbim yok! artık kalbim yok baktığımda eski resimlere özlediğimde seni arta kalmış bir kalbim yok! YOK! DE GÜLÜM de gülüm! De ki: ela bir günde geleceğim istanbul darmadağın olacak, saçlarım darmadağın. Hepsi, darmadağın! üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte, ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm hem de çelikten toprağını dele dele hayatın! de gülüm! De ki: bitmiştir umut, bitmiştir sevgi, bitmiştir güven! güven bana gülüm! sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktır hasretten-hakikaten-ten değiştiren yüzüm! göreceksin gülüm! Bekle! hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere hainlere, ezilmelere alışacak.. göreceksin-sevinçten ağlayacaksın gülüm-ki işte o vakit bana-doğrudur!- şair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak! bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var, sokaklar var, kediler! inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize! ölüm inananlar için sessizce kara kapli kitaplardan çıkartılacak.. göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin! artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak! ÇÜRÜK KRAL DEPOSUNDAN 194 Sırtını ova ova yarım bakraç balgam çıkarttık ejderin ciğerlerinden; ipek'ten değil baharat yolu'ndan gelen bir illet gibi, tertibi tastamam hepsi de alnının göbeğinden vurulmuş on beşinde gangster bozuntusu çocuk ağız kenarında bir sahil kasabası gibi duran gitanes yüzünde bir bıçak yarası gibi duran buz siyahı gözler esrarengiz, meraklı ve defans ağırlıklı hayatlara düşkün herşeyin durduğu yerde hareket halinde muzaffer ve intikam hırsıyla dolu şaheser hikayeler! O çocuklarla sabahlarken terkedilmiş bir senaryonun kötü adam karakterlerinde herkes seçtiği rolün repliğiyle boğuşurken kostümler bol gelirken, dar gelirken bedenlere kim "kamera!" dedi, kim "stop!" dedi bilinmezken binlerce bobin kutusu içinde ararken kendi karakutumuzu hepimizin bir asistanı var sonunda vurduğumuz aşk ile çekememezlik arasında hep ihtiyaç duyduğumuz!
    1 puan
  3. Hakan Günday 29 mayıs 1976'da Yunanistan'ın Rodos Adası'nda doğdu. İlkokulu Brüksel'de bitirdi. 1994 yılında Ankara Tevfik Fikret Lisesi'nden mezun oldu. Aynı yıl Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransızca Mütercim Tercümanlık Bölümü'ne girdi. Bir yıl sonra Brüksel'de bulunan Universite Libre de Bruxelles'in Siyasal Bilimler Bölümü'ne kaydoldu. Ama, yine bir yıl sonra, yeniden Ankara'ya döndü ve Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'ne yazıldı. Halen bu üniversitede öğrenci. İlk "Kinyas ve Kayra" Om Yayınları tarafından yayımlanan (2000) Hakan Günday, İstanbul’da yaşıyor. http://www.dogankitap.com/images/yazarResimleriBuyuk/HakangundayB.jpg KİNYAS VE KAYRA (ilk türk yeraltı edebiyat romanı olarak tanımlanır) Hiç uykum yok. Hiç uyuyamıyorum. Domuz gibi içiyorum. Ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. Sabaha beş saat var. Annemi düşünüyorum. Nerededir şimdi? Aynada kendime bakıyorum bazen. Ve tek kelime etmesem bile vücudum yaşadıklarımı, hayattan ne anladığımı anlatmaya yetiyor. Sağ omuzuma kendi çizdiğim kelebek, beğenmediğim için üzerine attığım çarpı işareti ve altında aynı kelebeğin bir Japon tarafından çok daha iyi işlenmişi. Sol dirseğimin iki parmak yukarısındaki kurşun yarası. Bileklerimdeki otuz dört dikiş. Medeniyeti bir aralar, herkes gibi yaladığımı kanıtlayan apandisit ameliyatımın izi. Ve sırtımı kaplayan, Tanrı'nın yüzü. Bilmiyorum... Hızlı yaşadım. Ama genç ölmekten çok, hızlı yaşlandım! Ama hayattayım. Kayra, bir gün bana 'Mutsuzluğuna hiçbir çare aramıyorsun' demişti." PİÇ http://www.ilknokta.com/img/Metas/p/975293134-0.jpg (cidden okuduğum en çarpıcı romanlardan biridir.) Piçlerin çocukları olmaz. Piçler, aşık oldukları kadınların kendilerini kurtaracaklarını düşünür. Oysa hiçbir kadın dünyaya bir piçi kurtarmak için gelmemiştir. Piçlere sır verilebilir. Ölümleriyle son bulan sırdaşlıkları vardır. Piçlerin cinsel hayatı düzensizdir. Piçlerin bedenleri ve akılları, diğer insanlarınkilerin aksine nasırlaşmaz. Onların nasırlaşan tek yerleri ruhlarıdır. Piçler sadece kendi aşklarına saygı duyarlar. En yakın dostlarının kadınlarına dil ve el uzatabilirler. Bu durumda piç tabii ki suçlu, ancak piçlik meşrudur. Piçler düzensiz hayatlarında düzenli olarak içki içerler. Belli sayıdaki kadehten sonra sarhoş olup sızarlar. Sızdıkları yerin adı huzurdur. Piçlerin babalarıyla olan ilişkileri mezar taşı kadar soğuk, yeni dökülmüş kan kadar sıcaktır. Piçler insan öldüremedikleri, ağır suçlar işleyemedikleri, korkak ve hain oldukları için yaşadıkları yerleri zorunlu kalmadıkça terk edemezler. Piçin davranış ve tercihlerini sadece bir başka piç kabul edilebilir olarak değerlendirir ve "Neden?" diye sormaz. "Neden" sorusu piçliği yok eder. ZARGANA http://www.ilknokta.com/img/Metas/z/975293007-7.jpg (Yalın diliyle Karmaşık dünyayı Yorumladığı sölenir.) Kimsenin birbirine bakmadığı, yalan, ihanet, şiddet, tecavüz ve acımasızlıkla yoğrulmuş, yalnızca hayallerin göz göze geldiği bir hayattan intikam almanın en iyi yolu yaşamaktır. Anlam aramak boşunadır ve her şeyin "hiç"e dönüşmesi gerekir. Henüz on ikisinde Berlin'de dört kişinin tecavüzüne uğrayan Zargana, bu olaydan sonra kendini insan sınıfından sıyırır. Ne var ki insan olmaktan uzaklaşıp "hiç"e yaklaştıkça kendisine döner; aşık olur. Parçalanmış benliğini onarmak için, başkalarının oynadığı bir "hayat oyunu"nu sahnelemeye koyulur.. Türk edebiyatında şimdiden farklılığını kanıtlamış olan Hakan Günday, Zargana'da bunca karmaşık bir öykünün altından yalın ve duru bir anlatımla kalkıyor. Hayat, varlık, hiçlik, oyun, zeka, kudret ve acizlik arasında gidip gelen bir metin. MALAFA http://www.ilknokta.com/img/Metas/m/975-293-385-8.jpg (okumadığım tek kitabı) "Topaz Jewellery Center evrenin en büyük kuyumcusudur. Temeli Kapalıçarşı'da, çatısı Antalya'dadır. Çatının altında dört kat yatar. Her biri yedi yüz metrekaredir. Topaz'ın penceresi yoktur. Havalandırma sistemi eşsizdir. Bina, var olmayan bir ülkenin büyükelçiliğine benzer, içine adım atıldığında Türkiye'den çıkılır. Dışarıdan Kabe'ye, içeriden ana rahmine benzer. Topaz, üç delikli bir kasadır. Her deliğin şifresi farklıdır. Birinci delik ana giriştir. Ön cephenin balina grisi rengindeki duvarı, hayat geçirmez camdan üretilmiş kapılar taşır. Girerken yüksek, çıkarken alçak görünmesinler diye doğu cephesinde ikizleri vardır. Topaz'ın ikinci deliği doğu cephesindeki siyah camdan kapılardır. Binanın bağırsağına denk düşen arka cephedeyse duvarla aynı renkte tokmak taşıyan balina grisi demir bir kapı vardır. Topaz'a giren birinci deliği, çıkan ikincisini kullanır. Çünkü Topaz'a girmiş olan turistle, girecek olan turist karşılaşmamalıdır. Topaz'da çalışansa girip çıkmak için, duvara gömülmüş, görünmez delikten geçer. Topaz Jewellery Center, evrenin en büyük kuyusudur." AZİL http://www.dogankitap.com.tr/images/kapakResimleriBuyuk/azilB.jpg (böle bir kurgu böle bir hikaye böle bi karakter yok yahu) deha ve delilik arasında seyreden bir hayat... "önemli olan, tanrı'nın bir enstrüman yaratmış olmasıdır. insan denen bir enstrüman. ancak yarattığı müzik enstrümanını çalamayan bir usta gibi, tanrı da insandan doğru sesi çıkaramamıştır. bu yüzden, tanrı hariç bütün güçler insanı çalmış ve özellikle de şeytan en güzel melodilerini onunla bestelemiştir." sahip olduğun her bilgi, içinde çürüdüğün bir hücredir. azil, içinizdeki derin uçuruma; düşünme, fark etme ve görme uçurumuna düşmek için bir fırsat. ayaküstü düşebilirseniz ne âlâ! aksi takdirde hakan günday'ın bir sonraki romanını bekleyecekseniz...
    1 puan
  4. Beyin, alt beyin, üst beyin, sinir sistemi diye üç kısımdan oluşur. İnsan beyninin diğer canlılardan farkı, üst beynin gelişmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Alt beyin daha çok otomatik fonksiyonları denetler. Kalbimizin atması, kan basıncı, hormonlar alt beyin tarafından idare edilir. Üst beyin ise, daha çok entellektüel işlevlidir. Bilgiler burada kaydolunur, değerlendirme burada yapılır, davranışlar buradan idare edilir. Peki, üst beyin alt beyni kontrol edebilir mi? Yapılan araştırmalar, bunun mümkün olduğunu göstermiştir. Biz, mutlu olmayı düşününce mutlu oluyor, hastalığı kafamıza takınca da hasta oluyoruz. Yani, düşünce tarzımız; hem yaşantımızı, hem de bedenimizi etkilemektedir. O zaman şu ortaya çıkar: Beynimizin bizim için en önemli tekniği, olumlu düşünmenin ileri şekillerini uygulamasıdır. Olumsuz zihni kurgu, yani olumsuz düşünce ise beynimizi kendimize karşı olumsuz çalışmaya programlayacaktır. Örneğin bir futbolcu, üç kez kaleciyle karşı karşıya kalmasına rağmen topu dışarıya atmıştır. Bir dahaki maçta aynı hatayı yapmak istememektedir. Bunun için beynini şöyle programlamıştır: "Topu dışarı atmayacağım. Topu dışarı atmayacağım." Bunu kendi kendine defalarca söylemiş ve maça çıkmıştır. Sonuç: Topu yine dışarı atmıştır. Burada futbolcunun yaptığı hata, topu kaleye atmaya değil, dışarı atmamaya şartlanmasıdır. Bu durumda beyin, kalenin içine değil, dışına kilitlenmiştir. Bu olumsuz uyarıcı da, başarıya değil, başarısızlık korkusu yüzünden başarısızlığa götürmüştür. Olumlu düşüncede temel nokta, beyni olumlunun üzerine programlamaktır. Yâni, başarısız olmamayı değil, sadece başarmayı düşünmelisiniz. Bunu hafıza noktasında düşünürsek, unutmayı değil hatırlamayı seçmeli, ona kilitlenmelisiniz. Evet, başarının en önemli anahtarlarından birisi, beynin olumlu düşünceye programlanmasıdır. Bu ise, gerçek bir özeni gerektirmekle beraber, aslında zevkli bir uğraştır. OLUMLU DÜŞÜNMENİN GETİRİLERİ Amerika'da bir okulda ilginç bir deney yapılır. Özel bir sınıf oluşturulur ve bir grup öğretmen bu sınıfa verilir. Öğretmenlere, bu sınıftaki öğrencilerin çok seçme öğrenciler olduğu söylenir. Öğrencilere de aynı şekilde, öğretmenlerinin çok seçme öğretmenler oldukları belirtilir. Yıl sonunda, sınıfın başarısı hârikadır. Okul müdürü, o öğretmenlerle bir toplantı yapar ve sınıfın gerçekte kura ile, gelişigüzel bir şekilde oluşturulduğunu açıklar. Bunun üzerine öğretmenler, "Bu durumda, demek ki biz süper öğretmenleriz." derler. Müdür cevap verir: - Hayır, sizler de kura ile seçildiniz. İnsanların ortaya çıkaracakları eserler, genellikle yakın çevresindeki insanların kendilerinden bekledikleriyle doğru orantılıdır. Alıntı olumlu düşüncenin imkansız sanılan hastalıkları bile tedavi ettiğini hatırlatır, evrensel çekim yasası ve kuantum gibi konuların da bize özetle düşündüğümüzü hayata geçirdiğimizi de vurguladığını tekrar etmek isterim:)
    1 puan
  5. http://aycu39.webshots.com/image/11478/2006360714666336201_rs.jpg http://aycu03.webshots.com/image/10682/2006352165939847663_rs.jpg http://aycu27.webshots.com/image/9626/2006393438569018912_rs.jpg http://aycu32.webshots.com/image/10151/2006385509675271610_rs.jpg http://aycu23.webshots.com/image/11502/2006371171939242251_rs.jpg http://aycu25.webshots.com/image/12144/2006365126711052839_rs.jpg http://aycu35.webshots.com/image/11754/2002091277917009013_rs.jpg http://aycu17.webshots.com/image/10416/2002077472311184712_rs.jpg http://aycu22.webshots.com/image/7461/2002033791679562574_rs.jpg http://aycu18.webshots.com/image/11137/2002031640925960534_rs.jpg http://aycu12.webshots.com/image/9571/2002011474976075488_rs.jpg http://aycu25.webshots.com/image/9984/2002026337327556266_rs.jpg http://aycu23.webshots.com/image/10742/2002033739855295639_rs.jpg
    1 puan
  6. Ebru sanatı nedir? Kâğıt süsleme sanatlarının en önemlilerinden biri... Bütün Osmanlı sanatlarında olduğu gibi usta-çırak usulü ile öğrenilen ve sanatçının iradesi dışında birçok değişkenden etkilenen bir sanattır. Ebru; renklerin suyla dansının yarattığı bir ahenktir aslında. Bazı kaynaklar ebrunun, yüz suyu anlamına gelen "ab-ı ru" sözcüğünden, bazı kaynaklar ise Orta Asya dillerinden Çağatayca'da hareli görünüm, damarlı kumaş ya da kağıt anlamına gelen "ebre"den geldiğini söylese de en yaygın kanı, kelimenin kökeninin Farsça; bulutumsu, bulut gibi anlamına gelen "ebri" den gelmekte olduğudur. Her ne şekilde isimlendirilse isimlendirilsin insanlara da isim olan ebru, gizemli bir ahenk taşıyor. Zorlu ve emek isteyen bir sanat olan ebru, geri dönüşü olmayan, tekrarı olmayan, çok değişkenli bir sanattır. Birçok eski eserde süsleme amacıyla kullanılan ebru, geleneksel el sanatlarımızdan olmasına rağmen yakın zamana kadar unutulma tehlikesi ile karşı karşıyaydı. Dünya çapında çeşitli milletler tarafından sahiplenmeye başlanmış, bazı ülkelerde ebru yapımı sırasında kullanılan malzemeleri üreten firmalar boy göstermişti. Ebru sanatında son devrin piri merhum Mustafa Düzgünman gerek yetiştirdiği öğrencilerle gerek bu sanata kazandırdığı anlayışla manevi hazinelerimizden birinin payidar kalmasında büyük rol oynamıştır. Ebru nasıl yapılır? Ebru yapımına başlamadan önce seçilecek kağıdın ölçüsüne uygun büyüklükte bir tekne alınır, tekne kitreli su ile doldurulur. Ebru teknesi basitçe alüminyum bir baklava tepsisi gibidir. Kitre, bir bitkinin özü olup baharatçılarda (aktarlarda) satılır. Sinme bir avuç veya tepeleme iki çoba kaşığı kitre iki litre kadar su içinde 2, 3 veya 4 gün bekletilerek kitrenin su içinde iyice şişmesi sağlanır. Şişen kitre su içinde el ile yoğurularak suya karışması sağlanır. Kitreli su boza kıvamında veya az seyreği olmalıdır. Hazırlanan sıvı ince bir tülbent ile süzülerek temizlenir. Son haliyle tekneye yavaşça (köpürtmeden) boşaltılır. Değişik renklerde toprak boyalar ayrı ayrı iki cam yüzey (veya seramik, krom) arasında iyice ezilir. Ezilme esnasında hafif su katılır. Ezilme sonrasında meydana gelen çamur benzeri boyaya sığır ödü katılarak 15 gün veya bir ay kadar bekletilir. Boyanın öd asidiyle pişmesi sağlanır. Beklemeden sonra mamül sulandırılarak kullanılır. Boya açılmıyorsa öd katılır. Rengi açmak için su kullanılır.Bir ebru bir defa yapılabilir. Hazırlanan boyalar fırça veya metal çubuk yardımıyla daha önce hazırlanmış olan kitreli suyun üst yüzeyine damlatılır.Boyaların açılmasını ve şekillerin yuvarlaklığını kesin olarak bilemeyiz. Ancak fikir sahibi oluruz. Yaptığımız ebrunun tam olarak nasıl olacağını değil neye benzeyeceğini bilebiliriz. Bu yüzden iki defa aynı ebruyu yapmak imkansızdır. Kağıt tekneye serilir, iş tamamlanır. Kağıt düzgünce tekne üzerine bırakılır, görüntünün kağıda işlemesi sağlanır. Kağıt temiz bir ortamda kurumaya bırakılır. Su yüzeyinde meydana gelen şekiller, teknik gereksinme sonucu daha çok soyut olarak gelişir. Bu düzenlemeden sonra seçilen kağıt su yüzeyine yatırılır. Birkaç saniye sonra kaldırılır ve kitreli suyu süzülünceye kadar iki ucundan asılır. Bu ebrû tekniğinde sanatçı, boyaların kitreli su üzerindeki dağılışına yeterince hakim olamaz. Bu yüzden bir takım kalıplaşmış ebrû tipleri oluşmuştur. işte bu sanattan örnekler: http://aycu22.webshots.com/image/26021/2000177986573921658_rs.jpg http://aycu21.webshots.com/image/26900/2000159418464848754_rs.jpg http://aycu10.webshots.com/image/24169/2000135053950011552_rs.jpg http://aycu19.webshots.com/image/23338/2000101573747963726_rs.jpg http://aycu34.webshots.com/image/26673/2000164533761597216_rs.jpg http://aycu30.webshots.com/image/23869/2000516714686576098_rs.jpg http://aycu36.webshots.com/image/27275/2000597100956112558_rs.jpg http://aycu30.webshots.com/image/22749/2000534032204664510_rs.jpg
    1 puan
  7. Arkadaslar burada 21 adet soru bulunmakta.Eger; 0' larınız fazlaysa depresyonda degilsiniz demektir. 1' leriniz fazlaysa hafif depresyondasınız. 2' leriniz cogunlukta ise orta derecede depresyondasınız. 3' lerınız cogunlukta ise major depresyonda yani şiddetli depresyondasınız demektır... A 0 Kendimi üzüntülü ve sıkıntılı hissetmiyorum A 1 Kendimi üzüntülü ve sıkıntılı hissediyorum. A 2 Hep üzüntülü ve sıkıntılıyım. Bundan kurtulamıyorum. A 3 O kadar üzüntülü ve sıkıntılıyım ki artık dayanamıyorum. B 0 Gelecek hakkında umutsuz ve karamsar değilim. B 1 Gelecek hakkında karamsarım. B 2 Gelecekten beklediğim hiç bir şey yok. B 3 Geleceğim hakkında umutsuzum ve sanki hiç bir şey düzelmeyecekmiş geliyor. C 0 Kendimi basarılı bir insan olarak görüyorum. C 1 Çevremdeki birçok kişiden daha çok başarısızlıklarım olmuş gibi hissediyorum. C 2 Geçmişime baktığımda başarısızlıklarla dolu olduğunu görüyorum. C 3 Kendimi tümüyle basarisiz bir kişi olarak görüyorum. D 0 Birçok şeyden eskisi kadar zevk alıyorum. D 1 Eskiden olduğu gibi her şeyden hoşlanmıyorum. D 2 Artık hiçbir şey bana tam anlamıyla zevk vermiyor. D 3 Her şeyden sıkılıyorum E 0 Kendimi herhangi bir şekilde suçlu hissetmiyorum. E 1 Kendimi zaman zaman suçlu hissediyorum. E 2 Çoğu zaman kendimi suçlu hissediyorum. E 3 Kendimi her zaman suçlu hissediyorum. F 0 Kendimden memnunum. F 1 Kendi kendimden pek memnun değilim. F 2 Kendime çok kızıyorum. F 3 Kendimden nefret ediyorum. G 0 Başkalarından daha kotu olduğumu sanmıyorum. G 1 Zayıf yanlarım ya da hatalarım için kendi kendimi eleştiririm. G 2 Hatalarımdan dolayı her zaman kendimi kabahatli bulurum. G 3 Her aksilik karsısında kendimi kabahatli bulurum. H 0 Kendimi öldürmek gibi düşüncelerim yok. H 1 Zaman zaman kendimi öldürmeyi düşündüğüm oluyor fakat yapmıyorum. H 2 Kendimi öldürmek isterdim. H 3 Fırsatını bulsam kendimi öldürürüm I 0 Her zamankinden fazla içimden ağlamak gelmiyor. I 1 Zaman zaman içimden ağlamak geliyor. I 2 Çoğu zaman ağlıyorum I 3 Eskiden ağlayabilirdim simdi istesem de ağlayamıyorum. J 0 Simdi her zaman olduğumdan daha sinirli değilim. J 1 Eskisine kıyasla daha kolay kızıyor ya da sinirleniyorum. J 2 Simdi hep sinirliyim. J 3 Bir zamanlar beni sinirlendiren şeyler simdi hiç sinirlendirmiyor. K 0 Başkaları ile görüşmek, konuşmak isteğimi kaybetmedim. K 1 Başkaları ile eskisinden daha az konuşmak, görüşmek istiyorum. K 2 Başkaları ile konuşma, görüşme isteğimi kaybettim K 3 Hiç kimseyle konuşmak, görüşmek istemiyorum. L 0 Eskiden olduğu kadar kolay karar verebiliyorum. L 1 Eskiden olduğu kadar kolay karar veremiyorum. L 2 Karar verirken eskisine kıyasla çok güçlük çekiyorum. L 3 Artık hiç karar veremiyorum. M 0 Aynada kendime baktığımda bir değişiklik görmüyorum. M 1 Daha yaslanmışım ve çirkinleşmişim gibi geliyor. M 2 Görünüşümün çok değiştiğini ve daha çirkinleştiğimi hissediyorum. M 3 Kendimi çok çirkin buluyorum. N 0 Eskisi kadar iyi çalışabiliyorum. N 1 Bir şeyler yapabilmek için gayret göstermek gerekiyor. N 2 Herhangi bir şeyi yapabilmek için kendimi çok zorlamam gerekiyor. N 3 Hiç bir şey yapamıyorum. O 0 Her zamanki gibi iyi uyuyabiliyorum. O 1 Eskiden olduğu gibi iyi uyuyamıyorum. O 2 Her zamankinden 1-2 saat daha erken uyanıyorum ve tekrar uyuyamıyorum. O 3 Her zamankinden çok daha erken uyanıyorum ve tekrar uyuyamıyorum. P 0 Her zamankinden daha çabuk yorulmuyorum. P 1 Her zamankinden daha çabuk yoruluyorum. P 2 Yaptığım hemen hersey beni yoruyor. P 3 Kendimi hiçbir şey yapamayacak kadar yorgun hissediyorum. R 0 İştahım her zamanki gibi. R 1 İştahım eskisi kadar iyi değil. R 2 İştahım çok azaldı. R 3 artık hiç iştahım yok. S 0 Son zamanlarda kilo vermedim. S 1 İki kilodan fazla kilo verdim. S 2 Dört kilodan fazla kilo verdim. S 3 Altı kilodan fazla kilo verdim. S 4 Daha az yiyerek kilo vermeye çalışıyorum. S 5 Daha az yiyerek kilo vermeye çalışmıyorum. T 0 Sağlığım beni fazla endişelendirmiyor. T 1 Ağrı,sancı, mide bozukluğu gibi rahatsızlıklar beni endişelendiriyor. T 2 Sağlığım beni endişelendirdiği için başka şeyleri düşünmek zorlaşıyor. T 3 Sağlığım hakkında o kadar endişeleniyorum ki başka hiçbir şey düşünemiyorum. U 0 Son zamanlarda cinsel konulara olan ilgimde bir değişme fark etmedim. U 1 Cinsel konularla eskisinden daha az ilgiliyim. U 2 Cinsel konularla simdi çok daha az ilgiliyim. U 3 Cinsel konulara olan ilgimi tamamen kaybettim. V 0 Bana cezalandırılmışım gibi gelmiyor. V 1 Cezalandırılabileceğimi seziyorum. V 2 Cezalandırılmayı bekliyorum. V 3 Cezalandırıldığımı hissediyorum.
    1 puan
  8. Açma ve Kapatmanın Birinci Derece Ritüeli: Çağrı (invokasyon) ile Defetme Ritüelleri ve Orta Sütun egzersizleri Altın Şafak talim uygulamalarının özünü oluşturmaktadır ve bu geleneğin tam tekmil majikal seremonilerinin üzerinde inşa edildiği temeli oluşturmaktadır. Bu iki seviyenin (talim uygulamaları ile ileri seviye çalışmalar) arasında, içinde Pentagram ve Heksagram Ritüellerinin içerildiği ve Orta Sütun egzersizlerinin uyandırdığı merkezlerinin çeşitli şekillerde çalıştırıldığı, orta seviye türünde ritüel çalışmalar da vardır. Altın Şafak geleneğinde birkaç orta seviye ritüel vardır, bunların arasında en yaygın, en kullanışlı ve birçok bakımdan en ilginci Açılış ve Kapanış Ritüelidir. Daha önce belirttiğim gibi, bir defetme ritüeli fiziksel ve sembolik bir alanı seremoni çalışması için temizler. Bir çağrı ritüeli o alana güç çağırır. Aslında sadece bu iki ritüelle bir majikal çalışma başlatmak yeterlidir. Ancak, çoğu önemli ritüelde üçüncü bir unsurun önemli rolü vardır: çağrılan güçlere içerik ve zemin sağlayacak bir altyapı ve enerji kalıbı inşa etmek. Bunu yapmanın en az iki yolu vardır. Birincisi, çağrılan enerjilere özgün ritüel unsurları kullanmak. Örneğin, geleneksel olarak Satürn ile ilintili enerjileri kullanan bir ritüel için Satürn sembolizmi kullanmak. Bu tamamıyla geçerli ve çalışır bir yöntemdir, ancak her bir geleneksel sembolik unsur için farklı bir ritüel gerektirir. İkinci yöntemin arkasındaki fikir daha incedir ve tüm evren ve güçlerinin majikal imajını içeren bir ritüel yapı kullanılmaktadır. İkinci yaklaşım sadece tek bir ritüel ile farklı sembolizmlerin geniş bir yelpazesini içermektedir. Ayrıca, önemli olarak evrende daha geniş bir enerji içeriği ile çağırılan güçleri dengeler. İkinci yaklaşım Altın Şafak geleneğinde daha yaygındır ve burada üzerinde çalışacağımız sistemdir. Bu motife dayanan üç Açma ve Kapatma Ritüelinde, Altın Şafak'ın anlayışındaki Kabalistik Felsefede evrenin tüm yapısı (önceden söz edilen üç derecenin formülü çerçevesinde) bir özet olarak içerilmektedir. Bu formüllerin diğer uygulamalarını yöneten aynı ilkeler bu ritüelleri biçimlendirir, ancak burada üç derecenin inisiyatik özellikleri önemli bir rol oynar. Hatta bu ritüeller düzenli uygulanırsa, majisyen için formüllerinin alındığı inisiyasyon ritüellerinden inisiye olmakla subtil bedenlerinde aynı etki olacaktır. Açma ve Kapatmanın Birinci Derece Ritüeli: Basit Şekil Bu bir ritüelin olağan gerekleri dışında, bir altar (sunak, üst üste iki küp ebadında küçük bir sehpa), tutucu içinde bir insens (buhur) çubuğu, bir kadeh veya kupa içinde su. Geleneksel olarak ritüelden önce su kutsanır. Bunu yapmak için Bölüm 9'da verilen Kutsal Suyu kutsama (konsakre) ritüeli kullanılır. Açma ve Kapatma Ritüeli aşağıdaki gibi uygulanır: İlk başta, altarın batısında doğuya bakarak şöyle deyiniz: "Hekas! Hekas! Esti bebeloi" (Kadim Gizem Kültlerinden bu söz: "Bu mekandan uzaklaşın! uzaklaşın! Ey aşağı varlıklar!" anlamına gelir.) Sonra Küçük Defetme Pentagram Ritüeli yapınız. Ritüelin ortasında yapılan kısımları, örneğin Kabalistik Haç Riti altarın batısında yapılmalıdır. İkincisi, ara verin ve su kadehini iki elinize alarak başınızın üstüne alınız ve şöyle deyiniz: "Ve Ateş işini yöneten rahip ilk önce gümbürdeyen denizin arındırıcı suyunu sıçratmalıdır."(1) Kadehi indiriniz ve doğuya doğru [her zamanki gibi saat yönünde yürüyerek] götürünüz. Kadeh ile doğuda havada eşit köşeli bir haç çiziniz. Bu haç yaklaşık olarak defetmede çizilen pentagram ebatta ve yerde olmalıdır ve parlak mavi renkte olmalıdır. Sonra sol elinizin parmaklarını kadehe daldırıp parmak uçlarınızla doğuya doğru üç kez su sıçratınız. Üçüncüsü, güneye doğru dönünüz, ama Pentagram Ritüelindeki gibi çeyrek daire çizerek değil ve aynı işlemi güneyde tekrarlayınız. Aynı şekilde suyla haç çiziniz ve Su sıçratınız. Aynı şeyi batıda sonra kuzeyde yapınız. Nihai olarak doğuya dönünüz, kadehi yükseltiniz ve şöyle deyiniz: "Su ile arındırıyorum." Altarın batısına dönünüz ve kadehi yerine koyunuz. Dördüncüsü, buhur çubuğu tutucusundan alınız ve iki elle tutarak başınızın üstüne tutunuz ve şöyle deyiniz: "Ve bütün hayaletler defedildikten sonra, evrenin gizli derinliklerinde parıldayan ve uçan kutsal ve şekilsiz ateşi göreceksiniz, ateşin sesine kulak veriniz."(2) Buhur çubuğu aşağı indiriniz ve doğuya gidiniz ve onunla aynı su kadehi ile yaptığınız gibi eşit kollu bir haç çiziniz. Sonra çubuğu üç kez doğuya doğru sallayınız. Haç parlak kırmızı renkte imgelenmelidir. Aynı şekilde güneye, batıya ve kuzeye yürüyerek işlemleri tekrarlayınız ve doğuya geri dönünüz. Çubuğu yükseltiniz ve şöyle deyiniz: "Ateşle konsacre ediyorum" [veya kutsuyorum]. Altara dönünüz ve çubuğu tekrar tutucusuna koyunuz. Beşincisi, altarın doğusuna geçiniz ve yavaşça üç kez altarın etrafında dönünüz. Dönerken, spiral bir merdivenden çıktığınızı ve altar ve aletleri ve altınızdaki yerin sizinle birlikte yükseldiğini imgeleyiniz. Doğu yönüne geçtiğiniz her seferde hareket ettiğiniz yönde Giren İşareti yapınız. Doğuya tekrar yaklaştıkça merdivenin sonuna geldiğinizi hayal ediniz. Altıncısı, altarın batı tarafına geri dönünüz. Giren İşareti yapınız ve şöyle deyiniz: "Ne kadar kutsalsınız ey Evrenin Yüce Efendisi!" Giren İşaretini tekrarlayınız ve şöyle deyiniz: "Ne kadar kutsalsınız Doğanın Şekil Vermediği!" Giren İşaretini tekrarlayınız ve şöyle deyiniz: "Ne kadar kutsalsınız Yüce ve Kudretli Olan! Işığın ve Karanlığın Efendisi!."(3) Bitirirken "karanlık" kelimesiyle tamamlarken Sessizlik İşaretini veriniz. Bu ritüelin açılış bölümünü tamamlıyor: Daha büyük bir seremonide invokasyon ritüeli ve çalışmanın gerisi bunu takip eder. Ritüelin kapatma bölümü aşağıdaki gibidir: İlk başta, Su ile arınma ve Ateşle konsakreyi aynı açılış bölümün ikinci, üçüncü ve dördüncü kısımları gibi tekrar yapınız. İkincisi, altarın sağ tarafına doğudan geçiniz ve yavaş yavaş alan etrafında saat yönüne ters üç kez dönünüz (tavaf). Dönerken başlangıçta çıktığınız spiral merdivenden aşağı indiğinizi imgeleyiniz ve indikçe altar ve aletler, haç ve pentagramların, ayrıca da zeminin sizinle birlikte aşağı indiğini imgeleyiniz. İlk başta dahil doğu tarafı geçtiğiniz her seferde hareket ettiğiniz yönde Sessizlik İşareti yapınız. Üçüncüsü, üçüncü dönüşten sonra altarın batısına geliniz, doğuya bakınız ve kollarınızı haç şeklinde açınız. Şöyle deyiniz: "Kendini feda ederek kudretleşen Yeheshuah, Yehovahshah'ın (telaffuzu "yeh-heh-şu-vah yeh-ho-va-şah") yüce İsmiyle, bu seremoni ile tutsak olabilmiş herhangi bir ruhu serbest kılıyorum. Mekan ve diyarlarınıza barış içinde gidiniz, ve aramızda şimdi ve gelecekte barış olsun."(4) Dördüncüsü, Küçük Defetme Pentagram Ritüeli yapınız. Bu seremoniyi tamamlar. ••••••••••••••oOo•••••••••••••• Açma ve Kapatma Ritüelin sembolizmi Kabalistik düşüncenin önemli temalarını hünerli bir şekilde örülmüş imaj ve hareketlerle özetlemektedir. Ritüel içeriğinde bulunan üç beyan kadim kaynaklardan alınmıştır. Bunların birincisi ve ikincisi tarihi Romalılara kadar inen bir maji el kitabı Keldani Kehanetleri'nden (İngilizce pdf dosya olarak: The Chaldean Oracles) alıntıdır ve sonuncusu bir Gnostik majikal duadır. Küçük Defetme Pentagram Ritüeli çoğu Kabalistik seremonilerde kullanılan temel dörtlü alan yapısını kurar. Bunu takip eden Suyla arındırma ve Ateşle kutsama bunun üzerinde inşa etmekte, ama ayrıca iki şey daha yapmaktadırlar. Bir kere, bu hareketler pentagram üzerinde eşit kollu haçı kurmaktadır. Bunlar büyük evren makrokozmosu ve küçük evren (insan) mikrokozmosu simgelerler ve defetme ritüelinde kurulan "altı köşeli yıldız" heksagram ile tamamlanmaktadır. Ritüel alanın ortasında duran majisyen sembolik ve pratik olarak makrokozmos ve mikrokozmos arasında denge noktası, bu iki diyarın ahenge girdiği yerdedir. İkincisi, arınma ve kutsama (konsakrasyon) ritüeldeki güçleri, Ateş ve Suyla temsil edilen evrenin büyük kutuplarıyla bağlantı kurdurmaktadır. Bu kutuplaşmış güçler halen kurulmuş olan olan ritüel alan yapısıyla öyle ilişkilendilirilir ki, alanın ortası doğal bir dengeleme noktası olmaktadır. Burada majisyen tekrar, ritüelin ana unsurları sırasında dengenin her iki tarafını birleştirerek uyum ve ahenk yerinde durmaktadır. Kutsal alan arındırılıp kutsandıktan sonra, güneşle birlikte (saat yönünde) altarın etrafında üç kez dönülmektedir. Bütün tavaflar gibi, bunlar Dünyanın sübtil enerjileriyle karşılıklı alışveriş yapmaktadır ve ritüeli makrokozmos güçleriyle ilişkilendirmektedir. Üç tavafın ayrıca, daha önceki bölümde anlatıldığı şekilde Birinci Derece Formülü ile ilgili özel işlevleri vardır. Burada Giren İşareti majisyenin enerjisini tavafın yönünde göndermek üzere kullanılır. Açılış Ritüelin en son evresi tüm şeylerin—"Işığın ve Karanlığın"—Efendisi olarak Tanrının Gnostik İnvokasyonunu içerir. Bunun iki işlevi vardır. Bir yandan, majisyen tüm kutupları sonsuza dek çözen bir gücü tanımaktadır. Bu tüm tali güçlerin içinde eridiği bir güçtür. Diğer yandan, majisyen ritüel alanda hareketlerini evrenin tümündeki Gücüyle özdeşleştirmektedir. Aynı Tanrı gibi majisyen karşıt güçlerin buluşma yerinde durmaktadır ve ritüel alanı yapılandıran denge motifi, Sonsuzluğun zihninde ebedi denge motifinin bir model ve yansımasıdır. Kapatma Ritüeli esas olarak Açılış ile aynıdır. Alanın sembolik dengesini ve içinde yapılan fiilleri teyit etmek üzere aynı arındırma ve kutsama motifleri işlenir. Güneş yönüne ters tavaf, enerjinin odaklanması yerine dağıtılsın diye yapılır ve Sessizlik İşareti majisyenin başlangıçta yaydığı enerjiyi tekrar özümsemesine yardımcı olur. Son olarak da, ritüelde çağrılan ve getirilen makrokozmosun ruhsal enerjilerin gitmeleri emredilir ve sonradan defedilmektedir, böylece ritüel alan normal alana dönüşüyor. Aynı dört yön, kutupluk ve dengelemesi, makrokozmos ve mikrokozmos arasında alışveriş temaları Kapatma Ritüelinde tekrarlanıp majikal evreninin en temel unsurlarını formüle etmektedir. Açma ve Kapatma Ritüeli kendi başında bir egzersiz olarak kullanılabilir. Hatta en önemsiz ve basit seremonide kullanmadan önce bu şekilde birkaç kez uygulanmalıdır. Bu ritüel, Pentagram Ritüeli gibi basit ritüel biçimleri ile ilerki bölümlerde elle alacağımız daha ileri pratik maji seremonileri arasında kullanışlı bir köprü kurmaktadır. Açma ve Kapatmanın Birinci Derece Ritüeli: Genişletilmiş Şekil Birinci Derece Açma ve Kapatma Ritüelinin ayrıca Altın Şafak geleneğinin Elemental Dereceleriyle bir bağlantısı vardır. Bunlar inisiyeye dört elementin güç ve alemlerini açana ve Birinci ve İkinci Dereceler arasında köprü kuran dört seremonidir. Derece seremonileri Neofit seremonisine kıyasla Kabalanın geleneksel sembolizmine çok daha derin girmektedir ve kullandıkları metin ve imajlar modern majisyene tuhaf gelebilir. Yine de çok az pratik deneyimin bile göstereceği gibi, bunları kullanmakta yarar vardır. Elemental güçlerle çalışan seremonilerde bu Derecelerin sembolizmini Açma ve Kapatma Ritüelinde kullanmakta bazen yarar vardır. Aynı zamanda, bu şekilde genişletilen bir ritüel, ritüel beceri ve kendi kendine inisiyasyon işini geliştirmek için değerli bir pratik olabilir. Bu genişletilmiş ritüelin basit Birinci Derece Açma ve Kapatma Ritüeli ile aynı gerekleri vardır. O aşağıdaki şekilde uygulanır: İlk başta, altarın batsında doğuya bakarak şöyle deyiniz: "Hekas! Hekas! Esti bebeloi" Sonra Küçük Defetme Pentagram Ritüeli yapınız. Sonrada Küçük Defetme Heksagram Ritüelini yapınız. İkincisi, Su ile arınmayı aynı daha önceki gibi dört yönde yapınız ve altara dönünüz. Üçüncüsü, Ateş ile kutsamayı aynı daha önceki gibi dört yönde yapınız ve altara dönünüz. Dördüncüsü, doğuya gidiniz ve sağ elinizin ilk iki parmağıyla bir Hava invokasyon pentagramı çiziniz ve şöyle deyiniz: "Ve Elohim şöyle dedi: 'Ademi kendi suretimizde yapalım, benzerimiz olarak ve o gökteki kuşlara hakim olsun'." Hava İşareti yapınız ve YHVH İsmini titreşimsel bir sesle zikrediniz ("yeh-ho-vah"). Şöyle deyiniz: "Hava elementi idare eden Yüce İsim üzerine, Hava'nın yüce başmeleği Rafael adına ve İnsan başı işareti üzerine — Ey Hava ruhları, Yaratıcınızı tapınız." (5) Beşincisi, güneye gidiniz ve Ateş invokasyon pentagramı çiziniz. Şöyle deyiniz: "Ve Elohim şöyle dedi: 'Ademi kendi suretimizde ve benzerimiz olarak yapalım ve o karadaki hayvanlara hakim olsun'." Ateş İşareti yapınız ve ALHİM ("el-oh-him") İsmini titreşimsel bir sesle zikrediniz. Şöyle deyiniz: "Ateş elementi idare eden Yüce İsim üzerine, Ateş'in yüce başmeleği Mikayil adına ve Aslan başı işareti üzerine — Ey Ateş ruhları, Yaratıcınıza tapınız." (6) Altıncısı, batıya gidiniz ve Su invokasyon pentagramı çiziniz. Şöyle deyiniz: "Ve Elohim şöyle dedi: 'Ademi kendi suretimizde ve benzerimiz olarak yapalım ve o denizdeki balıklara hakim olsun'." Su İşareti yapınız ve AL ("El") İsmini titreşimsel bir sesle zikrediniz. Şöyle deyiniz: "Su elementi idare eden Yüce İsim üzerine, Su'yun yüce başmeleği Cebrayil (Gabriel) adına ve Kartal başı işareti üzerine — Ey Su ruhları, Yaratıcınıza tapınız." (7) Yedincisi, kuzeye gidiniz ve Toprak invokasyon pentagramı çiziniz. Şöyle deyiniz: "Ve Elohim şöyle dedi: 'Ademi kendi suretimizde ve benzerimiz olarak yapalım ve o yeryüzünde sürünen tüm yaratıklara hakim olsun'." Toprak İşareti yapınız ve ADNI ("Ah-doh-nay") İsmini titreşimsel bir sesle zikrediniz. Şöyle deyiniz: "Toprak elementi idare eden Yüce İsim üzerine, Toprak'ın yüce başmeleği Auriel adına ve Öküz başı işareti üzerine — Ey Toprak ruhları, Yaratıcınıza tapınız." Doğuya gidiniz ve sonra altarın batısına geri dönün ve yüzünüzü doğuya çeviriniz. (8) Sekizincisi, altarın doğusuna dönünüz ve sonra yavaş yavaş üç kez saat yönünde tavaf ediniz. Daha önceki gibi kendinizin spiral bir merdiveni tırmandığınızı imgeleyiniz ve doğuyu her geçişinizde Giren İşareti yapınız. Bitişte altarın batısına geçiniz. Dokuzuncusu, altarın batı tarafında tekrar dönünüz. Giren İşareti yapınız ve şöyle deyiniz: "Ne kadar kutsalsınız ey Evrenin Yüce Efendisi!" Giren İşaretini tekrarlayınız ve şöyle deyiniz: "Ne kadar kutsalsınız Doğanın Şekil Vermediği!" Giren İşaretini tekrarlayınız ve şöyle deyiniz: "Ne kadar kutsalsınız Yüce ve Kudretli Olan! Işığın ve Karanlığın Efendisi!." Bitirirken "karanlık" kelimesiyle tamamlarken Sessizlik İşaretini veriniz. Bu ritüelin açılış bölümünü tamamlamaktadır. Kapatma bölümü şöyle yapılır: İlk başta, aynı açılışın ikinci ve üçünü bölümlerdeki gibi Su ile arınma ve Ateş ile kutsamayı yapınız. İkincisi, altarın sağ tarafına doğuda geçiniz ve yavaş yavaş alan etrafında saat yönüne ters üç kez dönünüz (tavaf). Dönerken başlangıçta çıktığınız spiral merdivenden aşağı indiğinizi imgeleyiniz ve doğu tarafı geçtiğiniz her seferde Sessizlik İşareti yapınız. Bitirince altarın batı tarafına dönünüz ve doğuya doğru bakınız. Üçüncüsü, doğuya gidiniz ve şöyle deyiniz: "Tetragrammaton, Havanın Efendisi, adınız sayısı çağlar boyu kutsansın." Hava İşareti yapınız ve YHVH adını titreşimsel olarak zikrediniz. Şöyle deyiniz: "Hava elemental ruhları Sliflerin duasını söyleyelim: "Hayatın Ruhu! Bilgeliğin Ruhu! Nefesi her şeyin şeklini veren ve alan, ey her şeyin şekli önünde değişen birer gölge ve gelip geçen bir sis olan, bulutlara tırmanırsın, rüzgarın kanatlarında yürürsün, nefesini verdiğinde sonsuz mekanlar yaşamla dolup taşır, nefesini aldığında verdiğin her şeyin tekrar size döner. "Ey ebedi sabitlikte duraksız hareket, sonsuza dek kutsanmış ol! Yaratılmış ışık, gölgeler, yansımalar ve imajların değişmeyen imparatorluğunda övüyoruz ve şükrediyoruz ihtişamını ve değişimsiz ve ilelebet yok olmaz parlaklığına hiç ara vermeden erişmeye çalışıyoruz. "Zekanızdan bir ışın ve ilahi aşkınızın sıcaklığı bize erişsin! O zaman soyut ve uçar sabitleşir, gölge bedenleşir. Havanın ruhu tin olur; rüya bir düşünce olur. Ve artık fırtına bizi alıp götüremez, zira şafağın kanatlı taylarının eyerlerini sıkıca tutarız ve akşam melteminin önünüzde uçuşması için yönlendiririz. "Ey ruhların ruhu! Ey tinlerin ebedi tini! Ey yaşamın ölümsüz solunumu! Ey yaratıcı üfleme! Ey aldığı nefesle, ruh ve hakikatin ilahi okyanusu olan ebedi Kelamının haykırışı ve yankısı ile her şeyin canını geri alan ağız." (9) Bir Hava defetme pentagramı çiziniz ve şöyle deyiniz: "Mekanlarınıza barış içinde gidiniz. Tetragrammaton'un kutsaması sizinle olsun ve aramızda barış olsun." Dördüncüsü, güneye gidiniz ve şöyle deyiniz: "Elohim, Ateşin Efendisi, İlahi İsminiz sayısı çağlar boyunca kutsansın." Ateş İşaretini yapınız ve ALHIM adını titreşimsel bir sesle zikrediniz ve şöyle deyiniz: "Ateş ruhları Salamanderlerin dualarını tekrarlayalım: "Sürekli daimi hareketle yuvarlanan dünyalar arabasında taşınan her şeyin ölümsüz, sonsuz, tarif edilmez babası; zirvesinden gözlerin herşeyi gördüğü ve halis kulakların herşeyi duyduğu kudretinin tahtının yüceltildiği ruhsal enginliğin hükümdarı - zamanın çağlarının doğumdan beri sevdiğin çocukların olan bizlere yardım et. Altın, vasi, ebedi heybetli krallığın yıldızları bezeyen gökkuşağın üzerinde parlamaktadır. Onların ötesinde Yüceltilmişsiniz. "Ateşi parıldayarak saçıyorsunuz. Ebedi ruhunu besleyen daimi duraksız nurun aktığı o yerde herşeyi desteksiz ihtişamınla aydınlatıyorsunuz. Bu ebedi ruh herşeyi besler ve etrafını çevreleyen tükenmez bereket ve zürriyet hazinesini oluşturmaktadır. Bu ebedi ruhtan tahtını çevreleyen ve sarayında mekan eden kutsal krallar doğmaktadır. "Ey evrensel baba, tek ve yalnız! Ölümlülerin ve ölümsüzlerin babası. Ebedi düşüncene ve huşu uyandıran özüne benzer güçler yaratın. Bunları dünyaya iradeni beyan eden meleklerin üzerine yerleştirdin. "Son olarak, Elemental imparatorluğumuzda üçüncü bir tür olarak bizi yaratın. Burada sürekli işimiz isteklerini övmek ve taparcasına sevmektir. Burada biz sonsuza dek Size erişmek için yanmaktayız, ey baba! Ey annelik ve aşkın asıl numunesi! Ey oğul, oğulların tüm çiçeği! Şekillerin şekli! Ruh, tin, ahenk ve her şeyin sayımsallığı!"(10) Bir Ateş defetme pentagramı çiziniz ve şöyle deyiniz: "Mekanlarınıza barış içinde gidiniz. Elohim'in kutsaması sizinle olsun ve aramızda barış olsun." Beşincisi, batıya gidiniz ve şöyle deyiniz: "El, Suyun Efendisi, İlahi İsminiz sayısı çağlar boyunca kutsansın." Su İşaretini yapınız ve AL adını titreşimsel bir sesle zikrediniz ve şöyle deyiniz: "Su ruhları Undinlerin dualarını tekrarlayalım: "Cennet çağlayanlarının anahtarlarını ve Dünya mağaralarının boşluklarında yeraltı suları tutan, ey denizlerin dehşetli kralı. Tufanın ve ilk bahar yağmurlarının kralı, nehirlerin ve pınarların kaynağını açarsın. Dünyanın kanı olan nemi bitkilerin özü olmasını yönlendirirsin. Size tapıyoruz ve çağırıyoruz. Sizin değişken ve hareketli varlıklarınız olan bizlerle konuşunuz. Büyük fırtınada karşınızda titreriz. Ayrıca berrak suların fısıltısında bizimle konuşunuz ki sevginizi arzulayalım. "Ey bütün varlık nehirlerinin içinde kendilerini kaybetmeye arzuladığı ve sizde varlıkları yenilendiği enginlik! Ey sonsuz mükemmellik okyanusu! Ey derinlikte yansıyan yükseklik! Ey yüksekliklere yücelen derinlik! Bizi zeka ve sevgiyle gerçek yaşama yönlendir! Bizi fedakarlıkla ölümsüzlüğe giden yola yönlendir. Böylece günahların affı için bir gün size su, kan ve göz yaşlarımızı sunmaya layık görülürüz."(11) Bir Su defetme pentagramı çiziniz ve şöyle deyiniz: "Mekanlarınıza barış içinde gidiniz. El'in kutsaması sizinle olsun ve aramızda barış olsun." Altıncısı, kuzeye gidiniz ve şöyle deyiniz: "Adonai, Toprağın Efendisi, İlahi İsminiz sayısı çağlar boyunca kutsansın." Su İşaretini yapınız ve ADNİ adını titreşimsel bir sesle zikrediniz ve şöyle deyiniz: "Toprak ruhları Gnomlerin dualarını tekrarlayalım: "Ey Dünyayı temel alan ve derinliklerini yüce gücüyle doldurmak için oyan görünmez kral. Ey adı dünyanın kemerlerini titreten. Yedi metali taşların damarlarında akmasını sağladın, yedi ışığın kralı, yeraltı görevlileri ödüllendiren, bizi arzu edilen havaya ve ihtişam diyarına yönlendir. Durmadan bakıyoruz ve çalışıyoruz, kutsal şehrin on iki taşıyla, gömülmüş tılsımla ve Dünya merkezini geçen mıknatıs taşın ekseniyle durmadan bakıyoruz ve çalışıyoruz, çabalıyoruz ve umut ediyoruz — Ey Rab, Ey Rab, Ey Rab çile çekenlere merhametli ol. Kalplerimizi genişlet, aklımızı azat ediniz, ruhumuzu genişletiniz. "Ey sabitlik ve hareket! Ey parlaklıkla örtülü karanlık! Ey geceyle kuşanmış gündüz! Ey çalışanların ücretlerini esirgemeyen efendi! Ey gümüşi beyazlık! Ey altın ihtişam! Ey canlı ve ahenkli elmas tacı! Ey Semayı parmağında bir safir yüzük gibi giyen. Dünyanın altında, kıymetli taşların krallığında yıldızların harika tohumunu saklarsın! Yaşa, hükmet ve bizi koruyucusu yaptığın hazinenin ebedi dağıtıcısı ol!" (12) Bir Toprak defetme pentagramı çiziniz ve şöyle deyiniz: "Mekanlarınıza barış içinde gidiniz. Adonai'nın kutsaması sizinle olsun ve aramızda barış olsun." Yedincisi, doğuya gidiniz, altara geri dönünüz ve şöyle deyiniz: "Bu seremoni ile hapsedilen herhangi bir ruhu azat edip serbest kılıyorum. Mekanlarınıza barış içinde gidiniz ve aramızda şimdi ve ileride barış olsun." ••••••••••••••oOo•••••••••••••• Altın Şafak seremonilerinin çoğunda kullanılan geleneksel malzemede olduğu gibi Açma ve kapatma ritüelinin bu genişletilmiş şeklinde kullanılan bu barok dil birçok farklı kaynaktan gelmektedir. Açılışlarda kullanılan Tevrat metinleri Kabalistik gelenekte majisyenin elemental ruhlar üzerinde hakimiyet hakkını beyan etmek için kullanılmaktadır ve takip eden invokasyon Tanrı İsimleri, başmelekleri, Kerubik ve astrolojik simgeleri — Kova burcu = İnsan, Aslan burcu = Aslan, üç simgeli Akrep burcun en yüksek şekli olarak kartal, Boğa burcu = öküz kullanmaktadır. Kapanışta kullanılan Elemental Ruhların duaları elementlerin ifadesi olarak gösterilmektedir. Bunları tekrarlamakla majisyen maddenin arayışlarına ses vermektedir ve sema ve dünya, ruh ve madde arasındaki aracı olarak yerini almaktadır. Bunlar her ne kadar güç ve uzun bir ritüele meydan veriyorsa da, ritüelin dengeleyici ve ahenkleştirici etkisini güçlendirmektedirler ve ihmal edilmemelilerdir. Majikal Komünyon Riti Birinci Derece Açma ve Kapatma Ritüelinin tam genişletilmiş şekli kişisel ruhsal gelişme için kendi başına kullanışlı bir seremonidir. Ritüel alanında elementleri dengeleme işi uygulandıkça elementlerin içsel alanda da dengelenmesine yol açar. Açma ve kapatmanın arasına Komünyon formülüne dayanan bir ritüel koymakla bu etki daha yoğunlaşır. Eucharist formülü dünyanın her tarafında birçok geleneklerde kullanılmakla beraber, en iyi bilinen şekli Katolik mezhebindeki Aşai Rabbani veya Eucharist ayinidir. Bu ritte, ruhsal güç indirilerek yiyecek ve içecek kutsanır ve sonra katılımcılar tarafından tüketilir. Yenilen şey bedenin bir parçası haline geldiği gibi, kutsanmış yiyecek içindeki çağrılan (invoke edilen) güç bedene özümsenir ve fizik bedeni dahil, her seviyede derin dönüşümler katalize edebilir. Altın Şafak geleneğinde bir Komünyon riti, Niofit derecesi inisiyasyonu ve Ekinoks seremonilerinin her uygulamasının bir parçasıdır. Burada kullanacağımız rit, dört elementin sembol ve enerjilerini kullanmaktadır. Bunu uygulamak için, Birinci Derece Açma ve Kapatma Ritüeli için diğer gerekler dışında, kısmen şarap dolu bir kadeh, üzerinde bir ekmek parçası ve biraz tuz olan bir tabak, bir gül ve kırmızı bir lamba, kandil veya mum gereklidir. Bu ritüel ister basit veya genişletilmiş seremoniye eklenebilir, ancak genişletilmiş Açma ve Kapatma Ritüelindeki elemental sembolizmin daha güçlü bir etkisi olacaktır. Gül altarın doğusunda, lamba güneyinde, şarap batıda ve ekmek ve tuz kuzeyinde bulunmalıdır. Altın Şafak ritüelinde bu rit kapatma ritüelinin son hareketinde Komünyon dört elementi ritüel çalışmanın tüm gücünü özümsedikten sonra yer almaktaydı. Bireysel çalışmalarda seremoninin ortasında tam açma bölümünden sonra Komünyon riti tek başına çalıştırmakta fayda vardır. Uygulanışı şöyledir: Birincisi, altarın batısında doğuya bakınız, ellerinizi avuçlar aşağı ve parmaklar açık kutsama konumunda altarın üzerinde yükseltiniz. Şöyle deyiniz: "Tanrılardan önce mükemmel olan Osiris Onnofris şöyle demiştir: 'Bunlar çile ile mükemmelleşmiş, sınama ile ihtişamlaşan bedenimin elementleridir. Çünkü ölen gülün kokusu çilemin soluğu gibidir; şahlanan ateş yılmayan irademin enerjisi gibidir; şarap kadehi yeni bir yaşam için yeniden dirilmek üzere feda ettiğim kalbimin dökülen kanı gibidir; ekmek ve tuz yenilenmesi için yok ettiğim bedenimin temeli gibidir. "Çünkü ben muzaffer Osiris olan Osiris Onnoiris'im, the justified. Bedenle kuşanmış, ancak içinde yüce Tanrıların ruhunu barındıran benim. Ölüme galip olan yaşamın Efendisiyim. Benimle birlikte giden benimle birlikte yücelecektir. Mekanı görünmezlik olanları maddede tezahür eden benim. Ben arındım; evrenin üzerinde duruyorum; ben onun ölümsüz Tanrılar ile uzlaştıranım. Ben maddeyi mükemmelleştirenim, bensiz evren yoktur."(1) İkincisi, ellerinizi indiriniz ve gülü kaldırınız. Şöyle deyiniz: "Burada mevcut bütün varlıkları benimle Havanın sembolü olan gülü koklamaya..." Gülü koklayınız ve yerine koyunuz. Lambayı kaldırınız. "Benimle bu kutsal Ateşin sıcaklığını hissetmeye..." Ellinizi üzerinden geçiniz ve yerine koyunuz. Ekmek ve tuz taşıyan tabağı kaldınız. "Benimle Toprak türleri olan Ekmek ve tuzu yemeğe..." Ekmeği tuza batırıp yiyiniz. Şarap kadehini kaldırınız. "Ve benimle Suyu temsil eden şarabı içmeye davet ediyorum."(2) İçiniz ve kadehi yerine koyunuz. Üçüncüsü, şöyle deyiniz: "Bünyemize kattığımız nihai öz, Felsefe Taşına: hakiki hikmet, mükemmel mutluluk, summum bonum'a erişme çabamızda bize destek olsun."(3) Duraklayınız ve sonra Kapanışa geçiniz. ••••••••••••••oOo•••••••••••••• Burada elementlerin sembolleri elementler dışında insan bedeniyle de özdeşleştirilir ve hem güneş hem de kendini feda etme ve transandantal erişim imajlarıyla temsil edilen bireysel benliğin özü Tifaret Sefirasının sembolizmi ile ilişkilendirilir. Kutsama duasında Osiris sözleri her insanda mevcut olan majikal anlayışın içsel nitelliğini oldukça isabetli bir şekilde açıklamaktadır. Burada ayrıca Altın Şafak majisinin amacı olan benliğin her seviyede dönüşümü de ima edilmektedir. Bu ayrıca Komünyon ritüeli tarafından körüklenir ve imgelenir. Açma ve Kapatmanın İkinci Derece Ritüeli: İkinci Derece formüle dayana çalışmalarda, majinin içeriği biraz farklı bir tanımla açıklanır. Burada gördüğümüz gibi, dikey boyutu devreye girer ve ritüeldeki enerji alışverişleri düşük bir seviyeden daha yüksek bir seviyeye hareket etmenin temelini oluşturur. Bu ritüelde dört elementler için bir dizi sembol dışında, Birinci Derece Açma ve Kapatma ritüeli ile aynı gerekler vardır. Bu amaç için bir sonraki bölümde anlatacağımız gibi imal edilen ve kutsanan (konsakre) elemental ritüel aletler kullanılabilir, ama bunlar yoksa daha basit cisimler de işi görür: Örneğin, Ateş için bir kandil veya mum, Su için bir kadeh, Hava için katlanır bir yelpaze veya çiçek ve Toprak için bir taş olabilir. Bunlar altarın üzerine uygun yönde yerleştirilirler. Arıma ve kutsama için kullanılan kadeh ve buhur bu elementlerin sembollerinden ayrı tutulmalı ve altarın ortasına konmalıdırlar. Ritüel aşağıdaki gibi uygulanır: Birincisi, altarın batısında durunuz ve şöyle deyiniz: "Hekas, hekas esti bebeloi!" Sonra Küçük Pentagram Defetme Ritüeli ve hemen sonra Küçük Heksagram Defetme Ritüeli uygulayınız ve tekrar yüzünüz doğuya doğru dönük batıda sonunu getiriniz. İkincisi, aynı Birinci Derece açılışı gibi Su ile arınma ve Ateşle kutsamayı yapınız. Bu tamamlandıktan sonra, yüzünüz doğuya doğru dönük altarın batısında durunuz ve doğuya doğru Giren İşareti ve arkasından Sessizlik İşareti yapınız. Şöyle deyiniz: "Işık karanlıkta parlayıp yayıldı, ama karanlık onu hiç anlamadı. Dengesiz gücün efendileri Edom Dukaları Kaoste hükmettiler. Dört elementin dengelenmiş güçleriyle, Edom Dukaları dağılıp defolsunlar ve element haçının gücü kurulsun."(4) Üçüncüsü, altarın batısında doğuya dönük başlayarak ve bitirerek Büyük Ruh Defetme Pentagram Ritüeli yapınız. Dördüncüsü, açık ve yavaş bir şekilde şöyle deyiniz: "Peh. Reş. Kaf. Tau. Kelime Paroketh'tir, o kutsal yerin peçesidir." Peçeyi Açma İşareti yapınız ve şöyle deyiniz: "Kelime ile peçeyi açıyorum."(5) Sonra Kabalistik Haçı yapınız. Beşincisi, altarın doğusuna gidiniz, Hava sembolü alınız ve alanın doğu köşesine gidiniz. Sembolü yüksek kaldırınız ve sonra onunla bir hava invokasyon pentagramı çiziniz. Sembolü pentagramın ortasında tutunuz ve titreşimsel bir sesle YHVH ("yeh-ho-vah" telaffuz edilir) zikrediniz. Şöyle deyiniz: "Doğu krallıkları hükmeden Yüce Kutsal İsim üzerine sizi çağırıyorum ey Hava'nın melek ve ruhları."(6) Altıncısı, Hava sembolünü altarın doğusundaki yerine geri koyunuz; altarın güneyinden Ateş sembolünü alınız ve alanın güney bölümüne gidiniz. Önceki invokasyonu tekrarlayınız, ancak İlahi İsim olarak ALHİM ("ell-oh-him" telaffuz edilir) zikrediniz ve uygun olduğu yerlerde "güney" ve "Ateş" deyiniz. Ateş sembolü altara geri koyunuz. Aynı şekilde, batıda Al ("ell" telaffuz edilir) zikrederek Suyun melek ve ruhlarını çağrınız ve kuzeyde ADNİ ("ah-doh-nay") zikrederek Toprağınkileri çağırın. Yedincisi, doğuya dönük altarın batısına dönünüz. Altarın üzerinde aktif Ruh invokasyon pentagramı çiziniz ve titreşimsel sesle AHİH ("eh-heh-yeh" telaffuz edilir) zikrediniz, sonra aynı yerde pasif Ruh invokasyon pentagramı çiziniz ve titreşimsel sesle AGLA ("ah-geh-lah") zikrediniz. Şöyle deyiniz: "Görünmez krallıkları hükmeden Yüce Kutsal İsimler üzerine, ey Ruhun melek ve ruhları, sizleri çağırıyorum."(7) Sekizincisi, batıya dönünüz doğuya bakınız ve şöyle deyiniz: "Ne kadar kutsalsınız ey Evrenin Yüce Efendisi!" Giren İşaretini tekrarlayınız ve şöyle deyiniz: "Ne kadar kutsalsınız Doğanın Şekil Vermediği! Ne kadar kutsalsınız Yüce ve Kudretli Olan! Işığın ve Karanlığın Efendisi!."(8) Aynı Birinci Derece Açılıştaki gibi "Ne kadar kutsalsınız"ın her deyişinde Giren İşareti yapınız ve "Karanlık" deyince Sessizlik İşareti yapınız. Bu açılışı tamamlar. Kapatma bölümü şöyle yapılır: Birinicisi, açık ve yavaş bir şekilde şöyle deyiniz: "Peh. Reş. Kaf. Tau. Kelime Paroketh'tir, o tapınağın peçesidir." Peçeyi Kapatma İşareti yapınız ve şöyle deyiniz: "Kelime ile peçeyi kapatıyorum."(9) İkincisi, altarın doğusuna gidiniz, Hava sembolünü elinize alınız ve alanın doğu bölgesine gidiniz. Sembolü yüksek tutunuz ve titreşimsel bir sesle YHVH İsmini zikrediniz. Şöyle deyiniz: "Doğu krallıkları hükmeden Yüce Kutsal İsim üzerine, sizleri azad ediyorum, ey Havanın melekleri ve ruhları. Mekanlarınıza barış içinde geri gidiniz, ve aramızda şimdi ve gelecekte barış olsun."(10) Sonra Hava sembolüyle Hava Defetme Pentagramı çiziniz. Üçüncüsü, Hava sembolü altarı doğusuna geri koyunuz. Altarın güneyinden Ateş sembolü alınız ve alanın güney bölümüne gidiniz. Önceki hareket ve sözleri tekrarlayınız, ancak uygun olduğu yerlerde "ALHİM" İlahi İsmi, "güney" ve "Ateş"i yerleştirerek değiştiriniz. Ateş sembolü altara geri koyunuz. Aynı şekilde batıda Su melek ve ruhları "Al" İsmi ve kuzeyde Toprağınkileri ADNİ İsmi kullanarak değiştiriniz. Dördüncüsü, altarın batısına dönünüz ve doğuya doğru bakınız. AHİH ve AGLA İsimleri titreşimsel bir sesle zikrediniz ve şöyle deyiniz: "Görünmez krallıkları hükmeden Yüce Kutsal İsimler üzerine, ey Ruhun melek ve ruhları, sizleri azad ediyorum. Mekanlarınıza barış içinde geri gidiniz, ve aramızda şimdi ve gelecekte barış olsun."(11) Sonra Ruhun her iki defetme pentagramlarını çiziniz. Beşincisi, şöyle deyiniz: "Kendini feda ederek kudretleşen Yeheshuah, Yehovahshah'ın (telaffuzu "yeh-heh-şu-vah yeh-ho-va-şah") yüce İsmiyle, bu seremoni ile tutsak olabilmiş herhangi bir ruhu serbest kılıyorum. Beş Elementin ruhları Yaratıcınıza tapınız!"(12) Altıncısı, aynı açılıştaki gibi Su ile arındırın ve Ateş ile kutsayınız. Yedincisi, Küçük Pentagram Ritüeli ve Küçük Heksagram Ritüeli yapınız. Bu ritüeli tamamlıyor. ••••••••••••••oOo•••••••••••••• Bu ritüelin açılış bölümü sembolik açıdan şimdiye dek incelediğimiz ritüellerden daha karmaşıktır. Bu ritüelde Kabalistik mitolojiden temalar — Evrenin yaratılışından önce var olduğu söylenen dengesiz gücün hakim olduğu ilksel alemleri simgeleyen Klipot veya Negatif güçleri temsil eden Edom Dukaları burada İkinci Derece formülü ile dengelenmesi, dönüştürülmesi ve yenilmesi gereken dağınık enerjilerin imajları olarak gözükmektedir. Bu ritüelin temel sembolizminde dünyanın yaratılışıdır ve bunun sebebi bulmak zor değildir. Batı majinin geleneksel felsefesini içeren Kabalada evren birlikten varolmuştur ve birliğe dönecektir. Bu süreç tüm zaman kadar muazzam uzun bir devreyi kapsadığı gibi, aynı zamanda bir saniyenin zerresinin zerresi kadar kısadır. Birlik içinde bu köken aynı zamanda dengenin temelidir — Zümrüt Tablet'te ifade edilen, "Tüm şeyler birin tefekkürü ile birden gelmiştir" gerçeğidir. Bu farklı şeylerin birbiriyle ahenkli bir şekilde bir araya getirilmelerini sağlar. Bu sıralarda, bu dengeleme potansiyeli bilinçli bir hareketle tezahür ettirilinceye dek sadece bir potansiyeldir. Kabala mitolojisi bunu Tetragrammaton'un [Latince dört harfli kelime, YHVH] gücü tarafından Edom Dukaların mağlubiyeti, evrenimizi var eden "ışığın parçalayarak yıkması" olarak temsil eder. Aynı sembolizm düzenli bir dizi şeklinde ışık ve karanlığın ilksel kutbundan invokasyonun seviyeleri arasındaki peçelerin açılması ve elemental güçlerin tesisi ile İkinci Derece Açılışı da hükmeder. Ritüelin diğer bir önemli özelliği elementlerin beşincisi olan Ruhun dengeleyici bir güç olarak rolüdür. Diğer bir anlayışta, Ruh basit olarak ele alınan herhangi bir seviyenin üzerindeki seviyede mevcut güçler kümesi anlamına gelir ve bunun İkinci Derece formülüne olan bağlantısı açıktır. Pentagramlar ve Ruhu atfedilen İsimler ritüelde bu sembolizmi odaklamaya yardımcı olur. Son olarak, Birinci Derecenin bazı temel sembolleri İkinci Derece Açmanın başında bir rolü vardır. Su ile arınma ve Ateş ile kutsama Altın Şafak Portal inisiyasyonunda kullanılmıyordu, ancak olumlu etkilerinden dolayı kişisel ritüel çalışmalarda ihmal edilmemelidir. Diğer yandan, Giren ve Sessizlik İşaretleri bu noktada Portal ritüelinde kullanılmaktaydı ve inisiyasyon dahil olmak üzere geniş çapta majikal uygulamalarda bu Derecedeki çalışmayı bir öncekine bağlama görevini görür. Bu ritüelin kapatma bölümü, açma bölümünün karmaşıklığına kıyasla daha önce seremonide çağrılan güçlerin defedilmesini içeren basit ve dolaysızdır. Açılışta sürekli denge üzerinde durulması bu noktada bir şekilde bedeli vardır, zira Birinci Derece açma ile üretilen hareket çevrede her şeyi etkilemesini önlemek üzere dikkatli bir şekilde nötr duruma getirilmesi gerekir, İkinci Derece ile yaratılan dengenin istem dışı etki yapma olasılığı daha düşüktür. Açma ve Kapatmanın Üçüncü Derece Ritüeli: Aynı Birinci ve İkinci Derece formülleri gibi, Üçüncü Derece formülü bir seremoninin açma ve kapatmak için bir ritüel metot sağlamaktadır. Kabaca, "Gözetme Kulesi" adı alında bu metodun yarısı Altın Şafak geleneğin içinde ve dışında bulunan majisyenler tarafından yıllardır epey yaygın olarak kullanılmaktaydı. Altın Şafak sisteminin birçok hazineleri gibi bunun kapsamlı ve eksiksiz metodu genelde ihmale uğramıştır. Bu ihmalin arkasındaki sebeplerden biri, Altın Şafak inisiyasyon seremonilerinde uygulandığı şekliyle Üçüncü Derece Açmanın ikinci yarısı Altın Şafak Adeptus Minor İnisiyasyon seremoninin (bir bakıma) kalbi olan Christian Rosencreutz'un (Mezar ) Hücresinin özel yapı ve sembolizmi üzerinde odaklanmaktadır. Altın Şafak uygulamalarda, esas açma seremonisi yılda iki kez veya bir süre depolandıktan sonra kurulurken yapılırdı. Kaldırılması veya başka yere taşınması gerekirse, kaldırıldığı zamana kadar, çeşitli majikal aktiviteler için açık tutulurdu. Bu Cemiyetin adeptleri (üstatları) tarafından muazzam yoğun bir enerjinin biriktirilmesi ve kullanılmasına sebep neden olurdu. Cemiyetin talimatlarına uygun tam tekmil bir hücrenin günümüzün majisyenlerini tarafından imalı, kurmak ve muhafaza etmek için gerekli alan tahsis edilse bile, olağanüstü zor bir proje olacaktır. Bundan dolayı bunu gerektiren bir ritüel için fazla ilgili olmamıştı. Burada yine, Altın Şafak geleneklere fazla sadık bir yaklaşımın etkisi olmuştur. Üçüncü Derece formülü bazı belirli sembollerin kullanımı gerektirir ve bu başka yerlerde olduğu gibi Açma ve Kapatma Ritüelleri için de geçerlidir. Cemiyetin Hücre imajlarına bire bir uyması, hatta Hücre'ye hitap etmesi bile şart değil, yeter ki Üçüncü Derece formülü olan yüksek seviyelerden aşağı seviyelere enerjilerin inişi olan özüne uyum sağlasın, hatta bu sembolizm Hücre teması dışında herhangi bir majikal çalışmanın gereklerini de içerebilir. Aşağıdaki Açma ve Kapatma Ritüeli bu tür esnek anlayışıyla tasarlanmıştır. Bu ritüeli kullanabilmek için, aklınızda olan çalışmanın sembolizmini tam olarak idrak ederek hazırlanmanız gerekir — elemental çalışmada element, gezegensel çalışmada gezegen vs. Ritüele aşina oluncaya dek altarın üzerinde yazılı bir liste bulundurma iyi bir fikirdir. Bu ritüel bir ritüel alet, tılsım veya başka bir cismin kutsama seremonisini açmak ve kapatmak için kullanıldığında cisim üzerindeki her sembol ve onunla ilgili tüm tekabüller listede bulunmalıdır. Fiziksel gerekler açısından, İkinci Derece Açma ve Kapatma Ritüelindeki gerekler ile aynıdır: bir altar, su kadehi, buhur çubuğu, bir dizi elemental semboller veya aletler ile birlikte ritüel için temel gerekler. Elemental semboller altarın üzerinde geleneksel yönlerine yerleştirilir ve buhur ve su kadehi ortaya konur. Ritüel aşağıdaki gibi uygulanır. ••••••••••••••oOo•••••••••••••• Birincisi, altarın batısında durunuz ve şöyle deyiniz: "Hekas, hekas esti bebeloi!" Sonra Küçük Pentagram Defetme Ritüeli ve hemen sonra Küçük Heksagram Defetme Ritüeli uygulayınız ve tekrar yüzünüz doğuya doğru dönük batıda sonunu getiriniz. Sonra, aynı Birinci ve İkinci Derece açılışı gibi Su ile arınma ve Ateşle kutsamayı bu sefer sesiz olarak yapınız. İkincisi, altarın güneyine gidiniz ve Ateşin elemental sembolünü elinize alınız. Alanın güneyine gidiniz ve altarın etrafında bir kez saat yönünde yürüyünüz ve şöyle deyiniz: "Ve bütün hayaletler defedildikten sonra, evrenin gizli derinliklerinde parıldayan ve uçan kutsal ve şekilsiz ateşi göreceksiniz, ateşin sesine kulak veriniz." Dönüşten sonra güneye geldiğinizde, güneye bakınız. Titreşimsel bir sesle ALHİM (telaffuzu "ell-o-him") zikrediniz. Ateş sembolüyle Ateş invokasyon pentagramı çiziniz ve şöyle deyiniz: "Ateş diyarları hükmeden İsim ile sizleri çağırıyorum, ey güneyin melekleri ve ruhları."(13) Üçüncüsü, Ateş sembolü altarın güneyine geri koyunuz. Altarın batısına gidiniz ve Su sembolünü alınız. Çalışma alanının batısına gidiniz ve bir kez etrafında yürüyerek şöyle deyiniz: " Ve Ateş işini yöneten rahip ilk önce gümbürdeyen denizin arındırıcı suyunu sıçratmalıdır." Altarın etrafındaki dönme tamamlanıp tekrar batıya dönüldükten sonra, batıya bakınız ve titreşimsel sesle AL ("ell" telaffuz edilir) zikrederek Su sembolü ile Su invokasyon pentagramı çiziniz ve şöyle deyiniz: "Su diyarlarını hükmeden İsim ile sizleri çağırıyorum, ey batının melekleri ve ruhları."(14) Dördüncüsü, Su sembolünü tekrar altarın batısına yerleştiriniz. Altarın doğusuna gidiniz ve Hava sembolünü alınız. Alanın doğusuna gidiniz ve bir kez etrafında yürüyerek şöyle deyiniz: "Havanın coşkun akışında uzanan şekilsiz Ateşin bağrından bir sesin imajı, parıldayan bir ışık gibi döner, yuvarlanır ve haykırır." Altarın etrafındaki dönme tamamlanıp tekrar doğuya dönüldükten sonra, doğuya bakınız ve titreşimsel sesle YFTVH zikrederek Hava sembolü ile Hava invokasyon pentagramı çiziniz ve şöyle deyiniz: "Hava diyarları hükmeden İsim ile sizleri çağırıyorum, ey doğunun melekleri ve ruhları."(15) Beşincisi, Hava sembolü tekrar altarın doğusuna yerleştiriniz. Altarın kuzeyine gidiniz ve Toprak sembolünü alınız. Alanın kuzeyine gidiniz ve bir kez altarın etrafında yürüyerek şöyle deyiniz: "Sürekli iffetsiz derinliğin ve kasvetle sarılı Hades'in yattığı, anlamsız imajlarla oyalanan, simsiyah bir boşluğa, pırıltısız şekilsizliğe sonsuz yuvarlanıp dökülen uçurumlara inip, karanlık görkemi ile dünyaya eğilip alçalmayın." Altarın etrafındaki dönme tamamlanıp tekrar doğuya dönüldükten sonra, doğuya bakınız ve titreşimsel bir sesle ADNİ ("ah-doh-nay" telaffuz edilir) zikrediniz. Toprak sembolü ile Toprak invokasyon pentagramı çiziniz ve şöyle deyiniz: "Toprak diyarları hükmeden İsim ile sizleri çağırıyorum, ey kuzeyin melekleri ve ruhları."(16) Altıncısı, Toprak sembolünü tekrar altarın kuzeyine yerleştiriniz ve altarın batısına geçiniz, yüzünüz doğuya doğru baksın. Buhur çubuğunu (insens) elinize alınız ve titreşimsel bir sesle AHİH ("eh-heh-yeh" telaffuz edilir) zikrediniz. Ruh invokasyon pentagramı çiziniz ve titreşimsel bir sesle AGLA ("ah-geh-lah" telaffuz edilir) zikrediniz ve Ruh pasif invokasyon pentagramı çiziniz. Şöyle deyiniz: "Ruh diyarlarını hükmeden İsimler ile, sizi çağırıyorum, ey Hayat Ruhunun ilahi güçleri. Sizleri çağırıyorum mekanları görünmez olan semavi kürenin melekleri. Evren kapılarının koruyucu bekçilerisiniz, ayrıca bu ritüelin koruyucusu olunuz. Şer ve dengesizi uzak tutunuz. Ebedi tanrıların gizemlerinin bu mekanını lekesiz koruyabilmem için bana güç ve ilham veriniz. Bu yerin arınmış, saf ve kutsal olmasını sağlayınız. Böylece burada dururken ilahi nurun gizemlerinin iştirakçisi olayım." Yedincisi, buhuru tekrar yerine koyunuz ve doğuya gidiniz. Aynı Birinci Derece Açma ve Kapatma Ritüelinde olduğu gibi altarın etrafında üç kez dönünüz, (tavaf) ancak bu sefer doğuyu her geçişte İsis, Apophis ve Dirilmiş Osiris İşaretleri veriniz. Üçüncü dönüş tamamlandıktan sonra yüzünüz doğuya dönük altarın batısına dönünüz. Öldürülmüş Osiris İşareti yapınız ve şöyle deyiniz: "Ne kadar kutsalsınız ey Evrenin Yüce Efendisi!" Giren İşaretini tekrarlayınız ve şöyle deyiniz: "Ne kadar kutsalsınız ey Evrenin Yüce Efendisi! Ne kadar kutsalsınız Doğanın Şekil Vermediği! Ne kadar kutsalsınız Yüce ve Kudretli Olan! Işığın ve Karanlığın Efendisi!."(18) Bu invokasyonu yaparken Giren ve/veya Sessizilik İşaretleri yapmayınız. Sekizincisi, kollarınızı indiriniz, açık ve yavaş bir şekilde şöyle deyiniz: "Peh. Reş. Kaf. Tau. Kelime Paroketh'tir, o kutsal yerin peçesidir." Peçeyi Açma İşareti yapınız ve şöyle deyiniz: "Kelime ile peçeyi açıyorum." Sonra Kabalistik Haçı yapınız. Dokuzuncusu, yavaşça şöyle deyiniz: "Bu çalışmayı hükmeden Yüce İsim (İlahi İsim) ......'dir. Bu çalışmayı hükmeden Başmelek (İsim) ......'dir. Bu çalışmayı hükmeden melek (veya melek grubu) (İsim) ......'dir. Bu çalışmayı hükmeden (Küre, gezegen veya element) (İsim) ......'dir." (19) Aynı şekilde hazırladığınız tüm tekabül listesinde aynı işlemi uygulayınız. Onuncusu, duraklayınız ve şöyle deyiniz: "I. N. R. I. Yod. Nun. Resh. Yod. Başak, İsis, Yüce Anne; Akrep, Apophis, Yok Edici, Sol, Osiris, öldürülmüş ve dirilmiş. Isis, Apophis, Osiris. I,A,O."(20) [bakınız Anahtar Kelimenin Analizi] Sonra mümkün olduğu kadar güçlü bir sesle IAO İsmini ("iii-aaa-ooo" telaffuz edilir) zikrediniz. On birincisi, Öldürülmüş Osiris İşaretini yapınız ve şöyle deyiniz: "Öldürülmüş Osiris'in İşareti." İsis İşaretini yapınız ve "L. İsis'in Yası İşareti." Apophis İşaretini veriniz ve "V. Apophis ve Typhon İşareti" deyiniz. Dirilmiş Osiris'in İşaretini veriniz ve "X. Dirilmiş Osiris'in İşareti" deyiniz. Sonra ilintili işaretleri vererek "L.V.X." harfleri birer birer söyleyiniz. Kollarınızı iki tarafa indiriniz ve şöyle deyiniz: "Lux. Işık. Gül Haçın Işığı. Yukarıdan Nur yağsın!"(21) On ikincisi, ilk başta yapılan defetme ritüelleri tarafından çizilen daireyi kapsayacak kadar geniş beyaz ışıktan oluşmuş bir ışının yukarıdan indiğini ve alanı aydınlattığını imgeleyiniz. Bu imgelemeyi bir süre tutunuz, sonra imajı bırakınız ve Kabalistik Haç Ritini yapınız. Bu ritüelin Açma bölümünü tamamlar. Kapanış aşağıdaki gibi yapılır: Birincisi, altarın batısında durunuz ve doğuya sessiz bir şekilde bakınız. IAO işaretleri yapınız. [bakınız Anahtar Kelimenin Analizi] İkincisi, altarın batısında durunuz ve doğuya sessiz bir şekilde bakınız. IAO işaretleri yapınız. İkincisi, kollarınızı indiriniz, açık ve yavaş bir şekilde şöyle deyiniz: "Peh. Reş. Kaf. Tau. Kelime Paroketh'tir, o kutsal yerin peçesidir." Peçeyi Kapatma İşareti yapınız ve şöyle deyiniz: "Kelime ile peçeyi kapatıyorum." Üçüncüsü, Açılış bölümündeki gibi Su ile arınma ve Ateşle kutsamayı sessiz bir şekilde yapınız. Sonra doğuya gidiniz ve saat yönüne ters üç kez altarın etrafında dönünüz ve doğuyu geçtiğiniz her seferde IAO İşaretleri yapınız. Son devrenin sonunda altarın batısına geri dönüp doğuya bakınız. Şöyle deyiniz: "Kendini feda ederek kudretleşen Yeheshuah, Yehovahshah'ın (telaffuzu "yeh-heh-şu-vah yeh-ho-va-şah") yüce İsmiyle, bu seremoni ile tutsak olabilmiş herhangi bir ruhu serbest kılıyorum. Mekanınıza barış içinde geri dönünüz ve aramızda barış olsun!"(23) Dördüncüsü, Küçük Defetme Heksagram Ritüeli ve Küçük Defetme Pentagram Ritüelini yapınız. Bu seremoniyi tamamlar. ••••••••••••••oOo•••••••••••••• Üçüncü Derece Açılış ve Kapanış Ritüelinde İkinci Derece ritüelinde gördüğümüz bazı temalar tekrarlanmaktadır, ancak hem odaklama, hem de uygulama farklıdır. Bir kez daha önceki Derecenin sembolizmi ritüele girerek İkinci derecedeki Kutsal Yerin Peçesi Üçüncü Derece ritüelinde yer alır ve bir kez daha dört elementin sembolleri Tetragrammaton'un [Latince dört harfli kelime: telaffuz yasak olan YHVH] Kabalistik sembolizmi kritik bir rol oynar. Burada invoke edilen elementler Tetragrammmaton sırasını izler. Elementler İkinci Derece ritüelinde ve bir dereceye kadar Birinci Derece ritüelinde olduğu gibi dengeleme unsurları olarak mevcut değillerdir. Doğru uygulandığında, Üçüncü Derece formülünde önemli rol oynayan kristalleşme işlemi kendi başına dengeleme sağlar. Bu ritüelde elementler esas olarak yaratıcı enerjinin ifadesi olarak çalışırlar. Bu enerji kristalleşme işlevine işlenmektedir. Bu Kapanış bölümünün basit oluşunu açıklamaktadır, zira Açılışta ve seremoninin kendisinde çağrılan enerjiler Üçüncü Derece çalışmanın süresinde özümsenmektedir ve sonradan seremoniyi güvenli bir şekilde kapatmak üzere dağılan güçleri dengelemek ve normal bilinç hale geri dönebilmek için sadece en basit önlemler gerekli olacaktır. Alıntıdır...
    1 puan
  9. tsk! saygı ve sevgilerimle!!!
    1 puan
  10. Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? işin kolayına kaçmadan ama gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil ne de ak örtüde elmaların ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolaşan kırmızı balığınkini Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? 1961 yazı ortalarındaki Küba'nın resmini yapabilir misin? Çok şükür çok şükür bugünü de gördüm ölsem gam yemem gayrının resmini yapabilir misin üstad? Abidin Dino Nazım Hikmet'in "Bana mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin ?" sorusuna karşın bu resmi yapmış diye bilinir... alıntıdır. Tsk! saygı ve sevgilerimle!!!
    1 puan
  11. http://img84.imageshack.us/img84/4995/post3911368871447ko.jpg sizde istermiydiniz_?
    1 puan
  12. geyik hem de azılı geyik:D
    1 puan
  13. üstteki çocuk yapmicak kocasıda aynı fikirde olacak hayatlarını yaşayacaklar
    1 puan
  14. Eylül ayının 24üne kadar önemli bir olay olacak... Bu 1ay içinde bazı şeyler değişecek ve 1ayda neler olmuş vay be diyeceksin
    1 puan
  15. ayrım yapıyo dikkat dediğim üye......
    1 puan
  16. barış taraftarıyız ortakk dediğim üye.....
    1 puan
  17. yolculuk yapcan bi anda biriyle gözgöze gelceeen ve ensi kıyametin kopmuş olcak çünkü sen aşık olcaksın....
    1 puan
  18. kufur mu ettı sımdı bu:rofl:tercuman pls:D:D:D
    1 puan
  19. dimi bizim canda cıkmaz niyeymiş sen lost ile ilişkimizi kurcalıyon biz gizlice ewlencektik sen ehrkese duyurdun ya
    1 puan
  20. :rofl:ust donem erkeklerı yanlarından gecerken hazır ola gelırlerdı bırı baba baba dıe bagırıp alay ettıydı kendınce efendım dedım nutku tutuldu:D:D:D
    1 puan
  21. gel ensi gel:D:D geyiklere evrim gecirten uyeler asireti:D:D
    1 puan
  22. ortakım boşver bizim şirket büyüdü işler patladı
    1 puan
  23. kata ne dıyosun teklıfıme:)
    1 puan
  24. gunyadın cruelty!:thumbsup:
    1 puan
  25. katacım sensiz olur mu hiç..... sadece ortakkımma diyorum değerlendirsin......
    1 puan
  26. geyık basınız servıs beklıo:) 3 e kadar tez elden eglendırın onu nbr?
    1 puan
  27. geldık kata sana da gunaydın!:D
    1 puan
  28. heyooo:) geyık basımız geldii calısn davullar:D:D
    1 puan
  29. yanlarında olcaksın şu sıca khavada ne zevkli olurdu
    1 puan
  30. guzel bi benzetme bnc m.manson ınki nacizane fikrim ..zira insanları sok edip dusunduruo daha önceden eet diyip geçiştirdikleri konularda ve/ya yaşama dair hassas konularında tartışmak istemedikleri konular hakkında...ha tabi ki kendini keşfetme ve ifade edeblme var ama dier sölenenlerle birlikte bnc..kesinlikle yaratma ve yıkım var doğamızda..hepimiz ayrı bi dunya diil miyiz zaten....yanlışlar olmasa nasıl doğrularımızı bulurduk yaratırdık...zıtlık şart....
    1 puan
  31. İnanılmaz bir fotoğrafçı fotoğrafa bakış açımı değiştiren adam,sağol Ensiferum13...
    1 puan
  32. bütün kentler tanır beni ben her kesi... hepimiz bir yalnızlığız hepimiz bir yalnızlıkta ve her kes sensin aslında ya da ben... bütün zamirler ikinci tekil ve zaman hep durduğu yerde cümle içinde... oysa el deymemiş bir karanlık isterdim tek bir yıldız bile olmamalı gökyüzünde geceyi gece yapan karanlık, ve ben bir ateş böceği olmalıyım belki de bir adada yalnızlığının farkında olmadan... kimbilir kolomb'un biri çıkardı keşfederdi yalnızlığını adanın ve ben keşfederdim bütün yalnızlıkları... sen yoksan ben bir ateş böceği olmalıyım hiç bir rolüm olmamalı hiç bir sahnede ben bağlandım mı hiç bir imza bağlamamalı ve sevdim mi yüzüğümüz bile olmamalı hiç bir ülkenin vatandaşı olmalıyım ya da hepsinin... ışığın boğduğu kadar kamaşmaktayım şimdi ve toplumsal kefeni giydirilmiş, sadece rol icabı yaşamaktayım oysa sen yaşama karşı duruşumsun, sen benim isyan ateşim ve meydan okuyuşumsun dünyaya... sevgim mavzer ; namlusunda aşk fişeği ve biz namlı savaşçılarıyız bu destanın... sen yoksan el deymemiş bir karanlık olmalı tek yıldız bile olmamalı gökyüzünde geceyi gece yapan karanlık ve ben bir ateş böceği olmalıyım ve ben bir ateş... -ÖZHAN HAKAN
    1 puan
  33. gel gelelim.. zaman masalların en acısı olmuştu adım atmanın gayri çıplak ,gayri ihtiyar....gayri tutuk ezber notlarında bir delinin umarsız bir çığlıkla koynuna zorla girdiği tebessümsüz bir gece bin kağıda hangi cümleyle sığardı hangi hece uyardı uydur kaydırdık zaten ya bunu en iyi kim anlardı... sonra bakarsın birgün bir tanrı çıkar gelir...birgün bin tanrı önümüzde dirilir... o an hangi günahdan çıkarız hiç bilinmez... kırmızı kadının....mor etek giymek için can attığı renksel bir travmadır belki yaşayıp göreceğimizin tümü...tamamı bir yarımı bi yarımın bir bütünün tamamını içine aldığı.. kör noktada dilek dileyip.. tutmayacağını bildiğin halde amin demek gibi.. körüz ya bazen... körüz hani bildiğin..renklere değil.. insanlara kör olmak gibi.. tutulup kalmak... tutunup düşmek tutunup...ölmek gibi.. ölecekde değiliz... acıdan ölmeyen adamı hangi toprak kabul eder.. bir bıçağın sırtında ilk huzurlu uykusunu bulan.. sağa sola dönme ihtimali olmadan sırtı kanaya kanaya..kesilen... kesildikçe demlenen.. demlendikçe renklenen.. renklendikçe körleşen .. (gözlerinden sanma hayatından kaybeden....) kalp kapakçığı eline tutuşturulmuş... kan kaybından muzdarip... itafen aşka...orası burası yırtılmış... itlaf edilmiş bir ömür.... horgörülüp....hortumlanmış... gölgesiz izsiz .....sessiz kalmış... biliyorsun dilsiziz ya bazen.. dilsiziz hani susarak da değil... bağıra çağıra dilsiz olmak gibi çaresiz...çirkiniz çoğunlukla çoğunlukla pis çoğunlukla siz... bir sancılı tebessüm.. bir parça surat izdüşümü kuşbakışı bir avuç içi... gayri ciddi bir senfoni.. oysa bir trajedi.. bir travma-komedi... kimbilir belki...romantik biraz biraz haddinden fazla münzevi...... gelgelelim vurgun yaparız birgün.. birgün..hiçbitmeyecek olur... hiçbitmeyen bir acıda ardından.. yani anlıyorsun değilmi....hangi kutuya girsek bir kutu çöker ensemize..birgün... birgün hiç bitmeyecek bir acınında ardından.. şifalı bitkilerden hayat kurtaran sırlar arayıp.. adına "önemsiz birşey mağazadan kot seçmek gibi diyeceğiz.." aynı yalanı defalarca yiyecek kadar enayi olmak gibi söylediğimizin tek hecesine inanmadan.. aynı şarkıyı saatlerce dinleyip saatlerce inanacak birşeey bulmak gibi biliyorsun sağırız ya bazen... sağırız hani bildiğin o seslere değil... insanlara sağır olmak gibi... vurdurup vurdurup şakaklarını ölmediğini görmek gibi... inanmadan tırnaklarına.. inanmadan ne koluna ne bacağına.. her elinin bir başka sevgilide kalması gibi... bırakıp arkanı döndüğünde arkasız kalman gibi... aralıksız nefes alman... aldığın nefesi veremeden ölmen gibi... kuş olsak uçsak derken.. kene gibi kendi derimizden emzirmek... kenetlenip kendimizi bitirmek.. ilaçsız insansız..insafsız kalıp.. aranıp bulunamamak gibi... yani seninle benim aramdaki herhangi birşey gibi....
    1 puan
  34. "İnandırıcı deĞil" yazmaya çalıştığınızı ama başaramadığınızı üzüntüyle görüyorum genç bayan. Bu sitenin varoluş amacının coldhellangel'i yazılanların inandırıcılığına ikna etmek olduğunu sanmıyorum. Henüz 2. mesajınızda bu talihsiz yargıda bulunarak bizlerden neler beklediğinizi belli etmiş oldunuz: dünyayı değiştirecek tılsımlı sözler, bütün kötülükleri ortadan kaldıracak ritüeller, belki sizi bunalımlarınızdan çekip çıkaracak bir iksir... Baştan söylemeliyim ki böyle şeyler yok burada. İnanır ve yaparsanız her işlemin başarılı olma ihtimali vardır, ama okuduğunuz, gördüğünüz her şeye "inandırıcı de_il" yazacaksanız zaten sadece bu sitede değil, hiçbir yazılı veya sözlü kaynakta doyurucu paylaşım veya yardım bulamazsınız. Ha, eğer dağarcığınızda garantili formüller varsa lütfen paylaşın, ben de size mutlulukla teşekkür edenlerin en başında olayım. Hevesle bekliyorum.
    1 puan
  35. kasalar şu tarafta.
    1 puan
  36. Deus sana daha bir şey diyemiyorum yani tamam sen haklısın Hadi iyi günlr
    1 puan
  37. olağan sabahlardan biriydi....üstüm başım ikinci bir ben tarafından giyilmek üzere...sokağa çıktım çıktım çıkamadım kaldım adımları dakikalarla boğuşmakta.. yarı uykulu halimle ruhsal bir iç çekişme yaşıyordum... ya alarmlar ya ben nidalarıyla insan içinde birşeyi tehdit eder ya....sabahın yılgın namlusuna zaman sıkışınca... beş dakika daha uyuyayım ne olur ne olur diye yalanlar söyler sonra kendi kendine inanır.... geçen bütün olağan sabahlar gibi yapacağı işe...gideceği yere muhakkak geç kalır... sana geç kalıyordum biraz....farkında değildim.... birinci kadeh-eskimonun anıları kitabına bakarken.... anımsıyorum saat biraz 5 kalalar arasına sıkışmış gibi.... durduk durmadık yerde üzerimde bir karıncalanma... allah allahh diyorum elimi hızlıca yüzüme götürüyorum sinek savar gibi... ter siler gibi.... dokunuyorum bir parça....biraz akışkan gibi geliyor elime başta... kavrıyorum... avucuma alıp indiriyorum bir çift göz...büsbütün göz kapağı ve kirpikleriyle bana bakıyor... bir ağız bir burun arıyorum sonra karşıda. kafamı kaldırıp sol omuzuma doğru hafif bir dönüş yapıyorum.... (seni ilk gördüğüm an işte... o ilk dakikalar...) onlarca suratın içinde hemen seçiyorum ... gözleri eksik tek sen ...... ah be güzelim böylede bakılmazki.... ikinci kadeh-eskimonun anıları kitabının arkası dönük.... sinek savar gibi elimin tersiyle avuçladığım yarı şehla gözlerin şaşkın şaşkın bana bakıyor.... (ilk görüşte aşka inanırmıydınız acaba) birden bir ışık fark ediyorum gözlerinde takılıyorum ...şöyle hülyalara dalarak bakıyorum... sanma bu bakışlar sana... tam çekecekken gözlerimi etraf kararıyor.... avuçlarımı arıyorum aman allahım... gözleri olmayan kocaman bir surat karşımda... biraz daha yukarı kaldırırmısın diyorum .... ama nereden baksan aramızda 30 adamlık bir mesafe.... hay allah şimdi nasıl döneceğim tekrar kendi yüzüme... .... üçüncü kadeh-eskimonun anılarından şapka yaptım... tek taraflı bir istek alış verişi yaşıyorum sana söylüyorum tek gözüm kapanıyor... ben zaten ne söylesem yine kendi kendimle kalıyorum... (ilk görüşte hiç bir kuş ölü gelirmi insana) dördüncü kadeh-eskimonun anılarında kumperisi ayak hikayesi.... birden kendime geliyorum.... sağa sola bakınıyorum omuzumda bir el... sonra fark ediyorum sorular soruluyor masada... ben yeni gelmişim kendime... apar topar cevaplamaya çalışıyorum.. onlar sordukça evetliyorum....hayırlıyorum... rastgele aklıma ilk geleni ağzımdan çıkartıyorum .... sonra bakıyorum ....sen.... gözlerinle daha bir başka oluyormuşsun.... kibarca masadan kalkıp gülümsüyorum..... bir dolu şey yaşanıyor bu göz temasında... bilmem kaç yıl boşa harcanıyor.... çokca telefon kavgaları.. çokca sille tokat özlü sözlü aşk nidaları.... ... geçmiş diyorum geçmişde kalsın da.... sol gözün hala sol yanağımda..... (son görüşte aşk boğazda tıkanırmı) beşinci kadeh-eskimonun küpeleri çengelli.... (helal der adam helal der be....şimdi ölmek de var boğularak.....gırtlağımda düğümlü bir kaç aşk hareketi bir bardak soğuk su rica ediyorum.. bir parça ekmek.....yoksa öleceğim...tıkanık durumlarım vaziyet felaket...) altıncı kadeh-eskimoyu bilmem ama sen çoktan gitmiştin....
    1 puan
  38. urum bunları e booklara upload ettinmi etmediysen oraya eklemek zorundayım paylaşımın içinde teşekkürler çok güzel olmuş gerçekten...
    1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...