Jump to content

Liderlik Tablosu

Popüler İçerikler

07-04-2008 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor

  1. http://www.youtube.com/watch?v=AhNR33A7jRQ
    1 puan
  2. II.dünya savaşı sonlarında doğru yıkılan Nazi Karargahı'na girildiğinde ,hiç akıllara gelmeyen bir şeyle karşılaşılmıştı.yıkıntılar arasında 12 tibetli rahibin cesedi bulunuyordu.bu duruma o yıllarda hiç bir anlam verilememişdi. savaş bitipde herşey normale dönmeye başladıkdan sonra bu durum birçok kimsenin dikkatini çekmeye başlamışdı : nazi karagahında 12 tibetli rahibin işi neydi?. bu soru uzun bir süre zihinleri meşgül etti.ortaya çıkan sonuçlar bir hayli düşündürücüydü: naziler şambala ile irtibattaydı!... herşey thule efsanesiyle başlıyordu...thule efsanesinin kökeni ise kayıp bir uygarlığa dayanmaktaydı.buda nazizmin temelini oluşturuyordu.bu efsane altında birleşen bir grup,thule adında gizli bir tarikat kurdular.nazi partisinin 7 kurucusundan biri olan Dietrich Eckardt,thule tarikatının temel ifadesini şöyle açıklıyordu; "thule'nin tüm sırları,eski kayıp bir uygarlığa dayanır.insanoğlu ile 'dış zekalar' arasında bulunan bazı aracı varlıklar,bu sırlara erelere büyük bir güç kaynağı oluşturmaktadırlar.bu güç kaynağı almanyayı dünyaya egemen kılacakdır.yine bu güç kaynağı ,geleceğin üstün insanının ortaya çıkmasını ve insan türünün değişimini sağlayacakdır." Gizli thule tarikatı'nın üyeleri arasında Rudolf Hess,Karl Haushoffer,Alfred Rosenberg ve Adolf Hitler gibi önde gelen isimler bulunmaktaydı. nazi partisinin kurucu üyelerinden ve thule tarikatının önde gelen isimlerinden Karl Haushofer'ın,bir takım normal ötesi yeteneklere sahip olduğu bilinmekteydi.örneğin ileri derecede geleceği bilme yeteneği vardı.olacakları daha önceden haber verebiliyordu.düşmanın saldıracağı saati,top mermilerinin düşeceği noktaları çevresindekilere söyleyebiliyordu. buna benzer şekilde hitlerinde garip yeteneklere sahip olduğu tespit edildi.daha sonraları Hitler'in majik çalışmalar gerçekleştirdiğide ortaya çıkdı.bunlardan en belirgin olanı radyodan yapdığı konuşmalarda ,ses majisi denen majik bir yöntemi kullanmasıydı.bu yöntem büyük kitlelerin etki altına alınmasında büyük bir fonksiyon görmüşdür. araştırmalar ilerledikçe ortaya bir başka gerçek daha çıkdı.nazi partisi kurucu üyelerinden Karl Haushoffer'ın hindistan ,japonya ve tibet 'e giderek oralarda uzun bir süre gizli çalışmalarda bulunduğu tespit edildi.esrarengiz bir eğitimden geçdiğide ,kayıtlar arasındaki bilgilerde dikkati çekiyordu.tibetde bir takım insanlarla gizli toplantılar yapdığı raporlarda belirtildi.bu kişilerin kim olduğu hiç bir zaman öğrenilemedi. işin bir başka ilginç noktası ise nazi'lerin kullanmış olduğu sembolleriydi.bu şekil öyle rastgele seçilmiş bir sembol değildi.gamalı haç insanlığın kullanmış olduğu en eski sembollerden biridir.dünyanın pek çok köşesinde bu sembole rastlanmışdır.eski uygarlıkların kullandığı en önemli sembollerden biri olan bu sembolü dahda ilginç yapan özellik ,bunun bir Mu sembolü olmasıydı.Mu kültürüyle karşılaşam yüm uygarlıklarda bu sembolü kullanmışlardır. sembolün aslı altdaki resimde olduğu gibidir; http://img257.imageshack.us/img257/8696/tara0001ww9.jpg hristiyanların kullanmaya başladıkları haç sembolü de gamalı haçtan türetilmiş ve aynı sembolün stilize edilmiş halidir.ama asıl köken mu tabletlerinde ilk bulunduğu şekle dayanır.bu sembol dünya üzerinde yüze yakın yerde bulunmuş ve Mu uygarlığı ile ilgili bilgi ve belgeleri ortaya çıkartan Niven ve Churchward'ın kayıtlarında yer almıştır. bu sembol Mu'nun gizli bilgilerinin en önemli sırlarından biri bünyesinde saklar.bu sembol anlamı eski mısır ve tibet'teki mabetlerde bulunan rahiplerce,büyük bir sır olarak saklanmış ve kimseye bu sırla ilgili bir açıklama yapılmamışdır.bu sembolün sırrını sadece gizli eğitimden geçen inisiye rahipler bilmekteydi... kökeni Mu'ya dayandığı için bu sembol hem agarta'da hem de şambala'da da bilinen ve kullanılan bir semboldü.naziler'in bu sembolü ele geçirmeleride tibet'deki gizli çalışmalarına dayanmaktadır.şambala'nın üyelerinden olan bazı rahiplerden öğrendikleri sırlar arasında bu sembol de bulunmaktaydı. böylelikle bu sembol ,şambala'nın karanlık güçlerine hizmet eden naziler tarafından dejenere edilerek karanlık amaçları doğrultusunda bayraklarştırıldı.oysaki sembolün içinde gizlediği anlam tamamıyla başkaydı. . -------------------- sembolün taşıdığı anlamı yarın geçiricek arkadaşlar. .
    1 puan
  3. Marvel comics evreni belki de en gerçekçi yayınevlerinden biri olma özelliğini uzun süre sürdüren yayınevi oldu yıllarca. Stan Lee'nin yarattığı ve neredeyse DC comics evreninin tam tersi olan bu evren masalsı bir alt yapı yerine yaşayan ve yaşadıklarını okuyanların kolaylıkla empati kurabileceği düzlemde ve inandırıcılıkta yaşayan kahramanlar evreniydi. Tipler ve ikonik kahramanlar yerine daha insan olan, karakter derinliği olan kahramanlar doldu sayfalara. Belki bu nedenlerdir ki Marvel "alternatif evren"ler kurmakta hep zorluk yaşadı. Muhteşem kurgulu öyküler yine muhteşem bir gerçekçi çözüm beklentisine uyduğu sürece sevildi okuyucu tarafından. Ancak Quesada'nın editörlüğe geçişiyle Marvel'ın DC'leştiğini söylemek mümkün. Daha önce Stan Lee'nin itiraf ettiği ve yıllar önce yaptıklarını söylediği "DC'yi taklit etme" alışkanlığı kahramanların taklidinden "yayın konsepti" taklidine dönüşmüş durumda. Kapak tasarımları, büyük çapta olağanüstü öyküler kurgulama ve bu öyküleri gerçekçi düzleme alışık okuyucuya uymayan "abuk" yöntemlerle çözmek hep DC'nin masalsı alt yapısına uyuyor artık Marvel'da. Örümcek Adam'ın Civil War öyküsü sırasında gerçek kimliğini açıklaması ve doğacak tehlikeleri bertaraf etmek için Mephisto adlı şeytanla anlaşarak geçmişi sildirmesi bu "abuk"luklardan biri. Ancak iyi işler de yapılmıyor değil Marvel'da. Planet Hulk ve World War Hulk bunlardan biri ve orjinal evrende geçiyor. Buna karşın "alternatif evrende" geçen Marvel Zombies serisi oldukça başarılı. Marvel kendini aşmış demek gerekiyor bu alanda. Marvel Zombies serisi Marvel comics'in 2005 aralık ayında başladığı ve 2006 nisanında sona erdirdiği uzunca bir hikaye. Seride süper kahramanlarla süper kötüler et yiyen zombilere dönüşmekteler. 2005 yılında yayınlanan Ultimate Fantastik Four serisinin 21-23 sayıları arasında Mark Miller'in yazdığı ve Greg Land'ın çizdiği ilk öykünün ardından, süper güçlülerin et yiyen yaratıklara dönüşmesi konsepti kendi serisine taşındı. Zaten olaylar Ultimate Fantastik Four serisinde başlıyor. Oldukça başarılı bir yetişkin çizgi romanı. Bu serinin bir çok başarısını ve hoşluğunu saymakta fayda var: Kapak tasarımları orjinal ve en kalsikleşmiş kapakların yeniden ele alınmasıyla tasarlanmış, öykünün çizeri inanılmaz derecede başarılı zombi kahramanlara bakıp da ürkememek elde değil, yazar Marvel Evrenini çok iyi biliyormuş, bir çok ayrıntıya, hikayeye ve tipe gönderme var, seri figürleri de ayrıca toplanması gereken kalitede. Öykünün özeti... Magneto ve adamları bir virüsü dünyaya yayarlar yanlışlıkla ve başta SENTRY olmak üzere tüm kahramanlar zombie'ye dönüşürler. Önce dünya sonra tüm evrene yayılan bu yaratıklar herkesi yemeye kalkışırlar. Gerisi... Okuyan görür ne demeli bilmem not: "Army of Darkness" filmini hatırlayanlar ve sevmiş olanlar bu serinin o filmle ortak hikayesini okumak isteyebilirler. Ümit Kireççi http://aycu16.webshots.com/image/50455/2004500152027879413_rs.jpg http://aycu01.webshots.com/image/48240/2004516742272557064_rs.jpg
    1 puan
  4. hepsinin hastasıyım.Bilimkurgu çizgiromanla birleşince ortaya da doğal olarak böyle fantastik ve süpersonik şeyler çıkıyor
    1 puan
  5. İyi halt ettiniz, çok büyük marifet.................
    1 puan
  6. belki eski parcaları kadar güzel olmayabilir ama.. yinede murat yılmaz yıldırım ın parcalarındaki acı hissini veriyor...
    1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...