Jump to content

Liderlik Tablosu

Popüler İçerikler

02-02-2010 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor

  1. işte sanat ve yaratıcılık budur
    1 puan
  2. Sen mi çektin beni yoksa ben mi seni...Rabbim nereye gidiyorum şimdi,dönüşü olmayan bir yolda mıyım yine,mutluluk mu o gördüğüm ışık,peki ya aydınlatamadığı karanlık ne,insan ışığı mı görmeli aydınlatamadığı karanlığı mı...Kalbi aşkla mı dolmalı,acıyla mı...Düşünüyorum ama düşünmekten de vazgeçiyorum,sadece yaşıyorum,ruhum eşine çekiliyor işte o zaman...Ben artık düşünmek istemiyorum ama yapamıyorum,acı çekiyorum...Çekmeliyim de,daha da çekmeliyim bu acıyı...Hayat,evren,doğa,ağaçlar ve esen rüzgar,gökteki dolunay,bana ışığınızla yol gösterin...Bir gece dolunaya baktığında aşkı gör,iki gün öncesi gibi dolunayda gör o ışığı ruhum...
    1 puan
  3. Bulunduğu yer everywhere olan insan. Madem heryerdesin, ben neden seni göremiyorum? Yalandı di mi herşey haa? Tamam git, bitsin herşey.
    1 puan
  4. Aşkımın aşkı benim de aşkımdır, ben de sarılırım
    1 puan
  5. Fluxus Latince kökenli bir sözcük. Fluxus sözcük olarak İngilizce ‘flow’ (akma, akış, akıntı, cereyan) sözcüğü ile anlam bakımından benzerlik taşıyor. Fluxus 1960-1962 yılları arasında başlatılan ve günümüze dek süren bir sanat akımı. Fluxus sanatı, Litvanya asıllı Amerikalı sanatçı George Maciunas ve John Cage’in 1957-1959 yılları arasında “deneysel kompozisyon derslerine devam ederlerken tanışmaları esnasında doğmuştur. Önceleri müzikle başlayan bu sanat akımı, sanatın diğer dallarını da kapsamaya başlamıştır. Bu sanat dalının doğmasına yol açan öncülerin amaçları, sanatta devrimsel bir gelgitin oluşmasını sağlayarak karşı sanatı da yaratmak olarak açıklanabilir. Yaşayan sanatın ve karşı sanatın iyi anlatılmasını ve ilerletilmesini savunurlar. Bunun nedenini de sanatsal olmayan gerçekliğin, yalnız eleştirmenler, sanat severler, profesyonellerce değil herkes tarafından kavranabilmesi olarak açıklar. Fluxus, ‘Dada’ ile ilişkilendirilebilir. Farklı, görsel, müzik ve edebiyat gibi sanatsal dalların harmanlanarak elde edilen yeni bir karışım şeklinde tanımlamak olasıdır. Fluxus’da şiirler, çoğu zaman, boyanmış, çizgiler ve çeşitli şekillerdeki harflerle elde edilen bir armonidir. Bazen bu harflerin veya şekillerin altına düz yazı zemin olarak kullanılır. Belirlenmiş bir biçim olmasa da Fluxus sanatının dalları arasında birbirine benzerlikler göze çarpar. Fluxus geniş bir şekilde insan yaratıcılığına, kültürüne ve bilincine odaklanmıştır. Konuya, gündeme ve sanat tarihine bağlı değildir.Fluxus sanatında konular önceden belirlenmez süreç içinde rastlantılara bağlı olarak ortaya çıkar. Çok çeşitli kavram ve düşüncelerin araştırılıp, açılmasıyla ortaya çıkmıştır. Fluxus müzik sanatçıları ellerinde ne varsa, mevcut olanla çalışırlar. Geriye kalanı grup içindeki kişilerin bireysel yaratıcılığına ve aralarındaki işbirliğine kalmıştır. Fluxus, sanatta ticarete ve mevcut sanatsal duyguya karşı çıkar.Yüksek sanatı ve sanatta pazarcılığı ret eder. Mantığa aykırı yeniliğe karşı değildir. 1963 yılında, George Maciunas (1931-1978) tarafından hazırlanan Manifestoda, burjuva içindeki profesyonel, ticaretleşmiş, hasta aydın kültürünü temizlemek, dünyanın ölmüş çürümüş, yapay, taklit, soyut, hokkabaz sanatlarını silmek, .Avrupacılığı atmak, sosyal, politik ve yenilikçi kültürel hareketlerle kaynaşarak yaşayan gerçek sanatta ilerlemek olarak açıklanmıştır. Fluxus sanat akımı geleneksel ve profesyonel sanata karşı bir duruş sergiler. Özellikle Amerika , Avrupa ve Japonya ’da kök salmıştır. Doğal ve yaratıcı bireysel seslerin notaya dökülmesi, müziğin kaynağını oluşturur. Bir video gösterisinde bu sanat dalı şöyle açıklanmaya çalışılıyor; Geniş bir salon içinde yerlerini almış seyirciler, önlerinde sahne. Biraz sonra konser topluluğu sahnede yerlerini alacak havası var. Sahnede şık giyimi ile orkestra şefi belirir. Seyircileri selamladıktan sonra sahneden inerek dışarı çıkar ve elinde, çatal, kocaman bir merdivenle sahneye tekrar gelir. Merdiveni sahneye yerleştirdikten sonra sahneden ayrılır.Biraz sonra yine aynı adam, bir elinde boş bir leğen ve öteki elinde de dolu bir çaydanlıkla sahnede tekrar görünür. Seyircilerde çıt yoktur. Pür dikkat izlerler. Şef, elindeki leğeni merdivenin ayağına bırakır ve öbür elindeki su dolu çaydanlıkla merdivene tırmanır. Merdivenin tepesinden aşağı, çaydanlıktaki suyu, çaydanlığın ağzından yavaş yavaş leğene boşaltırken su sesi işitilir. Seyirciler o zaman, o sesin bir müzik olduğunu anlarlar ve çılgınca alkışlarlar. Şef alkışlar arasında, bir orkestra yönetmiş gibi seyircileri selamlayarak salondan ayrılır. Kaostan etkilenmiş bir sanat dalı olarak adlandırılabilir Fluxus. Bağımsız , kaygısız, doğal, yaratıcılığa dayanan , özgür bir sanat akımı. Hüseyin Seyfi , Şiiri Özlüyorum, 33.sayısından ...
    1 puan
  6. kusurLarımız hayata anlam katar ..
    1 puan
  7. Hep, Herzaman, Daima, defalarca yılmadan usanmadan bi cok kez yeniden başla...
    1 puan
  8. Turquie, tu dois ATATURK á dieu, este le reste ATATURK..!! Türkçesi: Türkiye, ATATÜRK'Ü Tanrı'ya borçlusun, geri kalan her şeyi de ATATÜRK'e..!! *DANIEL DUMOLIN..
    1 puan
  9. "insanin her gun yaptigi en onemli sey, o gun intihar etmemiş olmasidir" Albert Camus
    1 puan
  10. "Bir denızkızı ile karşılaşmak için ne yaparsın biliyor musun? Denizin dibine kadar dalarsın. Suyun artık mavi olmadığı yere. Gökyüzünün yalnızca bir anı olduğu yere. Ve orada sessizce yüzersin. Ve orada kalırsın. Ve orada kararını verirsin: onlar için ölebilirsin. Sadece o zaman ortaya çıkarlar. Gelirler ve seni karşılarlar ve seni, onlara olan aşkınla yargılarlar. Eğer içtense, eğer safsa, onlarla olursun ve seni sonsuza kadar alıp götürürler.” - Le Grand Blue, 1988
    1 puan
  11. VE Nefreti En İyi Becerenler Sevmeyi Vaaz Edenlerdir C.B
    1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...