Muhterem Kadın
Taş oldu baştaki saygın kişi,
Geleceğinden aydınlatıyor krallığını şimdi.
Alay edildi en büyüğüyle:
Değerli taşlarla donatılı iken,
Değersiz bir işe aracı olasın diye,
Bak gökyüzüne gecelerinde,
Gör geleceğini...
Yıkıldı imparatorluklar,
Viraneden komiklik topluyor şimdi,
İnsandan bilgelikler.
Ama hiç işitilmedi gibi yapıldı hep değişmez söz;
Şurasına burasına konuşlanalım da
Olabilecek en çirkine çevirelim diye
Çalışmaktan yıkım hazlarını,
Yüzünü ekşitiverdi güne
Gökteki taşın budala hizmetkarları.
Gururun dumanı kaldı sadece geriye,
Bilgeliğini göremeden ölen
Tırışkadan yokluğun gururu,
O'nun dumanı;
O'nun oranızdan, buranızdan tanrılığı, ötede ve pek acı bir sessizlikte,
Oranızın, buranızın özenle egemenlik sürdürülmüş saygınlığı
Kalır gibi olmuş doğanın sonsuz altında
Yeri hiç merak edilmeyen bi çukurda...
En zavallı doğalın/en zavallı kadınsılığın,
Hiç başarılmadan taştan krallığı bekleyeninden,
Sesi çıkamaz halde bir umutsuzlukta
Bir zamanların devasa kadınının...
Hani gözkapakları sefile boyanmışınından,
Bir zamanlar benzerlerinden önce gökte, sonra neredeyse tüm yerde
Bolca bulunanının.
Saklanacak neyse ki hikayesi,
Tütecek yine dumanı.
Herkes bilecek,
Benim bildiğim gibi, korkunun küçük serüvenini.
Anlamsızlıkta nasıl ilerisi olmayan
Sessiz bir acıyla dağılan bir duman olduğunu bileceğiz, bileceksiniz.
"En iyisi" diye alay edecek kalıntı,
"En iyisi buydu kardeşler";
"Buydu tüten anlamsızlığı dışında unutulmaya yazgılı ateşi buydu; hem de saygınınından beyimizin, hatta hanımımızın!"
Sonra eğlenmeye koyulacaklar, hazza, sevince,
Üstelik gerçek varoluşta hem de.
Ama kimse bilemeyecek kalıntının sonsuz iyiliğini,
Sadece sızdırılacak ama asla bildirilmeyecek çünkü
Her ruhun istediğini, korkuya tutsak olduğu için zayıflığından başaramadığı istekleri her ruhun istediğini...
İçeride olanlar bilinmeyecek,
O sadece tek bir ırka sızdırılacak -tıpkı dün oduğu gibi, başlangıçtan bu yana tek gerçek olan Logos'ta olduğu gibi.
Bir de geceleri aydınlatan en zavallı kadınsılıktan bir ölüm olmayacak, kimsenin eksikliğini hissetmediği.
DR. Jonathan Oga Mura