Ah ah, ben de lisedeyken bir kıza fena halde tutulmuştum. Çok çekingendim, bir portresini çizdim, defterinin arasına bıraktım. Bir tane daha çizdim, onu bırakırken yakalandım. Rahat durmadım güzel bir resmini daha çizdim, kendimi sonuna kadar zorlayıp iyi bir çalışma çıkardım. Onu da kendim direk verdim. Heyecandan pek konuşamamıştım ama halen o anı hatırlayınca içim bir hoş olur. Benimle ilgilenmedi, fena halde takıntılıydım ona. Onların dersine giren çok sevdiğim bir hoca vardı ki halen de görüşürüz. Ondan rica ettim, onun dersinde sınıfının kapısından koridorun sonuna kadar gülleri dizdim. Hoca da kararlaştığımız zamanda kızı bir bahaneyle dışarı gönderdi. Gülleri görünce şok oldu, takip etti. Sonunda beni bulunca, şaşkınlık ve biraz da hayal kırıklığıyla bana baktı. Ben de çok gergindim, biraz sırıttım. Bastı tokadı. O günden sonra hiç konuşmadık. Halen aynı şehirdeyiz, arada görüyorum. Beni gördükçe yüzünü çeviriyor, bense eskisi kadar tutkuluyum. Ah ah nereden aklıma geldiyse, içimi dökmek istedim sanırım.
Selamlar,