Koca bir tarlanın orta yerinde ağzım gözüm saptan samandan, bir fötr şapka kafamdan, çalı süpürgesinden kollarımı açmış birileri gelip sarılsın diye bekliyorum sanırım. Ne kadar zamandır buradayım en ufak fikrim yok. Üzerime iliştirilen elbiseler rüzgarda uçuşup duruyor hafiften sarsılmama sebep olsalarda beni yıkmaya yetmiyorlardı. İşte, yine o kuşlar geliyordu. Tek dostu onlardı herhalde bu ıssız yerde başka kim bulabilirdi ki onu? Açık kollarıma konuyor ayak üzeri laflıyorduk. Sonra kanatlarını çırpıp gidiyorlardı geldikleri gibi. Benim de kollarım açık ancak onlar gibi uçamıyordum. Demek ki uçmaya yaramıyor bu kollar çıkarımına vardım kendi kendime. Sakallarımın bir kısmı uçuyor, rüzgara karışıyordu. Kimsenin aldırdığı yoktu bana. Ben bile aldırmıyordum artık böyle şeylere. Cevap aradığım tek bir soru vardı aklımdan çıkmayan. Gelip hiç kimse sarılmayacaksa bana o sıcacık bedeniyle sıkı sıkıya. Ben neden kollarımı açmış şuursuzca bekliyorum burada?