Jump to content

Liderlik Tablosu

Popüler İçerikler

25-01-2019 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor

  1. "Kimse onu istemiyor diye yabanmersinli turtayı suçlayamazsın" My Blueberry Nights
    1 puan
  2. İnsanların yüzde doksanı yaşamazlar, sadece vardırlar. -Oscar Wilde
    1 puan
  3. Sosyal fobi sanıldığı gibi utangaçlık hastalığı ya da özgüven eksikliğinden kaynaklanan bir durum değil. Bir sosyal fobi hastasının özgüveni tam olsa bile, genel ahlak kurallarıyla bir problemi olmasa bile içinde onu kemiren bir kaygı oluyor hep, tıpkı Anafiel'in dediği gibi. Hatta bazen çok iyi bir konumda olmak, insanlardan saygı görmek, örnek alınan biri olmak bir sosyal fobiliyi içten içe rahatsız edebiliyor. İltifat alınca bunu kabul edemeyen, gereksiz yere sıkıntıya giren bir insan gördünüz mü siz hiç? Sosyal fobi tam da budur işte. Konu sahibinin yazısı üzerine ben de bir örnek yazayım; Diyelim ki konu sahibi gibi büyük satışlar yaptığınız bir işiniz var. Size bir müşteri geliyor, ilgilendiği bir yer var. Gayet özgüveni yerinde bir insan olarak rahatça anlatıyorsunuz, çok güzel reklamını yapıyorsunuz biraz içine abartı katarak, esprili ve samimi bir şekilde müşteriyle iletişim kuruyorsunuz. Bu şekilde satıyorsunuz o yeri müşteriye. Patronunuz ve diğer çalışanlar çok memnun kalıyor, "bravo çok iyi iş başardın" diye gururlandırıyorlar falan derken akşam oluyor kafayı yastığa koyduğunuz an bir kaygı sarıyor sizi. "Hay allah çok mu yılışık davrandım müşteriye?" "O lafı söylemese miydim acaba?" "Ya çok laubali bir insan olduğumu düşündüyse?" "Pot kırdım mı acaba patronla ilgili" Vs vs böyle uzar bu kaygı listesi. Sosyal fobinin asıl kendini gösterdiği noktadır bu; kendinle başbaşa kalmak. O yüzden bir sosyal fobi hastası sosyalleşince, insan içine karışınca kendini iyileşmiş sanabilir, yalnız kaldığı an kafasına üşüşür kaygılar. Bende bu durum sabahları gösteriyordu kendini. Hareketli ama gayet sıradan geçirdiğim günün ertesinde, sabah kalktığımda kocaman bir "h..tir" çekip gözlerimi kocaman açıp dünü düşünürüm "naptım ben ya" diye. Geçirdiğim gün gayet sıradanken yaşadığım his çırılçıplak koşmayla eş değer. Bu durum böyle sürdükçe kendi kabuğuma çekilmeye, gerek duymadıkça evden çıkmamaya başladım. Doktora gittim direk teşhisi koydu, zaten anlatmama gerek yoktu titrek sesimden, aşırı terlememden belliydi. İlaç kullanıyorum şuan, yan etkilerinden dolayı yarıya indirdi dr fakat bazı sıkıntılarımı hala aşamadım. Bunun için psikologa gitmeliyim sanırım. Sosyal fobiyi yenmek için sadece ilaç yeterli değil, terapi görmek gerekiyor. Ayrıca kişisel gelişim, bol bol okumak, yeni şeyler öğrenmek, hobi edinmek, spor yapmak yani insanın kendine katabileceği tüm faydalı aktiviteler sosyal fobiyi yenmede etki sağlar. Onun dışında bir sosyal fobiliye "git kendini ortamlara at, önüne gelenle tanış, konuş, dikkat çekici hareketlerde bulun" gibi önerilerde bulunmak hastalığını yenmesinde fayda değil, aksine daha da azmasına sebep olabilir. Bazen hiç ummadığınız, konuşkan, sosyal dediğiniz insanlar sosyal fobili olabilir. Sosyal fobi hastaları toplum içinde özellikle topluluğa karşı konuşmakta sıkıntı çeker. Hasta olmayan insanlarda sıkıntı çeker fakat sosyal fobili abartılı yaşayabilir bu sıkıntıyı. Ama ikili konuşmalarda bu birey çok konuşkan olabilir, hatta gereksiz konuştuğunu düşünebilirsiniz. Çünkü çok garip, çoğu insanın düşünemeyeceği bir ikilemde kalır o insan. "Konuşursam çok konuştuğumu, konuşmazsam sıkıcı biri olduğumu düşünebilir" ikilemi bu insanı yer bitirir. Her sessizlik anında gereksiz bir konuyla o sessizliği bozmaya çalışır. Of bunu en iyi ben bilirim herhalde. O yüzden özellikle lisede otobüsle gidip geldiğim için çok da samimi olmadığım bir arkadaşla otobüse binmek eziyet olurdu bana. Durağa giderken öyle birini durakta gördüğümde bilerek uzatırdım yolumu ya da benden önce binmesini beklerdim, durakta beklerken geldiğini görürsem duraktan uzaklaşırdım falan, böyle saçma sapan triplere girerdim. Halbuki ne gerek var tak kulaklığını keyfine bak dimi yani İlaç kullanmadan önce zaman zaman aştığımı sansam da hep bir yerlerden hortladı bu hastalık. Bazen sosyal fobi olarak bazen depresyon olarak. Depresif yanını hamilelik ve lohusalıkta hissettim, ilacı aniden bırakmam da etkili oldu bunda. Öf öf öf ne buhranlar, ne tripler, ne kaygılar... Sanki herkes oturdu benim hamileliğimi konuşuyor, komşu bile diyor sanki bu kızın kocası nerde, bekar bu ha ha ha.. İşin kötüsü "aman hepsi beş para etmez insanlar" mantığındasınız fakat o psikoloji öyle bir yapışmış ki üzerinize kendi kişiliğinizi unutuyorsunuz. Bazen diyorum sadece bir hastalık mı yoksa kişiliğimin bir parçası mı? İçedönük olmamla bir bağlantısı var mı? Bugün pazar var ve taze meyve sebzeye ihtiyacım olduğu halde gitmek ölüm gibi geliyor. Üşenmiyorum, sorun üşenmek değil. Ama orada bir saat geçirmem evde saatlerce süren temizlikten daha çok yoruyor beni. Sırf bu yüzden ülkemi sevmiyorum, sevemiyorum. Çok gürültülü, çok hareketli, insanlar başkasının hayatıyla çok ilgili, insanlara bir şeyleri açıklamak zorunda bırakılıyoruz hep. Beni yoran, bıktıran, insanlardan soğutan budur belki de..
    1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...