Jump to content

Liderlik Tablosu

Popüler İçerikler

02-09-2022 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor

  1. kalabalıgın arasından sıyrılıp dogaya kavusmak istiyorum rahatca kendim oldugum gercek evime donmek istiyorum cunku insanlarlayken enerjim dusuyor, yorgun hissediyorum sanırsam eger tek basima dogada bir sure kalabilsem gecerdi bu dogaya ihtiyacim var
    1 puan
  2. Merhabalar ilk önce özür dilerim bunu çok kez paylaşıyorum fakat cidden çok ihtiyaçım var Ankara'da yaşayan arkadaş arıyorum birlikte çalışmalar yapabileceğimiz buluşabileceğimiz kişiler diğer arkadaşlarıma da çok teşekkür ederim özellikle leya ya çok ilgilendi sağolsun kendisini çok seviyorum fakat o da farklı bir ilde oturuyor tekrardan özür dilerim iyi günler
    1 puan
  3. Özetle miras Şimdi şöyle düşününce, doğup büyüyüp yaşlanıp ölüyorsun. Arada yaşanmışların hiç bir anlamı kalmıyor. Sahi, birgün ölecek olduktan sonra, bu kadar çok şey yaşamanın, öğrenmenin, çalışmanın ne anlamı olabilir ki? Fakat yaşamın anlamı nicelik olarak nitelik olarak ne kadar yaşadığımdır. Var oluşum, ölümümle anlam kazanacaktır. İnsanlığa, dünyaya ne bıraktığımdır hayatın anlamı. Bu yüzden öğretmenlere çok imreniyorum. Bunun için kafa yormalarına gerek yok. (hakiki öğretmenlere)
    1 puan
  4. Bir şeyin parçası olduğumu düşünüyorum. Hatta hepimizin.. Çünkü evreni ele alırsak evrende herşey birbiri ile bağlantılı ve birbirinin bir parçası olarak var olmakta biz de bu evrende yaşadığımız için evrenin bir parçası olmakla başladı herşey. Ve daha sonra bu küçülerek ya da özelleştirilerek dünyanın bi parçası olmamıza hatta bir insanın bir parçasını tamamlamamıza kadar ilerledi. Daha sonra ki süreçte ise ya evrenin bir parçası olarak devam edeceğiz ya da farklı bir yerde boyutta zamanda var olacağız. Asla yok olmayacağız çünkü evren daim olacak ne zaman ki evren yok olursa biz de o zaman yok oluruz çünkü parçalar büyük olsun küçük olsun amacı işlevi ne olursa olsun bir bağ ile birleşir ve ayrılması için büyük bir kopma söz konusu olmalıdır. Bir herhangi mekanizma buna örnek olabilir. Bu genel görüşüm lakin benim görüşüm. Heh gelelim öznel görüşe özel görüşe. Kendimi bi şeye ait hissediyorum ama bu ne melek ne şeytan ne Tanrı ne in cin. En başta doğaya aidim çünkü doğadan varoldum ve doğaya gideceğim Yaşam sürem dolduğunda daha sonra ise evrene... Ama bir şeyin parçası kesinlikleyim. Belki bi Tanrı nın parçası belki bi toz bulutunun belki de sadece bir yapay zeka parçasıyım ve bunların hepsi bir yazılım ile yapılan bir simülatör veya paralel evrendeki benin oyunu.. Ayna dünya... Hatta filmi bile var suretler diye.. Neden olmasın ki olabilir. Asıl önemli konu şudur ki neye ait olup olmaman veya hayatın anlamı değil önemli olan kendine ait olup bir anlam yaratman ve o anlamı yaşaman... Daha çok şey yazarım da 3 sayfayı kaplar sende okurken yorulursun canım. Sevgilerimle...
    1 puan
  5. Bir şeyler V A R orası kesin ve kesin olan başka bir şey de; var olan o şey kesinlikle bilinmek istemiyor. Diye düşünüyorum.
    1 puan
  6. Bu yazı nasıl bir mantıkla yazılmış anlamadım =)) Evet kabul etmek gerekir ki, ortaçağda kilisenin zulmüne karşı cadılar çok ciddi karanlık büyülerle karşılık verdiler ama buna rağmen hiçbir zaman cadılıarı kötü olarak nitelendiremeyiz. Cadılık iyi ve kötü kavramının ötesindedir ve asla ama asla bir gücü gereksiz yere karanlık amaçlarla kullanmaz. Bunu yapan ancak kara cadı dediğimiz kara büyüyle uğraşan kişilerdir. Hatta kara cadıların bile satanistlerden oldukça büyük farkları vardır. Eskiden beri cadılarğın çoğu ebelik görevini de yapmaktadır. Bunun sebebi insanların bebeklerinin düşmesine yardım etmek değil, doğanın ölüm ve yaşam dengesini sağlamak için doğuma yardım etmektir. Burada cadı doğan bebeği kutsar ve onun hayrını düşünür. Eğer bebek düşerse, tabi ki o cenini çeşitli güçlü iksirler ve büyüler yapmak için ayırır. Eğer kişinin bebeği doğurması riskliyse tabi ki düşmesi için cadı yardımcı olabilir, ama hiçbir cadı durduk yere kendi çıkarı için bir bebeğin düşmesine önayak olmaz çünkü bu doğanın dengesine terstir. ASlında ortaçağda kayıtlara bakıldığında erkek cadılar kadın cadılardan daha fazladır lakin Malleus Malificarum kitabından sonra kadın cadıların kaydı çoğalmış ve hristiyanlığın anti-feminist davranışı nedeniyle cadılık kadınlara özgüymüş gibi lanse edilmiştir. Avrupa kültüründe ortaçağda bir kadın çok güzelse cadı aynı şekilde yaşlı ve çirkinse yine cadı olarak sayılırdı. Bunun sebebi güzel kadınlara rahiplerin aşık olmasıydı, kilise rahiplerine bu sapkınlığı yakıştıramadığı için güzel kadınları büyü yapmakla suçlardı. Yaşlı ihtiyarlar ise çirkinse genelde cadı olarak direk yakılırdı... İşte yaşlı cadı motifi bu dönemde ortaya çıkmıştır. Afrika kültüründe insan eti yiyen cadı motifi ise aslında yine o kültürün voodoo rahibeleri ve rahiplerinden çıkmıştır. Bu şekilde ilkel büyü kabilelerinde "yediğin şeyin gücünü elde edersin" inancı vardır, ki bunu diğer bütün ekollerde bir şekilde görürüz. (Özellikle hindu cadılık-büyü geleneğinde de yoğundur) Haliyle o dönemin büyücüleri başka büyücüleri öldürüp veya güçlü savaşcıları öldürüp etlerini yerlerdi veya yakaladıkları hayvanın etlerini yiyerek onlarn enerjilerini bünyelerine aldıklarına inanırlardı. Mezopotamyada ve sümer kültürü gibi kültürde necromancy ile uğraşan kara büyücülere çok rastlarız. Hatta Antik Mısır'da yine bu kötü amaca hizmet eden seth rahipleri vardır ki, mitleri okursanız seth apep (Ra'yı öldürmeye çalışan büyük kötü yılan yaratık) ile anlaştıktan sonra seth rahipleri yılana dönüşme gücü kazanmışlardır... Yani eski zamandan beri karanlık rahipler ve yine tanrı-tanrıçaları onurlandıran bilgeliğe yürüyen rahipler sistemi vardır. İşte asıl cadı motifini ortaya çıkaran budur... Burada kötülüğün toplanmış halinin cadılık olduğunu söylemek çok yanlış... Evet sümerde, necromancy ile uğraşan kişilerin bilgileri günümüze kadar gelmiş ama bu dal kadar aydınlık uygulamalarda o dönemde yaygındı.. İkisi de cadılığın dallarını oluşturdu... Kilisenin o dönemki büyüye, paganizme ve yerel cadılık inancına olan saldırısı maalesef günümüzün kötü kavramlarını ortak bilince taşıdı. O karanlık çağlarda cinsellik çok büyük günah ve mahremdi.. Bu yüzden rahip ve rahibelerin cinsel dürtüleri bastırılyıordu ve en sonunda rahibeler histeri krizlerine girerek sapıkça davranışlar gösteriyor bunu da kilise şeytanın ele geçirmesine yoruyordu. Halbu ki bu histeri krizi rahibelerin bastırılmış cinsel dürtülerinin ortaya çıkmasına dayanıyordu. Bir kişinin cinsel anlamda histeri krizi geçirmesi toplu bir krize dönüşüyordu ve bütün rahibelerin soyunarak tabiri caizse bu krizlere girdiği biliniyor. Yine kilise bunu toplu posesyon olarak değerlendiriyor ve birşekilde cadılıkla ilişkilendiriliyordu. Gelişen psikoloji bilimi bunlarn posesyonlar değil bastırılmış cinsel dürtüler olduğunu ortaya çıkardı. Benzer durumlar rahiplerde de söz konusuydu. Böylece incubus ve succubuslar ortaya çıktı, rahip ve rahibeyi suçlamak yerine böyle varlıklara yüklenmek kilisenin işin geliyordu (kilisenin kutsallaığına leke sürülmediğine inanıyorlardı) ve böylece kilise git gide şeytan kavramını güçlendirdi.... Lakin cadılığın şeytanla ve kötülükle ilişkilendirilmesi sadece kiliseye özgü bir kavram bunu belirtmek isterim. Kilise öncesi dönemde cadılık doğayla ve bilgelikle özdeşleştirilirdi, ki hala daha bilen kesim tarafından öyle özdeşleştirilir. Bu konuda Haxan isimli belgeseili izlemenizi öneririm, belgesel cadılıkla ilgili yapılan ilk belgesel olma niteliğini taşıyor ve cadılardan çok kilisenin o dönemki tutumunu ve adaletsizliğini inceliyor. Belgesel 1922 yapımı olduğu için seslendirilme yapılamaımş, siyah beyaz görüntüler var ve yazılar ile anlatılıyor.. Ama ona rağmen oradaki çekilen görüntüler çok iyi =)) Şiddetle tavsiye ederim...
    1 puan
  7. Sevgili sirius, inanmayacaksın ama burada bazı arkadaşlar en güzel ritüel araçlarını büyü dükkanından değil de bit pazarlarından, ikinci el eşya satan yerlerden almışlar. Senin için doğru olan araç-gereç zamanı gelince mutlaka seni bulur, yeter ki onu görmesini bil. Bir arkadaşta çok gösterişli bir kristal var, altı taş üstü eflatun renkli kristal (işlenmemiş cilalanmamış doğal kristal) onu bir ormanda kamp yaparken bulmuş, tanrıçanın hediyesi diyor. Türkiye'de birçok aktarlarda büyü malzemeleri satılıyor, yenmeyen içilmeyen bazı otlar ve reçineler vardır mesela, tütsü ve büyü yapma amacıyla kullanılan. Hatta bazı hayvan parçaları falan da olur. Bir şeyi bulamıyorsan alternatifini bulmak en iyisi. Deniz kenarına yakınsan sahile gidip güzel taşlardan toplarsın, onları dolunayda dalgaların ve ay ışığının enerjisiyle yüklersin, dükkandan alacağın kesilip biçilmiş pahalı kristallerden misliyle daha güçlü bir ritüel aracı olur. Hem de Ege sahilleri mitolojideki birçok tanrı ve tanrıçanın memleketi, oradan deniz taşlarını alıp getirsen burada Amerikalılara göstersen ağızları bir karış açık kalır. Afrodit'in, Poseidon'un memleketinden gelmiş deniz kabuklarına bir torba kristal değişecek insan bile bulursun. Maalesef her gün gördüğümüz şeylerin değerini çoğu zaman bilmiyoruz. Bende bir rune seti var, fal temalı bir pagan toplantısında millet fal araçlarını getirmişti, ben de benim rune'ları getirdim. Herkeste yarı-değerli taşlardan gösterişli rune setleri, bendekiler de gayet kaba saba, her biri 4-5 cm koskoca tahta küpler. Ay bunlar ne kadar da büyük, hiç tahtadan rune seti görmedim bu da ne böyle falan diye müstehzi ifadelerle yorum yapanlar oldu. Oysa bilmiyorlar ki o rune seti bir İskandinav arkadaş tarafından İskandinav toprağında yetişmiş ağaçtan elle yapıldı, Yule hediyesi olarak, onun amacı ve enerjisi her birine iyice işledi, ve milletin gidip dükkandan bir ton para bayılıp aldığı ticari olarak üretilmiş cafcaflı rune'lar manevi olarak bunun yanına bile yaklaşamazlar. En nadide elmastan rune seti getirseler hayatta değişmem. Bit pazarlarından eski püskü şeyleri alıp ritüel aracı olarak kullananlara sorsan onları som altından yapılanına değişmezler. Sana ait olması gereken birşey seni çağırır zaten. İçine doğan neyse onu al, millette var ya da kitapta yazıyor diye alma. Bir şeyin görünüşü ya da maddi değeri değil, manevi değeri önemli. Bir bit pazarında gözüne takılan eski ama senin bilmediğin hikayeleri olan bir kadeh, büyü dükkanındaki pentagram işlemeli pahalı kadehlerden çok daha güçlü bir araç olabilir.
    1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...