Jump to content

Liderlik Tablosu

Popüler İçerikler

25-11-2022 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor

  1. Bende tek tüfek takılıyorum. Çoğu topluluk çoluk çocuk özentilikten grup kuruyorlar. Bilgiye hakim değiller birisi atar gider yapsa çil yavrusu gibi kaçacak tipler gelmiş ben cadıyım wiccayım efendime söyleyeyim şamanım diye fır dönüyorlar hepsi laf ebesi yani vikipediden okuyup bazı sosyal medya hesaplarından grup kurup kendilerini öven tipler mevcut. Hakikat içinde olan gruplarda kendi iskeletini oluşturdu. Yani kimseye ihtiyaçları bile yoktur. Bir gruba girmiştim. Enerji savaşı verdik ben komutanım diyordu çocuk role-play takılıyorlar yok 50 kişi öldü 25’i yaralandı sen iyileştireceksin diye emir veriyor bana türkiyede olmaz bunlar varken hakiki cadılar çıkıpta biz burdayız demez yani herkes laylaylom peşinde tabiri caizse saygısızlık ettiysem affola ama bunlar gerçekler.
    1 puan
  2. KİYOHİME Kiyohime, sevgilisine kızmış bir kadındır. Bu adam, yani rahip Anchin kadına mesafeli davranır ve sonunda onu sevmeyi bırakır. Terk edildiğini fark eden Kiyohime bir nehre ulaşana kadar onu takip eder. Orada bir yılan yada ejderhaya dönüşerek teknesinin altında yüzmeye başlar. Canavarı görünce dehşete düşen keşiş bir tapınağa sığınır ve oradaki rahipler onu büyük bir çanın altına saklarlar. Kiyohime onun kokusunu takip ederek keşişi bulur. Sinirlidir ve çanın etrafına dolanarak kuyruğuyla vurmaya başlar. Sonra zile ateş üfleyerek onu eritir ve kendini terk eden adamı öldürür. [1][2] YUKİ-ONNA Kar kadın Yuki-Onna hakkında çok sayıda efsane vardır. Genellikle sağ tarafı sol tarafın üzerine gelecek şekilde beyaz bir kimono giymiş olarak tanımlanır. Normalde kimono her zaman soldan sağa doğru bağlanır ve sağdan sola doğru bağlanması yalnızca ölülere uygulanır. Yuki-Onna'nın beyaz teni ve çok uzun saçları vardır. Kar yağdığında ortaya çıkar ve bir hayalet gibi karın üzerinde süzülür. Kurbanlarını dondurur ve ardından insan yaşamının özünden beslenmek için onları öper ve öpücük kurbanın ölümüyle sonuçlanır. [3][4][5] YAMAUBA Kökeni orta çağa dayanan Yamauba'lar bir tür dev kadın ırkıdır. Başlangıçta toplum tarafından dışlanmış ve dağlarda yalnız yaşamaya zorlanmışlardır. Bazı Yamauba'ların insan eti yemeyi sevdiği söylenir. Onlar hakkında çok sayıda hikaye vardır. Popüler bir hikaye, doğum yapmak üzere olan bir kadını evinde barındıran bir Yamauba'dan bahseder ve hikayeye göre bu Yamauba yeni doğan çocuğu yemeyi planlamaktadır. Başka bir hikayede ise anneler köyden uzaktayken Yamauba'nın çocukları yemeye gittiğini söyler. Bu dev kadınların korkunç doğalarına ek olarak saçlarının altında çokça ağızları olduğu da söylenir. [6][7][8] UJİ NO HASHİHİME Bir başka efsanevi hikaye de Hashihime hakkındadır. O, kocası bir başkasına aşık olan bir kadındır. Kocasını, metresini ve diğer akrabalarını öldürerek intikam almak için bir tanrıya dua ederek onu iblis veya canavara çevirmesi (oni) için dua eder. Daha sonra bunun gerçekleşmesi için 21 gün boyunca Uji Nehri'nde yıkanmış, beş boynuzu varmış gibi görünmek için saçlarını şekillendirmiş ve vücudunu kırmızıya boyamıştır. Akabinde ona karşı suç işleyen herkesi öldürür. Onu gören herkesin korkudan ölür. [9] OİWA Oiwa adlı kadın Iemon adlı bir ronin'e yani ustasız bir samuray ile evlenir. Samuray zaten evli olmasına rağmen kendine ona aşık olan çok zengin bir yerel kızla evlenmek ister. Fakat Oiwa ile evlidir. Zengin kadınla evlenme planını hayata geçirmek için karısına içine zehir katılmış bir ilaç gönderir. Ancak bu ilaç kadını öldürecek kadar güçlü değildir. Kadın ölmez ama şekli bozulur, çirkinleşir. Oiwa ne kadar çirkin göründüğünü ve nasıl ihanete uğradığını anladıktan sonra kazara kendini bir kılıçla öldürür. Fakat daha sonra onun bozulmuş yüzü her yerde belirmeye başlar ve Iemon'u rahatsız eder. Oiwa’nın bozulmuş yüzü kocasının yeni gelininin yüzünde belirir. Korkuya kapılan adam kurtulmak için yeni evlendiği kadının başını kesse de Oiwa öleceği güne kadar ona musallat olur. [10] AGİ KÖPRÜSÜ İBLİSİ Son olarak Agi Köprüsü'ndeki iblisin hikayesine bakalım. Bu hikaye arkadaşlarına Agi Köprüsü'nden geçmekten ya da köprüyü koruyan şeytandan korkmadığını söyleyerek övünen bir adamla başlar. Bir oni görünüşünü istediği gibi değiştirebildiğinden Agi Köprüsü'ndeki iblis bu adama terk edilmiş bir kadın şeklinde görünür. Adam kadına baktığı an iblis ürkütücü biçimine geri döner. Korkan adam kaçar ve iblis tarafından yakalanmaktan kurtulur. İblis hırslanır ve intikam almak ister. Kaçan adamın erkek kardeşinin şekline bürünerek bir gece adamın kapısını çalar. Adam kapıyı açtığında karşısında duran kişinin kardeşi olduğunu zannederek onu içeri alır. Sonrasında iblis gerçek kimliğini bir kez daha ortaya çıkarır ve adamın kafasını ısırır ve ortadan kaybolmadan önce adamın ailesinin önünde onun koparılmış başıyla dans eder. [11] Bunlar Japon mitolojisindeki hırslı, intikamcı iblis kadınlarla ilgili efsanelerden sadece bazılarıdır ve çok daha fazlası vardır. 1. Ikumi Kaminishi (2005). Explaining Pictures: Buddhist Propaganda And Etoki Storytelling in Japan, p. 119 2. Ueda Akinari (6 August 2012). Ugetsu Monogatari or Tales of Moonlight and Rain (Routledge Revivals): A Complete English Version of the Eighteenth-Century Japanese collection of Tales of the Supernatural. Routledge. pp. 252 3. Bane, Theresa (2012). Encyclopedia of Demons in the World Religions and Cultures, p. 334 4. 多田克己 (1990). 幻想世界の住人たち. Truth in Fantasy. IV. 新紀元社. p. 194 5. Nihon no yōkai hyakka : bijuaruban. Iwai, Hiromi, 1932-, 岩井宏実, 1932-. Tōkyō. 2015-05-30 6. Cavallaro, Dani. The Fairy Tale and Anime: Traditional Themes, Images and Symbols at Play on Screen, 132 7. Joly, Henri. Legend in Japanese art: a description of historical episodes, legendary characters, folk-lore, myths, religious symbolism, illustrated in the arts of old Japan, 396 8. Hearn, Lafcadio. Glimpses of Unfamiliar Japan. Houghton, 267 9. Shikibu, Murasaki; Tyler, Royall. The tale of Genji, p. 827 10. Brazell, Karen (1998). Traditional Japanese Theater: An Anthology of Plays. James T. Araki 11. The Demon at Agi Bridge, Haruo Shirane
    1 puan
  3. Yaşantı muhteviyatı olarak her ne kadar paganizme yakın olsam da, kendimi adlandırmaktan hep çekinmiştim; tabii bu noktada popüler kültürün etkisi de oldukça yüksek ; Genç arkadaşlar çoğunlukla taşıdıkları simgeler ve dış görünüşleri ile pagan olduklarını ''yüksek sesle'' belirtiyor ve her ortamda bunu bir avantaj gibi lehine kullanmaya çalişiyor neredeyse (lehine nasıl kullanacaksa). Belki de sırf bu yüzden içine kapanık kendi ritüelleri olan doğa ile arasında kopmaz bağlar kurmaya çalışan bir kadın oldum hep. Ancak 30 yaşımda bir kız evlat sahibi olmamla birlikte bir çok şey değişti... Gizli yaşadığım ne varsa kızımın bedeni ve karakterinde tezahür ediyor gibiydi... benim içselliğim kızımla birlikte pratiğe dökülmeye başladı. Şu aşamada okumalar yapıyor ve derinlikli bir ''SAF BİLGİ''ye ulaşmaya çalişiyorum. Kendi başıma bu biraz zor oluyor elbet ama GNOXİS bana ciddi anlamda yardımcı oluyor. (gnoxis demişken; varlıgından bile haberim yoktu... birden çıktı karşıma) Arayış içinde olduğum bu zamanda Halen aktif olduğunu bilmek (PFI) bir mucize... Tabii Süreli Yayınlar'ın ingilizce olması üzücü, zira metin okuyacak kadar ingilizcem yok maalesef... Bir süre daha okumalar gerçekleştirip üye olmayı planlıyorum... Teşekkürler
    1 puan
  4. ahhhhhh ahhhh fırsatım olsa şehirden kaçsam ormanda bir kulübe yapıp doğayla iç içe yaşasam... hiç bir şey bunun kadar huzur vermiyor bana...bunu düşünmek bile o kadar güzel ki...
    1 puan
  5. sonsuzluğun peşinde ayinlerin ardında, kilitlenmiş zındanların fırtınaları. varlığının izinde can veren, kan bulamış kaybolmuşluklar. sonsuzluğun peşinde,sonsuzluğun peşinde yanan küllerinden doğmuş bir tanrı lanetlenmiş eski sayfaların izinde sonsuzluğun peşinde,sonsuzluğun peşinde şafaksız gecelerin koynuna girmiş umutlar kadar belki aciz bir aşk iksirinin büyüsü gibi kan kokularının izini süren köpekler kadar esrarengizdi yaşamak bir tanrının gözünde bataklık altında saklanan mezarlıklarından çıkıp gel kapılarıma kimsesizlik ne bir hayat isterim senden ne bir ölüm düşlerimi kurban et bana zihnimde kıvanan sancılarımı geri al ve yok ol varolmamış kutsallığının peşinde ruhuma saplanan hançerlerini al ve bedenine geri dön yok olmuşluğun tanrısı sonsuzluğun peşinde,sonsuzluğun peşinde yanan küllerinden doğmuş bir tanrı sonsuzluğun peşinde,sonsuzluğun peşinde o aslında hiç varolmadı.... sonsuzluğun peşinde,sonsuzluğun peşinde yanan küllerinden doğmuş bir tanrı sen aslında hiç, varolmadıın.... -------------------- yanmış fotoğraflar kadar acı... bıraktın ardında kimsesizliği nerelere gitmek isterdi yüreğin, eskiden kalma hikayelerin sonrasında yanmış bir fotoğraf kadar acıklıydı herşey, ben senin kimsesizliğindim, bilmelisin. belki bir şarkı söylemek gerekliydi incinmiş kalbine, sessizce. 'aldanma sen olanlara, yaşam bizi sevdinmi söyle. aldanma ruhum sen yıkılanlara, düşler bizi hiç sevdimi.' şimdi unutulmuş bir kaç isim var yüreğinde en derinlerine saklayıpta, çıkartmaya kıyamadığın. karanlık sanarak aydınlıktan sakladığın belkide bilmeden yazık ettiğinimi sanıyorsun hayallere görmeden, bilmeden ve duymadan onlara. yitirdiğin kelimeler dökülür dilinden kimseyle konuşmadan anlatırsın kendini yaralı kağıtlara...
    1 puan
  6. sağol bunları okudukça tekrar şehirden ne kadar bıktığımı iletişimde olduğum tek ağacımında nasıl gaddarca öldürüldüğü geldi aklıma yine hüzünlednim şehri terk edicem sıktı artık gümüldür bile o kadar rahatlıyorsun sıkıntı yok stress yok otobüs hava kirliliği yok. kaçacam tibete gidecem. Hayır doğa olsa bütünleşelim doğa yok ki!!! bi sokak hayvanlarıyla bütünleşebiliyoruz ancak
    1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...