raskolnikov Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2009 ama ben sadece uyumak istiyodum sevgili bayım / siz bana düş gördürttünüz! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2009 Ona kötü bir şey olsun istedim. Bana aşık olsun istedim... " Lale Müldür Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dark death Yanıtlama zamanı: Mayıs 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 16, 2009 Duyumsadığın her şeye En küçük önemi ver. Söylemişti sensiz yaşayamayacağını Unutma bunu, yeniden rastlarsan ona Tanıyacaktır seni. Bana bir iyilik yap, bu kadar çok sevme beni Son kez sevildiğimde Duymamıştım en küçük bir sevinç bile. Bertolt Brecht Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Mayıs 17, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 17, 2009 Aşkımız iki gözlüklünün öpüşme çabasıydı; gözlükleri çıkarmak hiç aklımıza gelmedi. Hiç düşündün mü belkiyi Belki, eline en yakışan takı benim elim. Belki de en belli olacak yalan, benim söylediğim… Belki sen ve belki ben… Yoksulluk, kirden rengi tanınmayan bir beyaz tutsaklık… İnsan kendine iltica edebilir mi? Ölü olarak ele geçiriliyor en sıcak insan sözleri.. Ve hüznüm bir kamu morgunda işe başladı. Y.E Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rauhassa Yanıtlama zamanı: Mayıs 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 17, 2009 Sahne Bir sahne desek hayatıma çok yanlış olmaz elbet. Öyle bir sahneki her oyunun sonu hezimet. Hep dram oynanır, seyretmesi bile acı verir. Her zaman senaryo başkasının, Başrol hep benimdir... .......... .......... Nihan Gül Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
semuel Yanıtlama zamanı: Mayıs 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 17, 2009 ... Nasıl taşta çeliğin izi kalırsa derin, Üstüme satır satır öyle nakşoldu yerin, Üzülme, senden sonra kalbime girenlerin, Yalnız senin aksindir orda görecekleri... Y.N. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Mayıs 17, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 17, 2009 ... Sen kalacaksın kimse bilmeyecek Ve kimseler görmiyecek seni, Yaşayacaksın gözlerimde. Sen göreceksin, duyacaksın Parıldayan bir sevi sıcaklığı, Uyuyacak, uyanacaksın. Bakacaksın, benzemiyor Gelen günler geçenlere, Dalacaksın. Bir seviyi anlamak Bir yaşam harcamaktır, Harcayacaksın. ... Ö.A Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dark death Yanıtlama zamanı: Mayıs 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 17, 2009 Herşeyi yazarım da zamanı yazamam o yazar çünkü beni. Yazar beni yavaş yavaş özenli azalta azalta görkemli sanki dolduracakmış olduracakmış gibi. Halbuki sıyırıp düşürmüştür tırnağımdaki çürüğü parmağımdaki yarayı kabuk kabuk geçirmiştir geçerken, sanki çoğalta çoğalta yazarak beni: özenli görkemli. Oruç Aruoba 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lilith_sabbath Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2009 İstanbul,özledim ve özlüyorum seni... Yakalasam diyorum bir daha ki Haydarpasa expresini... İnsem yine sabahın erken saatinde,izlesem güzelligini... Karsılasa beni Kadıköy sahili... Derin derin ceksem icime kokunu,ilk nefesimmis gibi... Ardından dalsa gözlerim insanlarına,kalabalıgına... Gülümsesem sana ve insanlarına... Bir yerlerde Teoman calsa... Ve ben anlatsam bogazı ve seni,ona.. İnandırsam onu gercekten gülen insanlara... Birde benden dinlese seni ya? İnansa bu gercek İstanbul aşıgına... Günesli olsun hava geldigimde... Aglama son gidişim gibi arkamdan sessizce... Dayanamıyorum yagmurlu havalardaki gidislere... Bu kez güzel başlayalım,benden aldıklarını dert etme... Anlam katıyor sana,yasadıklarım seninle... Ayrı bir İstanbul olusuyor icimde.. Ve daha bicimleniyorsun gittikce... Anılar birikiyor her gelisimde... Bir baska oluyorum bende,artık İstanbul diyince.. . Büyüyorum işte seninle... Az kaldı gelicem ve geliyorum yine... ''Şehirlerin Şehri'' az kaldı bulusmamıza,bekle... Karsılasıcaksın yine baska bir benle... Anlatıcam sana herseyi o güzel gecelerinden birinde... Aglicam belkide ama sen sakın bana eşlik etme.... Bu kez güzel başlayalım,benden aldıklarını dert etme... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dark death Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2009 Ben düşmekten yoruldum. Kalkmıyorum artık. Amerika'yı başkaları fethetsin. Dünyayı başkaları kurtarsın. Birileri bir yerlerde aşık olsun, birileri ayrılsın, birileri ağlasın. Ben düşmekten yoruldum. Kalkmıyorum artık. Erhan Güleryüz Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
theangelofdeath Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2009 her gün gibi bugünde bu şiir anlatıyor... Ankara'ya Öyle yakışırdı ki kar.. Asfaltlar ışıldar, Buz tutardı resmi yalanlar... Kimse keman çalmaz belki ama Çok keman çalınsın balolarında Diye yapılmış Gri Sisli Binalar... Alnının ortasında Ciddi bir devlet asabiyeti. Çok kötü günlermiş gibi en genç zamanlar, Bu zulüm bu sevda bitmezmiş sevmek Bir halkı sevmekse aşk o zaman sevmekmiş! (biz bir şeyi delicesine severiz Ama tanrım neyi?) Kahve önü çatlak mozaik Bel kemiğine tehdit Kürsüler üstünde Çok sigara içen Öğrenciler Bir daha asla yaşayamayacağı Aşkları teğet geçerken Hep onu sevmeyenleri severek Hep onu sevenin gözlerinden Kalabalıklara kaçarak Karışarak toplumcu gerçekçi yalnızlıklara, Yüksek rakımlarda çatlamış dudaklarını Bir izmirli güzele dayatmak varken (Hep kardeş olacak değiliz ya, Yaşasın halkların sevgililîğî!) Soyut bir sevdaya Beşik kertilmiş olan Dağda çoban, Şehirde şark çıbanı sayılan, Fırat'ın büyük elleri Ararat'ın kız yelleri Cilo'nun derin nefesleri Hülasa kente hukuk mukuk okun Mümkünse o arada da memleketi kurtarmaya gelmiş Anadolu çocukları, Ankara' ya Öyle yakışırdı ki kar Asfaltlar ışıldar, Buz tutardı resmi yalanlar Belki balkona Kar seyretmeye çıkar diye Sevdiğimiz kızlar Çok dibimiz donmuştur Ve çoğu zaman Bu kar mevzuu Kızlara yeterince ilginç gelmemiştir Hiçbir şey Kapalı bir dükkan kadar Hüzünlü gelmez insana Ankara'da, Yoksa bugün bir hayat Yaşanmayacak mı duygusu çöker bütün bozkıra. Kimse keman çalmaz belki Belki bu fiim hiçbir zaman O kadar fiyakalı olmayacak ama Hiçbir lahmacunda O okul yolundaki üçüncü sınıf lokantadakinin Tadını vermeyecek bir daha Çok daha iyilerini yedim sonra Bizzat Urfa'da hatta Ama hiçbirinde O kadar aç oturrnadım sofraya Ankara'ya Öyle yakışırdı ki kar Çok yabancı bir soluk duyulur bazı Bilinmez bir dilin ıslığından Anla ki sıkıldı bizim konsolosluktaki konuklar Öyle deme Ankara'yı sevmeyene bir zulümdür Bu kadar insanın neden Ankara'yı sevdiğini anlamadan Ankara'da yaşamak Yollarına hep sevdiğimiz insanların Adlarını vermediler ama Biz her duvara Bilvesile onların adını yazarak yaşadık Kül ve betondan mürekkep Yaşadıkça yaşanılası gelen O tuhaf bozkır kokusunda. Ankara'ya Öyle yakışırdı ki kar. Asfaltlar ışıldar... Bir günden bir sürü gün yapan Mesai saatlerinde hiçbir şey yapan Hiçbir şey alıp hiçbir şey sunan Rakıyı bol sulu içen Dokunmasın için deği! Çabuk bitmesin dîye devletimin tekel rakısı, Hep kağıtlara bakarak, Hep kağıtlardan bakarak Hem Neşet Ertaş' ı hem Bülent Ersoy' u Aynı anda sevmeyi başararak, Karısının bayat ekmeklerden yaptığı tatlıyı Çok beğenmeyerek ama Yine de bu tasarrufunu takdir ederek Boynu hep kıdemli bir atkının içinde saklıyken Hep bir şeylere birilerine küsmüş gibi Yürüyen... Memurlar....... Ankara'ya Öyle yakışırdı ki kar.. Asfaltlar ışıldar, Buz tutardı resmi yalanlar... Biz, Şimdi kapalı birr kuruyemişçi Dükkanının -ki bütün plan kar altında Tuzsuz ay çekirdeği çitieyip Yanı sıra bafra içmektir- Kötü ışıklandırılmış vitrininden Umutsuzca içeri bakan, Kimliği gereğinden fazla sorgulanmış, Merhabadan çok çıkar ulan kimliğini denmiş, -yani sistem kendi verdiği kimliği Zırt pırt geri istemektedir- Doğduğu yer yüzünden Doğuştan kavgacı zannedilen ama Pek çoğu kavgadan nefret eden Kavgacı Esmer Cesur Korkak Çoğu kürt Çoğu türk Çocuklardık... Ankara'ya Öyle yakışırdı ki kar.... Ha sonra Belki Ahmed Arif'in aklına Hiçbir şairin aklına gelmeyecek -çünkü hiçkimse bir daha ankara'' yı O'nun kadar sevemeyecek -bir şiir islenir: Kar altındadır varoşlar Hasretim,nazlıdır ankara..... Ustam yine sen bilirsin ama Hangi aralıkta bir şair ölmüşse İşte o,en netameli aydır bence. Ankara'ya Öyle yakışırdı ki kar... Asfaltlar ışıldar... Yalanlar... Şimdi ve sonra Ne zaman Ankara'ya kar yağsa Elim gönlüm, Çocukluğum buz tutar. yılmaz erdoğan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
eroskun Yanıtlama zamanı: Mayıs 19, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 19, 2009 Be Hey Dürzü Ne ararsin TANRI ile aramda!... Sen kimsin ki orucumu sorarsin? Hakikaten gözün yoksa haramda Basi açiga niye türban sorarsin? Raki, sarap içiyorsam sana ne. Yoksa sana bir zararim, içerim. Ikimiz de gelsek kildan köprüye, Ben dürüstsem sarhosken de geçerim Esir iken mümkün müdür ibadet? Yatip kalkip ATATÜRK'e dua et. Senin gibi dürzülerin yüzünden, Dininden de soguyacak bu millet Isgaldeki hali sakin unutma. ATATÜRK'e dil uzatma sebepsiz. Sen anandan yine çikardin amma Baban kimdi bilemezdin serefsiz. Neyzen TEVFİK Bugünü daha iyi anlatan bir şiir olamaz heralde... Saygılar.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dark death Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2009 Birden serçelerle indi yağmur Hangisi serçe Hangisi yağmur M.C. Anday Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2009 Başka biri olacaksın istemesen de Tenine başka bir ten dokunduğunda Gövden buluştuğunda başka bir gövdeyle Başka bir nefesle karıştğında nefesin Başka biri olacaksın istemesen de Gece uykunda ya da gün ortasında İrkileceksin apansız bir duyguyla Bir uçurum kıyısında sendelemiş gibi Başka biri olacaksın istemesen de Bakışlarımın izini taşıyan giysilerin Tüketecek ömürlerini birer birer Değişecek yeri bir dolabın,pencerede bir çiçeğin Başka biri olacaksın istemesen de Dudaklarında benden sonraki bir çizgi Tanımadığım bir ton gülüşünde Ve artık beni unutmaya başlayan gözlerin Sonra,sonra başka birisin Ataol Behramoğlu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
kajju_35tr Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2009 Yekpare Akış Esir Dudaklar Gelsin Bana Madem ki Geceden Daha GÜZELİM..... benm...... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 23, 2009 GELMİŞ BULUNDUM Ben mişim -neymiş- su sesiymiş Oymuş -cam kırıkları gibi gövdemi yakan- Yanağında sardunya kokusuyla yazdan Kimmiş o gelen ya giden kimmiş Bir yabancı mı, yoksa bir ermiş Değilmiş, bir çağrı bile yokmuş uzaktan. Güneş mi batarmış bir özel ismi bitirir gibi Yanmış bir ağacın yaprakları mıymış kımıldayan Ne kalmış bir önceden ya da bir sonradan Kim koparmış dalından bu yabani incirleri Ya kimmiş kıyıya çeken hayalet gemileri Ne yazılmış nereye bu garip kargaşadan. Yıldızlar, büyülü ülke adımı unutturan Bir kaya, bir ot, bir akarsu Hangi yaz şarkıcılarının ürpertili korosu Ki bütün ölüleri sığa çıkaran Ve kenti bir ölüm derinliğine salan Yani bir gül solarken bir gülün açma korkusu. Şiirler yazdım, kitaplar okudum Elimde bir bardak aldım, onu yeniden oydum Derinlerde kaldım böyle bir zaman Kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan Ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları Söyleşin benimle biraz bir kere gelmiş bulundum. Edip CANSEVER Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2009 Saçıma Dokunma "saçıma dokunma" diyorsun masal saçan bir sesle ekmek gibi dilimlediğimiz yatak sarılmış bize, bırakmak istemiyor kasıklarını öperken "saçıma dokunma" diyorsun dilimde gezdirirken seni, "saçıma dokunma, n'olur" kapısı açılan bahçene girerken bir daha, bir daha anılar dökülüyor göksarmaşıktan ikimiz de biliyoruz bir çözsem saçlarını bir daha söz etmeyeceğiz ayrılıktan saatlerin saçları olsaydı sevgilim bu kadar hızlı geçip gider miydi zaman ah sevgilim ne diyecektim ben sana aç pencereyi ve dışarıya bak son gecemizde kar altında kuğular. Akgün Akova Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2009 Senden bütün istediğim; Küçük bir sevgidir. Gelen ve ağır ağır büyüyen Değil, gelen ve giden... Ve senden bütün istediğim; Ümit dolu güneşli bir gün Sevgi dolu bir kucaklayış Değil, kucaklayış sonra da gidiş... Senden bütün istediğim; Beni kırmamak, Beni bekletmemek. Yarın çok geç olabilir. Unutma ki vermek almaktır. Senden bütün istediğim Küçük bir sevgidir, Gelen ve ağır ağır büyüyen Değil, gelen ve giden... William Blake Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2009 ... Bir gün sabah sabah kapıyı vursam, -Kim o dersin uykulu sesinle içerden. Saçların dağınıkdır, mahmursundur. Kimbilir ne güzel görünürsün sevgilim, Bir sabah vakti kapıyı çalsam, Uykudan uyandırsam seni, Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliç ten. Fabrika düdükleri ötmektedir. Turgut Uyar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
abaddon Yanıtlama zamanı: Mayıs 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 28, 2009 SENI ARIYORUM Bu şehrin bütün sokaklarına sinmiş yalnızlığım Sensizliğin köşe başındayım Avuçlarımda kırık dökük pişmanlıklar Avuntusuz çıkmazlara doğru yürüyorum Bütün umutsuzluğuma inat Yine seni arıyorum... Dudaklarımda bildiğin o ıslık Sokak lambalarına sığınıyorum Hafiften bir yağmur ağlıyor benimle Bir deli rüzğar saçlarımda Yalnızlıktan üşüyorum Bulamayacağımı bile bile Yine seni arıyorum... Anlatacak nelerim var bir bilsen Içimde ihtilaller kopmuş Kendimi sürgüne verdim Mutluluğum çoktan iflas etmiş İtiraza hakkım yok biliyorum Beni savunmak sana düştü Seni arıyorum... Yarım kalmış şiirlerim gibisin Yaşanmamış çocukluğumsun anılarımda Öylesine eksiğim sensiz Öylesine sahipsiz. İşte bütün umutlara havlu attım gidiyorum İçinde geç kalmışlığın çaresizliği Çocuklar gibi ağlıyorum Ve gel gör ki her damla gözyaşımda Yine seni arıyorum... Ahmet Selçuk İlkan 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Mayıs 28, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 28, 2009 ... Fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki. Zamanla gözlerimiz açıldı, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik birbirimize. Gittin. Şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana. Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz. Birbirine uzanamayan Boşlukta iki yalnız yıldız gibi Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız Ne kalacak bizden? Bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden Bizden diyorum, ikimizden Ne kalacak? Murathan Mungan 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rauhassa Yanıtlama zamanı: Mayıs 29, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 29, 2009 Susarak Özlüyorum sözcüklerim varmıyor uzaklığına, suskundur takvimlerde adım üstelik, bir bir düşüyor bütün öpmelerim, ağır yenilgiler alarak. kalbimse sildi bütün defterlerde, adresini, yokluğunu kıyamet bilerek. sadece susarak özlüyorum seni hiç tanımadan, ne garip... sense uzaklara çivili, bir deniz gibisin resimlerde. dokunsan dersim olur göçerim mecburen, yalnızlığın on milyon olur, istanbul duydum çok sonra, adın önemli değil; acın aynı tadı veriyor zaten. ıslık çalan zamanlardan gelmiştim, bilirim bulutları eskitmenin güzelliğini, zaman, o zaman değil şimdi, güneş yine doğar bu kente, ama gözlerin... gözlerin... şimdi adı yok hiç bir sevgilinin, sıcak dokunuşunda dağılan, binlerce öpücüğün... işte, buna bıçak çekiyorum, bir kadın, aşkını savunan bir çocuk, gülüşü gibi ince, bir havalanış... yok belki de çekip vurmak, bütün uykuları göz kapaklarında... 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jessica Yanıtlama zamanı: Mayıs 29, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 29, 2009 Rüzgar mı dedim… İsterim ki saçların dağılsın. Gece mi dedim. Hemen düşüncelere dalmalısın. Aşk der demez Kalbin hızlı çarpmalı. Sabah, dememe kalmadan Uyanmalısın Özdemir Asaf 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Mayıs 29, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 29, 2009 Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: . Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir seyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine Hemde tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına İnsan balıklama dalmalı içine hayatın Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın Ve kederide yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı Kanın karışmalı hayatın bütün dolaşımına Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat sunulmuş bir armağandır insana ATAOL BEHRAMOĞLU KALBİMİ BUNALTAN BU DÖRT DUVAR MI? ÖLÜMDEN ÖTEYE KÖY VAR MI??? .. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dark death Yanıtlama zamanı: Mayıs 30, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 30, 2009 Onu durmadan anımsamak bir kanama mı? Nereme dokunsanız gül tadında bir sancı. Veysel Çolak 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.