eisenheim Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2009 her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet sarışın başladığım esmer bitiyor anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli dudakları keskin kırmızı jilet bir belaya çattık / nasıl bitirmeli gitar kımıldadı mı zaman deliniyor kimi sevsem sensin / hayret kapıların kapalı girilemiyor kimi sevsem sensin / senden ibaret hepsini senin adınla çağırıyorum arkamdan şımarık gülüşüyorlar getirdikleri yağmur / sende unuttuğum hani o sımsıcak iri çekirdekli senin gibi vahşi öpüşüyorlar kimi sevsem sensin / hayret in misin cin misin anlamıyorum Attilla İlhan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Valkyrie Yanıtlama zamanı: Temmuz 1, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 1, 2009 her gece birinin olmadığı gecedir. gecelerinizi karıştıracak gitgide olmayanlarınızın çoğalması. benim olmadığımı duyduğunuz bir gece korkacaksınız. Nazım Hikmet 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
eisenheim Yanıtlama zamanı: Temmuz 2, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 2, 2009 Sen de her şey gibi,yakınımda iken, Sen de oluyorsun gözlerimde diken. Git,git benden uzak,uzak bir yere git; Ne olur,içimde her zaman bir ümit, Her uzak şey gibi öyle yalnız hayal, Yalnız rahiya,renk,şarkı halinde kal. Cahit Sıtkı Tarancı 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Valkyrie Yanıtlama zamanı: Temmuz 2, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 2, 2009 soluk soluğa bağırdım: ''şaka tüm bu olanlar.gidersen beni öldürürsün.'' güldü tüyler ürperten bir rahatlıkla ve dedi: ''rüzgarda durma, üşürsün.'' Anna Athamova Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Valkyrie Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2009 tek kelimesi yetti bitmeme tek bir kelime, geride bırakıp gitmeme.. Mehmet Çınar Devrim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
eisenheim Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2009 O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Kadının hayali minnacık bir evdi, bahçesinde ebruliii hanımeli açan bir ev. Bir dev gibi seviyordu dev. Ve elleri öyle büyük işler için hazırlanmıştı ki devin, yapamazdı yapısını, çalamazdı kapısını bahçesinde ebruliiii hanımeli açan evin. O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Mini minnacıktı kadın. Rahata acıktı kadın yoruldu devin büyük yolunda. Ve elveda! deyip mavi gözlü deve, girdi zengin bir cücenin kolunda bahçesinde ebruliiii hanımeli açan eve. Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev, dev gibi sevgilere mezar bile olamaz: bahçesinde ebruliiiii hanımeli açan ev.. Nazım HİKMET Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Valkyrie Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2009 ama biliyorsun, ben bu yalnızlığı çok bekledim.. cümlelerimi birbirine ekledim dindirmedi yine de acımı sensiz kullandığım yüklemlerim.. Mehmet Çınar Devrim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2009 Sende mi çekip gittin bunu ben hak etmedim Hani sensiz bir hiçim demiştin ya.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
eisenheim Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2009 Hani erken inerdi karanlık, Hani yağmur yağardı inceden, Hani okuldan, işten dönerken, Işıklar yanardı evlerde, Eskidendi, çok eskiden. Hani ay herkese gülümserken, Mevsimler kimseyi dinlemezken... Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken, Eskidendi, çok eskiden. Hani hepimiz arkadaşken, Hani oyunlar tükenmemişken, Henüz kimse bize ihanet etmemiş, Biz kimseyi aldatmamışken, Eskidendi, çok eskiden. Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken, Hani körkütük sarhoşken gençliğimizden, Daha biz kimseye küsmemiş, Daha kimse ölmemişken, Eskidendi, çok eskiden. Şimdi ay usul, yıldızlar eski Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden Geçen geçti, Geçen geçti, Geceyi söndür kalbim Geceler de gençlik gibi eskidendi Şimdi uykusuzluk vakti. Murathan Mungan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Temmuz 6, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 6, 2009 sen, penceredeki suskun kadın: hayatımda ol, kal, öl, istiyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
eisenheim Yanıtlama zamanı: Temmuz 6, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 6, 2009 Bir gün şayet camsız çerçevesiz penceresiz Bir gün ben, çadır bezi bir perdeden Günlerin toz-toprak şarkısını çırparken Canevimin önünden geçersen, Bir gün şayet boynumda yem torbası hayallerim asılı Bir gün şayet samançöpü bir sokak dişlerim arasında Canevinin önünden geçersem Anlatırım nasıl nerde Bir ulu çınara takılı bir kuyrukluyıldız Bir yeşil telaşta çırpınan ışığımız Anlatırım nasıl nerde... Sonra eğilir kulağına derim: Bekle Çocukken kaçırdığım uçurtma dönsün gelsin Hele çarpsın bu çerçi yükü şehirlere, Hele ürksün fincancı katırları! Can YÜCEL Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Valkyrie Yanıtlama zamanı: Temmuz 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 9, 2009 nerdesin? hangi gökyüzüne bakıyor gözlerin yada sen hangi gökyüzündesin.. Mehmet Çınar Devrim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ezra Yanıtlama zamanı: Temmuz 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 9, 2009 ETME Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme… Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle Huzurumu bozuyorsun sen mahvediyorsun etme Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme!! MEVLANA 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Temmuz 12, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 12, 2009 ... intizar ettiğim birisi yok, dua ediyorum hayatıma giren yanlış kişiler için bana gelince ben hazan yüzlü bir adamı aradım hep. Lale Müldür Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Temmuz 12, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 12, 2009 Hiçbir kadın hiçbir erkeği ve hiçbir erkek hiçbir kadını Bu biçim bu biçim sevmedi Yokluğu ekmeğe katık edip sevgiyi açlığa eklemedi Gözyaşlarının hiçbir teki bu biçim düşmedi Böylesine dolu dolu dolu ağlamadı hiçbir kucakta hiçbir baş Ve hiçbir elveda bugüne dek bu biçim söylenmedi Hiçbir akşam o akşam gibi kanarcasına batmadı o güneş Ve hiçbir güneş onları bir daha bu biçim görmedi Hiçbir kadın dedim ya hiçbir erkeği ve hiçbir erkek Hiçbir kadını bu biçim bu biçim bu biçim sevmedi http://www.youtube.com/watch?v=uwHisB9pPuE&hl=tr konu başlığı şiir olsada birazcık esneklik vardır diye düşünüyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2009 Esneklik var olmaz mı hem de çok güzel bir şiir eklemişsin. O'na kötü bir şey olsun istedim... Bana aşık olsun istedim. Lale Müldür 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
eisenheim Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2009 kırgınım, saçılmış bir nar gibiyim sessiz akan bir ırmağım geceden git dersen giderim kal dersen kalırım git dersen kuşlar da dönmez, güz kuşları yanıma kiraz hevenkleri alırım ve seninle yaşadığım o iyi günleri, kötü günleri bırakırım. aynı gökyüzü aynı keder değişen bir şey yok ki gidip yağmurlara durayım. söylenmemiş sahipsiz bir şarkıyım belki sararmış eski resimlerde kalırım belki esmer bir çocuğun dilinde. bütün derinlikler sığ sözcüklerin hepsi iğreti değişen bir şey yok hiç ölüm hariç. aynı gökyüzü aynı keder. Behçet Aysan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Valkyrie Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2009 Hiçbir kadın hiçbir erkeği ve hiçbir erkek hiçbir kadını Bu biçim bu biçim sevmedi Yokluğu ekmeğe katık edip sevgiyi açlığa eklemedi Gözyaşlarının hiçbir teki bu biçim düşmedi Böylesine dolu dolu dolu ağlamadı hiçbir kucakta hiçbir baş Ve hiçbir elveda bugüne dek bu biçim söylenmedi Hiçbir akşam o akşam gibi kanarcasına batmadı o güneş Ve hiçbir güneş onları bir daha bu biçim görmedi Hiçbir kadın dedim ya hiçbir erkeği ve hiçbir erkek Hiçbir kadını bu biçim bu biçim bu biçim sevmedi http://www.youtube.com/watch?v=uwHisB9pPuE&hl=tr konu başlığı şiir olsada birazcık esneklik vardır diye düşünüyorum Cem Karaca Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Demian Yanıtlama zamanı: Temmuz 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 16, 2009 Yoktur ki bir intihar anının gölgesi; ölü birşeyin gölgesi yoktur ki... --E. Cansever 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
eisenheim Yanıtlama zamanı: Temmuz 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 17, 2009 Sus pus olmuş, puslu bir İstanbul'muydu yüzün, yoksa çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne Dolmabahçe da çay tadında.... Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında, tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu. Ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama yüreği takvim yokuşlarında... Sinemada elinin elimde terleyişinin bir anlamı olmalı, sesinin sesimde yankılanmasının... sanki perdedekine üzülmüş ya da sevinmişsin de tesadüfen akmış yüzün içime... Yalan! Sen perdeye bakıyorsun, fikrin benim seyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kürtçe seyrediyorum... Kadın Beyoğlu'nun bir kış akşamında, üstündeki deri montun sahibine küs, soğukluğundan muzdarip yürüyordu... Adam da... Yürümek hiçbir şeyi çözmüyordu, bazı Aralık akşamlarında... Parmağında yaralı bir öyküyü taşıyordu adam... Kadının yüzünde bir hüzün... Hüzünlü aralık akşamında bir yüzük... Yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti... ... Soğuğun ve karanlığın vehameti! Hayatı, bir başkasının pantolonu gibi, küçültülmüş, daraltılmış... İlk sahibinin o pantalonla yaşadığı şeyler, yani pantalonu pantalon yapan anılar, bazı ilkbahar bereleri yüzünden yapılan yamalar, ter tüketen yazlar... Hepsi daraltılmış... Yaşananlara bir beden büyük geliyor artık hayat! Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşık olmak içinse erken... Beni sevda yerimden vurdu yine zaman... Şimdi sana söylenecek tek cümle: Bende sana yetecek kadar ben kalmadı... Yılmaz ERDOĞAN Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
eisenheim Yanıtlama zamanı: Temmuz 19, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 19, 2009 Sen, kaçan ürkek ceylânsın dağda, Ben, peşine düşmüş bir canavarım! İstersen dünyayı çağır imdada; Sen varsın dünyada, bir de ben varım! Seni korkutacak geçtiğin yollar, Arkandan gelecek hep ayak sesim. Sarıp vücudunu belirsiz kollar, Enseni yakacak ateş nefesim. Kimsesiz odanda kış geceleri, İçin ürperdiği demler beni an! De ki: Odur sarsan pencereleri, De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran! Göğsümden havaya kattığım zehir, Solduracak bir gül gibi ömrünü, Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir, Bana kalacaksın yine son günü. Ölürsün... Kapanır yollar geriye; Ben mezarla sırdaş olur, beklerim. Varılmaz hayale işaret diye, Toprağında bir taş olur, beklerim... Necip Fazıl Kısakürek Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
eisenheim Yanıtlama zamanı: Temmuz 20, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 20, 2009 Erkek kadına dedi ki: - Seni seviyorum, ama nasıl? avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya... Erkek kadına dedi ki: - Seni seviyorum, ama nasıl? kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz, yüzde yüz, yüzde bin beşyüz yüzde hudutsuz kere yüz... Kadın erkeğe dedi ki: - Baktım dudağımla, yüreğimle, kafamla; severek, korkarak, eğilerek, dudağına, yüreğine, kafana. Şimdi ne söylüyorsam karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana... Ve artık biliyorum: Toprağın Yüzü güneşli bir ana gibi En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini... Fakat neyleyim saçlarım dolanmış ölmekte olanın parmaklarına başımı kurtarmam kâbil değil! Sen yürümelisin, yeni doğan çocuğun gözlerine bakarak... Sen yürümelisin, beni bırakarak... Kadın sustu. SARILDILAR Bir kitap düştü yere... Kapandı bir pencere... AYRILDILAR... Nazım Hikmet RAN Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2009 I Sabahleyin Karayı kaldırın mavi koyun umudumu yitirmedim Beni çağırın gülümserken uykunun bir yerinde Eliniz beyazken uzatın isterim Karayı kaldırın sevgi koyun umudumu yitirmedim Ben ışıklar konfetler bayramlar istemem Uzanmışım gölgeliğe bir başıma Şu uzaktan tükenmez yalnızlıktan İçten içe ürküyorum ama Böyle de iyiyim Siz dayanılmaz bir "Günaydın"sınız Sabah sabah insanı ayağına getiren Hiç yoktan dünyayı kendini sevdiren Siz çocuk ağızlı bir "Günaydın"sınız Çocuk ağzınızla biraz daha durun Gittiğinizde güz gelmiş olacak Güz gelirken bir yanı kara sevdalarla Avcumda bu yavru kuş varken tedirgin Sizde tutunacak yaslanacak kollar Biraz daha durun biraz daha Karayı kaldırın mavi koyun umudumu götürmeyin Akşamüstü Yollarda akşam dönüşü yorgun argın Siz yoksunuz şiir yazan ellerim yok Yarımla dışa dönmüşüm yarım susken Çizginin üstindekiler yüz yüze Koca bir gün ne yapmışım nasıl yaşamışım Haberim yok Dokunup çekilen bir şarkı rüzgarla Vakti yalanlıyor sıcak sıcak Sinema dönüşü iş dönüşü yahut bahanesiz Beyazın tam ortasında bekliyorum Ya gelmezseniz ne olacak Maviyi kaldırın kara koyun sırasıdır Bana yeni tutkular gerek bıktım Bir solukta buz gibi yaşamak isterim Beni öldürürse bu umut öldürür Gece Türküsü Alıp ayaklarımı yollardan şöyle rahat Tam kendimi bulacakken Kim getirir sizi başucuma Kim kaldırır uzun uykunuzdan Başlar gecenin oyunu delice Dizlerime yükselir bir deniz Anıları küçük yıldızlar gibi karanlıkta Yanıma yöreme indirirsiniz Ben ışıklar konfetler bayramlar istemem Uzak uzak gitmede fayda yok Şimdii bütün şehirler birbirine benzer Bir kendi kendime doyasıya Bu gece sussanız dinlensem Ne gezer II Şimdi insanların yalnız kolları var Ve ben delice bir şey istiyorum Şimdi insanların yalnız kolları var Ve ben başımı koyuyorum Tuttu bir alacakaranlık bastı Bütün şehirler birbirine benzedi Saklı köşem bir daha aldattı ellerimi Ellerimde iki üç isim kaldı Adına yakılan mumlar İsa'nın Yana yana bitti umutsuz İsa, resimleri kadar güzel değildi Biri kardeşliiğimi aldı gitti Şimdi ben delice yaslanmak istiyorum Şimdi insanların yalnız kolları var III Sana büyük caddelerin birinde rastlasam Elimi uzatsam tutsam götürsem Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak Anlasan Elimi uzatsam tutamasam Olanca sevgimi yalnızlığımı Düşünsem hayır düşünmesem Senin hiç haberin olmasa Senin hiç haberin olmaz ki Başlar biter kendi kendine o türkü Yağmur yağar akasyalar ıslanır Bulutlar uçuşur gecelerin Ben yağmura deli buluta deli Bir büyük oyun yaşamak dediğin Beni ya sevmeli ya öldürmeli Yitirmeli büyük yolların birinde ne varsa Böcekler gibi başlamalı yeniden Bu Allahsız bu yağmur işlemez karanlıkta Yan garipliğine yürek yan Gitti giden (1955) G.A 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
eisenheim Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2009 Annemin elini öper gibi öptüm seni dudaklarından Annemin cenazesinde kılmadığım namaz kadar masum Annemin mezartaşındaki imla hataları kadar sarhoş Annemin vasiyetindeki, 'Oğlumu benim yanıma gömmeyin sakın' maddesi kadar sevecendin. Bazı eski romanlar 'Yıl bin dokuz yüz bilmem kaç' diye başlardı, ben çocukluğuma, çocukluğumun çocuk romanına, senin oyuncaklarını kırarak başladım. Ben her sonbahara hep yaz'ı kırarak başladım. Yazları kırarak sonbaharlara başlamak... Bunlar benim sevişirken kaybettiğim savaşlardı! Firari bir aşka saklanacak kalp bulmak Anneme talip olan yalnızlığın sorumluluğundaydı. Belki o kadının ölüm nedeniyle ısınan gözlerinin, uzak şehirleri hatırlatan soğukluğunda bir kalp bulmak bir kalbe çevrilmeyeek bir teklif sunmak okyanusları birleştiren hayali aradenizlerin sonundaydı! Ah, nasıl unuturum, Ah ben nasıl unuturum ki annem lohusayken karnına bir gül koymuştu! Gül bu durur mu hiç yerinde annemin karnına yepyeni bir rahim oymuştu! Benim çıktığım rahim, cehennem gülün oyduğu rahim, cennet! Bütün bu mağaraların demir zemberek kapılarında babamın spermlerinin yazdığı metinler kutsal ihanet metinleri, kutsal cehalet yeminleri, ölü kardeşlerim doğmamış kardeşlerim doğmamış melek kardeşlerim, peygamber kardeşlerim, cin kardeşlerim hepsi, ama hepsi, karanlığın serseriliğinde pervasızca donmuştu! Annemin öldüğü gece kazıdım kafamı! Kazıdım kafamı kafatasıma kadar! , Siyah bir tişört giydim, siyah bir pantolon siyah çoraplar ve siyah botlar simsiyah bir palto giydim! Simsiyah bir gece giydim yüzüme! Sana geldim yas tutar gibi Sana geldim yağmur altında, bütün atları yaralı bir posta arabası gibi Annemin elini öper gibi öptüm seni dudaklarından 'Beni annemin yanına gömme sakın' dedim sana 'Beni hiç gömme, ben hep burda kalayım' 'Bu evde çürüyeyim senin ıhlamur kokan yatağında' 'bu evde dökülsün etlerim yaz'ı kırarak sonbahara başlayan bir ağacın döktüğü yapraklar misali' Annemin elini öper gibi öptüm yine seni dudaklarından sonra alnıma götürdüm dudaklarını ince ince, kibarca 'Affet beni anne' dedim 'Affet, tüm bunlar bir ölünün hayatta kalma heyecanından! ' Küçük İskender 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Demian Yanıtlama zamanı: Temmuz 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 23, 2009 Ağır Saat Kim ağlarsa şimdi dünyada bir yerde, nedensiz ağlarsa dünyada, bana ağlar. Kim gülerse şimdi bir yerde geceleyin, nedensiz gülerse geceleyin, bana güler. Kim giderse şimdi dünyada bir yere, nedensiz giderse dünyada, bana gider. Kim ölürse şimdi dünyada bir yerde, nedensiz ölürse dünyada, bana bakar. Rainer Maria Rilke 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.