Topal Kırkayak Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2011 Do Dün sabaha karsı kendimle konuştum Ben hep kendime çıkan bir yokuştum Yokusun basında bir düşman vardı Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum Özdemir Asaf Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Moonrise Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2011 ANNECİĞİM COK SIKIŞTIM ekmek ekmek su ekmek bitmedimi en son yemek hanidir pırasalı cörek neredesin kıymalı börek --------------------------- bir iki akşam vakti karanlık bastı şimdi içeriden bir ses geldi anne kalk çişim geldi --------------------------- annem kalktı geldi yanıma ne oldu söledi bana anneciğim cok sıkıştım ne yapacağım söle bana --------------------------- annem kalktı götürdü beni tuvalette ettirdi beni anneciğim teşekkür ederim ellerinden öperim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2011 -aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci, üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten; ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci? hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten. iyi nişan alırdı kendini asan zenci, bira içmez ağlardı, babası değirmenci, sizden iyi olmasın, boşanmada birinci... -çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen. Ülkü Tamer. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
lmb33 Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2011 Mutluluğum yavrudur Paranoyak olduğum doğrudur Dilim damağımı kurutur Çölde yağmur kurudur Sessizliği konuşur Ben dünyayla boğuşur Herkes gidecek bu fani bitici hayattan Bütün bedenler soğuyacaktır elbet yavaştan Kıyamet toplantısında ölecek haramiler telaştan Ne ev Ne çul Ne bir kul gerikalacak dünyadan Olması gereken şeylerin adını iylik yapmak koymuşlar Baksana dedelerimiz toprak altına dolmşlar Rapunzelin saçlarını yolmuşlar ya komşular Yedi cücelerin prensesi ölmüş uçurumdan bir bir atlamışlar Porselen bi tabuttayım sağıma soluma çarparım Bende rüya çok sende tabir boldur aslanım Bu şiir okunmayalı 9 sene olmuş vakit kendini öldürürken sevdiklerim yok olmuş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sting Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2011 İbrahim Sadri-bugün pazar ve ben seni çok özledim yağmur da var çok sevdiğim rüzgar da bugün pazar daha uyanmadı komşular damların üzerinde kuşlar daha rahatlar radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru yağmur da var çok sevdiğim rüzgar da daha uyanmadı komşular bugün pazar ve ben seni çok özledim dışan çıkmak istiyor canım tek başına haytalık etmek islanmak pazar sabahında yağmurda boş caddelerde dolaşmak vitrinlerine bakmak mağazaların sinemaların afişlerine sokakların isimlerine telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara bir merhaba demek sessizce sahilde martılara simit atmak otobüslerin ilk seferlerine binmek gitmek istiyor canım hayatın gittiği yere islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine fırından taze ekmek alıp buğusunu çekmek içine ve ben seni çok özledim tam böyle bir şey çiçeğe su yürümesi bebeğin ağlaması toprağın uyanması yağmurun yağması ateşin sıcağı bu pazar sabahı tam böyle bir şey bir sabahçı kahvesine uğramak bir bardak çay taze dem kokusu hayatın atardamarlarında dolaşmak bölmeden şehrin uykusunu bir siir yazmak pazar bulmacasının boş karelerine şiirde tam da bunu anlatmak delice tam böyle bir şey hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz bir şiir yazmak bir bardak çay içmek sokaklarda gezmek yağmurda ıslanmak ve ben seni çok özledim Keşke bugün görmeseydim bu şiiri.Güne dahada berbat başlamazdım.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
melekim Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2011 Bir adın kalmalı geriye Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde ...Aynaların ardında sır Yalnızlığın peşinde kuvvet Evet nihayet bir adın kalmalı geriye Birde o kahreden gurbet Sen say ki ben hiç ağlamadım Hiç ateşe tutmadım yüreğimi Geceleri koynuma almadım ihaneti Hele nihavend hele buse hiç geçmedi aklımdan Ve hiç gitmedi bir topak kan gibi adın İçimin nehirlerinden Evet yangın Evet salaş yalvarmanın korkusunda talan Evet kaybetmenin o zehirli buğusu Evet isyan Evet kahrolmuş sayfaların arasında adın Sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı Bu sevda biraz nadan Biraz da hıçkırık tadı Pencere önü menekşelerinde her akşam Dağlar sonra oynadı yerinden Ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca Sen say ki yerin dibine geçti geçmeyesi sevdam Ve ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağdı Yani ben seni sevdiğim zaman Ayrılık kurşun kadar ağır gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın Yine de Bir adın kalmalı geriye Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde Aynaların ardında sır Yalnızlığın peşinde kuvvet Evet nihayet, bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet beni affet kaybetmek için erken sevmek için çok geç ahmet hamdi tanpınar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
melekim Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2011 Bak, ölüm güzü kiskaniyor simdi issizdir onun sevimli kedisi ve herkes onun el degmedik yerleri oldugunu saniyor. uzayor defterine ugrayan kan lekesi senin kuslarin olurdu mevsimi yolculuklara çagiran içli tasra kizlarin gizemli eviçleri kapilarin olurdu korkudan çok denizlere açilan o denize açilan ellerin nerde simdi? yine bir güz büyümekte kaninda gölgelerin o üzünç ordulari tarlalar çignemekte bak, ölüm güzü kiskaniyor mevsimi aska çagiran kuslarin nerde senin güze el degdirmeyen ellerin nerde? İsmet Özel Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2011 ay soluk soluğa yıldızlar akla ziyan bir irilikte uzaydan yanmış kibrit kokuları koklasam korkarım koklamasam gizli yılan ıslıklarıyla özsuyu zaptediyor henüz birer iskelet gibi çıplak asağıdan yukarıya ağaçları çiçekleri uyandı uyanacak koparsam korkarım koparmasam öyle yoğun bir elektrikle çıtırdar ki saçları kim değse tutaşacak dokunsam korkarım dokunmasam gözleri bir yangın başlangıcıdir dudakları kırmızı alarm uğultusu şehre yayılır sokak sokak tutulsam korkarım tutulmasam attila ilhan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Moonrise Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2011 Yanlızlık paylaşılmaz Paylaşılırsa yanlızlık olmaz Yanar sobasında Yalnız'ın üşüyen bakışları Lambasında karanlığa dönük Bir ışık titrek sönük sönük Penceresi dışına kapanmıştır Kapısı içine örtük Bir sözde saklanmış bir yalanı Bir gözde okuduğundan Bakmaz kendi gözlerine bile Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 21, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 21, 2011 Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim Şöyle diyebilirim: “Gece yıldızlardaydı Ve yıldızlar, maviydi, uzaklarda üşürler” Gökte gece yelinin söylediği türküler Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim Hem sevdim, hem sevildim, ya da o böyle söyler Bu gece gibi miydi kucağıma aldığım Öptüm onu öptüm de üstümde sonsuz gökler Hem sevdim, hem sevildim, ya da ben böyle derim Sevmeden durulmayan iri, durgun bakışlı gözler Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim Duymak yitirdiğimi, ah daha neler neler Geceyi duymak, onsuz daha ulu geceyi Çimenlere düşen çiy yazdığım bu dizeler Sevgim onu alakoymaya yetmediyse ne çıkar Ve o benimle değil, yıldızlıdır geceler Yürek zor katlanıyor onu yitirmelere Bakışlar sanki onu bana getirecekler Böyle gecelerdeydi ağaçlar beyaz olur Artık ne ben öyleyim ne de eski geceler Sesim ara rüzgarı ona ulaşmak için Şimdi sevmiyorum ya, eskidendi sevmeler Şimdi kimbilir kimin benim olduğu gibi Sesi, aydınlık teni, sonsuz uzayan gözler Sevmiyorum doğrudur, yürek bu hala sever Sevmek kısa sürdüyse unutmak uzun sürer Bu gece gibi miydi kollarıma almıştım Yüreğimde bir burgu ah onu yitirmeler Budur bana verdiği acıların en sonu Sondur bu onun için yazacağım dizeler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Mayıs 24, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 24, 2011 Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse ama bir tufan az mı gelir yoksa, yine de yırtılan ve parçalanan birşeyler olmalı mutlaka hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan kadınları güzelleştiren herhalde onlardı "Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi tükürsek cinayet sayılıyor artık ama nerde kaldılar, özledim gülüşlerini onların ... ahmet telli Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Mayıs 24, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 24, 2011 It’s just a slow day moving into a slow night it doesn’t matter what you do everything just stays the same. the cats sleep it off, the dogs don’t bark, it’s just a slow day moving into a slow night, there’s nothing even dying, it’s just more waiting through a slow day moving into a slow night. you don’t even hear the water running, the walls just stand there and the doors don’t open… it’s just more waiting through a slow day moving into a slow night like tomorrow’s never going to come and when it does it’ll be the same damn thing Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Haziran 6, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 6, 2011 Oraya varır şair ve ışığa döner sonra şarkılarıyla ve yayar çevreye onları Bu şiirden bana bitimsiz giziyle o hiç kalır Giuseppe Ungaretti Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Temmuz 2, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 2, 2011 Bana Zamandan söz ediyorlar.... Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden.. bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi. Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak kolay değildir elbet... Kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır. O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar dibe çöker. Hayatta sevilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir. O boşluk doldu sanırsınız Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir... gün gelir bir gün başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide o eski ağrı ansızın geri teper. Dilerim geri teper. Yoksa gerçekten Bitmişsinizdir. Zamanla yerleşir yaşadıkların, çoğalır, anlamları önemi kavranır. Bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonra değerini kazanır. Yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır. Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık.. Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan Herşeye iyi gelen; Zaman sizi kanatır... Murathan MUNGAN Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Benjamin Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2011 Sana ben söylemedim mi Seni benim kadar kimse sevemez diye Sana ben söylemedim mi ha Söylemedim mi Demek ki sen bana hiç inanmamışsın Demek ki sen bana hiç güvenmemişsin Oysa ben oysa ben ne çok sevmiştim seni Gecenin gündüze kavuştuğu an gibi sevmiştim ben seni Nasıl yanmıştım ben sana hemde nasıl yanmıştım Vezüv yanardağı benim yanğınlığımın yanında Sanki zemzem suyuyla yıkanan bir yürek olurdu herhalde Ve sen gittin gittin ulan gittin Arkana bile bakmadan gittin İşte o an bir ateş düştü sanki gökten yüreğimi dağladı Cigerime yapıştı nefes alamıyorum gögsüm acıyor Allah için Vallahi billahi boğazım dügümleniyor O an elimi sokup bağrımı söküp atmak istiyorum Avucuma yapışıyor avuçlarım yanıyor Nefes alamıyorum canım yanıyor Bize ne oldu allah için ne oldu bize Bize hüzün gömlegiydirip başka gönüllere meylettin Sana bedduva etmek istiyorum dilim varmıyor Bagırıp çagırmak istiyorum gönlüm varmıyor Koşup kapına gitmek istiyorum ayaklarım ayaklarım gitmiyor Kısacası sana söylemiştim ya Seni benim kadar kimse sevemez diye Yine söylüyorum kimse ama kimse benim kadar sevemez seni Bazen uykudan fırlıyorum bakıyorum etrafıma sen yoksun İşte o an işte o an işte o an içime işte o an içme ağlıyorum Göz yaşlarımı saklamaya çalışıp kimsenin görmez tarafından Ellerimle silip içime akıtıyorum ve sonra diyorum ki O seni hiç ama hiç sevmemiş Ve sonra diyorum ki olsun ben onu ben onu çok sevdim ya Saplasada kör bıçağı sırtıma O degil benim sevgim büyük aslında Artık alıştım unuttum kaç zamandır unutum ha Unuttum koltukta yatmayı ve artık alıştım senin yokluğuna İnan artık üzülmüyorum eskisi gibi desemde… Kocaman bir yalan Bak söyleyemiyorum ulan senin gibi yalanı bile söyleyemiyorum Senin bana yıllarca söyleyebildiğin benim için çok zor ama senin için o kadar kolay yalanlar Unutmadım unutamadım vallahi billahi yine idda ediyorum ki Seni benim kadar hiç kimse sevmedi hiç kimse sevemeyecek Sen beni hiç bir zaman sevmeyecek olsan bile yine idda Ediyorum ki seni benim kadar hiç kimse ama hiç kimse Sevmeyecek…. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2011 önce deniz yaşlı bir güzelliktir bulur örtünür sonra sokak lambaları daha solgun görünür yaprak düşer sürahi üşür camlarda ilk yağmur damlaları günler kısalıyor diye aldatma kendini günler değil kısalan aslında senin ömründür kum saatlerinden sızan ne serin yazların derinliği o ürkek vanilya kokusu göçmen kuşların getirdiği zamanın geçmesinden çok belki de bizi böyle yıkan mevsimlerin dönme dolabıyla belli etmesi geçtiğini attila ilhan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
perhaps Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2011 Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim Şöyle diyebilirim: “Gece yıldızlardaydı Ve yıldızlar, maviydi, uzaklarda üşürler” Gökte gece yelinin söylediği türküler Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim Hem sevdim, hem sevildim, ya da o böyle söyler Bu gece gibi miydi kucağıma aldığım Öptüm onu öptüm de üstümde sonsuz gökler Hem sevdim, hem sevildim, ya da ben böyle derim Sevmeden durulmayan iri, durgun bakışlı gözler Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim Duymak yitirdiğimi, ah daha neler neler Geceyi duymak, onsuz daha ulu geceyi Çimenlere düşen çiy yazdığım bu dizeler Sevgim onu alakoymaya yetmediyse ne çıkar Ve o benimle değil, yıldızlıdır geceler Yürek zor katlanıyor onu yitirmelere Bakışlar sanki onu bana getirecekler Böyle gecelerdeydi ağaçlar beyaz olur Artık ne ben öyleyim ne de eski geceler Sesim ara rüzgarı ona ulaşmak için Şimdi sevmiyorum ya, eskidendi sevmeler Şimdi kimbilir kimin benim olduğu gibi Sesi, aydınlık teni, sonsuz uzayan gözler Sevmiyorum doğrudur, yürek bu hala sever Sevmek kısa sürdüyse unutmak uzun sürer Bu gece gibi miydi kollarıma almıştım Yüreğimde bir burgu ah onu yitirmeler Budur bana verdiği acıların en sonu Sondur bu onun için yazacağım dizeler Pablo neruda Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mistero Yanıtlama zamanı: Ağustos 18, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 18, 2011 ... bir organ nakli gibi sevmiştim seni, çürük gözlerine bağışlanan ellerim yırtık dudaklarına bağışlanan şiirlerim darmadağın kadınların darmadağın ettiği erkekler gibi çok tehlikeli bir sırrı saklar gibi sevmiştim seni! ...' Küçük İskender Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ArpiA Yanıtlama zamanı: Ağustos 18, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 18, 2011 ne hasta bekler sabahı ne taze ölüyü mezar ne de şeytan bir günahı seni beklediğim kadar geçti istemem gelmeni yokluğunda buldum seni bırak vehmimde gölgeni gelme artık neye yarar.. N.F.K güzel bir yazı. GEÇTİ İSTEMEM GELMENİ Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı. Okul salonundaydı maç. Tribünsüz,minik bir salon.. Seyircilerle, oyuncular arasında, sahanın çizgisi vardı sadece..O kadar yakındılar.. Delikanlı, bu tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını, fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi daha hissetti. Uzun zamandan beri maçı değil, o güzel kızı izlediğini.. Kız servis atarken hemen önünden geçti. Göz göze geldiler.. Kız gülümsedi.. Delikanlı, çok popülerdi o yıllarda.. Kız onu tanımış olmalıydı. Kim bilir, belki kız da ondan hoşlanmıştı.. Belki de delikanlı öyle olmasını istediği için ona öyle gelmişti.. Set değişip, takım karşıya gidince, delikanlı da yerini değiştirdi, o da karşıya gitti.. Üçüncü sette tekrar eski yerine döndü.. Kız da gidiş gelişleri fark etmişti galiba.. Bir defa daha gülümsedi. Manidar.."anladım" der gibi bir gülümseyişti bu... Delikanlı o hafta boyu hep bu dünyalar şirini kızı düşündü.. Pazar günü, sabahın köründe kalktı, erkenden oynanacak maçı, ne maçı canım, o dünyalar şirini kızı görmek için.. Delikanlı artık kızın hiçbir maçını kaçırmıyordu.. Dahası.. Ankara Koleji'nin her dağılış saatinde, okul civarında oluyordu, onu bir kez daha görmek için.. Karşılaştıklarında, hafif çok hafif bir gülümseme, çok minik bir baş eğmesi ile selamlaşır olmuşlardı.. Bir defasında, yaptığına sonra kendisi de günlerce güldü.. O gün gene tesadüfmüş gibi, okul dağılışı kızın karşısına çıkmış, gülümseyerek selamlamış, sonra arka sokaklara dalıp, yıldırım gibi koşarak, bir blok ötede gene karşısına çıkmıştı. Kız bu defa, iyice gülmüştü.. Karşısında, sözüm ona ağır ağır yürüyen, ama nefes nefese delikanlıyı görünce.. Delikanlı, voleybol takımının kaptanını iyi tanıyordu. Arkadaştılar. Sonunda bütün cesaretini topladı, kaptana açıldı.. O kızdan fena halde hoşlanıyordu. Galiba kız da ona karşı boş değildi. Bir yerde, bir şekilde tanışmaları gerekiyordu.. O zamanlar, bu işler böyle oluyordu çünkü.. Kaptan "tabi" dedi.. "bu hafta sonu güzel bir konser var. Biz onunla gitmeye karar vermiştik zaten. Sen de gel. Hem konseri birlikte izleriz, hem de tanışırsınız.." "Mutluluk işte bu olmalı" diye düşündü delikanlı.. "Mutluluk işte bu!.." Ve konser gününe kadar geceleri hiç uyuyamadı.. Konser gününü de hiç ama hiç unutmadı.. O ne heyecandı öyle.. Konserin verildiği sinemanın kapısında tanıştılar.. El sıkıştılar.. O güzel ele dokunduğu anı da hiç unutmadı delikanlı.. Kaptan, salona girdiklerinde, ustaca bir manevra daha yaptı. Delikanlı ile dünyalar şirini kız yanyana düştüler.İnanamıyordu delikanlı.. Onunla nihayet yanyana oturduğuna, onun sıcaklığını hissettiğine, onun nefesini duyduğuna inanamıyordu.. Biraz önce tanışırken tuttuğu el, bir karış ötesinde öylesine duruyor, delikanlı, sahnede dünyanın en romantik şarkısı söylenirken –o an dünyanın bütün şarkıları dünyanın en romantik şarkısıydı ya- o eli tutmak için öylesine büyük bir arzu duyuyordu ki içinde.. Ama uzatamıyordu işte elini.. Her şey böyle iyi giderken, yanlış bir hareketle, onu ürkütebileceğinden, incitebileceğinden öylesine korkuyordu ki.. Sonunda dayanamadı, sanki kolu uyuşmuş gibi, uzandı..Kolunu kızın koltuğunun arkasına koydu.. Kızın omzuna değil.. Koltuğun üzerine.. Sonra kız arkaya yaslandı.. Bir kaç saç teli, delikanlının elinin üzerine dokundu.. Kalbi yerinden fırlayacak gibi atıyordu artık genç adamın.. Dünyalar şirini kızın saçları eline dokunuyordu çünkü.. Konserden çıkarken, kız, şakalaştı.. "Sizi her maçımızda görüyoruz. Alıştık nerdeyse.. Yarın Adana'da da maçımız var.. Gözlerimiz sizi arayacak.." Hayır, aramayacaktı. Delikanlı o anda kararını vermişti çünkü.. Cebinde onu otobüsle Adana'ya g-yasaklı-türüp getirecek, hatta öğle yemeğinde bir de Adana kebap yedirecek kadar para vardı.. Gece yarısı kalkan otobüse bindi.. Sabah erkenden Adana'ya indi. Maç saatine kadar başı boş dolaştı. Salona erkenden girdi, en ön sıraya tam servis köşesine en yakın yere oturdu.. Takımlar sahaya çıkarken, salondaki en heyecanlı seyirci oydu. Maç falan değildi sebep tabii.. İlk sette kız farkında bile değildi onun.. Nerden olsundu ki.. İkinci sette öbür tarafa gittiler.. Döndüklerinde, ügüncü sette kız fark etti delikanlıyı..Yüzünde çok ama çok şaşkın bir ifade, biraz mutluluk, biraz da gurur vardı sanki.. Ankara'nın hele Kolejde çok popüler bu delikanlısının onun için ta oralara geldiğini bilmenin gururu.. Maç bitti. Kız soyunma odasına, delikanlı garaja gitti. Tek kelime konuşmadan.. Konuşmaya gelmemişti ki.. Kız "keşke orada olsaydın" demişti. O da olmuştu işte.. Hepsi o.. Ona o kadar çok şey söylemek istiyordu ki aslında.. Bir gün üniversite kantininde gazete okurken, iç sayfalarda bir şiire rastladı. Daha doğrusu bir şiirden alınmış bir dörtlüğe.. Söylemek istediği her şey bu dört satırda vardı sanki.. Bembeyaz bir karta yazdı o dört satırı.. Öğleden sonrayı zor etti, Kolejin önüne gitmek için.. Kızın karşıdan geldiğini gördü. Koşarak yanına gitti. "Bu sana" diye kartı eline tutuşturdu ve kayboldu ortadan.. Kız, Necip Fazıl'ın dört satırını okurken.. "Ne hasta bekler sabahı Ne taze ölüyü mezar... Ne de şeytan bir günahı Seni beklediğim kadar!.." Ertesi gün öğleden sonra, tarif edilemez heyecanlar içinde Kolejin önündeydi gene.. Kız karşıdan geliyordu.. Bu defa yanında arkadaşları yoktu. Yalnızdı.. Yaklaştığında işaret etti delikanlıya.. Gözlerine inanamadı genç adam.. Onu yanına mı çağırıyordu yoksa.. Evet, çağırıyordu işte.. Kalbinin duracağını sandı yaklaşırken.. "Sana bir şeyler söylemek istiyorum" dedi kız.. O da heyecanlıydı, belli.. "Bak iyi dinle.. Dünkü satırlar için çok teşekkürler.. Herhalde hissettin, ben de senden hoşlanıyorum. Ama senden evvel tanıdığım birisi daha var. Ondan da hoşlanıyorum ve henüz karar veremedim, hanginizden daha çok hoşlandığıma.. Ve de şu anda, onu terk etmem için bir sebep yok.." "O zaman karar verdiğinde ve de eğer seçtiğin ben olursam, hayatında başka kimse olmazsa, ara beni!" dedi, delikanlı ikiletmeden.. Ayrıldı kızın yanından.. Bir daha voleybol maçına gitmeden, bir daha okul yolunda önüne çıkmadan.. Bir daha onu hiç görmeden.. Yıllarca sonra Levent Yüksel'in söyleyeceği şarkıdaki Sezen Aksu'nun sözlerini o zaman biliyordu sanki. Aşk "onurlu" olmalıydı.. Günlerce, haftalarca, aylarca bekledi.. Tıpkı, kıza verdiği o dörtlükteki gibi bekledi.. Hastanın sabahı, şeytanın günahı beklediği gibi bekledi.. Heyecanla bekledi. Hırsla, arzuyla bekledi. Umutla, umutsuzlukla bekledi. Bazen öfkeyle bekledi.. Ama bekledi.. Başka hiç kimseye bakmadan, başka hiç kimseyi bulmadan bekledi. Bir gün bir şiir antolojisinde şiirin tamamını buldu.. İki dörtlüktü şiir.. İlki kıza verdiğiydi.. Bir ikinci dörtlük daha vardı orada.. O dörtlüğü de bir kartın arkasına dikkatle yazdı.. Cebine koydu.. Bekleyiş sürüyor, sürüyordu.. Okullar kapandı, açıldı.. Aylar, aylar geçti..Bir gün delikanlı kızı aniden karşısında gördü.. "Günlerdir seni arıyorum" dedi kız. "Günlerdir seni arıyorum. İşte sana haber.. Artık hayatımda hiç kimse yok!.." "Yaa" dedi delikanlı.. "Yaa" dedi sadece.. Kalbi heyecandan ölesiye çarparken, aylardır ölesiye beklediği an gelip çatmışken, ağzından sadece bu ses çıkmıştı: "Yaaa!.." Cebindeki artık iyice eskimiş kartı uzattı kıza.. "Sana bir şiirin ilk dörtlüğünü vermiştim ya bir gün.." dedi. "Bu da sonu onun..." Sonra yürüdü gitti, arkasına bile bakmadan.. Kız ikinci dörtlüğü oracıkta okurken.. "Geçti istemem gelmeni Yokluğunda buldum seni. Bırak vehmimde gölgeni Gelme artık neye yarar!.." Aradan yıllar, çok ama çok uzun yıllar geçti. Delikanlı bugün hala düşünüyor.. O uzun, çok uzun bekleyiş mi öldürmüştü aşkını? Ya da beklerken, ölesiye beklerken hayalinde öylesine bir sevgili yaratmıştı ki, artık yaşayan hiç kimse bu hayali dolduramazdı.. O sevgilinin kendisi bile.. Hayalindekini canlı tutmak için mi, canlısını silmişti yani?.. Ya da.. Ya da.. Bir şiirin romantizmine mi kapılmış, bir delikanlılık jesti uğruna, mutluluğunun üzerinden öylece yürüyüp mü gitmişti acaba? Delikanlı bu soruların cevabını bugün hala bilmiyor.. Bilmediğini de en iyi ben biliyorum.. Çünkü, o delikanlı, bendim!... Yazar : Hıncal Uluç Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Ağustos 18, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 18, 2011 Daha az seviyorum seni.. Giderek daha az.. Unutur gibi seviyorum.. Azala azala.. Aramızdaki uzaklığın karanlığında.. Geceler kısalıp..gündüzler uzuyor öyle olunca.. Daha az seviyorum seni.. Kendini iyileştiren bir yara gibi.. Daha az.. Ve zamanla.. Sen geceyi tutuyorsun..ben nöbetini.. Uzak dağ kışlalarında.. Görmüyoruz birbirimizi.. Usul usul sis iniyor.. Kopmuş yollara.. Işığı hafif..uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin.. Bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda.. Sevgilim sevgilim Yıldızları daha büyüktür bazı gecelerin Nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da.. Artık daha az seviyorum seni.. Unutur gibi..ölür gibi daha az.. Yeniden ödetiyorum kendime Onca aşkın öğretemediğini.. Kolay değildi.. Yalnızca sevgilimi değil..evladımı da kaybettim ben.. Kaç acı birden imtihan etti beni.. Bir tek gece vardır insanın hayatında.. Ömür boyu sürer nöbeti.. Bu da öyleydi.. İyi ol.. Sağ ol.. Uzak ol.. Ama bir daha görme beni.. MURATHAN MUNGAN 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
lanx Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2011 SEKE SEKE Çatlak yüreğim ile türkülü yollara Düştüm ki o kadar olur seke seke ben geldim s*ke s*ke gidiyorum... CAN YÜCEL Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Libitina Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2011 http://www.youtube.com/watch?v=2QbEQxi4e_Q Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jamaisvu Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2011 Bir gün pişman olacaksın Herşey için Soracaksın kime faydam oldu Neyi çekip alabildim kaderin elinden Ne çok yalan gerekti Ayakta kalabilmek için Bu sahte düzende, amaç neydi ? Ve şimdi geleni götürdü zaman Yaşamasam da birdi diyeceksin Dostlar, sevgililer çarkı Döndükçe gerçekti İyilik kötülüğe gebeydi, Mutluluklar bencildi Mutsuzluklar bin yıl sürdü Ama Tanrı pişman olmadı Ve sürdürdü kalpsizliğini İnsan olduğun için Bir gün pişman olacaksın Herşey için Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Liyosa Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 10, 2011 her aşk bir mecnun büyütmez ve her insan kendini sever sadece zamanı yontan mevsimler yıllanmış hüzünler bırakırken kalbime aynalarda arama annemdeki yüzümü sığınıp tanrıya adını andıktan sonra bir azize sattım onu taşrada sürgün ayaklarım hallaç başımla kırdım aşka dair öğrendiğim ne varsa kalender bir eda ile kırdım kuklacı kanımla suladığım gülün dalını yorgun şehrayinlerden artakalan hüzün mühürlü gözlerden süzülen damla inatla söylüyorum işte tüm insanlara bir kez olsun açmadı şakağımda gül ant içtim yalan yere tevili yoktur yalan tüm kahinler yalancı remil ansızın çıkagelen sevgili yoktur kayboldu bir bir bindiğim tahta atlar ihtiyar çocuklar yaşardı bu şehirde kuklacı onlar da binip gitti kaybolan atlarıma yıkık kaşlı esmer alınlarının kırışığını hangi duvara serip açarlar kim bilir bu şehirde gözleri bulutsu düşleri yeşil uğrunda ölünesi sevgililer yaşardı eskiden onlar da sırroldular ömrüme ziyan yaralı bir hançerdir şimdi kalbimde hicran ölüler şehrindeyim kuklacı kollarım örümcek gözlerim yosun gül yağmuru bekliyorum mezarlık kuytusu apartmanlarda yoldan uzun düşten kısa bir gecenin ardından ince bir bulut akıyor şehre ateşten sudan kaçıyor bir bulut aşktan yağmurdan bir bulut bir çıngı sis ve hamaylı o ve gül yağmuru yok anlıyor musun "içim insan mezarlığı en çok da ben ölmüşüm kuklacı adım başı mezar taşım var katillerim en sevdiğim insanlar" Kalender Yıldız - Kuklacı I Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2011 [TABLE] [TR] [TD=width: 100%, align: left]Buna ayrılık derler ıslak bir sabah dağıttım kendimi. gözlerimde yaş, dudaklarım yok! adım atmak istersin, yürüyemezsin ki! ellerin donar, yüreğin titrer. gözyaşı... üşüdüğünü zannedersin, ölmektesindir. sıkı dur bebeğim, buna ayrılık derler! [/TD] [/TR] [TR] [TD=width: 100%][/TD] [/TR] [/TABLE] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.