I like myself Yanıtlama zamanı: Nisan 12, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 12, 2013 Maviye Maviye çalar gözlerin, Yangın mavisine Rüzgarda asi, Körsem, Senden gayrısına yoksam, Bozuksam, Can benim, düş benim, Ellere nesi? Hadi gel, Ay karanlık... Ahmed Arif Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KaTiLxPiRe Yanıtlama zamanı: Nisan 13, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 13, 2013 Sümbülzade Vehbi'nin malum şiirini bilmeyen yoktur sanırım,o beni anlatıyor . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nakreb Yanıtlama zamanı: Nisan 13, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 13, 2013 Başım belada yine, aşkın merdivenine tırmanırken düştüm son basamaktan Ey yaradan gücüm kalmadı kirli suratlarla savaşmaya,hadi kurtar beni burdan Rengim soldu göz altlarımın rengiyse artık mor sümbüller kadar oldu baya koyu Kenevir yada eroin değil bunun sebebi,kahve ve sigaramla yalnızlığın eşiğindeyim Anlamsızlıklarda boğuldum bugün, yarınlar umutsuz, dünlerim bugünümün a**na koydu Nefretim yada ettiğim onca küfür, hiç biri boş değil ve eskisi kadar da artık güçlü değilim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2013 Birisi biri için, Bilerek,bilmeyerek, Her biçimden bir anlam, Her anlamdan bir biçim Beklemiştir giderek, Bekledi,bekleyecek, Birisi biri için. O belki de gelecek, Belki de gelmeyecek. Birisi biri için Gelecek,gelmeyecek, Sürecek için-için, Ama hiç gitmeyecek. Hep başlayıp yeniden Ve de hiç bitmeyecek. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
chess Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2013 olur mu gecemi yeşile çalmak yıldız çivilemek parmak uçlarıma ölüm kadar çabuksa eğer yaşamak hiç doğmamayı isterdim ama bir kere doğmuşum ölmek yasak Attila İlhan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hipnoz Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2013 belki arkana bakmadan kandırdın/belki başka vücutlarda beni aldattın/ama seni hala seviyorum/sana var ihtiyacım/öyle ki eskisinden daha çok muhtacım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hipnoz Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2013 sigarayı da kalem gibi tutardım ondan tüterdi bu aşk sözleri Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KemStruo Yanıtlama zamanı: Nisan 27, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 27, 2013 NE YAPALIM ? Bir taş at. Bir taş daha at. Bir şiir ateşle. Bir yumruk yükselt. Sesini yükselt. Bir çocuk yetiştir. Bir maske tak. Duvara bir slogan yaz. Şehitleri an. Bir hayal kur. Bir barikat kur. Tarihine sahip çık. Sokaklara sahip çık. Bir slogan at. Bir kurşun at. Bir tohum ek. Bir ateş yak. Bir cam kır. Terle. Sahte belge düzenle. Bir bildiri bastır. Bir kanun kaçağını barındır. Bir yara sar. Bir dosta sevgi göster. Silahını temizle. Hakikati söyle. Bir miting düzenle. Arkanı kolla. Gökyüzüne bak. İz bırakma. İşçilerden öğren. Bir yoldaşa öğret. Bir hücreyi ziyaret et. Bir savaş esirini kurtar. FBI'ın gizli dosyalarını çal. Kendi kalbini çal. Parolayı aklında tut. Bir aynasızı silahsızlandır. Bir füzeyi çalışmaz hale getir. Bir fıkra anlat. Bir plan yap. Bir ümit ışığı gör. İsmini değiştir. Bir teoriyi test et. Bir dogmaya meydan oku. Korkunu kullan. Bir damla gözyaşı akıt. Haritayı incele. Hainlerle hesaplaş. Ağırlığını hakkıyla taşı. Biraz daha ağırlık kazan. Sevmek için mücadele et. Sevdiğini bir daha söyle. Sınırı aş. MALCOLM X Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Thyke00 Yanıtlama zamanı: Mayıs 6, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 6, 2013 Kan kalesi Elbet bir hinlik vardım seni sevişimde ey kanıma çakıllar karıştıran isyan saçlarıma bin küsur yalnızlığı takıp girdiğim şehre insan varlığımızdan tuhaf tohumlar bıraksın günü geçmiş bir gazete, toprak bir çanak bir daha gelmem belki diye bir not bakır maşrapanın yanında şeytanlar da yürür benimle herhal ıslık çaldığım için bir şahan tüylerini döker arımsıra artık bırakılmaktan yapılma bir adam sayılırım böğrümde kambur çocuklardan bir payanda. Gizemli bir dehliz gibi şehri dolaşıyorum sıkıca tutuyorum kendimi şehre karışmaktan alıkoymaya her yerimde urlar çıkıyor, biraz kürt, biraz köylü, biraz makina kangren oluyorum bahar geldiği için urlarımı kesiyorum kör bir usturayla ama kopmuyor onlar ve bana şehri dolaştırıyor bırakabileceğim herşeyi bıraktırıyor bana kızlardan geçilmiyor köprüler, ayak bileklerime dek yükseliyor kız tortuları tülbentlerden kanı süzülürken körpe yavruların bir bazı şeyler bulmalı yüzümüze tebelleş olan bu korkuya - Avluya çık - Avluya kara bir şey bırakılmış (bir bomba) Kulaklarımız alışmıştı tıpırtısına yağmurun şehre sıkıntının rahatlığı basmadan giriyorduk filimler üç günde bir değişiyordu bense ikircikliydim ama korkmuyordum polis olan babamla tatil arasında uçuşup duruyordum durmadan urlarım yoktu, suçum yoktu ve beyaz kuşlar kalkardı anamın hırkasından şehre karışmayan bir dehliz değildim sevinçle kovalıyordum kendimi bunları ansımak başımı döndürüyor bazan elbet bir hinlik vardır seni sevişimde ey kanıma çakıllar karıştıran isyan. Azan bir hevestir artık tanyeri söküp gövdesinde bir cehennem parçalamak ister insan şehrin defterini dürüp uzanmak ister yanına üstümüzü kuş sesinden bir lekeyle örtmeli umudumuzu kapamaya gelen makinaları bütün çirkefini şehrin çarptırıp aşkımıza solumak gece terlemek gece gece çarşaflara.. Açıklanacak, belletilecek olan belki milat öncesi ve sonrası lakırdıları karışık banka hesapları, navlun yani öylesine açık değil pek hatta - şehir mi, değil mi burası - kötürüm bir kurt çantamı karıştırıyor neden karıştırıyor, ne hakla direnmeler, erzurumlar, kalfalar gecenin ipini koparan gece safaları - Var mısın yok yere ağlamaya… Ki bir sis yanık bırakılmış bir fısıltı şehri sarıyor, bir dehliz olan bana ulaşamıyor ama herkesin içinde iğdiş bir bahar bacakları eriyor memurların, evkızlarının ve saat 24 vardiyasının işçileri inmiyorlar ocaklarına. Yufka mıdır yufka mıdır benim bakışım dünyaya ki acılarıyla başlatırım insanşarı derimi yalayarak geçen mevsim beni alır şehirden yıpranmış bakışlarla her askere gidenin, her tören yorgunun kondurur kemerinin kaşına. Böylece ben, o küskün, o karışmayan dehliz koca bir tomruğu yüklenirim arkadaşlarla koca bir tomruğu kaldırıp kaldırıp kümbetlere, bitkinliğin bordasına.. Kanın çığrından çıktığı saattır bu memelerini bana sıkıca bastırdığın hercai bir yürek somurtkan kepenklerin ardında şehri acıtan çocukluğumuza değdikçe biz seviştikçe bizi acıtan kukumav kuşları, manilerle dolu bir yatak zaç yağı şişeleri kocaman. Sen şimdi sevincimin akranısın ey kanıma çakıllar karıştıran isyan doğrusu seni toprağı eller gibi sevdim yaralarımı onduranımsın yatağımı hiç boş bırakmayan.. Yüzümü ellerimle yine kapayayım mı? bekçi karısının belaltını mı anlatayım insanlara yoksa onlara bilinmez bir toprak mı adayayım değil partizanlığım dalaşmak istiyor anla bu sarsak hırgürüyle dünyanın dalaşmak dalaşmak dalaşmak böylece aşk akranım oluyor benim ey bayırdan ve yokuştan uzaklara ey çırpınan bir geyiktir memelerin kanın ısırgan otları gibi aklımda. İsmet Özel Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
efemirza Yanıtlama zamanı: Mayıs 7, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 7, 2013 Gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu... Ağlardım... Attila İLHAN Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
rufus7 Yanıtlama zamanı: Temmuz 18, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 18, 2013 Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor. Cemal Süreya Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
NaTa Yanıtlama zamanı: Ağustos 31, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 31, 2013 Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden., Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni Sen gelsen yeter.. Huzur ellerinin güzelliğidir. Gözlerin karşımda mutluluk denizi. Her sabah soframızda ekmeğimizi Sen bölsen yeter.. Yüreğim seninle yaylalar kadar serin Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam Sen dolsan yeter.. Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm. Bende sabır sende naz.. Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter.. Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün, Sende karar kıldığını... Ve içimin şerha şerha yarıldığını, Sen bilsen yeter.. Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi.. Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek.. Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek, Eğilsen yeter..... Yavuz Bülent Bakiler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
serpentine Yanıtlama zamanı: Ağustos 31, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 31, 2013 Ora Ora Ora Döndürdün beni kora Kalbimde yelkenler fora Benziyorsun Zsa Zsa Gabor'a Seviyorum seni Ora. Sana olan aşkım birlikte yediğimiz sabah kahvaltısından daha kuvvetli Aşkım bir bombanın içindeki baruttan daha güçlü Helanın derinliklerinden de derin Seni eski arabam kadar çok seviyorum. Seni arının balı sevdiği gibi seviyorum. Her gece yatarken çamurlarda seni düşünüyorum. Aklım Ora'larda. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Topal Kırkayak Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2013 Ağlama Ahmet ağlama Davranma kuşağına ikide bir Anam avradım olsun Bu kara günlerin sonu gelir Büyük balık küçük balığı yutar demişler *ok yemişler Onu sardalyeler düşünsün Sen balık değilsin ki Ahmet ... Oktay Rifat Horozcu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ArpiA Yanıtlama zamanı: Eylül 27, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 27, 2013 Gözyaşına dök yağmuru Düş uçacak bahara doğru Yollar açılıp konuşacak Mutlu edeceğim yokluğunu Huyumdur hep ölürüm Nice aşklara bölünürüm Ayımdır hep tutulurum Nice ışıkla korunurum Hüzün kovan kuşu gelmiş Gecenin yanağına konuvermiş Ay tenli aşık şarkıma karşılık vermiş Dışım içimden gelir Yani gölgem kendimden Aşktır ölümden güzel olan Bak ve gör yaşam düşlerdedir Huyumdur hep dirilirim Nice dağlardan dökülürüm Ayımdır hep kararırım Nice öpüşle aklanırım Hüzün kovan kuşu gelmiş Gecenin yanağına konuvermiş Ay tenli aşık şarkıma karşılık vermiş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
juniper Yanıtlama zamanı: Eylül 27, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 27, 2013 Hiçbir şeyden etkilenmeyecek kadar katılaşmak iyi olurdu herhalde. Ancak o zaman da insanlardan büsbütün kopar ve öyle bir yalnızlığa kapılırsın ki hayat katlanılmaz duruma gelir. Bunu yapmayı başaranlar, kendilerini birer canavar haline sokacak gücü kendinde bulanlar da var. Ama sayılarının ne kadar az olduğunu bilsen şaşarsın. Ya da şöyle diyeyim: Hepimiz canavarlaştık, ama yüreğinde bir zamanlar yaşadığı hayatın bir kırıntısını taşımayanımız yok gibi. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
magna mater Yanıtlama zamanı: Ekim 11, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 11, 2013 Koca bir çölde Sonsuz kum denizinde Arıyorum Yitik ruhu arıyorum Bulamadığım yolu Bir orada bir burada Bütün yönlerde ruhum Bulamıyor aradığını Bu korkunç boşlukta Bu sonsuz boşlukta Her yanım kum Alabildiğine parlak, boğucu Kumlar uzanıyor çevrenin sonuna değin Sonra bir ses duyuyorum Tatlı, gür ve kahredici Diyorki bana: ''Yitik ruh sanıyorsun kendini sen! Bir ruh sanıyorsun kendini Yanılıyorsun. Bir ruh değilsin gerçekte Yitmişte değilsin Bir hiçsin yalnızca Yoksun sen.'' Chant Du Neant Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Topal Kırkayak Yanıtlama zamanı: Ekim 12, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 12, 2013 Tüm teoriler, klişeler gibi Cehennemin dibine gitsin bütün ufak yüzler Yukarı bakıyorlar, güzeller ve inanıyorlar. Ağlamak istiyorum Fakat hüzün aptalca İnanmak istiyorum Fakat inanç bir mezarlık Biz onu satıra ve bir alaycı kuşa indirgedik Bize şans dile…. C. Bukowski Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Topal Kırkayak Yanıtlama zamanı: Ekim 19, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 19, 2013 Bir ışık alsın gözümü Tamam deyip bulayım çözümü Bir bilge ki ben yapsın beni Umursayıp duysun sözümü Yalan sanırım kimi çözümü Doğrular buruşturur benim yüzümü Herkes yolda gider benden öte Ben ben olalı bulamadım özümü Bir el alsın elimi Bükülmez kılsın belimi Kaybolan her an yine de Sürüklesin yaşam selimi Yalan sanırım kimi çözümü Doğrular buruşturur benim yüzümü Herkes yolda gider benden öte Ben ben olalı bulamadım özümü Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Kasım 6, 2013 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 6, 2013 "İçim güvercinleri okşamış gibi rahat Sen yanımdayken ister istemez Geniş meydanlarda akşam üstleri Üstüste üç kere deniz, üç kere çınarlar. Sen yanımdayken ister istemez Uzak ırmakları hatırlıyorum. " -Turgut Uyar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Siyah karlaR Yanıtlama zamanı: Kasım 13, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 13, 2013 Ne eksikse sen tamamla, Son derece yorgunum. Çok uykum var öp beni, Öpersen ne güzel uyurum... Ali lidar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nazirella Yanıtlama zamanı: Kasım 13, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 13, 2013 Ülkenin, farklı şehirleriydik. Ben sürgün yeri, sen başkent. İlk isyan hep sende başlardı. Cezasını çekmek hep bana kalırdı. CAN YÜCEL Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
yelisss Yanıtlama zamanı: Kasım 18, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 18, 2013 İçkiye benzer bir şey var bu havalarda Kötü ediyor insanı, kötü... Hele bir hasretlik oldu mu serde; Sevdiğin başka yerde, Sen başka yerde. Dertli ediyor insanı, dertli. İçkiye benzer bir şey var bu havalarda, Sarhoş ediyor insanı, sarhoş. Orhan Veli Kanık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Thyke00 Yanıtlama zamanı: Kasım 19, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 19, 2013 Ahanda bu şiiir en sevdiğim şiirdir Kan Kalesi Elbet bir hinlik vardır seni sevişimde ey kanıma çakıllar karıştıran isyan saçlarıma bin küsür yalnızlığı takıp girdiğim şehre insan varlığımızdan tuhaf tohumlar bıraksam günü geçmiş bir gazete, toprak bir çanak bir daha gelmem belki diye bir not bakır maşrapanın yanında şeytanlar da yürür benimle herhal ıslık çaldığım için bir şahan tüylerini döker ardımsıra artık bırakılmaktan yapılma bir adam sayılırım böğrümde kambur çocuklardan bir payanda. Gizemli bir dehliz gibi şehri dolaşıyorum sıkıca tutuyorum kendimi şehre karışmaktan alıkoymaya her yerimde urlar çıkıyor, biraz kürt, biraz köylü, biraz makina kangren oluyorum bahar geldiği için urlarımı kesiyorum kör bir usturayla ama kopmuyor onlar ve bana şehri dolaştırıyor bırakabileceğim her şeyi bıraktırıyor bana kızlardan geçilmiyor köprüler, ayak bileklerime dek yükseliyor kız tortuları tülbentlerden kanı süzülürken körpe yavruların bir bazı şeyler bulmalı yüzümüze tebelleş olan bu korkuya -Avluya çık -Avluya kara bir şey bırakılmış (bir bomba) Kulaklarımız alışmıştı tıpırtısına yağmurun şehre sıkıntının rahatlığı basmadan giriyorduk filimler üç günde bir değişiyordu bense ikircikliydim ama korkmuyordum polis olan babamla tatil arasında uçuşup duruyordum durmadan urlarım yoktu, suçum yoktu, ve beyaz kuşlar kalkardı anamın hırkasından şehre karışmayan bir dehliz değildim sevinçle kovalıyordum kendimi bunları ansımak başımı döndürüyor bazan elbet bir hinlik vardır seni sevişimde ey kanıma çakıllar karıştıran isyan. Azan bir hevestir artık tanyeri söküp gövdesinde bir cehennem parçalamak ister insan şehrin defterini dürüp uzanmak ister yanına üstümüzü kuş sesinden bir lekeyle örtmeli umudumuzu kapmaya gelen makinaları bütün çirkefini şehrin çarpıtıp aşkımıza solumak gece terlemek gece gece çarşaflara... Açıklanacak, belletilecek olan belki milât öncesi ve sonrası lâkırdıları karışık banka hesapları, navlun yani öylesine açık değil pek hatta -şehir mi, değil mi burası- kötürüm bir kurt çantamı karıştırıyor neden karıştırıyor, ne hakla direnmeler, erzurumlar, kalfalar gecenin ipini koparan gece safaları -Var mısın yok yere ağlamaya... Ki bir sis yanık bırakılmış bir fısıltı şehri sarıyor, bir dehliz olan bana ulaşamıyor ama herkesin içinde iğdiş bir bahar bacakları eriyor memurların, evkızlarının ve saat 24 vardiyasının işçileri inmiyor ocaklarına. Yufka mıdır yufka mıdır benim bakışım dünyaya ki acılarıyla başlatırım insanları derimi yalayarak geçen mevsim beni alır şehirden yıpranmış bakışlarla her askere gidenin, her tören yorgununun kondurur kemerinin kaşına. Böylece ben, o küskün, o karışmayan dehliz koca bir tomruğu yüklenirim arkadaşlarla koca bir tomruğu kaldırıp kaldırıp kümbetlere, bitkinliğin bordasına... Kanın çığırından çıktığı saattir bu memelerini bana sıkıca bastırdığın hercai bir yürek somurtkan kepenklerin ardında şehri acıtan çocukluğumuza değdikçe biz seviştikçe bizi acıtan kukumav kuşları, mânilerle dolu bir yatak zaç yağı şişeleri kocaman. Sen şimdi sevincimin akranısın ey kanıma çakıllar karıştıran isyan doğrusu seni toprağı eller gibi sevdim yaralarımı onduranımsın yatağımı hiç boş bırakmayan... Yüzümü ellerimle yine kapayayım mı? bekçi karısının belaltını mı anlatayım insanlara yoksa onlara bilinmez bir toprak mı adayayım değil partizanlığım dalaşmak istiyor anla bu sarsak hırgürüyle dünyanın dalaşmak dalaşmak dalaşmak böylece aşk akranım oluyor benim ey bayırdan ve yokuştan uzaklara ey çırpınan bir geyiktir memelerin karnın ısırgan otları gibi aklımda. İsmet Özel Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Kasım 20, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 20, 2013 attila ilhan - bence malumdur Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.