yelisss Yanıtlama zamanı: Aralık 6, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 6, 2013 Sen benim sarhoşluğumsun ne ayıldım ne ayılabilirim ne ayılmak isterim başım ağır dizlerim parçalanmış üstüm başım çamur içinde yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim. Nazım Hikmet. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nazirella Yanıtlama zamanı: Aralık 7, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 7, 2013 "Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz ? Çünkü kimseden bir şey ummam. Beklentiler daima yaralar." Shakespeare Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Siyah karlaR Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2013 Dışarıya kar, Yüreğime hasret, Fikrime sen. Nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden Bir bilsen. CEMAL SÜREYYA Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
yelisss Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2013 Ellerini ver, ver ellerini.. Seni öldüreceğim. Gözlerinden gireceğim, İçinde yer edeceğim. Sana oradan sesleneceğim.. Özdemir ASAF Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BalveKan Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2013 ''Ne sen beni anlıyorsun, Ne de ben. Ne ben anlatabiliyorum, Ne de sen . Besbelli, bitecek... '' [Aziz NESİN] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hacker Yanıtlama zamanı: Aralık 28, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 28, 2013 [TABLE=width: 95%] [TR] [TD][TABLE=width: 100%] [TR] [TD=width: 100%, align: left]Güzelliğin On Par'Etmez Güzelliğin on par'etmez Bu bendeki aşk olmasa Eğlenecek yer bulaman Gönlümdeki köşk olmasa Tabirin sığmaz kaleme Derdin dermandır yareme İsmin yayılmaz aleme Aşıklarda meşk olmasa Kim okurdu kim yazardı Bu düğümü kim çözerdi Koyun kurt ile gezerdi Fikir başka başk'olmasa Güzel yüzün görülmezdi Bu aşk bende dirilmezdi Güle kıymet verilmezdi Aşık ve maşuk olmasa Senden aldım bu feryadı Bu imiş dünyanın tadı Anılmazdı VEYSEL adı O sana aşık olmasa. [/TD] [/TR] [TR] [TD=width: 100%] [/TD] [/TR] [TR] [TD=width: 100%, align: left]Aşık Veysel Şatıroğlu[/TD] [/TR] [/TABLE] [/TD] [/TR] [/TABLE] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Thyke00 Yanıtlama zamanı: Ocak 3, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 3, 2014 Korkak bir Ruh değil benimki, Ürpermez dünyanın kederli fırtınalarından. Görür Cennetin ihtişamlı rengini, Ve o inancın görkemini, beni korkudan koruyan. Sen, her şeye gücü yeten ve hep varolan Yüce. Hayat ki, şu içimde seni soluyan, Ve ölümsüz olan, senden aldığım güçle. Her şeyi kuşatan bir tutku bu, heryeri. Sonsuzluk can bulmada ruhunda Yayılıp çoğalmada büyütmede ve dahası, Değiştirip kotarmada, yeniden yaratmada. Bir kuşku dirildiğinde ansızın. kudretini bulur karşısında... Ve elbette dayanır ve bağlanır, Ölümsüzlüğün o azim kayalarına. Ay ve Dünya yokolsa, Ve dursa bile güneşler ve Kainat Yalnızca Sen kalırsın, birtek Sen. Her varlık, her oluş, senin adınla Hakikat. Ölüm için bir yer yok, Ne de atom için geri döneceği bir boşluk. Ve der; sensin varlığın ve fısıltının anlamı... Bir de yok edilemez senin yarattığın o Sonsuzluk. Emily Bronte. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Siyah karlaR Yanıtlama zamanı: Ocak 8, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 8, 2014 "usulca sokulup gecenin kollarına başımı yaslıyorum ayın şavkına çözülüyor gökyüzünün yıldızdan düğmeleri lodosla dans ediyor gece uçuşuyor siyah etekleri kaderim kederimi ağırlıyor hüznümün yanında huzur ağlıyor…" Nesrin Çaylı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Thyke00 Yanıtlama zamanı: Ocak 15, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 15, 2014 BUZ KESMIŞ DUMANLI DAĞLARIN ARDINDA Buz kesmiş puslu dağların ardında Derin zindanlara ve eski mağaralara Gitmeli buradan şafak sökmeden Solgun ve büyülü altını aramaya Yaşlı cüceler yaptı kudretli büyüler Bu arada palyozlar çanlar gibi gürleyerek iner Karanlık şeylerin uyudu ğu derinliklerde Dağların altında, oyulmuş inlerde Kadim kral ve Elfler'in efendisi Parıldar koskoca bir altın istifi İşleyip oydular, ışığı yakaladılar Saklamak için mücevherleri; bir kılıç kabzasındaki Gümüş gerdenlığın dizdiler üstüne Patlayan yıldızları yerleştirdiler taç içine Ejder ateşini, burulmuş telle Ördüler ay ve güneş ışığıyla göz göze Buz kesmiş puslu dağların ardında Derin zindanlara ve eski mağaralara Gitmeli buradan şafak sökmeden Unutulup gitmiş altınımıza sahip çıkmaya Orada pek çok kadah oydular kendilerine Ve altın arplar ki oynamaz hiç kimse Orada yıllardır yatar, pek çok şarkı Duyulmamış insanlar ya da elflerce Çamlar yükseklerde hışırdar durur Rüzgar geceleri inil inil ulur Ateş kızıldır, alevleri yayılır Ağaçlar meşale gibi, ışıldar nur Çanlar çalıyordu Vadi'de İnsanlar yukarı bakar soluk yüzleriyle Ejderin hiddeti ateşten de yakıcı Yerle bir etti kuleleri ve evleri de Ayın altında dağlar puslanır cüceler yazgının ayak seslerini duyar Salonlarını geçen güz boşalttılar Ayın altında, altında onun ayaklarının Korkunç puslu dağların altında Derin zindanlara ve loş mağaralara Gitmeli buradan, şafak sökmeden Altınlarımızı ve arplarımızı kazanmaya.. J.R.R Tolkien Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2014 Sone CXLIII Laura’ya dönük düşüncesiyle Adrenna ormanını geçmektedir (1333 yazı) ve izlenimini arkadaşı kardinal Giovanni Colanna’ya yazar. Yabanıl ve konuksevmez ormanlar içindeyim, silahlı adamların bile büyük bir korkuyla adım attığı, ben oysa güvendeyim, korkutmaz çünkü beni başka bir şey, ışıklarında Aşk’ın gücünü taşıyan Güneş’imin dışında; ve şarkı söylüyorum yürürken, ne aptallık benimki değil mi! Karşımda duruyor o Kadın, uzaklaştıramadı gözlerimden Gökler bile ve görüyor gibi oluyorum onu kadınlar ve kızlarla birlikte, oysa, gördüklerim çamlar ve kayınağaçları. İşitir gibi oluyorum onu, dallar ve rüzgarlar ve yaprakların hışırtısıyla ve kuşların yakınmalarını duyarken ve suların uğultusunu yeşil otları yararken. Olmadım hiç bu kadar mutlu, olağanüstü bir sessizlik ve gölgenin ormanın dehşet veren yalnızlığından ötürü; ne ki, Güneş’imden daha çok uzakta duyumsuyorum kendimi. Sone CXLIV Laura’nın kentini görünce Ardenna ormanlarında karşılaştığı tehlikeleri unutur. Önceki sonenin devamıdır ve Petrarca’nın en iyi soneleri arasında yer alır. Binlerce yeşil alan ve binlerce ırmak gösterdi bana bir günde Ardenna ormanlarında geçerken Aşk, sağlamıştır hep izleyenlerine ayak ve kalplere kanat, uçsunlar diye daha yaşarken gökteki üçüncü daireye. Güzeldi dolaşmak yalnız başıma silahsız oralarda, oysa, vuruyordu, Mars, eli tetikte, gözünün yaşına bakmadan insanı, nerdeyse dümensiz ve direksiz bir kayık gibi, ben, denizde; hüzünlü ve bir tek onun düşüncesiyle baş başa. Ulaştım gene de tehlikelerle dolu bir günün sonunda, aklımdan çıkarmadan nereden geldiğimi ve hangi kanatlarımla, ve korku duyuyorum içimde bu gözükaralığımdan ötürü; ne ki, o güzel ülke ve keyif verici nehir gidermişti tasalarını, içtenlikli konukseverliğiyle, yüreğimin; dönüktü yüzü o anda ışığının geldiği yere. Francesco Petrarca Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Nisan 3, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 3, 2014 bütün pencerelerde bekleyen benim, ve ve o çalmayan bütün telefonlarda aylardır konuşan da. kabul. bir kez yolda karşılaşalım onunla da avunacağım. adımı sesinde duymaktan vazgeçtim, sesini duysam, susacağım. yel esiyor ama değirmen dönmüyor. kuraklık bu, adın ekmeğe dönüşmüyor Turgut Uyar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 3, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 3, 2014 uzunca zamandır görmeyeli seni bir başka kadın, bir hoş olmuşsun kollarıma alıp sarmayalı seni beyaz peynir gibiydin kaşar olmuşsun. Göndermeli şiir Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SteelHeart Yanıtlama zamanı: Nisan 3, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 3, 2014 [TABLE=width: 100%] [TR] [TD=width: 100%, align: left]Bach Sonatı ne ben sorayım seni ne sen beni sor soyunmuş seslerimiz tenden boşlukta bir aşk örüyor ses olmuş duygular yaklaşır dalga dalga zamansız kavuşsa da seslerimiz birbirine biz kavuşamayız ne kollarımız var saracak ne öpecek dudaklar ne görülecek yüzümüz var ne görecek göz bir aşk örüyoruz boşlukta çizgiden soyut zerreden öz [/TD] [/TR] [TR] [TD=width: 100%][/TD] [/TR] [TR] [TD=width: 100%, align: left]Bülent Ecevit[/TD] [/TR] [/TABLE] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
rufus7 Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2014 ÜVERCİNKA Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor Bütün kara parçalarında Afrika dahil Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma Yatakta yatmayı bildiğin kadar Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor Bütün kara parçaları için Afrika dahil Senin bir havan var beni asıl saran o Onunla daha bir değere biniyor soluk almak Sabahları acıktığı için haklı Gününü kazanıp kurtardı diye güzel Birçok çiçek adları gibi güzel En tanınmış kırmızılarla açan Bütün kara parçalarında Afrika dahil Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar Bütün kara parçalarında Afrika dahil Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok Aklıma kadeh tutuşların geliyor Çiçek Pasajında akşamüstleri Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor Bütün kara parçalarında Afrika hariç değil Cemal SÜREYA Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Akineton Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2014 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dark blue Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2014 Haydi koş alabildiğince özgür Özgürlük dediğin nedir çocuğum Koşabilmek mi kumsallar boyu Meydanlar dolusu bağırabilmek mi yoksa Susabilmek mi asırlar boyu Sessizce ağlayabilmek mi yoksa Sen sen ol çocuğum özgürlüğü öyle hafife alma Özgürlük ne yarım ekmek ne yarım ezgi O masmavi bir bulut gökyüzünde ulaşılması güç Ama imkansız değil Özgürlük birlikte paylaşamadığımız Yüreğimizde bileğimize indirilen zincir olmasın E.A. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
viva la vida Yanıtlama zamanı: Nisan 6, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 6, 2014 "... Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum." O.Veli Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
yelisss Yanıtlama zamanı: Nisan 6, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 6, 2014 Ben sevdim en özelini Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
chess Yanıtlama zamanı: Nisan 8, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 8, 2014 dağ gibi adamı eze eze hangi anası tipli parlak çömeze hangi alemlerde ettin kahkahanı meze? -yusuf hayaloğlu'hangi ayrılık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nazirella Yanıtlama zamanı: Nisan 12, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 12, 2014 KELEBEK Bir sabah uyanacağım İki kelebek selamlayacak beni başucumda Biri sarı olacak diğeri bembeyaz Tamamen dinmiş olacak ruhumdaki ayaz Bir sabah uyanacağım Ne sen kalacaksın ne de ben El ele kelebek misali uçuşacağız Her an yenilenen bir özlemle bakışacağız Bir sabah uyanacağım Elimde sefer tasım olmadan Uzun bir yolculuğa çıkacağım Tüm dünyevi gemileri yakacağım Bir sabah uyanacağım O sabah ölmüş olacağım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Nisan 13, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 13, 2014 Ne hasta bekler sabahı Ne taze ölüyü mezar Ne de şeytan bir günahı Seni beklediğim kadar Geçti istemem gelmeni Yokluğunda buldum seni Bırak vehmimde gölgeni Gelme artık neye yarar. Necip Fazıl Kısakürek Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Haziran 11, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 11, 2014 Ya zamanindan erken gelirim; Dünyaya geldigim gibi, Ya zamanindan çok geç; Seni bu yasta sevdigim gibi. Mutluluga hep geç kalirim; Hep erken giderim mutsuzluga. Ya hersey bitmistir çoktan, Ya hiçbir sey baslamamis. Öyle bir zamanina geldimki yasamin Ölüme erken seviye geç. Yine gecikmisim bagisla sevgilim; Sevgiye on kala, ölüme bes... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adife38 Yanıtlama zamanı: Haziran 11, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 11, 2014 ne gökde gözümün rengini ara ne hayal et elinle saçımı tara bensiz baharıda bilir ankara beni dönecek bir yolcu say yeter Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ilithyia Yanıtlama zamanı: Haziran 11, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 11, 2014 Umutların Bittiği Yerde Bir düş gibi başladı her şey, o sonsuz Ve el değmemiş güzelliğinde aşkın Uzaklarda arayıp da bulduğumuz Belki de bizdik, sessiz ve dalgın Her yer yeşile kesmişti yaprak yaprak Büyülü sessizliğinde ormanların Elele, dağlar ve denizler aşarak Bir yere vardık, mutluluğa en yakın Öyle yükseldik, göğe değdi başımız Tüm mesafelerini aştık dünyanın Öylesine hür ve öyle yapayalnız Ve sonra bir yere geldik ki ıpıssız Çaresizlik bir tek hançer gibi yalın Saplandı bağrına bütün umutların ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
compl3x Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2014 Türkiye'de İstanbul ne ise, İstanbul'da gece ne ise, Gecede yürümek ne ise, Yürürken düşünmek ne ise, Seni unutamamacasına düşünmek ne ise, Unutamamanın anlamı ne ise, Seni sevmek ne ise, Saklayayım, yok söyleyeyim derken Birden aşka düşmek ne ise. Her neyse.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.