Jump to content

Bugün Sizi Hangi Şiir Anlatıyor?


schizophrana

Önerilen Mesajlar

[TABLE=width: 95%]

[TR]

[TD][TABLE=width: 100%]

[TR]

[TD=width: 100%, align: left]Güzelliğin On Par'Etmez

Güzelliğin on par'etmez

Bu bendeki aşk olmasa

Eğlenecek yer bulaman

Gönlümdeki köşk olmasa

 

Tabirin sığmaz kaleme

Derdin dermandır yareme

İsmin yayılmaz aleme

Aşıklarda meşk olmasa

 

Kim okurdu kim yazardı

Bu düğümü kim çözerdi

Koyun kurt ile gezerdi

Fikir başka başk'olmasa

 

Güzel yüzün görülmezdi

Bu aşk bende dirilmezdi

Güle kıymet verilmezdi

Aşık ve maşuk olmasa

 

Senden aldım bu feryadı

Bu imiş dünyanın tadı

Anılmazdı VEYSEL adı

O sana aşık olmasa.

[/TD]

[/TR]

[TR]

[TD=width: 100%] [/TD]

[/TR]

[TR]

[TD=width: 100%, align: left]

Aşık Veysel Şatıroğlu

[/TD]

[/TR]

[/TABLE]

[/TD]

[/TR]

[/TABLE]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Korkak bir Ruh değil benimki,

Ürpermez dünyanın kederli fırtınalarından.

 

Görür Cennetin ihtişamlı rengini,

Ve o inancın görkemini, beni korkudan koruyan.

 

Sen, her şeye gücü yeten ve hep varolan Yüce.

Hayat ki, şu içimde seni soluyan,

 

Ve ölümsüz olan, senden aldığım güçle.

Her şeyi kuşatan bir tutku bu, heryeri.

 

Sonsuzluk can bulmada ruhunda

Yayılıp çoğalmada büyütmede ve dahası,

Değiştirip kotarmada, yeniden yaratmada.

 

Bir kuşku dirildiğinde ansızın.

kudretini bulur karşısında...

Ve elbette dayanır ve bağlanır,

Ölümsüzlüğün o azim kayalarına.

 

Ay ve Dünya yokolsa,

Ve dursa bile güneşler ve Kainat

 

Yalnızca Sen kalırsın, birtek Sen.

Her varlık, her oluş, senin adınla Hakikat.

 

Ölüm için bir yer yok,

Ne de atom için geri döneceği bir boşluk.

 

Ve der; sensin varlığın ve fısıltının anlamı...

Bir de yok edilemez senin yarattığın o Sonsuzluk.

 

Emily Bronte.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"usulca sokulup gecenin kollarına

başımı yaslıyorum ayın şavkına

çözülüyor gökyüzünün

yıldızdan düğmeleri

lodosla dans ediyor gece

uçuşuyor siyah etekleri

kaderim kederimi ağırlıyor

hüznümün yanında huzur ağlıyor…"

Nesrin Çaylı

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

BUZ KESMIŞ DUMANLI DAĞLARIN ARDINDA

Buz kesmiş puslu dağların ardında

Derin zindanlara ve eski mağaralara

Gitmeli buradan şafak sökmeden

Solgun ve büyülü altını aramaya

Yaşlı cüceler yaptı kudretli büyüler

Bu arada palyozlar çanlar gibi gürleyerek iner

Karanlık şeylerin uyudu ğu derinliklerde

Dağların altında, oyulmuş inlerde

Kadim kral ve Elfler'in efendisi

Parıldar koskoca bir altın istifi

İşleyip oydular, ışığı yakaladılar

Saklamak için mücevherleri; bir kılıç kabzasındaki

Gümüş gerdenlığın dizdiler üstüne

Patlayan yıldızları yerleştirdiler taç içine

Ejder ateşini, burulmuş telle

Ördüler ay ve güneş ışığıyla göz göze

Buz kesmiş puslu dağların ardında

Derin zindanlara ve eski mağaralara

Gitmeli buradan şafak sökmeden

Unutulup gitmiş altınımıza sahip çıkmaya

Orada pek çok kadah oydular kendilerine

Ve altın arplar ki oynamaz hiç kimse

Orada yıllardır yatar, pek çok şarkı

Duyulmamış insanlar ya da elflerce

Çamlar yükseklerde hışırdar durur

Rüzgar geceleri inil inil ulur

Ateş kızıldır, alevleri yayılır

Ağaçlar meşale gibi, ışıldar nur

Çanlar çalıyordu Vadi'de

İnsanlar yukarı bakar soluk yüzleriyle

Ejderin hiddeti ateşten de yakıcı

Yerle bir etti kuleleri ve evleri de

Ayın altında dağlar puslanır cüceler yazgının ayak seslerini duyar

Salonlarını geçen güz boşalttılar

Ayın altında, altında onun ayaklarının

Korkunç puslu dağların altında

Derin zindanlara ve loş mağaralara

Gitmeli buradan, şafak sökmeden

Altınlarımızı ve arplarımızı kazanmaya..

J.R.R Tolkien

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sone CXLIII

 

Laura’ya dönük düşüncesiyle Adrenna ormanını geçmektedir

(1333 yazı) ve izlenimini arkadaşı kardinal Giovanni Colanna’ya yazar.

 

Yabanıl ve konuksevmez ormanlar içindeyim,

silahlı adamların bile büyük bir korkuyla adım attığı,

ben oysa güvendeyim, korkutmaz çünkü beni başka bir şey,

ışıklarında Aşk’ın gücünü taşıyan Güneş’imin dışında;

ve şarkı söylüyorum yürürken, ne aptallık benimki değil mi!

 

Karşımda duruyor o Kadın, uzaklaştıramadı gözlerimden

 

Gökler bile ve görüyor gibi oluyorum onu kadınlar ve

kızlarla birlikte, oysa, gördüklerim çamlar ve kayınağaçları.

 

İşitir gibi oluyorum onu, dallar ve rüzgarlar ve

yaprakların hışırtısıyla ve kuşların yakınmalarını duyarken

ve suların uğultusunu yeşil otları yararken.

 

Olmadım hiç bu kadar mutlu, olağanüstü bir sessizlik

ve gölgenin ormanın dehşet veren yalnızlığından ötürü;

ne ki, Güneş’imden daha çok uzakta duyumsuyorum kendimi.

 

Sone CXLIV

 

Laura’nın kentini görünce Ardenna ormanlarında karşılaştığı tehlikeleri unutur. Önceki sonenin devamıdır ve Petrarca’nın en iyi soneleri arasında yer alır.

 

Binlerce yeşil alan ve binlerce ırmak gösterdi bana

bir günde Ardenna ormanlarında geçerken Aşk,

sağlamıştır hep izleyenlerine ayak ve kalplere kanat,

uçsunlar diye daha yaşarken gökteki üçüncü daireye.

 

Güzeldi dolaşmak yalnız başıma silahsız oralarda, oysa,

vuruyordu, Mars, eli tetikte, gözünün yaşına bakmadan insanı,

nerdeyse dümensiz ve direksiz bir kayık gibi, ben, denizde;

hüzünlü ve bir tek onun düşüncesiyle baş başa.

 

Ulaştım gene de tehlikelerle dolu bir günün sonunda,

aklımdan çıkarmadan nereden geldiğimi ve hangi kanatlarımla,

ve korku duyuyorum içimde bu gözükaralığımdan ötürü;

ne ki, o güzel ülke ve keyif verici nehir

gidermişti tasalarını, içtenlikli konukseverliğiyle, yüreğimin;

dönüktü yüzü o anda ışığının geldiği yere.

 

Francesco Petrarca

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bütün pencerelerde bekleyen benim,

ve

ve

o çalmayan bütün telefonlarda

aylardır konuşan da.

kabul.

bir kez yolda karşılaşalım

onunla da avunacağım.

adımı sesinde duymaktan vazgeçtim,

sesini duysam, susacağım.

yel esiyor ama

değirmen dönmüyor.

kuraklık bu,

adın ekmeğe dönüşmüyor

Turgut Uyar

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[TABLE=width: 100%]

[TR]

[TD=width: 100%, align: left]Bach Sonatı

ne ben sorayım seni

ne sen beni sor

soyunmuş seslerimiz tenden

boşlukta bir aşk örüyor

 

ses olmuş duygular

yaklaşır dalga dalga zamansız

kavuşsa da seslerimiz birbirine

biz kavuşamayız

 

ne kollarımız var saracak

ne öpecek dudaklar

ne görülecek yüzümüz var

ne görecek göz

 

bir aşk örüyoruz boşlukta

çizgiden soyut

zerreden öz

[/TD]

[/TR]

[TR]

[TD=width: 100%][/TD]

[/TR]

[TR]

[TD=width: 100%, align: left]

Bülent Ecevit

[/TD]

[/TR]

[/TABLE]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ÜVERCİNKA

 

Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden

En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu

kesmemeye

Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız

Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun

Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez

Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor

Bütün kara parçalarında

Afrika dahil

 

Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma

Yatakta yatmayı bildiğin kadar

Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler

Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının

Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde

Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor

Bütün kara parçaları için

Afrika dahil

Senin bir havan var beni asıl saran o

Onunla daha bir değere biniyor soluk almak

Sabahları acıktığı için haklı

Gününü kazanıp kurtardı diye güzel

Birçok çiçek adları gibi güzel

En tanınmış kırmızılarla açan

Bütün kara parçalarında

Afrika dahil

 

Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü

Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse

değerlendiremez

Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek

İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar

Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar

Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna

diziyorlar

Bütün kara parçalarında

Afrika dahil

 

Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası

Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki

Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok

Aklıma kadeh tutuşların geliyor

Çiçek Pasajında akşamüstleri

Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor

Bütün kara parçalarında

Afrika hariç değil

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Haydi koş alabildiğince özgür

Özgürlük dediğin nedir çocuğum

Koşabilmek mi kumsallar boyu

Meydanlar dolusu bağırabilmek mi yoksa

Susabilmek mi asırlar boyu

Sessizce ağlayabilmek mi yoksa

Sen sen ol çocuğum özgürlüğü öyle hafife alma

Özgürlük ne yarım ekmek ne yarım ezgi

O masmavi bir bulut gökyüzünde ulaşılması güç

Ama imkansız değil

Özgürlük birlikte paylaşamadığımız

Yüreğimizde bileğimize indirilen zincir olmasın

E.A.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

KELEBEK

Bir sabah uyanacağım

İki kelebek selamlayacak beni başucumda

Biri sarı olacak diğeri bembeyaz

Tamamen dinmiş olacak ruhumdaki ayaz

Bir sabah uyanacağım

Ne sen kalacaksın ne de ben

El ele kelebek misali uçuşacağız

Her an yenilenen bir özlemle bakışacağız

Bir sabah uyanacağım

Elimde sefer tasım olmadan

Uzun bir yolculuğa çıkacağım

Tüm dünyevi gemileri yakacağım

Bir sabah uyanacağım

O sabah ölmüş olacağım

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ya zamanindan erken gelirim;

Dünyaya geldigim gibi,

Ya zamanindan çok geç;

Seni bu yasta sevdigim gibi.

Mutluluga hep geç kalirim;

Hep erken giderim mutsuzluga.

Ya hersey bitmistir çoktan,

Ya hiçbir sey baslamamis.

Öyle bir zamanina geldimki yasamin

Ölüme erken seviye geç.

Yine gecikmisim bagisla sevgilim;

Sevgiye on kala, ölüme bes...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Umutların Bittiği Yerde

 

Bir düş gibi başladı her şey, o sonsuz

Ve el değmemiş güzelliğinde aşkın

Uzaklarda arayıp da bulduğumuz

Belki de bizdik, sessiz ve dalgın

 

Her yer yeşile kesmişti yaprak yaprak

Büyülü sessizliğinde ormanların

Elele, dağlar ve denizler aşarak

Bir yere vardık, mutluluğa en yakın

 

Öyle yükseldik, göğe değdi başımız

Tüm mesafelerini aştık dünyanın

Öylesine hür ve öyle yapayalnız

 

Ve sonra bir yere geldik ki ıpıssız

Çaresizlik bir tek hançer gibi yalın

Saplandı bağrına bütün umutların

 

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye'de İstanbul ne ise,

İstanbul'da gece ne ise,

Gecede yürümek ne ise,

Yürürken düşünmek ne ise,

Seni unutamamacasına düşünmek ne ise,

Unutamamanın anlamı ne ise,

Seni sevmek ne ise,

Saklayayım, yok söyleyeyim derken

Birden aşka düşmek ne ise.

Her neyse..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...