PiaA Yanıtlama zamanı: Ağustos 20, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 20, 2016 Melankoli (Tüzün Gürson çevirisi) Sakın silmeyin, silmeyin boşuna Ölümsüz aşkların gözyaşlarını! Silinmiş, ölgün gözlerle bakınca Öylesine boş, anlamsızdır dünya. Dokunmayın, ah! Silmeyin boşuna Umutsuz aşkların gözyaşlarını! [h=2]Johann Wolfgang von Goethe[/h] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
yelisss Yanıtlama zamanı: Ağustos 20, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 20, 2016 Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun, öyle garip... Nerede olursan ol, İçerde, dışarda, derste, sırada, Yürü üstüne - üstüne, Tükür yüzüne celladın, Fırsatçının, fesatçının, hayının... Dayan kitap ile, Dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile, Umut ile, sevda ile, düş ile Dayan rüsva etme beni. Ahmed ARİF Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Ağustos 20, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 20, 2016 Şarkılar da, şiir midir? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Stribog Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2016 Sen istinyede bekle ben burdayım İçimde köpek gibi havlayan yalnızlığım Çünkü ben buradayım karanlıktayım Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git Çünkü elimi kestim beni kan tutuyor Şarabım bütün ekşi suyum soğuk Yanımda olmadın mı seni daha bir çok seviyorum Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git Yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin Yarı geceden sonra telefon ettin mi hiç Karanlık adamlar hüvviyetini sordu mu Ben senin olmadığını arıyorum Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git Bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor sana ait ne varsa Hiçbiri benim değil Belki ölmek hakkımı kullanıyorum Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git Atilla İlhan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Stribog Yanıtlama zamanı: Ağustos 22, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 22, 2016 Beni koyup koyup gitme, n'olursun Durduğun yerde dur Kendini martılarla bir tutma Senin kanatların yok Düşersin yorulursun Beni koyup koyup gitme, n'olursun Bir deniz kıyısında otur Gemiler sensiz gitsin bırak Herkes gibi yaşasana sen İşine gücüne baksana Evlenirsin, çocuğun olur Beni koyup koyup gitme, n'olursun Elimi tutuyorlar ayağımı Yetişemiyorum ardından Hevesim olsa param olmuyor Param olsa hevesim Yaptıklarını affettim Seninle gelemeyeceğim Attilâ İlhan Beni koyup koyup gitme, n'olursun. Atilla İlhan https://www.youtube.com/watch?v=C3UO0mDBJLE&list=PLnZKdwO6qvqjjv EhMGmggDvQ5wTFKzaQH&index=10 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Stribog Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2016 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Anafiel girl Yanıtlama zamanı: Ağustos 26, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 26, 2016 Yapmakla olup bitseydi bu iş, Hemen yapardım, olup biterdi. Döktüğüm kanla akıp gitse her şey, Bir vuruşta sonuna varılsa işin, Bir anda bu dünyayı olsun kazanıversen, Zaman denizinin bir kumsalı olan bu dünyayı Öbür dünyayı gözden çıkarır insan. Ama bu işlerin daha burada görülüyor hesabı. Verdiğimiz kanlı dersi alan Gelip bize veriyor aldığı dersi. Doğruluğun şaşmaz eli bize sunuyor İçine zehir döktüğümüz kupayı. Adam burada, iki katlı güvenlikte: Bir kere akrabası ve adamıyım: Ona kötülük etmemem için iki zorlu sebep. Sonra misafirim; Değil kendim bıçaklamak, El bıçağına karşı korumam gerek onu. Üstelik bu Duncan, ne iyi yürekli bir insan, Ve ne bulunmaz bir kral. Her değeri ayrı bir İsrafil borusu olur Lanet okumak için onu öldürene! Acımak yeni doğmuş bir çocuk olur, çırılçıplak, Kasırganın yelesine sarılmış, Ya da bir melek, görülmez atlarına binmiş göklerin, Ve gider dört bir yana haber verir Bu yürekler acısı cinayeti, Göz yaşı savrulur esen yellerde. Sebep yok onu öldürmem için, Beni mahmuzlayan tek şey, kendi yükselme hırsım; O da bir atlayış atlıyor ki atın üstüne Öbür tarafa düşüyor, eğerde duracak yerde. (Macbeth, VII. Sahne) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2016 Sevgi Duvarı Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa? Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi Dilimizde akşamdan kalma bir küfür Salonlar piyasalar sanat sevicileri Derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni Yakanda bir amonyak çiçeği Yalnızlığım benim sidikli kontesim Ne kadar rezil olursak o kadar iyi Kumkapı meyhanelerine dadandık Önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi Aramızda görevliler ekipler hızır paşalar Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi Öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri Çöpçülerin elleriyle okşardın beni Yalnızlığım benim süpürge saçlım Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi Baktım gökte bir kırmızı bir uçak Bol çelik bol yıldız bol insan Bir gece sevgi duvarını aştık Düştüğüm yer öyle açık seçik ki Başucumda bir sen varsın bir de evren Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi Yalnızlığım benim çoğul türkülerim Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi Can Yücel Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Stribog Yanıtlama zamanı: Ağustos 30, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 30, 2016 Bir gün Çok bunalırsan Denizin dibinde Yosunlara takılmış gibi Soluksuz... Sakın unutma gökyüzüne bakmayı Gökyüzü senindir Gökyüzü herkesindir Nazım Hikmet Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2016 Ne için durmalıyım? Ne için? Kuşlar çoğul maviliği aramaya gitmişler Ufuk dikeydir, Ufuk dikeydir ve hareket fıskiye gibi Görünümde ışıklı yıldızlar oynuyor yeryüzü, yükseklikte kendini tekrarlıyor ve gökyüzü kuyuları bağlantılarına dönüşüyor Ve gündüz öyle geniştir ki gazetenin küçük beynine sığmıyor Ne için durmalıyım? Yol hayatın kılcal damarları arasınddan geçiyor Çevrenin niteliği tüm kokuşmuş hücreleri öldürecek Ve şafağın kimyasal atmosferinde sadece ses kalacak Zaman zerreciklerine bağlanan ses Ne için durmalıyım? Bataklık, kokuşmuş böceklerin çoğaldığı yerden başka ne olabilir? Morgun benliği ölülerin şişmiş cesetlerinden ibarettir Ve ateş böceği.. AH Ateş böceğinin konuştuğu an Karanlıktaki alçak adam koflanan erkekliğini gizliyor Ne için durmalıyım? Kurşunlu harflerin işbirliği boşunadır ve kurşunlu harflerin işbirliği bu değersiz düşünceyi kurtarmaz Ben ağaçların soyundanım Ve bu bayat havayı solumak kederlendiriyor beni Ölen bir kuş uçuşu unutmamayı öğütledi bana Tüm güçlerin sonu güneşin gerçeği ve ışığın bilinciyle birleşmekten ibarettir, birleşmek. Yel değirmenlerinin çürümesi doğaldır, ne için durmalıyım? Ben yeşil buğday salkımlarını göğsüme alarak, sütle besliyorum Ses, ses, sadece ses kalıcıdır Cücelerin ülkesinde Sıfır üzerine dolaşıyor ölçü mihenkleri Ne için durmalıyım? Ben dört unsura itaat ediyorum Ve yüreğimin yasalarını kölelerin yerel hükümeti düzenlemiyor Böceğin etle sarılı boşlukta, yararsız dolaşımı ve vahşice ulumalar beni ilgilendirmiyor. Beni çiçeklerin kanlı soyu yaşamaya sorumlu kılmış biliyor musun? Çiçeklerin kanlı soyu Furuğ Ferruhzad Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Stribog Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2016 [video=youtube;SEbsNaWA7-I] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Eolo Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2016 Karla kaplanmaz gece... Suskunluğuna çareler arıyorsun. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
PiaA Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2016 KAPTAN -1 eflatun gözlerin olduğunu bilmiyordum gece yarısını yaşamaktan yorgunum ayazın avucunda unutmuştun ellerini önünden geçtiğim halde beni tanımadın ben değiştim biliyorum hem sakal bıraktım şiirlerim kül rengi kumrular gibi uçuşuyorlar bakır çalığı göklere katiyyen tahammülüm yok hele paris’in gökleri aklımı başımdan alıyor bana seni senden evvelki poitiers’li kızı hatırlatıyor ayazın avucunda unutmuştun ellerini karanlığın arkasında kıvılcım gözlü ******lar gölgelerine yaslanmış evliya gibi bekliyorlar ışıklar kırmızı yandığı zaman duracaksın ben değiştim biliyorum hem sakal bıraktım soğuk gözlerinde buğulanmıştı ölsen tanıyamazdın hatta ricardo bile hani vatansız ricardo burnumun dibinden geçti geçen gün beni tanıyamadı oysa au vieux chatalet’de akşam sabah beraberdik üçümüz viyana kahvesi ve sıcak rom içerdik üstelik o krapfen severdi güzel olurmuş rivayet neden ve nasıl sevdiğini anlayamadım gitti yalnızlıktan da kurtulup yalnız kalmak isterim montmarte metrosu civarında seni gözden kaybettim o zenci yine arkanda mıydı hiç dikkat etmedim ağzında yoksul bir ıslık ıslak bir cigara gibi sidney bichet’nin caz havalarını çiğneyip tüküren o saklasın varsın seni sevdigini biliyorum ben yüzünün renginden geliyor bütün üzüntüsü bir gazete aldım ama evde okuyacağım kahvelerden birine girip bir grog ısmarlasam seni öldürmek için çareler tasarlasam sükut bembeyaz buz tutsa bıyıklarımda ve türküm kaybolsa sessizliğin hırçın türküsü ve ben unutulsam yazdığım şiirler senin için yazdıklarım herkes için yazdıklarım eski padişahlar gibi unutulsa birer birer ve ben seni unutsam hiç hatırlamasam ellerim oldum olasıya seni unutsalar yarı gecenin içinden bir zenci sütbeyaz bakıyor rue lafatette’de dünden bugüne geçiyorum eflatun gözlerini bir grog kadehinde unuttum Yazar : ATTİLA İLHAN Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Stribog Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2016 KAPTAN -1 eflatun gözlerin olduğunu bilmiyordum gece yarısını yaşamaktan yorgunum ayazın avucunda unutmuştun ellerini önünden geçtiğim halde beni tanımadın ben değiştim biliyorum hem sakal bıraktım şiirlerim kül rengi kumrular gibi uçuşuyorlar bakır çalığı göklere katiyyen tahammülüm yok hele paris’in gökleri aklımı başımdan alıyor bana seni senden evvelki poitiers’li kızı hatırlatıyor ayazın avucunda unutmuştun ellerini karanlığın arkasında kıvılcım gözlü ******lar gölgelerine yaslanmış evliya gibi bekliyorlar ışıklar kırmızı yandığı zaman duracaksın ben değiştim biliyorum hem sakal bıraktım soğuk gözlerinde buğulanmıştı ölsen tanıyamazdın hatta ricardo bile hani vatansız ricardo burnumun dibinden geçti geçen gün beni tanıyamadı oysa au vieux chatalet’de akşam sabah beraberdik üçümüz viyana kahvesi ve sıcak rom içerdik üstelik o krapfen severdi güzel olurmuş rivayet neden ve nasıl sevdiğini anlayamadım gitti yalnızlıktan da kurtulup yalnız kalmak isterim montmarte metrosu civarında seni gözden kaybettim o zenci yine arkanda mıydı hiç dikkat etmedim ağzında yoksul bir ıslık ıslak bir cigara gibi sidney bichet’nin caz havalarını çiğneyip tüküren o saklasın varsın seni sevdigini biliyorum ben yüzünün renginden geliyor bütün üzüntüsü bir gazete aldım ama evde okuyacağım kahvelerden birine girip bir grog ısmarlasam seni öldürmek için çareler tasarlasam sükut bembeyaz buz tutsa bıyıklarımda ve türküm kaybolsa sessizliğin hırçın türküsü ve ben unutulsam yazdığım şiirler senin için yazdıklarım herkes için yazdıklarım eski padişahlar gibi unutulsa birer birer ve ben seni unutsam hiç hatırlamasam ellerim oldum olasıya seni unutsalar yarı gecenin içinden bir zenci sütbeyaz bakıyor rue lafatette’de dünden bugüne geçiyorum eflatun gözlerini bir grog kadehinde unuttum Yazar : ATTİLA İLHAN efsane bir giriş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Stribog Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2016 [video=youtube;FCO-Kjh6A60]https://www.youtube.com/watch?v=FCO-Kjh6A60&index=2&list=PLnZKdwO6qvqjjvEhMG mggDvQ5wTFKzaQH Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Karabuyu Yanıtlama zamanı: Eylül 17, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 17, 2016 Dilerim ölünce şarapla yıkanayım Şarap şiirleriyle talkınlanayım Mahşer günü arayan olursa beni Meyhanenin önündeki topraktayım. Hayyam 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Eylül 27, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 27, 2016 Güzelliğin on para etmez Bu bendeki aşk olmasa Eğlenecek yer bulaman Gönlümdeki köşk olmasa Aşık Veysel... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Karabuyu Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2016 kalbim koskoca bir yaz bitti kalbim aklımdan neler geçirdim olmadı ben anamı isterim Turgut Uyar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Karabuyu Yanıtlama zamanı: Ekim 10, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 10, 2016 ''herkes uyuduktan sonra gezmeye çıkarıyorum ölü köpeğimi'' Ahmet Oktay Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KurukafaDimtis Yanıtlama zamanı: Ekim 11, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 11, 2016 "Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş, Eşini gaib eyleyen bir kuş gibi karlar Geçen eyyâm-ı nevbaharı arar… Ey kulûbün sürûd-i şeydâsu, Ey kebûterlerin neşideleri, O baharın bu işte ferdâsı Kapladı bir derin sükûta yeri Karlar Ki hamûşâne dem-be-dem ağlar. Ey uçarken düşüp ölen kelebek Bir beyaz rîşe-i cenâh-ı melek Gibi kar Seni solgun hadîkalarda arar; Sen açarken çiçekler üstünde Ufacık bir çiçekli yelpâze, Nâ’şun üstünde şimdi ey mürde Başladı parça parça pervâze Karlar Ki semâdan düşer düşer ağlar Uçtunuz gittiniz siz ey kuşlar; Küçücük, ser-sefîd baykuşlar Gibi kar Sizi dallarda, lânelerde arar. Gittiniz, gittiniz siz ey mürgân, Şimdi boş kaldı serteser yuvalar; Yuvalarda -yetîm-i bî-efgân! – Son kalan mâi tüyleri kovalar Karlar." - Cenap Şahabettin Kış günlerini özledim... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Heretik Yanıtlama zamanı: Ekim 11, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 11, 2016 Puslu bir sabah vakti Cici kuşlar öter neşeli neşeli Leş kargaları tepelerinde dolanır Zavallıların yok haberi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Ekim 18, 2016 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 18, 2016 "xxıı günler öylece kendi kendine geçsin diye bir camın arkasında durdum bana dokunmasın hiçbir şey hiç bir şey yarama merhem olmasın iyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye bir camın arkasında durup akan hayata ve zamana baktım. Taş Parçaları Birhan Keskin Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
PatavatsiZ Yanıtlama zamanı: Ocak 11, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 11, 2017 Orta gelirli insanların sıradan evlatlarıydık biz. Mahalle arası kafelerde çayla simit yerdik, Pazardan giyinir, para üstü çıkışmayan bakkaldan sakız alırdık biz. Bizler insandık, vardık. '' Yok '' da bilirdik '' Var '' da. Arabasını temizleyenlere '' Kolay Gelsin '' der, Yaşlılara yer verirdik. Komşu bilirdik, kardeş bilirdik, sohbet ederdik. Bizler insandık, vardık. '' Hal '' de bilirdik '' Hatır '' da bilirdik. Ne oldu da bu hale geldik ?? Patavatsız.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
HorrorSnooww Yanıtlama zamanı: Ocak 11, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 11, 2017 Yerin seni çektiği kadar ağırsın, Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın, Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin, Nefret ettiklerin kadar kötü.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sare Yanıtlama zamanı: Ocak 31, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 31, 2017 Ölecek miyim , tam da soyleyecek cagimda Soylenmedik cumlenin hasreti dudagimda.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.