raskolnikov Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2009 siliyorum bir aşkı var eden her ayrıntıdaki parmak izlerini Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cheriour Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2009 Biraz “sen” alsam yanıma Kendime aldığım “sen “ kadar “ben” bıraksam sana da Sende ben, bende sen Biraz “ikimiz” olsak Öylece kalsak... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mysteriouslady Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2009 Hele bu günlerde Kendini kafeste aslana benzetiyorsundur. Haklısın Kemal Tahir, Emin ol ben de öyle, Muhakkak ki aslanız, Şaka etmiyorum, Hatta daha dehşetli bir şey: İnsanız!.... N.H. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2009 Akdeniz yaraşıyor sana Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında Hiç dinmiyor motorların gürültüsü Köpekler havlıyor uzaktan Demin bir çocuk havladı Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir Denizi tokmaklıyor balıkçılar Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği Hayatta yattık dün gece Üstümüzde meltem Kekik kokuyor ellerim hala Senle yatmadım sanki Dağları dolaştım Ben senden öğrendim deniz yazmayı Elimden düşmüyor mavi kalem Bir tirandil çıkar gibi sefere Okula gidiyor öğretmenim Ben de ardından açılıyorum Bir poyraz çizip deftere Bir ada var sırf ebabil Dönüyor dönüyor başımda Senle yaşadığım günler Gümüş bir çevre oldu ömrüm Değince güneşine Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını Gözlerim kamaşınca senden Ölüm belki sularından kaçırdığım O loş suda yıkanmaktır Durdukça yosundan yeşil Kulaç attıkça mavi Ben düzde sanırdım yıkıntım Örenim alkolik asarım Mutun doruğundaymışım meğer Senle çıkınca anladım Eski Yunan atları var hani Yeleleri bükümlü Gün inerken de öyle Ağaçtan izdüşümleriyle Yürüyor Balan tepeleri Yürüyor bölük bölük can Toplu bir güzelliğe doğru Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize CAN baba:( Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2009 Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile... ( E.C ) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
istarber Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2009 Yaşadım kırk yıl Sevinç ve hüzün Aşk ile cesur Büyüdü yüreğim Boyun eğdi çokluk Düşlerim gerçeğime Aklım ömrüme yük Yürümeyi öğrendim Işık ve su Ekmek ve rüzgar Azizmiş meğer Az da olsa payım Yaşamayı sevdim. Bu büyük başı Bir gün elbet bende Ömrümle öderim... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2009 ne kadar rezil olursak o kadar iyi... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 10, 2009 Yalanda olsa hoşuma gidiyor, söyle. Hep kahır, hep kahır, hep kahır Bıktım be... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Nisan 13, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 13, 2009 Herkes sevdiğine canım Böyle mi yazar? Aşkımız yoktur ey halkım Sevdalınız şıllık izindedir Yazımız yoktur ey salkım Üzümlerimiz üzünç içinde Şarap meylindedir Şiirimiz çoktur ey halkım Şairiniz acı çekmektedir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sidarta Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2009 Mavi yaz akşamlarında, özgür, gezeceğim, Ayaklarımın altında nemli, serin kırlar; Başakları devşirip otları ezeceğim, Yıkayıp arıtacak çıplak başımı rüzgar. Ne bir söz, ne düşünce, yalnız bitmeyen düş Ve yüreğimde sevgi; büyük, sonsuz, umutlu, Çekip gideceğim, çingene gibi, başıboş Doğada, -bir kadınla birlikte gibi mutlu. (20 Nisan 1870) arthur rimbaud günaydın gnoxis... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pagan Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2009 bırak bütün bu sahte vedaları dalgalanmış elinde örtü sen ki toprak için değilsin artık ve buğusuz cam gözlerinin üzerinde. Beckett Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2009 Ve senden bütün istediğim; Ümit dolu güneşli bir gün Sevgi dolu bir kucaklayış Değil, kucaklayış sonra da gidiş... W.B 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pagan Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Yeryüzünün gözyaşları sonsuzdur. Biri ağlamaya başladığında, bir başka yerde, bir başkasının gözyaşları diner. Yeryüzünün öyküleri sonsuzdur. Biri anlatmayı bitirdiğinde, bir başka yerde bir başkası anlatmaya başlar. Yeryüzünün intiharları sonsuzdur. Biri bir yerde intihar ettiğinde, bir başkası intihar etmeye hazırlanıyordur. Biri ölmeye başladığında, bir başka yerde yaşama başlıyordur diğeri http://www.triesterivista.it/scuole/percorsi/gaia/images/Samuel_Beckett.jpg 3 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Tanrıya şükür, her şey hızla geçer Aşk da, hatta keder de. Nerde dün akşamki gözyaşları? Geçen yılki karlar nerde? B.B Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MeLankoLi_Awa Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Ayrılık Hediyesi şimdi saat sensizliğin ertesi yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın avutulmuş çocuklar çoktan sustu bir ben kaldım tenhasında gecenin avutulmamış bir ben... şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun bu da benden sana ayrılığın hediyesi olsun soytarılık etmeden güldürebilmek seni ekmek çalmadan doyurabilmek ve haksızlık etmeden doğan güneşe bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun.. şimdi iyi niyetlerimi bir bir yargılayıp asıyorum bu son olsun be..bu son olsun! bu da benim sana ayrılırken mazeretim olsun! şimdi saat yokluğunun belası sensiz gelen sabaha günaydın! işi-gücü olanlar çoktan gitti bir ben kaldım voltasında sensizliğin hiç uyumamış bir ben... şimdi dişlerimi sıkıp dudaklarıma kanamayı öğrettim ki bu kızıl damlalar körpe yanağında bir veda busesi olsun bu da benden sana heba edilmiş bir aşkın son nefesi olsun... kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni beyninin içindekileri anlayabilmek ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü bütün saatleri öylece durdurabilmek için çıldırasıya paraladım kendimi lanet olsun! artık sigarayı üç pakete çıkardım günde olsun be! ne olacaksa olsun! bu da benim sana ayrılırken şikayetim olsun gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun isterim sende ben gibi yan ömrüne hep ağla hep ağla bu benden son dua bu benden ayrılık hediyesi olsun Yusuf Hayaloğlu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Hangi uzak yarlarda ya da hangi uzak göklerde Kurban edildi gözlerindeki ateş? Hangi kanatlar erişebilir ona? Hangi el kavrayabilir ateşi? Ve hangi güç ve hangi beceri Bükebilirdi kaslarını yüreğinin? Ve, yüreğin çarpmaya başladığında, Hangi dehşetli el ve hangi dehşetli ayaklar? WILLIAM BLAKE Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MeLankoLi_Awa Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 ŞARKI SÖYLÜYORUM Şarkı söylüyorum zaman geçsin diye Ömrümün şu son günlerinde Don nehri üstünde bir resim gibi Memnun edişimiz yüreğimizi Taşlar atarken gölcük üstünde Şarkı söylüyorum zaman geçsin diye Harikalar gününü yaşadım Siz ve ben hatırlayalım Ve yılların duvarlarını aştım Mucize yüklü kulaklarım Değil ki devran eskisi gibi Harikalar gününü yaşadım Gidelim ki bu parmaklar çözülsün Anlımız gibi şerefiyle İlk sen gözlerinle görürsün Bizden alçak bulutları Ve dizlerimizde çayır kuşları Gidelim ki bu parmaklar çözülsün Ay ışığı yaptık biz Saraylarımız ve heykellerimiz için Öldürüyorsalar bizi önemli midir Geceler düşecektir bir bir Komüncü oldu artık Çin Ay ışığı yaptık biz Söyleyeceğim ve söyleyeceğim de Bu hayat nice manzaralara sahne oldu İnsan ulaşıp doğal büyüklüğünü buldu Sesi ormanlar dağlar Sırlar ve denizler üstünde Söyleyeceğim ve söyleyeceğim de Evet zaman geçsin diye şarkı söylüyorum Kemana karşı yıpranır kemane Taş ta kaydırmaca oyununda Ve dokunaklı aşkım Eğik gölgeme astığım Şarkı söyleyerek geçiriyorum zamanı Zaman geçsin diye şarkı söylüyorum ARAGON Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nazirella Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2009 Tersine Yaşamak Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş seklidir... Şüphesiz ki yaşamı tersten yaşamak daha güzel, hatta mükemmel olurdu. Nasıl mı? Camide uyanıyorsunuz. Bir tahta sandık içerisinde, herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun, ve ağırbaşlı olarak. Herkes etrafınızda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazır. Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz. Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz. Ne güzel, hazır maaş, hazır ev... Altmışlı yaslara kadar garanti, huzur içinde yaşıyorsunuz. Sağlığınız gittikçe düzeliyor, kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. Bir gün çalışmak istiyorsunuz ve ise ilk başladığınız gün size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol saati veriyor patronunuz.. ve genel müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak ise başlıyorsunuz. Herkes karsınızda el pençe divan... Vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler de başlıyor. Gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz. Diğer hormonal aktiviteler artıyor, fevkalade.....aman ne güzel günler başlıyor... derken bir gün patron size artık üniversiteye gitsen daha iyi olur diyor. Bu arada babanız ortaya çıkmış, 'fazla çalıştın' diyor 'artık eve dön, işi bırak, okumaya basla, harçlığın benden olsun...' Keyfe bakar mısınız? Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor. Ekmek elden, su gölden bir dönem başlıyor. Partiler, diskotekler, kızların sayısı artıyor. Derken anne ve babanız sizi götürüp getirmeye başlı yor, araba kullanma derdi de yok artık.... Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, 'evde otur, keyfine bak, oyuncaklarınla oyna' diyorlar. Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz. Derken anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor. Mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde hazır. Bir gün karanlık ılık ve sıcak bir ortama giriyorsunuz. Beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok, bir kordondan besleniyor, sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırtısız bir ortamda yaşıyorsunuz. Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini alıyorsunuz. Veeeeee.... En güzeli deeee...... Günün birinde müthiş keyifli b ir geceyle hayatiniz bitiyor... Can YÜCEL şimdi ne alaka bilmiyorum ama yaşamın tersden olmasını isterdim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 Kiralık Bu sabah şu denizi kirala, mavi mavi hatırlayalım birbirimizi, bu öğlen güneşi kirala da, bir daha soğukluk girmesin aramıza, bu ikindi tembelliği kirala, belki gölgesinde kedin olurum senin, bu akşam bahçeyi kirala, elimizde büyüsün gül, menekşe, yasemin, bu gece uykuyu kiralarsan, rüyama yalnız senin gözlerini konuk ederim, bu bahar bu gövdeyi kirala, vücut kitabında tozlandı kelimelerim, bu ders coğrafyayı kirala, hadi teneffüse çıkalım toprağıyla, suyuyla, bu teneffüs bir yolculuk kirala, hiç mola vermeden yürüyelim arkadaşlığa, bu sefer bir yelkenli kirala, rüzgar nereye götürürse yürak oraya, bu yaz bu sokağı kirala, kapıları aç, yalnızlığı yalnız bırak odalarda Kiralama bu şiiri, şairin olurum yoksa! Haydar Ergülen Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 yaralarından kan gider töresi batası dünya kahpe kalır şahan gider Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
chesterfield Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 şu sivasın elinde sazım çalınmaz güllerim yandı yüreğim dayanmaz Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 ... Ne mi yapacağım bundan sonra? Ayak izlerimi silmek için sana gelen bütün yolları tersinden yürüyeceğim önce. Şiir yazmayacağım bir süre, Fotoğraflarını güneşe koyacağım, bir an önce sararsınlar diye. Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim. Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu, bir gül ağacının dibine dökeceğim. Falcı kadınlara inanmayacağım artık. Trafik polislerine adres sormayacağım, Geleceğe ışık düşüren bir gülüşle gülmeyeceğim kimseye.... Ne yapacağımı sanıyorsun ki? Tenin tenime bu kadar sinmişken, ömrüm azala azala önümden akarken, gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken.. Senin korkularını, benim inceliğimi doldurup yüreğime, bıraktığın boşluğu yonta yonta binlerce heykelini yapacağım. Şükrü Erbaş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MeLankoLi_Awa Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2009 Gelmek istemiyor gece Ne sen gelebiliyorsun o yüzden Ne de ben gidebiliyorum. Ama ben gideceğim. Akrepten bir güneş şakağımı yesede. Ama sen geleceksin. Dilin tuzlu yağmurlarca yakılmış. Gelmek istemiyor gün. Ne sen gelebiliyorsun o yüzden. Ne de ben gidebiliyorum. Ama ben gideceğim. Kurbağalara atarak ağzımda çiğnediğim karanfili. Ama sen geleceksin. Çamurlu lağımından karanlığın. Gelmek istemiyor. Ne gün, Ne gece. Ölebiliriz o yüzden. Ben senin uğruna. Sen de benim.. GARCİA LORCA Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2009 ... Ey bir tane sevgilim, ben bugün yaşıyorsam Sanma ki hayat tatlı, insanlar hoş olmustur, Dağ başında bir kaya gibiyim şöyle dursam Etrafım eskisinden daha bomboş olmuştur Yalnız sana borçluyum bugün dünyada varsam: Seni her andığımda gözlerim yaş olmuştur Yaşlar ki bir ırmaktır, dertleri sürür gider, Gözyaşları içinde seneler yürür gider. Yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman, Bana: Yaşa der gibi gülen senin yüzündü. Dizlerim bir batakta yorgun yattığı zaman Bacaklarıma kuvvet veren senin hızındı. Yaşaran gözlerimde, güneş battığı zaman Sıcak bir yuva gibi tüten senin dizindi. Sen aklıma gelince her şey gülümserdi. Ağaçlar sarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi. Ey sevgilim, bilirsin benim ne çektiğimi: Garip başimın derdi bir yürek taşıyorum. Anlarsın niçin uzak yerlere baktığımı: İçinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum. Görünce gülme sakın çırpınıp aktıgımı: Ilık ve aydınlık bir denize koşuyorum. Sen benim sevgilimsin, sevsen de, sevmesen de, Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende. Sabahatin Ali Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 21, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 21, 2009 Uyumaya değil Rüyalarıma gidiyorum Orada yaşayacağım isteğimce Uyanıkken hiç yaşayamadığım Hepsi de gençti güzeldi Sevdim sevildim diye aldanarak Son gördüğüm onlar olacak Bunca yıldır sevgiye dayanamadığım Ölüme değil Sonsuzluğa gidiyorum Orda dinleneceğim gönlümce Yaşarken hiç mi hiç dinlenemediğim Kalemim yine elimde Kağıtlarım da önümde Son uykusunda düşecek başım Sağlığımda hiç eğmediğim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.