Jump to content

Birbirinden Garip Olaylar


whitepower

Önerilen Mesajlar

Kozmik Şakacı Bu Kadarı da Fazla!

 

ABD Ohio´da 1939 yılında Lewis ailesinin ikiz erkek çocukları oldu, durumları çok kötüydü ve çocuklara bakmaları imkansızdı. Bu yüzden, aile çocuklardan birisini evlatlık olarak vermek zorunda kaldı. 40 yıl sonrasına kadar, iki kardeş biraraya gelemediler ve buluştukları gün gariplik başladı. İki kardeşe de James adı verilmişti, ikisi de avukatlık eğitimi görmüşlerdi, mekaniğe ve de halıcılığa meraklıydılar, üstelik usta derecesinde. James kardeşlerin evlendikleri kadınların ikisinin de adları Linda´ydı, ikisinin de birer oğulları olmuştu ve birbirinden habersiz iki kardeş oğullarının adlarını James Allan koymuşlardı, her iki James Allan´da ikişer defa evlenmişti ve ikinci karılarının adı Betty´idi. İnanın dalga geçmiyorum, ikisinin de köpeklerinin adı Toy´du. ve de her ikisi de her yaz Florida, St Petersburg´da tatile gidiyorlardı. İnanmadınız mı? Readers Digest Dergisi, 1980 Ocak sayısını okuyun..

 

Express salyangoz

Londra Hayvanat Bahçesi yetkilileri dünyadaki son Polinezya Ağaç Salyangozunun, kendi hayvanat bahçelerinde olduğundan emindiler. Bu nedenle salyangoza azami dikkati gösteriyorlar, sürekli gözlüyorlar ve davranışları hakkında bilgi toplamaya çalışıyorlardı. Salyangozdan sorumlu olan Paul Pearce-Kelly, bir sabah kalktığında salyangozu bulamadı, içinden çıkılması mümkün olmayan cam kutunun içinden çıkmış ve kaybolmuştu. Salyangoz o akşam, bahçenin içinde olan ama cam kutuya 1 km. uzaklıkta bulunan simgesel çevrecilikle ilgili bir mezar taşının üzerinde ölü olarak bulundu; taşta "Doğumu 1.5 milyon yıl önce/Ölümü Ocak 1996" yazıyordu. Salyangozun birkaç saat içersinde, nasıl olup ta o kadar yolu aşabildiği ve taşı bulup orada nasıl öldüğü hala anlaşılmış değil.

 

En pahalı poster

Korku filmlerinin unutulmaz oyuncusu Boris Karloff öldüğünde cebinde beş parası yoktu, filmlerinin kısa bir zaman sonra klasik olarak kabul edileceğini herhalde hiç düşünmemişti.ömrünce birkaç yüz doları birarada göremeyen Karloff´un iki ünlü filminin afişleri bugün yüzbinlerce dolar ediyor. 1 Mart 1997´de New York´da Sotheby´de Karloff´un "The Mummy/Mumya" filminin posteri 535.000 $´a, "Frankenstein" filminin afişi ise 1993´de 198.000 $´a satıldı. Bu listenin üçüncü sırasında, "King Kong"un ilk versiyonunun birarada üç afişi yer alıyor; afişler 1994´de tam 100.000 $´a satıldı.

 

Müzikte uğursuz sayı

28.jpg6 sayısı şeytanın sayısı olarak bilinir ama müzikte 9 sayısı uğursuz biliniyor. Besteci Gustav Mahler 1907 yılında 9.Senfonisi´ni bestelemişti ama tam o sırada bir kalp krizi geçirdi. Senfonisini henüz isimlendirmemişti, Beethoven, Dvorak, Schubert ve Bruckner 9.Senfonilerini yazdıktan hemen sonra ölmüşlerdi. Hatta Bruckner uğursuzluktan korkmuş ve senfonisine "No: 0" adını vermişti ama kurtulamadı. İki yıl sonra Mahler senfonisine "Entitle-İsimsiz" adını verdi ve galiba paçayı kurtardı çünkü bestelerine devam etti.

 

Gemi suya inerken

Gemiler tersanelerden suya indirilirken bir şişe şampanya gemiye vurularak kırılır; bu çok bilinen gelenek Vikingler´den kalma, dolu bir şişe içkinin tanrıları teskin edeceğine inanılıyor ve gemi güvenceye alınıyordu.

 

Doğum lekesi

John M. Lean´ın büyükannesi hastaydı, karısı ise doğum yapmak üzereydi. Büyükannenin sağ dirseğinin hemen üzerinde bir gümüş dolar büyüklüğünde özel bir leke vardı ve ortasında kartala benzer bir iz görülebiliyordu, ölümünden bir iki gün önce, aileye dert yanarak, yeterince mutlu olamadığını ve edemediğini, yeni bir fırsat için tekrar doğmak istediğini söylüyordu, Reenkarnasyona inancı tamdı ve bunu her fırsatta vurguluyordu. Hamile olan ve doğum arifesinde bulunan Bayan Lean ise, yaşlı kadına üzülmemesini söylüyor ve doğacak bebeğe onun adını vereceğine söz veriyordu. Bir hafta sonra büyükanne öldü ve iki gün sonra da Bayan Lean bir kız çocuğu doğurdu, bebeği gören aile dehşet içindeydi, çünkü büyükannenin dirseğinin üzerinde lekenin tıpatıp aynısı bebekte de vardı ve aynı yerdeydi. Doktor bir açıklama getiremedi ve doğum lekesi diyerek geçiştirdi; Büyükanne yeniden doğmuştu ve bu kez Lean ailesinin en küçük üyesi olarak yaşama devam edecekti.

 

Evlenemediler

Ölçülere uymuyorlar

 

Romanya Botosani´deki Ortodoks kilisesine rahip adayı olmak için müraccat eden iki genç, rahipler tarafından reddedildiler. Reddin nedeni, gençlerin penislerinin kuralların gerektirdiği ölçülerde olmamasıydı yani küçüktüler. Kuralın nedeni anlaşılamadı. (Scottish Daily Record)

 

Soğan hırsızı

ABD, Michigan, Ypsilanti´deki Burger King dükkanına sabahın ilk saatinde giren bir adam, silahını çekerek, kasadaki paraları istedi. Kasiyer kız, bir sipariş alıp, ücretini kasaya yazdıktan sonra kasanın açılabileceğini sdğukkanlılıkla söyleyince adam durakladı ve kızarmış soğan halkası sipariş verdi ama kız bu kez, soğan halkalarının kahvaltı saatinde verilmediğini söyledi ve siparişi reddetti. Bunun üzerine adam başını sallayarak tabancasını cebine soktu, arkasını dönerek dükkandan çıkıp gitti. Soygundan vazgeçmişti. (Guardian)

 

Belalı dolu

Bir adam öldü, evler, işyerleri, okullar, kiliseler, tarlalar ve otomobiller harap oldular. 50 yataklı bir hastane boşaltıldı. Yani durum tam bir felaketti nedeni ise gökten yanan kriket topu büyüklüğündeki dolu taneleriydi. Olay, 11 Aralık´ta Avustralya´da Sidney´in kuzeyindeki Singleton´da yaşandı. Zarar toplam 24 milyon Pound. (Kaynak: Daily Telegraph)

 

Bunları biliyormusunuz?

* Bir köpekbalığının avını içine çekme gücü 12 sanayi tipi elektrik süpürgesinin gücüne eşittir.

 

* Serengeti´de yaşayan Öküzbaşlı Afrika antilobu, günde 4.000 ton gübre depolamaktadır.

 

* Bir çığın ortalama hızı saatte 380 km´nin üzerindedir.

 

* Dünyanın en büyük kemirgeni olan Capybara´nın ağırlığı 45 kg´ın üzerindedir, suda yaşayan bu hayvanlar Venezuelalılar tarafından balık niyetine yenmektedirler.

 

* New York, Times Square´da bulunan Coca Cola ışıklı reklamının ağırlığı 3.5 tondan fazladır, ışıklandırma için 12.000 ampul kullanılmaktadır ve kabloların uzunluğu 108 km´den fazladır.

 

* Panama´da yaşayan akbaba-arısının çiçeklerle başı hoş değildir, ölülerin etlerini yemekten hoşlanır, sokmak için iğnesi olmayan akbaba-arı buna karşın çok güçlü çenesiyle insanlarda ve hayvanlarda derin yaralar açabilir

 

16. Louis ve 21 sayısı

İçinde bulunduğumuz ortamda yaşarken, kesin olarak hiçbirşeyin değişmeyeceğini sanıyor ve birdenbire normaldışı bir olayla karşılaştığımızda şok geçiriyoruz. Oysa, eğer görebilmeyi becersek veya uyarıları kabullenip yaşam yolumuzu değiştirebilsek acaba farklı bir varlık olabilirmiyiz?. Aynen Fransa Devrimi´nin talihsiz kralı 16.Louis gibi; Louis daha çocukken garip bir adam ziyaretine geldi, genç kral adayını uyarmak istiyordu, 21 sayısının Louis için tehlikeli olduğunu söylüyor ve ömür boyu her ayın 21´inde kralın yanında olmak istiyordu, onu ancak böyle koruyacaktı. Louis adamdan hoşlanmadı ve saraydan uzaklaştırdı. Adam giderken 21 sayısının onu öldüreceğini haykırdı. Çok uzun yıllar geçti, Devrim patladı, Kral ve Kraliçe kaçarken Varennes Ormanında yakalandılar, tarih 21 Haziran 1792´idi, 21 Eylül´de Devrim Konseyi Krallığı lağvedip, cumhuriyeti ilan etti ve 21 Ocak 1793´de ise Kral 16.Louis giyotinle idam edildi. Acaba 21 sayısının garip raslantısını farketmiş ve o garip ziyaretçiyi hatırlamışmıydı? Peki,o adam kimdi?

 

Baronların kaderi

1872 yılında Fransa, Tarazone´da Baron Rodemire de Tarazone öğleyin evinden çıkarken Claude Volbonne tarafından tabancayla öldürüldü, olur ya demeyin çünkü Baron´un babası da yirmi yıl önce aynı şekilde, aynı yerde öldürülmüştü ve katilin adı yine Claude Volbunne´du. Her iki suikastçinin birbirleriyle hiçbir ilişkisi yoktu ve çok ayrı kentlerden Marsilya´ya gelmişlerdi. Raslantı işte (!)

 

Şansın bu kadarı

İngiltere, Norwich´de kamp yapan 23 yaşındaki kampçının çadırının üzerine 33.000 voltluk bir yüksek gerilim kablosu düştü. Kampçı ucuz olsun diye paralı kamp alanının dışına çıkıp gerilim hatlarının altına çadırını kurmuştu. Karanlık olduğu için de çevredeki uyarı levhalarını görmemişti. Yoldan geçenler önce bir parıltı, ardından da bir haykırma duymuşlar ve hemen ambülans çağırmışlardı. İtfaiyeciler kabloyu kaldırarak adamı çadırın içinden çıkardıklarında, sadece ellerinin yanmış olduğunu gördüler. Elektrik idaresinin yetkilisi şöyle diyordu; "Bu kadar şans görülmemiştir, adam küçük yanıklarla kurtulmuş oysa bu hatlardaki enerji yükü çok fazladır, yaklaşmak bile tehlikelidir. Çadırın metal elyafdan yapılmış olması onu kurtarmış. Ayrıca şoku yeyince, kuzeye doğru düşerek, kutbi manyetik alan doğrultusunda bir hat oluşturmuş ve enerji üzerinden akarak yere demir çivilerle çakılı olan metalik tente aracılığı ile toprağa geçmiş. Böylesi hiç yaşanmadı

 

Mum ve ağaçlar

29.jpgMum, inançlara göre yaşamın simgesidir ve bizler doğum günü pastasının üzerini mumlarla süsleriz ve sonra bir nefesde söndürmeğe çalışırız. Temelde tek bir solukla mum ışığına gelen kötü ruhların yokedilmesi inancı vardır.

 

Eski Britonlarda kutsal ağaçlar vardı, eski ve yeni Hindistan´da, hatta Anadolu´da. Ceviz, meşe, demirağacı gibi... Ağaçların çevrelerinde törenler yapılır, ağaçlara el sürülür, okşanır ve ağaç ruhlarının koruyuculuğu amaçlanırdı. Bu inanç hala sürüyor ve bizler şimdilerde de nazar değmesin diye tahtaya vuruyoruz.

 

(Alıntıdırlar çalıntı diiil ehehhe)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

:)ben böyle şeyleri takvim yaprağından bulyodum hep nerden çaldın pardon aldın bunları .......

--------------------

bak bir tane gerçek olmuş bir olay da isimleri hatırlamıyorum adama araba çarpıyomuş nerdeyse yere düşmüş.Sonra ben iyiyim diyip ayağı kalkmış o sırada onu gören tanıdığı ayağı kalmazsa sigortadan poara alabileceğini hatırlatmış adamda geri yatmış.Şoförde adam kalkıp gitti diye arabasını sürmüş.Zavallı adam şimdi gerçekten sigorta para öder ama ailesine heralde.

 

 

bir adam karısına şaka yapmak istemiş ve kendini asmış süsü vermiş.kadın kocasını öyle görünce üzüntü ve heyecandan ölmüş.o sırada kapıyı açık gören komşu ikisininde öldüğünü düşündüğünden evi soymaya başlamış.Adamda tabi hemen duruma müdahale etmek istmiş.KAdın adamın dirildiğini zannedip korkudan ölmüş. adam mahkemede beraat etmiş.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

28 Temmuz 1900´de İtalyan Kralı 1.Umberto sporculara ödül vermek için Roma´dan Milano´ya giderken dinlenmek ve birşeyler yemek amacıyla küçük bir kır lokantasının önünde arabasını durdurdu. Küçük lokantanın sahibi Kralı karşılamaya koştu ve işte o anda herkes şok geçirdi çünkü lokantanın sahibi Kral Umberto´nun sanki ikiziydi, bu kadar benzeyebilirdi. Üstelik onun adı da Umberto´ydu. Ama bu benzerlik hiçbirşey sayılmazdı çünkü arkası vardı; Her iki adam da aynı gün, 14 Mart 1844´de aynı kasabada doğmuşlardı, her ikisi de 22 Nisan 1868´de evlenmişlerdi ve her ikisinin de karılarının adı Margherita´ydı, her ikisinin de birer oğlu vardı ve her iki çocuğun adı Vittorio´ydu ve Kral Umberto´nun taç giydiği gün, lokantacı Umberto dükkanının açılışını yapmıştı. Kral ve Umberto dost oldular, 1866´da savaşda Kral´ın Albay rütbesiyle orduya katıldığı gün, Lokantacı Umberto askere alınmıştı, çavuş olduğu gün ise Kral Alay Komutanı oldu. Kral Umberto çok etkilenerek, bunun önemli bir olay olduğunu belirtti, ayrılırken tekrar görüşmek istediğini lokantacı ikizine söyledi. Ve ertesi gün yardımcıları meclise gitmeye hazırlanırken Kral´a kötü bir haber getirdiler, lokantacı Umberto silahla şakalaşan bir arkadaşının kaza kurşununa kurban giderek yaşamını yitirmişti, Kral çok üzüldü, cenazesine katılacağını söyledi, sarayın merdivenlerinden inerken, üç el silah sesi duyuldu. Suikastçinin ilk kurşunu boşa gitmişti ama diğer ikisi Kral´ın kalbine isabet etti. İtalya Kralı 1.Umberto kader ikizinin öldüğü gün yaşamını yitirdi. Aynı gün doğdular, aynı olayları yaşadılar ve aynı gün yaşama veda ettiler, bu kadar raslantının anlamını kim açıklayabilirdi ki?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ABD Ohio´da 1939 yılında Lewis ailesinin ikiz erkek çocukları oldu, durumları çok kötüydü ve çocuklara bakmaları imkansızdı. Bu yüzden, aile çocuklardan birisini evlatlık olarak vermek zorunda kaldı. 40 yıl sonrasına kadar, iki kardeş biraraya gelemediler ve buluştukları gün gariplik başladı. İki kardeşe de James adı verilmişti, ikisi de avukatlık eğitimi görmüşlerdi, mekaniğe ve de halıcılığa meraklıydılar, üstelik usta derecesinde. James kardeşlerin evlendikleri kadınların ikisinin de adları Linda´ydı, ikisinin de birer oğulları olmuştu ve birbirinden habersiz iki kardeş oğullarının adlarını James Allan koymuşlardı, her iki James Allan´da ikişer defa evlenmişti ve ikinci karılarının adı Betty´idi. İnanın dalga geçmiyorum, ikisinin de köpeklerinin adı Toy´du. ve de her ikisi de her yaz Florida, St Petersburg´da tatile gidiyorlardı. İnanmadınız mı? Readers Digest Dergisi, 1980 Ocak sayısını okuyun..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ABD Ohio´da 1939 yılında Lewis ailesinin ikiz erkek çocukları oldu, durumları çok kötüydü ve çocuklara bakmaları imkansızdı. Bu yüzden, aile çocuklardan birisini evlatlık olarak vermek zorunda kaldı. 40 yıl sonrasına kadar, iki kardeş biraraya gelemediler ve buluştukları gün gariplik başladı. İki kardeşe de James adı verilmişti, ikisi de avukatlık eğitimi görmüşlerdi, mekaniğe ve de halıcılığa meraklıydılar, üstelik usta derecesinde. huh.gif James kardeşlerin evlendikleri kadınların ikisinin de adları Linda´ydı, ikisinin de birer oğulları olmuştu ve birbirinden habersiz iki kardeş oğullarının adlarını James Allan koymuşlardı, her iki James Allan´da ikişer defa evlenmişti ve ikinci karılarının adı Betty´idi. İnanın dalga geçmiyorum, ikisinin de köpeklerinin adı Toy´du. ve de her ikisi de her yaz Florida, St Petersburg´da tatile gidiyorlardı. İnanmadınız mı? Readers Digest Dergisi, 1980 Ocak sayısını okuyun.. huh.gif

 

İçinde bulunduğumuz ortamda yaşarken, kesin olarak hiçbirşeyin değişmeyeceğini sanıyor ve birdenbire normaldışı bir olayla karşılaştığımızda şok geçiriyoruz. Oysa, eğer görebilmeyi becersek veya uyarıları kabullenip yaşam yolumuzu değiştirebilsek acaba farklı bir varlık olabilirmiyiz?. Aynen Fransa Devrimi´nin talihsiz kralı 16.Louis gibi; Louis daha çocukken garip bir adam ziyaretine geldi, genç kral adayını uyarmak istiyordu, 21 sayısının Louis için tehlikeli olduğunu söylüyor ve ömür boyu her ayın 21´inde kralın yanında olmak istiyordu, onu ancak böyle koruyacaktı. Louis adamdan hoşlanmadı ve saraydan uzaklaştırdı. Adam giderken 21 sayısının onu öldüreceğini haykırdı. Çok uzun yıllar geçti, Devrim patladı, Kral ve Kraliçe kaçarken Varennes Ormanında yakalandılar, tarih 21 Haziran 1792´idi, 21 Eylül´de Devrim Konseyi Krallığı lağvedip, cumhuriyeti ilan etti ve 21 Ocak 1793´de ise Kral 16.Louis giyotinle idam edildi. huh.gif Acaba 21 sayısının garip raslantısını farketmiş ve o garip ziyaretçiyi hatırlamışmıydı? Peki,o adam kimdi? huh.gif

 

 

28 Temmuz 1900´de İtalyan Kralı 1.Umberto sporculara ödül vermek için Roma´dan Milano´ya giderken dinlenmek ve birşeyler yemek amacıyla küçük bir kır lokantasının önünde arabasını durdurdu. Küçük lokantanın sahibi Kralı karşılamaya koştu ve işte o anda herkes şok geçirdi çünkü lokantanın sahibi Kral Umberto´nun sanki ikiziydi, bu kadar benzeyebilirdi. Üstelik onun adı da Umberto´ydu. huh.gif Ama bu benzerlik hiçbirşey sayılmazdı çünkü arkası vardı; Her iki adam da aynı gün, 14 Mart 1844´de aynı kasabada doğmuşlardı, her ikisi de 22 Nisan 1868´de evlenmişlerdi ve her ikisinin de karılarının adı Margherita´ydı huh.gif , her ikisinin de birer oğlu vardı ve her iki çocuğun adı Vittorio´ydu ve Kral Umberto´nun taç giydiği gün, lokantacı Umberto dükkanının açılışını yapmıştı. huh.gif Kral ve Umberto dost oldular, 1866´da savaşda Kral´ın Albay rütbesiyle orduya katıldığı gün, Lokantacı Umberto askere alınmıştı, çavuş olduğu gün ise Kral Alay Komutanı oldu. Kral Umberto çok etkilenerek, bunun önemli bir olay olduğunu belirtti, ayrılırken tekrar görüşmek istediğini lokantacı ikizine söyledi. Ve ertesi gün yardımcıları meclise gitmeye hazırlanırken Kral´a kötü bir haber getirdiler, lokantacı Umberto silahla şakalaşan bir arkadaşının kaza kurşununa kurban giderek yaşamını yitirmişti, Kral çok üzüldü, cenazesine katılacağını söyledi, sarayın merdivenlerinden inerken, üç el silah sesi duyuldu. Suikastçinin ilk kurşunu boşa gitmişti ama diğer ikisi Kral´ın kalbine isabet etti. huh.gif İtalya Kralı 1.Umberto kader ikizinin öldüğü gün yaşamını yitirdi. Aynı gün doğdular, aynı olayları yaşadılar ve aynı gün yaşama veda ettiler, bu kadar raslantının anlamını kim açıklayabilirdi ki? huh.gif

 

 

1872 yılında Fransa, Tarazone´da Baron Rodemire de Tarazone öğleyin evinden çıkarken Claude Volbonne tarafından tabancayla öldürüldü, olur ya demeyin çünkü Baron´un babası da yirmi yıl önce aynı şekilde, aynı yerde öldürülmüştü ve katilin adı yine Claude Volbunne´du. huh.gif Her iki suikastçinin birbirleriyle hiçbir ilişkisi yoktu ve çok ayrı kentlerden Marsilya´ya gelmişlerdi. Raslantı işte (!) huh.gif

 

Başımıza taş yağar mı?

 

1971´de Avustralya´da Sydney´de gökten altın sarısı yağmur yağmaya başladı, yapış yapıştı ve boyuyordu. Sonradan balarısı polenlerinin buna neden olduğu anlaşıldı. huh.gif

 

1976´da 3 Mart´da ABD´de Kentucy´de gökten taze et parçacıkları yağmaya başladı. İşin tuhafı gökte bulut yoktu, uzmanlar bunların at eti parçaları olabileceğini söylediler fakat tam bir açıklama yapılamadı. huh.gif

 

Ama 25 Temmuz 1973´de ABD´de Albany´de saat 16:15´de gökten yağan binlerce kağıt gerçek anlamda bir bilinmeyendir. Üçte ikisi beyaz olan kağıtlarda, hiç anlaşılamayan garip formüller, şekiller ve grafikler vardı, hiçbir uzman bunların ne olduklarını anlayamadı. Kent iki günde ancak temizlendi. Acaba Tanrı notlarını mı düşürmüştü? huh.gif

 

 

 

New York Herald gazetesinin yirmi altı Kasım bin dokuz yüz on bir tarihli nüshasında korkunç bir cinayet haberi yer alıyordu. Sir Edmundbury Godfrey, vahşi bir şekilde öldürülmüştü, cinayetin işlendiği bölgenin ismi Greenberry Hill, yani Yeşil Böğürtlen Tepesi idi. Daha sonra cinayeti işleyen kişiler yakalandı ve asıldılar. Soyadlarını öğrenmek ister misiniz? Green, Berry ve Hill. huh.gif Yani Greenberry Hill’de bu korkunç cinayetleri işleyenler Bay Green, Bay Berry ve Bay Hill. Herhalde Evren’in kozmik şakacısı, burada korkunç bir kelime oyunu yapıyordu!

 

 

Detroit’te bir bebek on dördüncü kattan, Joseph Figlock adlı bir adamın üstüne düşer, ancak ikisine de bir şey olmaz ve kurtulurlar. Rastlantı bu ya, aynı adam bir yıl sonra, aynı kaldırımdan yürürken aynı bebek yine on dördüncü kattan onun üstüne düşer ve bebekle adam yine kurtulurlar. huh.gif Tabi bu tip tesadüfler her zaman mutlu sonla bitmiyor. Bermuda’da iki kardeş, tam bir yıl ara ile, aynı yolcuyu taşıyan, aynı şoförün kullandığı, aynı taksinin altında kalarak öldüler.Diğer taraftan, ömürleri bir trajediden ibaret olan insanlar, hatta böyle aileler vardır. Ünlü Kennedy’lerin başına gelenler buna bir örnektir. Bu korkunç trajedilerin şeytan işi olduğu söylenip durmuştur yıllar boyu. Normal ötesi olaylarla ilgilenen birçok ciddi araştırmacının vardığı ortak bir görüş var: Kozmik şakacı her çağda, kendisinden ne bekleniyorsa, o kılığa giriyor. Örneğin Ortaçağ’da karşımıza ya şeytan çıkar, ya da cinler padişahı! Modern çağımızda ise ruh çağırma seanslarında gelen ruhların varlığı söz konusu.

 

 

Amerika tarihine damgasını vurmuş olan iki başkan Lincoln ve J.F. Kennedy, birbirlerinden yüz yıl arayla başkanlık yaptılar. Ölümlerinden sonra yerlerini alan yardımcılarının ikisinin de adları Johnson’du, A. Johnson bin sekiz yüz sekiz’de, L. Johnson ise 1908’de doğmuşlardı. Lincoln’ü vuran Booth ve Kennedy’yi vuran Oswald güneyliydiler ve mahkemeye çıkarılmadan vuruldular. İkisi de cinayetlerini bir tiyatro binasında işlediler ve daha sonra bir ahıra kaçtılar. Suikastın olacağı gün Lincoln korumalarından birine “Benim canımı almak isteyen bir adam var, başaracağından da kuşkum yok. Olacağı varsa önüne geçilmez.” demişti; Kennedy ise suikast günü eşine ve yardımcısına “Biri beni bir tüfekle pencereden vurmak isterse, kimse onu durduramaz.Bu yüzden niçin kendimi üzeyim.” demişti.Her ikisi de insan haklarını savunmalarıyla tarih sayfalarında yerlerini aldılar, ikisi de bir Cuma günü, kafalarının arkasından vuruldular ve eşleri de yanlarındaydı. Lincoln’ün vurulduğu yer Ford Tiyatrosu idi, Kennedy ise, Ford tarafından yapılan bir arabada yaşamını yitirdi. Son tesadüf ise ve Kennedy’nin sekreterinin adının Evelyn Lincoln olması ve başkana Dallas’a gitmemesini söylemesiydi. Lincoln’ün sekreterinin adı da aynıydı

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

dünya üzerinde yaklaşık olarak 7 milyar insan yaşıyor ve bu 7 milyar insanda ufakta olsa aynı şeyleri yaşayan insanlar olma ihtimali vardır, bunda şaşılacak birşey pek yok, ayrıca fizikçiler maddenin quantum dünyasında aynı anda iki yerde olabilip iki farklı işi yapabileceğini söylüyorlar, bu durum ruh içinde geçerlidir, bir ruh aynı anda iki yerde bulunabilir veya iki farklı şekilde hareket edebilir, belki bu ruhun iki farklı bedende varolması durumu olabilir ama konuşulanlar teoriden bu anlatılanlarda kısmen efsaneden ibarettirler özellikle gökten yağan kağıt parçaları gibi konular, tanrı kağıda not tutup elinden kayırıp gökten başımıza yağdırması pek mümkün değil, saklayacak birşeyi olsa zaten hepsinin yere inmeden yokederdi her halde... yinede bu garip olaylar işte her yüzyıl milyarda bir de olsa oluyor bunlar tesadüf değil bir düzenin parçasıdır bana göre...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yaşanmış Olamayacak Kadar İnanılmaz 29 Tesadüf

 

 

http://img-2.onedio.com/img/719/bound/2r2/517577e606a56b1f72000036.jpg

Hoover barajı projesinde 112 adam öldü. İlki 20 Aralık 1922'de J.G. Tierney idi. Sonuncu ise tam 13 yıl sonra yine 20 Aralık 1935'de Patrick Tierney idi ve J.G. Tierney'nin oğluydu.

 

http://img-3.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000037.jpg

1930'lar da Detroit'te dikkatsiz genç bir anne Joseph Figlock isimli bir adama çok şey borçlu. Figlock sokakta yürürken yüksekçe bir pencereden düşen bebek tam onun kucağına geldi. Ne adam ne de bebek yaralandı. Fakat sadece bir yıl sonra, yine Figlock sadece sokaktan geçiyorken aynı bebek yine aynı şekilde kucağına düştü. Ve yine ikisi de zarar görmedi.

 

http://img-0.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000038.jpg

200o'de çıkan Deus Ex projesinde sanatçı ikiz kuleleri New York siluetine koymadı. Bu ise oyunda ikiz kulelerin bir terörist saldırısında yıkıldığı şeklinde açıklanıyordu.

 

http://img-1.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000039.jpg

2008'de Obama'nın başkan seçildiğinin ertesi günü Illinois eyaletinde loto çekildi ve kazanan kombinasyonlardan biri 6-6-6 idi.

 

http://img-2.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f7200003a.jpg

MGM kostümcüleri Oz Büyücüsü'nde ki Profesör Marvel için, pejmürde görünmesi amacıyla bir ikinci el dükkandan ceket aldı. Fakat bu ceketin aynı zamanda Oz'un yazarı L. Frank Baum'a ait olduğunu bilmiyorlardı.

 

http://img-3.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f7200003b.jpg

Tamerlane 14. yüzyılda yaşayan Cengiz Han'ın soyundan ve zamanın çoğunu Asya'yı fethetmekle geçirmiş bir hükümdardı. Sovyet arkeologlar mezarını açtığında şu yazıyırdu :" Mezarımı açan benden daha kötü bir işgalciyi ortaya çıkaracaktır." Tarih 20 Haziran 1941 idi.

 

http://img-0.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f7200003c.jpg

Roma'nın efsane kurucusunun adı Romulus idi ve daha sonra Augustus adını aldı. Alman barbarlar tarafından Batı Roma İmparatorluğu'nun son imparatorunun adı ise yine Romulus Augustus idi.

 

http://img-1.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f7200003d.jpg

28 Temmuz 1900'da İtalya hükümdarı Kral Umberto Monza'da küçük bir restorana gitti. Restoran sahibinin adı da Umberto idi ve sipariş aldıktan sonra ikili ortak özelliklerini keşfettiler. İkisi de Turin kasabasında 14 Mart 1844'de doğdu. İkisi de aynı gün Margherita isimli birer kadınla evlendiler. Kral Umberto'nun kral olduğu gün restoran açıldı. Ertesi gün ise restoran sahibi öldürüldü, kral buna üzülürken aynı gün kalabalıktan bir suikastçı onu öldürdü.

 

http://img-2.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f7200003e.jpg

1974'de Bermuda'da motosiklet kullanan bir adam taksi çarpmasıyla öldü. Bir yıl sonra adamın kardeşi yine aynı motosiklet ile öldü. Ona da aynı taksi sürücüsü aynı yolcu ile birlikte çarptı.

 

http://img-3.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f7200003f.jpg

1976 tarihli Omen filmi pek çok tesadüf barındırıyordu. En ilginci ise şuydu: Film ekibi tarafından kiralanan bir özel jet son anda iptal edildi. Daha sonra bu jet bir yola çarptı ve iki arabanın kaza yapmasına yol açtı. Jetin çarptığı arabalardan birinde pilotun karısı ve çocuğu vardı ve kimse kurtulamadı.

 

http://img-0.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000040.jpg

Birinci Dünya Savaşında ölen ilk İngiliz askeri ile son İngiliz askerinin mezarı 6 metre arayla ve birbirine bakıyor. Ve bu yerleştirme bilinçli yapılmadı.

 

http://img-1.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000041.jpg

Viyana'da ki 79 milyon insanın ölümünden sorumlu olan 3 insan Hitler, Stalin ve Josef sıklıkla aynı parkta yürüdü.

 

http://img-2.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000042.jpg

1895'de Ohio'da sadece iki araba vardı ve onlar da birbirine çarparak kaza yaptı.

 

http://img-3.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000043.jpg

1914'de Alman bir anne çocuğunu fotoğraflamak için bir film aldı ve onu Starzburg'da ki bir fotoğrafçıya götürerek fotoğrafları almak istedi. Daha sonra savaş başladı ve fotoğrafları hiç alamadı. Daha sonra Frankfurt'a taşındı ve iki yıl sonra bu sefer yeni doğan çocuğunu fotoğraflamak için yine bir film aldı. Fotoğrafı almaya gittiğinde iki yıl önceki fotoğrafın yenisiyle üst üste bindiğini gördü. Filmler çoğunlukla tekrar kullanılırdı ve bu özel film hiç temizlenmeden 150 kilometre ötede aynı kadına satılmıştı.

 

http://img-0.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000044.jpg

Güney Afrikalı 49 yaşındaki astronom Danie du Toit, ölümün her an gelebileceğini öğütleyen bir ders verdi. Dersi bitirirken ağzına bir şeker attı, oturdu, ve bu şekerle boğulup öldü.

 

http://img-1.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000045.jpg

Arçdükü Franz Ferdinand'ın öldürüldüğü arabanın plakası "A III18" idi. Bu olaydan sonuçlanan savaş bir Ateşkes ile 11-11-18'de sona erdi.

 

http://img-2.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000046.jpg

200 yıl arayla yaşamış Hendrix ve Handel Brook caddesinde yanyana iki evde oturdu.

 

http://img-3.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000047.jpg

Bir ofise şikayet mektubu yazmak için gelen iki kadın bilgisayar hatası sonucu aynı sosyal güvenlik numarasına sahipti. Aynı Patricia Ann Campbell ismine sahiplerdi, ikisinin de doğum günü 13 Mart 1941 idi, ikisinin de babası Robert Campbell idi, ikisi de 1959'da iki askerle evlenmişti ve ikisinin de 21 ve 19 yaşlarında iki çocuğu vardı.

 

http://img-0.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000048.jpg

Thomas Jefferson'ın son sözleri: Bugün ayın 4'ü mü? ( Ölüm: 4 Temmuz 1826)

Bir kaç saat önce Jefferson'ın öldüğünü bilmeyen John Adams'ın son sözleri: Jefferson yaşıyor. ( Ölüm: 4 Temmuz 1826)

Son anlarında arkadaşı James Madison ile ilgili konuşan James Monroe'nun son sözleri: Keşke ölmeden son kez onu görebilseydim. (Ölüm 4 Temmuz 1831)

Bu geleneği devam ettirmek için Madison'a ilaç verildi ve 4 Temmuz'a kadar yaşatılmaya çalışıldı. son sözleri: Lanet olsun! (Ölüm: 28 Haziran 1836)

 

http://img-1.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000049.jpg

1920'lerde Amerikan roman yazarı Anne Parish çocukluk favorilerinden Jack Frost ve Diğer Öyküler kitabını Paris'te bir kitabevinde buldu. Kitabı kocasına gösterip ne kadar sevdiğini anlattı. Kitabı açtıklarında şu yazıyı gördüler: Anne Parish, 209 N. Weber sokağı, Colorado Springs" Kendi kitabıydı.

 

http://img-2.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f7200004a.jpg

Beatrice'de ki batı yakası baptist kilisesi korosu için her çarşamba saat 7.20'de bir prova yapardı. 1 Mart 1950'de bir çarşamba günü 7.27'de gaz sızıntısından bir patlama yaşandı. Mucizevi bir şekilde kimse zarar görmedi çünkü koronun 15 üyesinin tamamı ilk defa provaya geç kalmıştı.

 

http://img-3.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f7200004b.jpg

2006'da balıkçı Mark Anderson "Copious" isimli botuyla balığa çıkmışken tam 92 yıllık bir şişede mesaj buldu ki bu en eski mesaj olarak Guiness Rekorlar Kitabı'na girdi. Arkadaşı Andrew Leaper'a bu konuda devamlı övünerek onu gıcık etti. 2012'de Aynı botla bu sefer Leaper balığa çıktığında bu sefer 96 yıllık bir mesajı o buldu ve arkadaşını kitaptaki yerinden etti.

 

http://img-0.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f7200004c.jpg

70 yaşında bir adam Helsinki'nin 600 kilometre kuzeyinde bir yoldan geçerken bir kamyonet ona çarptı ve adam öldü. 2 Saat önce yine 70 yaşında bir adam 1.5 kilometre ötede yine karşıdan karşıya geçerken kamyonet çarpmasıyla öldü. İkisi kardeşti, hatta ikiz kardeşti.

 

http://img-1.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f7200004d.jpg

1973 Yılında Anthony Hopkins, kitabıyla aynı ismi taşıyan George Feifer imzalı Petrovkalı Kız filminde başrolü kaptı. Önce kitabı okumak isteyen Hopkins, Londra'da ki hiç bir kitapçıda kitabı bulamadı. Eve giderken bir bankta unutulmuş bir kitap buldu ve bu kitap Petrovkalı Kız idi. 2 Yıl sonra filmi çekerken George Feifer Hopkins'e kendi kitabından onda olmadığını çünkü kitabı verdiği bir arkadaşının onu Londra'da kaybettiğini söyledi. Kitabın içinde Feifer'ın tüm notları bulunuyordu. Hopkins kitabı çıkarıp " Bu mu?" diye sordu, aynı kitaptı.

 

http://img-2.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f7200004e.jpg

29 Eylül 1888'de saat 8.30'da Catherine Eddows tutuklandı. 12.55'de ayılıp serbest bırakılırken polislere isminin Marry Kelly olduğunu söyledi ki bu yanlış ve uydurmaydı. 30 Eylül'de sabah karın deşen tarafından öldürüldü. Bu karın deşenin son cinayeti olan Marry Kelly'den bir önceki cinayetti.

 

http://img-3.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f7200004f.jpg

1660'da bir gemi Dover geçidinde battı. Tek kurtulan Hugh Williams idi. 1767'de aynı yerde ikinci bir gemi battı ve yine tek kurtulan adamın ismi Hugh Williams idi. 1820'de Tahmes'de bir gemi karaya oturdu ve yine tek kurtulan Hugh Williams idi. 1940'da bir gemi Alman mayını tarafından patlatıldı. İki adam kurtuldu, amca yeğenlerdi ve ikisinin de ismi Hugh Williams idi.

 

http://img-0.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000050.jpg

Hitler ve Napolyon 129 yıl arayla doğdular. Yine 129 yıl arayla hükümdar oldular. 129 yıl arayla Rusya'ya savaş açtılar ve 129 yıl arayla yenildiler.

 

http://img-1.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000051.jpg

Violet Jessop RMS Olympic, RMS Titanic ve HMHS Brittanic gemileri battığında bu gemilerde bulunuyordu.

 

http://img-2.onedio.com/img/719/bound/2r1/517577e606a56b1f72000052.jpg

Birinci Dünya Savaşı'nın ilk günlerinde İngilizler RMS Carmania isimli bir savaş gemisini geçici bir savaş teknesine dönüştürdü. Dikkatlerden uzak kalmasını umarak SMS Cap Trafalgar isimli bir Alman gemisi olarak gizlediler. Plan işe yaradı ve 14 Eylül 1914'de bir Alman gemisini Brezilya kıyısında batırdı. Tamamen tesadüf olarak batırdığı gemi gerçek SMS Cap Trafalgar gemisi idi. Hatta bu gemi de Almanlar tarafından RMS Carmania ismiyle gizlenmişti.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...