MEPHISTOPHELES Oluşturma zamanı: Temmuz 29, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 29, 2008 Ejderha: Çesitli hayvanların özelliklerini bünyesinde toplayan ve bundan dolayı-belkibütün hayvanların gücünü ve niteliklerini toplu olarak sembolize eden ve timsah ya da kertenkeleden köken alan canlılar olduklarına inanılır. Uzakdoguda uzun ömürleri ve büyü güçleri nedeniyle bilgeligin sembolüdürler. Bunların en büyüklerinden biri olan “Komodo Kertenkelesi” ejderha efsanelerinin bazılarından köken almaktadırlar . Çin Mitolojisinde çok sık rastlanan ejderha, pek çok tür hayvanın garip bir karısımı olarak bir devenin basına, bir erkek geyigin boynuzlarına, bir canavarın gözlerine, bir inegin kulaklarına, bir yılanın boynuna, bir midyenin göbegine, bir sazan balıgının pullarına, bir kartalın pençelerine ve bir kaplanın ayaklarına sahiptir. Kafasının üzerinde “Chi’ih muh”denilen büyük bir parça vardır. Gövdesi birlesik üç bölümden sekillenmistir. Gövdesinde 117 adet bulunan pullardan 81 tanesi iyi (yang) etki gösterirken, 36 tanesi ise kötü (ying) etkiyle doludur. Böylece ejderha hem biraz koruyucu hem de biraz yok edicidir. Boyun altındaki pulları terstir ve her bir ayagında bes adet parmak bulunur. Bir erkek ejderha disisinden, tepesine dogru giderek incelen dalgalı bir boynuzla ayrılır. Ayrıca disi ejderhanın burnu da düzdür. Kanatlı ejderhalar oldugu gibi, at-ejderha, bogaejderha, köpek-ejderha, kurbaga-ejderha ve balık-ejderha’da vardır. Ejderhaların en önemli düsmanı belki kaplandır ama kaplan baslı ejderhalara da rastlanılır. Görüldügü gibi ejderhalar diger hayvanlara da dönüsebilirler Ejderhalar kesinlikle suyla ilgilidir. Yagmurun ve suyun efendisi, gök gürültüsünün tanrısı ya da yagmurun ve suyun tanrısı olarak anılırlar. Fırtınalar çıkaranlar da vardır. Bazı mitolojilerde ısık tanrısıdır. Yeni dogmus bir ejderha, bir solucan veya bir yılan ya da bir kertenkeleden daha büyük degildir. Ancak çok süratli gelisirler. Ejderhaların kemikleri olduguna inanılan, fosillere ait kemiklerin tıbbi amaçlı olarak kullanıldıklar görülür. Ejderhaların yakınlarında kesinlikle tedavi edici özellige sahip sifalı otlar vardır. Ejderhalar derilerini dökerler ve bazen de kemiklerini fırlatıp atarlar. Bes ayrı renge sahip ejderha kemiklerinin iç organlara yönelik olarak tedavi edici etkileri bulunmaktadır. Buna göre mavi renk kemikler karaciger ve safra kesesi; beyaz renk olanlar akciger ve ince bagırsak; kırmızı renkliler kalp ve kalın bagırsak; siyah renktekiler böbrekler ve mesane; sarı renk kemikler ise dalak ve mide üzerine etkilidir. Ayrıca ejderhaların tükürügünün de tedavi edici özellikte oldugu bildirilmektedir. Tanrıların, ejderhalar üzerinde yolculuk yaptıklarına inanılır Genel olarak yılan kuyruklu, kanatlı ve arslan pençeli mitolojik hayvanlar olan ejderhalar “uçan yılan” olarak da nitelendirilirler. Kaynagı Eski Babil ve Sümer inançlarıdır. Aslında her ulusun mitolojisinde ejderhalar vardır ve onlarla hep savasılır . Germen kavimlerinin Nibelungen efsanelerinde ve ayrıca Yunan mitolojisi içerisinde korkunç ejderha motifleri vardır ve bunlar çesitli kahramanlar tarafından öldürülürler . Yunanca ejderha “gözcü” demektir. Zaten ejderha, pek çok öyküde kutsal suların gözcüsü ve bekçisidir. Sümer, Babil, Akad ve Hititlerde erkek kahramanlar veya tanrılar ejderhaları öldürürler . Mitolojide ejderha motifi Türk sanatında da Hint ve Çin sanatı kadar yaygındır . Türk mitolojisinde büyük yılan biçimli olarak betimlenen ejderhaların, üçten yediye kadar degisen sayıda basları bulunmaktadır. Yedi baslı ejderha anlamına gelen “büke” sözcügü Yakut Türkleri tarafından büyüklere unvan olarak verilir. Ejderhaların kuyuların diplerinde sarayları vardır. İnsan eti yiyen ejderhalar, genç kızları buralara kaçırırlar. Ejderha Türk mitolojisinde zaman zaman dünyayı tasıyan bir hayvan olarak da kabul edilir . Dört yön ile iliskisi vardır ve gök ile yer-su kültlerinin varlıgı nedeniyle astrolojiyle iliskili olarak farklı sembolik anlamlar yüklenmistir. Türklerde bir ejderha kültünden söz edilebilir. Ejderhaların, karanlık yer ejderi, . gök ejderi, sarı ejder, agaç ejderi ve kırmızı ejder gibi tipleri bulunmaktadır. Kökenini timsahtan aldıgı ileri sürülür . Ejderha, Eski Türklerin “12 Hayvanlı Takvimi”nde de yer almıstır . Ejderha Çin’de oldugu gibi, Türklerde de bir hukuki sembol olarak kullanılmıs olmalıdır . Yunan mitolojisinde ejderha ile ilgili, diger toplumların inançlarıyla paralellik gösteren öyküler anlatılır. Ekhidna adı verilen ejderhanın yeraltında ve yeryüzünde ne kadar korkunç köpek ve canavar varsa, hepsini yarattıgına inanılır. Lerna Ejderi adlı dokuz kafalı bir yılanejder vardır. Herakles’in onun zehir saçan kafalarını kopardıgına ve ölümsüz olan bir kafasını da bir kayanın altına gömdügüne inanılır . http://www.resimseli.com/data/media/119/ejderha-10.jpg Zümrüdüanka: Anka, Hüma, Semender, Devlet Kusu, Phoenix, Simurg, Sirenk gibi adlarla da anılır. Dünyanın farklı yörelerinde çesitli dinsel ve büyüsel etkileri olduguna inanılan mitolojik bir kus olup, bir sıgırı ya da bir fili tasıyabilecek kadar büyüktür. Kaynagı Eski Mısırinançlarında bulunmakla beraber Çin’den _ran mitolojisine kadar hemen her yerde yaygındır. Güvercine benzetilerek tasarlanan bu kus, zümrüt yesili kanatlara sahip olup, ayrıca altın renkli uzun tüyleri bulunan güzel sesli bir erkek kus olarak imgelenir. Kaf dagının ardında yasayan ve sadece kemikle beslenen bu kusu kim öldürürse 40 gün içinde ölür ve üzerinden geçtigi kimselere de mutluluk getirir. Her zaman için dünyada tek olarak bulunan Anka kusu 1700 yıl yasar ve kendini atesten yeniler. Ölecegi zaman yuvasını atese verip kendisini yakar ve o yanarken de yeni ve genç bir Anka kusu meydana gelir. Genç kus babasının küllerini Heliopolis’deki günes tapınagına götürüp bırakır. Kimin basına konarsa (devlet kusu), ona büyük zenginlik ve mevki getirir. Yüzü insana benzer; gövdesi ise her hayvandan bir parça alınarak yapılmıs olup boynu çok uzun ve ak bir halka ile sarılıdır. Çinliler onu raks ve müzigin mucidi sayarlar. Çesitli masallarda, onun genis kanatları üstünde ülkeden ülkeye uçuldugu tasarlanan bu kusun çogunlukla insanlara görünmedigine de inanılır Degisik kültürlerden Araplarda Roc, Hintlilerde Garuda, Yunanlılarda Salamandra ve İranlılarda ise Simurg ya da Semender olarak adlandırılır. Simurg (Otuz Kus) efsanesi çok ünlüdür. Bu efsanede kuslar kendilerine bir kral seçmek isterler. Krallıga Kaf dagında oturan Simurg’u uygun bulurlar. Hep birden gidip, ona baglılıklarını bildirmek isterler. Yola çıkan kuslardan bazıları, Kaf dagı çok uzak oldugu için yorgunluktan yolda ölürler. Amaçlarına ulasmak için karsılarına çıkan engelleri asmaya çalısırlarken, çok sayıda kus daha ölür ve sonuçta milyarlarca kustan geriye yalnızca otuz kus kalır. Onlarda bitkinlikten can çekismektedirler. Güçlükle Kaf dagına varırlar. Burada tahta oturtulan kuslar, okumaları söylenen önlerindeki kagıdı okuduklarında, o zamana kadar bütün yaptıkları seylerin o kagıtta yazılı oldugunu görürler. Bu arada Simurg belirir. Otuz kus bir bakarlar ki karsılarındaki Simurg kusu, aslında kendilerinden baska bir sey degildir Hintlilerce Garuda olarak adlandırılan aynı kusun bir kartala benzedigi ve kartalın gaga, pençe ve basına sahip oldugu ancak gövde, kol ve bacaklarının ise insan görünümünde oldugu bildirilmektedir. Garuda dogdugu zaman o kadar parlaktır ki, onu bir tanrı sanarak ibadet edenler olur. Garuda tanrı Visnu’nun binek hayvanıdır. İlahi güçlere sahip olan Garuda’nın ulasılamaz güçlügü ile kuvvetin iyiligini fakat, bazı yaratıkları kaçırıp yemesiyle de kötülügü temsil ettigi düsünülebilir. Hint mitolojisi, Garuda ile ilgili söylenceler yönünden çok zengindir. Bazı dogu toplumlarında ise Phoenix olarak adlandırılan bu efsanevi kusun günesin kusu oldugu ve büyük bir atesin küllerinden dogduguna inanılır ve ona Heliopolis’te tapılır. Öldükten sonra dirilmenin bir simgesi olarak kabul edilen Phoenix, Ra (günes tanrısı) ile yakından iliskilidir. Eski Mısırlılarca Benu Kus olarak adlandırılır ve tanrı Ra’nın formlarından biridir. Kaos ve karanlıktan çıkan hayatın ve ısıgın sembolüdür. Asya’da Phoenix’in çok eski bir kus olduguna, çok uzun yasadıgına ve evrenin yaratılısına tanıklık ettigine inanılır Ayrıca “Stymphalos” adlı Arkadia kentinde gagaları ve pençeleri tunçtan, tüylerini ok gibi fırlatan “Stymphalos Kusları” adlı mitolojik kusların yasadıgı bir kent vardır ki bu kusları daha sonra Herakles öldürmüstür . http://i162.photobucket.com/albums/t275/mgolgeli/09-phoenix.jpg Pegasus Pegasus Yunan mitolojisi'nde kanatlı at. Deniz tanrısı Poseidon ile yılan saçlı Gorgon Medusa'nın oğlu ve dev Chrysaor'un kardeşi olduğuna inanılır. Perseus tarafından kafası kesilerek öldürülen Medusa'nın kafasından ya da toprağa sıçrayan kanlarından doğduğu gibi iki değişik söylence bulunur. Rengi tamamen beyazdır ve uçmasına olanak veren iki büyük kanadı vardır. Uçarken havada koşuyormuş gibi görünür. Pegasus doğar doğmaz yeryüzünden ayrılmış ve tanrıların diyarına uçmuştur. Zeus'a yıldırımları getirme görevini üstlenmiştir. Helicon Dağında bulunan ve Musalara (veya Müzler) ilham verdiği sanılan Hippocrene pınarının Pegasus'un ayağıyla yere vurması sonucu ortaya çıktığına inanılır ve Pegasus "şiirsel ilham" ile özdeşleştirilir. Daha sonraları Bellerophon tarafından Athena'nın ona verdiği altın dizgin yardımıyla yakalandığı, Kimera ve Amazonlarla olan çarpışmalarında da ona yardım ettiği söylenir. Aşırı hırsın, zararlı olduğunun sembolü olarak gösterilen Bellerophon Olimpos dağına çıkıp ölümsüzlerin arasına karışmak isteyince onu üzerinden atan Pegasus tek başına Olimpos dağına dönerek eski görevlerine devam etmiştir. Pegasus'un Bellerophon'u üzerinden atmasına sebep olarak Zeus tarafından gönderilen dev bir atsineğinin ısırmasından ürkmesi de söylenceler arasındadır. Daha sonraları kendine eş olarak Euippe (ya da Ocyrrhoe)'yi aldığı ve kanatları atların soyunu başlattığı söylenir. http://www.horse-wallpaper.com/backgrounds/pegasus-in-the-sky.jpg Tekboynuz Mitolojik tek boynuzlu at. Kafasının ortasından düz bir boynuz çıkar. Saf ve masum olduğuna, kanı içildiğinde kişiyi ölümsüz kıldığına, bu nedenle öldürmenin lanet getireceğine inanılan efsanevi bir hayvan. Latince ismi olan Unicorn; "bir-tek" anlamınba gelen uni- ve boynuz anlamına gelen cornus sözcüklerinden türemiştir (Türkçe karşılığı Tekboynuz'dur). Yine bir efsaneye göre, sadece bakire kızların yanına yaklaşır ve bu şekilde yakalanabilir. http://img205.imageshack.us/img205/9521/indigoseadv3.jpg Garuda Altay mitolojisinde, gövdesi, kol ve bacakları insan biçimli, kartal başlı, kartal gagalı ve kartal pençeli karakuş. Garuda, evren ağacının dalları arasında bir yuvada bulunan yumurtadan çıkar. Annesi Vinata, babası Kasyapa'dır. Er Töştük Destanı'nda Karakuş adıyla yer alır; avlanmaya gittiği sırada bir ejderha (Yelbegen) gelip yavrularını yer ve bunu alışkanlık durumuna getirir. Bu kez Er Töştük, ejderhayı öldürür ve yavrularını kurtarır. Bu iyiliğin altında kalmak istemeyen Karakuş, onu yeryüzüne indirmek üzere sırtına bindirir. Yolda yiyecek bitince Er Töştük kendi etinden parçalar kopararak Karakuş'a verir. Yere inince bu fedakarlığı gören Karakuş, onun yaralarının iyileşmesini sağlar http://www.fpo.go.th/fseg/Source/Logo/Images/Garuda/Garuda1-BW_L.jpg Merküt Merküt (ya da Markut); Altay efsanelerinde, gök yolculuğuna çıkan kamın ruhuna, ilk üç gökkatı boyunca kılavuzluk eden dev dişi gök kuşudur. Anadolu 'da geleneksel Türk kültürünün taşıyıcılarından olan Yörük boyları arasında, yaramazlık yapan çocukları korkutmak için uydurulan düşsel bir varlık olarak ta görünür. Aslında bu düşsel denilen varlığın kökü, ulu dil birliği çağına kadar gider. Bu mitolojik varlık hakkında Yörükler arasında şöyle denilir: "Merküt Merküt ... Bacadan kolunu salla..." Yaşlıların derin inanışlarına göre, Merküt bir kuştur. O sadece adı anılanları korkutur. V. Radlov, "Sibirya'dan" adlı eserinde, Altay dağlarında yaşayan kamlardan ve kurban törenlerinden söz ederken, "Sema kuşu Merküt"ün adı geçen bir kam duası metnini de kaydetmiştir: "Gök kuşları beş Merküt, tırnakları bakırdan Ayın tırnağı bakırdan, Ayın gagası buzdan Geniş kanatları muhteşem hareketli. Uzun kuyrukları yelpaze gibi Sol kanadı ayı örter. Sağ kanadı güneşi Ey dokuz kartalın anası! Yayığı geçerken şaşmaz İdil üstünde yorulmez, Öterek gel sen bana! Oynayarak gel sen sağ gözüme! Sağ omzumun üstüne kon." http://80.190.202.79/pic/g/gizliilimler/golem1.jpg Simurg Simurg (Farsça: سيمرغ) veya bir diğer ismiyle Zümrüdü Anka efsanevi bir kuştur. Pers mitolojisi kaynaklı olsa da zamanla diğer Doğu mitoloji ve efsanelerinde de yer edinmiştir. Sênmurw (Pehlevi) ve Sîna-Mrû (Pâzand) diğer isimlerindendir. Ayrıca zaman zaman sadece Anka kuşu olarak da anıldığı olmuştur. Türk mitolojisinde karşılığı Toğrul'dur http://images.elfwood.com/art/c/h/chomp/phoenix.jpg Şeşe Azerbaycan Türklerinin inanışına göre, bilinmezler aleminden gelen bir kuştur. Kötücül yapıya sahip olup, yalnızca geceleri uçan bu kuş, daha çok erkek çocuklara zarar verir. Yalnız kalan çocuğu vurup öldürür. Bu nedenle de erkek çocuğun altı aya kadar gözetim altında tutulması gerektiği söylenir. Bu kuşun girdiği evdeki çocuk ölür. Kırkı çıkmamış bebeğin kararıp ölmesi için sadece bir kez üzerinden geçmesi yeterlidir. Şeşe, vurduğu çocuğu boğazından vurur. Gelip çocuğa zarar vermesin diye çocuğun yanında O'nun adını söylemezler ve çocuğun beleğine iğne saplarlar. İnanışa göre, "Şeşe"yi yakalayan biri, anında öldürmelidir. O'nu öldüren Şeşe Anası olur ve Şeşe'nin vurduğu herhangi bir çocuğun boğazına elini sürerse çocuk kurtulur http://img183.imageshack.us/img183/139/kusid7.jpg spr walla:blink: 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sayko Yanıtlama zamanı: Temmuz 29, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 29, 2008 Bu haywan we yaratıkların hepsi Mitolojilere Akashadan gelmiştir Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jasgues Yanıtlama zamanı: Temmuz 29, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 29, 2008 güzel olmuş Emeğine ve ellerine sağlık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SchizophreniCorpse Yanıtlama zamanı: Temmuz 29, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 29, 2008 W da türkçeye Akaşadan mı gelmiş ? Güzel konu olmuş ama bunun varlığını hatırlıyorum bir arama yapmakta yarar var. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Temmuz 29, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 29, 2008 merküt ün resmi değil o sanırım merak ettim tipini ben aradım koyayım diye ama bulamadım ... -------------------- ber de alıntı yaptığınız yerleri de belirtirseniz iyi olur... sanırım gizli ilimler sitesinden alınmış bu bilgiler.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MEPHISTOPHELES Yanıtlama zamanı: Temmuz 29, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 29, 2008 saolun bişey değil yha bende merkütün bi de şeşenin resmini bulamayıp heralde budur die koydum:p Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
caveler Yanıtlama zamanı: Ağustos 18, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 18, 2008 Kardes ben bunlarin aciklamasini yapmistim galiba konu simisle :s Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Safira Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2008 paylaşımın için teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.