paintedbird Yanıtlama zamanı: Ocak 25, 2021 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 25, 2021 -Kulağıma acılı iniltiler ulaşıyordu;hıçkırık seslerinin duyulduğu yere gelmiştim.Her ışığın sustuğu bir yerdeydim, her yer, fırtınalı havada karşıdan esen rüzgârın dövdüğü deniz gibi uğulduyordu. Dinmek bilmeyen cehennem burgacı öfkeyle sürüklüyordu ruhları; döndürüyor, silkeliyor, savuruyordu onları. Yıkıntının önüne vardıklarında çığlıklar, hıçkırıklar, yakınmalar yükseliyordu. Bu işkenceyi çekenlerin, akıllarını isteklerine boyun eğdiren şehvet günahı işlemiş oldukları anlaşılıyordu. -Haydi daha büyük acılara doğru inelim şimdi, yola çıktığımda ışıyan yıldızlar kararmaya başladı, burada duramayız uzun süre. -Kapıların üstünde binden çok iblis vardı, hepsi gökten yağmıştı, öfkeyle bağırıyorlardı:“Ölü canlar diyarına ölmeden gelen bu adam da kim? Yaralarından, kanla birlikte bu acıklı sözleri püskürten sen, kimdin eskiden? Hangi rastlantı, hangi yazgı ölmeden önce seni buralara attı? Kim oluyor sana yol gösteren kişi?” Dedim ki: “Mutlu yaşam sürerken yeryüzünde, yaşım olgunlaşmadan önce yolumu yitirdim bir vadide''. İlahi Komedya _ DANTE Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2021 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2021 ... Ertesi sabah rüzgâr üfledi yapraktaki yolcuya. Uyandı mahmur toz, uçtu sevincinden havalara. Okşarken doğayı güneşin nazlı sıcaklığı, ağaçların arasından da sızıyordu tatlı gün ışığı... Bir toz ışık hüzmesinde... Bir görünüp bir kayboluyor. Parlıyor, sönüyor, dans ediyor... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2021 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2021 Her şeyin ulaşılabilir olduğu bir dünyada, hiçbir şeyin anlamı yoktur.. cesur yeni dünya-aldous huxley Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Haziran 23, 2021 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 23, 2021 Beğendiğimiz ve sevdiğimiz bir insana hiç tesadüf etmeyecek miyiz? Saatleri ayarlama enstitüsü 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paintedbird Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2021 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2021 Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür, bizi ayıran küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar.Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam :"bu köprüyü geçip bana gelir misin?" İşte o anda artık bunu istemeyiverirsin, sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın.O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer, bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız.Ama o küçücük köprüyü düşündüğünde sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde; yutkunur ve şaşar kalırsın...-Nietzsche Ağladığında-Irvin Yalom -Kulağıma acılı iniltiler ulaşıyordu;hıçkırık seslerinin duyulduğu yere gelmiştim.Her ışığın sustuğu bir yerdeydim, her yer, fırtınalı havada karşıdan esen rüzgârın dövdüğü deniz gibi uğulduyordu. Dinmek bilmeyen cehennem burgacı öfkeyle sürüklüyordu ruhları; döndürüyor, silkeliyor, savuruyordu onları. Yıkıntının önüne vardıklarında çığlıklar, hıçkırıklar, yakınmalar yükseliyordu. Bu işkenceyi çekenlerin, akıllarını isteklerine boyun eğdiren şehvet günahı işlemiş oldukları anlaşılıyordu. -Haydi daha büyük acılara doğru inelim şimdi, yola çıktığımda ışıyan yıldızlar kararmaya başladı, burada duramayız uzun süre. -Kapıların üstünde binden çok iblis vardı, hepsi gökten yağmıştı, öfkeyle bağırıyorlardı:“Ölü canlar diyarına ölmeden gelen bu adam da kim? Yaralarından, kanla birlikte bu acıklı sözleri püskürten sen, kimdin eskiden? Hangi rastlantı, hangi yazgı ölmeden önce seni buralara attı? Kim oluyor sana yol gösteren kişi?” Dedim ki: “Mutlu yaşam sürerken yeryüzünde, yaşım olgunlaşmadan önce yolumu yitirdim bir vadide''.-İlahi Komedya / Dante Ben bir hiçim , hiç iyileşmeyecek bir yara , ne kadar geçerse geçsin....Ben aşk yıldırımıyla çarpıldım ve onarılamıyacak kadar kötü yandım... O , çekip çıkarılamıyacak bir kıymık. Artık nereye gidersem gideyim , nerede olursa olsun benim bir parçam.... - (Florentino Ariza) / Kolera Günlerinde Aşk / Gabriel García Márquez Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2021 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2021 “Hiç kimsenin anlayamayacağı bir sanat uğruna neden bu kadar çalışıp çabaladığını sordukları zaman, ‘Az da olda bana yeter. Biri bile yeter. Kimse olmasa da olur,’ diyen kişiyi hatırlayın.” Değirmenimden Mektuplar, Alphonse Daudet --------- “Eğer daha önce geceyi açık havada yıldızlar altında geçirdiyseniz, insanların uyudukları saatte, ıssızlığın ve sessizliğin içinde gizemli bir dünyanın uyandığını bilirsiniz.” Değirmenimden Mektuplar, Alphonse Daudet Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Doğruluk İzcisi Yanıtlama zamanı: Ekim 16 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 16 "Zihnimizin sahip olduğu en büyük beceri belki de acıyla başa çıkmaktır. Klasik yaklaşım bize herkesin ihtiyacı doğrultusunda geçtiği dört kapı olduğunu öğretir. Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm acıdan kaçabileceğimiz bir sığınak sağlar. Bir insan ağır yaralandığı zaman genellikle kendinden geçer. Aynı şekilde travmatik haberler alan birinin bayıldığı olur. Zihin ilk kapıdan işte böyle geçerek kendini acıdan korur. İkinci kapı unutmaktır. Bazı yaralar kısa zamanda kapanamayacak, hatta belki de asla iyileşemeyecek kadar derindir. Ayrıca bazı anılar o kadar azap vericidir ki onlara alışmak mümkün değildir. “Zaman tüm yaraları iyileştirir” sözü yanlıştır. Zaman çoğu yarayı iyileştirir. Geri kalanlar bu kapının ardında saklıdır. Üçüncü kapı deliliktir. Bazen insanın aklı öyle bir darbe alır ki kendini delilikte saklar. Bu ilk bakışta faydalı gözükmese bile öyledir. Gerçekliğin acıdan başka bir şey getirmediği zamanlar vardır ve bu acılardan sakınmak için zihnin gerçekliği geride bırakması gerekebilir. Dördüncü kapı ölümdür. Son sığınak. Öldükten sonra bizi hiçbir şey incitemez. Ya da en azından bize öyle söylenir. " -Kralkatili Güncesi 1. Gün: Rüzgarın Adı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
tiamat. Yanıtlama zamanı: Ekim 30 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 30 (düzenlendi) "Dünyanın sesine kulak ver. Nerede olursan ol o sesi duyabilirsin. Dağların tepelerinde, gökyüzünde, okyanusun dibinde var olan ve hiç kesilmeyen bir sestir bu. Titreşime benzeyen bu ses, kendini dönüştürüp ışığa doğru yol alan dünyanın ruhudur." Brida - Paulo Coelho Ekim 30 tiamat. tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Doğruluk İzcisi Yanıtlama zamanı: Kasım 2 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 2 "Richard, pek çok insanın gelişmek için yönetilmeye ihtiyacı vardır." dedi. "Bencillikleri ve açgözlülükleri yüzünden özgür insanları kendilerine düşman olarak görürler. Güneşin onlara ulaşması için daha uzun bitkileri budayacak lidere ihtihaç duyarlar. Hiçbir bitkinin en kısa bitkiden daha uzun olmaması gerektiğini düşünürler ve böylece ışık geleceğini sanırlar. Bir mum yakacaklarına, bedeli ne olursa olsun kendilerine rehber bir ışık ararlar..." -Doğruluk Kılıcı Serisi, Büyücünün İlk Kuralı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Doğruluk İzcisi Yanıtlama zamanı: Kasım 11 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 11 Bu kelimler bana geleceği gördüğünü iddia eden biri tarafından söylendi," dedi koridorda yankılanan ses. Tanıdıktı, kadın sesiydi. " 'Bu nasıl mümkün olabilir?' diye sordum karşılık olarak. 'Sana yokluk mu dokundu?' "Cevap bir kahkahaydı. 'Hayır tatlı kral. Geçmiş gelecektir ve her insanın yaşadığı gibi, sen de yaşamak zorundasın.' " 'Daha önce yapılan şeyleri tekrar edeyim diye mi?' " 'Bazı şeyleri, evet. Seveceksin. İncineceksin. Hayal edeceksin. Ve öleceksin. Her insanın geçmişi senin geleceğin.' " 'O zaman anlam nerede?' diye sordum. 'Eğer her şey yapılmış ve görülmüşse?' " 'Soru sen sevecek misin, incinecek misin, hayal edecek misin ve ölecek misin değil,' diye cevap verdi. 'Neyi seveceksin, neden incineceksin, ne zaman hayal edeceksin ve nasıl öleceksin. Senin seçimin bu. Sonunu seçemezsin, sadece yolunu seçebilirsin.' " Dalinar anahtarları tekrar düşürdü, hıçkırıyordu. Kaçış yoktu. Yine yıkılacaktı. Şarap onu alevlerin bir cesedi tükettiği gibi tüketecekti. Geriye sadece küller kalacaktı. Çıkış yolu yoktu. "Benim yolculuğumu o başlattı," dedi ses. "Ve yazılarımı da bu başlatıyor. Bu kitaba bir hikaye diyemem çünkü bir hikaye olmaktan çok uzak. Bir değil, çok sayıda anlatı içeriyor. Ve her ne kadar burada, bu sayfanın üzerinde bir başlangıcı olsa da benim arayışım hiçbir zaman gerçekten sonlanamaz. "Ben cevap aramıyordum. Onlara zaten sahip olduğumu hissediyordum. Hem de bol, bin farklı kaynaktan. 'Kendimi' de aramıyordum. Bu bana insanların atfettiği basmakalıp bir söz ve ben bu cümleyi anlamsız buluyorum. "Aslında benim yola çıkmakla aradığım tek bir şey vardı. "Bir yolculuk." Dalinar yıllardır etrafındaki her şeyi bir sisin içinden görmüş gibiydi. Ama bu sözler... bu sözlerde bir şey vardı... Kelimeler ışık yayabilir miydi? -Fırtınaışığı Arşivi - Oathbringer 2. Cilt Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.