raskolnikov Oluşturma zamanı: Ağustos 9, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 9, 2008 Çocuktuk…. Koşarak oynardık ağaçların arasında, deli gibi koşardık köyümüzün ağaçlık alanında… Ağaçlara çıkar, oraları kendimize ev yapar, diplerinde uyurduk… Sonra çıktık köyümüzden, ilk önce başkente, sonra ise bu şehre geldik.. burayı kendimize vatan belledik… Oyunlar oynadık yollarda, kaldırımlarda…Ama dikkatimizi çekti zamanla, ağaç yoktu, her gün biraz daha beton oluyordu şehir ve biz köyümüzün oyunlarını unutmak zorunda kalıyorduk… Bir haftadır Antalya’da ki orman yangınını, ne kadar alanın, ne kadar ağacın yandığını izliyoruz televizyonlarda… “Ah, ah, vah, vah” diyerek, yazıklanarak bakıyor bazılarımız, izledikten sonra hiçbir şey olmadan yemek yemeye devam ediyor çoğumuz… Yok, yok… Sakın yanlış anlamayın beni, sakın!...Duygu sömürüsü değil yapmak istediğim, ucuz edebiyat değil!... Yiyin yemeğinizi, oturun rahat koltuklarınızda ama düşünün bir kere, daha fazla beton uğruna katlediliyor dünya…. Biz küçükken, her yağmur yağdığında oluşan küçük su öbeklerinde bile kara kurbağalar olurdu, yazın gelişiyle sinekler kaplardı her yanı ve biz tüllerle, demirlerle korumaya çalışırdık kendimizi sineklerden ya da oynardık yakaladığımız kurbağalarla… Ama şimdi yok hiçbiri, olmayacaklar bir daha da… Şimdi, “sinekler de olmayıversin” diyebilirsiniz ama olmuyor işte, onlar olmayınca da olmuyor. Hiçbir ses çıkartmadan, susarak katlediyoruz dünya’yı… Bizim küçüklüğümüzde, yazın yağmur yağdığında etraf su birikintileri dolar,yağmur suları temiz olurdu. Gökkuşağını görürdük yağmur sonrası, koşarak yetişmeye, yanına gitmeye çalışırdık ve her yağmur sonrası çıkardı gökkuşağı… Bizim küçüklüğümüzde yağmurun gelişini, bulutların yağmurla yere doğru inişini izlerdik tepelerde. Bir metre ötemizde yağmur yağardı ve biz koşarak uzaklaşırken oradan, usulca peşimizden gelirdi yağmur. Dolunayı görürdük sonra, kocaman, kırmızı olarak görürdük. Tepenin ardında doğumunu izlerdik. Sabah hem güneşi hem ay’ı aynı anda görürdük gökyüzünde… Şimdi ne yağmurları izleyebiliyoruz ne de dolunayı görebiliyoruz o kadar büyük. Sessiz bir antlaşma halinde katlediliyor dünyamız. Bir yerlerde “güvenlik” için, bir yerlerde daha fazla bina yapmak için kesiliyor ağaçlar ve biz hiç düşünmeden ozon tabakasını, yeni deodorantlar, kokular yaratıyoruz… Susun artık, dinleyin çığlıklarını dünyanın!... Yakılan her ağaçta bizim de payımız var, yok olan her güzellikte biz de suçluyuz… Hiç dikkat ettiniz mi, bu vatanın her yerinde her yaz ormanlar yanar ama bize hepsini göstermezler. Çok uzak olmayan bir geçmişte, birisi, lacivert takım elbiseli, kravatlı, önemli birisi, “nükleer enerji bu ülkeye şart” dedi. Sonra başka biri, yüzü farklı ama aynı biri, “güvenlik nedeniyle ormanlar yakılabilir” dedi. Sonra zehirli su içtik, sadece bu ülkenin değil, dünyanın en güzel vadilerinden birine (Munzur vadisi) baraj yapılaması için çaba harcandı, sonra yine dünyanın en güzel doğasının var olduğu başka bir vadiye (fırtına vadisi) nükleer enerji santrali yapılmak için çalışma yapılmaya başlandı… Sonra… ………… Sonrası yok…sonrası ölüm…. Bu ülkenin en güzel yüzlü sanatçısının kanserden (radyasyondan dolayı) ölümü, sadece bu ülke ormanlarında olan binlerce tür bitki ve hayvanın (ormanların güvenlik ve rant gerekçesiyle yakılmasından dolayı) yok olması… Bu ülkenin çocukları hayvanları ve bitkileri televizyondaki belgesellerden izler hale geldi. Ne kadar acı değil mi, bizden sonra ki nesle, “eskiden kurbağalar vardı” der hale geldik. Ceplerine kağıttan yapılan – ki onlar için de ağaçları kesiliyor – adına para denilen paçavraları koymak için her şeyi yok edip, sonra da eskilerden dem vurarak nostalji yapmaya başlıyorlar. … Nostalji yapmayın beyler, ben doğayla ilgili bu şekilde nostalji yapmak istemiyorum… Ben çocuklarıma, kurbağaların eskiden var olduklarını söylemek istemiyorum. Sapanlar yapıp, çamurlu sularda koşmalarını, ağaçlara tırmanıp, böcekleri gördüklerinde tanımalarını istiyorum.. Ve bir gün; “buralarda eskiden insanlar yaşardı..” dememek için, ben dünyamı istiyorum… 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
astralruh Yanıtlama zamanı: Ağustos 9, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 9, 2008 süper olmuş keşke bunu herkes anlasa ve gereğine yapsa ........emeğine sağlık 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
DEB. Yanıtlama zamanı: Ağustos 9, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 9, 2008 :ermm:hem güzel hem tüylerim diken diken oldu raskommm süpersin:ermm: 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
psiozzy Yanıtlama zamanı: Ağustos 9, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 9, 2008 yine harika rasko abi... güzel bir dünya için elele ... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Ağustos 9, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 9, 2008 teşekkürler... yakın zamandaki olaylardan sonra ufak bir hatırlatma olsun istedim... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2008 geçenlerde bir gazete haberine göre, bakanlardan birinin ailesi nükleer santral işine de el atacakmış. güneşten daha çok yararlanmak varken bu neden?.... doğayı katletmek, çevrecileri bile terörist ilan etmek neden?.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.