Jump to content

Yule Ve Wiccanlar


Valakar

Önerilen Mesajlar

ARkadaşlar okumanızı tavsiye ediyorum sıkmayan ve yormayan muhteşem bir açıklama yazısı olmuş. :)

 

Yule-Kış gündönümü;

Her şeyden önce kış gündönümü; güneşin Oğlak burcuna girmesidir.

Oğlakta güneş 0 derecelik açı yapar. 0 derece yaşam enerjisinin

başlangıcıdır.Bunun için bugüne “ayna günü” denir.21 Aralık en uzun ve karanlık

geçen gecedir.

 

Her şeyden önce kış gündönümü; güneşin Oğlak burcuna girmesidir.Oğlakta güneş 0 derecelik açı yapar. 0 derece yaşam enerjisininbaşlangıcıdır.Bunun için bugüne “ayna günü” denir.21 Aralık en uzun ve karanlıkgeçen gecedir.Eski zamanlarda güneşin geri dönmesi için ve yeniden dünyayı

ısıtması için insanların yardımına ihtiyaç duyduğuna inanılırdı.

Bunun için insanlar tıpkı hıdrellezde ve nevruzda olduğu

gibi “şenlik ateşleri” yakarlardı. Bu aslında güneşi güçlendirmek

için yapılan bir “sempatik büyü” uygulamasıdır.

 

Böylece güneşin dünyaya dönüşü için yol açılmış olunurdu. Cam

kenarında mum yakmak ve evlerde yılbaşındaki gibi ışıklı ağaçlar

bulundurmak günün diğer sembollerindendi. Eski insanlara göre bugün

yeni yılın başlangıcıydı.

 

Bu mevsim ayrıca hayvan sürülerinin içinden en iyi hayvanların

seçilip alındığı ve sadece onlara yiyecek ayrıldığı bir mevsimdi

(aralık). Çünkü ancak çetin kış şartlarında genç ve güçlü hayvanlar

sağ kalabiliyordu ve bunlar baharda çoğalıyordu. Bunun için güçsüz

ve yaşlı olan hayvanlar ya önceden kurban ediliyordu ya da kesip

tuzlanarak saklanıyor veya şölenlerde ziyafet olarak sunuluyordu.

 

Yılın bu zamanında birçok başka erzak içinde ticaret yapılırdı. Hava

şartları nedeniyle yılın bu zamanında avlanmak çok zordu. Ayrıca

kuzey bölgelerinde tarımsal faaliyet olmazdı. Böylece insanlar bir

şeyler yapmaya ve yaratmaya zaman bulurlardı.

 

İşte bu hediyeler halen kış gündönümünün değişmez birer parçasıdır.

Aslında bu hediyelerin türemesi eski zamanlarda ticarette yapılan

yalakalıklardan öteye gitmez;)

Ancak insanlar çeşitli ülkelerde yeni yıl için iyi şans getirsin

diye eşyalarını takas ederlerdi. bu gelenek yule’da halen devam

ettirilir. TEK KURAL BU HEDİYELER TAMAMEN KİŞİ TARAFINDAN YAPILMALI

YANİ EL YAPIMI OLMALIYDI!

 

Kış gündönümünün ana teması(21 Aralık yani) genelde güneş

ışınlarının yeniden artarak dünyaya dönmesi olan coğrafi olayın

efsanelerle kutlanması ve bu doğal dengeye ayak uydurmak için pratik

çalışmalar yapmaktır. (23 Eylülden itibaren yaşlı kral(tanrı) ana

tanrıça tarafından toprağın altına veya cehenneme gönderilir ve 21

Aralık günü oğul veya genç sevgili olarak yeniden yeryüzüne doğar)

Birçok gelenekte Tanrıça güneşin doğmasını yeniden sağlayarak bunu

gerçekleştirir ve dikkat ederseniz bu doğal olguda ölüm ve yeniden

doğuş kavramları gizlidir!

 

Bu döneme aslında “Yule Kütüğü” de denir, Yule kütüğünün

sembolizasyonu gene ölümdür. Ata Druidler Ulu ağaçlara tapardı çünkü

ağaçlar ilahilerin dünyadaki sembolleriydiler.(Druidlerin ağaç

takvimi ve ağaç astrolojisi de ilgilenmeye değerdir)

Birçok sununun yanı sıra ağaçlar için dualar, ilahiler ve

durmaksızın şarkılar söylenir, kurbanlar verilirdi. Bu dönemde “iyi

sağlık için(wassailling)”bir günleri olur ve “iyi sağlık tatili”

yapılırdı.

 

Dekorasyonlar; ökse otu, çobanpüskülü, sarmaşık, küçük otlar ve

kokina çiçekleri(hani şu yılbaşının meşhur dikenli kırmızı çiçekleri)

ile yapılırdı ve ateş yakılırken şarkılar söylenirdi. Yule kütüğü

kurban edilmiş(yeraltına yollanan) Tanrıyı sembolize eder. Druidler

ulu ağaçların kurban edilmesiyle Güneş Tanrının geri geleceğine

inanırlardı. Roma’da Aralığın ilk 12 günü (saturnalia dedikleri bir

dönem)güçlü bir ağacın devamlı her gün yakılmasıyla bunun

sağlanacağına dair bir inanç vardı(bak sen Katolik Roma’ya)

Yule kütüğünün bir parçası evi ve içinde yaşayan insanları korusun

diye saklanırdı(o günkü ateşte yakılan bir kütükten bir parça yani)

taa ki gelecek yılki yılbaşı-Kış gündönümüne kadar. Gelecek yıl bir

sonraki yule kütüğü bu eski kütük parçasıyla tutuşturulurdu. Bu

ebedi ateşin son kalıntısıydı! Ve Tanrılarla Tanrıçaları

onurlandırmak için saklanırdı.

 

Bu ayda hiyerarşik toplum düzeninde de değişimler olurdu. Mesela

köleler azad edilirdi, utangaçlık ve çekingenlik bir kenara itilir

alkol ve şehvet yasal hale getirilirdi.

 

Tüm bu nedenlerden ötürü bugünkü Noel-yılbaşı kutlaması aslında bir

pagan festivalinin allanıp pullanan sürümüdür. Noel ayı bilindiği

gibi İsa’nın doğumu üzerine vurgulanır. Ailelerin ve arkadaşların

bir araya geldiği, hediyelerin verildiği ve Amerikan kültüründe 150

yıllıkta olsalar geniş bir yere sahip olan bir kutlamaya dönüşür kış

gündönümü.

 

İsa hakkında aslında kesin bir doğum tarihi bilinmez. Mitraik

inançta tesadüfe bakın ki (Hıristiyanlıkta İsa’da görüldüğü gibi)

Mitra’nın doğum günü 25 Aralık olarak kutlanırdı. Yani bugünkü

Hıristiyan âleminin İsasının doğum günü ve Noelleridir.

 

Dönem Roma İmparatoru Konstantin pratik bir kuralcıdır ve

Hıristiyanlığı benimser. 21 Aralık kutlamalarını pagan halka

yasaklar. Ancak ne olursa olsun kutlama yapılacağını düşünen

Konstantin çareyi “25 Aralığın İsa’nın doğum günü olarak

kutlanmasını” emretmekte bulur. Aslında Romadaki Hıristiyanlar bile

bu tarihe itaat etseler de doğru olmadığı konusunda hemfikirdirler.

 

İncil ve erken dönem Hıristiyanlığı bu gibi safsatalar yerine

İsa’nın yeniden dirilişiyle ilgilenirler. Dikkat edersek burada da

aynı 21 aralık kutlaması gibi ölüm ve enkarne olma olguları işlenir

ve Güneşin oğlu sıfatıyla tanrılaşan İsa’nın ölümsüzlüğü, bu yeniden

dirilişle kanıtlanır.

 

Çam ağacı aslında tüm süslemeleriyle Druidlerin ağaç ibadetlerinden

kaynaklanır. Çelenkler hayat çemberini, Tanrıça’nın sonsuz döngüsünü

(ayın daire biçimli evreleri), ve de esrarengiz hayvan yılanı

sembolize eder. Üzerindeki ışıltılı süsler güneşin geri dönüşünü

kuvvetlendirmek içindir. Parlak cam toplar kötülüğü ve kem gözü geri

yansıtsın diyedir. Şeker çubuklarsa aslında dilek çubuklarının

yeniden anımsanmasıdır. Beyaz ve kırmızı renkteki baston şekerler

Bu renklerle Tanrıça’nın sütü ve kanı(hayat suyu) vurgulanır. Buzul

saçakları bereket büyüsüdür. Bu saçaklar baharda gelip toprağı

yeşertecek yağmuru simgeler. Çanlar evin havasını arındırmak için ve

dost ruhları davet için asılır. Çam ağacının tepesindeki yıldızsa

aslında pentagramdır. (hava-toprak-ateş-su ve kutsal ruh) en tepede

bulunmasıyla göğe yakın tanrısal bir sembol haline getirilir.

 

Çobanpüskülü ve sarmaşık, erkek ve dişi olarak; kadına ve erkeğe iyi

şans ve üretkenlik getirir. Çobanpüskülü, küçük otlar, konik çamlar,

meşe palamutları Tanrıyı, tamamlanmış bir çember şeklindeki çelenkse

hayat çarkını ve Tanrıçayı temsil eder. Bu çelenk niyetlere göre

kurdeleler ve Tanrı bitkileriyle dekore edilirdi. Böylece Tanrı ve

Tanrıça tek bir kombinasyonda dekore edilmiş olurdu.

 

Tabi ki ökse otu bu mevsimin ve bugünün en bilindik bitkisidir. Bir

parazit gibi yüksek ağaçların altında yetişir. Rüzgârla gelen

tohumlarının Tanrı tarafından ağaca getirildiğine inanılırdı. (büyük

bir ihtimalle ışıklı bir yıldırım veya güneş tarafından). Bunun için

ökse otu halen mucizevî bir şifaya sahiptir. Ökse otunun yeşerdiği

ağacın otun üzerindeki dalına “altın ağaç dalı” denirdi. Kuvvet, iyi

şans ve birçok büyüsel ve mistik yetenek için ökse otu kutsal

bitkiydi.

 

İskandinav ülkelerinde düşmanlar bu altın dalın altında toplanır ve

asla bozulamayacak barış anlaşmaları yaparlardı. Ökse otunun yanında

ağacın altında barış ve sevgi yeşerirdi. Günümüzde yılbaşlarında

ökse otunun altında öpüşmekte buradan türetilmiştir.

 

ARkadaşlar okumanızı tavsiye ediyorum sıkmayan ve yormayan muhteşem bir açıklama yazısı olmuş. :) Kendi arşivimden ama kendi yazım değil. ALıntıdr yani...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar Samhain Bayramını kutlayamamıştım affedin...

Güzel bir Yule geçirmeniz dileği ile kuşlara su ve yemiş vermeyi unutmayın(yağ ve kuruyemişlerden toplar hazırlayıp filelere koyun ve asın kuşlar bayılıyo ;)) ...bolbol çobanpüskülü toplayın,

unutmadan bu bayramda en uzun akşamlar yaşanır bu nedenle ayda gökte bayağa bi durucak isteklerinizi dua ile dile getirin ve elementleri çağırın...Tekrar Kutlu Olsun!!!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Merak etme never gelenekleri sürdürürmeye ( anladın sen onu;) )...bide ay çaput bebekleri yapın buda benim fikrim biraz beyaz kil sopa ve yule bitkileri ile ay bebekleri yapıp camın önüne koyun bebekleri aya (annelerine) sunun ve dua edin(hemde bol bol).....Çobanpüskülü Kralı yerini Meşe Kralına bırakıcak ve fırtınalar yaklaşıcak Samhainden bu yana hayvanları koruma amaçlı ve doğa ile bağları kuvvetlendirmek için yemişleri vermeyi unutmayın...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hatırlayalım Yule'un özelliklerini =) Çevirmişim vakti zamanında

:)

 

Kutlama çeşitleri: Hediye verme, aile ve arkadaşlarla zaman geçirme, kora halinde ilahiler söyleme, Yule kütüğü yakma, Yule ağacı süsleme (Güneş tanrının gelişini kutlamak için)

 

Semboller: Yule kütüğü, çelenkler, çobanpüskülü, kapılara ökse otu asma, altın renkli mumlar, karanfille bezenmiş meyve sepetleri, baharatlı mayalı içki (Ya fransızların ünlü baharatlı şarapları ya da karanfilli zencefilli baharatlandırılmış şaraplar)

 

Bitkiler; Defne, Yaprak dökmeyen ağaçlar (Çam gibi), Çobanpüskülüi akgünlük, ökse otu, meşe, çam, adaçayı

 

Tütsüleri; Çam, Selvi, Defne ve Tarçın

 

Yemekleri; Meyveler, kuruyemişler, Hindi, Zencefil çayı, Baharatlı mayalı içkiler, Eggnog, Cider (arkadaşlar bu türkiye'de yok. Elma şarabı oluyor kendisi ama bizim meyveli şaraplar gibi değil, prosesi daha geleneksel) cider ile yapılmış kurabiyeler ve kekler.

 

Renkler; Kırmızı, Yeşil, Beyaz, altın, Gümüş, Sarı ve Turuncu

 

Taşlar: Yakutlar, Kantaşları, Lal, Elmaslar ve Zümrütler.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yule-Kış gündönümü;

Her şeyden önce kış gündönümü; güneşin Oğlak burcuna girmesidir.Oğlakta güneş 0 derecelik açı yapar. 0 derece yaşam enerjisinin başlangıcıdır.Bunun için bugüne “ayna günü” denir.21 Aralık en uzun ve karanlık geçen gecedir.Her şeyden önce kış gündönümü; güneşin Oğlak burcuna girmesidir.Oğlakta güneş 0 derecelik açı yapar. 0 derece yaşam enerjisinin başlangıcıdır.Bunun için bugüne “ayna günü” denir.21 Aralık en uzun ve karanlıkgeçen gecedir.Eski zamanlarda güneşin geri dönmesi için ve yeniden dünyayı ısıtması için insanların yardımına ihtiyaç duyduğuna inanılırdı.

Bunun için insanlar tıpkı hıdrellezde ve nevruzda olduğu gibi “şenlik ateşleri” yakarlardı. Bu aslında güneşi güçlendirmek için yapılan bir “sempatik büyü” uygulamasıdır.Böylece güneşin dünyaya dönüşü için yol açılmış olunurdu. Cam kenarında mum yakmak ve evlerde yılbaşındaki gibi ışıklı ağaçlar bulundurmak günün diğer sembollerindendi. Eski insanlara göre bugün yeni yılın başlangıcıydı.Bu mevsim ayrıca hayvan sürülerinin içinden en iyi hayvanların seçilip alındığı ve sadece onlara yiyecek ayrıldığı bir mevsimdi (aralık). Çünkü ancak çetin kış şartlarında genç ve güçlü hayvanlar sağ kalabiliyordu ve bunlar baharda çoğalıyordu. Bunun için güçsüz ve yaşlı olan hayvanlar ya önceden kurban ediliyordu ya da kesip

tuzlanarak saklanıyor veya şölenlerde ziyafet olarak sunuluyordu.Yılın bu zamanında birçok başka erzak içinde ticaret yapılırdı. Hava şartları nedeniyle yılın bu zamanında avlanmak çok zordu.

Ayrıca kuzey bölgelerinde tarımsal faaliyet olmazdı. Böylece insanlar bir şeyler yapmaya ve yaratmaya zaman bulurlardı.İşte bu hediyeler halen kış gündönümünün değişmez birer parçasıdır. Aslında bu hediyelerin türemesi eski zamanlarda ticarette yapılan yalakalıklardan öteye gitmez;)

Ancak insanlar çeşitli ülkelerde yeni yıl için iyi şans getirsin diye eşyalarını takas ederlerdi. bu gelenek yule’da halen devam

ettirilir. TEK KURAL BU HEDİYELER TAMAMEN KİŞİ TARAFINDAN YAPILMALI YANİ EL YAPIMI OLMALIYDI!Kış gündönümünün ana teması(21 Aralık yani) genelde güneş ışınlarının yeniden artarak dünyaya dönmesi olan coğrafi olayın efsanelerle kutlanması ve bu doğal dengeye ayak uydurmak için pratik çalışmalar yapmaktır.

(23 Eylülden itibaren yaşlı kral(tanrı) ana tanrıça tarafından toprağın altına veya cehenneme gönderilir ve 21 Aralık günü oğul veya genç sevgili olarak yeniden yeryüzüne doğar) Birçok gelenekte Tanrıça güneşin doğmasını yeniden sağlayarak bunu gerçekleştirir ve dikkat ederseniz bu doğal olguda ölüm ve yeniden doğuş kavramları gizlidir!Bu döneme aslında “Yule Kütüğü” de denir, Yule kütüğünün sembolizasyonu gene ölümdür. Ata Druidler Ulu ağaçlara tapardı çünkü ağaçlar ilahilerin dünyadaki sembolleriydiler.(Druidlerin ağaç takvimi ve ağaç astrolojisi de ilgilenmeye değerdir)

Birçok sununun yanı sıra ağaçlar için dualar, ilahiler ve durmaksızın şarkılar söylenir, kurbanlar verilirdi. Bu dönemde “iyi sağlık için(wassailling)”bir günleri olur ve “iyi sağlık tatili” yapılırdı.Dekorasyonlar; ökse otu, çobanpüskülü, sarmaşık, küçük otlar ve kokina çiçekleri(hani şu yılbaşının meşhur dikenli kırmızı çiçekleri) ile yapılırdı ve ateş yakılırken şarkılar söylenirdi. Yule kütüğü kurban edilmiş(yeraltına yollanan) Tanrıyı sembolize eder. Druidler ulu ağaçların kurban edilmesiyle Güneş Tanrının geri geleceğine inanırlardı.

 

Roma’da Aralığın ilk 12 günü (saturnalia dedikleri bir dönem)güçlü bir ağacın devamlı her gün yakılmasıyla bunun sağlanacağına dair bir inanç vardı(bak sen Katolik Roma’ya) Yule kütüğünün bir parçası evi ve içinde yaşayan insanları korusun diye saklanırdı(o günkü ateşte yakılan bir kütükten bir parça yani) taa ki gelecek yılki yılbaşı-Kış gündönümüne kadar. Gelecek yıl bir sonraki yule kütüğü bu eski kütük parçasıyla tutuşturulurdu. Bu ebedi ateşin son kalıntısıydı! Ve Tanrılarla Tanrıçaları onurlandırmak için saklanırdı.Bu ayda hiyerarşik toplum düzeninde de değişimler olurdu.

Mesela köleler azad edilirdi, utangaçlık ve çekingenlik bir kenara itilir alkol ve şehvet yasal hale getirilirdi.Tüm bu nedenlerden ötürü bugünkü Noel yılbaşı kutlaması aslında bir pagan festivalinin allanıp pullanan sürümüdür. Noel ayı bilindiği gibi İsa’nın doğumu üzerine vurgulanır. Ailelerin ve arkadaşların bir araya geldiği, hediyelerin verildiği ve Amerikan kültüründe 150 yıllıkta olsalar geniş bir yere sahip olan bir kutlamaya dönüşür kış

gündönümü.İsa hakkında aslında kesin bir doğum tarihi bilinmez. Mitraik inançta tesadüfe bakın ki (Hıristiyanlıkta İsa’da görüldüğü gibi) Mitra’nın doğum günü 25 Aralık olarak kutlanırdı. Yani bugünkü Hıristiyan âleminin İsasının doğum günü ve Noelleridir.Dönem Roma İmparatoru Konstantin pratik bir kuralcıdır ve Hıristiyanlığı benimser.

21 Aralık kutlamalarını pagan halka yasaklar. Ancak ne olursa olsun kutlama yapılacağını düşünen Konstantin çareyi “25 Aralığın İsa’nın doğum günü olarak kutlanmasını” emretmekte bulur. Aslında Romadaki Hıristiyanlar bile bu tarihe itaat etseler de doğru olmadığı konusunda hemfikirdirler.İncil ve erken dönem Hıristiyanlığı bu gibi safsatalar yerine İsa’nın yeniden dirilişiyle ilgilenirler. Dikkat edersek burada da aynı 21 aralık kutlaması gibi ölüm ve enkarne olma olguları işlenir ve Güneşin oğlu sıfatıyla tanrılaşan İsa’nın ölümsüzlüğü, bu yeniden dirilişle kanıtlanır.

Çam ağacı aslında tüm süslemeleriyle Druidlerin ağaç ibadetlerinden kaynaklanır. Çelenkler hayat çemberini, Tanrıça’nın sonsuz döngüsünü (ayın daire biçimli evreleri), ve de esrarengiz hayvan yılanı sembolize eder. Üzerindeki ışıltılı süsler güneşin geri dönüşünü kuvvetlendirmek içindir. Parlak cam toplar kötülüğü ve kem gözü geri yansıtsın diyedir. Şeker çubuklarsa aslında dilek çubuklarının yeniden anımsanmasıdır. Beyaz ve kırmızı renkteki baston şekerler Bu renklerle Tanrıça’nın sütü ve kanı(hayat suyu) vurgulanır. Buzul saçakları bereket büyüsüdür. Bu saçaklar baharda gelip toprağı yeşertecek yağmuru simgeler.

Çanlar evin havasını arındırmak için ve dost ruhları davet için asılır. Çam ağacının tepesindeki yıldızsa aslında pentagramdır. (hava-toprak-ateş-su ve kutsal ruh) en tepede bulunmasıyla göğe yakın tanrısal bir sembol haline getirilir.Çobanpüskülü ve sarmaşık, erkek ve dişi olarak; kadına ve erkeğe iyi şans ve üretkenlik getirir. Çobanpüskülü, küçük otlar, konik çamlar, meşe palamutları Tanrıyı, tamamlanmış bir çember şeklindeki çelenkse

hayat çarkını ve Tanrıçayı temsil eder. Bu çelenk niyetlere göre kurdeleler ve Tanrı bitkileriyle dekore edilirdi. Böylece Tanrı ve Tanrıça tek bir kombinasyonda dekore edilmiş olurdu.Tabi ki ökse otu bu mevsimin ve bugünün en bilindik bitkisidir. Bir parazit gibi yüksek ağaçların altında yetişir. Rüzgârla gelen tohumlarının Tanrı tarafından ağaca getirildiğine inanılırdı.

(büyük bir ihtimalle ışıklı bir yıldırım veya güneş tarafından). Bunun için ökse otu halen mucizevî bir şifaya sahiptir. Ökse otunun yeşerdiği ağacın otun üzerindeki dalına “altın ağaç dalı” denirdi. Kuvvet, iyi şans ve birçok büyüsel ve mistik yetenek için ökse otu kutsal bitkiydi.

İskandinav ülkelerinde düşmanlar bu altın dalın altında toplanır ve asla bozulamayacak barış anlaşmaları yaparlardı. Ökse otunun yanında ağacın altında barış ve sevgi yeşerirdi. Günümüzde yılbaşlarında ökse otunun altında öpüşmekte buradan türetilmiştir.

 

Yukarıda ki alıntıdan da anlaşılacağı üzere tamamen pagan kaynaklı bir yazıdır .. sitede yule ile ilgili yazılar mevcut bi kaç arkadaş ne oldugunu sormuş tekrar ekleyeyim dedim :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...