Jump to content

Dune


MALCOLMX

Önerilen Mesajlar

Frank Herbert, Dune'un ilk baskısını yapacak bir yayınevi bulmakta çok zorlanmış. Sonunda 1965'te küçük bir yayınevi çok riskli bulsa da kitabı basmaya karar vermiş. Hiç tanıtımı yapılmamasına karşın ilk baskısı kısa zamanda tükenen Dune, 60'lı yılların kült kitaplarından biri olmuş. Yazarın, 6 kitaptan ne kadarını ta başta kurguladığını, ne kadarını gördüğü yoğun ilgi üzerine eklediğini tam olarak bilmiyoruz, ancak son üç kitabın biraz daha zorlama olduğu söyleniyor.

 

Tüm dünyada 12 milyondan fazla satmış olan Dune, aynı yıl Hem Hugo hem de Nebula Ödüllerini almaya hak kazanan tek roman olma özelliğini hala koruyor. 1984'te David Lynch tarafından sinamaya aktarılıdı ancak romanın gördüğü ilgiyi görmedi.

 

Dune, birkaç düzeyde okunabilir: Ekolojik bir roman olarak, Orta ve Uzakdoğu öğelerinin karışımından oluşan mistik bir roman olarak ve bir başkaldırı romanı olarak. Zaten Dune, bu kadar yoğun ilgi görmesini, bu özelliklerinin 60'lı yılların ikinci yarısındaki gençlik hareketleri ile parallelliğine borçlu. Ancak Dune'u sadece doğru zamanda yazılmış bir kitap olarak değerlendirmek, Frank Herbert'e haksızlık olur. Çünkü Dune, yaşamın olmazsa olmaz ve ekonomistlerin deyimiyle "ikame edilemez" bileşenlerinden biri olan "su"yun yokluğunda; nasıl bir dünya, kültür, inanç sistemi ve yaşayış biçiminin şekillenebileceğini iyi düşünülmüş ve detaylı bir çerçevede sunuyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Çöl Gezegeni Dune:

Evrenin ileriki zamanlarında "bahar" (spice) ya da "melanj" denilen bir madde insan ömrünü uzatmakta ve zamanın uzay yolculuğu tekeli olan Uzay Loncası'nın (The Spacing Guild ya da kısaca The Guild) uzayda yolunu bulmasını sağlamaktadır. Bu madde evrende yerli halkın "Dune" adını verdiği Arrakis adındaki tek bir gezegenden çıkmaktadır. Evrende büyük hanedanlardan olan Atreides ve Harkonnen'lerin arasındaki kan davasına bu sistem de katılmak üzeredir. Atreides dükü I. Leto buraya çağırılır ve bu gezegeni yönetmesi istenir. Oğlu Paul ise küçüklüğünden beri gizli bir rahibeler örgütü olan Bene Gesserit'in planları dahilinde eğitilmiştir. Arrakis'te Atreides Evi'ne karşı düzenlenen komplodan sağ çıkan Paul ve annesi Jessica yaşam koşullarının çok zor olduğu Arrakis çöllerine kaçarlar ve gezegenin yerli halkı olan Fremenlerle yaşamaya başlarlar. Fremen efsanelerinin başrahibesi ve dış dünyalı kurtarıcı olarak görülen Paul bir Fremen olur ve Muad'Dib adını alır. Fremenleri örgütleyerek Arrakis gezegenini ele geçirir babasının intikamını alır. Evrendeki en geçer akçe olan baharı elinde tutmasıyla büyük bir imparatorluk kurar ve büyük bir cihat başlatır. Ayrıca Bene Gesserit'lerin Kuisatz Haderah'ı (Kwisatz Haderach) olur. Yani geleceği görebilen bir insan, "ilk erkek Bene Gesserit" haline dönüşür ama maceraları aslında daha yeni başlamaktadır...

 

Herbert bu ilk romanla aslında "ideal lider nasıl olmalıdır" sorusuna da cevap arar. Tasvir ettiği evren 20. yüzyılın ilk yarısının son zamalarındaki dünya tarihiyle büyük benzerlikler gösterir. Melanj baharı ile petrol, Arrakis (Dune) ile Orta Doğu ve özellikle Arap Yarımadası arasındaki bariz benzerliğin yanı sıra, bahsettiği hanedanlar da 40lı ve 50li yıllardaki farklı kamplarla örtüşür. Örneğin Harkonnen hanedanı Nazi Almanyası'nı, Corrino ise Latin kökenli Avrupayı çağırıştırır. Atreides hanedanı ise, Anglo-Saksondur ve hem Britanya hem de ABD olarak okunabilir. Bu noktada bir hanedandan ziyade tarikat olan Bene Gesserit'in İbranice bir terim olduğunu ve "köprünün çocukları" anlamına geldiğini, keza Kuisatz Haderah'ın da yine İbranice ve "yolun kısalması" anlamında bir terim olduğunu not düşmekte fayda var.

 

Herbert'in önerdiği lider, Paul Atreides'tir. Ailesinin soyu Antik Yunan uygarığına dayanan Paul, Bene Gesserit rahibelerinin yüzyıllar süren genetik çifteştirme sürecinin de son halkasdır. Rahibeler onun bir kız olmasını ve Harkonnen soyunun son temsilcisi Feyd Rautha ile birleşmesini öngörürler. Rahibelere göre Kuisatz Haderah bu birleşmeden doğacaktır. Ancak kendisi de bir Bene Gesserit olan annesi Jessica, Dük Leto Atreides'e duyduğu aşk yüzünden kız yerine erkek evlat yani bir veliaht doğurmuştur. Paul, Corrinolar ile Harkonnenlerin birleşip Atreideslere karşı kurdukları bir komplo sonucu Arrakis'in vahşi ve sert Fremen halkına sığınır. Fremen halkının gelecek bir mesihle ilgili efsaneleri vardır ve Paul bu efsaneledeki mesihin mucizelerini gösterir. Yani Herbert'e gore ideal lider Anglo Saksondur, soyu Hellen uygarlığına dayanır. Genetik olarak belirlenmiş, yani asildir ve iktidarını dini metinlerle destekler.

 

Kitabını Mc Charty döneminde kaleme alan Herbert bu lider tipini önerse de, desteklemez. Ona göre Paul Atreides'in Fremenleri örgütleyip Harkonnenleri yenmesi ve Corrino hanedanından gelen evren imparatoru Şaddam'ı devirmesi kaçınılmazdır. Ama bu zafer 4 bin yıllık bir karanlık çağın da başlangıcı olacaktır

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

valla oyununu oynamadım ama muthış bır eser:)

--------------------

Dune efsanesi devam ediyor.

 

'Ona, birinin varlığını sürdürmesinin belki de evrendeki en zor görev olduğunu söyledim." "En büyük eyaletin kontu da, en düşük ücretli serf de aynı sorunu paylaşır. Bu sorunu çözmesi için ne bir mentat kiralayabilirsin ne de başka bir akıl hocası. Yanıtları elde etmek için ne soruşturma emri çıkarabilirsin ne de şahitleri çağırabilirsin. Hiçbir hizmetkar ya da mürit yarayı saramaz. Ya yarayı kendin sararsın ya da herkes kanadığını görsün diye öylece bırakırsın."

 

Kuşkusuz sadece bilimkurgu okurları değil, birçok okuyucu Frank Herbert'in Dune serisini bilir: 'Çöl Gezegeni Dune', 'Dune Mesihi', 'Dune'un Çocukları', 'Dune'un İmparator Tanrısı', 'Dune'un Kafirleri' ve 'Rahibeler Meclisi: Dune' olarak altı kitaptan oluşan bu seri, bilimkurgu türünün temel eserlerinden biri olmasının yanı sıra dünya edebiyatının önemli eserleri arasında yer alıyor. Yukarıdaki alıntı Dune serisinin ikinci kitabı olan 'Dune Mesihi'nden ve aslında tüm kitapların özünü açıklaması bakımından önemli.

 

 

 

Frank Herbert, Dune serisini oluştururken insan yaşamını devam ettirmenin zorluğu ve gerekliliği sorunsalına odaklanmıştır. İnsanın evrimleşme sürecine gözlerini diken ve doğal ayıklanma sonucu daha az başarılı ve zayıf örneklerin elenmesi ve güçlülerin hayatta kalarak daha da güçlenmesi teorisini kitaplarının özüne oturtan Herbert, bu teoriden yola çıkarak insan varoluşunu ve bu varoluşta Mesih olgusunun yerini sorgular.

 

Acımasız çöl gezegeni

 

İlk kitap olan 'Çöl Gezegeni Dune'; acımasız doğa koşullarında hayatta kalmaya çalışan bir halk olan Fremenlerin ve yine düşmanlarının onları yok etmeye yönelik eylemlerine karşı ayakta kalmaya çalışan Atreides Hanedanı'nın öyküsüyle başlar. Tutsak bir halk olarak Fremenler ve onların Mesih ve özgürlük umudu olarak Paul Atreides, bu umutların gerçekleştirileceği, acımasız bir çöl gezeni olmasının yanı sıra ömrü uzatan ve kişiye öngörü yeteneği veren kutsal melanjın (baharın baharatın) evrendeki tek kaynağı olan Dune'a yerleştirilir. Dune'da hayatta kalan bir kişi ya da ırk, diğer tüm gezegenlerde yasayan insanlardan çok daha başarılı ve güçlü olacaktır. Bu seçilmiş halk ve onların Mesih'i olarak seçilmiş Paul Atreides, insan ırkının devamı için din ve cihat yoluyla tüm evreni kaosa sürükler. Bu evrensel savaş, milyarlarca insanın ölümü tek bir ahlaki nedene dayanır. İlerde gerçekleşecek olan çok daha büyük bir yıkım için insan türünün güçlenmesi.

 

 

 

Mesih kavramı bu aşamada 'yolu gösteren'; insanlara nasıl hayatta kalacaklarım ve nasıl özgür olacaklarını gösteren kişi olarak ortaya çıkar. Paul Atreides'in bir kahine ve tutsak bir halkın Mesih'ine dönüşme süreci bildik Mesih seyrim izler. Kehanetler ve mucizelerle sarmalanmış üstün bir insan söz konusudur. Ve bu üstün insan, bir Mesih hatta bir Tamı olarak kabul edileceği muhafazakar, acımasız doğa koşullan nedeniyle birbirine sıkıca kenetlenmiş bir topluma yerleştirilir. Frank Herbert'ın oluşturduğu bu Mesih seyri büyük oranda üç büyük dinin tarihiyle uyuşmaktadır aslında. Ama her şeyden önce söz konusu olan, güç ve gücün kullanımıdır. Çünkü Paul, Fremenlerin Mesih'i olmadan önce Bene Gesseritlerin kendileri adına güç isteminin bir sonucudur; doksan kuşak süren genetik bir planlamanın ürünü, genetik bir mucizedir o. Melanj yoluyla geçmişe bakabilen Bene Gesseritler, kendilerinden biri olacak, bilişimsel beyniyle geçmişe ve geleceğe uzanabilecek erkek bir Bene Gesserit yaratmak isterler. Bu sayede insanlığın gelişimini yönlendirebileceklerdir. Frank Herbert, daha ilk kitabın başında bir silah olarak insanları geliştirmekten bahsederken tam da bu noktanın altını çizer. Geleceğin toplumunu genetiğin mucizesi yönlendirecektir ona göre. Böyle düşünüldüğünde, gerek bir kahin ve Mesih olarak Paul Atreides, gerek kendini bir kum solucanına dönüştürerek binlerce yıl yaşayacak olan oğlu İmparator Tanrı Leto, hatta öldükten sonra sürekli kopyalanarak bir tür ölümsüzlüğe ulaşan Duncan Idaho, Frank Herbert'ın insan toplumunun geleceğine, genetik araştırmaların seyrine cevabıdır.

 

Cesur bir girişim

 

Ama sadece bunlar yoktur Dune'da. Din ve politika, güç ve enerji, iktidar ve iktidarın kullanımı ve doğası, çevre bilinci gibi konular tüm altı kitap boyunca hep ön plandadır. Herbert, bilimkurgunun olanaksızı olağan kılan atmosferinde dolanırken aslında insanlığın tarihini ve gelişimini masaya yatırır. Dune serisi, tüm insanlık tarihini ele alan bir destandır. Ve bu destan, ne yazık ki Frank Herbert'ın 1986 yılındaki ölümüyle yarım kalmış görünmektedir. Dune serisinin son iki kitabı, daha sonra gelecek başka kitapları çağrıştırır nitelikte yeni şifrelerle doludur. Ve Herbert'ın başka bir Dune kitabı tasarlamakta olduğu da zaten bilinmektedir. Ancak Herbert, 'Dune 7' adlı bu kitabı yazamadan vefat etmiş olsa da, onun mirasını devralan ve kendisi de bir yazar olan oğlu Brian Herbert, orijinal Dune serisine bağlı kalarak bir 'Dune Dizini' oluşturma çabasına girişmiştir. Bu çabanın ilk ürünü ise, yazar Kevin J. Anderson ile birlikte kaleme aldıkları 'Dune Atreides Hanedanı'dır.

 

 

 

'Dune Atreides Hanedanı', Frank Herbert'ın tasarladığı ilk kitap olan 'Çöl Gezegeni Dune'dan yaklaşık kırk yıl öncesine gidiyor. Ve aslında kitabın amacı, sonraki kitaplara konu olacak kişileri ve olayları açıklamakmış gibi görünüyor. Özellikle Atreides Hanedanı'nın tarihi, Atreidesler'in Baron Harkonnen ve İmparator Padişah 4. Şaddam'la aralarındaki düşmanlıkların kaynağı, Gezegenbilimci Kynes'in Dune tarihindeki yeri ve Fremenlerin kültürüne açıklık getirmesi bakımından kitap hayli ilgi çekici. Brian Herbert ve Kevin J. Anderson kitabı yazabilmek için Dune araştırmacılarından yardım almış, Frank Herbert'ın binlerce sayfa tutan notlarını defalarca gözden geçirmiş ve özellikle serinin ilk kitabının sonundaki 'Ek'ten yararlanarak Frank Herbert'ın yarattığı Dune evrenine ve olabildiği ölçüde de diline bağlı kalmış. Hatta Frank Herbert'in, kurgulama yöntemine. Çünkü onun Dune serisi, felsefi söylemleri bir yana her bakımdan yetkin bir kitap: Gerek dili gerek, öyküsü, gerek kurgusu Dune'u dört dörtlük bir yaratım yapıyor. Elbette böyle çok katmanlı, mükemmel bir yapıtın devamını yazma çabası hayli cesur bir girişim. Ve her ne kadar orijinal yapıta bağlı kalınmak istense de kitapta kimi eksiklikler de göze çarpıyor: Özellikle Frank Herbert'ın açık uçlu anlatımının ve felsefi söylemlerinin eksikliğini hissetmekten kendinizi alamıyorsunuz. Ama dediğimiz gibi, Brian Herbert ve Kevin J. Anderson'ın bu cesur girişimi oldukça tatmin edici ve Dune hayranları kesinlikle hayal kırıklığına uğramayacaklar.

 

Brian Herbert ve Kevin J. Anderson kitaba ekledikleri sonsözde, Frank Herbert'ın yaratımına bağlı kalarak Dune evrenini tamamlamayı düşündüklerini açıklıyorlar. Aslında Brian Herbert'ın yapmak istediği, Dune'dan on bin yıl geriye gidip Butleryen Cihadı zamanını anlatan bir roman yazmakmış, ancak daha sonra Dune evrenine giriş olacak bu kitabı yazmaya karar vermişler. Böyle bir karar almak oldukça uzun sürmüş. Çünkü, Frank Herbert'ın ölümünden sonra 'Dune 7'ye, dolayısıyla onun tasarımının yöneldiği çizgiye dair bir ipucu, herhangi bir not bir süre bulunamamış, ta ki bir banka kasası ortaya çıkana kadar. Bu banka kasası bulunduğunda ise, 'Dune 7'ye ait birtakım notlar da ortaya çıkmış. Bu notlar sayesinde babasının nereye gittiğini görebilen Brian Herbert, Dune'a giriş olacak kitapları ve devam kitaplarını yazmaya karar vermiş. Bu kararın ilk ürünü de 'Dune Atreides Hanedanı'.

 

Kabalcı Yayınevi tarafından Türkiye'deki Dune hayranlarına da ulaştırılan bu kitabın ne yazık ki bir kusuru var. Nil Alt'ın yaptığı çeviri, Sarmal'dan çıkan diğer kitapları okuyanları hayal kırıklığına uğratmayacak düzeyde olsa da, kitapta korkunç tashih hataları var. Kabalcı yayınevinin, okuyucunun gözüne fazlasıyla batacak olan bu hataları sonraki basımlarda düzelteceğini umuyoruz

-alıntı-

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Rekabet konusunda farklı şeyler düşünüyorum. Kime ve neye göre rakip, hangi türe göre rakip gibi... :) Fakat Dune en sevdiğim serilerden biridir. Muhteşemdir. King seven biri olarak Kara Kule'yi de severim. Pazarlama amacı güdüldüğünden seri dışında bir milyon ek kitabı var, olmasaydı daha güzel olurdu gerçi... :) Başlık yok sanırım, ben de onu açayım bir ara. Ve Pretchet'ı tanıtmak isterim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...