schizophrana Oluşturma zamanı: Eylül 4, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 4, 2008 *Gözlerini aç ve gör beni Lütfen çok geç olmadığını söyle Karanlıkla aydınlık arasında açıldı gözleri. Önceleri hiçbir şey göremiyordu ama biraz zaman geçince netleşti hepsi. Keskin bir acıyla birlikte anladı tüm hislerini yeniden kazandığını. Fakat bu sefer de hatırlamakta güçlük çekiyordu. Kimdi, neredeydi, niye buradaydı? Daha da önemlisi, buraya nasıl gelmişti? Hüzünlü bir şarkı mırıldan Bizi diplere çeken, utançtan Gözlerini silerek işine devam etti. Biri görse kolaylıkla ağladığını sanıp yüzündeki teri değil de, gözlerindeki yaşları sildiğini düşünebilirdi. Ama hayır; o ağlamıyordu. Ağlamazdı da zaten. Ne ağlar, ne üzülür, ne de utanç duyardı. Yaptığı şeyi yapabilecek kapasitede bir insan olduktan sonra, bu tür duygular ona anlamsız geliyordu. Hep sana inandığımı söyledim Sense bunun klişe olduğunu Nasıl olduğunu bilmiyordu ama bir küvetin içindeydi. Küçük, loş bir banyodaydı. Küvet de küçük ve ıslaktı. O ise ıslaklığın içinde iki büklüm vaziyette yatıyordu. Çıplaktı ve her yeri yapış yapıştı ama neye bulandığını göremiyordu. Aralık duran kapının arasından sızan bir parça ışık yardımcı oluyor ama açıklamaya yetmiyordu. Koyu renk bir sıvının içinde acılar içinde yatarken kendisine neler olduğunu kavrayamıyordu. Her öpücüğüm seni kızdırırdı Çünkü sen hiç duygularına yenilmedin Duygularına yenilmezdi o. Fakat yine de yaptığı şey düşünülürse, duygularına yenik düştüğü de söylenebilirdi. Nasıl olmuştu, o da bilmiyordu tam olarak. Bir anlık kızgınlıktı belki… Ama bir anlık bir şey olmadığını kendi de biliyordu. Uzun zamandır içinde biriken bir öfkeydi bu. Yıllardır sakladığı tüm kızgınlıklar, kırgınlıklar, küskünlükler bir anda büyük bir nefrete dönüşüp bu hale getirmişti onu. Duygusuz, korkusuz ve acımasız bir adama… Biliyorum beni hiç sevmedin Biliyorum hiç umurunda değildim Hatırlamaya başlamıştı. Bir adam vardı, bir de kadın… Kadın muhtemelen kendisiydi ama adamı çıkartamıyordu. Sadece yüzünü hatırlıyordu; kızgın, korkunç ve acımasızdı. Bağırıyordu, öfkeden deliye dönmüş gibi etrafa saldırıyordu. Kendisi de bağırıyordu; adama karşılık verdiğini, onunla birlikte sinirlendiğini hatırlıyordu. Ve de çok korktuğunu… Ama yine de, tüm bunların arasında zihninde beliren çok berrak bir şey vardı; o adamı seviyordu. Belki son bir dans daha Senin aşka en çok yaklaşabileceğin nokta Zaten hiçbir zaman aşka inanmamıştı ama o karşısına çıkınca inanmak istemişti. İnanmak ve aşık olmak istedi. Onu sonsuza kadar sevecek, koruyacak ve hiç bırakmayacaktı. Fakat insan bazen verdiği sözleri tutamıyordu. Büyü bozuluyor ve tüm güzellikleri de beraberinde götürüyordu. Geriye kalan ise sadece acı, nefret ve kötülüktü. Yoksa insan sevdiği kadına neden zarar vermek istesindi ki? Kalbini aç ve hisset beni Benim gibi hissetmediğini söyle Çok seviyordu o adamı; her şeyden, hatta kendisinden bile çok. Ama bu sevginin karşılıklı olmadığını hissediyordu. Bir şeyler eksikti ya da yanlış. Çok canı yanıyordu; adam canını çok yakmıştı. Şimdi bile hissediyordu aynı acıyı; keskin ve derindeydi sızısı, tam kalbinin ortasında. Dönüp baktığında hala aynı yerde olduğunu gördü yaranın. Koyu ve yapışkan sıvının aktığı yerde, kalbinin tam üzerinde koca bir delik vardı; yeri doldurulamayan büyük bir boşluk… Affedilmek için çok uğraşıyorum Ama sen hala suçlamakla meşgulsün Suçluluk duymuyordu. Hayır hayır, asla kendini suçlamıyordu yaptığı şey yüzünden. Onu buna sevdiği kadın zorlamıştı. Ya da bir zamanlar sevdiği kadın mı demeliydi? Bir zamanlar sevmiş miydi onu gerçekten, o kadar salak olabilmiş miydi? Eğer öyleyse kendi de hak ediyordu affedilmemeyi. O zaman sonsuza dek çekecekti yaptığının cezasını. Doğru ya da yanlışla ilgili değil bu Zaman kaybı da değil konu Doğru olabilir miydi bu? Gerçek miydi? Titreyen ellerini göğsüne götürdü, tam kalbinin üzerine. Yaraya dokundu, parmakları kalbinin olması gereken yerde dolaşıyordu. Ama bir kalp yoktu içeride, kayıptı yüreği. Onun yerine buz gibi soğuk bir boşluk ve ardında yapışkan, koyu bir iz kalmıştı geriye. Daha çok dikkat etmeliydim Ama işaretleri görmezden geldim Belki de çekmeyecekti. Eğer dikkatli olur ve ardında hiçbir iz ya da işaret bırakmazsa yakalanmazdı. Tabii canım, her cinayet işleyen yakalanacak diye bir kural yoktu ki. Hem kim bilebilirdi onu öldürdüğünü, kim tahmin edebilirdi sevdiği kadının kalbini kendi elleriyle söküp çıkardığını? Biliyorum beni hiç sevmedin Biliyorum hiç umurunda değildim Her şeyi biliyordu artık; ne kadar acı verse de hatırlıyordu hepsini. Sevdiği adam yapmıştı bunu. Bir zamanlar gönül verdiği adam, gerçekten söküp almıştı kalbini ve öldürmüştü onu. Ölmüş müydü gerçekten? Eğer öldüyse ne işi vardı hala burada? Öte yandan, kalbini, hayatını, aşkını kaybeden bir insan nasıl yaşayabilirdi ki? Yaşayıp da ne yapardı? Hayır aşkım, arkadaş kalamayız Yüz yüzeyken senden daha çok hoşlanırdım Yani sadece rol yaptığında Arkadaş kalmayı da deneyebilirlerdi tabii ama o hiçbir zaman böyle bir adam olmamıştı. Onun için ya hep ya da hiçti. Ve o ‘hiç’i tercih etmişti. Onunla yaşayamıyorsa, onun yaşamasına da izin vermeyecekti. Zalimce görünüyordu belki ama aslında onun için çok basitti. Sevdiği kadını öldürürken zorlanmamış, o son nefesini verirken yüzüne bakmaktan bile çekinmemişti. Hatta onun bu halinden daha çok hoşlandığı bile söylenebilirdi. Aç kollarını ve sarıl bana Her şeyin iyi olacağını söyle Ne yapacağını biliyordu, her şeyi nasıl düzelteceğini de. Kollarını kaldırıp küvetin kenarına dayandı. Küvet kaygandı ve her hareket acılarını arttırıyordu. Fakat başaracaktı. Yavaş yavaş doğruldu ve ayakta durabildiğini fark etti şaşkınlıkla. İşte olmuştu; bir adım daha ve her şey eskisi gibi olacaktı. Daha önce kimseye söylemediklerini söyle Geceleri seni uyutmayan şeyi Kimseye anlatamazdı tabii ama biri sorsa, şimdi gerçekten mutlu olduğunu söylerdi. Adeta rahatlamıştı; geceleri huzur içinde uyuyabilecekti sonunda. Sakindi gerçekten ama tüm delilleri ortadan kaldırmak için uğraşırken bir yandan da aklı içerideydi. Saatlerdir oraya girmemek için oyalanıyor, kendini kandırıyordu. Beyni ona oyun oynuyordu; içeriden ses falan geldiği yoktu. Peki ama banyonun kapısını kim açık bırakmıştı? Bittiğini nasıl söyleyebildin? Bana ne zaman yüz çevirdin? Bitmişti işte; sonunda kapıya varmıştı. Titrek adımlarla önünde durduğu kapıyı tuttu. Ancak şimdi, ışıkta görebiliyordu ellerinin de vücudu gibi kana bulanmış olduğunu. Ama umursamadı; önemli olan hala burada, onun yanında olmasıydı. Kapıyı açtı ve yüzünü ışığa, sevdiği adamın olduğu yere çevirdi. Fikrini değiştireceğini bilseydim ağlardım Olmanı umduğum kadın için ağlardım Bir an aklı başından gitti, neredeyse ağlayacaktı. Bu gördüğü gerçek olamazdı; ‘o’ gerçek olamazdı. Ölmüştü o; kendi elleriyle sökmüştü kalbini ve banyoda cansız bir halde yatarken bırakmıştı. Şimdiyse tam karşısında duruyordu öldürdüğü kadın. Kapının önünde dikilmiş, kanlar içinde, göğsündeki delik ve gözlerindeki çılgın ifadeyle kendisine bakıyordu. Arkasındaki banyoda, lavabonun içindeyse artık atmayan bir kalp, söküp atıldığı yerde sahibinin gelip onu almasını bekliyordu. Biliyorum beni hiç sevmedin Biliyorum hiç umurunda değildim Belki son bir dans daha Senin aşka en çok yaklaşabileceğin nokta* http://tkfiles.storage.msn.com/x1plMlLh5OuvLVU8OQucO9GB6Sg8OYzeUu9JYiNjLnBZM0vh_-3_qY7N5UpbFfdHlGqXDbPv5BeAmXzpb9jVUJl0AKsWLOcJ4Z3RrdmKkSNbw4DHMT3oW4UpDRGjG50tSGzwVDC-sGfc7PwGruo4A77eA Kaynak 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
trauma Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2008 Çok güzelmiş. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MaSkE Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2008 *Gözlerini aç ve gör beni Lütfen çok geç olmadığını söyle Hüzünlü bir şarkı mırıldan Bizi diplere çeken, utançtan Hep sana inandığımı söyledim Sense bunun klişe olduğunu Her öpücüğüm seni kızdırırdı Çünkü sen hiç duygularına yenilmedin Biliyorum beni hiç sevmedin Biliyorum hiç umurunda değildim Belki son bir dans daha Senin aşka en çok yaklaşabileceğin nokta Kalbini aç ve hisset beni Benim gibi hissetmediğini söyle Affedilmek için çok uğraşıyorum Ama sen hala suçlamakla meşgulsün Doğru ya da yanlışla ilgili değil bu Zaman kaybı da değil konu Daha çok dikkat etmeliydim Biliyorum beni hiç sevmedin Biliyorum hiç umurunda değildim Hayır aşkım, arkadaş kalamayız Yüz yüzeyken senden daha çok hoşlanırdım Yani sadece rol yaptığında Aç kollarını ve sarıl bana Her şeyin iyi olacağını söyle Daha önce kimseye söylemediklerini söyle Geceleri seni uyutmayan şeyi Bittiğini nasıl söyleyebildin? Bana ne zaman yüz çevirdin? Fikrini değiştireceğini bilseydim ağlardım Olmanı umduğum kadın için ağlardım muhteşem ya ağzım açık kaldı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dark death Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2008 Biliyorum beni hiç sevmedin Biliyorum hiç umurunda değildim Belki son bir dans daha Senin aşka en çok yaklaşabileceğin nokta gerçekten çok etkileyiciydi teşekkürler paylaştığın için:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2008 Ben teşekkür ederim ilgilendiğiniz için Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
darkstar Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2008 Güzel bir paylaşım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.