Ömer Hayyam Şiirleri

O günki gibi hala harika Hayyam ve rubaileri...

Çok güzel hepsi

seher yeli eser yirtar etegini gülün

güle baktikca cirpinir yüreği bülbülün

sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler

kopup dallarindan toprak olmadalar her gün"

"bu yildizli gökler ne zaman basladi dönmeye

ne zaman yikilip gidecek bu güzelim kubbe

aklin yollariyla ölçüp biçemezsin bunu sen

mantiklarin, kiyaslarin sökmez senin bu işte"

"bulut gecti, gözyaşlari kaldi cimende

gül rengi şarap içilmez mi boyle günde?

bugün bu çimen bizim, yarin kim bilir kim

gezecek, bizim topragin yeşilligince"

Ölümden sonra benden ne kalacak yarına? Nedir gerçekten sahip olduğum? Nedir ki bir insan ömrü! Kimsenin umursamadığı bir yangın ve ve rüzgârın savurduğu küllerden başka!

-

Gül gibi bir yüzü okşamadan önce, dikenlerini çıkarmalısın bedeninden, benliğinden! Bak şu tarağa: Bir odun parçasıydı. Kesildi, parçalandı, ne acılar çekti. Ama şimdi, bir güzelin kokulu saçlarında!

-

Yarın ne gelecek başına? Endişeli misin? Kaygılanma. Acıların korkularını haklı çıkarır yoksa! Hiçbir şeye bağlanma! Sorun etme kişileri, kitapları. Akıl sır ermez alın yazımıza!

-

Gül renkli şarap, güllerin kanıdır, salkımların değil! Donmuş gökyüzüdür şu kadeh, kristal değil! Ve gece, gündüzün göz kapaklarıdır sadece!

Binlerce ve binlerce yüzyıl, kaç tanyeri ağardı, ne güneşler battı! Nice bin yıl sönüyor yıldızlar! Ey insanoğlu, özenle, saygı ile bas toprağa: Ezdiğin şu küçük yığın bir delikanlının göz bebeğidir belki!

-

Dün, çarkının önünde oturmuş bir çömlekçi gördüm. Testinin göğsüne ve kulplarına biçim veriyordu. Bir Sultan'ın kafatası ve bir dilencinin elleriydi, ellerinde yoğrulan!

-

Vaktiyle bu testi, bir güzele vurgun dertli biriydi. Ve şimdi, testinin boynunda kulp, sevgilinin boynuna dolanan kolları değil mi?

-

Hor görme sarhoşları. Kendi hatalarını düşün biraz. Huzur mu istiyorsun? Ezilmişlere, ezginliğini gizleyen talihsizlere eğil, mutlu olacaksın.

Deruni Bir Bakış ;

Ben bugün beden kafesinde mahpusum;

Yol olma özlemiyle sarhoş olmuşum;

Varlığın ayıbından kurtarırsa beni

Yoksulluğun kulu, kölesi olurum.

Benim yasam artık şarap, çalgı, eğlenti;

Dinim dinsizlik, bıraktım her ibadeti;

Nişanlım dünyaya: Ne çeyiz istersin, dedim:

Çeyizim, senin gamsız yüreğindir, dedi.

Benden Muhammet Mustafa' ya saygı ve selam :

Deyin ki, hoş görünürse, bir şey soracak hayyam :

Neden Yüce Efendimizin buyruklarında

Ekşi ayran helal da güzelim şarap haram ?

Benden Hayyam' a selam söyleyin demiş peygamber

Sözlerimi yanlış anlamışsa çiylik eder :

Ben şarabı herkese haram etmiş değilim ki

Hamlara haramdır, doğru, ama olgunlar içer.

Bilmem, Tanrım, beni yaratırken neydi niyetin,

Bana cenneti mi, cehennemi mi nasip ettin;

Bir kadeh, bir güzel, bir çalgı bir de yeşil çimen

Bunlar benim olsun, veresiye cennet de senin.

Allahın bir şeriatı bizim için. .. Mesela hz. Adem in çocuklarının birbiri ile evlenmesi gibi sonradan yasaklanmıştır. Cennet ve buranın koşulları da bir değil ki burayı cennetle kıyaslayıp şeriatı sorgulayalım. Örneğin; burda içki içersen karaçiğerin

çürür orda bozulmaz. Burda zina yaparsan evliliğe zarar verirsin insan soyunun devamına zarar verirsin ve kaliteli birey yetişmesine engellersin.

Ömer Hayyam katılmıyorum

Ezel avcısı bir yem koydu oltasına

Bir canlı avladı Adem dedi adına

İyi kötü ne varsa yapan kendisiyken

Tutar suçu yükler kendinden başkasına.

Ne güzel şeyler yapıyorlar ya.

Bir yanda gül renkli şarap şirin sevgili

Öte yanda iki yüzlü dincilerin zilleti

Çoğu cehennemlikmiş dünyada aşıkların

Desene kimsenin göreceği yok cenneti

Bilmem kimim neyim benden ne kalır yarına

Cennet mi düşer yoksa cehennem mi payıma

Sevgili şarap müzik yeter bana

Gerisi senin olsun al cenneti çal başına

Yalnızlık Allah' a mahsusmuş oysa

O halde kanımca hem hal olmuşuz

Bütün dünya tek bir zerre

Gördüğüne kapılma zahir olmuşuz

Rahmanın nuru okyanus zerrede

Bakmakla görülmez gönlünü açsana

Aynası gönlünün ışığı ömrünün

Zahirde gördüğün bir garip yansıma

Hey kör bu yeryüzü boştur boş

Bırak onun bunu da sen gönlünü hoş tut hoş

Şu durmadan kurulup dağılan evrende

Bir nefestir alacağın o da boştur boş

Ver gönle bir şifa güzel derdi az getir

Doldur şarabı mis gibi taze yaz getir

Gönlünde bir huzur gülüm diliyorsan

Yakut şarabı sun ipek telli saz getir

Ne gerek boş söze kalk bade koy a güzel

Kısmet olmuş o dar ağzın dudağın açta gel

Yanağın benzeri al şarap da sunarsan

Dökülür tövbelerim tel tel saçların gibi

Bir tatlı güzel kız gelse şu mevsimde eğer

Bir kırda kadeh doldursa şarap verse eğer

Herkes kınasın varsın bu sözümden ötürü

Hayyam köpek olsun cenneti isterse eğer

Dünyayı süslediler, bir şey kalmadan.

Bu süslere inanma, akıl olmadan.

Giden de çok dünyadan, gelen de ama;

Sen payını al ondan, seni almadan!

Ömer Hayyam

Zahide hurilerle dolu cennet hoş gelir

Bana üzümün suyu daha hoş gelir

Onun cenneti veresiye benimki peşin

Ne var ki uzaktan davulun sesi hoş gelir.

.

Madem ki sevincin adı kaldı yalnız

Ham şarabı en olgun dost saymalıyız

Keyfin el çekmeğe kalkmasın kadehten

Kadehtir şimdi artık tek tutanağımız.

[video=youtube_share;RrGjK28-2TY]