astralruh Oluşturma zamanı: Eylül 11, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 11, 2008 Can Dündar’ın yazıp yönettiği “Mustafa”da anlatılanlar resmi şablonlarla sınırlı değil. Film için, Atatürk’ün daha önce görülmemiş fotoğraflarına, not defterlerine ulaşıldı. Sevdiği müzikler, söylediği sözler derlendi. Film, 29 Ekim’de vizyona girecek. http://img376.imageshack.us/img376/7412/291566tn7.jpg NTV ve Ko’Medya seyirciyi Atatürk’le yeniden tanıştırmaya hazırlanıyor. “Mustafa”, Atatürk’ü askeri, siyasi ve insani yönleriyle anlatıyor. Onu benzerlerinden ayıran, anlatılanların resmi dilin dışına çıkması... Can Dündar ve ekibinin hazırladığı film için, Atatürk’ün ayak bastığı her coğrafyanın izinden gidildi. Selanik’ten Şam’a, Berlin’den Sofya’ya... Doğduğu odadan, hayatını kaybettiği odaya kadar Mustafa Kemal’in hayatının her karesi için kilometrelerce yol kat edildi. Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı arşivleri başta olmak üzere, yerli ve yabancı pek çok arşiv özel izinle açıldı. Atatürk’ün daha önce görülmemiş fotoğraflarına, hatıralarını yazdığı not defterlerine, yakınlarına yolladığı çok özel mektuplarına, günlüğüne, elyazmalarına ulaşıldı. Onu anlatan kitaplar, yerli yabancı basın, diplomatik yazışmalar tek tek tarandı. Geride bıraktığı eşyalar, anılar, belgeler, çalıştığı karargahlar, yaşadığı evler, sevdiği müzikler, söylediği sözler derlendi. Filmde eski siyah beyaz görüntüler ve resmi şablon yerine, modern animasyon teknikleri ve samimi bir dil kullanıldı. http://img357.imageshack.us/img357/5000/291567dw1.jpg MÜZİKLERİ GORAN BREGOVIC YAPTI Filmin müziklerini, Atatürk gibi Balkanlardan yetişmiş ünlü müzisyen Goran Bregovic besteledi. 29 Ekim’de vizyona girecek “Mustafa”, seyirciyi, özellikle de yeni nesli Atatürk’ü yeniden keşfe davet ediyor. (NTV-MSNBC) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MALCOLMX Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2008 çok güzel bir bir proje merakla bekliyorum.sağol paylaşım için... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
EmilioDeCarro Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2008 bu filmi sabırsızlıkla bekliyorum bende filmin web sitesi http://www.mustafa.com.tr Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
agharta Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2008 Mükemmel.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2008 “BU ÖNEMLİ PROJENİN PARÇASI OLMAKTAN MEMNUNUM” Bregoviç, filmin ününün Türkiye sınırlarını geçeceğine inanıyor: “Önemli bir projenin parçası olma fikrinden hoşlandım. Film sadece Türkiye için değil dünya için önemli. Atatürk’ün uzun bir hayat yolculuğu var. Balkanlarda bir çocuk olarak başlıyor, savaş boyunca sürüyor ve hayatının sonunda Türkiye’nin lideri oluyor. Bir insanın yaşayabileceği çok uzun bir hayat yolculuğu. Çok zor kararlar vermesi gerekiyordu, çünkü zaman çok kötüydü. Filmin bütün dünyada gösterileceğinden eminim, çünkü Müslüman dünyasını ve O’nun tarihindeki yerini merak ediyoruz.” ntv/msnbc Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pause Yanıtlama zamanı: Ekim 17, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 17, 2008 Film vizyona girdiği tarihten itibaren toplu gösterimler için şimdiden satışlar yapılmış durumda çok talep var.Ben filmi hakkında çevremden bilgi edindim filmde çok duygulanıyorsunuz ve 110 dakikalık bir film bu güne kadar çekilmiş en uzun ATATÜRK belgesel filmi diyebilirim....27.10.2008 de filmin basın gösterimini bekliyoruz izlediğimde sizlerle paylaşacağım.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
astralruh Yanıtlama zamanı: Ekim 17, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 17, 2008 sağol pause ben de merakla bekliyorum:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lighthouse Yanıtlama zamanı: Ekim 30, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 30, 2008 Arkadaşlar üyesi olduğum bir eposta grubuna gönderilen iletiyi paylaşmak istedim. Değerli Dostlar , Saat şu anda gecenin üçü bir an evvel yazmak için klavye başına oturdum... Az önce Mustafa fiminin özel bir gösteriminden geldim Biliyorum yarın bir çoğunuz bu filme gitmek isteyecek. Eğer Mustafa filmi Atatürk'ü anlatıyorsa , primatların yaşam belgeseli de can dündar denen satılmışın hikayesini anlatıyordur. Film en TRT nin en kötü belgesellerinden bile kötü. İçerik yok ... Mustafa Kemal Atatürk'ü anlatmıyor... Filmden bazı dikkat çeken noktaları anlatmaya çalışaym.. - Atatürk karga kovalamış . - Manastır daki okulunda Atatürk'ü canladıran şahıs efemine bir tipleme çiziyordu... - Atatürk'ün ilk dönemlerinin referansı madam Corinne yazdığı mektuplar teşkil ediyor... O kadar ki cepheden bile o kadına yazdığı mektuptan bahsediliyor , sözde özel duygularını açığa vuruyorlar.. - Atatürk karanlıkta uyuyamazdı , herhalde korkuyordu.. - Atatürk annesinin ikinci evliliğinden rahatsızdı o yüzden ondan kaçtı... - Atatürk'ün arkasında uzun boylu adamların olduğu fotoğraf gösterildikten sonra , bir fransız gazetesinde ne kadar kısa olduğu vurgulanıyor... - Atatürk kürtlere özerklik vermeyi tahhüt etmiş ve kürtlerle aykırı düşmenin ne kadar tehlikeli olduğunu belirtmiş... - Atatürk en yakınlarını ipe gönderecek kadar acımasız bir diktatördür diyor... - Atatürk ilk meclisi kuran dua hutbelerle açtığı halde , son bölümde dinsiz olduğu vurgulanıyor (ara yerlerde de beyinlere nakşedilmiş...) - Atatürk Pera da İstanbul da caf caflı bir hayatın özlemi ile yanıp tutuşurken , parasızlığı nedeni ile haline ağlamış... - Atatürk sürekli ağlarmış...(bir çok olay anlatımında hep vurgulandı ) - Atatürk (bir fransız yazarın ağzından anlatılmış ) duygusual sorunları olan bir adamdı ... - Atatürk son günlerini çevresinde hiç seveni kalmadığı halde geçirmiş... - Atatürk yine son ( 3-5 sene ) dönemlerini işsiz güçsüz can sıkıntısında balolar davetler içki masalarında geçirirmiş... - Atatürk zevki sefayı seven adammış , ama yine de memleket kurtarmış.... - Son sahnelerde adeta ocak başında çalıgıcıya kadeh kaldıran içki düşkünü bir adamın mizanseni yaratılmış... Şu anda aklıma gelmeyen daha niceleri... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
naughty Yanıtlama zamanı: Ekim 30, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 30, 2008 Merak ediyorum bu filmi.. gitmek lazım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
zibailelectra Yanıtlama zamanı: Ekim 30, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 30, 2008 dün gittim filme, light'ın paylaştığı fikirler bakış açısına göre değişiyor sanırım, çünkü ben o yazıyı yazan arkadaşın gördüğü gibi görmedim filmi içki içerken O'nun da bir kalbinin olduğunu gördüm ben, her erkeğin kadınları anlayamaması vardı, kürtlüğün üstünü çizerseniz bu tehlikeli bir hal alır derken tayiipin bunu yaparak olayları hangi boyutlara getirdiğini gördüm, bir erkek evladın annesine düşkünlüğünü gördüm evini terk ederken, her gencin yaşamak istediği gece hayatını parasızlık yüzünden yaşayamaması da vardı gayet insani bir arzuydu bence bu... dediğim gibi bakış açısına göre değişir, film için zaten Atatürk'ün lider yönünden bahsedilecek denmemişti, biz bunları kitaplarda okuduk ama hiç duygularını bilmedik bu film sayesinde öğrendik:) ben gittiğim için mutluyum ve elbetteki tavsiye ederim... defalarca keşke yaşıyor olsaydı demekten kendimizi alamadık... giderken savaş beklemeyin, çok kopukluklar ve eksiklikler olmasına rağmen izlenmeye değer Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mezzaluna Yanıtlama zamanı: Ekim 30, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 30, 2008 başarılı bir Cumhuriyetçi ellerine sağlık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
beyazkin Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2008 Lighthouse paylaştığın yazı benzeri bir açıklama da Deniz baykal'ın yorumu olmuş durumda.. ve art avrasya tv de izlediğim “Nuriye Atabey ile Gündeme Dair'de”prog. da da konuk; Mustafa Yıldırım ....(ki son derece güvendiğim bir insan) Bu konuya bakışı yine aynı yönde idi... şahsen fragman ve müzikten çok etkilenmiştim... ne var ki....içerik hakkında ki güvenim olancası ile yerli yerinde kalamadı.. bakalım henüz izleyemedim ama izler isem şayet duygusallık yerine pür dikkat konumda olacak ...öyle görünüyorki. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lighthouse Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2008 Şöyle bir yazı okudum bugün. haklısın beyazkin. Fakat ben biraz daha beklemeyi düşünüyorum. Yorumlar böyle giderse internetten izlemeyi tercih edicem heralde )) Gazeteci-yazar Can Dündar’ın yazıp yönettiği Atatürk’ün hayatını doğduğu günden ölümüne dek belgesel formatta aktaran Mustafa’nın Antalya Film Festivali’nde gerçekleştirilen dünya prömiyerinin ardından İstanbul’daki galası Pazartesi akşamı Dolmabahçe Sarayı’nın bahçesi Has Bahçe’de oluşturulan iki çadır sinema salonunda gerçekleştirildi. Can Dündar’ın ‘bu benim Atatürk’üm cevabı verdiği belgeselde sinema teknikleri sonuna kadar kullanılmış. Özellikle bilgisayarla hazırlanmış görsel efektler dikkat çekiyor. Bunlardan en göze batanı ise Mustafa Kemal’in tarladaki kargaları kovalaması. Belgeselde çizilen Mustafa Kemal portresi ise çok tartışılacağa benziyor. Sol cenahtan gelen Can Dündar, Atatürk’ün insani yönlerini -hüznüyle, son yıllarındaki yalnızlığıyla, cesaretiyle, hatta hastalıklarıyla - olabildiğince farklı yönleriyle yansıtmaya çalışırken; devlet adamlığı portresini ise kendince ‘tek boyuta’ indirgemiş. Taha Akyol’un “Hangi Atatürk” adlı kitabında çizdiği portreyi burada görebilmek mümkün değil. Verilen mesajlar sakıncalı Belgeselde Mustafa Kemal’in İslamiyet’i siyasi emellerine alet ettiği açık bir dille iddia ediliyor. Mesela Meclis’in 23 Nisan 1920’de açılışının Cuma gününe denk getirilmesinin, açılış öncesinde Hacı Bayram Camii’nde namaz kılınmasının, hatim indirilmesinin, Meclis’in dualarla açılmasının, kurban kesilmesinin Atatürk’ün bazı önde gelenlere ve halka verdiği bir taviz olarak sunuluyor! Belgeselde son derece sakıncalı bir şekilde Atatürk’ün dini anlayışla hesaplaşmayı bir amaç edinmiş olduğu vurgusu direkt öne çıkartılıyor. Hatta belgeseldeki şu ifade bu durumu bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor: “O gün dayanmak zorunda olduğu güçlerle yarın hesaplaşacaktı.” Can Dündar, Atatürk’ün bazı konuşmalarından aldığı pasajlarla bu görüşünü desteklemek istemiş! Oysa Atatürk’ün Cumhuriyet’in kuruluşundan önce de, Can Dündar’ın ifadesiyle “mutlak iktidar sahibi” olduktan sonra da İslamiyet’le ilgili sarfettiği onlarca güzel söz var. Ancak Dündar bunları görmek istememiş! Elmalılı Hamdi Yazır’a tefsir hazırlatan, Hafız Burhan’dan Çankaya Köşkü’nde Kuran dinleyen Atatürk’ü göremiyoruz. Bir başka husus ise Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı esnasında Mazhar Müfit’e söylediği iddia edilen “Cumhuriyet kurulacak, saltanat lağvedilecek, örtü kalkacak, şapka giyilecek, Latin harfleri kabul edilecek” ifadesi. Diğerleri tamam ama Cumhuriyet döneminde örtüyü kaldıran bir kanun çıktı mı? Mustafa Kemal, bu sözü sarfetmiş ise neden 3 yıl sonra çarşafa bürünmüş Latife Hanım’la evlendi? Bu evlilik nasıl 3 yıl sürdü? Can Dündar, zaten AKP iktidarının yanlış adımlarıyla kemikleşmiş başörtüsü yasağının devamına daha kalın bir kılıf arıyor açıkçası. Bir başka realite dışı mesaj ise Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra İzmir’de “Kürtlere yerel özerklik verileceği”ni söylemesi. Oysa Cumhuriyet’in ilk 15 yılında Doğu ve Güneydoğu’daki bütün kalkışmaların sertlikle bastırıldığı gibi bir gerçek var ortada. Demek ki, onun bunun hatıra kitabında yer Atatürk’le ilgili yer alan bir çok şey pratikle örtüşmeyebiliyor. Belgeselde yer alan bir başka sakıncalı vurgu ise Atatürk Samsun’a çıktıktan sonra yabancı güçlerin, padişahın, hatta milletin kendisine karşı olduğu ifadesi. Yabancı güçleri anladık da, ‘millet’ neden zikredilmiş! Onu tutuklayıp idam sehpasına gönderebilecek yetkiye sahip olan Kazım Karabekir askerleriyle Atatürk’ün huzuruna çıkıp topuklarını sertçe kavuşturarak “Emrine amadeyim” diyor. Gittiği her vilayette millet kucaklıyor onu. Varını yoğunu Mustafa Kemal’in önüne sersen Anadolu insanının fedakarlığı zirveye çıkıyor. Belgeselde yer alan şu sahnede Dündar kendini yalanlıyor: Samsun’a çıkmadan önce Padişah Vahdettin Mustafa Kemal’i saraya çağırıp ona şunları söylüyor: “Paşa, millete büyük hizmetlerde bulundun. Asıl şimdi yapacağın hizmet büyük olacaktır. Devleti kurtarabilirsin.” Bundan sonra işgal altındaki İstanbul’da alınan kararlar Vahdettin’e mi aittir yoksa işgalciye mi? Düşünmek gerekir. Türk milletinin her ferdine mal olmuş Atatürk’le ilgili kitap kaleme alan da, belgesel hazırlayan da ‘toplumsal uzlaşmaya’ özen göstermelidir. Milyon YTL’lik bütçe ile hazırlanan “Mustafa” da buna daha fazla özen gösterilmeliydi. Yoksa ‘kaş yapayım derken, göz çıkartılır.” Alıntı: http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=8010143&tarih=2008-10-29 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2008 Bakın bu da film hakkında küçük bir bilgi: Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri, siyasi ve insani yönlerini anlatan "Mustafa'' filmini, vizyona girdiği ilk günde 150 bin kişi izledi. Filmin dağıtımını üstlenen Warner Bros. Turkey'den yapılan yazılı açıklamada, filmin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda vizyona girdiği, Türkiye'de 193 kopya ile 206 salonda gösterildiği ifade edildi. Açıklamada, vizyona girdiği ilk gün 150 bin 26 kişinin seyrettiği "Mustafa'' filminin, 70'nci ölüm yıldönümünde Atatürk'ü izleyiciyle yeniden tanıştırmayı amaçladığı kaydedildi. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nazirella Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2008 off ya buraya gelmedi daha....... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mystick Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2008 siz yazanları okumazmısınız? filmde Atatürk tamamı ile saçma sapan biri gibi anlatılıyor farklı bakıyoruz ayağı ile haberlere çıktı bu gün yanlız hasta adam olarak gösterilmiş meyhanelerde sabahlayan yani yobazların ve benzeri gerzeklerin kafasına uyan bir film !!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mysteriouslady Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2008 Evet film hakkında çok şey yazıldı çizildi yorumlar yapıldı...Fakat ben yinede başkalarının görüşleri doğrultusunda önyargılı bir fikre kapılıp filmi izlemeden yerden yere vurmanın yanlış olduğu düşüncesindeyim...Bence filmi izledikten sonra kişisel görüşlerimize yer verelim... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
zibailelectra Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2008 siz yazanları okumazmısınız? filmde Atatürk tamamı ile saçma sapan biri gibi anlatılıyor farklı bakıyoruz ayağı ile haberlere çıktı bu gün yanlız hasta adam olarak gösterilmiş meyhanelerde sabahlayan yani yobazların ve benzeri gerzeklerin kafasına uyan bir film !!! filmi izleyip izlemediğini sorabilirmiyim? filmi kim yapmış tanıyormusun acaba? neden eleştirileriniz bu kadar sert anlayamıyorum, yahu Atatürk anlatılıyor arkadaşlar, birileri ayyaş yazmış yazsın memleketi kurtardı mı? birileri diktatör yazmış yazsın biz biliyormuyuz Atatürk'ün ne olup olmadığını? yobazların işine getiren sizin bu düşünceleriniz, izlemeden duyduğunuzla hareket edişiniz, görmeniz gereken gibi izleyeceğiniz filmi siz duyduklarınıza yeni yanlışlar ekleyerek izlemeye gideceksiniz... kaldı ki bu anlatılanlar gibi görün siz de, ne değişir Atatürk'e olan inancınızdan ve sevginizden? Hangi doğrumuz olmuş doğrusunu yıkar bu "görülenler"?... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
teletabikamil Yanıtlama zamanı: Kasım 3, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 3, 2008 *...... gibi gösterilmiş *...... gibi anlatılmış *...... olduğu iddia edilmiş *...... olarak yansıltılmış *...... şeklinde algılanabilir sonuç olarak çoğu otorite tarafından ''sakıncalı, yanlış anlaşılmaya müsait'' bulunmuş. her eleştirmen aynı mantıkta konuşmakta: ''aslında öyle değildi ama öyleymiş gibi gösterilmiş.'' yani; ilkokulda öğrendiklerimiz dışında herşey yalan! geri kalan herşeyi yanlış anlayabiliriz biz milletcene. salağız çünkü. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Kasım 3, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 3, 2008 biz Atatürk'ü sadece ilkokul kitaplarından ve büyük büyük abilerimizin bize öğrettiklerinden öğreniriz.... siğara içmeine karışılan kaç ulusal önder mevcut dünya'da..... çocukluğunda karga kovalamasına karışılan.... ey büyük büyük abilerimiz....ne yaparsanız yapın, biz ilkokulu çoktan geçtik...yani anlayacağınız; "biz biliyok olum herbişeyi..." Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Amethyst Yanıtlama zamanı: Kasım 3, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 3, 2008 bende bu akşam izlemeye gideceğim...izledikten sonra yorumlarımı paylaşırım.ama eleştiriler bya sert, sert olma sebebi de sanırım can dündarın nabza göre şerbet verip,yobazlarında akıllarındaki atatürkü belgeselleştirmesi... bunlar artık inanılır şeyler,km kaldı ki satılmamış,dönek olmamış? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
attart Yanıtlama zamanı: Kasım 3, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 3, 2008 Yapılan eleştiriler dolayısıyla filmi izleyip, izlememe konusunda kararsızım ama içkiye, sigaraya düşkün olması Atamızın değerini azaltmaz. Yobazlar bu film olmasa da zaten söyleyecek bir şey bulurlar. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Kasım 6, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 6, 2008 Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Mustafa” filmiyle ilgili, “Hala Mustafa Kemal, herhangi bir eleştirilecek yanı ve yönü olmayan, biraz insan üstü varlık olarak okul kitaplarındaki gibi anlatılsın isteniyor. Kuşkusuz o da bir insan” dedi. Filmin, Atatürk'ü neredeyse “kutsiyet düzeyine” çıkaran bazı çevrelerde tartışma yarattığını belirten Günay, “O'nun da sevinçleri, hüzünleri, umutları, umut kırıklıkları, öfkeleri var. Yaptığı bir dolu haklı iş yanında, belki zaman zaman birilerine karşı, birilerinin öyle algılayabileceği gibi haksızlıklar da var” diye konuştu. Günay, Can Dündar'ın senaryosunu yazdığı ve yönettiği, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşamını ve milli mücadeleyi anlatan “Mustafa” filmiyle ilgili değerlendirmede bulundu. “(Mustafa), benim gördüğüm kadarıyla belgeselle film arasında bir ara çalışma” diyen Bakan Günay, Ankara'da düzenlenen gala gecesinde filmi izledikten sonra da Can Dündar'a “cesur bir çalışma” olduğunu ancak önemli tartışmaları da tetikleyeceğini söylediğini ifade etti. Bu tahminlerinin de gerçekleştiğini belirten Ertuğrul Günay, şöyle konuştu: “Biz, Cumhuriyet'in üzerinden 85 yıl, Mustafa Kemal'in vefatının üzerinden 70 yıl geçmesine rağmen hala bu kavramları özgürce, bütün içerikleriyle tartışma konusunda bir bilinci içimizde yeterince geliştirebilmiş ve serbest bırakabilmiş değiliz. Hala Mustafa Kemal herhangi bir eleştirilecek yanı ve yönü olmayan, biraz insan üstü varlık olarak okul kitaplarındaki gibi anlatılsın isteniyor. Kuşkusuz O da bir insan. O'nun da sevinçleri, hüzünleri var, umutları var, umut kırıklıkları var, öfkeleri var. Yaptığı bir dolu haklı iş yanında, belki zaman zaman birilerine karşı, birilerinin öyle algılayabileceği gibi belki haksızlıklar da var. Nihayet 60 yıla yakın bir insan yaşamı içinde ve oldukça badireli, tartışmalı, kavgalı geçmiş bir yaşam içinde bu tür şeyler çok doğal, çok olağan. Hayatında birtakım gönül kırıklıkları, umut kırıklıkları olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunların irdelenmesi, Mustafa Kemal'i neredeyse kutsiyet düzeyine çıkaran bazı çevrelerde çok tartışma yarattı.'' “İSTEYEN GİDER, İSTEYEN GİTMEZ” Filmin çeşitli yönlerden değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren Günay, “Belki gençlerin, Mustafa Kemal'i yeni tanıyan gençlerin izlemesi açısından birtakım değerlendirme sorunlarına yol açabileceği söylenebilir” dedi. Bununla birlikte bunca yıl sonra artık özgür çalışmalar yapılması gerektiğini de belirten Bakan Günay, “Beğenen beğenir, beğenmeyen beğenmez; isteyen gider, isteyen gitmez” diye konuştu. Bütün bu tartışmaların ışığında, bütün bu eleştirilecek, eleştirilmeyecek, kutsanacak, alkışlanacak veya tartışılacak yönlerinin dışında Mustafa Kemal Atatürk'ün bir kahraman olduğuna dikkati çeken Günay, şunları söyledi: “Mustafa Kemal, Bingazi'de, Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nın bütün merkezlerinde, odaklarında her an varlığıyla topluma huzurlu bir enerji vermiş, her mücadeleyi başarıya taşımış olan ve çok zor koşullar altında İtalyanların işgal ettiği Antalya'dan, Fransızların işgal ettiği Antep'ten, İngilizlerin işgal ettiği İstanbul'dan, Yunanlıların işgal ettiği İzmir'den, çetecilerin işgal ettiği Karadeniz sahilinden bağımsız, özgür bir vatan ortaya çıkarabilmiş olan bir kahramandır. Bütün bu tartışmalar, O'nun bu kahraman yanını hiçbir zaman gölgeleyemez. Hiçbir tartışma, hiçbir eleştiri, hiçbir insani zaafının ortaya çıkması iddiası, kimse kaygıya kapılmasın, Mustafa Kemal'in bu emsalsiz, büyük, yüce, özgür, özel tarafını hiçbir zaman gölgeleyemez. O bir kahramandır. O bizim için çok değerli bir varlıktır. Bence böyle yaklaşmak gerekir.” hürriyet Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Kasım 6, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 6, 2008 öncelikle atatürk zaten bir insandı ama bunu görmek istemeyip sadece kendine okuTULAN bilgilerle onu tanımlamayı seçenler bu filmle kafalarındaki atatürk kavramını bulanıklaştıracak tortuları kaldıracak sonra bunu yeniden kodlayacak kişiler- ki iyi niyetli olmadıklarını hissettiğim niyetlilerdir- amaçlarına giden yolda çalışmalarına devam edeceklerdir... çok basitçe bugünkü iktidarın görüşlerinin zaten biliyoruz ve böyle öven bir filmin piyasaya sürülmeyeceğini her atatürk adına yapılıp övülen "şey"in ardında asli nedenlerin hoy olmadığını fark edebiliriz... bunların farkında olmayı seçtiğimizde öyle bir perde kalkıyor ki gözümüzün önünden hem o zaman gerçekleri görebiliyoruz hem de fikirlerimizi netleştirip aslolana hizmet edeni anlayabiliyoruz... yeni mesajdan alıntı olan yorumu okuduğumda yukarda söylediklerimin kanıtını yüzlerce kereye artı 1 olarak eklemiş oldum. yeni mesajın nasıl bir yayın organı olduğu -son zamanlarda gerinerek ortaya koydukları görüşleriyle tasdikli- ortadadır... görüşleri de benim için değerli değildir. çünkü gerçeklikten uzak hatta gerçekliği kullanarak çok güzel oyunlarla kendi kötücül amaçlarına hizmet ettirmeye çalıştıkları aşikardır... ve o gerçek ki onları tepetaklak etmektedir... -------------------- film sektörüne az çok burnunu sokmuş kişi okur takipçi bilir ki psikolojik oyunlar kullanmak adetten olmuştur özellikle siyasi filmlerde... daha bu filmin ana temalarını göz önüne alınca bile eleştirenlere gerek kalmadan görebiliyoruz ne olduğunu... atatürk ün başı önüne eğik pozlanmış bir kare fotoğrafla -ki kimbilir tipinin düzgünlüğünü mü saygıdan kontrol ediyordu da baktı ya da neden başı eğikti- afiş yapan art niyeti fark ediyorum ben... bundan rahatsızlık duymaktayım... zamanlamasından tut dağıtıcısının bir amerikan firması yapılmasına kadar ki bütün hamleleri benim için kötüye hizmet etmeye programlı oluşların kanıtıdır. -------------------- öyle çok kalıp vardır ki başta başka sonra gelen taşla paramparça ve daha başka başkalaşımlar içinde olan...en basiti kendi hayatından bakabilir kişi ... illa büyük işleri takip edip onlar üstünden konuşmaya gerek yoktur ve her yenilik değişimi ileriye götürmeyebilir... ha şu vardır ki bence de böyledir bir şeylerin itkisi olacak bu şerit görevini görmeye başlamıştır... inanışlarını sadece ilkokulunda öğrendiklerine sıkıştıran kişilerin bilgi tokuymuş gibi görünmeleri yerine ,bir iş başarmış tavırları bırakıp oldukları gibi görünmelerini , hep bilginin kendilerine programlanmasını beklemek yerine ve yüklenmişleri kabullenmek yerine konuya dair -bütün dünyevi veya dışı konularla ilgili geçerli söylediğim- daha çok araştırmacı v e okumacı ve görmeci ve fark edici olmalarını temenni ederim... her zaman armut pişip ağzımıza düşmez... pişip ağzımıza düşmeye niyetli her armuda ağız açarsak çürükleri de yutabiliriz... armudu bizim pişirmemiz ve öyle yememiz gereken durumlar vardır. -------------------- bugün alkol ve sigara hatta ot vb uşuyturucuları kullanan gençliğimizin kalkıp da akşamları 2 tek atan atatürk için alkolik vs demesi gülünç değildir. nedeni atatürkün ölümünden hemen sonra çalışmalarına devam eden yobaz tayfa alkolik,kadın düşkünü, sigara içen biri imajını yaymayı da diğer hikayeleri yanında unutmamıştır tabii. görmeyi ve farkında olmayı seçmediğimiz her gerçek başkalarının bize dayatmış olduklarıyla şekillenip bizi yutma riski taşır... uyanık olduğunu söylemek yerine uyanık olmalıyız... uyanmayı seçin. -------------------- kalkıp da atatürk hakkında yorum yapan başkalarının değil kendi içinizdeki zaten ne olduğunu gayet iyi bildiğiniz görüşe hisse kulak verin o zaman da anlayabilirsiniz... eğer kendinizi biliyorsanız! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
theangelofdeath Yanıtlama zamanı: Kasım 6, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 6, 2008 dün akşam can dündar herşeyi genç bakışta belgeleriyle tek tek soğukkanlı bi biçimde açıkladı bütün eleştirileri çürüttü helal olsun. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.