raskolnikov Oluşturma zamanı: Eylül 18, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 18, 2008 kitap, arkeoloji tarihine önemli bir bakış ve açıklama getiriyor. arkeoloji biliminin nasıl doğduğu ve bugünlere gelmesinin nasıl olduğ yönünde çok önemli tespit ve anlatılarla dolu. kitap bir kaç bölümden oluşuyor ve her bölümde arkeolojide çığır açan yenilikler, ve bunları dünyamıza kazandıranlar anlatılıyor. arkeoloji bilimi ile ilgilenen ve geçmişe ilgi duyanlar için bir başucu kitabı niteliğinde, hem bir tarih hem de bir edebiyat başyapıtı.. ...................... Bana kalırsa okuyucu bu kitaba ilk sayfasından başlamamalıdır. Çünkü bir yazar istediği kadar inandırıcı şeyler söylesin, hele bir kitabın adın böyle herkesin kuruluğuna ve can sıkıcılığına inandığı bir bilimin, arkeolojinin, romanı olursa, son derece meraklı şeyler söyleyeceğine kolay kolay kimseyi kandıramaz, bunu bilirim. Bence ilk Mısır bölümündeki "Piramitler Kitabı" okunmalıdır. Böylelikle, en şüpheci okuyucunun bile konumuzu beğeneceğini ve önceden benimsediği düşünceleri bir yana atacağını umarım. Ama okuyucumdan, bunu yaptıktan sonra yeniden kitabın başına dönmesini, bu kez de birinci bölümü okumasını rica edeceğim; bunu yapması kendisi için yararlı olacaktır; çünkü en heyecan verici olayları anlamak da ancak planlı bir yoldan gitmekle olur. Bu kitap bilimsel bir sav ile yazılmış değildir. Amacı sadece bir bilim dalındaki araştırmacıların meraklı, dramatik ve tümüyle insana özgü yönlerini göz önüne sermektir ve o bilim dalını yalnızca bu yoldan inceleme konusu yapmaktır. Bunun için de arasıra konudan ayrılmaktan, kişisel düşüncelere ve günümüzle bağlantılara yer vermekten çekinilmemiştir. Böylelikle bilginlerin “bilimsel olmayan” diye niteleyecekleri bir kitap meydana geldi. Kitabın böyle oluşu karşısında ileri süreceğim tek mazeret, bunu bile bile yaptığımdır. Çünkü başarılarında serüven ile incelemenin, romantik atılganlıklarla kendi kendine yeterliliğin böyle birleştiği, dünyanın bütün çağlarını ve bütün uzaklıklarını kucaklayan bir bilimin yalnız meslek yapıtları içinde gömülü kalmış olduğunu görüyordum. Bilimsel değerleri ne kadar yüksek olursa olsun bu yayınlar “okunmak” için yazılmamışlardı. İşin asıl tuhafı, geçmişe yapılan bu keşif seferlerinin, heyecanlı serüvenler olarak ancak üç dört kez ele alınmış olmasıdır. Bu çok gariptir, çünkü eğer serüveni düşünce ile eylemin bir karışımı olarak varsayarsak, bunlardan daha heyecanlı serüvenler bulmamız olanaksızdır. Bu kitapta sayılardan ve inceden inceye tanımlamalardan kaçındım; ama arkeoloji bilimine karşı son derece büyük bir yükümlülüğüm vardır. Başka türlüsü de olabilir mi? Bu kitap onun olaylarının, onun yorulmak bilmezliğinin, hepsinden fazla da yalnız alçakgönüllülükleri yüzünden susan bilginlerinin bir övgüsünden başka nedir ki? Bütün bunlar anlatılmaktadır, çünkü onların yolundan gidilmeye değer. Arkeolojiye karşı bu yükümlülüğüm beni yapay gruplaştırmalardan ve yapay davranışlardan kaçınmaya zorladı. Arkeolojinin romanı, barok anlamında, “gerçekle hiçbir zaman çelişmemekle birlikte” romantik olayları ve hayat öykülerini anlatan bir yapıttır. Ama gerçekçi bir romandır da ve bu bakımdan da durumu, en kesin anlamda olarak şöyledir: Burada anlatılan her şey sadece “yalnız yazarın hayaliyle biraz süslenmiş olan” gerçeklerle bağlı değil, aynı zamanda tam anlamıyla, gerçeklerin bir araya getirilmesinden oluşmaktadır. (Bunlara yazarın hayali en ufak bir pay katmamıştır, katılan süsler bile zamanın tarihlerinden bize kalmıştır). Bununla birlikte, bu kitabı eline alacak uzmanın yanlışlar bulacağından kuşkum yok. Örneğin, başlangıçta bana aşılması zor görünen bir engel, adların yazılışlarıydı. Çoğu zaman tek bir adın bir düzine ayrı ayrı yazılışı arasından birini seçmek zorunda kaldım. Sonunda, kitabın karakterine uygun olarak, hep en çok kullanılan biçimleri seçmeye karar verdim ve herhangi bir bilimsel ilkeye bağlı kalmadım. Eğer böyle yapmasaydım kitap yer yer anlaşılmaz hale gelecekti. Bu kararı almak, büyük Alman tarihçisi Ed. Mayer’in “İlkçağ Tarihi”nde “bu kitap uzmanları için olmakla birlikte” aynı durumda kaldığını, sonunda da şunları söylediğini görünce kolay geldi bana: “…Sonunda, işi tümüyle ilkesiz olarak yürütmekten başka çıkar yol bulamadım”. Olağanüstü bir tarihçinin bu kararına, böyle basit bir kitabın yazarı da uymak zorundadır. Hiç kuşkusuz, olaylara bağlı yanlışlar yapmışımdır. Ama, sanırım ki dört özel bilimin uçsuz bucaksız malzemesini böyle ilk defa olarak bir genel bakışa sığdırmak isteyince bundan kaçınmak olanak dışıdır. Yalnız arkeolojiye değil, aynı zamanda, bu kitapla kendi halinde bir örneğini daha vermek istediğim bir edebiyat dalına, daha doğrusu onun kurucusuna karşı da yükümlüyüm. Bildiğime göre, özel bir bilimin gelişmesini, zamanımızda yalnız polis romanlarına karşı gösterilen bir ilgiyle okunabilecek biçimde, ilk yazan, Amerikalı hekim Paul de Kruif olmuştur. De Kruif 1927 yılında, eğer bakteriyolojinin gelişmeleri doğru görülür ve doğru düzenlenirse bunda romana benzer bir çok öğeler bulunacağını anlamıştı. Bundan başka da, eğer çalışma yöntemi açıklanırsa, bilginlerin de tutmuş oldukları, varsayımdan çözüme dek giden yoldan okuyucu da geçirilecek olursa, en çapraşık bilimsel sorunların bile kolay anlaşılır biçime getirilebileceğini de görmüştü. Bilginlerin de, insan oluşlarından doğan yanlışlar, insan beyninin, insan gücünün yetersizliği ve dıştan gelen engelleyici etkiler yüzünden saptıkları dolambaçlı yollar ve çıkmazların baştan başa örülü olduğu o dinamizm, o dramın korkunç bir heyecan uyandırabileceğini de bulmuştu. Böylece “Mikrop Avcıları” adlı kitabı meydana geldi. Yalnız, bakteriyoloji gibi soğuk bir adın yerine Mikrop Avcıları adının konması bile kitaba insanla ilgili bir biçim veriyor ve yeni bir edebiyat türünün “gerçeklerin romanları”nın programını çiziyordu. Paul de Kruif’in bu denemesinden sonra şu ya da bu yazarın, bazen birkaçının birden, bu yeni yöntemi kullanmayı denemedikleri hemen hemen hiçbir bilim dalı kalmadı. Bunun çoğu zaman yalnızca o bilim dalının meraklısı olanlar tarafından yapılmış olması doğal görülmelidir. Ama bence hâlâ doğruluğunu koruyan bir eleştiri şudur: Bunların kitaplarında bilimle edebiyatın hangi oranlarda yer aldığı; “gerçeğin” ne denli, “romanın” ne denli ağır bastığı. Bana kalırsa bu tür kitaplardan, romanımsı öğeleri yalnız olayların sıralanmasından kazanan ve böylece “gerçek”e her zaman ön planda yer verenler en iyileridir. Kitabımdan buna önem verişimin bir nedeni de, daha önce çıkmış öteki türden bir yapıtın varlığıdır. Bunu Anne Terry White yazmıştır, adı da “Lost World”dur. Bu kitap, Tanrılar, Mezarlar ve Bilginler’i hemen hemen bitirmiş olduğum sırada elime geçti. Amerikalı meslektaşımı takdirle anarım, ama kendi adıma “gerçeği” her zaman “romandan” ileri geçirme ilkesini doğru bulurum. Onun için de Bayan White’in tersine, arkeolojiyle daha fazla ilgilenmek isteyenlere hep açık genel bakışlarla öykünün akışını kesmekten de çekinmedim, kitaba bir de kronoloji ekledim. Son olarak, kendilerinden yardım gördüklerime burada teşekkür etmek isterim. Alman profesörü Dr. Eugen von Mercklin, Dr. Carl Rathjens ve Dr. Franz Termer, bu kitabın taslaklarını “her biri kendi alanında” denetlemek inceliğinde bulunmuşlardır. Prof. Dr. Kurt Erdmann, Prof. Dr. Hartmut Schmökel ve Schliemann’ın biyografı Dr. Ernst Meyer daha sonra bazı önemli düzeltmeler yaptılar. Hepsi bana yol göstermiş, her bakımdan beni desteklemiş, özellikle kaynaklar elde etmemi sağlamışlardır. (Bu bakımdan Münster’de Prof. Dr. Walter Hagemann’a da ayrıca teşekkür borçluyum). Bütün bu bilginler bazı yanlışlarım üzerine dikkatimi çektiler, bu sayede de onları düzeltebildim. Kendilerine yalnız yardımları için değil, aynı zamanda, bilim dışına çıkan böyle bir kitaba karşı, bilim adamı olarak anlayış gösterdikleri için de borçluyum. Çoğu zaman ağır olan çeviri işlerinin bir bölümünü üzerimden alan Edda Rönckendorff’la Erwin Duncker’e de teşekkür ederim. C.W.C. Kasım 1949 TANRILAR MEZARLAR ve BİLGİNLER C. W. CERAM Türkçesi, Hayrullah Örs Remzi Kitabevi 4. Basım, Ocak 1994 http://static.ideefixe.com/images/41/41233_2.jpg Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.