Manje_Loa Oluşturma zamanı: Eylül 24, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 24, 2008 Narkolepsi Önüne geçilemeyecek kadar şiddetli uyuma arzusu olarak tanımlanan narkolepsi, halâ gizemini koruyan bir hastalık. Ancak bilim, bu konuda epey yol aldı. İskelet kaslarının normal tonunu (sağlıklı gerginlik durumu) bilinç kaybı olmadan yitirmesi olarak tanımlanan katapleksi, nörolojik bir hastalık olan narkolepsinin en belirgin semptomlarından biridir. Utanç verici durumlara hedef olmak, yabancılarla ilişki kurma zorunda kalmak, ani öfke nöbetleri, sportif faaliyetlerde aşırıya kaçmak veya hızlı bir cinsel yaşam katapleksi ataklarını tetikleyen önemli etkenlerdir. Narkolepsinin diğer bir özelliği ise gündüzleri ortaya çıkan inatçı uyku halidir. 48 saat uyumamış bir insanın içinde bulunduğu durumu, bir narkoleptik her gün yaşar. Her zaman uykulu olmalarına karşın, gece uykuları çok düzensiz ve kalitesizdir. Bu kişiler kısa bir uykudan sonra dinlenmiş bir şekilde günlük yaşamlarına geri dönseler dahi, çok kısa bir süre sonra uyku hali yeniden başlar. Tedavi edilmez ise hasta trafik kazalarına kurban gitme, okul ve iş yaşamında ortama uyum sağlayamama gibi olumsuzluklara maruz kalır. Son olarak kataplekside beynin etkilendiği bölgeler, net bir şekilde tespit edildi. Herkesi şaşırtan nokta, bu bölgenin rüyalarımızla senkronize bir şekilde hareket etmemizi engelleyen bölge olmasıydı (Örneğin rüyasında koşan bir kişi, yatakta bacaklarını koşar gibi ileri geri hareket ettirmez). Aynı şekilde narkolepside nöronal dejenerasyonun ilk kanıtları bulundu. Bazı bilimadamları ise köpeklerde narkolepsiye neden olan, mutasyona uğramış geni ayrıştırmayı başardılar. En önemlisi, narkolepsinin "otoimmün" bir hastalık olduğuna ilişkin ipuçlarının elde edilmesiydi. Bu da bağışıklık sisteminin normal beyin dokularına yabancı doku gibi saldırması anlamına geliyor. Gündüz ortaya çıkan bu istenmedik uyku ataklarına ek olarak üç belirti de sık olarak ortaya çıkar. Bunlardan birisi katapleksidir. Bu duygusal bir uyaranla birdenbire istemli bir kas ya da kas grubunun tonusünün ortadan kalması demektir. Katapleksi genellikle bir duygusal uyarandan sonra ortaya çıkar. En sık gülme kaslarda tonüs kaybına neden olur. Bunun dışında öfke, korku, telefon çalması, ani bir ses duyma gibi uyaranlar da katapleksiye neden olabilir. İkinci önemli işaret uykuya dalarken ya da uyanırken ortaya çıkan canlı halüsinasyonlardır. Üçüncüsü de uykunun başı ya da sonunda ortaya çıkan geçici paralizi (felç) durumudur. Uyku ve Narkolepsi Uyku düzeni normal olarak iki kısımdan oluşur. Biri ''hızlı göz hareketleri''ya da ''REM''uykusu, diğeri ise ''hızlı göz hareketleri dışında kalan''ya da "Non- REM''uykusudur. Non-REM, sakin uyku halidir. Kaslar gevşemekle birlikte gerginliğini belirli bir ölçüye kadar korur. Soluk alma düzenlidir. Beyin yüksek voltajda dalgalar üretir. Beynin tükettiği enerji minimum düzeydedir. REM'de, Non-REM'de olduğu gibi çevre bilinci yitirilmiş olsa da fizyolojik olarak çok büyük farklılık gösterir. REM'de soluk alma ve kalp ritmi düzensizdir; karakteristik olarak hızlı göz hareketleri belirgindir; beyin hızlı, düzensiz, düşük voltajlı dalgalar gönderir; canlı, renkli rüyalar görülür; beyin metabolizması kişinin uyanık olduğu zamanki performansını sergiler. Narkoleptik olmayan insanlar gece uykularına Non- REM ile başlarlar. Yaklaşık 90 dakika sonra REM uykusu başlar. Oysa narkoleptik kişiler doğrudan REM uykusuna dalar. Araştırmacılar, bu özellikten yola çıkarak, narkoleptik semptomların REM uykunun uygunsuz zamanlarda ortaya çıkmasının sonucu olduğunu ileri sürerler. ALINTI Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2008 Konu ile ilgili bir makale ; Aşırı uyuma, uykusuzluk kadar sık görülmeyen bir hastalıktır. Ancak, aşırı uyumanın da sebepleri araştırılmalı “uyarıcı ilaçlar “ la tedavisine çalışılmamalıdır. Aşırı uyuma rahatsızlığının ailevi yani kalıtımla ilgili olduğu tezi hayli kuvvetli görünmektedir. Aşırı Uyuma Bozukluğunun Sebepleri Nelerdir? -Narkolepsi sendromu: Merkezi sinir sisteminde REM veya diğer adıyla D uykusunu idare eden mekanizmanın bozulması ile ortaya çıkan anormalliğe NARKOLEPSİ denir. Narkolepsi, aşırı uyuma arzusu, uyku felci, hipnogojik hallusinasyonlar ve katalepsi olarak 4 şekilde gelişir. Uyku felci; Hasta gündüz uyanık iken, birkaç saniye müddetle hiçbir kasını oynatamaz duruma gelir. Uyku felcinin sona ermesini müteakip hasta uyuma ihtiyacı duyar. Hipnogojik hallüsinasyon ise hasta uykuya dalmak üzere iken veya uykudan uyandığı zaman birkaç saniye müddetle tuhaf sesler ve görüntüler algılar. Bu zaman içinde dehşete kapılır ve çok korkar. Hallünasyonlar geçince şuuru yerine gelir, yanıldığını anlayıp normal akıl durumuna döner. “Katalepsi “ ise çoğu zaman çene ve baş kaslarında nadiren bütün vücut kaslarında kontrolün kaybolması halidir. Kaslarda aniden başlayan gevşeme, organların sarkarak anormal bir görünüş kazanmasına yol açar. 1-Alkol ve diğer bastırıcı ilaçlar. 2-Uyku-uyanıklık çizelgesinde bozulma. 3-Mastruasyon (aybaşı) ile gelen aşırı uyku. 4-Huzursuz bacak sendromu ve uyku apneleri. Aşırı uyku bozukluklarının hemen hepsi, on ile yirmi bir yaşları arasında ortaya çıkmakta; kırk yaşına doğru da kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Kırk yaşından sonra devam eden aşırı uyku bozuklukları bir rahatsızlık işareti sayıldığından dikkatle incelenmesi gerekmektedir. Gece vardiyalarında çalışanlar, gece ders çalışmayı alışkanlık haline getiren öğrenciler, akşamları alkol ve uyuşturucu alanlar, gece eğlencelerine düşkün olanlar, cinsel arzularını kontrol altında tutmasını bilemeyenler aşırı uyku bozukluğu çeken hastaların büyük ekseriyetini oluşturmaktadır. Kaynak 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.