raskolnikov Oluşturma zamanı: Eylül 27, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 27, 2008 Çocuktuk!... Elimizde bifa gofretler, musluk suyuyla karıştırıp yaptığımız kola tozlarıyla sokakta dolanırdık. Yazın başlarıydı ve sokaklar sadece tatile gidemeyenlere kalmıştı. Okul olmadığından, istediğimiz saatte kalkar, sokağa çıkıp, akşam evden çağırılana kadar oynardık. Sokakları kendimize kale yapar, her vuruşta yamulan plastik topumuzla, kendimize zamanın futbolcularının simlerini vererek oynardık. Çocukluğumuzun orta yıllarıydı, bir yandan kendimizi oyunlara kaptırırken diğer yandan devrimci ağabeylerimizden öğrendiğimiz marşları söylerdik. Ama o yaz, çocukluğumuzdan birkaç basamak atlayarak geçtik!... Oyun parklarımız yoktu bizim, olan parklarda da oynamamıza izin yoktu. Tek oyun alanımız sokaklardı o da hem gün geçtikçe yasaklanıyor, hem de sadece sürmeyi bilen sürücüler tarafından tehlikeli olmaya başlıyordu ama biz kir pas içinde de olsak, yasaklarda olsa çocuktuk… Zamansız, mekansız, kuralsız yaşardık hayatı.. Bir yanımız hayal perdesindeydi her daim…Okulu bile orta yıllarında anca kavrayabilmiştik. Yoksa ilk yılları sadece yeni arkadaşlarla oyun oynamak demekti bizim için…. Okul ayakkabılarımız çoktan eskimişti top oynamaktan. Üstümüz çamurlar inde kalmıştı. Zaten okuldan çok toprak sahadaydık ama artık yazdı ve o gün okulda değil, sokaktaydık… Sıradan bir gündü aslında. Öğlene doğru sokağa çıktım, bütün çocuklar yolun ortasında top oynuyorlardı, bende katıldım aralarına… Birden top kaçtı, kurduğumuz kalelerden uzaklaştı.. Murat…. Koşarak gitti topun peşinden…gülerek gitti… Sonrası fren sesi…ufak bir gürültü… Sonrası sessizlik….. Büyük, hala yüreğimde duran bir sessizlik…. ……………………………… Şimdi bu yazı neden yazıldı diyeceksiniz biliyorum. Geçen günlerden birinde, akşam vakti, eve giderken bir sokağa saptım ki bilirsiniz sokaklar normal yollar değildir ve yine bilirsiniz ki orada araba daha dikkatli olmalıdır. Ama; yine bilirsiniz ki, üç beş kuruş toplayıp ya da hiç toplamadan bilmem hangi bankanın verdiği kredi ile araba alıp, sonra da sırf hava atmak için ya da ne bileyim kızları etkilemek için sokaklarda hız denemesi yapan insan denilen canlılar vardır. İşte böyle biri, arabanın sürücü koltuğuna binerek aldığı sorumlulukları unutup, arabanın gaz pedalına sonuna kadar basıp sokaklardan geçiyor. Bütün camları açık, hoparlörden buram buram yenilmişlik kokan arabesk bir şarkı… Sokak kalabalık, kadınlar merdivenlere oturmuş, belki dün akşamki diziden, belki de bir komşudan bahsediyorlar. Çocuklar bütün sokağı kaplamış, bağırarak oyun oynuyor….du…. Sonuna o eki eklemeyi istemezdim ama araba sokağa girdiği anda eklenmiş oldu… Araba hiç yavaşlamadan ilerledi… Sonrası… Size başta anlattığım öykünün sonu… Çocuklar sustu…araba durdu… Ben çocuğun cansız bedenini yerden kaldırırken, gençler, araba şoförünü dövüyorlardı… Sokaktaki tek ses, arabadan çıkan arabesk şarkıydı… Şimdi bu yazıyı okuyanlarınızdan bazılarınız araba şoförüne kızıyorlardır ama bir düşünün bakalım; suçlu araba şoförü mü?.. Ya da şöyle soralım; suçlu sadece bir insan mı?.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
karkanya Yanıtlama zamanı: Kasım 15, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 15, 2008 ... ne ilk kez ,ne son kez... eğitilmemiş insanın marifetleri mi desek napsak:( Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.