Jump to content

Artık Kimse Size Tecavüz Etmeyecek!.....


raskolnikov

Önerilen Mesajlar

 

İstanbul’da sıradan bir Pazar günü!...Dışarıda yağmur yağıyor, insanlar ıslanmamanın derdinde, alışveriş telaşında koşarak kuru yer arıyor… Sokaklar ıslak…Kocaman bir sessizlik var kaldırım taşlarında.. Her adım daha da bastırıyor kaldırım taşlarının çığlığını, her adımda daha bir sessizleşiyor…

 

Şu ağacın dibinde duran kişi benim, üzerinde eskimiş bir tişört bulunan..ağaca yapışık duran…Gördünüz mü?...İşte şu ortadaki ağacın dibindeyim…Elimde bıçak var….

Fark ettiniz mi?...

 

Uzun zamandır orada bekliyorum. Aslında yağmurda ıslanmayı severim ama çıkamıyorum işte….Hissetmiyorum yağmuru..

 

Kimse fark etmiyor beni, önümden geçip gidiyorlar ama kimsenin gözü görmüyor beni… Herkesin yetişmesi gereken yerler var tabi, işleri, sevgilileri, arkadaşları, aileleri…

 

Öyle anlatacak bir şeyim olmasa da kısaca anlatayım kendimi size… Benim nerede doğduğum belli değil, annem nasılmış, babam kimmiş bilinmiyor. Bilinen tek şey, bebekken bir binanın kapısına bırakılmışım. Bakarlar diye herhalde….

 

Adına esirgeme kurumu denen bir yere koymuşlar beni. Burada iyi bakılır, kötülüklerden esirgenirim diye herhalde…Hiçte esirgenmedim kötü olanlardan, hep “sizin iyiliğiniz için” dendi yaptıklarına…İyiliğimiz için bir gün, top oynarken gürültü yaptık diye bize bakanlardan iki kişi aldı beni yanlarına, odalarına götürdü. Oda da üç kişiydik, benim arkama geçip pantolonumu indirdiler.

 

İki saat sonra çıktım odadan, düzensiz aralarla gittim o odaya. Her gidişim iyiliğim içindi ama her çıkışımda ruhum daha da acıyordu….

 

Böyle sürdü esirgeme kurumundaki yaşantım. Girdiğimde daha bebektim ve toplam 15 yılım geçti o soğuk, resmi duvarlar arasında. En son bundan iki yıl önce girdim o odaya ama artık sondu. Bu arada, ben hala 15 yaşındayım….

 

Günlerden bir gün, her şey sıradandı. Bahçeye yağmur yağıyordu ve biz koğuşlarda, yataklarımızın üzerine çıkmış konuşuyorduk. – Bu arada öyküyü durdurup ufak bir not düşelim, bana yapılan her şey bütün kalanlara yapılmıştı – Görevli odaya girdi, herkesin yanından geçip benim yanımda durdu. Saçlarımı okşadı, ellerini göğüslerime götürdü ama sonra hemen çekti. Kolumdan tutup beni yanında sürüklemeye başladı. Pantolonum cebinde kimsenin bilmediği ama uzun zamandır taşıdığım bıçağım vardı. Görevli kolumdan sıkı sıkı tutarak götürüyordu, oysa ki ben itaat eden bir köpek gibi yürüyordum. Odaya girdik. Oda da bu sefer üç kişi vardı. Görevli beni odanın içine attı. Ortada duran masaya tutunmasam düşecektim.

 

Hepsi tek tek benimle ilişkiye girdi, defalarca girdi. Ben ilk seferden itibaren, gözlerimi kapatmıştım. Kendimi orada olmadığıma inandırmaya çalışıyordum ama canım yanıyordu.

Hep başka şeyler düşünüyordum. Ensemdeki pis kokulu nefes alış verişler bitince birkaç saniye durdum. Gözlerimi açıp, usulca pantolonumu yukarıya çektim. Arka cebimdeki bıçağı çıkardım. Adamlara dönüp, önlerinde durdum. Üçü de kendilerinden geçmiş vaziyetteydiler, üçünün de gözü beni görmüyordu. Yan yana oturmuşlardı. Tam karşımda duran, beni buraya getiren ilk görevlinin yanına yaklaştım. Elimdeki bıçakla, sakin bir şekilde boğazını kestim. Adam daha ağzını açamadan gırtlağından akan kanlar üstüme bulaşmıştı. Kalktım, diğer ikisinin de boğazlarını sırayla ve hızlı bir şekilde kestim. Sonra, masanın üstüne oturup, onların ölmelerini seyrettim. Kan hiç durmadan akıyordu.

 

.....................

 

Masada bıraktıkları sigara paketinden bir tane sigara alıp yaktım. Odadan sakince çıktığımda, koridorda kimse yoktu. İçeride ne kadar kaldım bilmiyorum. Hava hafiften kararmıştı ve yağmur devam ediyordu. Koridordan sakince geçip, yatakhanenin olduğu dördüncü kata çıktım. Yatakhaneye girdim, hiçbir şey söylemeden canım kenarına geldim.ç camı açıp, pervazına çıktım. Elimdeki sigaradan uzun bir nefes alıp, çocuklara döndüm.

 

- Artık kimse size tecavüz etmeyecek….

 

Kendimi boşluğa bıraktım. Görevliler geldiğinde çoktan ölmüştüm..

 

İstanbul’da sıradan bir Pazar günü, yağmur yağıyor… Islanmaktan korkmayın çünkü su bütün kirleri götürüyor..

 

..............................

 

 

bu yazı, eskilerden kalma bir haberden uyarlandı. bir çocuk, esirgeme kurumunda kendisine ve diğer çocuklara tecavüz eden görevlileri öldürüp intihar etmiş. ölmeden önceki son sözü de bu yazıya başlık oldu ki bu arada, yazının en gerçek yanını, site formatına göre sert olduğundan sansürlemek zorunda kaldım. (nasıl öldürdüğü bölüm)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

içim gitti okurken cidden tüylerim ürperdi...üzüldüm...kimileri cocuklarını pamuk ipliğine sarar büyütür kimiside işte böyle daha bastan sanssız dogar ...dünyanın heryerınde sürekli malesef tüm bunlar yasanıyor...insanların vicdanları coktan cehennemin dibini boylamıs.... paylaşım için cok saol ...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Okudum...Bir daha okudum ve içimi ne kadar daha yakabilir,acıtabilir diye test ettim kendimi..Esirgeme yurdunda değildim,eğitim göreyim diye gönderdikleri OKUL da geldi başıma yazılanlar...Ama kimse pantolunumu ya da eteğimi indirmemişti...Yaptığı herşey,gösterdiği bütün fotoğraflar belleğimden silinmedi.Bu yüzden babamdan bile kaçışım ve kim olursa olsun bir erkekle yalnız kalamayışım...Çocuklara sahip çıkmak gerek,okula göndermekle olmuyor ki!!!!Anlık zevkler için küçük bedenler de tahrik olan hayvanlara söylenecek söz de yok....SÖZÜN BİTTİĞİ YER...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

burada anlatılmak istenen aslında sadece bireyler değil, tam anlamıyla bizi yöneten mantığın değişmesi gerek. bunları yapan türk olamaz, şu olamaz değil. bunalrı yapanlar bütün uluslardan olabilirler ki oluyorda. sorun, bunları yaratan mantığı yok etme çabası içinde olmakta...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

inanamıyorum lanet olsun böyle insanlara umarım bedenleri cehennem ateşinden asla çıkmaz dünya işte böyle insanlığını kaybetmiş insanlarla dolu nasıl birşey olmuşlar bunlar yaaa lanet olsun kahroldum ben şunlardaki adi vicdana bakk yaa diyecek kelime bulamıyorum elim ayağım titriyor birazdaha tutamazsam kendimi azım bozulacak en iyisi susayımben paylaşım için çok teşekkürler raskolnikov

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

:wallbash::wallbash: şimdi bu hayattan insanlardan nefret etmek az mı??? güven duygusunun yok olup gitmeye yüz tutmuş bir ülkede yaşamak,nefes almak ürkütücü değil mi??? bu düzeni değiştirmek için çabalak boş mu??? senin gibi çok sesler çıktı ama bir şey yapamadılar sen de yapamazsın karışma diyenleri dinlemek aptallık değil mi???
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ÇOCUK esirgeme kurumu başa gelen siyasetçilerin teyze oğlu amcaoğlu v.s yakınlarına iş bulma krumu gibi çalışıyor..başa gelen teyzeoğluda kendi çevresini iş bulma kurumu oluyor..

dolayısıyla çocuk psikolojisinden anlayan onlara hiç görmediği sevgi ve şevkati gösterecek insanlar yerine,hiçbir tecrübesi olmayan ,hayatta bir bk olamamış fakat bürokrat yada siyasetçi tanıdığı sayesinde devlet elinden bir iş bulmuş canlılar çalışıyor..

biz birey olarak ancak üzülmekten başka bir şey yapamayız..toplum olarak ise toplum kuruluşları sanki bilmiyormu bu salak aklımla yaptığım tespiti..biliyor fakat onların işleeyişi de öyle..

çapa bizim çocuklar vakfı, lösemili çocuklar vakfı, deniz feneri v.s v.s

ee toplum olarakta bir şey yapamıyoruz...

ne yapacağız..şerefsizler diye başlayan bilumum küfürler...................

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu çocuklardan biri olmadığımız için ne kadar şükretsek az..Annesiz,babasız,evsiz olmalarının acısının,ezikliğinin,yarasının üstüne;bir de emanet edildikleri kurumların insanlıktan nasibini zerre kadar alamamış kişilerinin fiillerine maruz kalmaları gerçekten çok acıtıcı..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yaşadığımız sistem onları aç bırakıyor, bir yandan daha çok çocuk diyor diğer yandan aç bırakıyor...insanları yok ediyor...düşünemeyen insan, en tehlikeli insandır.

--------------------

her gün gazeteler tecavüz haberleri ile doluyor, dikkat edilirse son zamanalrda cehalet daha çok boy gösteriyor. insanlar geleceklerini satıyor, kendilerini eğiteceklerine, soru soracaklarına, bir torba makarnaya, kömüre, sabah kadın proğramlarına adapte oluyorlar..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

çok ürkütücü çok iğrenç hiçbir kelimeyle ifade edilemez bu korkunç durum. Bakamayacağı çocuğu doğuranlara lanet olsun, küçücük çocukları pis emellerine alet edenlere lanet olsun, buna izine veren düzene de lanet olsun....

 

ama biliyoruz ki lanet ediyor olmak hiçbirşeyi yoluna koymayacak, şu anda dünyanın herhangibir yerinde bir çocuk yine aynı davranışlara maruz kalıyordur, ruhu kirleniyordur, eti kirleniyordur, hayatı anlayamadan sevilmeyi bilemeden, saçları karşılıksız okşanmadan, yanağına konulan tertemiz öpücüğün sıcaklığını hissedemeden kim bilir kaç kez yaşamıştır bu durumu, kim bilir yaşayacak kaç çocuk vardır...

 

gerçekten çok korkutucu...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ne düşünürsünüz bilemem ama çocuğa tecavüzün cezası İDAM olmalı.

 

evet sana katılıyorum bir çocuğa tecevüz eden bir adamın sonu ölüm olmalı ama basit bir ölüm deeğil can çekşe çekişe bir ölüm olmalı iyice acnı azap çekmeli:mad:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Devlet Bakanı Çubukçu, CHP'li Ersin'in Meclis'e sunduğu önergede verdiği yanıtla herkesi şaşırttı. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nda yaşanan ve günlerce gündemden düşmeyen taciz ile tecavüz haberlerini yalanladı.

Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları ile yaşlı bakım evlerinde yaşanan ve kamuoyuna da yansıyan “şiddet, taciz ve tecavüz” olaylarına ilişkin soru önergesine ilginç bir yanıt verdi.

 

Ersin, ‘Son 5 yılda SHÇEK’e bağlı çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarında barınan ve devlete emanet edilmiş olan kaç çocuk ve gencin tecavüze uğradığı, kaç çocuğa veya gence bakıcılar ve yöneticiler tarafından şiddet uygulandığı ve şiddet uygulayanlar hakkında neler yapıldığı’nı sordu. Bakan Çubukçu ise “bakanlığıma bağlı SHÇEK Genel Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları ile yaşlı bakım evleri ve rehabilitasyon merkezlerinde şiddet ve kötü muamelenin olduğu bilgisi doğru değildir. Devlet otoritesini ve güvenirliğini erozyona uğratma değerlendirmesi kabul edilemez” karşılığını verdi.

 

Bakan Çubukçu, önergeye verdiği yanıtta, 2003-2008 yılları arasında SHÇEK’e bağlı huzurevlerinde kalan yaşlılara yönelik şiddet vakası ile karşılaşılmadığını söyledi.

 

12 ÇOCUK KAÇTIĞI İÇİN TECAVÜZE UĞRADI

 

Bakan Çubukçu, yine 2003-2008 yılları arasında korunma altında ve tedbir kararlı olarak yurt ve yuvalarda kalan çocuklara karşı kurum içinden hiçbir taciz ve tecavüz fiili yaşanmadığını savundu. Tüm Türkiye genelinde beş yıllık dönemde 12 çocuğun kendi ailelerinin yanında iken veya izinsiz olarak kuruluşu terk ettikleri zamanlarda taciz ve tecavüze uğradığını kaydeden Bakan Çubukçu, bu olayların tümünün de yargıya intikal ettirildiğini söyledi.

 

Çubukçu, “yurt ve yuvalarımızdaki çocuklara şiddet uygulayan hizmet alımı personelinin görevlerine son verilmiş, devlet memuru olanlar fiillerinin özelliğine göre çeşitli disiplin cezaları ile cezalandırılarak görev yerleri ve unvanları değiştirilmiş, adli yönden işlem başlatılmak üzere konu yargıya intikal ettirilmiştir” dedi.

 

"FULARIYLA DEĞİL GÖREVİYLE İLGİLENSİN"

 

CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ise yetiştirme yurtlarında ve yaşlı bakım merkezlerinde yaşanan skandallara rağmen Bakan Çubukçu’nun “taciz ve tecavüz yok” dediğini belirterek “Bakan, sorularıma, konuyu, şiddet olaylarını, tecavüz ve taciz skandallarını geçiştirmeye yönelik yanıtlar vermiş.

 

Bakan sorunun üstünü örtmeye çalışıyor” dedi. Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nda daha önceki yıllarda gittikleri illerde yetiştirme yurtları ve huzurevlerini de ziyaret ettiklerini hatırlatan Ersin, “tam anlamıyla yetiştirme yurtlarında, huzurevlerinde facia durumlar gördük. Çocuklar sahipsiz, görevliler tarafından dayakla terbiye ediliyor. Bütün bunlar yaşanırken de bakan hiçbir şey yokmuş gibi yanıt veriyor” dedi.

 

Bakan Çubukçu’nun yurtlarda şiddete maruz kalan çocukların sayısı ile ilgili ve şiddet uygulayan görevliler hakkında yapılan işlemler konusunda doğru bilgiler vermediğini kaydeden Ersin, “Bakan giyimiyle kuşamıyla, çantası, fuları, ayakkabısıyla gündeme gelmeyi biliyor ancak görevinin gereğini yerine getirmiyor. Bakan fularıyla, ayakkabısıyla değil göreviyle ilgilensin, o zaman yurtlarda, huzurevlerinde neler oluyor görür” diye konuştu.

 

güncel.net'ten alıntı...

............................

 

konuya ilişkin sorunlu bakandan güzel bir açıklama...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

evet sana katılıyorum bir çocuğa tecevüz eden bir adamın sonu ölüm olmalı ama basit bir ölüm deeğil can çekşe çekişe bir ölüm olmalı iyice acnı azap çekmeli:mad:

 

Kesinlikle katılıyorum Alev:mad:

--------------------

evet sana katılıyorum bir çocuğa tecevüz eden bir adamın sonu ölüm olmalı ama basit bir ölüm deeğil can çekşe çekişe bir ölüm olmalı iyice acnı azap çekmeli:mad:

 

Kesinlikle katılıyorum:mad:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

tecavüzcülerin elleri, ayakları, cinsel organları kesilmeli kütük gibi yaşamaya mahkum edilmeliler...birkaç örnek te alenen yapılmalı..bakın bakalın o zaman kimse böyle birşeye kalkışabiliyor mu..cezasız bırakıldığı için hep böyle süreduracaktır..toplum olarak cezayı bizzat kendimiz kesmeliyiz..maruz kalan çocuklar bu siteye yazarsa arkasında olacağım....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

hani bazen olur ya tükeniriz sessizce...karanlığın tecawüzüne uğrarız defalarca böle bişey işte... terk edilmekte... ruhumuzu yakan dokunuşu kabulleniriz... bazen nefretle bazen korkuyla.. ama değişmeyen acıyla hep... bilenler yardım edemez... bilmeyenler öğrenmek istemez... gözlerini kapar bu vahşete... çığılıklar karabasan görmüş gibi dudaklarda kalır... sonsuz karanlık ve kuytulara atarız kendimizi sığınacak güvenli yer olmadığı için...bazen kabulleniriz kaderimiz bazen isyan ederiz...

 

yeni nesil biziz gelecek biziz...

müsade etmeyelim...

göz yummayalım...

ne olursa olsun söz verelim kendimize...

korumak için...

bizde kendi geleceğimizi....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

cocuk esırgeme kurumunda 1 ay kadar gonullu egıtımcılık yaptım ama daha fazla dayanamadım. dayanamadım cunkuu yapılan haksızlıklar saygısızlıklar psıkolojık ve fızıksel sıddet . . . dayanılacak gıbı deıl . . . cocuklar dayak yıyorlar cocuklar hakarete ugruyorlar vee sız sadece seyredebılıyorsunuz. uyardıgınızda sızee 'gelme o zaman' denıyor. sıkayet etmek mıı ınanın denedım ama kımı kıme sıkayet edıyosunuz . . . bı sure dayanmaya calıstım ogrencılerım ıcın ama sonunda bıraktım. cunkuu cocuklarr her gıdısınızde sıze daha cok alısıyorlar ve sız onlarıı yakından tanıdıkca yapılanlar daha bı hızlı ve guclu gelıyor ustunuze. ne hıkayeler ne hayatlar var orda bı bılsenızz. ve bunlarr sadce bızım ıcın hıkayee onların gerceklerı butun yasananlar . . . ve hayat hıcbır zaman adaletlı deıl. . . o kucucuk yureklerıyle gelıp sana'benı severmısın abla?' dıyen o cocukları gordukten sonra ısyan etmemek lanetlememk elde deıl ınsanları ve hayatı . . .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...