ensiferum13 Oluşturma zamanı: Ekim 1, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Ekim 1, 2008 http://i36.tinypic.com/fmoynn.jpg Amerikan çizgi romanının tarihi ile ilgili yazının ikinci bölümü... KAMUOYU BASKISI VE SANSÜRE DOĞRU Rock and roll denen gürültülü bir müzik; eşliğinde tepinen asi gençliğe yönelik tedirginliğin, nükleer savaş korkusunun, komünizm kuşkusunun ve bunun bir sonucu olarak Senatör McCarthy'nin öncülüğündeki komünist "cadı avı"nın yaşandığı 50'li yıllar Amerika'sı, büyük bir gerilim ve paranoya coğrafyasıydı. Yerleşik Amerikan düzeni bu gerginliğe tepki olarak, banliyöde yaşayan çekirdek aileyle temsil edilen yapay bir mutluluk ve huzur imajını dayatmaya çalışıyordu. Böyle bir atmosferde, çizgi romanların yıllık toplam hasılatının 1 milyar doları geçtiği 1954'te, baskı dayanılmaz bir hâl aldı. Psikiyatrist Dr. Frederic Wertham'ın "Seduction of the Innocent" (Masumun Günaha Teşviki) adlı kitabında özellikle korku ve suç türündeki çizgi romanların çocukları zehirlediğini ve suça teşvik ettiğini ileri sürmesi, çizgi roman karşıtlarını iyice galeyana getirmişti. Kendilerine kuşaklar arası uçurum ve asi gençlik konusunda suçlayabilecekleri bir günah keçisi sunulan anne ve babalar, bu fırsatın adeta üstüne atladı. Çok geçmeden toplu çizgi roman yakma olayları görülmeye başlandı. Kongre ise konuyu mercek altına almıştı. Devlet sansüründen korkan çizgi roman yayıncıları, tıpkı yirmi sene kadar önce Hollywood'un yaptığım yapıp, kendileri bir denetim ve sansür yöntemi uygulamaya karar verdiler. Böylece "Comis Code Authority", yani "çizgi roman nizamnamesi yetkisi" doğdu. Ancak 16 Eylül 1954 tarihli bu nizamname, özellikle korku ve suç öyküsü unsurlarını yasaklayan yapısıyla, EC'yi bitirmek için düzenlenmişti adeta. EC aynen bu yollu itirazda bulunduysa da, nafileydi. Nizamnameyi sektörün tamamına yakını kabul etti ve CCA damgalı olmayan çizgi romanlar gazete bayiilerinde satılmamaya başladı. Bu sürecin sonunda suç ve korku türleri çizgi romandan çekilmiş; mecrayı olgunlaştırmaya yönelik önemli adımlar atmış olan EC neredeyse tamamen ortadan kalkmıştı (Gaines akıllıca bir hareketle, sonraları başka bir efsane haline gelecek olan MAD adlı yayınını dergi formatında basarak CCA nizamnamesinin elinden kurtarmıştı). Gerek yetkililer, gerekse yayıncılarının kendileri "comics" kelimesinin lanetine kapılmışcasına, bu mecranın tamamen çocuklara yönelik olduğu peşin hükmüyle çizgi romanın ufuklarını karartmıştı. Ve meydan bir kez daha süper kahramanlara kaldı. GÜMÜŞ ÇAĞ Gümüş Çağ böyle başladı. 1956 Ekim'inde, Showcase'in 4. sayısı çıktı. Bu sayıda Altın Çağ kahramanı Flash (Kırmızı Şimşek), yeniden doğuyordu. Ama eski kimliğiyle değil, başka bir kimlikle: Julius Schwartz ilk başta bu eski kahramanı aynen geri getirmeyi düşündüyse de, daha sonra aynı güçlere sahip yeni bir karakter yaratmaya karar verdi. Böylece Kırmızı Şimşek'in "ikinci sürüm"ü Barry Allen'ın maceraları başlamış oldu. Kırmızı Şimşek, yeniden doğan Altın Çağ süper kahramanlarının ilkiydi yalnızca. Onun ardından Yeşil Fener, Atom, Hawkman gibi birtakım kahramanlar da geri geldi. Bu karakterler, suç ve korku çizgi romanlarının ortadan kalkmasıyla doğan boşluğun yeniden süper kahramanlarca doldurulmasına önayak oldu. Bir süre sonra Justice League of America (Amerika Adalet Divanı) adında yeni süper kahraman grubu oluşmuş ve kısa sürede kendi çizgi romanına kavuşmuştu. Bu gelişme süper kahramanların sadece Altın Çağ'a has geçici bir heves olmadığı, çizgi romanın ana akımını oluşturduğu görüşünü perçinlemişti. MARVEL ŞAHA KALKIYOR Gümüş Çağ belki DC'nin süper kahramanlarının geri dönüşüyle başlamıştı ama, çağa damgasını vuran yayıncı Marvel Comics oldu. 50'lerin ortalarında dağıtım sorunları ve düşen satışlar nedeniyle maddi açıdan çok kötü durumda bulunan Marvel 60'larla birlikte adeta şaha kalktı. Gümüş Çağ'ın başında DC'ye iş yapan Jack Kirby, 1959'da Marvel'a döndü. Marvel henüz yeniden süper kahraman öyküleri yayınlamaya başlamamış, bilim kurgu çizgi roman lan çıkarıyordu Bir bakıma, Gümüş Çağ'a geçememişti. Ve işler kötü gidiyordu. Jack Kirby ile Stan Lee, bir çıkış yolu buldular: 1961 Eylül'ünde, kendi adını taşıyan bir çizgi romanla, Fantastik Dörtlü ("Fantastic Four") doğdu. Dört kişiden oluşan ve pratikte bir aile teşkil eden bu süper kahraman grubu, muazzam bir ilgi gördü. DC'nin süper kahramanlarına hiç benzemiyordu Fantastik Dörtlü, öncelikle, geleneksel süper kahramanların aksine mitolojik ve ikonik değil, son derece insaniydiler. Ve sanki bunun altını çizmek istercesine ilk sayının kapağında üniformasız görünüyorlardı. Marvel'in Fantastik Dörtlü ile yakaladığı başarının ardından, süper kahraman geleneklerine tamamen aykırı olan Hulk ("The Incredible Hulk") geldi. Bir Doktor Jekyll ve Mıster Hyde çeşitlemesi gibi olan bu çizgi roman, bilimadamı Bruce Banner'ın ve kızınca dönüştüğü asabi yeşil devin maceralarını anlatıyordu. Hemen ardından "Amazing Fantasy"nin 15. sayısında Amerikan çizgi roman tarihinin en ünlü iki süper kahramanının ikincisi sahne aldı: Örümcek Adam. Peter Parker adlı çelimsiz bir öğrenci radyoaktif bir örümcek tarafından ısırılıp insanüstü kuvvete ve düz duvara tırmanma yeteneğine sahip oluyor ve bunu takiben "büyük gücün büyük sorumluluk gerektirdiği" düsturunu acı bir tecrübe (amcasının, zahmet edip de yakalamadığı hırsız tarafından öldürülmesi) ile öğreniyordu. Muhteşem Dörtlü, Örümcek Adam ve Hulk gibi Marvel kahramanları, çizgi romana yeni bir soluk getirdi. Artık Marvel süper kahramanı demek, insani sorunlarla boğuşan, kimileri okuyucusunun her gün yaşadıklarına çok benzeyen dertleri ve sorunları olan karakterlerdi. Altın Çağ süper kahramanları o sıralarda Amerika'yı kasıp kavuran ekonomik Buhran'ın getirdiği envai çeşit sıkıntıdan uzaklaşmak, gerçek hayattan kaçmak için ideal birer araçtı. 60'larda Marvel'in yarattığı onlarca süper kahraman ise, okuyucularını gündelik hayattan, gerçek insanların sıkıntılarından alıp bambaşka bir yere götürmüyor, tersine bu sıkıntıları ve gerçekliği kucaklıyordu. DC kahramanları genellikle kurmaca ürünü, var olmayan şehirlerde yaşarken Marvel'in Amerika'nın var olan şehirlerinde ve mekanlarında yaşaması bile bu durumun bir göstergesiydi. DC'nin süper kahramanlarının "ikonik", Marvel’in süper kahramanlarının ise "insani" olduğu şeklindeki kanı, bugün de varlığını devam ettiriyor. YERALTI ÇİZGİ ROMANI 60'lı yıllarda Amerikan çizgi romanında başka bir hareket de yaşanıyordu. CCA damgasıyla hiç işi olmayacak bir çizgi romancılık. Yeraltı çizgi romancılığı, ya da "comix". "Fritz the Cat" ile ünlenen Robert Crumb başta olmak üzere Gilbert Shelton, Spain Rodriguez, Art Spiegelman, Justin Green, Kim Deitch gibi çizerlerin sürüklediği bu akım, aslında 60’larda görülen alternatif kültür hareketinin bir uzantısıydı Kültürün her alanında hem dalgalar yükseliyor, yerleşik düzenle arası hayli limoni olan yeni kuşak farklı şeyler deniyordu. Fransız çizgi romanı "Barbarella’nın Roger Vadim tarafından yönetilen sinema uyarlamasının masum cinsel obje / kadın kahramanını oynayan Jane Fonda'nın çıplak göründüğü Newsweek kapağında "Her Şey Serbest" başlığı dikkati çekiyordu. DC ve Marvel gibi ana akımı parsellemiş görünen büyük yayıncıların içine girmeyip, işlerini kendi basan ya da küçük yayınevlerinden bastıran yeraltı çizgi romancıları, Will Eisner'den ve belki EC'den sonra süper kahramansız çizgi romanın en önemli adımlarından birini daha atmıştılar. Uyuşturucu "trip"lerinin de etkisiyle ortaya çıkan "psyehedelic" çizimler, kimi tamamen dışavurumcu çizgiler (bazı Robert Crumb işlerinde görülebileceği üzere), keskin toplumsal yorumlar ve parodiyle bezeli bu akım, 70'lerin ortalarında uyuşturucu satışı yasaklanır, 60'lar ruhunun alevi sönerken, özellikle dağıtım ağının ortadan kalkması sonucu yavaş yavaş kayboldu. Ancak 50'ler paranoyasının eseri çizgi roman nizamnamesinin tamamen dışında, bambaşka, yetişkinlere yönelik bir çizgi romancılığın, "sanat" olarak görülen bir çizgi romancılığın önünü açtılar. 70’LER 70'lerde DC'nin işleri pek iyi gitmiyordu. DC Patlaması ve DC Sönüşü denen iki durumda, DC önce birçok çizgi roman yaratmış, sonra bunların çoğunu yayından kaldırmak zorunda kalmıştı. Çıkışı Gümüş Çağ'ın "Marvel Çağı" haline gelmesinde büyük payı bulunan Jack Kirby'yi getirmekte gördüler. Bu transferde adeta süperstar muamelesi gören Kirby, DC evrenine bugün hâlâ kullanılan bazı yeni kahramanlar ve kötüler getiren "New Gods" çizgi romanına imza attı. Transfer bir yana, 70'lerde DC'nin bile öyküleri toplumsal sorunlarla daha içli dışlı olmuş, daha bir gerçekçileşmişti. 1971'de Marvel CCA damgası alamayacak bir öyküyle piyasaya çıktı, Örümcek Adam'ın 96. İla 98. sayılarında anlatılan öykü, nizamnamenin bahsetmeyi dahi yasakladığı bir konuyu, uyuşturucu konusunu ele alıyordu -ama zararlarını anlatmak için. CCA damgasız bu öykü ilgi gördükten ve insanlar bu konuda Marvel'ı destekledikten sonra, çizgi roman nizamnamesi biraz yumuşamak zorunda kaldı. Korku çizgi romanlarının yeniden yayınlanmasının önü açıldı, DC'nin "Swamp Thing"i (Bataklık Canavarı) ve Marvel'ın Ghost Rider'ı (Hayalet Sürücü) gibi bir taraftan da süper kahraman çizgi romanı olan korku dizileri çıktı. Ayrıca Marvel, Robert E. Howard'ın "pulp" fantezi kahramanı Conan'ı çizgi romana uyarladı. Kimmeryalı barbarın hayali bir geçmişteki maceralarını anlatan bu çizgi roman ilgi görünce, ilk olarak Conan'da görülüp epey tutulan Red Sonja karakteri de kendi çizgi romanına terfi etti. Bunu Kral Kull'un maceralarının izlemesiyle "kılıç ve büyü" türü ana akım çizgi romanda kendine hatırı sayılır bir yer edindi. Conan'ın bir başka önemi, bağımsız çizgi romancı Dave Sim'in destansı "Cerebus the Aardvark"ının bir Conan parodisi olarak yola çıkmasıdır (sonraları bu dar patikadan çıkıp kurmaca dünyasında toplumsal konuları ele alan, daha karmaşık, benzersiz bir şey haline gelmiştir Cerebus). Dave Sim'in büyük yayıncılardan bağımsız olarak yayınlanan ünlü çizgi romanı, yeni bağımsız çizgi roman yayıncılarının çıkışına önayak oldu. 70'lerin Amerikan çizgi roman tarihi açısından önemli günlerinden biri, 1975 yazında X-Men 1. sayının çıktığı gündü. Bu yeni kuşak süper grup, geleneksel süper kahramanlardan değil, doğuştan farklı olan "mutant'lardan oluşuyordu ve bu özellikleriyle biraz 70'ler ortasının punk akımını çağrıştırırcasına toplumdışıydı. Örümcek Adam gibi X-Men de zaman zaman kendini yabancılaşmış ve dışlanmış hisseden "tipik genç çizgi roman okuru" profilinin kolaylıkla özdeşleşebileceği tiplerdi. Bu dışlanmış süper tipler kardeşliği, günümüzün en popüler süper grubu. Kutlukhan Kutlu alıntıdır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.