Direkt Sor !

sorum özellikle de maji ile uğraşanlara.. herhangi bir ritüeli uygularken ne kadar ileri gidebilirsiniz..?? amacınıza ulaşmak için neleri feda edebilirsiniz??

Bu feda etmek tamamen kişinin bulunduğu sosyolojik ekonomik ve pisikolojik durumla ilgilidir. Sonuna kadar ileri gidebileceğin bir ritüel söylemek gerekirse aklıma ilk gelen bir antaşma ritüeli olur. Ve dikkat ederseniz deamonlarla ilgili tüm başlılarda antlaşma yapmamanızı söylüyorum. Çünkü ben yaptım. Reddedemeyecekleri bir şey sundum ona elimde kalan son şeyi yani ruhumu. Ve sonrasında neler yaşadığımı tahmin dahi edemezsiniz. Başlarda istediklerim verildi. Herşey çok güzeldi fakat verilenlerin geri alınmayacağına dair birsöz bir güvence almamıştım. Ve herşey fazlası ile geri alındı. Sonuçları eğer geçmiş deneyimlerim ve tecrübelerim olmasa idi akıl hastanesi yada mezarlıkta güzel bir yer olucaktı. Ve bu yaşadıklarımı da en iyi Nevermore bilir. Aylarca bu antlaşmayı bozabilmek için uğraştık.Ve yaptığımız bir seansta krize girdik ikimiz de saaterce konuşamadık.Bilincimiz kapanma derecesine geldi. İki tanesi bedenlerimize girdi ve birbirleriyle konuştular. Yani hiç de sanıldığı gibi kolay bir şey değil

Bu yüzden bir ritüelde ne istediğinize ve neyi amaçladığınıza ve bu amacın nelere mal olacağına bakın. Ve unutmyın hiçbirşey sizden daha değerli olamaz.

Bu feda etmek tamamen kişinin bulunduğu sosyolojik ekonomik ve pisikolojik durumla ilgilidir. Sonuna kadar ileri gidebileceğin bir ritüel söylemek gerekirse aklıma ilk gelen bir antaşma ritüeli olur. Ve dikkat ederseniz deamonlarla ilgili tüm başlılarda antlaşma yapmamanızı söylüyorum. Çünkü ben yaptım. Reddedemeyecekleri bir şey sundum ona elimde kalan son şeyi yani ruhumu. Ve sonrasında neler yaşadığımı tahmin dahi edemezsiniz. Başlarda istediklerim verildi. Herşey çok güzeldi fakat verilenlerin geri alınmayacağına dair birsöz bir güvence almamıştım. Ve herşey fazlası ile geri alındı. Sonuçları eğer geçmiş deneyimlerim ve tecrübelerim olmasa idi akıl hastanesi yada mezarlıkta güzel bir yer olucaktı. Ve bu yaşadıklarımı da en iyi Nevermore bilir. Aylarca bu antlaşmayı bozabilmek için uğraştık.Ve yaptığımız bir seansta krize girdik ikimiz de saaterce konuşamadık.Bilincimiz kapanma derecesine geldi. İki tanesi bedenlerimize girdi ve birbirleriyle konuştular. Yani hiç de sanıldığı gibi kolay bir şey değil

 

Bu yüzden bir ritüelde ne istediğinize ve neyi amaçladığınıza ve bu amacın nelere mal olacağına bakın. Ve unutmyın hiçbirşey sizden daha değerli olamaz.

Boynuzsuz geyikler, demonlarla 1 seneye yakın zamandır ilgileniyorum ve onların olumsuz yanlarını sadece sizden duydum. Yani onları tanıyıp/iletişimde olupta onları kötüleyen bir tek size rastladım. Haklı sayılabilirsiniz nede olsa bu tür olaylar yaşamışsınız. Ancak bu anlattığınız hep kafamı kurcalamıştır.

Sizce neden böyle oldu? Yani demonlar "iyimidir kötümüdür" gibi bir soruyu sormam zaten cahilce olur. İyi ve kötü gibi kavramlar üzerine bir çok kez tartışmalar yaşanmış bu sitede ve çoğunu okudum. O nedenle "iyi-kötü karşıtlığı" içerisinde değerlendirmiyorum. Bildiğim demonların insan yanlısı oldukları, ancak bu olay sizin başınıza neden geldi (yada neden size böyle bir yanlış yapıldı) hala çözemedim...

Bunu neden soruyorum. Benim nihai hedefim demonlarla iletişim kurmak değil. Ben daha çok majiyle ilgileniyorum. Ama her halukarda maji, wicca yada parapsikolojiyle ilgilenen birisininde alanına demonlar giriyor. Daha açık konuşmam gerekirse benim "inancım" bu yönde. Ve sizin bu başınıza geleni okuyunca ister istemez tereddütte kalıyorum.

Acaba doğrumu yapıyorum yoksa yanlış mı?

Yani bu sizin başınıza gelen eğer demonlarla iletişimde olan yada inisiye olan herkesin başına geliyorsa o halde kendi inancımda bir çelişki/tutarsızlık çıkıyor ortaya!

Demonlar & Satan insan yanlısıdır.

Ama ilk fırsatta kazık atıyorlar!

Nasıl güveneceğiz? Güvenmeyeceksek onları nasıl dost/tanrı/efendi edineceğiz?

Öncelikle bazı olgulara inançların üzerinde bakmanız gerek.hiç bir varlık karşılıksız yardımda bulunmaz buna meleklerde dahil . Iyi kötü kavramına girmiyorum bile, ancak bilinmesi gereken ve hep atlanan bir konu var ki , elemental varlıkların insanı duyguları olmadığı! Nasıl güveneceğiz ? Insan yanlısı , iyiler . Kötüler gibi söylemler bu yüzden havada kalıyor sizin açıklarınız onları bu evrende daha kalıcı ve güçlü kılıyor ise yapılması gerekeni yapıyorlar . bu yüzdendir ki gerek anlaşma da gerek summon ritüellerinde kendi gözünüzden değil onların algıları ile hareket etmek gerekiyor.Büyük üstadlar bile yanılgılara düşmüş ve bunun neticelerini yaşamışlar zamanında (crowley , levi vs )

Bakın size basit ve komik bir örnek vereyim . Şimdi kapanan ama zamanında kendilerini öncü olarak kabul eden bir grubun açmış olduğu sitede uzun zaman vakit geçirip çevirilerini yapmıştım demonlar ile anlaşma konusunda şöyle bir yazıları vardı . Insanlığa satanizmi anlat sevdir bu öyle komik öyle acınası bir bilgisizlik ve saçmalık örneğidir ki gülemessiniz bile gerek j.o.s gerek bu tarz herhangi bir ordera bağlı olmayan tamamen yüzeysel ritüeller ile propaganda amacı güden grupların yanlış yönlendirmesi demon ve benzeri konulara eskiden kilisenin verdiği zarardan daha fazla zarar veriyor .

Öncelikle bazı olgulara inançların üzerinde bakmanız gerek.hiç bir varlık karşılıksız yardımda bulunmaz buna meleklerde dahil . Iyi kötü kavramına girmiyorum bile, ancak bilinmesi gereken ve hep atlanan bir konu var ki , elemental varlıkların insanı duyguları olmadığı! Nasıl güveneceğiz ? Insan yanlısı , iyiler . Kötüler gibi söylemler bu yüzden havada kalıyor sizin açıklarınız onları bu evrende daha kalıcı ve güçlü kılıyor ise yapılması gerekeni yapıyorlar . bu yüzdendir ki gerek anlaşma da gerek summon ritüellerinde kendi gözünüzden değil onların algıları ile hareket etmek gerekiyor.Büyük üstadlar bile yanılgılara düşmüş ve bunun neticelerini yaşamışlar zamanında (crowley , levi vs )

Bakın size basit ve komik bir örnek vereyim . Şimdi kapanan ama zamanında kendilerini öncü olarak kabul eden bir grubun açmış olduğu sitede uzun zaman vakit geçirip çevirilerini yapmıştım demonlar ile anlaşma konusunda şöyle bir yazıları vardı . Insanlığa satanizmi anlat sevdir bu öyle komik öyle acınası bir bilgisizlik ve saçmalık örneğidir ki gülemessiniz bile gerek j.o.s gerek bu tarz herhangi bir ordera bağlı olmayan tamamen yüzeysel ritüeller ile propaganda amacı güden grupların yanlış yönlendirmesi demon ve benzeri konulara eskiden kilisenin verdiği zarardan daha fazla zarar veriyor .

Zaten her zaman dediğiniz gibi demonlarla iletişimin amacı anlaşma yapmaktır. Hatırlarsanız daha önce bana şöyle bir soru sormuştunuz sayın nevermore.

"Anlaşma yapmayacaksan o zaman niye demon çağırıyorsun ki?"

Sırf merak için yada eğlence için çağrılmıyorsa o halde geriye bir tek şey kalıyor; Anlaşma yapmak. Anlaşma veya iletişim benim için küçük bir öneme sahip. Ben daha çok işin inanç kısmıyla ilgileniyorum ve sizin konu başında dediğiniz gibi inançların üzerinden yaklaşıyorum.

Boynuzsuzgeyikler ruhunu sunduğunu söylüyor! Ne farkeder ki ister ruhu ister bir eşya. Neticede bir alışveriş söz konusu. Ama işin içine "inanç" girince ruh burada özel bir önem taşıyor. Ve boynuzsuzgeyiklerinde dediği gibi, "onlara reddedemeyeceği bir şey sunmak". Yani ruhunu sunmak. Bu artık sıradan bir alışverişinde ötesinde ilahi bir anlam taşıyor. Aslında burada boynuzsuzgeyikler bir anlamda "gönül" veriyor. Ben herhangi bir ritüel gerçekleştirmedim ama 1 senedir demonları araştırıyorum. Son iki aydır kendime spritüel diyorum. Lucifer ve demonlara, boynuzsuzgeyiklerin yaptığı gibi bir şekilde gönül veriyorum.

Peki bu işin sonu nereye varacak? İnsani duyguları yok ve bizlerin açığından faydalanarak bu evrende yapılması gerekeni yapıyorlar?

Böyle olunva YHVH grubundan ne farkları kalıyor? Yukarı tükürsek bıyık, aşağı tükürsek sakal...

Tamam hadi şunu kabul edelim. Onların insani duyguları yok. Bu durumda iyi-kötü,güzel çirkin havada kalıyor. Peki geriye ne kalıyor? Bu varlıklarda mantık yada duygu yok. O halde ne var? Onların algısına dair hiç bir şey yok.

Haydi onların algısı ve prensibleri olduğunu veya bildiğimizi kabul edelim. Hangi inanç boynuzsuzgeyiklerin başına geleni reva görebilir?

Boynuzsuzgeyikleri şöyle söylemiş;

"Sonuçları eğer geçmiş deneyimlerim ve tecrübelerim olmasa idi akıl hastanesi yada mezarlıkta güzel bir yer olucaktı."

İş bu aşamaya kadar gelmiş! Ve bu onları güçlü mü yapıyor? Diyelimki B.Geyikler'de crowley vb üstadlar gibi yanılgıya düştü. Yanılgının bedeli bu mu olmalıydı? Farkettiğimiz üzere burada demonların bu evrene geçip güçlenme yada insan dışı duygularla hareket etme olgusununda ötesinde bir kasıt, bir zarar verme eylemi gerçekleşiyor.

Cevabınız için çok teşekkürler nevermore ama söyledikleriniz demonların zihniyetini, maksadını yada ne olduklarını anlatmıyor.

Tamam anlıyorum İnsani duyguları yok. iyi-kötü kavramlar devre dışı. Ama bunların muhasebesini yapmamız gerekiyor.

YHVH ve meleklerini tanıyoruz, maksatlarını biliyoruz. Peki satan & demonları nasıl çözeceğiz?

Yoksa gerçekten tanrılar çıldırmış mı?

Farkettiyseniz kelimeler anlamını yitiriyor. Geriye ne kalıyor;Hiç bir şey...

1486-1535 yılları arasında yaşamış olan simyacı ve okültist Agrippa kara majisyen

Agrippa, birgün odasından çıkar ve bir öğrencisi onun odasına girer . Agrippa'nın kitaplığına bakmaya başlar. Kitapların arasında ilginç siyah kaplı bir kitap öğrencinin dikkatini çeker, alır ve kitabı okumaya başlar . Kitabın grimoire olduğundan habersiz olan öğrenci, okuduklarının etkisiyle "daemon summone" der. Yıllardır bu kitabın içinde hapsedildiğini söyleyen daemon , öğrencinin korkmasına neden olur. Öğrenci, gördükleri karşısında donakalır ve bu daemon tarafından öldürülür. Agrippa, odasına geldiğinde öğrencinin cesediyle karşılaşır ve şok olur. Cinayetle suçlanmaktan korkar, bu daemonu tekrar çağırıp öğrenciyi diriltmesi için ona yalvarır, buna karşılık daemon kendi özgürlüğünü ister. Agrippa, kabul eder. Daemon, öğrenciyi diriltir. Agrippa ve öğrenci dolaşmaya çıkarlar; fakat yolda öğrenci hayatını kaybeder. Agrippa ise bu olaydan sonra bir daha yaşadığı bölgeye geri dönmez.

Bakın Hz.Süleyman - Kral Süleyman 'ın efsanelerine girmiyoru bile. Deamonları iyi gösterenler sonradan çıkan ekoller. Deamon ' u emrin altına almadan hiçbirşey yaptıramazsın ona. Mantıksız zaten öylebir varlığın senin isteklerinle uğraşması. Her zaman deamonlarla savaş halinde olanlar ve onlara saygı gösterenler olmuştur. Ben o saygı duyma hatasını bir kere yaptım ve bir daha asla yapmam. Ha! bu benim kişisel görüşüm tabiyiki sen lüsıfır demon bunlarar saygı duyabilirsin fakat bu varlıklar son nefesimi verene kadar düşmanımdır ve şayet ölümden sonra da bir yaşam var ise orada da peşlerini asla bırakmıycam.

Tabi bilemiyorum yine de belki de enerjilerimiz ve izlediğimiz yollar uyuşmadı deamonla ki nevermore bilir uyuşmasının da imkanı yok enerjimin bir deamonla ben giderim kuzeye onlar gider güneye yollarımız o kadar testir. Bir çaresizik anında yaptım bunu o kadar. umarım açıklayıcı olabilmişimdir. Kelimeleri toparlıyamadım kafamda.

Dilruba Çetineri arıyorum forma üye ama kim olduğunu nickinin ne olduğunu bulamadım daha bilen varmı aceba?

Kim bu Dilruba Çetiner ?

1486-1535 yılları arasında yaşamış olan simyacı ve okültist Agrippa kara majisyen

 

Agrippa, birgün odasından çıkar ve bir öğrencisi onun odasına girer . Agrippa'nın kitaplığına bakmaya başlar. Kitapların arasında ilginç siyah kaplı bir kitap öğrencinin dikkatini çeker, alır ve kitabı okumaya başlar . Kitabın grimoire olduğundan habersiz olan öğrenci, okuduklarının etkisiyle "daemon summone" der. Yıllardır bu kitabın içinde hapsedildiğini söyleyen daemon , öğrencinin korkmasına neden olur. Öğrenci, gördükleri karşısında donakalır ve bu daemon tarafından öldürülür. Agrippa, odasına geldiğinde öğrencinin cesediyle karşılaşır ve şok olur. Cinayetle suçlanmaktan korkar, bu daemonu tekrar çağırıp öğrenciyi diriltmesi için ona yalvarır, buna karşılık daemon kendi özgürlüğünü ister. Agrippa, kabul eder. Daemon, öğrenciyi diriltir. Agrippa ve öğrenci dolaşmaya çıkarlar; fakat yolda öğrenci hayatını kaybeder. Agrippa ise bu olaydan sonra bir daha yaşadığı bölgeye geri dönmez.

 

 

Bakın Hz.Süleyman - Kral Süleyman 'ın efsanelerine girmiyoru bile. Deamonları iyi gösterenler sonradan çıkan ekoller. Deamon ' u emrin altına almadan hiçbirşey yaptıramazsın ona. Mantıksız zaten öylebir varlığın senin isteklerinle uğraşması. Her zaman deamonlarla savaş halinde olanlar ve onlara saygı gösterenler olmuştur. Ben o saygı duyma hatasını bir kere yaptım ve bir daha asla yapmam. Ha! bu benim kişisel görüşüm tabiyiki sen lüsıfır demon bunlarar saygı duyabilirsin fakat bu varlıklar son nefesimi verene kadar düşmanımdır ve şayet ölümden sonra da bir yaşam var ise orada da peşlerini asla bırakmıycam.

 

Tabi bilemiyorum yine de belki de enerjilerimiz ve izlediğimiz yollar uyuşmadı deamonla ki nevermore bilir uyuşmasının da imkanı yok enerjimin bir deamonla ben giderim kuzeye onlar gider güneye yollarımız o kadar testir. Bir çaresizik anında yaptım bunu o kadar. umarım açıklayıcı olabilmişimdir. Kelimeleri toparlıyamadım kafamda.

Agrippa hikayesini daha önce yazdığınız bir iletide okumuştum. Siz tekrar edince hatırladım. Eğer bu agrippa hikayesi gerçekse ve bununla beraber sizin başınıza gelenlerle birleştirdiğimde ortaya şu tablo çıkıyor : Bu varlıklar "kaypak"...

bu açıdan bakarsam; Güvendiğim dağlara kar yağdı.

Ama son yazdığınız mısradan şunu anlıyorum. Yani sizin enerjiniz, düşünceleriniz ve kişisel misyonunuzla, onların yapısı ve gittikleri yol birbiriyle zıt.

Olabilir. X kişisi çıkar, günün birinde sizin yaptığınız gibi bu varlıklarla anlaşma yapmak ister ve yapar. Arippa'da bunlardan birisi. Ama sonuç çok ağır.

Demonu özgür bırakıyor ve karşılığında öğrencisini diriltiyor.(Burada biz insanların algısı ve iradesinden farklı bir tutum yok aslında) Alış veriş tamamlandı. Az sonra demon yapıyor yapacağını.

Bu durumda nevermore'un iddia ettiği gibi "iyilik-kötülük" gibi kavramlar havada kalmıyor. Demonların burada yaptığı bir kasıt, bir kaypaklık var.

Belkide size olduğu gibi bir çok insanında başına buna benzer olaylar geldi. Ve benim başımada gelebilir. Bu saatten sonra nasıl çıkıpta saygı duyabilirim ki bu varlıklara. YHVH ve meleklerinin yaptığı gibi bizi kukla yerine koyup oynuyorlar. Bunu yapanlara da ben tanrı demem.

Agrippa hikayesini daha önce yazdığınız bir iletide okumuştum. Siz tekrar edince hatırladım. Eğer bu agrippa hikayesi gerçekse ve bununla beraber sizin başınıza gelenlerle birleştirdiğimde ortaya şu tablo çıkıyor : Bu varlıklar "kaypak"...

 

bu açıdan bakarsam; Güvendiğim dağlara kar yağdı.

 

Ama son yazdığınız mısradan şunu anlıyorum. Yani sizin enerjiniz, düşünceleriniz ve kişisel misyonunuzla, onların yapısı ve gittikleri yol birbiriyle zıt.

 

Olabilir. X kişisi çıkar, günün birinde sizin yaptığınız gibi bu varlıklarla anlaşma yapmak ister ve yapar. Arippa'da bunlardan birisi. Ama sonuç çok ağır.

 

Demonu özgür bırakıyor ve karşılığında öğrencisini diriltiyor.(Burada biz insanların algısı ve iradesinden farklı bir tutum yok aslında) Alış veriş tamamlandı. Az sonra demon yapıyor yapacağını.

 

Bu durumda nevermore'un iddia ettiği gibi "iyilik-kötülük" gibi kavramlar havada kalmıyor. Demonların burada yaptığı bir kasıt, bir kaypaklık var.

 

Belkide size olduğu gibi bir çok insanında başına buna benzer olaylar geldi. Ve benim başımada gelebilir. Bu saatten sonra nasıl çıkıpta saygı duyabilirim ki bu varlıklara. YHVH ve meleklerinin yaptığı gibi bizi kukla yerine koyup oynuyorlar. Bunu yapanlara da ben tanrı demem.

evet tahminim enerjimiz uyuşmuyor kesinlikle ama dediğin gibi kaypaklıklarını anlatan birçok efsane var. Ama yaşadıklarımdan sonra bunları efsane olmdığını anladım.

Ama bu demek değil ki kimse onlarla anlaşamaz. Belki anlaşabilen çıkar ama ben karşıma çıkanları yapmamaları için uyarıyorum. Çünkü sıradan varlıklar değiller. Zaten çağırabilecek kıvama gelmek bile çok büyük emek ve zaman isteyen bir durum. o yüzden daha düşük enerji seviyeli valıklara odaklanın

Biraç arkadaşımla durugörü ve telepti çalışmları yapıyoruz. Ve merk ediyorum sitemizde bu çalışmaları yapan kaç kişi var

Biraç arkadaşımla durugörü ve telepti çalışmları yapıyoruz. Ve merk ediyorum sitemizde bu çalışmaları yapan kaç kişi var

Ben telepatiyle uğraşıyorum ama beraber çalışabileceğim bir arkadaş bulamadım koca Niğde'de (!)

Ben telepatiyle uğraşıyorum ama beraber çalışabileceğim bir arkadaşım yok

O zaman kıraahaneye dadan pis yedili oyna vale ile el değişirken , kartı elime döndürücem de hesabı başkasına yıkıcam diye az kasmadım zamanında ve şahane pratik oluyor valla şuan 3 kişi ile çalışıyorum dostum beynim acıyor resmen sen de gel diyemiyorum fena yoruyor. Biraz önce elim ayağım titriyodu kan şekerim düştü şokella ve kahveyle ayakta duruyorum.

Hatta ufaktan iskambil kartlarının renklerini sonra serisini sonra rakamını tahmin etmeye çalış oda işe yarıyor

Hatta ufaktan iskambil kartlarının renklerini sonra serisini sonra rakamını tahmin etmeye çalış oda işe yarıyor

Ben kartlarla uğraşmıyorum.İlgi alanım hayvanlar ilk başlarda baya hırpaladılar ama şimdi meyvelerini alıyorum

Dilruba Çetineri arıyorum forma üye ama kim olduğunu nickinin ne olduğunu bulamadım daha bilen varmı aceba? Kafaya koydum seni bulacam ....

beynim acıyor resmen fena yoruyor. Biraz önce elim ayağım titriyodu kan şekerim düştü şokella ve kahveyle ayakta duruyorum.

O kadar yüklenme yahu

Bu zamanla gelişen bir şey nede olsa.

Bende mesela iki tip duru görü var. Birincisi halihazırda vardı. (Zamansal durugörü)

İkincisi ise gözler kapalıyken etrafı görebilme. Ama bu ikincisini zamanla geliştirdim. Tabi tam anlamıyla gelişmiş sayılmaz. Gözler kapalıyken konsantre olup kısa bir zaman içinde etrafı kısık, bulanık şekilde algılıyorum. İlk başladığımda bu yoktu. Zamanla bu aşamaya geldi.

Telepati desek o doğuştan var. Bu da sanırım hayatın/doğanın/tanrı(lar)ın (artık her neyse) bana verdiği bir armağan. Ama bu yeteneğin ne olduğunu ben yıllar sonra farkettim. Sıradan bir insan hissiyatı, herkeste vardır diye düşünmüştüm hep. Hiç te öyle değilmiş. Hep farkındaydım ama parapsikolojiyle tanışana kadar adını bile koyamıyordum bu durumun.

O kadar yüklenme yahu

 

Bu zamanla gelişen bir şey nede olsa.

 

Bende mesela iki tip duru görü var. Birincisi halihazırda vardı. (Zamansal durugörü)

 

İkincisi ise gözler kapalıyken etrafı görebilme. Ama bu ikincisini zamanla geliştirdim. Tabi tam anlamıyla gelişmiş sayılmaz. Gözler kapalıyken konsantre olup kısa bir zaman içinde etrafı kısık, bulanık şekilde algılıyorum. İlk başladığımda bu yoktu. Zamanla bu aşamaya geldi.

 

Telepati desek o doğuştan var. Bu da sanırım hayatın/doğanın/tanrı(lar)ın (artık her neyse) bana verdiği bir armağan. Ama bu yeteneğin ne olduğunu ben yıllar sonra farkettim. Sıradan bir insan hissiyatı, herkeste vardır diye düşünmüştüm hep. Hiç te öyle değilmiş. Hep farkındaydım ama parapsikolojiyle tanışana kadar adını bile koyamıyordum bu durumun.

Dostum mecbur yüklenicem 1 arkadaşa öğretmeye çalışıyorum. Diğereriyle bilinç altlarında aradıklarımız var ve insan beynine girip sakl kalmış anıları ortaya çıkarmak bayağı zorluyor. Kimi zaman bir anda enerjin bitiyor ve titremeye başlıyorsun. Soran olursa da endişelenmesinler diye açlıktandır diyorsun

Arkadaşlar çok eski bir film vardı.Bir sahnesinde adam bir gezegende işerken cin gibi bişey içine giriyordu.Olay bir uzay gemisinde geçiyordu.Hatta sonra adam uzay gemisindeki bi hatunla tam sevişcekken içinden çıkıyordu cin çok geyik bir filmdi ve adını hatırlıyamıyorum.Taktım kafayı.Umarım hatırlıyanınız vardır çok pis izliyesim geldi

tüm forum üyelerine soruyorum deliricem. babamın arabasında bir cd buldum. içinde bir müzik var ama kim söylüyor lanet olsun bulamıyorum.

http://www.dosya.tc/dosya/HRwbsp/Pff.wma.html biraz önce upload ettim kim olduğunu bulursanız çok sevinirim :S

Neqative ! müjdemi isterim buldum ing. iyi oldugu için sözlerini yazdım hemen buldum arkadaşım

Jem - İt's amazing şarkının adı

ben demiştim film müzigi bu diye Jem: It's Amazing (Sex and the City Soundtrack)