Adramelech Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2010 Tabiki şakaydı.Şu hayatta tek şeyi biliyorum şüphe etmeden yani.1)Aşk adama en büyük acıyı veren şeydir.2)Dermanı bulunmayan birşeydir.3)Unutması mümkün değildir.Ve son olarak bu şey için Mars'ta kendi başıma bile yaşayabilirim. En büyük acıyı veren aşk değil umuttur. Ki onun acısından alınan haz paha biçilemez. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BlackPitch Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2010 En büyük acıyı veren aşk değil umuttur. Ki onun acısından alınan haz paha biçilemez. Oww,filozofum konuşmaya başladı.Aşk- umut arasında küçük bir çizgi vardır.Aşık olmak umut etmekten gelmez.O bir anlık birşeydir.Umut bir süre devam eder.Umudunuz bitince acı yaşarsınız evet ama bir süre sonra unutursunuz.Ama aşk öyle değil işte.Karşınızdaki bitirse bile siz içinizde bitiremezsiniz.O yüzden aşk daha çok acıtır.Birde şu yönünden düşün olayı:En çok heycanlandıran ve sevindiren en çok acıyı yaşatır.Tıpkı yılanın zehrinin de insanı öldürecek güçte ama bir o kadar da zehrin içindeki panzehir'in insanı yaşama döndüreceğini bildiğin gibidir.Umudun bitti umut etmeye devam eder aradaki farkı kapatırsın.Ama aşk öyle değil.Birden çok umudun olur ama birden çok aşkın olamaz hayatta.Bu tecrübelerin bir o kadar da sürünmelerin bedeli. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2010 Oww,filozofum konuşmaya başladı.Aşk- umut arasında küçük bir çizgi vardır.Aşık olmak umut etmekten gelmez.O bir anlık birşeydir.Umut bir süre devam eder.Umudunuz bitince acı yaşarsınız evet ama bir süre sonra unutursunuz.Ama aşk öyle değil işte.Karşınızdaki bitirse bile siz içinizde bitiremezsiniz.O yüzden aşk daha çok acıtır.Birde şu yönünden düşün olayı:En çok heycanlandıran ve sevindiren en çok acıyı yaşatır.Tıpkı yılanın zehrinin de insanı öldürecek güçte ama bir o kadar da zehrin içindeki panzehir'in insanı yaşama döndüreceğini bildiğin gibidir.Umudun bitti umut etmeye devam eder aradaki farkı kapatırsın.Ama aşk öyle değil.Birden çok umudun olur ama birden çok aşkın olamaz hayatta.Bu tecrübelerin bir o kadar da sürünmelerin bedeli. Umut insanı bağlar ve süründürür. Aşk basitçe hormonel bir olaydır ama onu ayakta tutan umuttur. Gerçi başka tecrübeler hakkında yorum yapmak bana düşmez ama benim aşkımı ayakta tutan umut bunu biliyorum. İnan umutsuz olsan ona bağlılığın kalmaz. İnsan hayallerle yaşar diye bir söz vardır, "nitimur in vetitum"; insanın yasak veya ulaşılamaz olana ilgisi ve çabasını anlatır bu söz de. Ayrıca Nietzsche derki karşındakini sevmenin sende yarattığı duyguyu seviyorsundur aslında. Benim aşkım bu, benim yaşadıklarım bu. Ama sen çıkıp hayır dersen elbette karşı çıkamam. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BlackPitch Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2010 Peki umutsuz bir aşkı ayakta tutan nedir? Umut değildir.Tek yönlü aşktır bana göre.Umutlarımı yıkabilirim.Aşkımı yıkamam.Düşün aşk haricinde umut ettiğin şeylerin kaçını hatırlarsın ki? Umutlarda hedefler gibi varıldığında önemini yitirir.Peki aşık olduğun kişileri unutabilirmisin? Eh,o biraz zor.Ben umutlarımı bırakıp,imkanım olsa yalnız bir gezegende yaşam sürmeye bile katlanırdım.Umut için değil ama.Şunu düşün;Bir kişiyi seviyorsun.Ama o başka birisini seviyor.Onu üzmemek için onun peşini bırakıyorsun yada belli etmemeye çalışıyorsun.Bu ikinizin arasında bir umut olacağını mı belirtir sence yoksa aşkından,onu üzmemek içinmi yaptığın bir iyiliği mi? Bunu düşün anlarsın beni.Birçok şeyin umudu olur.Hedeflere göre.Ama aşk tek birşeyi düşündürür insana.O tek birşey değişmez.Ama umudun çeşitleri vardır.Okulunu bitirmenin umudu,İş sahibi olmanın umudu,Yaşamanın umudu vs. Aşk-umut arasında bağlantı yok demiyorum sadece aşk,umuda göre daha metafizik konuları gibi kaçar.Bu benim kendi görüşüm.Senin aşkının önemini ne vurguluyorsa ona inan.Umutsa umut,aşksa sadece aşk,cinsellikse cinsellik... Bunlar da birer felsefi konu olduğundan şu an ikimizde ne haklıyız ne de haksısız. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2010 Doğru diyorsun ne diyeyim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
melenie Yanıtlama zamanı: Aralık 6, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 6, 2010 hiç duymamıştım.. ama dönemine göre oldukça ince düşünülmüş .. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Ocak 28, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 28, 2011 Bu hedeyi ciddi anlamda arıyorum Ankara'da bu tarz şeyler bulabileceğim bir mekan bileniniz var mı? Bahsettiğim ilk mesajdaki gibi şişeler değil benim verdiğim resimlerdeki gibi olanlar. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BlackConvict Yanıtlama zamanı: Ocak 28, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 28, 2011 Bunlar güzel bilgiler.Ama sizin sevmenize rağmen karşınızdakinin size karşı hiçbir duygusal bağlılığı yoksa ne kadar gözyaşı döküp onun için kaç şişede biriktirdiğinizin hiçbir önemi yoktur.Sadece gün gelir atarsınız camdan dışarı.Ama bence bunları saklamak daha iyi.Ne olursa olsun duyguların temizliği ve güzelliği gözyaşınızın ne kadar aktığında değil,sevgi şelalenizden nasıl aktığı önemlidir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Tutluoyak Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2012 (düzenlendi) Göz yaşı şişelerine bir örnek http://c1212.hizliresim.com/14/9/grn51.jpg Aralık 9, 2012 Tutluoyak tarafından düzenlendi resim büyük Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sphynxinator Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2012 Benim niye midem bulandı ya. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
neoazrael Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2012 lise fen laboratuarı terk... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sweet poison Yanıtlama zamanı: Aralık 10, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 10, 2012 İlginçmiş. Bu dönemde damacanayla versen de fayda etmez. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sorcha Yanıtlama zamanı: Aralık 10, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 10, 2012 Eski olmasada bende de var bu şişelerden . Gözyaşı akıtacak kadar değerli insanlar olmadıgı için hepsini farklı şeylerle doldurdum . Kahve , kırmızı çay , kara biber , tuz , tütün , üzerine isim yazılmış pirinç tanesi falan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
berkyx Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2012 ben tarih hocasından duymuştum biliyordum ama hiç görmemiştim teşekkürler güzel konu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ensiferum13 Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2014 İnanışa göre içindeki gözyaşını içerseniz yaşlanmayı önleyici etkisi varmış.Hatta turkıye de bu işlerle ugraşan bir kaç kişinin bulup kullandığı bile söylenir.Açılmamış bir şekilde gözyaşı şişesi bulursanız (tabi bu çok zor) yüksek bir mebla ile meraklısına satabilirsiniz.Özellikle definecilerin en çok aradıkları şeydir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
matem Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2014 Bende de var bir gözyaşı şişesi.Ama orijinal değil yani aslında küçük bir esans şişesi Niyet önemli sonuçta Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
stigma diabolis Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2014 çok masumane birşeymiş yalnız bu boy şişeler bana biraz küçük gelebilir yağdanlık anca kurtarır Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Witch Of Rain Yanıtlama zamanı: Ekim 19, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 19, 2014 Hani bazen, aile büyüklerimiz laf arasında durup derler ya; ''Eski aşklar çok güzeldi.'' diye. Gözyaşı şisesi gibi bir kavramın var olduğu bir çağda Kafka'nın Milena'sı olmayı Aşk'ı öyle yaşamayı , öyle tanımayı, çok isterdim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
yelisss Yanıtlama zamanı: Ekim 19, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 19, 2014 Şimdiye kadar kaç şişe çıkartırdım Allah bilir.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2019 Durun ağlayacağım ama nerede benim şişem, hem zor zamanlarda buharlaştırılıp tuz da elde edilebilir. Tamam saçmalamıyorum... Aklıma şey geldi, yaklaşık 4 ton gül yaprağından anca 1 kilo gül yağı elde edilebiyor. Yani 4 ton gülün ruhu, özü, cevheri 1 litrelik cam şisenin içinde... Onun için 1 ml gül yağı için bile yüzlerce kilo gül yaprağı gerekiyor. Bu durum diğer bitkiler içinde geçerli... Gerçek gözyaşları da insanın ruhundan süzülüyordur belki... Elbette zorlama bi yorum, ilkbahar romantizmi olsa gerek... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.