Hor Görülüşlerin Tanrıçası...

Büyük isimler taşıyan küçük insanların-adamlar,kadınlar,ibneler ve karabaş cinsinden materyalist isimleri reddeden sokak köpekleriyle,ihanetten bihaber kedilerin-dünyasına hoş geldin küçüğüm.Karanlığın ve kötücül düşlerle gelen ilhamların dayanılmaz hafifliğiyle tepkisizliği deneyimliyoruz.Adımızı teneffüs etmeye çekinenlere kulak asma sen,bak bir orman yangını çingenelerin dudaklarına sirayet ediyor.Gel ve yangınımıza katıl.Henüz seslendirilmemiş-ama katl-i vacip-bir ihtiyaç bu,yaklaşmakta olan karanlığı görmezden gelmek için gökkuşaklarına ihtiyaçları var insanların;

Yaklaşınca kaybolan,sonu başı belirsiz,sevince kayboluveren gökkuşakları...

Sen çocuk!Sense tamtersine,hoşgeldin güneş görmeyen-ve asla da görmemeye yazgılı- anlatıların hüküm sürdüğü arka sokaklarımıza.Bak ucuz ölümlerin 32 kısım tekmili seni karşılıyorlar,amfetamin,LSD,esrar,frengiustura ve jilet,hoş geliyorsun hor görülüşlerin tanrıçası,kirpiklerinde bilmem hangi .rospu çocuğunun attığı kezzap damlalarıyla,hoşgeliyorsun boşverilmişliğimize.

Hiç bir şarkı sonumuz olamayacak evlat!Tanrıya erişmek için bir dine,aşık olmak için bir sevgiliye ihtiyacımız yok!Bütün zaman kiplerine tecavüz etmiş-yada hepsinin tecavüzüne uğramış,bilmiyorum,emin değilim-siyah takım içine kırmızı gömlekli bir ihtiyar delikanlıyla gözbebeklerini değiş tokuş et,çünkü sen nice usturanın ağız kokusunu çekmiş,tehlikeli bir kesiksin.

Ve ucuz kahramanlık gösterileriyle başa çıkamadığında yalnızlığınla,git ve aynadaki yansımanın üzerine kus.-Yalan yok,ben de yaptım bunu!-Yarım bir parça kimsesiz o günden beri.Diğer yarımı solgun kış güneşine döndüm.Bak hastalık habercisi rüzgarlar esiyor esirik sessizliklerin üzerine.

Gerilerde,en gerilerde tek ayak üzerinde dikiliyorum,aklım mayın tarlası,diğer ayağım-alacaklı bir kara mayınına rastgelmekten çekindiğinden olsa gerek-kopuk.Dünyada sahip olduğumuz tek şey,tek ayağımızın yüz ölçümü kadar,onu kimseye vermeyiz,onu kimseye vermeyeceğiz,onu kimseye vermemeliydik...

Zaman ne usta hırsız anne!Yazamıyorum mesela uzun zamandır,anne kunduzu bir s.ktirgitle çekip vurmayalı ne çok olmuş.Pişmanlık yok,şaşırma yok,bütün hayatsal fonksiyonlarını evlatlıktan reddediyor insan sonunu bildiği filmleri-kim bilir kaçıncı kez- izlerkenGözlerimde her zamankinden bir "bomboşbak herşeyi gör" bakışıyla bir "ben ve aynadaki yansımam" kapışmasından daha sağ sağlim çıkıyorum,yarımı yakıyorum,diğer yarım leşçil gece kuşlarına emanet,kimsesiz biraz diğer yarım.

Kabul ediyorum,nahoş bir manzaraydı,ama bunu yapmalıydık.Bileklerimize fermuar taktırıp,en günah fetişler atlasını boydan boya kat etmeliydik,kırık camların üzerinde yatarmış gibi rahat,ölülerin-ve ölümlerin-arasındaymış gibi huzurlu...

Bir gece,olanca soysuzluğuyla yolunu keserse bir bıçak,bu sözlerimi hatırla çocuk!Düzen karşıtlarını-ve karşıtlığını-kolla!Sahip çık yalnız kalışlarına.Kangrenli parmaklarla yazmaya mahkumsun küçüğüm!Özgürlük ve farkındalığın bedeli bu.Krokodilleşmiş derinde-taa derinlerinde-hisset bunu,kendini vurmadan hemen önce...

Ellerim acıyor soğuktan kibele,

Dolunay uğursuz,

Parlıyor gökyüzünde.

Ellerim;

Yapış yapış sessizliğinde.

Ellerim,

Acıyorlar kibele.

Kör kalmadan hemen önce...

yine her zamankı gıbı ..harıka

Beğenmene sevindim,sitede yazmak konusunda büyük çekincelerim vardı açıkçası,ben pek beğenmemiştim

:Dgayet ıyı bence apocalyptıca-gothıc metalle de super gıdıo:

Eh sen güzel diyorsan güzeldir