CREMATORY Oluşturma zamanı: Kasım 17, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 17, 2008 http://www.cersanmystical.org/Saint%20Bernardeta.jpg http://bp1.blogger.com/_XulmAI3JIdM/R7gO8sSNjoI/AAAAAAAAAbE/MbtN_R0QmHI/s1600-h/7vqbuch1x12.jpg http://2.bp.blogspot.com/_XulmAI3JIdM/R7gO8sSNjpI/AAAAAAAAAbM/Wd1hIbwt3-U/s1600/454944d0d1b01e1c7b4d1fec4262787e.jpg http://bp1.blogger.com/_XulmAI3JIdM/R7gO-sSNjsI/AAAAAAAAAbk/3WgxjPcDeRU/s1600-h/mumya38df2jyyr5.jpg http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2005/ARALIK/05/zy20a.jpg Firavun http://devrimciateist.files.wordpress.com/2008/02/firavun2.jpg Bu inanılmaz gerçekten http://web246m.dynamic-kunden.ch/maria/images/Bernadette.jpg National Geographic'te "bozulmazlar" adlı bir belgesel vardı.. Google da biraz bakındım ama pek belge yok bazı forumlarda da sadece "dün gece şöyle bir belgesel vardı" şeklinde cümleler var.. belgeselin ilginçliği ise 1879 yılında ölen Azize Bernadet'in yıllar geçmesine rağmen sanki bugün ölmüş gibi vücudunun hiçbir deformasyona uğramaması.. forumda yayınlanan mide parazitleri videosu vardı.. bir insan öldükten 24 sonra bu parazitler harekete geçer ve mideden başlayarak vücudun karın bölgesini yavaş yavaş yemeye başlarmış.. 1 ay sonra tırnaklar saçlar vs. vücuttan kopar ve çürüme devam edermiş.. 1 yıl sonra da ortaya sadece kemikler ve kemiklerin aralarındaki dokular kalırmış.. tabi bunlar normal şartlar altında.. cesedin daha sıkı olması ve geç çürümesi için kuru ve soğuk bir ortam yeterliymiş.. buraya kadar herşey bilimsel ama Azize Bernadet'in naaşı konusunda kimse bir şey söyleyemiyor.. bir çok kez incelenmiş, kaslarının ve iç organlarının halen esnek olduğu görülmüş.. şu an bu halde resme bakın azizenin naaşı cam bir tabutun içinde ve zaman zaman terinin aktığı ve avuçlarından kan geldiği görülmüş.. bu naaşlar gibi daha 24 tane var.. ve çoğu aziz ve azize.. bir tanesi 600 yıllıktı neredeyse ve söylenilene göre öleli sadece 1 ay olmuş gibiydi (normal şartlarda) aynı şekilde bu naaşlarda da terleme ve kanama görülmüş.. ayrıca naaşların farklı iklim ve koşullarda korunmasız olarak da bozulmadan durabildiği görülmüş.. tavsiye ederim tekrarı verilir mutlaka.. 1844 yılında, 9 kardeşin en büyüğü olarak dünyaya geldi. Ailesinin kötü ekonomik koşulları ve geçirdiği kötü hastalıklar hayatını daha da zorlaştırıyordu. 11 yaşında koleraya yakalandı. Ölüm riskini atlatabildi ama bu hastalık hayatı boyunca sağlığında olumsuz etkiler bıraktı. Kardeşlerine bakabilmek ve ev işlerini yapabilmek için ne okula ne de katekizme (hıristiyan din eğitimi) gidebildi. Okumayı bile bilmiyordu ve sadece kendi yöresel lehçesini iyi konuşabilirdi. Bir süre Nevers’teki rahibeler ve bir peder ile biraz katekizm yapabildi. 11 Şubat - 16 Eylül 1858 arasında, Lourdes’te bir mağarada, Aziz Meryem 18 defa göründü. Bu görümler yaklaşık 1 saat kadar sürüyordu ve bu zamanda Bernadette ya dua ediyor ya da Aziz Meryem ile konuşuyordu. Aziz Meryem ona şöyle söyledi: «Sana bu dünyada mutlu olacağına dair bir söz vermiyorum ama cennette…». Ve başka bir görüm sırasında ise: «Papazlara git ve söyle ki bir kilise yapın ve insanlar buraya dua ederek gelsinler» dedi. Bir çok psikiyatrisi ve doktor onu inceliyordu. Tüm bu kontroller sonucunda Bernadette’nin normal olduğu kesinleşti. Aziz Meryem’in isteğiyle 25 Şubatta bir mağarada, Bernadette eliyle yeri kazmaya başladı. Bir süre sonra kazdığı yerden bir şifalı su çıktı. Buradan çıkan su hala bir çok hastalığa iyi gelmektedir. Her yıl milyonlarca kişi bu mucizeyi görmek ve şifa bulmak için buraya gelmektedir. Meryem Ana ona: «Rahibe olmanı ve manastıra girmeni istiyorum» dedi ve Bernadette 1867’de Nevers’teki bir manastıra girdi. Geçirdiği kötü hastalıklara ve manastırda yaşadığı tüm zorluklara rağmen hayatı boyunca güçlü bir itaat ile manastırda rahibe olarak yaşadı. 16 Nisan 1879’da öldü ama onun bedeni bugün bile aynı şekilde Nevers’teki bir manastırda durmaktadır. Öldükten sonra onun bedeni aracılığıyla bir episkopos şifa buldu. 1933’te «Azize» ilan edildi. Her yıl 11 Şubatta Lourdes’te Aziz Meryem’in gösterdiği mucizeleri ve 16 Nisanda Azize Bernadette’yi dualarımızda anıyoruz. http://i-cias.com/e.o/ill/ramses2_01.jpg http://tinypic.com/dop4wx.jpg http://www.vaycanina.com/resimler/standart/16102006105012firavun_cesedi.jpg Firavunun 3000 Yıllık resimleri... Secde ederken bu şekilde İbret olarak bırakıldı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2008 dinler savaşı yani... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
CREMATORY Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2008 Buradaki özellik savaş değil, Fiziksel kavramların üstündeki olaylardır. En üstteki rahibe Teressa aynen ,derisinde bile bozulma olmadan duruyor... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2008 yazıları okumadan yorum yaqmışsın oku da öyle yaz birşeyler o zaman tartışalım savaş mı değil mi;) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
CREMATORY Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2008 yazıları okumadan yorum yaqmışsın oku da öyle yaz birşeyler o zaman tartışalım savaş mı değil mi;) Arkadaşım burada resimlerin ilginçliğini ön planda tuttum,yazı alıntı, çeşitli konulara değinmiş. azizeler,Meryemler falan filan... Kendini fazla sıkma sadece İlginçliğin tadını çıkar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2008 Arkadaşım burada resimlerin ilginçliğini ön planda tuttum,yazı alıntı, çeşitli konulara değinmiş. azizeler,Meryemler falan filan... Kendini fazla sıkma sadece İlginçliğin tadını çıkar yazıyı okumaman kanısına rahibenin adını yanlış yazmış olmandan vardım ki hala bu hatanı kabullenmemiş olmandan ötürü aynı kanı devam etmekte...yazının alıntılığını konu edinmeyip çeşidinin de olmadığını görmekteyim... meryemana, azize ve azizler aynı konunun kahramanlarıdır...bahsetteğin azize ise teresa değildir rahibe teresa oldukça yaşlı idi öldüğünde ölmeden derisi de bozulmuştu yaşlı olduğu için hatta göstereyim sana resmini : http://www.islamincisi.com/solmenu/resimler/rabibeterassa5.jpg senin söylediğin rahmetli ise yazıyı okuyanların da görebileceği gibi azize bernadette dir...ve bir mağaradaki meryem anayla iletişimlerinden zorluklara rağmen şükür halinden çıkmayışından bahsedilmiş yazıda... konu tek ve bağıntılı...dualarıyla anıyorlarmış aziz bernadette hanımı... altındaki resimler ise konusuz kalmış mumyalar ...yunus suresinin orada ne işi var ki...islamiyette mumyalama mı varmış... firavunun 3000 yıllık secde eden resmiymiş... küçükken birçok sevgili ünlü için de aynı hurafe söylenmiştir... bu benim için din savaşıdır... senin görüşün senindir , benim gördüğüm dinlerin sözde mensuplarının kendi eğlenceleri yaptıkları savaşıdır... -------------------- ha bir de konuların geliş organlarına bakarsak ki arkadaş vermemiş sanırım demli dinci siteler... sanırım yeterince görüşünü genişlettim... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Tengri Yanıtlama zamanı: Kasım 18, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 18, 2008 yazıyı tamamiyle okudum gerçekten hiç bir deformasyona uğramaması cok ilginç hala ter akıtabilmesi falan... ve o kazıdıgı yerden hâla su çıkması !.. Tanrının var oldugunu tekrar tekrar kanıtlayan şeyler bunlar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
theangelofdeath Yanıtlama zamanı: Kasım 18, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 18, 2008 BERNADET SOUBIROUS (1844-1877) Lourdes (Fransa) kentinde, fakir bir aileden doğan Bernadet altı kardeşinin en büyüğüdür. 1858 yılında 14 yaşında, basit ve çelimsiz küçük bir köylü kızıdır. Fakat 11 Şubat 1859 ile 16 Temmuz 1859 arasında Bakire Meryem 18 kez ona görünür. Lourdes kentine yapılan ünlü ziyaretleri başlatan bu görüntülerdir. 1866 yılında Bernadet, "Soeurs de la Charité" topluluğuna ve Nevers Hıristiyan Kurumuna dahil olur ve "Soeur Marie Bernadet" adını alır. (Bernadet Soubirous, Rahip Gondrand’ a Mektup’ tan) 11 Şubat, Lourdes’ de Meryem Ana’ nın Görünüşü) Kutsal Bakire annemizdir. İnsan türünün annesidir, yeni Havva’dır, fakat aynı zamanda kızıdır. Eski dünya, lütuf öncesi dünya, onu ıssız yüreğinde uzun süre tutmuştur. Yüzlerce yıl geçti üretken bir bakirenin anlaşılmaz, karanlık bekleyişi içinde. Bir gün, odun toplamak üzere iki genç kızla birlikte Gave nehrinin kıyısına gittiğimde, bir gürültü duydum. Çayıra doğru döndüm ve ağaçların hiç kımıldamadıklarını gördüm, bu yüzden başımı kaldırıp mağaraya doğru baktım. Beyaz giysilere bürünmüş bir hanım gördüm. Beyaz bir giysi giyiyordu, belinde gök mavisi bir kuşak vardı. Ayağının her birinde altın bir gül vardı, tespihteki tacın renginde. Gördüğümde, düş olduğunu sanarak, gözlerimi iyice ovdum. Elimi belime attım, orada tespihimi buldum. Haç işaretini yapmak istedim, fakat elimi alnıma kaldıramadım. O hanım haç çıkarttığında ben de, titrek bir elle, kendimi zorladım ve sonunda başarabildim. Aynı zamanda tespihle dualar okumaya koyuldum ve o hanım da tespihini çeviriyordu oysa dudaklarını hiç kımıldatmadan. Tespih dualarını okur okumaz o görünme birden yok oldu. Kızlara bir şeyler görüp görmediklerini sordum, onlar da görmediklerini söylediler; aksine onlara anlatacak bir şeyim olup olmadığını sordular. O zaman beyaz giysili, kim olduğunu bilmediğim bir hanımı gördüğümü söyledim. Kimselere de söylememelerini istedim. Onlar da artık o yere dönmemem için öneride bulundular, fakat ben kabul etmedim. Pazar günü yeniden oraya döndüm, içimde oraya çağrıldığımı hissettiğim için. O hanım salt üçüncü kez benimle konuştu, on beş günlüğüne yanına gidip gitmeyeceğimi sordu. Ben de evet dedim. o yerde bir şapel inşa etmeleri için rahipleri yüreklendirmem gerektiğini ekledi; sonra da pınardan su içmemi emretti. Pınar diye bir şeyi görmediğim için Gave nehrine doğru yöneldim, fakat o, bir işaretle nehirden söz etmediğini anlattı ve parmağı ile bir pınar gösterdi. Oraya gittiğimde birazcık çamurlu sudan başka şey bulamadım. Elimi uzattım, fakat hiç bir şey alamadım; dolayısıyla kazmaya başladım ve sonunda biraz su bulabildim; üç kez suyu tattım, dördüncüsünde ise içebildim. O zaman görüm kayboldu ve eve döndüm. Ne var ki on beş gün boyunca döndüm ve o hanım, bir pazartesi ve bir cuma hariç, her gün bana göründü ve yeniden, oraya bir şapel inşa etmeleri için, rahiplere haber vermemi, pınarda yıkanmamı ve günahkarların kurtuluşu için dua etmemi söyledi. Birçok kez ona kim olduğunu sordum, o ise tatlı tatlı gülümsemekle yetindi. Sonunda, kollarını kaldırarak ve gökyüzüne doğru bakarak, LekesizDoğan (İmmaculata Conceptio) olduğunu söyledi. O on beş gün içinde bana üç gizi açıkladı ve onları başkalarına açıklamamı kesinlikle yasakladı; ben de bugüne kadar bu yasağı sadakat ile uyguladım. (Bernadet’in Hasta Bakıcısına Anlattığı Hikaye, Ekim 1874) 18 Şubat, Azize Bernadet Bayramı Arkamda büyük bir rüzgar patlaması işittim; başımı döndürdüm, fakat hiç bir şey görmedim. Küçük bir ırmaktan geçip daha önce karşıya geçmiş olan arkadaşlarımla beraber gitmek için çoraplarımı çıkarmakla meşguldüm. Diğer bir patlama oldu, sonra da bir üçüncüsü. Dönüyorum ve beyazlar giyinmiş, mavi bir kuşağı olan, elinde altın zincirli, beyaz taneli bir tespih tutan büyük bir Hanım görüyorum. Benden beş veya altı adım ötede topraktan iki metre yukarda idi. Gözlerimi ovuşturmaya başladım. Çünkü çok korkmuştum. Ertesi gün kutsanmış su alıp ona attım, buna güldü. Benimle ancak üçüncü gün konuştu. Ona yine kutsanmış su attım. Bunun şeytan olduğunu sanıyordum. Korkudan haç işareti yapamıyordum. Sayın Rahip bana onun kim olduğunu sormamı söylemişti. Bana şöyle dedi: Git rahiplere, "Ben Lekesiz-Doğanım (İmmaculée Conception)" diye söyle (Fransızca’yı iyi anlayamıyordum). Unutmaktan korkarak bunu bütün yol boyunca tekrarlayıp durdum. Üçüncü gün bana, on beş gün için mağaraya gelmemi söyledi. Gittim. Fakat benimle her gün konuşmuyordu. Bana, "günahkarlar için dua edin" dedi. Bunu söylediği zaman yüzü masunlaştı. Bununla beraber, ağladığını görmedim. Bana içmemi de söyledi. Irmağa gittim. Bana parmaklarımla toprağı kazmamı işaret etti. Öyle yaptım. Sanki çamurlu idi. Bundan içmemi söyledi. Avucumun içine biraz aldım, fakat sonra bunu attım ve ona bunun kirli olduğunu söyledim. Nihayet, dördüncü defasında bunu içtim ve her gün mağaraya gittiğimde su daha berrak ve daha boldu. Bana, "Ben Lekesiz Doğanım" dediğinde, sanki onu söylemek istemiş gibi, önce elleri bitişikti ve tespihi parmakları arasındaydı. Birden bire kollarını açtı, tespih dirseğine kadar kaydı, kollarını yan yana uzattı; gözlerini göğe kaldırdı. Güzeldi, cildi beyazdı, iki yanağında hafif bir kırmızılık vardı ve gözleri maviydi. [Alıntı:İncil.com] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
simulatorone Yanıtlama zamanı: Kasım 18, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 18, 2008 üstteki rahibe resmi çizim gibi duruyor. gerçek fotoğrafı varmıdır acaba Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mrs_Echelon Yanıtlama zamanı: Kasım 18, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 18, 2008 inanılmaz yaa.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thalese Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2009 şehitler için der ki kutsal kitabımız: "onlara ölü demeyiniz" ben bu kadar şaşırmadım açıkçası. Trakya'da Çanakkale Savaşından kalmak asker mezarları bulunmuştu geçen yıllarda da, bulan adam anlatıyro, kazmayı vurunca kan çıktı cesetten, öyle buldum yerini diyor. Bakıyorlar ki, sanki uyuyor. "onlara ölü demeyiniz" Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
monkeybusiness Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2009 şehitler için der ki kutsal kitabımız: "onlara ölü demeyiniz" ben bu kadar şaşırmadım açıkçası. Trakya'da Çanakkale Savaşından kalmak asker mezarları bulunmuştu geçen yıllarda da, bulan adam anlatıyro, kazmayı vurunca kan çıktı cesetten, öyle buldum yerini diyor. Bakıyorlar ki, sanki uyuyor. "onlara ölü demeyiniz" owww tüylerim diken diken oldu ya... Nerde bu görmek istiyorum bende Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mystick Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2009 bir açıklama aramakta aramamakta saçma yani elbet açıklaması vardır,aynı zamanda neden bazı farklılıklar olmasın ki? ama bilmiyorum ya bende her şey bir tek merkezciliğe bağlanmamalı.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BlackNun Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2009 Oh Jesus! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
wiktor Yanıtlama zamanı: Şubat 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 2, 2010 yazıyı okumaman kanısına rahibenin adını yanlış yazmış olmandan vardım ki hala bu hatanı kabullenmemiş olmandan ötürü aynı kanı devam etmekte...yazının alıntılığını konu edinmeyip çeşidinin de olmadığını görmekteyim... meryemana, azize ve azizler aynı konunun kahramanlarıdır...bahsetteğin azize ise teresa değildir rahibe teresa oldukça yaşlı idi öldüğünde ölmeden derisi de bozulmuştu yaşlı olduğu için hatta göstereyim sana resmini : http://www.islamincisi.com/solmenu/resimler/rabibeterassa5.jpg senin söylediğin rahmetli ise yazıyı okuyanların da görebileceği gibi azize bernadette dir...ve bir mağaradaki meryem anayla iletişimlerinden zorluklara rağmen şükür halinden çıkmayışından bahsedilmiş yazıda... konu tek ve bağıntılı...dualarıyla anıyorlarmış aziz bernadette hanımı... altındaki resimler ise konusuz kalmış mumyalar ...yunus suresinin orada ne işi var ki...islamiyette mumyalama mı varmış... firavunun 3000 yıllık secde eden resmiymiş... küçükken birçok sevgili ünlü için de aynı hurafe söylenmiştir... bu benim için din savaşıdır... senin görüşün senindir , benim gördüğüm dinlerin sözde mensuplarının kendi eğlenceleri yaptıkları savaşıdır... -------------------- ha bir de konuların geliş organlarına bakarsak ki arkadaş vermemiş sanırım demli dinci siteler... sanırım yeterince görüşünü genişlettim... bozulmazlar dunyada epey bunun gibi örnek vardır şaşmamak lasım bu arada fotonkedi şey acada kişisel bi soru sorabilrmyım dini inancın var mı kusura bakma sadece merak ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ihaveadream Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2010 Normları yaratan bizleriz. Biz kimiz ki ona buna normal diyelim ? Dersek de doğa bize al sana anormal derl. Binlerce çözülmemiş sır var. Bir kaçını bulup dine mi dayandıracaklar? Resmen pazarlama. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
philadelphia_f Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2010 bende bir belgesel izlemiştim ki bu konu hakkında gayet açıklayıcı bir şekilde vücuttaki bir değerin çok yüksek olmasından buda hücrelerin donmasından insanlarında yüzyıllar boyunca kendi görünümlerinden kayıp vermemesinden bahsediyordu.. ayrıca mısırın çok iyi bir beyaz önlüksüz tıp merkezi olduğunu biliyoruz şaşırmamak gerekiyor.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.