Jump to content

Sessizlik Yemini


schizophrana

Önerilen Mesajlar

http://thinkinpictures.files.wordpress.com/2007/12/silence_chr_stavrou.jpg

 

Yazmak ve yemini bozmak.

 

Sessizlik yemini var bir de, seçimi ne yönde olursa olsun, canavarsı bir suçluluk büyütüyor içinde. Suskun kalma yemini çifte bir zorunluluk içeriyorsa eğer (kendi olanaksızlığından zarar görüyorsa ve kendisini varedenin varlığını sorguluyorsa), susan “ölüyse” ve konuşan “yalan yere andiçiyorsa”, bu iki olanaksızlık ve bu çifte sıkıntı arasında yeminin bağladığı kişiyi kafakola alan aşırı sonuçları başka bir yöne akıtacak bir üçüncü yolu yalnızca hayal etme olanağı var mıdır ki?

 

Daha basit bir biçimde söylemek gerekirse: konuşurken suskun kalabilir mi insan? Susarken konuşabilir mi?

 

 

 

Konuşurken suskun kalmak olanaksız.

 

Susarken konuşmak, sessiz kalarak konuşmak, ağzını açmadan ağzını açmak, dudakları kımıldatmamak ve bu arada, genelde dudaklara yapışıp kalan hareketi ellere devretmek, bütünüyle dilin içinde kalarak sessizliğe gömülmek, vs. –bütün bunlar “yazmak” demeye geliyor aslında.

 

Yemininden dönmüyor o: sessizliğini bozmuyor. Telâffuzu olmayan bir dilde buluyor kendini. Bir kitabın dilsiz ve ölü sayfasıyla değiştiriyor yerini. – Konuşuyor ama: beklediğini gözler önüne seriyor yeniden ve ikiye bölüyor onu. Geri çekilmek nedir bilmiyor. Sessizliği inkâr ediyor, sessizlik olanağını ve ona “hükmetme” olanağını tanımıyor.

 

Yazmak sessizliği değil, sessizlik yeminini bozuyor. Yazan kişi açmıyor ağzını, dilsiz o, ve yine de dil bütünüyle önüne serilmiş, üstelik konuşmadaki halinden daha eksiksiz belki de. Tıpkı sessizlik gibi, daha yoğun o da, daha ağır, gün içindeki yaklaşık sessizliklerden. Yazıya bulaşanlarda, dilin o çelişkili hali, ve sessizliğin.

 

Yeminiyle olanaksıza boyun eğmişti. imanını sokmuştu işin içine. Hayatı üzerine yemin etmişti. Oysa olanaksızlık duruyor hâlâ, sıkıntı da ıskartaya çıkmadı daha. Muhakkak ki dönmüştü. Muhakkak ki gizlenmişti. Bundan böyle “gizlenerek” öne çıkıyor, susarak “konuşuyor”, sistematik çelişkiler acımasız belirsizliklere dönüştüler, ve daha da yoğunlaştı korku, çeşitlendi, eskisi kadar şiddetli zonkluyor.

Yazanın “bütünüyle gizlendiğini” söyleyen Stéphane Mallarmé’nin cümlesini anlayabiliyorum şimdi. Bu anlamda gizlenmenin ikili olduğunu varsayıyor. “Gizleniyor”: çünkü vaktiyle “gizlenmişti”. Aslında çocukluğunda gizlenmiş olanların o beyhude yazma edimine yükledikleri sonsuz ağırlığı okuyorum burada. O “Eski”, “bulanık”, “anlamsız”, “gizemli iş” derinliklerinde bir yerde önceden verilmiş bir sessizlik yemininin bulunduğunu varsayıyor. Olanaksızlık çifte temelli o vakit, karşısında oynanacak “oyun” yalnızca yazma işinin değil daha kasvetli yemin bozma işinin bir cilvesi aynı zamanda.

Pascal Quignard

 

karakutu.com

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...