raskolnikov Oluşturma zamanı: Kasım 21, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 21, 2008 zamanın önemi var mı sanki...bu anlatacağımız hikaye de zaman sorun değil, yer önemli değil...heryerde yaşanır bu laylar, herkes yaşar bu anlatılanları, herkes bir parçasını bulacak bu anlatılan hikaye de... iki arkadaş... iki kişi... iki garip.. iki boynu bükük... bu hikaye, acı bir tesadüf sonrası tanışan ve bir daha ayrılmayan iki can arkadaşın, iki sıkı kardeşin hikayesidir... boogee... annesini onu doğururken ölmüş, babası ölümden onu suçlamış, bütün yaşamı boyunca annesininin ölümüne neden olduğu için vicdan azabıyla yaşayan, hiçbir işte - okulda bile - dikiş tutturamayan ama dürüst biri... birgün, yolda yürürken sakince, başına geleceklerden habersizdi. bugün onun için bir dönüm noktasıydı ve o, karnını nasıl doyuracağını düşünüyordu. cadde de, sakince , dalgın bir şekilde yürürken yaklaşık yüz metre ileride bir kaza olur iki araba çarpışmıştır. Boogee (biz artık bugu diycez kısa oluyo) kazayı hiç görmemiş gibi yürürken, önünden geçtiği bina da bulunan meraklı bir teyze, kazanın sesini duyduğundan koşa koşa balkona çıkıp kazaya bakmak isteği duymaktadır ama balkona geldiğinde eli balkon demirinde duran saksıya çarpar ve saksı aşağıya bugu'nun kafasına düşer. Bugu, kafasına düşen saksının etkisiyle yere düşmüştür ve ağzından çıkan ilk söz " aaaaa menekşe" olmuştur. Yerde kanlar içinde yatan bugu, acil olarak hastaneye kaldırılır. Teyze hemen içeri kaçar, kaza da ise yara alan bile olmamıştır... rasko... annesi hiç ölmemiş, babası ölmeye teşebbüs bile etmemiş biri. Hatta aile hayatı da iyi..Parası var ama ne bileyim işte içinde hep bir hüzün, hep bir kasvet var. Doktorlara gösterdiklerinde " deli la bu.." diye teşhis konulmuştur. Neyse efendim, bu rasko delisi kendini sokaklara vurmuş, aç-bil-aç şekilde geziyordu. Gerçi parası hep oluyodu ama..Deli işte... Neyse efendim, birgün, bu rasko bir bankta yatarken, bunun elli metre ilerisinde bir kavga çıkar ki sormayın en kavga!... Ben diyim elli siz diyim yirmi kişi birbirine girmiş sapolarla birbirlerini dövüyorlar. Bu esnada, bir sopa, nerden geldiği belli olmayan hain bir sopa, raskonun kafasına gelir. Rasko kanlar içinde banktan düştüğünde söylediği ilk söz " ne güzel çimen" olmuştur. Rasko hemen hastaneye kaldırılır, kavga edenler kaçar polis yakalamayaz, sopayı bir çocuk bulur evine götürür. Hastane... İşte efendim, rasko ile bugu'nun karşılaşması burada olur ve bizimde hikayemiz burada başlar ama biz ilk bölüm olduğundan özet geçicez. İkiside hastaneye gelirler ama şehirde büyük bir miting olmuş, çatışma çıkmıştır ve bütün hastanelerde hem polis hemi de göstericiler yatmaktadır. Bu karmaşada ve yatak sıkıntısından dolayı rasko ile bugu sadece kafalarından darbe aldıklarından ikisinede aynı yatağı verirler. Ne de olsa, sadece kafaları kırılmıştır, altı üstü bir dikiş atıp göndereceklerdir. Etraf karışıktır, doktorlar ne ile ilgileneceklerini şaşırmış bir durumda her yere koşturmaktadırlar. O sırada, bu iki can dostu, iki ayrılmaz arkadaş birbirlerine anlamsız bakışlarla bakmakta ama birbirlerine kanları de ısınmaktadır. - hayırdır koçum senin neyin var?. - kafayı kırdıkta..sende aynısın bakıyorum..maşallah kafada çeşme var!... - ya sorma kardeş ya.... - bence de sormayım.... - sana kanım ısındı... - benimde kanım sana kaynadı.... - hadi kan kardeşi olak lan. zaten aynı dertten gelmişiz... - sana karşı içimde tarif edemediğim bişeyler var... - ne gibi... - bilmiyorum ama neyse ya...kan kardeşimsin benim... Efendim aslında bu konuşma oldukça uzundur ama yazmaktan sıkıldığımdan kısaca ben anlatayım. Bunlar birbirlerine hayatlarını anlatır, aynı tip şeyler yaşadıklarından iyice birbirlerine ısınırlar. Neyse efendim, hastanede süren karmaşa sırasında, iki hasta bakıcı, bir hemşire gelip raskoyu sedye'ye yatırıp götürürler. Daha ne olduğunu sormaya fırsat bulamadan - gerçi aklına bile gelmemiştir- bugu da aynı tip bir sedye'ye yatırılıp götürülür. Aradan zaman geçer, saatler geçer.... İkiside, kaderin bir oyunu gibi aynı anda ameliyathaneden çıkartılıp, aynı yatağa geri konurlar. İkisi de, narkozun etkisinden olsa gerek, ayı gibi uyumuşlardır. Sonra efendim, bunlar uyanır. Birbirlerine bakarlar, gülümserler. Hemşire gelir. - ne oldu bize... - sen ( raskoya döner) prostat ameliyetı oldun. Sen de (bugu) böbreğin alındı... - NE.... - NE diyosun sen hemşire... - valla ben bilmem.... - Bari kafamızı diktiler mi.... - yok!... Evet... Bu karmaşada, ikiside durup dururken ameliyat olmuştur ama kafaları hala dikilmemiştir. Yatakta, ikisi de, kara kara ne yapacaklarını düşünürler. - lan netcez rasko.... - neyse ya..zatii eninde sonunda prostat ameliyatı olcaktım... - neee... ne zaman olacaktın.... - yaşlanınca... - lan olum kafaları napcaz?.... - haaa...dikeriz la... - nasıl la... - bende iğne iplik var..dikeriz onlarla.... - sonra da kaçarız burdan.... - nereye kaçıyoz..kapıdan çıkak işte.... - paran çok galiba... Bu böyle uzar efendim, biz keselim. Şimdi bu iki can yoldaşı, kader arkadaşı, rasko'nun cebindeki iğne ve iplikle kafalarını diker ve üstlerini giyerler. Gerçi bugu bir iki gün daha kalmayı önerir ama sonra vazgeçerler. Neden vazgeçtikleri bir muammadır... http://www.yasaktube.com/index.php?tag=boynu+b%C3%BCk%C3%BCkler&type=tag&video_id=PEgp_cu6Jpc ........................ efendim... anlatacağımız hikayeye şimdilik bir ara veriyoruz... daha sonra bu iki can yoldaşının, kader arkadaşının yaşadığı ibretlik hikayeye devam edeceğiz... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boogee Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 opuhahahahah arıza adam :rofl: şarkı bomba la :rofl: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mysteriouslady Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 Bitmek tükenmek bilmeyen hayal gücüne hayran kaldım,hayran kalmakla kalmayıp gülmekten yıkıldım:D:D:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 Boynu bükükler Kimsesiz çaresiz, garip yetimler Mutluluk nedir bilmezler, hep ağlarlar hiç gülmezler Nedense hiç sevilmezler boynu bükükler, garip yetimler Kimsesizdir, çaresizdir, hem zavallı hem sefildir Talihsizdir, kadersizdir Boynu bükükler, boynu bükükler Anasız, babasız garip yetimler Kader kurbanları, boynu bükükler Terketmiş hep sevenleri yok olmuş hep hevesleri Dertle dolmuş yürekleri, boynu bükükler garip yetimler ahanda bunlar şarkının sözleri....:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boogee Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 hayatımın soundtracki opuhahaha:rofl: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 ne var..anlatıyor işte ikimizi de... Valla beni tamamen anlatan bir şarkı.....:D:rofl::rofl: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Riyuetan Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 krize girdim harika ya bittim gözlerimden yas geldi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
naughty Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 Bugu, kafasına düşen saksının etkisiyle yere düşmüştür ve ağzından çıkan ilk söz " aaaaa menekşe" olmuştur. Off çok güldüm yine :rofl: Eline sağlık.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Secret_Sun Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 :rofl:rasko... emeklerine sağlık.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Depressive Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 yaraaalııııııııııyıııııııııııııııııııım yaralıııııııııııııııııııııııı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 -------------------- çıkan kısmın özeti: bugu ile rasko elim iki kaza sonucu aynı hastanede karşılaşır, tanışır ve arkadaş olurlar... Bu kadar!... ............................. hastaneden kaçan iki kader arkadaşı, anlamsız ve gereksiz bir şekilde yürümeye, yollarda dolanmaya devam ederler. İlk başta ikisi de uykusuz olduklarından bugu'nun fakirhanesine giderler. Bugu, uzun zamandır virane halde bırakılan bir villada kalmaktadır. Gerçi şimdi atlarsınız siz, "villa ne ya.." diye ama, belirttik işte virane diye. Yani villa dediysem, dökülen, eski püskü bir ev işte!... Lan valla be!... Merdivenleri bile çürümüş, ikici kata çıkmıyorlar o yüzden... Neyse efendim, iki can yoldaşı, iki kader arkadaşı, Bugu'nun kaldığı viraneye giderlerken aç olduklarını hatırlarlar. İşte tam o sırada, yolda bir cüdan bulurlar ama ne cüzdan. Silme ara dolu içi, deri bir cüzdan... Bu iki kader arkadaşı, kaderin sillesini yemekten şamar oğlanına dönmüş iki genç, sevinçle en yakın marketin yolumu tutarlar. İçerde ne var ne yok alırlar. - lan şundan alak mı? - o ne!... - ne bilem, yabancı yazıyo ama kabı güzel... - al!... ................. - ana çikolata!... - al oğlum al... ................. - çok oldu la... - sen mi ödüyon oğlum!... Evet... Bu tip konuşma ve gereksizliklerden sonra, market arabasını doldurup kasaya doğru giderler. İkisi de, gururlu, vakur bir şekilde bütün malzemeleri kasadan geçirirler ve kasiyere parayı uzatırlar. - beyefendi biraz bekler misiniz? - niye? - birazdan anlarsınız! - neyi? - görürsünüz!.. - neyi?.. ......................... - beyefendi bizimle geleceksiniz.. - niye? - verdiğiniz para sahte çıkmış!.. - neden? - size sormalı... - neyi?... - lan sus!... ........................ İşte böyle efendim, iki kader arkadaşı, kaderin tekme tokat giriştiği iki can dostu, sahte para bulundurmaktan karakola giderler. Daha ne olduğunu anlamadan kendilerini nezarette bulurlar. - abi ne oldu? - gir içeri.. - abi burası dolu.. - sıkışırsınız!.. - yer yok ki!.. - lan gir!.... ............. - geçmiş olsun siz neden burdasınız?... - eyleme katıldık... - eylem derken?... - dünkü mitinge katıldık!.. - abiiiiiii..... - abi biz devleti bölmedik abii!... ................ aradan zaman geçer, iki can dostu sessizce köşede bekler. Bir süre sonra kapılar açılır ve herkesi nezaretten çıkartıp arabalara koyarlar... - abi biz bölücü değiliz. - abi ben sadece kitabı o da sobayı yakmak için bölerdim.. - abi bizimki sahte para... - lan yürü...savcıya söylersin.. - abi sahte pa..... - lan yürü.... ................ Savcılık Odası!.... - siz ne arıyordunuz orada... - yemek alacaktık.. - eylem alanında mı?.. - yok markette abi!.. - lan siz örgüt üyesi değil misiniz... - abi bizimki sahte para!.. - sahte parada mı yapıyosunuz?... - abiiiii!.... - abi biz markette alışveriş yapıyoduk.. - örgüt için mi? - yok abi açtık... - örgüt yemek parası vermiyor mu?.... - veriyo mu? - vermiyor mu? - veriyo mu? - vermiyor mu? - veriyo mu? - lan sus!.. - veriyo mu (kısık sesle) - abi biz fakiriz... - örgüt fakirleri alıyor zaten!... - sigorta yapıyorlar mı? - yemek parası ne kadar veriyolar abi!.. - ne diyosunuz lan siz... - abi biz cüzdan bulduk sokakta, onunla mar.... - cüzdanı kim verdi?.. - bulduk.. - nerede? - sokakta.. - polise niye gitmediniz... - yemek alak dedik... - örgüt evinde yeseydiniz.. - bilseydik yerdik... - neyi yerdiniz?... - yemeği!... - ne yemeği?... - allah ne verdiyse... - şunları dosyalarını ver lan... Neyse efendim, savcı dosyalardan bunların eylemle alakası olmadığını, hatta hiç suçlarının olmadığını anlar ve ikisine 20 ytl verip serbest bırakır. Bu iki kafadar, hayatın eziyetlerden posasını çıkarttığı iki kader arkadaşı, sevinç içinde adliye binasından çıkarlar. Kendilerini, en yakın markete atarlar ve alışveriş yaparlar. Sevinç içinde ellerinde poşetlerle Bugu'nun fakirhanesine doğru ilerlerler. İşte tam o sırada, bir anda, gökyüzü kararır ve feci bri yağmur başlr. İki kafadar, ıslanmamak ve malzemeleri ıslatmamak için hızlanırlar ama kader, bir kez daha kötü ağlarını örmeye başlamıştır. İki can yoldaşı, akder arkadaşı, cadde'den tam karşıya geçecekleri sırada, yüz metre ileride, futbol topu yüklü bir kamyon kaza yapmamak için ani fren yaapr ve kasadaki toplardan bir kaçı fırlayıp yola düşer. Bu toplardan biri Rasko'nun kafasına sertçe çarpar ve Rasko dengesini kaybeder. Kendini ayakta tutmaya çalışırken elindeki poşetler yola savrulur. - lan noliii...lan yemek..buguuuuu....yemeklerr.... tam bu sırada, rasko yola dökülen yemekleri almaya çalışırken, ayağı kayar ve kaldırıma yüzüstü düşer ve kafasındaki dikişler patlarken söylediği ilk cümle şudur; " bugu yemekleri kurtar..." olur... Bugu ne yapacağını şaşırmış, yola döklen yemekleri kurtarmak için atlarken ayağı Rasko'ya takılır, dengesini kaybeder ve beş metre ileride duran ağaca çarpıp yere yuvarlanır. - ben düştüm rasko, sen nasılsın... - aahhhh... İşte böyle, iki arkadaş yerde kafaları yarılmış bir vaziyette yatarken malzemelerin üzerinden arabalar geçiyordu ve topu bir çocuk alıp evine götürüyordu. İki kafadar, iki kader arkadaşı ise, bir sebze kamyonetinin arkasında hastaneye götürülmüşlerdi.. -------------------- http://www.yasaktube.com/index.php?t...id=PEgp_cu6Jpc ........................ sarı renk bugu kırmızı renk raskodur... efendim... anlatacağımız hikayeye şimdilik bir ara veriyoruz... daha sonra bu iki can yoldaşının, kader arkadaşının yaşadığı ibretlik hikayeye devam edeceğiz... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Depressive Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2008 kimsesiiiizz yalnızııııım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
huuzur Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2008 ayy cokk komıkk yaa koptumm gulmektenn . . . :rofl::rofl::rofl::rofl: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
karkanya Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2008 -abi biz markette alışveriş yapıyoduk.. - örgüt için mi? - yok abi açtık... - örgüt yemek parası vermiyor mu?.... - veriyo mu? - vermiyor mu? - veriyo mu? - vermiyor mu? - veriyo mu? - lan sus!.. - veriyo mu (kısık sesle) nası bi dialogtur bu yaa:D:D:D:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
psiozzy Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2008 -abi biz markette alışveriş yapıyoduk.. - örgüt için mi? - yok abi açtık... - örgüt yemek parası vermiyor mu?.... - veriyo mu? - vermiyor mu? - veriyo mu? - vermiyor mu? - veriyo mu? - lan sus!.. - veriyo mu (kısık sesle) nası bi dialogtur bu yaa:D:D:D:D kesinlikle katılıyorum süper yazmışsın rasko abi eline sağlık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boogee Yanıtlama zamanı: Kasım 25, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 25, 2008 opuhahahha koptum la yeni seri tutturdun bakıom :rofl: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Kasım 27, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 27, 2008 çıkan kısmın özeti: geçirdikleri kazalardan sonra karşılaştıkları hastane de arkadaş olan bugu ile rasko hastaneden kaçar ama bir yanlış anlama sonrası nezarete girerler. oradan çıkıp evlerine giderken kaza geçirirler ve yine hastaneye giderler. .......... bu kadar!.... ........... ne bekliyordunuz ki!.... .................. HASTANE ODASI - lan oğlum, ne vakit geldik lan.. - ne bilim oğlum, en son ağacı hatırlıyom ben... - ne ağacı lan, ben bi poşet gördüm sonra o poşet beton oldu... - sen düştün ya... - haaaa... efendim yukarıdaki konuşma, o iki kader arkadaşı, aç, sefil can yoldaşı arasında geçmiştir anlayacağınız gibi...iki arkadaş, iki kader yoldaşı aynı odada ama bu sefer ayrı yataklarda yatıyorlardı. ikisi de acil'de kendilerine bakacak doktoru bekliyorlardı ama onları doktordan önce, bir hastabakıcı gördü ve tanıdı.. - aha!...siz geçen kaçan iki hastasınız.. - değiliz... - biz hasta bile değiliz.. - hasta lafın gelişi...tanıdım sizi... - ne tanıdın be, ne tanıdın... nerden tanıdın.. hem niye tanıdın?!... - kafanızdan!... - ne var kafamızda ki?.. - yarılmış... geçen seferde yarılmıştı... bu konuşmanın tam burasında doktor içeri girer ve hasta bakıcı herşeyi doktora anlatır. - ama doktor bey, bizim kafamız yarılmıştı biz ameliyat olduk... - dikiş izi bile var.... - ne yapalım!.... - vala bilmem.... - sizde, occipitalde kunt travmaya bağlı calvariada çökme kırığı ve scalpta laserasyon on hemisferde konturkup hemoraji, buna bağlı sereural infarkt gelişmiş. psikimotor retardasyon, halusilasyon, epilepsi, konvulziyon gelişebilir ve norolojik sekeller oluşabilir. opere edilmelisiniz. - bizim psikolojik sorunumuz yok!.. - ne dedi ki la?.. - psiko falan dedi ya...ondan dedim... - vay be....arkadaşıma bak...doktorları anlıyo...peki kontur niye dedi? - bilmem ki onu.. - ya doktor sen ne dedin!.. - hastasınız, kafanızdan oynatabilirsiniz... - hadi be!.. - kontur niye dedin ki?... doktor aceleyle yanalrından giderken hastabakıcı onlara bakıyor, onlar kapıya bakıyordu. - kontur niye dedi la!... - ne bilem lan....(hastabakıcıya) işini yapsana!.. - bitti.. - evine git... - işim var.. - yap... - bitti... - git dinlen... - yasak.. - çık biz dinlenek.. - yasak... - bırak gidek... - yasak.. - niye... - doktor söylemedi... - neyi... - çıkmanızı söylemedi... - niye.. - o söylemeden çıkartmam... - neden... - la havle...benim işim var arkadaş, uğraştırmayın... - git işini yap... - bitti.. iki kader arkadaşı, iki can dostu bu hastabakıcıdan kurtulmanın çarelerini aramaya başlarlar. hastabakıcı yanlarından hiç gitmemektedir. - lan bak, ben şimdi tuvalete gitmek için çıkıcam o da gelecektir. sen çıkışı bul, beraber kaçak... - sen gelince gitmez ki... - o zaman sen kaç, seni aramaya çıkarlarsa bende kaçarım.. - tamam.. ................. - tuvaletim geldi... - git yap... - nereye?.. - tuvalete.. - tuvalet nerde?... - koridorun sonu.. - sen gelmiyon mu? - niye gelim ki lan... - o zaman sen gel... - o niye geliyo.. - onunda gelmiştir kesin.. - tek tek gidin... - niye tek tuvalet mi var?... - hemen gelin... iki kafadar tuvalet bahanesi ile odadan çıkmıştır. bu arada söyleyelim, kafalarına doktor tarafından dikiş atılmıştır. hızlı bir şekilde acilin çıkışına doğru ilerlerler ve kendilerinden emin bir şekilde kapıdan geçerler. - oğlum bence ara sokaktan geçek.. - niye la... - kimse görmez bizi..karanlık oralar... - doğru lan..hemi de kestirme... bu sözlerden onra iki kader arkadaşı, ilk ara sokağa saparak hem karanlıktan, hem de kestirmeden yararlanmak istedikleri gibi olmayacaktır. - hop birader.. - bize dedin!... - başka kim var la burda yarık kafa... - lan, kafanız karnı yarık gibi olmuş la... - abi biz fakiriz... - abi bırakın gidek.... - lan ne oluyo..ne diyosunuz siz... - abi öldürmeyin bizi, acıyın bize...ne paramız, ni bişeyimiz var bizim.. - yok bişeyimiz abi.. - o bile yok abi... - ne yok?.. - bişey... - bişey ne lan?.. - bilmiyom abi...yok işte... - lan s.ktirin gidin..delilere çattık lan... - allah ne muradınız varsa versin...allah nasıl biliyosa öyle yapsın..alla... - lan sus... - allah sizi koruuuu....ahhhh... - lan çukura düştü adam, kaçın lan.... kurtulmanın sevinciyle adamın eline sarılan rasko önündeki taşa takılarak dengesini kaybetmiş, beş metre kendini düzeltmeye çalışmış tam düzelirken de önündeki çukura düşmüştü. adamlar kaçmış, bugu orada kalmıştı. arkadaşının sesini duyan ama kendisini karanlıktan göremeyen bugu telaşlı bir şekilde bekliyordu. - raskooooo...nerdesin.... - çukuuurdaaaa... - ne işin var orada.... - düştüm... - ben yardım çağıram mı? - bi zahmet....ah kafam... - kafana ne oldu... - yarıldı.... - geçmiş olsun.... - sağol... bu konuşmadan sonra bugu, kader arkadaşını kurtarmak için yola çıkar ama tam iki adım atmıştır ki rasko'nun sesini duyup durur. - buguuu... - ne var arkadaşım... - marulla domates var... - nerde... - cebimde.... - ne arıyo ki orda?.. - bizi hastaneye götüren kamyonetten almıştım.. - açım la ben... - bende açım ama sana bırakırım... - gelimde yukarı at bi tane... bugu, rasko'nun cevabını beklemeden koşarak raskonun olduğu çukura doğru ilerler ama yolu kaybetmemek için de raskoyla konuşmaktadır. - hazırla raskooo... - tamam, sen sesime gel... - geliyoruuuuu...ahhh..anam.... - buguuuu...kardeşim ne oldu... - aahhhh...düştüm..ahhh..kafam... bugu, rasko'ya doğru koşarken önündeki ağacı fark edememiş ve ona çarparak yere düşmüş, kafasınındaki dikişlerin patlamasına sebep olmuştur. rasko'nun ve bugunun bağırmalarına uyanan insanlar polisi aramıştır. iki kader arkadaşı yerdeyken polis gelmiştir.- - ne arıyonuz lan burda... - eve gidiyoduk.... - hırsız mısınız siz?.. - yok abi fakiriz... - zaten fakirlerden hırsız oluyo... - bişey çalmadık abi...- kafamız yarık bizim... - lan gelin..önce bi hastaneye gidekte sonra bakarız bakalım neymişsiniz... polis, iki arkadaşı, kaderin bütün gıcıklığını görmüş iki dostu yanlarına alarak ahstaneye götürdü...[/B] sarı renk bugu kırmızı renk raskodur... efendim... anlatacağımız hikayeye şimdilik bir ara veriyoruz... daha sonra bu iki can yoldaşının, kader arkadaşının yaşadığı ibretlik hikayeye devam edeceğiz... http://www.yasaktube.com/index.php?t...id=PEgp_cu6Jpc Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
karkanya Yanıtlama zamanı: Kasım 27, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 27, 2008 - buguuu... - ne var arakdaşım... - marulla domates var... - nerde... - cebmde.... - ne arıyo ki orda?.. - bizi hastaneye götüren kamyonetten almıştım.. - açım la ben... - bende açım ama sana bırakırım... - gelimde yukarı at bi tane... yahu bu kadar acımasız olma rasko abi bi gündeyarılmasın kafalar:D:D:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Kasım 27, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 27, 2008 http://www.yasaktube.com/index.php?t...id=PEgp_cu6Jpc Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mrs_Echelon Yanıtlama zamanı: Kasım 27, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 27, 2008 :D bence kitap yazmalısın.. süper olmuş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2008 çıkan kısmın özeti: yukarıları okuyun... ................... - oğlum yürüsenize.. - komserim ayağım burkuldu.. - hade lan yürü.. - yürüyebilsem...daha çok var.. - lan yürü şura işte... iki kafadar, kafaları yarık bir şekilde polisle birlikte hastaneye girerler. polis onların daha önce hastaneden kaçtıklarını bilmeden yeni kayıt yaptırmak için birini aramaktadır. o sırada hastabakıcı arif alinde simitle onların yanına gelir. - hayırdır.. - bunların kaydı yapılacak.. - yapmam... - kim yapar kaydı.. - ben.. - yapsana.. - yapmam.. - ne demek yapmam... - simit yiyorum.. - allahım sabır ver... - kısmet.. - ne kısmeti lan.. - sabır... - ne diyon lan sen... - sabır, kısmet işi.. - la havle..kayıtlarını yap şunun.... - yapmam... - neden lan, neden.. - onların kayıtları var... - ne diyon lan sen... - onlar tuvalete gitmişti en son..(döner) hayırdır, b.k çukuruna mı düştünüz.. - ne oluyo burda!... - doktoru çağırim... hastabakıcı, doktoru çağırmaya giderken iki kader arkadaşı acilde yanlarında iki polisle bekliyorlardı. - olum açım ben.. - daha yemek bile yiyemedik lan... - abi yemek ısmarlasana..(polise) - sus lan.. - ben aç değilim zaten... iki kafadar, kader arkadaşı ile polis arasında geçen bu gereksiz ve kısa konuşma doktorun oraya gelmesi ile son bulur. doktor iki arkadaşa bakar, üstlerinin nasıl olduğuna bakar, uzun uzun, sessizce bakar. hiç konuşmadan bakar, kafalarını inceler, incelerken bir "hım" sesi bile çıkartmadan bakar, bakar, bakar... - arif efendi, dik şunları da gitsinler... hastabakıcı arif, ikisini de yan odaya alır ama polisleri dışarıda bırakır. - bizde giricez.. - neden?. - onları yakaladık.. - niye.. - ihbar vardı... - olabilir.. - kaçmasınlar diye gircez... - yasak... - kardeşim onlar gözaltına!... - neden?.. - ihbar var, hırsız olabilirler... - olabilir... - tamam işte, o yüzden içeride onların yanında olucaz.. - yasak.. - kaçabilirler.. - kaçamazlar.. - kardeşim kaçabilirler.. - kaçamazlar... - neden, sen mi durdurcan?.. - işim olmaz!.. - bırak içeri girelim... - yasak... - lan kaçarlarsa seni alırız!.. - kaçamazlar... - neden lan, neden!.. - cam yok oda da!. - höt!... efendim, içeriye iki talihsiz arkadaşlar hastabakıcı girer, hastabakıcı kapıyı kapatır ve iki kader arkadaşına döner. - hayırdır.. - hayırdır ne lan.. - b.k içindesiniz.. - sana ne.. - sen işine bak.. - işim bu.. - dik kafamızı.... - dikeriz... - dik işte... - acelesi yok!... - lan kanıyo!.. - bitmez kanınız... - nerden kaçtınız lan... - arka kapıdan... - b.ka ne vakit bulandınız... - sana ne.. - getir kafanı!.. - sen biliyon mu?.. - neyi. - dikmeyi... - terziliğim vardır... - kafa dikcen llan..diktin mi hiç?.. - yok pantolon, bere falan diktik... - lan insan dikcen ya, bilmiyosan başkası gelsin... - takdir.. - ne takdiri?.. - allahtan... - ne diyon lan sen!... - takdir allahtan.....şimdi kafa dikeriz, yarın yırtık don.. - anaaammm... neyse efendim, hastabakıcı iki kader arkadşının kafalarını dikmiş, onları polise teslim etmiştir. polisler, iki can yoldaşını alıp karakola götürüp nezarete attılar. nezarette iki can yoldaşının dışında iki kişi daha vardı. - geçmiş olsun... - sağol... - geçmiş olsun.. - sağol.. - ben açım, beynim dönüyo olum, kaç gündür yemek yemedik.. - bende yemedim lan, diren biraz daha.. - hop birader.. - ne oldu... - diren, miren ne ayak lan... - yok bişey.. - gominükmisinüz lan siz.. - ne diyon lan sen... - sen ne diyon la zibidi!... - başım dönüyooo layynnn...ahh.. raskolnikov, açlıktan ve bu kadar hareketten güçsüz kalıp en sonunda bayılmıştır. nezarette, bir telaş başlamış bugu dışındaki iki kişi uzak bir köşeye gitmiştir. bugu'nun bağırmalarına polis en sonunda cevap vermiştir. - noluyo lan burda?.. adam niye yerde lan.. - bayıldı... - noldu... - açlık grevindeymiş komserim, terörist bunlar... - ne diyon lan.. - komserim, diren diyodu bu ona... - evet amirim, bende duydum. diren dedi, haklıyız dedi, kazancaz dedi, mücadelemiz dedi. hatta yoldaş bile dedi...o kadar yani..demedi mi lan?... - dedi komser bey...örgüt bize bakar dedi, içerde dedi... - tamam..anlaşıldı..siz ikiniz, şurda bekleyin, ben amirime söyleyip geliyorum.. polis iki kadersiz kader arkadaşını orada bırakıp amirine yeni durumu anlatmaya gider.. sarı renk bugu kırmızı renk raskolnikov -------------------- efendim... anlatacağımız hikayeye şimdilik bir ara veriyoruz... daha sonra bu iki can yoldaşının, kader arkadaşının yaşadığı ibretlik hikayeye devam edeceğiz... Uyarı: kullanılan argo kelimeler metnin içeriğinden dolayı kullanılmıştır.. -------------------- http://www.yasaktube.com/index.php?tag=boynu+b%C3%BCk%C3%BCkler&type=tag 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mysteriouslady Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2008 Hadi bakalım bekliyoruz:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
karkanya Yanıtlama zamanı: Aralık 28, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 28, 2008 bu hastabakıcı sonunda beni hasta edicek yahu:rofl::rofl: ama ama arayı çok uzun tutma rasko abi bide bi fırsat verde yemek yesin garibanlar valla kan kaybından gitmedilerse bile açlıktan gider kesin bunlar:rofl::rofl: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Aralık 28, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 28, 2008 bu hastabakıcı sonunda beni hasta edicek yahu:rofl::rofl: ama ama arayı çok uzun tutma rasko abi bide bi fırsat verde yemek yesin garibanlar valla kan kaybından gitmedilerse bile açlıktan gider kesin bunlar:rofl::rofl: senin hatrına yemek yedircem:D söz:D ama ne yerler ne kadar yerler karışmam:D:blink: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
GuiltyDemon Yanıtlama zamanı: Aralık 28, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 28, 2008 Demek tanışma hikayeniz böyle oldu Çok güzel olmuş gerçekten abim en kısa zamanda kitap yazmalısın hatta kitabın adı ''anlatsam roman olur '' olsun bu arada parça çok damar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.