Jump to content

Bir "Dayak" Alabilir Miyim Lütfen!...


raskolnikov

Önerilen Mesajlar

Ahmet Zeki Gayberi: Bir “dayak” alabilir miyim lütfen”

.....................................

 

Her delikanlı bir Polat Alemdar…

 

“Racon değil, kafa keseriz biz” replikleri eşliğinde birbirini boğazlıyor gençler.

 

Ayrıca her meşhur kadın da artık bir “Aliye”... Her öykü yeni bir dizi senaryosu...

 

Eee, ancak elektrik alınarak başlayabilen aşkların, işkence tadında geçmesi, determinist bir sonuçtur, katlanacaksınız…

 

 

 

 

Sahne ve moda dünyasının bu yıl en trendi iki olgusu şunlar oldu;

 

“Ay vallaha ben de dayak yedim sevgilimden, hem de sille tokat!”

 

Medyanın, daha yeni “duyduğu” ve gündeme “bomba” gibi düşen diğer trend ise “Lise şiddeti”

 

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Gerçek şu ki dünyanın en gelişmiş toplumlarında, fakir-zengin, eğitimli-cahil farkı gözetilmeksizin kadına uygulanan genel bir şiddet eğilimi var mayamızda. Hele erkeklerin be kategorizasyonda özne-fail konumunda bulunması da pek natureldir!

 

Ama bazı toplumlar bunu problem haline getiriyor, bazıları da bizim gibi pek rutin, pek olağan pek sıradan bir vaka-i adiye imiş gibi ‘takmıyor’...

 

Haliyle geleneklerin duvarının aşındığı bir çağda, eskiden ‘aile mahremiyeti’ denip üstü örtülen pek çok şey gibi kadına şiddet de artık faş ediliyor. Eh ne diyelim, darısı ‘ensestin’ başına... (Neyse bu ensest hadisesi de başlı başına daha uzun ve alengirli bir mevzu...)

 

Hiçbir kariyer ve sınıf farkı gözetmeksizin kurumsallaşmış bir yapı arzeden ‘dayak’ olayında son gelinen nokta “itiraf et kurtul” modasına dayanmış vaziyette...

 

Her gün orta yere fırlayan yeni bir popüler kadın, sevgilisinden ya da kocasından yediği tokatı veya kocasının kaçırdığı çocuğunun varoşvari arabesk öyküsü ile “yok aslında birbirimizden farkımız” dedirtti tüm izleyenlere...

 

Aynı şekilde, sanki biz hiç yaşamadık, bizim çocukluğumuzda, gençliğimizde “şiddet”in şeddesine yer yokmuş gibi “Liselerde şiddet dehşeti” olgusu irdeleniyor habire!

 

Kız veya oğlan fark etmiyor, sustalısını, kelebeğini, çakısını, kamasını kapan liseye koşturup, yürek delmeye, gırtlak koparmaya koşuyor…

 

Böyle topluca yolculuk yapılan ve aynı hedefe yönelmiş dolmuş yolcusu hissiyatına gark ettiler tüm ülkeyi...

 

Kadınlar biteviye zırıldak, delikanlılar biteviye fırıldak!

 

Alenen, dayak ve şiddet reytingleri fırlatan bir trend haline geldi.

 

Hergün ortaya fırlayan mankenler mi dersiniz, spikerler mi dersiniz, sosyete mi dersiniz, türbanlı mı dersiniz, solcu mu dersiniz, laik mi dersiniz! Her milleten kadın şiddete maruz kaldığını haykırıyor! Liselerin önündeki tezgahlarda, sadece sustalı ve CD satılıyor. (Resmen haberlerde izledim bu sahneyi). “Allaha şükür işler iyi” diyor işportacı amcam..

 

Dayak yiyen kadınlar cephesinde ise meşhurların bolluğu dikkat çekiyor. Fotoğrafın bütününde şöyle bir “Çocuk da yaparım, kariyer de” tadı var!

 

Eh bir de şiddet, aksiyon, marazi aşklar, kaçırılan çocuklar, para ve seks gibi garnitürlerle de beslenince “yeme de yanında yat oluyor” insan!

 

Malum açız zaten abi aç! İştah kabartıyor ve ‘aç’lığımıza ‘mama’ sunuyor... Ya da bunu, MAMA’lar ‘aç’lara manken sunuyor diye de okuyabilirsiniz…

 

Her meşhur artık bir “Aliye”... Her öykü yeni bir dizi senaryosu...

 

“Elektrik almakla başlanabilen aşklar”ın, işkence tadında olması ile ilgili korelasyona dikkat! Determinist bir süreç izliyor yani mevzu…

 

Ekranlar en sonunda safra gibi “sille delisi” olmuş ünlü kadınlar akıtıyor ... Deşilen gençler ve haliyle yine bir kez daha ağlayan analar…

 

Bu sosyetesinden meşhuruna, garibanından varoşlarına, megapolundan taşrasına kadar sarmaşık gibi ülkeyi kuşatan psikopatlığın sonu nereye çıkar sizce?

 

Ben söyleyeyim yakında; reyting rekorları kıran kadın programlarında şöyle seslenecek hanım teyzeler birbirine:

 

“Hadi oradan sizinki de evlilik mi? Evlilik dediğin içinde biraz ‘ekşın’ barındırır canım! Daha senin kocan iki tane okkalı Osmanlı tokadı bile patlatmamış, çocuğunu alıp şöyle birkaç hafta ortadan kaybolmamışken, utanmadan evliyim diye mi dolanıyon ayol!”

 

Sunucu da rejiye seslenir haliyle: “Hasan! Hasan! Atın ulan bunları dışarı! Reytingin içine etti sünepe kılıklı karılar..!”

 

NOT: Bu işin tek müsebbibinin medya olup olmadığı konusu ise ayrı bir yazı konusu…

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...