Dünya nereye gidiyor?

Daha güçlü kasırgalar, sıklaşan seller... Bilim adamlarına göre son yıllarda artan doğal afetler yüzünden iklim değişiklikleri, nükleer savaş ya da göktaşından daha tehlikeli...

LONDRA - Depremler, kasırgalar, seller... Asya'da deprem oluyor ve bir nesil yok oluyor. Amerika'da kasırgalar koca bir kenti yıkıyor. Hint Okyanusu'nda dev dalgalar adaları yutuyor. Denizler asitli, hava kirli, buzullar eriyor. Kuş gribi, milyonları öldürebilir. Yoksa gezegenimizin sonu mu geliyor?

Son 30 yılda tayfun, siklon, kasırga gibi hava olaylarının arttığını söyleyen uzmanlara göre torunlarımızın daha tehlikeli bir dünyada yaşayacağı bir gerçek. Bilimadamları, ekolojik kaynaklı felaketin nükleer bir savaştan ya da bir göktaşının gezegene çarpmasından çok daha kötü sonuçlara neden olacağını belirtirken; bu durumdan öncelikli olarak yoksul ve hazırlıksız ulusların darbe yiyeceğini vurguluyor.

Britanya Başbakanı Tony Blair, şubat ayında farklı ülkelerden 200 bilim adamıyla görüşmesinde iklim değişikliği kaynaklı küresel felaket konusunda uyarılar almıştı. Keşmir'deki depremzedelerin, mevsim normallerinin dışındaki yağışla ikinci bir darbe yemelerinin bir nedeni de bu olabilir. Havadaki karbondioksit ve sera gazı miktarının uzun zamandır artış gösterdiği biliniyor. İklim bilimcilere göre bugün yaşadığımız hava değişimleri de bunun bir parçası.

Blair'in toplantısına katılan bilim adamlarından Dr. Geoff Jenkins, yüzyılın sonunda ortalama hava sıcaklığının beş derece artacağını ve Dünya'nın daha da ısınacağını belirtiyor. 2003 yazında Avrupa genelinde 15 bin kişi sıcaktan ölürken İspanya ve Fransa'da tarım da baltalanmıştı. 2050 yılında Avrupa'nın serin olan kuzeyinde bile yazların böyle geçmesi bekleniyor. Yüzyılın sonunda ise dünyanın üçte birinin aşırı kuraklık yaşayacağı belirtiliyor.

Bazı ülkelerde nehirler taşacak, bu yaz Avrupa'nın doğusunda yaşananlara benzer bir şekilde sel suları hâkim olacak. Deniz seviyelerinde görülecek yükselmeyle birlikte fırtınaların hasar riski de bu durumla birlikte tıpkı Katrina örneğindeki gibi artacak. Britanya Meteoroloji Merkezi'nin bir modeline göreyse 100 yıl içinde Amazonlar ölecek, kutuplardaki buzlar tamamen eriyecek. (The Independent)

bırak gitsin ya:D

kabus gibi...gelişmiş ülkelerin(!!!!) dünyanın da bir canlı olduğunu umursamadan ekolojik dengeyi bozucu çalışmalarının ve bu çalışmaları durdurmamaktaki ısrarlarının milyarlarca insanın ve canlının hayatını bu şekilde etkilemesi ve hep konuşulup hiç bir şey yapılamaması...bireysel olarak az elektrik kullanmak, plazma tv almamak vb. gibi önlemlerle içimizi rahatlatabilir, daha doğayla bütünleşik yaşayabiliriz, büyük etkileri yaratan büyük ülkelerin kararlarını ise sadece protesto edebiliriz. iç karartıcı bir tablo.

allah kainatı değişim sistemi üzerine kurmuş. kainat sürekli değişiyor. tefsir kitaplarında yazdığına göre insanlardan önce bu dünyada altı farklı hayat gelip geçmiş. yani altı defa kıyamet kopmuş. 7. si şu anda varolan hayat sistemi.

ayrıca insanlık tarihindede altı büyük helak olayı meydana gelmiş.

insanlık ve evren şu anda yedinci büyük helak ve yokoluşu bekliyor. bunun adı kıyamet. kıyamet yavaş ve belli bir ölçüde devam eden değişimin birden çok jızlanması ve buna bağlı olarak evrenin dengesinin bozulup her şeyin başladığı noktaya dönmesi demek. yani tabiri caizse bir düzenin yıkılıp tekarar yeni bir düzenin kurulması.

düzen yıkılırken bu düzen içindeki bütün canlılarda değişime ayak uyduramayıp yok olacak yada ölecek.

yoksa kıyamet evrenin tamamen yok olması demek değil.

aslında konuyu mecrasından çıkarttım galiba ama sanırım meramımı anlatabildim.

bilim adamları bu duruma şöyle bir yaklaşım getirmişler yokuş aşağı giden araba teorisi diyorlar.yani her geçen gün iklimler hızlı bir şekilde değişiyor.sonunda iklimleri bile yerinden oynatmayı başardık:)

benim bildiğim kaynaklar 5. nesil olduğumuzu, beklenen tufanın ardından altın çağı 6. ve 7.nesillerin yaşayacağını belirtiyor. kıyamet kelimesi ise bildiğim kadarı ile kıyam etmekten gelir anlamı da uykudan uyanmaktır.

benim bildiğim kaynaklar 5. nesil olduğumuzu, beklenen tufanın ardından altın çağı 6. ve 7.nesillerin yaşayacağını belirtiyor. kıyamet kelimesi ise bildiğim kadarı ile kıyam etmekten gelir anlamı da uykudan uyanmaktır.

kıyamete kıyamet denmesinin sebebi o gün bütün ölüler kabirlerinden (bir anlamda uykudan uyanarak) kalkıp mahşere doğru gidecekler. onun için kalkmak anlamında kıyamet denmiş. ben olayın ne olduğunu anlatmaya çalıştım.

birde 5. nesil olayının kaynağını söyleyebilirseniz karşılaştırma yapma şansım olur.

Hesiod, "Works and Days",

Hintlilerin kutsal kiatbı: "Bhagavad Purana",

Kutsal Hindu kitapları "Vedalar",

Zerdüşt kutsal metinleri "Zend Avesta",

Eski Çin Ansiklopedisi,

Maya Takvimi,

Hopi Kızılderilileri efsaneleri,

Meksika Krallığına ait tarihi kayıtlar,

Humbold, "Researches",

Ergun Candan "Kıyamet Alametleri"

hepimis ölcessss

Bu kaynaklar 7 devreden bahseder ve özetle bizim devremiz olan 12.000-12.500 yıldır süren ve sonuna geldiğimiz 5.devre olan kimi yerlerde "Demir Çağı" olarak adlandırılan zamanı yaşadığımızı söyler.

Hesiod, "Works and Days",

Hintlilerin kutsal kiatbı: "Bhagavad Purana",

Kutsal Hindu kitapları "Vedalar",

Zerdüşt kutsal metinleri "Zend Avesta",

Eski Çin Ansiklopedisi,

Maya Takvimi,

Hopi Kızılderilileri efsaneleri,

Meksika Krallığına ait tarihi kayıtlar,

Humbold, "Researches",

Ergun Candan "Kıyamet Alametleri"

anlaşamadığımız nokta benim alıntı yaptığım kaynaklar islam tarihi ağırlıklı. taberi, tevariyhun nübüvve, ahvalu alem isimli kitaplardan alıntı yaptım.

onlardaki bilgiye göre 7. evreden sonra sonsuzluk dönemi başlıyor ki buda cennet yada cehennem hayatı.

evet aynısı denebilir. anlaşamadığımız şu an 7.de değil 5.te olmamız sanıyorum.

--------------------

bu devreden sonra 2 devre daha olacak bendeki kaynaklara göre

--------------------

dünyanın her köşesinden aynı bilgilerin yüzlerce hatta binlerce yıl önce gelmesi ilgilenmeye değer.

aslında bu bilgilerin bir çoğu bilimsel değil. ya efsane, ya yorum yada din ağırlıklı bilgiler. içlerinde çok az bilimsellik var.

faka ilginç olan şu. her ne kadar tarz, kaynak ve bilgiler farklı olsada netice bir noktada birleşiyorlar.