Termevsimi Oluşturma zamanı: Aralık 3, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 3, 2008 MEDİTASYONDA YÜZ ON İKİ YÖNTEM VARDIR; bunlar on bin yıl önce keşfedil-- miştir. Ben çağdaş insan için birkaç yeni yöntem buldum çünkü diğer yöntemler- tamamen farklı bir insanlık için, çok sade insanlar için yaratılmıştı. Çağdaş insan sade değildir, çok karmaşıktır. O yöntemler baskı altında olmayan, doğal insanlar içindi. Bu on bin yıl içinde dinler herkesi baskı altına aldı. Cinsel açıdan ve başka yöntemlerle insanlığı kendi doğasına aykırı bir yola itti. Bu yüzden ben yeni katarsis (rahatsız edici duyguları dışa vurarak onlardan kurtulma) yöntemleri yarattım, böylece tüm baskıları, benliğinin tüm çöpünü atabiliyor, temiz, tabula rasa olabiliyorsun. O zaman o yüz on iki yöntem — sana çekici gelen herhangi bir yöntem — benliğini dönüştürmek için yeterli oluyor. HER GÜN ALTMIŞ DAKİKA İÇİN DÜNYAYI UNUT. Bırak dünya senden kaybolsun, sen dünyadan kaybol. Yüz seksen derece dön ve içeri bak. Başlangıçta yalnızca bulutlar göreceksin. Onlar için endişelenme; bu bulutlar baskıladıkların tarafından yaratılmıştır. Öfke, nefret, açgözlülük ve her tür kara deliğe rastlayacaksın. Onları baskıladın, bu yüzden oradalar. Ve senin sözde dinlerin sana onları baskılamayı öğretti, bu yüzden yara gibi oradalar. Onları saklıyordun. İşte bu yüzden ilk önce katarsis üzerinde ısrar ediyorum. Büyük bir katarsis yaşamadığın sürece çok buluttan geçmen gerekecek. Bu, yorucu olacak ve o kadar sabırsızlanabilirsin ki, dünyaya geri dönebilirsin. Ve şöyle dersin, “Hiçbir şey yok. Ne lotus, ne güzel koku, yalnızca pis kokular ve çöpler var.” Biliyorsun. Gözlerini kapattığın, içeriye ilerlediğin zaman neyle karşılaşıyorsun? Budaların bahsettiği o güzelim topraklara rastlamıyorsun. Orada baskılanmış, seni bekleyen cehennemlere, ıstıraplara rastlıyorsun. Biriken, pek çok ömrün öfkesi, orada bir yığın halinde duruyorlar, öyle ki insan dışarıda kalmak istiyor. İnsan sinemaya, kulübe gitmek, insanlarla tanışmak, dedikodu yapmak istiyor. İnsan bitkin düşene ve uyuyakalana dek meşgul olmak istiyor. Sen böyle yaşıyorsun, bu senin yaşam tarzın. Bu yüzden insan içe bakmaya başladığı zaman, doğal olarak kafası çok karışıyor. Budalar büyük kutsallık, harika kokular olduğunu söylüyor — çiçek açan lotuslara ve sonsuz kokulara rastlıyorsun. Bu cennetten, içindeki bu Tanrı’nın krallığından bahsediyorlar. Ve içeri sen girdiğin zaman, sen yalnızca cehenneme rastlıyorsun. Buda topraklarını değil, Adolf Hitler toplama kamplarını görüyorsun. Doğal olarak, bütün bunların saçmalık olduğunu, dışarıda kalmanın daha iyi olduğunu düşünmeye başlıyorsun. Ve neden insan kendi yaraları ile oynayıp dursun ki? Canını acıtır, yaralardan irin akmaya başlar ve bu pis bir şeydir. Ama katarsisin yardımı olur. Yarayı boşaltırsan, kaos dolu meditasyonlar yaşarsan — bütün bu bulutları, bütün bu karanlığı dışarı atarsın — işte o zaman dikkat kesilmen daha kolay olur. İşte bu yüzden kaos dolu ilk meditasyonlardan ve sonra sessiz meditasyonlardan bahsediyorum. İlk önce aktif meditasyonlar, sonra pasif meditasyonlar. Ancak orada olan her şey çöp gibi dışarı atıldıktan sonra pasifliğe ilerleyebilirsin. Öfke atılmıştır, açgözlülük atılmıştır... Katman katman, bu şeyler oradadır. Ama onları dışarı attıktan sonra kolayca içeri girebilirsin. Seni engelleyecek hiçbir şey yoktur. Ve aniden — Buda ülkesinin parlak ışığı. Aniden tamamen farklı bir dünyada bulursun kendini. Provokatör Mistik Omega Yayınları Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest Asakura Yanıtlama zamanı: Aralık 3, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 3, 2008 teşekkür ederim çok güzel bilgiler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.