raskolnikov Oluşturma zamanı: Aralık 3, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 3, 2008 Arapça sanıyordum ama "niyaz" sözcüğü de "namaz" gibi dilimize Farsçadan geçmiş. Dua, yakarı anlamına geliyor."Namazında niyazında" biri denildiğinde, bir deyim olarak, kendini duaya, ibadete vermiş, dinine (burada İslam) bağlı kişi anlaşılıyor. Peki, "namazında niyazında" kişinin, cinayetle, insan öldürmekle ilgisi olabilir mi? "Namazında niyazında" kişi cinayet işler mi? İnanç değerleri olması gereken "namaz" ve "niyaz" kavramlarıyla bir insanın yaşamına son vermek arasında nasıl bir bağıntı kurulabilir? * * * Din adına tarih boyunca sayısız cinayet işlendi. Hıristiyanlığın bu konudaki sabıkası büyük ölçüde geçmiş yüzyıllara ait. Buna karşılık, geride bıraktığımız 20. yüzyıl ve yaşamakta olduğumuz yıllar, İslam adına işlenen, işlenmekte olan cinayetlerle dolup taşıyor. Bizim uzak ve yakın tarihimizde de din adına sayısız cinayet işlenmiş, işlenmekte. Fakat yazımın konusu, zaten herkesçe bilinen, çoğuna toplumca tanık olduğumuz bu olgular değil. "Namaz niyaz" sözcüklerine dönmek istiyorum. * * * Deyimi bu biçimiyle ilk kez, Danıştay cinayetini işleyen kişinin babası dile getirdi. Oğlunu temize çıkarmak için ve övünerek, onun "namazında niyazında" bir genç olduğunu söylüyordu. Bu babanın nasıl biri olduğu kısa sürede anlaşıldı. Nitekim katil oğul da, babasının övgüsünü hak etmek istercesine, "namaz kılmak" için duruşma salonundan kaçmaya yeltenmişti... Hrant Dink cinayetini azmettiren Yasin adlı kişiyle ilgili olarak, "namazında niyazında" sözü bir kez daha karşımıza çıktı. Bir yakınından, onun da "namazında niyazında" bir genç olduğunu öğrenmiş olduk. Cinayet "zanlı" sının kendisi de, cinayeti işlemeden önce namazını kıldığını söylüyordu. Daha önceki toplu ya da tek cinayetlerin her biriyle aralarında kan akrabalığı bulunsa da, bu son iki cinayetle birlikte, yeni bir durum karşısında olduğumuzu düşünüyorum. Bu "namaz niyaz" edebiyatı, bu dile getiriliş biçimiyle, bana yeni bir olgu gibi görünüyor. Neredeyse "postmodern" bir yenilik diyeceğim geliyor... Namazını kılıyor, niyazda bulunuyor, cinayetini işliyor, sonra belki internet kafede "chat" leşiyor, cep telefonuyla mesajlaşıyor. Ele geçirildiğinde de yakınları, ezberlenmiş bir sözü tekrarlarcasına, suçun üstünü örtmek ya da önemini azaltmak istercesine, bütün bir toplumla ve bu arada "namaz" ve "niyaz" la dalga geçercesine, onun "kendi halinde", "namazında niyazında" bir genç olduğunu söylüyor... Kesinlikle yeni bir olgu, yeni bir söylem biçimi karşısında olduğumuzu düşünüyorum... * * * Teknolojinin olanaklarından yararlanan, futbol oynayan, yoksul aile çocukları da olsalar "modernleşme" ye çok da uzak durmayan bu "genç" ler, günümüz Türkiye'sinin sokaklarını, varoşlarını, kenar mahallelerini dolduruyor. Bence asıl ve başlıca sorun, bu gençlerin eğitimlisinin de eğitimsizinin de, hiçbir hümanist ve bilimsel referansa sahip olmayışıdır Çünkü ülkemizde böyle bir eğitim yok. Çünkü ülkemizde eğitim artık Kuran kurslarıyla başlıyor ve bilim düşmanlarının elinde devam ediyor. Çünkü "namaz" ve "niyaz" kavramlarının ezberlenmiş bir söz gibi ayağa düşürüldüğü bu ülkede evrim kuramını yadsıyan biri ulusal eğitimin başında, asıl referansının (bilim değil) din olduğunu söylemiş (ve bu sözüne bağlılığını her zaman kanıtlamış) bir diğeri hükümetin başında ve cumhurbaşkanlığını da ele geçirmek üzeredir. "Namazında niyazında" genç katiller üreten bir ortamın, yoksulluktan, toplumsal adaletsizlikten bile daha vahim altyapısı (insanlık kültürünün hümanist-bilimsel değerlerinden, birikimlerinden bu kopuş) gözden kaçırılırsa, çok da uzak olmayan bir gelecekte, şu yaşadığımız günlerdeki aymazlığımızı utançla, pişmanlıkla anımsayacağız demektir. Tabii henüz yaşamaktaysak. Cumhuriyet 03/02/2007 Ataol Behramoğlu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.