Termevsimi Oluşturma zamanı: Aralık 4, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 4, 2008 Yüzyılların sömürüsü, yozlaştırması, yüzyılların sapık fikirleri, koşullanmasının—— ‘seks’ sözcüğü ile eşleştirilmesi yüzünden seks çok nazik, kırılgan bir konudur. Sözcük aşırı yüklenmiştir. O varolan en yüklü sözcüklerden birisidir. ‘Tanrı’ dersin; o boş gibi gelir. ‘Seks’ dersin; o çok ağır gelir. Zihinde bin bir tane şey ortaya çıkar: korku, sapkınlık, cazibe; muazzam bir arzu ve muazzam bir arzu karşıtı. Onların hepsi birlikte gelirler. Seks... Sözcüğün ta kendisi kafa karışıklığı, kaos yaratır. Bu tıpkı birisinin durgun bir göle bir taş atması gibidir; milyonlarca, milyonlarca halka oluşur ― sadece ‘seks’ sözcüğü! İnsanlık çok yanlış fikirler etkisinde yaşamıştır... Seksin belli bir yaşta önemli hale geldiğini gözlemlemiş miydin? Onu sen önemli kılmazsın. O senin yaptığın bir şey değildir; o gerçekleşir. On dört yaşında, o yaşlarda, ansızın enerji seksle dolup taşar. Bu sanki baraj kapakları senin içinde açılmış gibi gerçekleşir. Henüz açık olmayan ince enerji kaynakları açılmıştır ve senin tüm enerjin cinsel hale gelir, seks ile renklenir. Seksi düşünürsün, seksi söylersin, seksle yürürsün; her şey seks ile ilgili hale gelir. Her eylem renklenir. Bu, kendiliğinden gerçekleşir; bunun için hiçbir şey yapmamış- sındır. Bu doğaldır. Aşkın hale geçmek de doğaldır. Şayet seks bütünüyle, kötülenmeden, ondan kurtulma fikri olmadan yaşanırsa, o zaman kırk iki yaşında ― tıpkı on dört yaşında seksin açılması ve tüm enerjinin cinsel hale gelmesi gibi, kırk iki yaşında ya da o yaşlarda ― baraj kapakları yeniden kapanır. Ve bu da seksin canlanması gibi doğaldır; o kaybolmaya başlar. Seks senin tarafından herhangi bir gayret olmadan aşılır. Eğer sen herhangi bir çaba göste- rirsen bu, bastırmak olacaktır çünkü bunun seninle hiçbir ilgisi yoktur. Bu senin bedeninin içinde, senin biyolojinin içine yerleştirilmiştir. Sen cinsel bir varlık olarak doğarsın; bunda yanlış hiçbir şey yoktur. Bu, doğmanın yegâne yoludur. İnsan olmak, cinsel olmaktır. Sen döllendiğinde annen ve baban ibadet etmiyordu, onlar bir rahibin vaazını dinlemiyorlardı. Onlar kilisede değillerdi, onlar sevişiyordu. Annen ve babanın, sen döllenirken sevişiyor olduklarını düşünmek bile zor gelir. Onlar sevişiyordu; onların cinsel enerjileri buluşuyordu ve birbirlerinin içinde eriyordu. Sen o zaman döllendin; derin bir cinsel eylemin içinde sen döllendin. İlk hücre bir seks hücresiydi. Ve bu hücrenin içinden diğer hücreler ortaya çıktı; fakat temelde her hücre cinsel olarak kalır. Senin tüm bedenin cinseldir, seks hücrelerinden yapılmıştır. Onlar artık milyonlarcadır. Seksî bir varlık olarak var olduğunu hatırla. Bunu bir kez kabul edersen asırlar boyudur yaratılmış olan çatışma çözülür. Onu bir kez derinlemesine kabul edersen, araya hiçbir fikir katmadan, seks basitçe doğal olarak düşünüldüğünde onu aşarsın. Sen bana yemeği nasıl aşacağını sormazsın, bana nasıl nefes almayı aşacağını sormazsın, çünkü hiçbir din sana nefes almayı aşman gerektiğini öğretmemiştir, bu yüzden. Aksi takdirde bana, “Nefes alma- yı nasıl aşmalı?” diye soruyor olabilirdin. Sen nefes alıyorsun! Sen nefes alan bir hayvansın, ayrıca sen seksî bir hayvansın; ancak, arada bir fark vardır. Hayatının on dört yılı sen, neredeyse seksî değilsindir ya da olsa olsa cinsel olmayan, acemice cinsel oyunlar; sadece hazırlık, prova, hepsi bu. On dört yaşında ansızın enerji olgunlaşır. İzle ... bir çocuk doğar; hemen, üç saniye içinde çocuğun nefes alması gerekir; aksi takdir- de o ölecektir. Sonrasında nefes onun tüm yaşamı boyunca kalmalıdır çünkü o, hayatın ilk adımında gelmek zorundadır. O aşılamaz. Belki ölmeden önce, o zaman sadece ondan üç saniye önce o duracaktır, daha öncesinde değil. Hayatın her iki ucu, başlangıcı ve sonu tam olarak benzeşir, simetriktir, unutma. Çocuk doğar, o üç saniye içinde nefes almaya başlar. Çocuk yaşlandığında ve ölürken nefes alması durduğu an üç saniye içinde ölecektir. Seks çok geç bir yaşta gelir; çocuk on dört yıl seks olmadan yaşamıştır. Ve şayet toplum fazlasıyla baskıcı değil ve dolayısıyla sekse takıntılı değilse bir çocuk seks diye bir olgu ya da seks gibi bir şeyin var olduğundan tamamıyla habersiz bir şekilde yaşayabilir. Çocuk tamamıyla masum kalabilir. Bu masumiyet de mümkün değildir, çünkü insanlar çok bastırıl- mıştır. Bastırma olduğunda, o zaman onunla birlikte takıntı da gerçekleşir. Bu nedenle din adamları bastırmaya devam ederler; ve din adamlarının karşıtları vardır. Hugh Hefners ve diğerleri, onlar devamlı daha çok ve daha çok pornografi üretirler. Yani bir tarafta bastırmaya devam eden din adamları vardır ve cinselliği giderek daha çok ve daha çok parıltılı hale getiren diğerleri, din adamlarının karşıtları vardır. Onlar birlikte var olurlar; aynı madalyonun iki yüzüdürler. Kiliseler yok olduğunda, sadece o zaman Playboy dergileri ortadan kalkacaktır, daha öncesinde değil. Onlar iş ortaklarıdır. Onlar düşman gibi görü- nürler ama bu seni kandırmasın. Onlar birbirlerine laf atarlar ama işler böyle yürüyor. İşlerinde başarısız olup iflas etmiş, bu yüzden de bir iş, çok basit bir iş yapmaya karar vermiş iki adamın hikâyesini duymuştum. Bir kasabadan diğer kasabaya dolaşmaya, seya- hat etmeye başladılar. İlki geceleyin kasabaya girer ve insanların kapı ve pencerelerine katran dökerdi. Bir ya da iki gün sonra diğeri temizlemeye giderdi. Pencereleri ya da herhangi bir katran ya da yanlış gitmiş ne varsa temizleyebileceğini duyururdu. Bu arada diğeri işin diğer yarısını başka bir kasabada yapıyor olurdu. Bu şekilde çok para kazanmaya başladılar. Kilise ve Hugh Hefners ve sürekli olarak pornografi üreten diğer insanlar arasında olan şey budur. Tatlı Bayan Keneen günah çıkarma odasına oturdu. “Peder, erkek arkadaşımın beni öpme- sine izin verdiğim için günah çıkarmak istiyorum,” dedi. “Yaptığının hepsi bu muydu?” diye son derece ilgilenerek sordu peder. “Aslında hayır, ellerini bacaklarıma koymasına da izin verdim.” “Sonra ne oldu?” “Ve sonra onun külotumu aşağı çekmesine izin verdim.” “Ya sonra, ya sonra...?” “Sonra annem odaya girdi.” “Allah kahretsin,” diye iç çekti peder. O birliktedir; onlar bir komplonun ortaklarıdır. Ne zaman aşırı bir şekilde bastırılırsan sapıkça bir ilgi alanı bulmaya başlarsın. Sapık bir ilgi alanıdır sorun, seks değil. Şimdi bu peder nev- rozludur. Sorun sekste değildir, ama bu adamın başı derttedir. Rahibe Margaret Alice ve Francis Catherine arka sokaklarda yürüyorlardı. Birden iki erkek tarafından yakalandılar, karanlık dar bir sokağa sürüklendiler ve tecavüze uğradılar. Rahibe Margaret Alice, “Tanrım, ne yaptıklarını bilmedikleri için onları affet,” dedi. “Kes sesini,” diye bağırdı rahibe Catherine, “benim üstümdeki ne yaptığını biliyor.” Bunun böyle olması kaçınılmazdır. Bu yüzden asla zihninde sekse karşı tek bir fikir dahi taşıma, aksi takdirde onu asla aşamayacaksın. Seksi aşan insanlar onu son derece doğal olarak kabul eden insanlardır. Bu zordur, biliyorum çünkü sen seks konusunda hastalıklı bir toplumda doğdun. Şu ya da bu şekilde ama hepsi bir şekilde hasta. Bu hastalığın dışına çıkmak çok zordur ama birazcık uyanık olursan onun dışına çıkabilirsin. Bu yüzden, aslında önemli olan şey seksin nasıl aşılacağı değil, toplumun bu sapık ideolojisinin nasıl aşılacağıdır; bu seks korkusu, seksin bu bastırılması, sekse olan bu takıntı. Seks güzeldir. Seks kendi içinde doğal ritmi olan bir olgudur. O, çocuk döllenmeye hazır olduğunda gerçekleşir ve onun böyle olması iyidir, aksi takdirde yaşam var olamazdı. Hayat seks aracılığıyla var olur; seks araçtır. Şayet hayatı anlarsan, şayet hayatı seversen seksin kutsal, ilahî olduğunu bileceksin. O zaman onu yaşarsın, o zaman ondan tat alırsın ve geldiği doğallıkla, kendiliğinden gider. Kırk iki yaş ya da o civarlarda seks, var olmaya başladığı zamanki doğallığıyla kaybolmaya başlar. Ancak, bu böyle olmaz. Ben kırk iki yaş civarı dediğimde şaşıracaksın. Sen yetmiş, seksen yaşında ve henüz onun ötesine geçememiş insanlar tanıyorsun. “İhtiyar çapkınlar” tanıyorsundur. Onlar toplumun kurbanlarıdır. Onlar doğal olamadıkları için hâlâ bitirememişlerdir, çünkü onlar zevk alıp tadını çıkarmaları gerektiği zamanlarda bastırmışlardır. Bu haz alma anlarında onlar tamamıyla içinde değillerdir. Onlar orgazm olamıyorlardı, onlar gönülsüzlerdi. Dolayısıyla neyin içindeyken gönülsüz olursan, o daha uzun süre sürüncemede kalır... Benim anlayışım şudur: İnsanlar şayet doğru bir şekilde, sevgiyle, doğallıkla yaşamışlarsa, o zaman kırk ikinci yaşlarında seksi aşmaya başlarlar. Şayet doğal bir şekilde yaşamamış- larsa ve seksle mücadele ediyorlarsa, o zaman kırk iki en tehlikeli zaman olur çünkü onlar kırk iki yaşına geldiğinde enerjileri azalmaya başlar. Sen gençken bir şeyi bastırabilirsin çünkü çok enerjin vardır. Şu, durumdaki ironiye bak: Genç bir adam cinselliği çok kolaylıkla bastırabilir, çünkü onu bastıracak enerjisi vardır. O onu yere devirip üzerine oturabilir. Enerji giderken, azalırken o zaman seks kendisini ortaya koyar ve sen onu kontrol edemeyecek- sin. Bir fıkra duymuştum: Altmış beş yaşındaki Stein, ofisinde oğlu Dr. Stein’ı ziyaret ediyordu. Ve ona, cinsel gücünü artıracak bir şey var mı, diye sordu. Doktor babasına bir iğne yaptı ve sonrasında da ücret almayı reddetti. Buna rağmen Stein ona on dolar vermek konusuna ısrarcıydı. Bir hafta sonra Stein bir iğne için daha geri geldi ve bu sefer oğluna yirmi dolar verdi. “Fakat Baba, iğneler sadece on dolar.” “Al şunu!” dedi Stein, “Fazla olan on dolar, annenden.” Bu devam edecek ... o yüzden bir dede ya da büyükanne olmadan önce lütfen buna bir son ver. Yaşlanmayı bekleme, çünkü o zaman her şey çirkinleşir. O zaman her şeyin mevsimi geçer. ERKEK Ganj Kitap Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paganlaw Yanıtlama zamanı: Haziran 5, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 5, 2011 Kilise ile Hugh Hefners karşılaştırması çok güzeldi.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jozea Yanıtlama zamanı: Mart 29, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 29, 2012 Yani, sekse doymamız gerektiğini mi ima ediyorsun? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
apocalypse Yanıtlama zamanı: Mart 29, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 29, 2012 Başlığı görünce kendimi Ekşi sözlük'te sandım bi an cidden.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sphynxinator Yanıtlama zamanı: Mart 29, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 29, 2012 Hiçbir şey anlamadım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
alperadana Yanıtlama zamanı: Mart 29, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 29, 2012 bu denli felsefi açıklamalara gerek yok bence...araziyi boş buldunmu dalacan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.