Jump to content

Issız Adam


minerval_

Önerilen Mesajlar

http://www.malatyahaber.com/haberler/articlefiles/19486-%C4%B1ss%C4%B1zadam.jpg

 

 

 

Yönetmen: Çağan Irmak

Senaryo: Çağan Irmak

Müzik: Aria

Görüntü Yönetmeni: Gökhan Tiryaki

Oyuncular: Cemal Hünal, Melis Birkan, Yıldız Kültür, Şerif Bozkurt, Gözde Kansu, aslı Aybars, Goncagül Sunar

 

Konusu

 

Alper 30'lu yaşlarda, gurme sayılacak düzeyde yemek kültürü olan kendi restoranının sahibi iyi bir aşçıdır. Lüks yaşamayı seven, işinde başarılı ama özel yaşantısını her gün farklı kadınlarla birlikte olarak düzene koyamamış, hayatını; yaptığı yemekler, günübirlik ilişkiler, paralı kadınlar üçgeninde yaşayan birisi iken… Hayatının akışı, bir gün Beyoğlu'nun arka sokaklarında, aradığı eski plak için bir kitapçıya girmesiyle değişir.

 

ADA 20'li yaşlarının sonlarında, güzel, çocuk kostümleri tasarlayıp diken, Alper'in modern yaşamının aksine çok mütevazı, hayatta fazla inişleri çıkışları olmayan genç bir kadındır. Bir gün eski bir kitabi bulabilmek için Beyoğlu'nda dolaşırken Alper ile ayni kitapçıya girer. Çapkın bir adam olan Alper, Ada'nın güzelliğinden etkilenir ve Ada'yı takip etmeye başlar. Ada'nın aradığı kitabi bulmuştur. Ada'nın işyerine kadar devam eden takip, Alper'in tanışma bahanesiyle aldığı kitabı Ada'ya vermesiyle son bulur.

 

Ada ve Alper'in yaşamlarında ilk defa karşılaştıkları tutkulu aşkın ilk sinyalleri bu kitapla başlar. Alper kopamadığı özgür hayatinin içersinde Ada'ya yer açmaya çalıştıkça, yaşamının daraldığını fark eder. Aşkı ve özgürlüğü arasında kalan Alper'in sessiz çığlıklarını duyamayan Ada, kendini aşkın rüzgârına kaptırmıştır bir kere…

 

Ve yaşam bir kere daha aşk oyununun perdelerini Ada ve Alper için açacaktır

 

 

sen dizime yattın,

ben bir hikaye anlattım

ve sen büyüdün

 

ISSIZ ADAM, modern hayatın yalnızlaştırdığı insanları anlatan,

yemekler, anneler, eski şarkılar ve

aşk üzerine bir film.

 

 

izlemenizi tavsiye ederim....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Filmden Kareler ve bugünkü Hürriyet'in Pazar ekinde filmle ilgili çıkan bir haber.

 

 

 

http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages%5CG%C3%BCzelim%5CF%C4%B0LMDEN%20KARELER%20%28ISSIZ%20ADAM%29%5C01.jpg

 

http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages%5CG%C3%BCzelim%5CF%C4%B0LMDEN%20KARELER%20%28ISSIZ%20ADAM%29%5C02.jpg

 

http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages%5CG%C3%BCzelim%5CF%C4%B0LMDEN%20KARELER%20%28ISSIZ%20ADAM%29%5C04.jpg

 

http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages%5CG%C3%BCzelim%5CF%C4%B0LMDEN%20KARELER%20%28ISSIZ%20ADAM%29%5C09.jpg

 

 

Mustafa Hakkında Her Şey'den sonra çektiği Babam ve Oğlum ile milyonları gözyaşlarına boğan Çağan Irmak, bu sezon vizyona giren Issız Adam'da da, 1970'lerde gençliğini yaşayanlar için çok anlam ifade eden eski şarkılar ve anlattığı kırık bir aşk öyküsüyle yine Türk halkının 'bam teline' bastı. Irmak, salonları dolduran sinemaseverleri tam da bekledikleri gibi gözyaşlarına boğdu.

İşte Issız Adam'la ilgili tartışmalar da bundan sonra başladı. Özellikle de internet ortamında birçok sinemasever Issız Adam'ı tartışıyor. Yani "seyircisine adanan "Issız Adam” beyaz perde tutkunlarını tam anlamıyla ikiye bölmüş durumda. Kimi 'Çağan yine yaptı yapacağını yine bizi dağıttı' derken, kimi filmdeki birçok sahnenin yabancı filmlerden esinlediğini iddia ediyor.

İnternetteki çok sayıda blogda ve ekşi sözlükte film hakkında sert eleştiriler yapılıyor.

Filmin satır aralarını okuyup yorumlamaya çalışan seyirci, Çağan ırmak'ın "iyi film formülünü" eleştirmeye başladı. Onlara göre biraz eski şarkılar, eski kitaplar gibi geçmişe yönelik göndermeler, biraz da büyük şehre uyum sağlayıp sınıf atlayan Anadolu insanının geçmişiyle hesaplaşması gibi unsurlara Irmak'ın seyircinin 'bam teline basıp' göş yaşı bombardımanı başlatmaktaki ustalığıyla birleşince bu formül de tamamlanıyor. İşte Issız Adam'da beklediğini bulamayan seyircinin eleştirdiği ilk nokta bu 'formül'.

İkincisi de bir çok filmin bir çok sahnesini çağrıştıran hatta sanki birebir yeniden çekilmiş gibi duran sahneleri.

Şimdi bu iddiaları sıralayalım:

Bir mutfak gurusu olan Alper'in işyerindeki tavırları ve replikleri bir dönem ülkemizde de gösterilen Kitchen Confidantal (Mutfak Sırları) adlı dizinin kendileri de aşçı olan kahramanlarına benzetiliyor.

Ada'nın Alper'e gerçekten hissederek sevişmeyi öğrettiği sahne ise başrollerini Keanu Reeves ile Charlize Theron'un paylaştığı; başkalarına hatta kendisine bile soğuk hayattan bezmiş, herkese karşı mesafeli bir erkekle onun tam tersi bir karaktere sahip bir kadının bir aylık ilişkisini anlatan Sweet November (Kasımda Aşk Başkadır) adlı filme benzetiliyor.

Filmin en kilit noktalarından birini içeren sahne de bazı sinemaseverlere başka bir filmi anımsatıyor.

Alper'in Ada'ya aniden ayrılmak istediğini söylemesinden sonra genç kızın hayal kırıklığı içinde sarfettiği "Karda uyuduğunu sanıyorsun ama öldüğünün farkında değilsin" repliği Paris J'etaime (Paris Seni Seviyorum) adlı filmden birebir alıntı olduğu iddia ediliyor.

Issız Adam'ın bir tür klişeler kolajından ibaret olduğunu iddia eden sinemaseverler kumsaldaki sahnenin Le Temps Qui Reste (Veda Vakti) filminden, Alper’in karakterinin About A Boy (Bir Erkek Hakkında) filmindekmi Will'i çağrıştırdığı, Ada’nın, sevgilisinin yatağına uzandığı sahnenin de Los Amantes del Circulo Polar (Kutup Çizgisi Aşıkları), adlı filmlerden esinlendiğini iddia ediyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bu okuyacağınız yazı, ıssız adam genel anlamıyla çağan ırmak sinemasına ilgnç bir bakış açısı getiriyor.

 

..............................................................

 

Benim anladığım, Çağan Irmak her zaman için yapmak istediği filmle yaptığı film arasında kalmış bir sinemacı. Sanki “Mustafa Hakkında Her Şey” bir gey erkeğin bir taksiciye olan aşkını anlatması gerekirken özünden saptırılmış, bambaşka bir öykü olarak sunulmuş. Büyüyünce gey sinemacı olacak bir çocuğun hikâyesi olabilse sırıtmayacak “Babam ve Oğlum” ise 12 Eylül ve taşra melodramı arasında gizlenmiş kalmış.

 

 

Oray Eğin

 

Bu açıdan dürüst bir sinemacı olduğunu da söyleyemem Çağan Irmak’ın. Filmleri alt metin okumalarına fazlasıyla açık, bir sürü gönderme var ama hiç altı doldurulmuyor.

 

Öte yandan, hakkını da vermek gerek: Adam nasıl film çekileceğini, nasıl konuşturacağını ve izlettireceğini biliyor.

 

Bu yüzden de bugüne kadar çektiği en sahtekâr film olmasına rağmen “Issız Adam”ın bu yönünü de takdir ediyorum: Mekânlar çok güzel, ışık çok iyi, film akıyor, müzikler iyi yerleştirilmiş...

 

Ama filmde bir yönetmenin düpedüz benim zekâma hakaret ettiğini gördüm, izleyicisini bu kadar bariz kandırma niyeti yüzünden öfke doldum.

 

Pek çok kişi de kandı zaten. Ama unutmayalım ki Türk izleyici her zaman için görmek ve inanmak istediğine gerçeğe kıyasla daha yatkın olmuştur: Zeki Müren’in “1000 kadınla yattım” dediği kayıtlarda.

 

Aslında “Issız Adam” çok cesur bir açılışa sahip: Bir gün bir adam İnternet’te grup seks pazarlığı yapıyor. Ama bu cesaret bu sahnede kalıyor.

 

Sonra Ada diye bir genç kız çıkıyor, neden ve nasıl olduğunu bilmediğimiz bir şekilde bu kıza kapılıyor Alper. Fazlasıyla zorlama geldi: Filmin bir yerinde köyden anne geliyor, şehirde tek başına yaşayan oğlu ilk kez onu bu kızla tanıştırıyor. Adeta köydekilere “Oğlum eşcinsel değil” mesajı vermek için piyon olarak kullanılıyor Ada; anne gider gitmez de bırakılıyor zaten.

 

Gerçi Alper karakteri asla ve hiçbir şekilde eşcinsel olarak gösterilmiyor. Zaten “altta yatmam” diye şartlarını da belli ediyor dürüstlüğe en çok yaklaşılan o ilk sahnede.

 

Ama dikkatli bir alt metin okuması her şeyi ele veriyor: Adam, kadınla en romantik sohbetlerinde bile yemeklerden bahsetmeye öncelik veriyor, düşünün.

 

Hem evinin minimalizmi, mutfaktaki ‘juicy salif’ adlı limon sıkacağı gibi detaylar birer gösterge değildir de nedir?

 

Yönetmen de Cemal Hünal’ı bir arzu nesnesi olarak sunmaktan çekinmemiş; yücelttikçe yüceltmiş. Kasıklarını izleyicinin gözünün içine sokan dar iç çamaşırıyla evde gezdiği, uzun uzun duş aldığı sahneler fazlasıyla homoerotik estetikten nasibini almış.

 

Her şey bir yana, kadınlarla her birlikteliği adeta bu cinsten intikam almak üzerine kurulu gibi bu karakterin. Belli ki kadınları sevmiyor bu arkadaş.

 

Bir ara, aralarında platonik bir bağ olduğuna inandığım garsonla Alper’i ortalarında bir çocukla sinemaya giderken gösterdiğinde yönetmen “Hah şimdi herkes kendini buldu, San Francisco’dan bir modern çift” diye içimden geçirdim. Sonrası, yine klişeler.

 

Peki şuna ne demeli: Eski 45’liklerden bu kadar heyecanlanan kaç tane heteroseksüel erkek tanıyorsunuz?

 

“Issız Adam”dan çıktıktan sonra evde tesadüfen Ferzan Özpetek’in vasat işlerinden “Bir Ömür Yetmez”i izledim televizyonda. ‘Sanatsal dürüstlük’ açısından iyi bir kıyaslama fırsatı oldu benim için.

 

Radikal’den Fatih Özgüven’le aynı hisleri paylaşıyorum: “Çağan Irmak’ın son filmine layık bir seyirci olamadım, korkarım. Olamadığım gibi sineması hakkındaki merak defterini de kapattım. Üç film yeter.”

 

Benim için de bu sondur, bir daha beni kandırmasına izin vermeyeceğim

 

Kaynak: Akşam, 25 Kasım 2008

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kendinde var herhalde böyle bir durum ki en anlamsız şekilde sadece eşcinselliğe yönelmiş. Her aşçı ve müzisyen eşcinsel oluyor buna göre o zaman, erkek dediğin eski ve belki romantik denebilecek müzik dinlemez, yemek ancak önüne gelir de yer hatta genelde et olsun ne olursa olsun diye yer... Film kötü çünkü basit, yüzeysel de gitsin be adam farklı olmaya kasma :punish2:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

eger fılme butun olarak bakarsak güzeldii..ama ayrıntılarda cok eksıler vardı bence..mekanlar muzıkler harıkaydı,sevısme sahnelerı ancak bukadar ıgrenc olabılırdı (ama sanırım bu oyuncuların yuzunden bırazda) ama ask guzeldı bıldık bıseydı yanı gerceklıkten bıraz uzaklassada ara ara :)))

ne olursa olsun muzıkler kurtarmıs fılmı encok..bırdeee her guzel,buyuk ask ayrılıkla bıtmek zorundamı sankı :(

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bugün nihayet izledim Issız Adam'ı. Kabuslar Evi serisi için çektiği bir kaç diziyi saymazsak Mustafa Hakkında Herşey dışında bu izlediğim ikinci Irmak filmi. Babam ve Oğlum'u izlemedim o sebeple ağlatma konusunda genel bir başarısı olduğu konusunda bir şey söyleyemem. Ama bu film aslında çok basit bir hikayeyi ; bağlanmaktan korkan bir erkekle onun korkularını körükleyecek şekilde davranışlar sergileyen ve yollarının sonunda ayrıdığı bir kadını anlatıyor. Ama bu sıradan hikayeyi anlatıeken içini boşaltmıyor aksine herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği hale getiriyor. Ben beğendim sıcak ve samimi buldumç

 

"-Karların üstündesin.Donmak üzeresin ve uyumak tatlı geliyor. Öldüğünün farkında değilsin"

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

çok iyi değil... yani öyle anlatıldığı gibi izlenmezse olmaz denilecek bir film değil. zamanınız varsa izleyebileceğiniz bir film sadece. gerçi popüler kültür çok iyi pazarlamasını yaptı ama film boyunca hiçbir sahnede ağlamadım, hibçir sahne içime işlemedi, hiçbir şekilde kendime ait bir şey bulamadım... hatta bazı sahneleri önceden tahmin ettim ki bu zaten bir yönetmen açısından en kötüsüdür. izleyicinin sahneleri önceden tahmin etmesi....

önceki filmleriyle kıyaslarsak hiç iyi değildi...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Filmin ilk sahneleri porno, sonraki sahneler aile film, en sonunda aşk filmi oldu.. Yalnız şu sevişme sahnelerinde bu kadar mimik yapmasalardı ya çok abartmışlar.

sonunda gözlerim doldu ama yalan soylemiycem, ilginç bitti film :D:D

----------------------------

Bu arada havuçlu tarçınlı kekin tarifini buldum;)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bu adam ıssız ise biz neyiz diye sordum kendime :D

filmi izlerken 2. sınıf fransız filmleri atmosferi vardı sanki, hani çok fazla 2. sınıf fransız filmi izledim mi hayır! ama o kokuyu aldım...

 

konu gerçektende basitti oğlan kızı sever, kız oğlanı sever buluşamazlar aşk olur :D ...

filmin son sahnesi hariç başka bi yerde duygulanacak aman nerde benim kenarları dantelli halay başı mendilim bi ağlayım sümküre sümküre diyesim gelmedi...

 

son sahnede de niye böyle bir duygu sinsilesi içine girdim heralde alıştık mutlu sonla biten filmlere insan böyle son görünce sulu göz sakızı çiğnemiş gibi oluyor...

çağan ırmak birazda tribünlere oynamış diyebiliriz ulen öyle bi film yapıcam ki sonu herkesi ağlatacak zaten bizim millet filmin başını unutur sonunda voleyi çaktık mı gol olur demiş...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...