Jump to content

Atatürk'ün el yazısı İle Din ve Millet...


Sir_Lancelot

Önerilen Mesajlar

Din birliğinin de bir millet teşkilinde müessir olduğunu söyleyenler vardır.Fakat biz,bizim gözümüz önündeki Türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz.

 

Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük millet idi.Arap dinini kabul ettikten sonra,bu din,ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların ve sairenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi.Bilakis,Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanlarını uyuşturdu. Bu pek tabii idi.Çünkü, Muhammed-in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu.Bu Arap fikri,Ümmet kelimesi ile ifade olundu.Muhammedin dinini kabul edenler,kendilerini unutmağa, hayatlarını Allah kelimesinin , her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdular.Bununla beraber,allaha kendi milli lisanında değil,allahın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, allaha ne dediğini bilmeyecekti.Bu vaziyet karşısında Türk milleti bir çok asırlar,ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin,adeta, bir kelimesinin manasını bilmediği halde, kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar,Türk milletince, karışık, cahil hocalar ağzıyla, ateş ve azap ile müthiş bir muamma halinde kalan,dini, hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan Arapları zorla emirleri altına aldılar,bir taraftan Avrupa-da, Allah kelimesinin ilası(yüceltilmesi) parolası altında,Hıristiyan milletlerini idareleri altına geçirdiler,fakat onların dinlerine ve milliyetlerine ilişmeyi düşünmediler.

 

Ne onları ümmet yaptılar, ne onlarla birleşerek kuvvetli bir millet yaptılar.Mısır-da, belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palas pareyi, hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular, halife oldular. Gah şarka, gah garba veya her tarafa birden saldıra saldıra Türk milletini, topraklarını,menfaatlerini, benliğini unutturacak, allaha mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular.Milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler, zaruretler,felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahrette kavuşacağını vaat ve temin eden dini akide ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı hakikati görmesine mani olamadı. Bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin, ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek, ahiret hayatına kavuşmak telkin edendin hissi; dünyanın acısı duyulan tokadıyla derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı.,davetlileri, Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti.Türk vicdanı umumisi, derhal, yüzlerce asırlık kudret ve küşayişiyle(açıklıkla,ferahlıkla), büyük heyecanlarla çarpıyordu.Ne oldu? Türkün milli hissi, artık ocağında ateşlenmişti. Artık Türk, cenneti değil, eski, hakiki büyük Türk cedlerinin mukaddes miraslarının son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. İşte din hissinin Türk milletinde bıraktığı hatıra.

 

Türk milleti, milli hissi;dini hisle değil fakat insani hisle yan yana düşünmekten zevk alır, vicdanında, milli hissin yanında, insani hissin şerefli yerini daima muhafaza etmekle müftehirdir(öğünür). Çünkü, Türk milleti bilirki, bugün medeniyetin şahrahında(büyük yolunda) müstakil ve fakat, kendilerine muvazi yürüdüğü umum medeni milletlerle, keşifleri, mütekabil insani ve medeni münasebet, elbette inkişafımızda devam için lazımdır. Ve yine malumdur ki, Türk milleti, her medeni millet gibi, mazinin bütün devirlerinde keşifleriyle,ihtiralarıyla medeniyet alemine hizmet etmiş insanların, milletlerin kıymetini takdir ve hatıralarını hürmetle muhafaza eder. Türk milleti, insaniyet aleminin, samimi bir ailesidir.

 

Türk milleti en eski tarihlerde,meşhur kurultaylarıyla,bu kurultaylarında devlet reislerini intihap etmeleriyle demokrasi fikrine ne kadar merbut olduklarını göstermişlerdir.Son tarih devirlerinde,Türklerin teşkil ettikleri devletlerde,başlarına geçen padişahlar,bu usulden ayrılarak müstebit olmuşlardır.

 

Kralların ve padişahların istibdadına,dinler mesnet olmuştur.Krallar,halifeler.padişahlar etraflarını alan papazlar,hocalar tarafından yapılmış teşviklerle,ilahi hukuka istinat etmişlerdir.Hakimiyet,bu hükümdarlara Allah tarafından verilmiş olduğu nazariyesi uydurulmuştur.Buna göre,hükümdar,ancak allaha karşı mesuldür.Kudret ve hakimiyetin hududu din kitaplarında aranabilir. İlahi hukuka mütenit bir mutlakıyet kaidesi önünde,demokrasi prensibinin,ilk aldığı vaziyet mütevazıdır.O,evvela hükümdarı devirmeğe değil,onun yalnız kuvvetlerini tahdide,mutlakıyeti kaldırmağa çalıştı.Bu çalışma 400-500 sene evvelinden başlar.Evvela,kuvvetin milletten geldiği ve kuvvet gayrı muktedir bir ele düşerse iştirak etmesiyledir.....

 

Medeni Bilgiler (sayfa: 364,365,366,367,368,369,370,402,403 )

Not: "Hz.Muhammedin Mezarını yıkılmaktan Atatürk kurtarmış." Başlıgından Esinlenerek bunu sizlere yayımlamayı boynuma borc bildim.. Bu yazı Medeni bilgiler kitabından alıntıdır.. Kitabı atatürk yazdıgı icin "uydurma bunlar" tarzındaki yorumlardan kacınmanızı rica ediyorum..Teşekkürler.. Saygılar..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ufaklık sen hiç uslanmazmısın? Atatürkü burada din düşmanı gibi göstermeyede utanmıyorsun değilmi? Çanakkale savaşlarında,Büyük Taaruzlarda Atamızın ,Askerlerimizle beraber aynı safta namaza durduğunuda bilmezsin. Bilmemenin nedeni yaşın değil cehaletin...

 

Medeni bilgiler, Daha öncede bazıları Atatürk'ün günlüğü diye saçma sapan bir şey sürdüler piyasaya.

 

Hadi diyelim bu kitaba sen inandın, Be evladım sende hiç akıl yokmu? Atatürk madem din düşmanı.Camileri neden yıktırmadı? ,İnkılap çalışmalarında Din ve Vicdan Özgürlüğü "Laiklik" Tanımına neden ihtiyaç duydu?

 

Din düşmanı adam bu zaferden sonra ,"din yoktur,namaz kılanı kesin,imamları asın demesi gerekirdi" Tabi sen bunları etüt edecek düzeyde değilsin.

 

tamam inandık sen Dinsizsin ,afiyet olsun sana hatta alkışlıyoruz... Ama sakın o küçük aklınla Atatürk'ü dinsizmiş gibi gösterip Fetullahçıların ekmeğine yağ sürmeye kalkma. Sen sıcacık evinde yatarken HAKKARİ/ÇUKURCA SINIR TABUR KOMUTANLIĞINDAKİ Mehmedlerimiz her operasyon öncesi namazlarını kılıp bu vatan için dağlarda it avına çıkıyor.

 

Şehadet Mertebesinin kutsal olduğu dinimize senin gibiler çok saldıracaktır ama nafile şeyler bunlar. Biz bu vatanı Milliyetçilik ve İman gücüyle kurtardık,hiç bir karşılık beklemeden... Önemli olan Laik ,Sosyal Hukuk devletini ilelebet korumaktır. İrticaya ve Bölücülüğe karşı tek yürek olmaktır. Bir gün askere gideceksin, tabi Erkeksen yani öyle olduğuna inanmak isterim,oradaki kardeşliği,vatan sevgisini umarım içinde hissedebilecek erdeme sahip olursun.

 

Aç Nutuk'u oku ve yukarıda yazılan saçmalıkla ne şekilde çelişki olduğunu anla... Cımbızla toplama yapılırsa böyle olur elbet

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ateist bloglarında kendi el yazısı ile bulunan versiyonu mevcuttur.

 

Atatürk tabi ki din düşmanı değildi. Atatürk dindar da değildi. Dini gerekli buluyordu.

Nutuk'ta İslam'a ve Hz. Muhammed'e karşı duyduğu derin saygıyı zaten görüyoruz. Fakat aynı saygıyı ateist felsefecilere de duyuyordu. Şu var ki insanları dini görüşleriyle yargılamak yerine, yaptıkları işleri görmek daha uygundur. Ve Atatürk pek çok samimi müslümanın yapamayacağı şeyi islam adına bu ülkede yapmıştır. Kişisel görüşleri kendine aittir. Bu ülkenin kurtarıcısı ve kurucusu olduğunu kimse inkar edemez.

 

Atatürk'ün orada yazdıkları yanlış şeyler değil. Siyasal islam diye uydurma bir yönetim biçimi çıkartıldı zamanla. Dini yönetim Arapların yönetim biçimi idi. Ve çok doğru söylüyor Türk milleti islami kabul ettikten sonra, siyasi açıdan zayıflamıştır. Fakat bunun Türk milletinin kaderi olduğunu kabul etmeliyiz. İyi ki müslümanız diyebiliriz. Evet bireysel olarak baktığımızda islam kurtuluştur, hak dindir. Ama devleti ele aldığımızda laik, demokrat, cumhuriyetçi bir yönetim içine girildiğinde İslamın seriat kuralları ile çatışma başlar.

 

İslamı ele alış biçimi değişsin diyemeyiz. Bu dinse kesin kuralları vardır. Sonuçta tek yaratıcıdan gelen kurallardır bunlar. Kimi kabul eder, kimi etmez. Zaten farklılıklar ve düşünceler aynı kaynaktan çıkmaktadır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ufaklık sen hiç uslanmazmısın? Atatürkü burada din düşmanı gibi göstermeyede utanmıyorsun değilmi? Çanakkale savaşlarında,Büyük Taaruzlarda Atamızın ,Askerlerimizle beraber aynı safta namaza durduğunuda bilmezsin. Bilmemenin nedeni yaşın değil cehaletin...

 

Medeni bilgiler, Daha öncede bazıları Atatürk'ün günlüğü diye saçma sapan bir şey sürdüler piyasaya.

 

Hadi diyelim bu kitaba sen inandın, Be evladım sende hiç akıl yokmu? Atatürk madem din düşmanı.Camileri neden yıktırmadı? ,İnkılap çalışmalarında Din ve Vicdan Özgürlüğü "Laiklik" Tanımına neden ihtiyaç duydu?

 

Din düşmanı adam bu zaferden sonra ,"din yoktur,namaz kılanı kesin,imamları asın demesi gerekirdi" Tabi sen bunları etüt edecek düzeyde değilsin.

 

tamam inandık sen Dinsizsin ,afiyet olsun sana hatta alkışlıyoruz... Ama sakın o küçük aklınla Atatürk'ü dinsizmiş gibi gösterip Fetullahçıların ekmeğine yağ sürmeye kalkma. Sen sıcacık evinde yatarken HAKKARİ/ÇUKURCA SINIR TABUR KOMUTANLIĞINDAKİ Mehmedlerimiz her operasyon öncesi namazlarını kılıp bu vatan için dağlarda it avına çıkıyor.

 

Şehadet Mertebesinin kutsal olduğu dinimize senin gibiler çok saldıracaktır ama nafile şeyler bunlar. Biz bu vatanı Milliyetçilik ve İman gücüyle kurtardık,hiç bir karşılık beklemeden... Önemli olan Laik ,Sosyal Hukuk devletini ilelebet korumaktır. İrticaya ve Bölücülüğe karşı tek yürek olmaktır. Bir gün askere gideceksin, tabi Erkeksen yani öyle olduğuna inanmak isterim,oradaki kardeşliği,vatan sevgisini umarım içinde hissedebilecek erdeme sahip olursun.

 

Aç Nutuk'u oku ve yukarıda yazılan saçmalıkla ne şekilde çelişki olduğunu anla... Cımbızla toplama yapılırsa böyle olur elbet

 

Ufaklıkmıs :D Akıl yasta degil abicim Başta..

Sorularının cevabını "Hz.Muhammedin Mezarını yıkılmaktan Atatürk kurtarmış" baslıklı konuya yazdıgım yorumdan alırsın sana vakıt harcayamam...Ayrıca yukarıdakı yazıda ataturk din dusmanı dıye bırsey yazmıyor kafa bulanmıs sanırım :confused: Ayrıca bu Ataturkun yazdıgı bir yazı neden ben dini karalamakla suclanıyorum anlamadım..Birini suclama geregı duyuyosan yazının sahibini sucla ben sadece aracıyım..Ayrıca Askerlerın operasyon oncesı namaz kılmalarının konuyla hıc alakası olmadıgını dusunuyorum...Asker baska dınden olsaydı onun gerektırdıgınıde yapardı elbet...Son olarak Vatanımı seviyosam dini icin degil benim vatanım oldugu icin severim ve din özgurlugu oldugu icin ( Yani öyle oldugu söyleniyo ) eger vatanda din ozgurlugu varsa sen kalkıpta ben bu yazıyı yayımlayınca bana Vatan sevgin yok diyemezsin.....!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Atatürk, 29 Ekim 1923'te kendisiyle görüşen Fransız muhabiri Maurice Pernot'ya verdiği demeçte, yazarın sorusu üzerine şöyle demiştir:

 

 

 

"Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinimize bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. Şuura muhalif, terakkiye mani hiçbir şey ihtiva etmiyor. Halbuki, Türkiye'ye istiklalini veren bir Asya milletinin içinde daha karışık, sun'i, itikadat-ı batıldan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu cahiller, bu acizler sırası gelince, tenevvür (aydınlanma) edeceklerdir. Onlar ziyaya (ışığa) takarrüp (yaklaşma) edemezlerse kendilerini mahv ve mahkûm etmişler demektir. Onları kurtaracağız."Görülüyor ki Atatürk saf, temiz ve sade bir din anlayışı istemektedir. İslam dinine sonradan girmiş her türlü safsata, hurafe ve boş inançlara karşı akılcı bir din anlayışını benimsemiştir. Bunun ilk adımını da Kur'an-ı Kerim'in milletin bütün fertleri tarafından okunup anlaşılabilmesini sağlamakla atmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan iki yıl bile geçmeden 21 Şubat 1925 tarihinde Meclis'teki bütçe müzakereleri sırasında Kur'an-ı Kerim'in meal ve tefsirinin, Hadis-i Şerif tercümelerinin devlet imkánlarıyla yaptırılması için talimat vermiştir.

 

 

 

Bunun üzerine mealin Mehmet Akif Ersoy, tefsirin Elmalılı Hamdi Yazır, hadis tercümelerinin de Kamil Miras tarafından yapılması kararlaştırılmıştır. Ancak, Mehmet Akif bilahare bu görevi bırakarak aldığı avansı iade etmiş, hem meal hem de tefsir yazma işi Hamdi Yazır tarafından yapılmıştır. Elmalılı Hamdi Yazır'ın hazırladığı 9 ciltlik tefsir 1935 yılında, Kamil Miras tarafından hazırlanan "Sahih-i Buhari Muktasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi" isimli 12 ciltlik hadis tercümesi de 1928 yılında yayımlanmıştır.

 

 

 

Atatürk, Kur'an'ın Türkçe'ye çevrilmesinin şu gerekçeyle yapıldığını anlatıyor:

 

 

 

"Türk, Kur'an'ın arkasından koşuyor, fakat onun ne dediğini anlamıyor. İçinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım, arkasından koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın." Ayrıca bu gerekçeyle hutbelerin de Türkçeleşmesini sağlamıştır. Ona göre hutbe demek, nasa hitap etmek, yani söz söylemek demektir.

 

 

 

"Minberler halkın beyinleri, vicdanları için bir iyilik, doğruluk ve bir aydınlanma kaynağı olmuştur. Böyle olabilmek için minberlerden yankılanacak olan sözlerin bilinmesi, anlaşılması, sanat ve ilim gerçeklerine uygun olması gerekmektedir. Değerli hatiplerin siyasi ve toplumsal olayları ve medeni durumları ve gelişmeleri her gün izlemeleri zorunludur. Bunlar bilinmediği takdirde halka yanlış bilgiler verilmiş olur. Bundan dolayı, hutbeler tamamen Türkçe ve çağın gereklerine uygun olmalıdır. Ve olacaktır" sözleri, onun bu düşüncesini yansıtmaktadır.

 

 

 

* * *

 

 

 

Atatürk, aynı ismi taşıdığı Hz. Peygamber'e son derece bağlı ve saygılı bir insandı. Bu saygı ve bağlılığı ifade etmesi açısından şu olayı nakletmemiz yerinde olacaktır: Batılı bir oryantalistin, Hz. Peygamber hakkında yazdığı bir kitap kendisine sunulur. Kitapta Yüce Peygamberimizden "Cezbeye tutulmuş sönük bir derviş" diye söz edilmektedir.

 

 

 

Bunu okuyunca Atatürk öfkelenerek şöyle der: "Bu gibi cahil adamlar O'nun yüksek şahsiyetini ve başardığı büyük işleri kavrayamazlar. O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonsuza kadar O anılacaktır, yaşayacaktır."

 

***

 

ATATÜRK'ü "din" silahıyla gözden düşürme mekanizmasının bazı çevrelerde "gaflet", bazı çevrelerde "gayret" boyutunda işlediğini görüyoruz. "Gaflet" boyutunda olanlar, dini çağdaşlığın önünde bir engel gibi görüp bu çıkışlarını Atatürkçülük adına yapmışlardır. Din karşıtlığını adeta bir moda haline getirmişlerdir.

 

 

 

Bunun, zaman zaman Atatürk'e yaranma gayretkeşliği ile daha sevimsiz noktalara taşındığı da görülmüştür.

 

1938 yılında, Faruk Nafiz Çamlıbel, Atatürk'ü yüreğine bir put gibi oturttuğunu şu dizelerde söylüyor:

 

 

 

"Yürüyor kalbimizin durduğu bir yolda değil/Kanlı bir gözyaşı nehrinde muazzam tabutun

 

 

 

Ey ilahın yüce davetlisi, göklerden eğil/Göreceksin duruyor kalbimizin üstünde putun!"

 

 

 

Atatürk'ün, sigara izmaritlerini onun huzurunda kültablasından alarak sedef işlemeli bir kutuya koymak isteyen birisini "Ne yapıyorsun çocuk? Beni putlaştırmak mı istiyorsun?" diye azarladığını, O'nun sofrasına oturmuş şahsiyetlerin hatıralarından öğreniyoruz. Bu sözler, Atatürk karşıtları tarafından yıllarca istismar edilmiş, sanki bu mevlidi Atatürk yazdırmış gibi bir kanaat oluşturulmaya çalışılmıştır.

 

 

 

Gerçek şu ki; Atatürk bu aymazlıkların hiçbirine iltifat etmemiş, onların hepsine istihzai bakışlarla gülüp geçmiştir.

 

 

 

Din silahını Atatürk'e doğrultanlar ise bütün gayretlerini, bütün nefeslerini Atatürk'ün din düşmanı olduğu iftirasına dayandırmışlardır. O'nun Kur'an'ı anlaşılır kılmak için meal ve tefsir yazdırmasını, İslam'ın Peygamberi'nin bize yansıttığı ışığın kalplerimizi aydınlatması için hadisler tercüme ettirmesini, İslam dini ve onun Peygamberi hakkında söylediği güzel sözleri daima gözden kaçırmak istemişlerdir. "Ey Millet! Allah birdir, şanı büyüktür" sözleriyle başlayan Balıkesir Paşa Camii'nde verdiği tarihi hutbe, mermerlere kazınması gereken bir "kitabe" niteliğindedir.

 

 

 

 

 

Atatürk, din, düşünce ve fikir özgürlüğüne büyük önem vermiş, laikliği de bu temele oturtmuştur. Atatürk'ün 1937 yılında Anayasa'ya dahil ettiği laiklik anlayışını, bazı Marksist ve materyalistlerin savunduğu laiklik anlayışıyla mukayese etmek doğru değildir. Nitekim, Atatürk, "Ben Luther olmayacağım" diyerek bu çeşit fikirleri reddetmiştir.

 

 

 

* * *

 

 

 

Atatürk'ün laiklikle ilgili görüşünü, Nutuk'tan aldığımız kendi sözleriyle belirleyelim:

 

 

 

"Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin birbirinden ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların, vicdan, ibadet ve din hürriyetlerini tekeffül etmektir." Yani, din hürriyetine kefil olmaktır.

 

 

 

Atatürk'ün de işaret ettiği gibi "İslam dini hürriyet-i efkára mani değildir". (Fikir ve düşünce hürriyetine engel değildir.) Dinde zorlama yoktur. Zaten, Kur'an-ı Kerim'in Bakara Suresi 256. Ayeti'ndeki "la ikrahe fiddin" (dinde zorlama yoktur) hükmü de bunu emretmiyor mu?

 

 

 

O halde laiklik, dinsizlik demek değildir. Nitekim Atatürk, "Laik hükümet tabirinden dinsizlik manasını çıkarmaya yeltenen fesatçılara fırsat vermemek lazımdır" demiştir.

 

Mehmet Nuri YILMAZ

 

 

Türkiye’yi çağın gerisine düşürmek ya da bölmek isteyenler önlerinde en büyük engel olarak Atatürk’ün manevi kişiliğini görürler.

 

Gönüllerde Atatürk etkeni oldukça hiçbir güç kötü amaçlarına ulaşamaz. Atatürk’e saldırılmasının başlıca nedeni budur.

 

Atatürk'e yapılan saldırıların yalnızca Atatürk'le ilgili olmadığını, olayın, büyük önderin yüce anısında Türk ulusuna, Türk yurduna, Türk devletine saldırı olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle, Atatürk'e saldırılar sıradan bir karalama kampanyası değildir. Bütünlüğümüzle, yönetim biçimimizle, ulusal kimliğimizle, ulusal güvenliğimizle ve geleceğimizle doğrudan ilgili olduğundan ülkemiz için yaşamsal önem taşımaktadır. Dolayısıyla bütün kurumlar ile kişilerin ilgilenmesi gereken bir konudur.

 

Bunların saldırma dayanakları yalan, iftira, uydurmadır. Bunun için hayal güçlerini sonuna dek kullandıkları görülüyor. Saldırmada amaçları Atatürk'ü ve Atatürk etkenini yok etmek olunca, Atatürk'ü bütün yönleriyle karalama, O’na çamur atma çabasında oluyorlar. Doğumundan mezarına varana dek bütün yaptıklarına ve her durumuna yönelik iftira üretilmiştir.

 

Ürettikleri iftiralarla genç beyinleri kirletiyorlar, etki alanlarına aldıkları kişilerde Atatürk’e ilişkin kuşkular doğuruyorlar. Toplumumuzda inceleme, araştırma alışkanlığı olmadığından ve bilgisiz düşünceye, kanıtsız kanıya sahip olma kolaycılığı yaygın olduğundan, bu kuşku zamanla düşmanlığa dönüşüyor.

İşte bu durumda amaçlarına ulaşmış oluyorlar.

 

Kişileri demokrasi karşıtı, laiklik düşmanı yapabilmek için önce, İslamiyet’i saptırarak, yozdinsel söylemlerle, demokrasi ile laikliğin Tanrı’ya karşı gelmek olduğunu, Müslüman’ın laik olamayacağı yalanını aşılıyorlar. Sonra, Türkiye’deki Müslümanları dinsiz laik düzene sokanın Atatürk olduğunu, Atatürk’ünse hain, namussuz ve İslamiyet düşmanı bir dinsiz olduğuna inandırmaya çalışıyorlar. Bu iki aşılamanın tuttuğu kişi, Atatürk, Cumhuriyet ve laiklik düşmanı olup çıkıyor. Hem de kemikleşmiş biçimde. Gerçekleri göremeyecek kadar körleşiyor. Birey olarak yaşamını, bağımsızlığını, Atatürk’e borçlu olduğunu; Atatürk sayesinde bir yurda, devlete kavuştuğunu artık göremiyor, düşünemiyor. Doğruyu görebilse Atatürk büstüne, heykeline saldırabilir mi? Heykellerine put gözüyle bakabilir mi? Ders betiklerindeki (kitaplarındaki) resimlerinin gözlerini oyabilir ya da bıyık-sakal çizebilir mi?

 

İş bu kadarla da kalmayıp kimlik tercihi değişikliği de başlıyor. Çünkü Atatürk’ü karalarken, tarihimizin Atatürk’ün yaptığı dönemi de karalıyorlar. Cumhuriyet tarihini, uydurma ve yalanlarla alt üst edip alternatif tarih dedikleri bir tarih oluşturarak beyinleri bu yalanlarla dolduruyorlar. Bunun sonucunda kişiler, Türk kimliğinden uzaklaştırılıyor.

 

Amacımız; iftiranın, yalanın, uydurmanın doğrusunu, gerçeğini kanıtlarıyla vermektir. En azından sıradan yurttaşların gerçeği, doğruyu öğrenmesini sağlamak, kandırılmasını önlemektir.

 

 

Yrd. Doç. Dr. İsmet GÖRGÜLÜ

Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi / Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi Uzmanı

 

İsmet Hocama Teşekkürler

--------------------

 

Verdiğin sitenin adresinden belli, bu arada el yazısı falan yok orada...lütfen hatalı bilgi vermeyelim.

 

Satanistlerde zaten yakında Ata Satanistti derler ;)

 

Neyse Esas Kaynak Nutuk'dur gerisi hikaye...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Atatürk bunların hepsini söylemiştir. Ve çokta iyi etmiştir. Zaten aksini iddaa etmek gibi birşey yok ortada. Büyük çoğunluğu müslüman olan bir toplumu zaten dinsizleştirme çabası dünyanın en büyük saçmalığı olmazmıydı? inanç herşeyden önce gelir. O yüzden Atatürk uzlaşmacı bir yol düşünmüştür. Sonuçta din düşmanı da değildir. Fikir adamıydı, askerdi,liderdi... Vasıfları çoktu. Bizim akıl edemeyeceğimiz çok şeyi o kafasında ölçüp biçmiş, tartmıştır..

 

O yüzden tartışılacak en son şey Atatürk'ün dinidir. Atatürk bu ülkeye gönderilmiş büyük zeka ve mucizedir. Ne mutlu Türküm diyene! diyebiliyorsak onun sayesindedir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Medeni bilgiler kitabına hikaye diyebiliyosan kalkıpta bana vatan sevgisinden falan bahsetmeye hakkın yok...Sitedeki el yazılarını göremiyorsan sana diyecek hicbirseyim yok... Ayrıca burada hickimse ataturk satanistti veya baska bir dine inanıyor demedi sana ataturkun bu yazıyı yazması dinsiz olması anlamına gelmez bak dikkatli oku ben musluman degilim demismi... Sadece din adına ufak bi yorum yapmıs adam sen kalkıp sacmalık diyosun.. Helal olsun... Yorumunu okuduktan sonra Hocan seninle gurur duyacaktır eminim....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Medeni bilgiler kitabına hikaye diyebiliyosan kalkıpta bana vatan sevgisinden falan bahsetmeye hakkın yok...Sitedeki el yazılarını göremiyorsan sana diyecek hicbirseyim yok... Ayrıca burada hickimse ataturk satanistti veya baska bir dine inanıyor demedi sana ataturkun bu yazıyı yazması dinsiz olması anlamına gelmez bak dikkatli oku ben musluman degilim demismi... Sadece din adına ufak bi yorum yapmıs adam sen kalkıp sacmalık diyosun.. Helal olsun... Yorumunu okuduktan sonra Hocan seninle gurur duyacaktır eminim....

 

Tamam çocuk en büyük sensin :no:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Atatürk din düşmanıysa sana ne , banane? Atatürk'ün dinine değil ne düşündüğüne ve ne yaptığına bakmalıyız.

 

Bunu gurur meselesi yapmayın arkadaşlar. Tamamen at gözlüğü çerçevesi içerisinde Türk=Müslüman safsatasına da girişmeyin.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Diyelim ki Atatürk ateist veya hırıstiyan veya yahudi,bu onun bu vatan ve millet için yaptıklarını siler mi ? Günümüzde aşırı müslüman geçinip vatanını satanlara ne tepki gösteriyor bu yazıyı yazan arkadaş ? Bırakın Atatürk'ün kişiliğiyle (özeliyle) uğraşmayı,bu vatan ve millet için neler yapmış siz onunla ilgilenin.

 

Atatürk'ün gösterişten uzak içinde islamı yaşadığına inanıyorum.İstese günümüzdekiler gibi islamı politikalarına alet edebilirdi.

--------------------

Ha! Ha! Ha!

Benim cehaletim mi?

 

İslam'ın cehalet kaynağı olduğu fikrim size cahil bir insanın fikri gibi geliyorsa, sizin cehaletinizin sebebini bırakın sormak, düşünmek bile istemediğimi belirtmek isterim.

 

Saygılar

 

Burada sapla samanı karıştırıyorsun.Cehaletin kaynağı İslam değil,İslamı yanlış uygulatan,yanlış anlatan cahil,geri kafalı hocalardır (din adamlarıdır).Onlar insanlara sorgulamayı yasaklamışlardır ve günümüzde çoğu insan sorgulamaktan acizdir.Oruç tutar neden tuttuğunu bilmez.Neden tutuyorsun desen allahın emri der.O kadar bilir.Orucu allah için aç kalmak sanır.Oysa kendi sağlığı için,nefsine hakim olabilmek için,fakirlerin halini anlayabilmek için vs. oruç tutulması emredildiğini bilmez.Hiç düşünmemiştir ki.Düşünmeye kalksa çok bilmiş hoca bozuntuları veya dinci geçinen çevredekiler günah diye korkutmuşlardır.

Oysa islam düşünmeyi,aklı çalıştırmayı ister.İnsanların ilim irfan sahibi olmasını ister.

Şimdi soruyorum.İnsanların cahil kalmasının sebebi islam mıdır yoksa islamı yanlış anlatanlar mıdır ?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Valla yazıların tamamını okumaya gerek duymadım çünkü eminim devamıda vıdı - vıdı yada saf -sata şeklinde devam ediyordur. Her neyse . Ben allahdan sizin gibi Atatürk'ü internetten yada arşivden değilde birinci ağızdan dedemden dinlemiş bir insanım. Dedem Atatürk'ün yanında 13 yıl çalışmış bir insan. Bir fiil yanında her daim ondan iyi kimse bilemez ismet inönü bile... Atatürk din düşmanı değil di ama eminim görüş açısından türklerin şu andüştüğü durumun sorumlusu olarak dini gösterebilirdi bununda sonuna kadar arkasında dururum. Bunun aksini bana kanıtlayacak kişinin de cesareti varsa fikrimi çürütmesi için karşıma çıkmasını isterim. ;)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

tamami ile gerçek olsada olmasada savsataya yol açıyor bunlar çünkü

büyük devletler bizi yok etmek için ilk önce Atamızın kurduğu bu ülkeyi çatıştırmka ve Atamızı yok etmek gerektiğini çok iyi biliyorlar halk cahil sefil

islamla tek alakası islam kullanılarak o cahil halka Atatürk ün din düşmanı ve müslümanları yok etmek için bunları yaptı lafları ile empoze edilerek o insanlar kışkırtılıyor çok paralar dönüyor özel eğitimler vs bu günlere geldik nesil yetiştirdiler manyak beyinleri yıkanmış göremiyorlar gerçeği ve gözleri dönmüş islamı kirleten lekeler bu insanlar işte ama aynı noktaya geliyor bir yani bir kişinin yaptığı ile koca dini siliyoruz bu da saçma eğer ben aydınım gerçeği görebiliyorum diyen varsa bu insanlara tepkisini koymayıda o dinin onların birer uzantısı olmadığınıda görmelidir zaten bu ipi kopmuş olanlar dinin öğütlerini değil tepelerindeki o hahamlarının,dini kullanan kimselerin öğütlerini alıyorlar ve göz yummadan bir insanı katledebiliyorlar Atatürk bunları biliyor dini yönetim,eğitim sakıncalıdır özgürlükle bir ilgisi yoktur başındaki kişi rahat eder ama altındakiler ezilir görüşü farklı olan bastırılır ama anlamamkta direnen türk milletinden dolayı bu hallerdeyiz işte olay şu bir kaç kişi var paraları var dinleride kullanılmaya müsayit adama Allah seni çarpcak dese adam ayaklarına kapanacak kadar cahil para veriyor doyuruyor birde dini kullanıp işide bağladımı tamam böle bir köle sistemi oluşturdular sosyal devlet adında saçmalıklar yapmaya başlandı sonra sistemini kurdu adamlar gayet güzel işliyor kimsede sesini çıkaramaz ohh miss böle gider sömüre sömüre belki bir gün gidicekler am bu ülkeye verdikleri hasarlar çok ağır ve bizler gazze gibi bir konuma düşünce akılları başlarına gelcek o cahillerin ama iş işten geçicek çünkü dünya Türkiyeye göz yumacak kimsede yardım etmez tabi o kadar güçsüz durumada düşmeyiz ama orduda ve yargıda aksaklık oldumu iş biter sonuçta onlarla ayakta duruyor bir savaş olsa 3.dünya savaşı çıkabilir Türkiye sonuçta dünyada şu anda belkide en bakir ve en güçlü topraklar biz salak türk milleti okumayıp öğrenmeyip gelişmeyip bu hallere düştük işte kullanamıyoruz borç üstüne borç aman banane diyenler ve bu dini kullanarak bi yerlere gelenlerin pislikleri bunlar sistemi düzeni mahfettiler eğitim bozuk sağlık bozuk işi alanları bozuk ne beklersin ki böle bi ülkeden !

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

:punish2: :punish2: :punish2: :punish2: :punish2: :punish2: :punish2: :punish2:

 

Size ne adamın inancından :nea: herşeyde olduğu gibi dinlerinde azı karar çoğu zarardır ... hemen inançları kullanarak halkı kandırmaya başlanır... Çünkü bir "süper zeka din adamı" vardır. O dini senden benden herkesten iyi bilir ?!? ( Erbakandı bu zamanında şimdi Fetullah Gülen oldu )... Atatürk işte bundan dem vurmuş halkı bir arada tutan ama azıtılınca halkı bozan bir olgudur din...

--------------------

mystick çok uzun yazıyorsun kısa ve net yaz ( bence ) .... daralıyorum okuyamıyorum

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Atatürk işte bundan dem vurmuş halkı bir arada tutan ama azıtılınca halkı bozan bir olgudur din...

 

Çok doğru monkey, eğer doz kaçarsa şu anki duruma geliriz ve git gide İran olmaya kadar yolu var bu işin.

 

Herşeyin fazlası zarardır ama her şeyin

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ha! Ha! Ha!

Benim cehaletim mi?

 

İslam'ın cehalet kaynağı olduğu fikrim size cahil bir insanın fikri gibi geliyorsa, sizin cehaletinizin sebebini bırakın sormak, düşünmek bile istemediğimi belirtmek isterim.

 

Saygılar

 

İslamın cehalet kaynağı olduğunu düşünmeniz gerçekten cahil olduğunuz anlamına geliyor. Kusura bakmayın özür de diliyorum fakat soru sormuşsunuz ben hakaret etmek istemem. İbni sina 400 yıl önce mikrobu bulduğu için Türk islam alimleri atomun çekirdeğinin zor fakat aayrılabileceğinin ve yüzyıllar önceden bu ayrım sürecinde çok büyük bir gücün ortaya çıkacağını bulup atom enerjisinin temellerini bulup açıkladıkları için islam cehalettir. Piri reis amerika haritası çizdiği için islam cehalettir. Uluğ bey'in matematik kitapları yüzyıllar sonra avrupa da ders kitabı olarak okutulduğu için islam cehalettir. son olarak hangi din sana göre cehalet değildir onu söyle dinsizlik cehalet değildir tüm dindarlar cahildir diyorsan laiklik tek kurtuluştur güçlü olabilmek için diyorsan (laiklik karşıtı değilim gerçek laiklik olduntan sonra her dine eşit muamele) İsraili örnek gösteririm avrupa da daha küçük yaştaki çocuklara okullarda papazlar eğitim veriyor örnekler bunlar benim düşüncelerimde bunlar seni kesinlikle yargılamak istemiyorum beni yanlış anlama sadece yazdıklarının karşılığı bunlar

 

Saygılar...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...