umuayy Oluşturma zamanı: Ocak 18, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 18, 2007 Ölüm, fizik bedenin, ruhsal enerjinin yok olmasıyla kullanılamamasıdır. Bu süreç uzun veya kısa olabilir; hastalıklar veya kazalar bunu belirlediğinde ruhsal oluşum süreci başlamış olur. Astral- mental ve eterik bedenlerin etkileri ve varlıkları artık fizik bedenle ilişkili değildir. Bilgeler ölümün hemen sonrasında astral bedene de dikkat ederek, ölümden sonra üç gün beklenmesini de önerirler, bu süre içinde eterik beden fizik bedenle olan ilişkisini tamamen kesecektir. Yine aynı mistik kaynaklar, üç günün içinde bilincin eterik ve fizik bedenin ayrılması işiyle meşgul olduğunu belirtirler; sonuçta eterik bedenin partikülleri ayrılacak ve geriye dönerek bizi çevreleyen eter enerjisi okyunusuna tekrar katılacaktır. Sürecin kolay veya zor olması bireyin karmasıyla yani önceki yaşamlarından gelen bilgi ve deney birikimiyle ilgilidir. Peki bunlar ne demektir? Eterik beden, fizik bedenimizin kalıbıdır; astral kılıf ise astral plandaki bilincimizdir; işte bu kılıf, metafizik anlayışa göre ölümün ardından 7 astral planla, kendi astral yapısının gereği olarak ilişki kurmaya başlar. Genelde astral bilinç, dünyasal yaşamından kalan izleri taşır ve bu kalıntılar yeni bir yaşam realitesinin idrağını zorlaştırırlar. Eğer bilinç, çok odaklanmışsa yani dünya bilincine çok yönelmişse ve mental yani zihinsel konsantrasyonu azsa kişi, astral planda çok kalacak ve çok düşünecektir çünkü fiziksel beyin dışındaki bir varoluşu hiç düşlememiş ve ilgilenmemiştir. Astral planda, sistemsel inanca göre fiziksel planda yeniden doğmak vardır ve Astral planda yaşamın bir gerçek olduğu öne sürülür hatta bu gerçeklik fizik plandakine benzer bir yoğunluktadır ama okült mantıkta bu yoğun veya kesif bir illüzyondur. Tüm ümitlerimiz, korkularımız ve saldırılarımız, nefretlerimiz, kıskançlık ve kötü huylarımız şu veya bu türde çok güçlü düşünce formları oluştururlar ve bu düşünce virüsleri urlarının çözülmesi, dağılması imkansız denecek kadar güçtür. Yani kendi cehennemimizi, astral planda kolayca yaratabiliriz ve bu cehennem arzularımızın ve inançlarımızda yarattığımız cehennem olacaktır; orada kinlerimiz, nefretlerimiz ve korkularımızla örülü tüyler ürpertici olaylar olacak ve bizi karşılayacaktır. Bilgelerin öğütlerinin ardında, düşüncelerimizi ve duygusal tepkimelerimizi kontrol etme önerileri ve öğretileri vardır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
gokce_ank89 Yanıtlama zamanı: Ocak 20, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 20, 2007 paylaşım ilginç ama bana göre saçma bir düşünce Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
tugcemgul Yanıtlama zamanı: Ocak 24, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 24, 2007 enterasan bir şey saol Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mistik Yanıtlama zamanı: Ocak 24, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 24, 2007 what dreams may come:) (benzer düşüncenin kolaylaştırılmış romantik filmi) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
NimbleFive Yanıtlama zamanı: Ocak 24, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 24, 2007 enteresan ama saçma.... genede saol bilgi için Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Locked Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2007 bence saçma değil.. Gayet mantıklı.. Her insanın kendi cehenneminde yaşayacağı ölümünden sonra hayat-ölüm acı eşitliğini sağlamak açısından. Eğer kişi kötüyse bunu aynı oranda öldükten sonra kendi kötülükleri ile çekmeli. İyi ise iyiliğinin karşılığını görmediyse orada görmelidir. İslamiyet inancına göre yeniden doğuş yoktur. Reankarnasyon'un aldatıcı bir hikaye olduğu söylenir. Bu görecelidir bana göre. Hayat zaten gerçek değil de bir ilüzyonsa reankarnasyonun bir mana ifade etmeyeceği açıktır.. Ruhsal enerjilerin değişeceğini ve tekrar aynı dünyada beden bulacağını farklı hafızalarda yer alacağını düşünmek pek mantıklı değil bana göre.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest lurthz Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2007 Bana anlamsız geldi, vanılya sky a cok benziyor. Sanırım bu daha uzun bı yazı olsa gerek. ? Güzel paylaşım. şunu belirtmek istiyorum herkes birseyler yazıyor tamam, güzel bilgiler paylasıyosunuzda peki bu bilgilerin kime ait olduğunu yazma gereği niye duymuyosunuz siz, yazdıysanız bana ait, veya şurdan alıntırdır gibi veya şu kişi söylemiştir, bunu yapmazsak sokaktakı hırsızdan ne farkımız kalır. ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.