theangelofdeath Oluşturma zamanı: Aralık 19, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 19, 2008 hayın tuzaklarda kan uykularda vurulduk ey halkım unutma bizi işkenceler için tahta çarmıha gerildik ey halkım unutma bizi zulüm sığmaz iken köye şehire bize mezar oldu kan kızıl dere yavuklu yerine çıplak mavzere sarıldık ey halkım unutma bizi her seher vaktinde tan atışında kızıl güller açtı dağlar başında faşist namluların her kurşununda dirildik ey halkım unutma bizi zülfü livaneli'nin uğur mumcu'nun dizelerinden etkilenerek yazdığı şiirdir vurulduk ey halkım, unutma bizi dağ gibi karayağız birer delikanlıydık, babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi. arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini, yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. ecelsiz öldürüldük dövüldük, vurulduk, asıldık. vurulduk ey halkım, unutma bizi... yoksullugun bükemedigi bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı. işkence hücrelerinde sabahladık kaç kez, isteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. yazlık kışlık katlarimiz, arabalarımız olurdu. yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı. yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma. bizleri yok etmek istediler hep. öldürüldük ey halkım, unutma bizi... fidan gibi genç kızlardık; hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden. yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında iskencecilerin acimasiz ellerine terkedildik. direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla. tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi, taptaze inançlarimizi fırlattık boş birer eldiven gibi. utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden. hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi... ölümcül hastaydık. bağırsaklarımız düğümlenmişti. hipokrat yemini etmis doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın. gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha. cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk. vicdan sustu. hukuk sustu. insanlık sustu. göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi... kanserdik; ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde. uydurma davalarla kapattılar hücrelere. hastaydık. yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki. bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık. önce kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attik önlerine. sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz. öldürüldük ey halkım, unutma bizi... giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük. ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük. doğu'daki topraksız köylüler, sizin için öldük. istanbul'daki, ankara'daki işçiler, sizin için öldük. adana'da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük. vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi... bağımsızlık, mustafa kemal'den armağandı bize. emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara. mezar taşlarımıza basa basa, devleri yönetenler gizli emellerle, başlarımızı ezmek kanlarımızı emmek istediler. amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular. yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi... yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk, komünist dediler. ülkemiz bağımsız değil dedik, kelepçeyle geldiler üstümüze. kurtuluş savaşı'nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha da dik tutabilmekti çabamız. bir kez dinlemediler bizi. bir kez anlamak istemediler. vurulduk ey halkım, unutma bizi... henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık. bir kadın eline değmemişti ellerimiz. bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha bir gece sabaha karşı, pranga vurulmus ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına. herkes tanıktır ki korkmadık. içimiz titremedi hiç. mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere. asıldık ey halkım, unutma bizi... bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşındaydılar. ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı, ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere. öfkelerini bir gün bile karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük. hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına. batı uygarlığı adına, bizleri bir şafak vakti ipe çektiler. korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi... bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi. bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkim unutma bizi... özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz simdi hep birlikteyiz ey halkım, unutma bizi... uğur mumcu cumhuriyet - sesleniş - 25 ağustos 1975 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
attart Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2008 Çok güzel bir şiir teşekkürler. Şu halk birazcık akıllansa, kimin dost, kimin düşman olduğunu anlasa ne olur sanki? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
zibailelectra Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2008 bu şiiri her okuduğumda içim burkuluyor... teşekkürler theangelofdeath paylaştığın ve ayıbımızı yüzümüze tekrar vurduğun için... sessiz kaldık affedin bizi... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sally Yanıtlama zamanı: Ocak 24, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 24, 2009 "Ecelsiz öldürüldük.Dövüldük,vurulduk,asıldık.Vurulduk ey halkım,unutma bizi..." Unutmayalım,unutturmayalım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.