Jump to content

Vurulduk Ey Halkım


theangelofdeath

Önerilen Mesajlar

hayın tuzaklarda kan uykularda

vurulduk ey halkım unutma bizi

işkenceler için tahta çarmıha gerildik

ey halkım unutma bizi

 

zulüm sığmaz iken köye şehire

bize mezar oldu kan kızıl dere

yavuklu yerine çıplak mavzere sarıldık

ey halkım unutma bizi

 

her seher vaktinde tan atışında

kızıl güller açtı dağlar başında

faşist namluların her kurşununda

dirildik ey halkım unutma bizi

 

zülfü livaneli'nin uğur mumcu'nun dizelerinden etkilenerek yazdığı şiirdir

 

vurulduk ey halkım, unutma bizi

 

dağ gibi karayağız birer delikanlıydık,

babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.

arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken

bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı

kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini,

yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.

ecelsiz öldürüldük

dövüldük, vurulduk, asıldık.

vurulduk ey halkım, unutma bizi...

 

yoksullugun bükemedigi bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı.

işkence hücrelerinde sabahladık kaç kez,

isteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.

mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.

yazlık kışlık katlarimiz, arabalarımız olurdu.

yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı.

yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma.

bizleri yok etmek istediler hep.

öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

 

fidan gibi genç kızlardık; hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden.

yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında iskencecilerin acimasiz ellerine terkedildik.

direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.

tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi,

taptaze inançlarimizi fırlattık boş birer eldiven gibi.

utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.

hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...

 

ölümcül hastaydık.

bağırsaklarımız düğümlenmişti.

hipokrat yemini etmis doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın. gelinliklerimizin

ütüsü bozulmamıştı daha.

cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk.

vicdan sustu.

hukuk sustu.

insanlık sustu.

göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

 

kanserdik; ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.

uydurma davalarla kapattılar hücrelere.

hastaydık.

yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki.

bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık.

önce kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attik

önlerine.

sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.

öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

 

giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük.

ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük.

doğu'daki topraksız köylüler, sizin için öldük.

istanbul'daki, ankara'daki işçiler, sizin için öldük.

adana'da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.

vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

 

bağımsızlık, mustafa kemal'den armağandı bize.

emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.

mezar taşlarımıza basa basa, devleri yönetenler gizli emellerle,

başlarımızı ezmek

kanlarımızı emmek istediler.

amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.

yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi...

 

 

yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk, komünist dediler.

ülkemiz bağımsız değil dedik, kelepçeyle geldiler üstümüze.

kurtuluş savaşı'nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız

bayrağımızı daha da dik tutabilmekti çabamız.

bir kez dinlemediler bizi.

bir kez anlamak istemediler.

vurulduk ey halkım, unutma bizi...

 

henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık.

bir kadın eline değmemişti ellerimiz.

bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha

bir gece sabaha karşı, pranga vurulmus ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına.

herkes tanıktır ki korkmadık. içimiz titremedi hiç.

mezar toprağı gibi taptaze,

mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.

asıldık ey halkım, unutma bizi...

 

bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar,

ağabeyimiz, babamız yaşındaydılar.

ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı, ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere.

öfkelerini bir gün bile karşısındakilere

bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük.

hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına.

batı uygarlığı adına, bizleri bir şafak vakti ipe çektiler.

korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...

 

 

bir gün mezarlarımızda güller açacak

ey halkım, unutma bizi.

bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak

ey halkim unutma bizi...

 

özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz

simdi hep birlikteyiz

ey halkım, unutma bizi...

 

uğur mumcu

cumhuriyet - sesleniş - 25 ağustos 1975

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...