MALCOLMX Oluşturma zamanı: Aralık 28, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 28, 2008 http://www.tulumba.com/mmTULUMBA/Images/bk/zBK331075BH166_250.jpg Araştırmacı-Yazar Aytunç Altındal, “Türk İmparatorluğu’nun Yıkılışına Dair Kehanetler” adlı kitapta yeralan “Türkiye’nin 11’inci liderinin adı 11 harfli” cümlesinin Abdullah Gül’e işaret ettiğini belirtti ve ekledi: “Kehanetlere göre bu cumhurbaşkanı döneminde Türkiye devasa bir sarsıntı geçirecek” BUGÜNE kadar 19 kitap yazan Araştırmacı-Yazar Aytunç Altındal’ın Destek Yayınları’ndan çıkan son kitabı “Türk İmparatorluğu’nun Yıkılışına Dair Kehanetler”de gündemi sallayacak açıklamalar var. Kitap metnini Bizanslı Tarihçi Laonicus Chalcondlyles’in yazdığını, yorumcusunun Fransız Blaise de Vigenere, yayıncısının ise Thomas Artus olduğunu belirten Altındal, kitapta Türkiye Cumhuriyeti’nin 11’inci Cumhurbaşkanının kim olacağı ve Türkiye’nin geleceğine yönelik öngörülerin bulunduğuna dikkat çekti. Gerçekleşmiş kehanetlerinden biri, Mustafa Kemal Atatürk’ün yeni Türk devletinin kurucusu olması sıfatını kazanması olan yüzyıllar öncesinin kahinlerine göre, yeni cumhurbaşkanının ad ve soyadındaki harflerin toplam sayısı 11. Bu da Abdullah Gül olarak yorumlanıyor. Ayrıca devlet, bu cumhurbaşkanı ile çok büyük sıkıntılar yaşayacak. Kehanetlere göre bu durum Batılı devletlerin işine yarayacak. İşte Aytunç Altındal’a yönelttiğimiz sorular ve merakla beklenen cevaplar: 17 kehanet Öncelikle “Türk İmparatorluğu’nun Yıkılışına Dair Kehanetler” adlı kitaptaki kehanetler kaç yüzyıl öncesine dayanıyor? Kitabın asıl yazarı, 1400’lü yılların Osmanlı Devleti’nin durumuna tanık olmuş Atina doğumlu Bizanslı Tarihçi Laonicus Chalcondyles. 1423’de doğduğu bilinen Chalcondyles’in 1490’da öldüğü varsayılmaktadır. Yaşamı hakkında çok ayrıntılı bilgi olmasa da Doğu Roma İmparatorluk belgeleri, 8’inci John Paleologos tarafından 1446’da Osmanlı Padişahı 2’inci Murat Han’a İstanbul’a uyguladığı kuşatmayı kaldırması için öneri götüren Bizans heyetinde elçi düzeyinde yeraldığını doğrulamaktadır. Kahinin 1453’de İstanbul’un ve 1463’de de Peleponez’in Türkler tarafından fethedilişine bizzat tanıklık ettiği kesindir. Kitap metnini yorumlayan, dünyanın en ünlü şifre yazıcısı olarak kabul edilen Fransız Blaise de VigenËre, yayıncısı ise Arthus Thomas’tır. Kitap, 1630 yılında tamamlanmış. İçinde 17 kehanet ve 28 Osmanlı tablosu var. Vigenere ve Thomas hakkında bir araştırma yaptınız mı? Kitabı Fransızca’ya çevirmiş olan Vigenere, 5 Nisan 1523’de St. Pourçain köyünde dünyaya gelmiş, 1596’da Paris’te ölmüştür. 17 yaşındayken Kraliyet diplomatik-istihbarat dairesine alınmış ve tam 30 yıl burada görev yapmıştır. Hristiyanlığın, Protestan ve Katolik olarak ayrıldıkları kilise oturumlarına resmi sıfatla gönderilen en genç sekreterdir. Roma’da tanıştığı o dönemin en ünlü üstadlarından şifre tekniklerini öğrenmiş ve gizli şifre oluşturma yöntemlerini anlatan tek nüshalık el yazması metinlerden yararlanarak günümüzde de kullanılan ve kırılması imkansız sayılan ünlü “Autokey” diye bilinen “de Vigenere” şifresini kurmuştur. Bu çok gizli şifre, özellikle askeri istihbaratta kullanılmıştır. Kilise baskılarından bunalan Artus Thomas’ın ise nerede, ne zaman ve nasıl ölrüğü hiçbir zaman bilinememiştir. ‘Osmanlı içerden çökecek’ Kitabın içinde kehanet olarak yeralan ama gerçekleşen olaylar var mı peki? Tabii ki. Kitaptaki öngörülere göre; “Fatih Sultan Mehmet’ten sonraki 16’ncı padişah döneminde Osmanlı Devleti içeriden çökmeye başlayacak ve padişahı kendi tebasından biri devirecektir” deniliyor. Fatih Sultan Mehmet’ten sonraki 16’ıncı padişah 3. Ahmet’tir. 29 Eylül 1930’da-kitabın yayınlanmasından tam 100 yıl sonra-Arnavut ve Hristiyan asıllı yeniçeri Patrona Halil tarafından tahttan indirilip yok ediliyor ve Osmanlı’nın çöküşü de böyle başlıyor. Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ilgili kehanetler ne zaman başlıyor? Kehanetlerden biri Mustafa Kemal Atatürk’ü işaret ediyor. Kitapta, “Türk İmparatorluğu, 1920’de çökecektir” deniliyor. Gerçekten de 1920’de TBMM kurulunca Osmanlı Devleti yok edilmiş sayılmakta. Bununla da bitmiyor. “Osmanlı’nın çöküş döneminde kendisi Hristiyan topraklarında yetişen ama müslüman olan bir prens ve başkomutan ortaya çıkacak. Ancak Hristiyanlar tarafından hiç dikkate alınmayan bu başkomutan, Türk devletini yeniden kuracak ve Batı’ya yönlendirecektir” öngörüsü yapılmıştır. Bu kişi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’tür. ‘Prensliklerin birleşmesi’ Kitapta son dönemde “11’inci cumhurbaşkanı kim olacak” sorusunun cevabı da saklıymış. Yeni cumhurbaşkanı hangi özelliklere sahip? Kehanete göre, Türk İmparatorluğu’nun başına geçecek 11’inci kişinin adında 11 harf var. Çok ilginçtir ki, Abdullah Gül’ün ad ve soyadındaki harflerin toplamı da 11. Peki 11. Cumhurbaşkanı Türkiye’si nasıl olacak? Kitapta “11’inci Prens döneminde Türk devleti, büyük bir sarsıntı yaşayıp yıkılma noktasına gelecektir” öngörüsü var. Ayrıca “Hristiyan Prensliklerin birleşmesi, Türk imparatorluğunun sonunu getirecektir” deniliyor. Bu da benim yorumumca AB’dir. Bu kehanet son mu? Türkiye’nin geleceği nasıl şekillenecek? Maalesef kahinler, Türk İmparatorluğu’nun 11’inci Prensi’nden sonra Türk devleti yok kabul etmiş. Türkiye ile ilgili kehanetler burada bitiyor. Bu sonuç, çok ciddiye alınmalı. -------------------- Aytunç Altındal’ın “Türk İmparatorluğu’nun Yıkılışına Dair Kehanetler Kitabı”na göre Kahin Chalcondyles yıllar öncesinde “Tek boynuzlu at” olarak resmettiği Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethedeceğini tahmin etmiş İstanbul’un Fethi’ni bildiler ARAŞTIRMACI- Yazar Aytunç Altındal’ın Destek Yayınları’ndan çıkan son kitabı “Türk İmparatorluğu’nun Yıkılışına Dair Kehanetler Kitabı”nda çarpıcı kehanetler mevcut. Bunlardan en ilginci Bizanslı Tarihçi Laonicus Chalcondyles’in “Tek boynuzlu at” şeklinde resmettiği Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u Fethetmesi öngörüsünde bulunması. Nitekim bu kehanet 1453’de gerçekleşmiş ve İstanbul, Türklerin eline geçmiştir. Ayrıca kitapta bulunan figürlerdeki büyük ve güçlü boğa da Sultan Beyazıt’ı temsil ediyor. Metinde geçen epigramın, Ortaçağ’da heykellerin üstüne yazılan yazılara verilen ad olduğunu hatırlatıyor ve Kahin Chalcondyles’in İstanbul’un Fatin Sultan Mehmet tarafından fethedilmesiyle ilgili kehanetlerine geçiyoruz. ‘Tek boynuzlu at’ın yorumu Latinlerin, İstanbul’dan kovulmuş olduğu ve Rumların İmparatorluklarına yeniden sahip oldukları izlenimi var: Rumlar, yeni gelin gibi, ilk günkü gibi güzel Yunan kıyafetleri giymiş ve mutlu görünen bir genç kızla tasvir ediliyor ama bu mutluluk bir öğle vakti, yıkılışına neden olan boynuzlu at tarafından elinden alınmıştı. Bundan dolayıdır ki (B) epigramı: Umduğunun tersine düşeceksin rutubetli bir ortama çünkü boynuzun başlangıcı da sonu da sendedir der. Sanki ey Yunanlı, ege-menliğinin mutlu zamanlarında, en çok yükseldiğin vakit düşersin ama şunu bilmelisin ki egemenliğinin başlangıcı sende olduğu gibi boynuzun başlangıcı ve sonu da sendedir, demek ister gibi. -Rumlar kendi aralarında çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle Türkleri yardımlarına çağırırlar ve onlara ülkeye giriş izni verirler. Okuyucuların görecekleri gibi, gerek Chalcondyles’in tarihinde gerekse bunun üzerinde yaptığımız gözlemlerde, sonunda İstanbul’u alan Mehmet’in hâkimiyeti altına girerler, Yeşil giyimli bakire: İstanbul [Diğer yorumlamaya göre: Tek boynuzlu at (mitolojik at) İstanbul’u ele geçiren ilk Müslüman padişahtır ve bu tek boynuzlu at kaçıyor gibi gözükse de gerçekte gelişini hızlı ve beklenmedik bir tarzda yaptığını söylemek ister. Yeşil giyimli bakire, İstanbul’dur, elleriyle sefaleti gösterir, bekliyor, dua ediyor ve umuyordur. -Çünkü bu saçları dağınık genç kız, Yunan tarzı boynunda ve alt kısmında sarı kenarları olan yeşil bir elbise giymiştir, çorapları, hatta ayakkabısı dahi yeşildir. Tek boynuzlu ata gelince rengi aşağı yukarı inek tüyü rengine benzer. Fakat duruşu baskı metninde farklıdır, tümsek ve geçitlere rağmen gitmek ve ilerlemek ister gibidir. Bu da ülkeyi ve insanları büyük bir çalışmaya ve önlemler almaya çağırmak için tasvir edilmiştir. Diğer bir çizim de (10. Çizim) boynuzlu atın sağ bacağında büyük bir ay şekli vardır. ‘Yunan ve Türk İttifakı’ Genç kıza gelince; tek boynuzlu atın önünde, onu sol elle ve ayakları ile tutuyordur. © epigramı, Yunan ve Türk ittifakını tasvir ediyor. Bu birliktelik onları bir süre için durdurdu, dizginlerin sevgiyle uyuşumundan sonra o kadar çok kişnediler ki dizginleri boşalıverdi, yani birbirlerine yardımcı olmayı o kadar çok arzuladılar ki sefilce çekilmek zorunda kaldılar. El yazması metinin üstünde bulunan Grekçe, Monarşi sözcüğü bunu anlatmaktadır Boğa, Sultan Beyazıt Bu figür, epigram (A)’nın söylediğine göre Mehmet’in varisi Beyazıt’ı göstermektedir, ki bu durum Mora’nın ve Makedonya’nın sürgüne gönderilmiş olan prensleri de dahil birçok prensi çok kaygılandırır. Bunlar Nicolas Zuppan ve Jean Cernouvich’in desteğiyle bir süre için yeniden istikrara kavuşturulabilirler; daima özgürlük içinde yaşaması gereken iki genç kız büstüyle kastedilen budur. Boğaya gelince, bu, Şehzade’nin barış ve huzurun dostu olduğunun sembolüdür. [Diğer yorumlamaya göre: Bu büyük boğa girişimlerinde oldukça çetin ve güçlü olan Büyük Selim ve iki başın ise ölümlerine neden olduğu iki kardeşine ait olduğudur. Bazı Yunanca kelimelerle ölümü: Ne zaman ki kendisiyle çarpılan sayı tekrar kendisine dönerse, bu kişi ölecektir, sözleriyle işaret ediliyor. Tümü Beyazıt’a daha uygun gözüküyor, bir önceki figürde tasvir edildiği şekilde. -Figürlerin duruşu oldukça farklıdır: Çünkü baskıda boğa, sadece adım atar gibidir, diğerinde ise koşar gibi. Size tanıtılan iki baş öne doğru eğiktir, diğerinde ise doğruca sağa dönmüştür. Boğanın rengi kendi tüylerinin rengindedir, kafasındaki tüyler (saçlar) ise dore (altın) rengindedir. Sıralamada başka bir farklılık daha vardır, çünkü el yazması metinde IV. figür sadece tek baştır, fakat baskıda olanın daha iyi gözlemlenmiş olduğunu düşünüyorum, takip etmemin nedeni budur. Bir sonraki sıralamaya göre karar verebiliriz. Çünkü eğer bu tek baş Beyazıt ise Selim’in sonradan gelmesi gerekiyor ve her halükârda Süleyman ondan önce ve sadece VI. figürde yukarıda söz ettiğimiz yorumlama getirilerek yer alıyor. Yalnız, baş figürüne gelince, belki baskı metinde yer alan kurdu öldüren papazın olduğu figürün on dördüncü sıraya konması yanlış değildir. Böylece kendi yerinde bulunur: El yazması metinin üstünde Grekçe, kesik kelimesi bulunuyor. Bu da birçok şeyi kastediyor; bu, hâkimiyet sırasında Rumlar için olduğu kadar Türkler için de bir ayrılığın bulunduğunu bildiriyor. A- Sultan Beyazıt. B- Güçlü Boğa Arctotrophe’nin sonu, diğer bir deyişle (Büyük) Ayı’nın bakıcısının figürünün ve yönteminin yerini gösterir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
evrim Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2009 teşekürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.