Jump to content

Leyla ile Mecnun


Dolunay

Önerilen Mesajlar

Leyla baharin ilk papatyasi

Kays dogan günün ilk sarkisi

Leyla günün oksadigi ilk çiçek

Kays ilk isiklarda dogan gerçek

Leyla ilk yagmura olusan su

Kays söken safaklarin ilk kokusu

Leyla ilk yalnizligi güzelligin

Kays en yeni çigligi sessizligin

Leyla umut demeti dünyamizin

Kays yalnizligi yalnizligimizin

Leyla yasatmanin tek topragi

Kays susuzluklarimizin yanardagi

Leyla sevilmenin dinmez yüceligi

Kays sevmenin ölçüsüz kesinligi

Leyla son duragi inanilmanin

Kays tek sasmaz varisi inanmanin

Leyla eksiklerimizin kesiksiz arinisi

Kays yanlislarimizin bitmez yikanisi

Leyla düzlüklere bakisi doruklarin

Kays tek basedilmezi korkularin

 

Leyla gözünü sevinçlere açinca

Ilkin Kays'i görmüstü karsisinda

Kays yüregini sarsan sevinçleri

Leyla'nin bakislarindan ögrenmisti

Oynadiklari ayni bahçelerde

Uyuduklari ayni gecelerde

 

Yürüdükleri ayni sevinçlerde

Kurduklari ayni serüvenlerde

Birbirine çarpan çocuk yüreklerinde

Birbirini söyleyen çocuk türkülerinde

Leyla sevgi adina Kays'i buldu

Onun çocuk varliginin ilk rüzgârlari oldu

 

Kays ilk coskusuydu Leyla'sinin

Leyla'dan öte sevinci yoktu Kays'in

Okuduklari ayni kitaplarda

Ögrendikleri ayni satirlarda

Sevindikleri ayni tutkularda

Yasadiklari ayni kuskularda

Yalnizca birbirlerini bildiler

Yalnizca birbirlerini söylediler

 

Bir sevinç yoklugun buzdagina çarpmasa

Bir duyus bir durgunlukta dönüssüz bozulmasa

Yalnizlik yalniz olmaya bizi inandirmasa

Kus gökten gök maviden yorulmasa

Her umudun karsisina bir bitmislik çikmasa

Onu çocuk uykusunda pençesiyle bogmasa

Bir sabah tutkusuna isiksiz varilmasa

Korkularda bir ölmezlik tadi var sanilmasa

Fulya gibi güzellense ilkyaza

Umut gibi yücelige uzansa

 

Tutkularin kanina isleyen bir gül olsa

Bütün bir yaz özleminin duygusunu anlatsa

Boy verse bugday gibi eskimeyen yazlara

Gün gelince onurla bitmislige sararsa

Yaban lalesinin yogun kirmizisiyla

Basak yüklü ovalarin beyazligina uçsa

O zaman her güne bir günes dogacaktir

Her gece ayri bir ayla isiyacaktir

Her Kays bir Leyla'nin tutkusu olacaktir

Her Leyla sevgisine ölümsüz kalacaktir

 

Bir sevinci yalnizliktan sordular

Uçtugu gün kanadindan vurdular

Umdular ki bitimsiz denizlerde

Kolay kaptan olunur her gemiye

Sandilar ki sevgi çabuk degisir

Esmeyi bilen dinmeyi de bilir

Sandilar ki sevmek de inanmak da

Dayanamaz bitimsiz olmaya

Sandilar ki sonludur her yüce

 

Sevgide umut yoktur yücelige

Bir denizi çogaltan sudan bile

Gün gelir damla kalmaz geriye

Sandilar ki yalnizliktir sevmek

Umutsuzu umut diye beklemek

 

Leyla'nin sevincini çok gördüler

Sevgi denen çabuk ölür dediler

Bir sevgiye umutsuzluk ektiler

Ona tuzak kurdular ag gerdiler

Leyla'nin sevincini görünce annesi

Onu okuldan alip eve kilitledi

 

(Leyla'nin annesine söyledikleri)

 

Sevgi bir sonsuz denizdir mavisinde

Umudumu tasiyor sen tasimaz desen de

Beni hiç tanimadigim ülkelere çekiyor

Gezdirip duyarligimi inanç denizlerinde

Ben göklerimi dolduran Kays'a günes demisim

Beni ayri bir günes çizgisinde gösterme

Korkular gibi girme dinmeyen sevincime

Direnen inancima karanliklar giydirme

Sevgi bir sonsuz denizdir yüregimde

Umudumu tasiyor sen tasimaz desen de

 

(Annesinin Leyla'ya söyledikleri)

 

Sevgi bos bir denizdir yillarca gitsen de

Bir kiyiya ulasmayi yasatmayacak sende

Her gün bir baska dalgadan bir baska dalgaya

Araliksiz kosacaksin umutsuzluk içinde

Sevgi seni sonsuzun acisiyla vuracak

 

Daglarin basegecek karli tepelerine

Sevgi hiç varilmamis bir masal ülkesidir

Dünyada ilk günden beri geçit vermez kimseye

Sevgi ormanlardan geçen yorgun uzun yollardir

Kendini yok eder de vardirmaz hiçbir yere

 

(Leyla'nin annesine söyledikleri)

 

Ey denizlerce daglarca inandigim sevgi

Ugrunda bir sevinip bir yandigim sevgi

Hava gibi soludugum su gibi içtigim

Dünyada onsuz olunmaz sandigim sevgi

Aldannak bile deseler karsilik beklemeden

Insan düslere aldanir gibi aldandigim sevgi

Kaynagindan daha bir yudum içmeden

Bütün bir susuzluga kandigim sevgi

Ilk yagmurlar gibi yagarken topraklara

Bir sonsuzu anar gibi andigim sevgi

 

(Annesinin Leyla'ya söyledikleri)

 

Her yanista kül kalir her sevinçten

Deniz bilmez teknelerle geçilmez bu denizden

Bir eksilmez tutku gibi düsünme sevgiyi

Bir yikim biçeceksin ektigin her sevinçten

Kurgulardir yüceltir eksiksizde avutur

 

Sevgi bir mum isigidir geçmek için geceden

Sevgi bir ilkyaz tadidir bir dorukta baslayip

Degisen yamaçlarda sicak yazlarla biten

Sevgi bir umutsuzluk ülkesidir geçilmez

Yokluga karisirsin direnir de geçersen

 

Dünyamiz mutlulugunu tasarlar

Mutlulukta bilen bir sevgi var

Inanç bir sevginin topraginda

Kistan baslar uzanir ilkyazlara

Korku sevgiyi anlamaz içinde

Korku yikim nedenidir zaman geçitlerinde

Sevgi ancak yücede çiçeklenir

Her sevgi bir tanrilasma biçimidir

Eksigin yanlisin dünyasi yok sevgide

Sevgisizlik geçittir ölüme

Kays gördü ki sevgisini anladilar

Leyla'sini okuldan aldilar

Kapadi kitabini defterini

Adina Mecnun dedi çöle vurdu kendini

Insana küstü çöle kostu

 

Çöllerin yalnizligina eristi

Maviye anlatti buluta söyledi

Günesle konustu rüzgâri dinledi

Aciyi konuk etti sevgisine

 

Sevgiyi yasakladi kenisine

 

Sevgi bu bit deyince biter mi

Sevgi kus mu git deyince gider mi

Sonsuza inançlidir sevgi denen

Geriye kalandir her bitenden

Her yanlisin topragidir çürütmeye

Her eksigin dünyasidir degismeye

Her dogrunun inancidir yasatmaya

Her yücenin amacidir yaratmaya

Her güzelin biçimidir korumaya

Her çirkinin ölümüdür yok etmeye

Iyiligin sonsuzluk ülkesidir

Kötülügün bitmislik sarkisidir

Yokluga yaratilan ilk evrendir

Bir iyiye sonsuzda degisendir

Duygusudur bakisidir varolmanin

Direnisinde adidir çaglarin

Dagilmis bölünmüstür uzaylara

Bakarsin kazinmis topraklara

Bakarsin biçimlenmis kayalara

Bir bakarsin rüzgâr olmus daglara

 

Bakarsin bir tutkuya eklenmis

Bir bakarsin sonsuza yüreklenmis

Bir bakarsin uzakta bir ovadir

Ilkyaza umutlarla dogmadadir

 

Bir buluttur görürsün ki dorukta

Yagmurlardir bitmeyen sonsuzlukta

Beklenen dost sesidir yalnizlikta

Engeldir her bozgunda kaçislara

Bakarsin bir tutkuda söylenir

Bir bakarsin bir masalda seslenir

Bir bakarsin sevgi bir kavgadir

Bir inançta ölümü vurmadadir

 

Kays Leyla'dan uzaklasti ama

Çöl olmaya daha yaklasti ama

Içinde hep Leyla'dan kaçti ama

Onda kaçmak artik inançti ama

Her kaçista tutuldu biraz daha

Yok sanmayi kurdugu Leyla'sina

Denize vuran sular gibi

Leyla'nin sularina sürüklendi

 

(Mecnun'un çölde Leyla'yi anarak söyledikleri)

 

Ülkenden geçtim yolcun oldum

Yagmur oldum akisina tutuldum

Senden kaçtim seni çöllerde buldum

Gökleri bulutlari senin yerine koydum

Dünyalarimdan sildim denizlerini

Kumlari denizlerinin yerine koydum

 

Göklerimden attim evcil kuslari

Yirtici çöl kuslarini göklerimize koydum

Gene sen kaldin bana senden bosalan yerde

Kendimi yaratamayan bir tanri yerine koydum

 

(Leyla hayalinin Mecnun'a söyledikleri)

 

Yarasmaz kum denizleri sularimiza

Yok dedigin doruklari getir daglarimiza

Evcil kuslari kovma göklerimizden

Yirtici kuslari koyma dallarimiza

Denizlerimizi çöle degisme

Baska gidis umudu yok uzaklarimiza

Yoktan acilar verme tutkumuza

Bitmez kuskular ekleme umudumuza

Saldiklari korkuya bizim deme

Alin yazimiz gibi bakma yoklugumuza

Ayriligi yücelik gibi büyütme

Yeni yagmurlar getir çöl yalnizligimiza

 

(Mecnun'un Leyla hayaline söyledikleri)

 

Eski günler içinden gelsen gene

Tutunsan Leyla olmanin geçilmez direncine

Bakislarini dünyama çevirsen

Birakmasan beni çölün zor günesine

 

Isigindan ülkeme isiklar yollasan

Günes olsan gündüzüme ay olsan geceme

Çöllerime kumlar olsan hiç dinmeyen sular olsan

Bitmez mavilikler olsan sonsuz denizlerime

Güzelliginle tutsan bütün geçitleri

Yürü desen bütün güzelliklere

Her yokolma tutkusunu dogdugu yerde bogsan

Eksiksiz bir gidis olsan yasayan her sevince

 

(Leyla hayalinin Mecnun'a söyledikleri)

 

Gene örtüldü uzak çiçeklerle uzak daglar

Gene uzak denizlerde çöl olma kokusu var

Gene hiç bilinmedik yerlerden rüzgârlar

Gelip sensizlik acisini göklere yazdilar

Gene binbir sevinci örten ayrilik büyüdü

Gene senin yokluguna kanat gerdi zamanlar

Nedir ki çölden umarsin öfke mi kurtulus mu

Dön bak çaglar boyu neyi yaratti kumlar

Çölsüzlükte sevincimiz yazili

Çölde ayriligimizin kaderi var

 

Leyla Kays'i araliksiz bekledi

Tutkusunun inancindan dönmedi

Aydinlattigi göklerden geçmedi

Kays'siz bir Leyla düsünmedi

Kays'di Mecnun degildi sevdigi

 

Çöl olmalardan yoktu bekledigi

Dedi - umudumda vurdum yalnizliklari

Mecnun olmalara kapadim kapilari

O bir gün gelecek çagiracak beni

Deniziyle yikayacak çöllerimi

Yokluklardan getirecek varligimi

Yok edecek kesin yalnizligimi

Korku kuslarini atacak gögümden

 

Kara yildizlari silecek gecemden

Mecnun'lugu Kays olmaya degismeden

Çagrisinin yolcusu olamam ben

Gergefinde büyüttügü çiçekleri

Dost bilip bunlari söyledi

Gergefinde isledigi çiçekler

Bunlari durmayip kuslara söylediler

Bir kus bir sabah vakti bu sözleri

Gün dogarken Mecnun' a söyledi

Dedi ki - Leyla seni bekler

Yalnizliktir dokudugu çiçekler

Yöresinde ne bir iz kaldi senden

Ne bir umut kapandigin çöllerden

Tutkusunda Mecnun'u istemiyor

Bir tutkudan bir yikim beklemiyor

Sevinçtir Kays diye senden bildigi

Mecnun degil Kays'dir sende sevdigi

 

Yalnizliktan tanriliklar kurmayan

Kimsesizlikte yasarlik bulmayan

Kaçista yaratmayan umudunu

Sevgi gibi görmeyen korkusunu

Mecnun kusun sesiyle uyaninca

Babasini buldu yanibasinda

Eski bir ölüm gibi bakisinda

Bitmisligi tasiyordu korkuyla

Titrek ellerinde sönmüs tutkular

Güzelliksiz birer yontuydular

(Babasinin Mecnun'a söyledikleri)

Bir ovada bir derede bir agaç altinda

Kays olmak degisilmez çölde Mecnun olmaya

Bir tutku bir tutku hayalinden ötedir

Her tutku amaçtir bir sevince varmaya

Sevgi denen varolmaktir barindirmaz yoklugu

Sevgi deme çöl boyunca kaçmaya

Yürü bütün sevinci bütün sabahlarinda

Yokluk aksamlarini germe ufuklarina

Çig gibi gel daglardan ovalardan derelerden

Kendini bir demet sevinç yap da götür Leyla'ya

(Mecnun'un babasina söyledikleri)

Ben durup dururken çöl olayim demedim

Çöl olmayi ben kendim istemedim

Bir denizin sonsuzuna kosarken

Dagildim bosluklarda eridim

 

Yükseklerde sulardim umutlardim

Artik yamaçlarda kosan seller degilim

Yolumu çevirdiler tuttular gidisimi

Bir akistim düze varip tükendim

Yoksa ben çöl olayim demedim

Çöl olmayi ben kendim istemedim

Babasi Mecnun'u dinlemedi

Kolundan tutup sehre getirdi

Dedi - görüneceksin bir hekime

Sonra istersen çöle dön gene

Hekim çöl kurtulustur derse

Çöl yalnizligini yasamani isterse

Döner gelirsin çöl senindir

Ama söz önce hekimindir

Hekim derse ki çöl umuttur

Çölde insan anlamini bulur

Çöl kurakligi denizdir içene

Çöl bir yasamdir yasayabilene

Böyle derse hekim döner gelirsin

Çölün sessizligine yerlesirsin

Ister umut de o zaman çöle sen

Umutsuzluk diye yasa istersen

Istersen çölsüz insan olmaz de

Çölü koy varliginin temeline

Inanirsan ki yasamak ölümdür

O zaman çöl kaçinilmaz görünür

 

(Mecnun'un hekime söyledikleri)

Bir yepyeni bahardi dallardan süzülen

Bir sarkiydi söylendikçe güzellesen

Bir yepyeni günesti yepyeni göklere

Bir duyustu bir umudu bekleyen

Kuskusuz dogan sevinçti eksiksizlige dogru

Bir yildiz çokluguydu geceleri süsleyen

Bir gemiydi ülkelerden ülkelere

Umut tasimak için büyük denizler geçen

Bir tutkuydu sonsuzu bugünden bulmak gibi

Bir inançti yasandikça büyüyen

Bir kavgaydi çevrilmis duyarsiza

Bir suydu mavilerde denizlesen

Bir bitmezlik tutkusuydu bir sabah rüzgâriydi

Bir sevinç yesiliydi bütün bir yazi örten

Inancini almisti bütün bir sonsuzluktan

Sevincini almisti bütün güzelliklerden

Bir ilkyaz genisligiydi hiç bitmeyecek gibi

Bir kis geldi karla örtüldü birden

Hekim çöl nedir anlayan adamdi

Mecnun'u görür görmez anladi

Ki bir sevgi tutsagidir gelen

Varligini bitimlerden bekleyen

Sevgisini büyütüp güzelleyen

Sevincini sevgisiyle gölgeleyen

Deniz deyip açilan sevgisine

Dalip giden dalgalarin sevincine

 

Ardina bakmadan açiklara giden

Gittikçe dönülmezlige yenilen

Bir kurakligi bir çöl yapan

Bir damladan bir deniz yaratan

Bir umutta koca bir evren kuran

Bir umutsuzlukta evreni durduran

Bir sevinçte varligi buldum sanan

Bir acida varligini yok sayan

Hep aksamlardan uman sabahlari

Bitmislikten büyüten zamanlari

Geçilmezlik diye bilip daglari

Korku yapan en yakin uzaklari

36

Hekim dedi - ey sevginin yolcusu

Ey durmadan denizi arayan su

Sevmek tanrilasmaktir dogru ama

Seven yenilmez tanriligina

Yarattigiyla sönen tanri olmaz

Kendine yenilen tanri yasamaz

Yaratarak tanrilastiysa insan

Yokluklarini her gün asmasindan

Sen simdi bir sevginin kölesisin

Yikilmisligisin yücelmisligin

Anlat bana sevgiye çölde ne var

Söyle bana sevgi çölde ne yapar

Sevmenin öbür adi çogalmaktir

Çöllesmek sevgisizlikte tek kalmaktir

 

Sevmek sevdigini yaratmaktir

Sevmek sevdigiyle yaratilmaktir

Sevmek ölümsüzü duymaktir sonunda

Yikilmazi tasimaktir varliginda

Sevmek bütün evrene karismaktir

Sevmenin bir adi da yasamaktir

Sen ki Leyla'ya bile elsin

Leyla'nin bile yolcusu degilsin

Yürü yeniden sevgine dogru git

Gene durmak bilmeyen sonsuza git

Kendini sevgine adamis olarak git

Ölümü göze almis olarak git

Onarmaya degil yaratmaya git

Yaratamadigin yerde yikmaya git

Durgunluktan firtina kurmaya git

Bir yalnizdan bir Leyla bulmaya git

Ya da dön gene sen çölüne

Yaratamadigin seyi kendinin bilme

O zaman Leyla adi bitsin sana

Uykuya dal uzan yalnizligina

O zaman geceyle gündiz~ bir

O zaman yillar da mevsimsizdir

O zaman denizlerdir götürmeyen

O zaman göklerdir kuslari bilmeyen ~

Çölün adi ne umut ne umutsuzluk

Çöldür vardirmayan tek yolculuk

Çöldür sana varilir gibi gelen

Sana sonsuzluklari var görünen

Çöl bir durup kalmadir kuskusuzda

Çölün hiçbir anlami yok sonsuzda

Çöl kaçistir masmavi dalgalardan

Çöl kaçistir bitmeyen umutlardan

Çöl yalnizca senin oldugun yerdir

Çöl olusta hangi inanç geçilir

Tek kalmak yoklasmaktir sevgilere

Çogalmak varolmaktir sevinçlere

Hiç düsündün mü ki çöl sensin

Bekliyorsan boslugunu çöllerin

HiÇ görmedin mi bütün sular

Dünyada yalniz çölden kaçar

Kaynagindan çikip akmayi bilen

Neyi umabilir ki bos çöllerden

Ya sen varsin adisin ölümsüzün

Ya sen yoksun yoklukta bir çölsün

Ya denizsin durmayansin kendinde

Ya da çölsün yolun yok enginlere

(Kays'in sehre indigini duyan Leyla'nin söyledikleri)

Kuru çölden karakistan gecelerden gelsin

Koca bir sel gibi gelsin bana sonsuz gelsin

Yikarak çölde yanan zor günesin mor sesini

Gene bir yagmur oluli gel dedigim gün gelsin

Bende yoksun seni sonsuz bilebilmekten öte

Bir sevinç bir tasa yoktur bana sensiz gelsin

 

Sana ey gözlerimin bitmeze dönmüs bakisi

Kuru kum çöllerini yagmura yiksin gelsin

Belki gelmez diyebilmek büe bitsin yoluna

Sana çöller bana özlem bitecek gün gelsin

(Gene Leyla'nin söyledikleri)

Yillardir dogmayan günes bugün doguyor

Uzaklarda yalnizligin yenilgisi basliyor

Karanliklar inançlarin ötesine kaçiyor

Yillarin çöllerine bugün yagmur yagiyor

Degisiyor sevgilerin anlami

Birdenbire bir ilkyaz tutuyor yamaçlari

Sevgimiz yokediyor bütün yalnizliklari

Yillarin çöllerine bugün yagmur yagiyor

Doga yasalari degisiyor birdenbire

Sevgi alinyazisi gibi iniyor yere

Tutkular yol veriyor geçislere

Yillarin çöllerine bugün yagmur yagiyor

Kays uzun düsündü o gece

Inandigi çöl nere deniz nere

Deniz olmak çöl olmamak demekse

Çöl olmak bir yoklugu istemekse

Leyla'siz olmaksa çöl olmak

Denizlerin sonsuz adiysa varmak

Durmak ölüm demekse kesinlikle

Yasamak hiç durmadan yönelmekse

Yeni umuda dogmaksa sabahlar

 

Bir bitisin sonuysa aksamlar

Umutsuzun yeri yoksa sevgide

Yokluktan geçilmezse sevgilere

Basaklar zorunluysa sarisina

Kar vurgunsa bitmez beyazligina

Kays eksilmezlik demekse Leyla'ya

Leyla bitmezligin anlamiysa Kays'a

Biri bir sabahsa günesler içinde

Öbürü günestir sabahlara geçiste

Biri bir suyu veren kaynaksa

Öbürü su demektir o kaynaga

Ay sulardan son renkleri sorarken

Gece dingin susmuslukta uyurken

Zaman sonsuzluk gibi koyulurken

Kuslar ilik kuytularda dururken

Kimildarken güne dogru bir rüzgâr

Umut gibi sezilirken isiklar

Içerken her yalnizligi karanlik

Gün tasari bile degilken artik

Kays dinlenmis sokaklardan geçti

Bir sessizlik gibi Leyla'ya gitti

Dedi ki - her çölün bitiminde

Leyla diye bir deniz bilinmekte

Her umutsuzlugun sonunda gene sen

Bir umutsun dogarsin istersen

Çölde bile varligin yansimakta

 

Her inanç adinla baslamakta

Simdi ölümünü içti ayrilik

Bakislarinla vuruldu yalnizlik

Aydinlattin gündüzlügün bilindi

Artik ülkene girdim çöller bitti

(Leyla'nin Kays'a söyledikleri)

Gözlerinde eski bir baharin sesi var

Gece bitimlerinin isiyan sevinci var

Çirpinan bir özlemin acilari yok bugün

Yönelen bir duyarliligin kiskanç direnisi var

Hiç bitmez sanilan bir karakis üstüne

Baharin bir günde habersiz gelisi var

Kuruyan topraklari sarmasi yagmurlarin

Durgunlugun rüzgârlari kesin bekleyisi var

Durusunda dinmez sevinçlerin izi var

Bakisinda yalnizligin eksiksiz bitisi var

Bizi bekler durusu var yollarin

Uzak mavi denizlerin bize seslenisi var

(Kays'in Leyla'ya söyledikleri)

Önce kaçtim çöllerde yoksun sandim

Olmadigin bir yer yok inandim

Adin islenmedik ne bir kiyi ne bir agaç

Güzelligin yazilmadik mavilik yok anladim

Saçlarinin sellerinde bogulmamak istedim

Saçlarinla isiyan sabahlara uyandim

Yasalarini yitirmis dogaydim yoklugunda

Simdi varsin varolmaya basladim

 

Simdi yeni bir evrende aydinligin büyüyor

Sevincini yüzüyorum sende sonsuzlasmanin

(Leyla'nin Kays'a söyledikleri)

Gün bitse bende sensiz bitmez senin daginda

Hiçbir günes çekilmez gün bitmeden ufukta

Mecnun mu Kays mi gelmis bitmisligim adinda

Bir Leyla olmadan ben sonsuz duyarligimda

Gün dogdu korkular birden söndü bitti kusku

Ölmezligin yücelmis sonsuz güzel çaginda

Bitmisligin o en tutkun pençesinde artik

En son kalan is iklar tutkuyla parlamakta

Gün dogsa bende bir gün parlar senin daginda

Hiçbir günes çekilmez gün bitmeden ufukta

(Kays'in Leyla'ya söyledikleri)

Ne sen benim çölümün varliginda yok oldun

Ne dinmeyen acilardan bitip sönüp sustun

Ne ben senin umudundan geçip solup kaldim

Ne sen benim isimaz çöllerimde sürgündün

Bahar sönüp a~aandan ayirdi zor rüzgâr

Bahar gelip yeniden yapragim gülüm oldun

Bugün ne çöl ne bahiir var ne Leyla'siz Mecnun

Bitimsizin adi sensin zamanda sonsuzsun

Alinyazim beni senden durup durup soracak

Bugün benim günesimsin sonunda yoklugunun

(Kays'in Leyla'ya söyledikleri)

Çöle varmak tek kahsta yoklugu dinlemekti

 

Bir yikimin bitiminde eksiksiz dinlenmekti

Çölde olmak gerçekte Leyla'yi beklemekti

Çölde olmak bir aciyi adinla söylemekti

Çöller son duragi degil tutkunluklarin

Çöllerin ardi demek mor denizler demekti

Çölü degil hep seni bekledim ben

Çölde bunca bekleyisim senle çekip gitmekti

Çölden ötesi deniz ben iyi biliyorum

Bütün deniz özleyenler ilkin çöllerden geçti

(Leyla'nin Kays'a söyledikleri)

Bilseydim umutsuzlugunda bile ben vardim

Çöle kosar gelir seni arardim

Mecnun'lugu geçilmezce yüceltti dediler

Yerime bir olmazligi koyusuna inandim

Bilseydim ki gidisin bekleyistir

Bütün umut yollarini yürür sana kosardim

Gelir bulurdum seni çölün bittigi yerde

Denize vardigimiz gün sevincimden aglardim

Bilseydim umutlarinda ben vardim

Çöle kosar gelir seni arardim

Bir çaglayan sesiyle çizgilenen

Bir yalnizliktan atlarla geçerken "

Uçarken ovalarda soluk soluga

Mizragini vururken durgunluga

Kus gibi gögü deniz bilirken

Günes gibi uzaylara içilirken

 

Önce yokmus gibi sessizlenerek

Sonra çigliklar gibi serpilerek

Turnalar gibi yükseklerde uçup

Sonra bir gün kanadindan vurulup

Yalnizligin en uzagina düsen

Ölümü sessiz bakisiyla yüzen

Ve bambaska bir turna olup gökte

Eklenivermek uzun gidislere

Yazdan hiç geçmemis papatya gibi

Yeniden sarilarla yikamak gözlerini

Yeniden rüzgâr olmak bir yaylada

Yeniden süzülmek uzak daglara

Yeniden Kays olmak Leyla olmak

Bitmez sanilan çölden deniz kurmak

Bir sevinçti bütün yasadiklari

Artik umuttu bütün sarkilari

Bulutlar gibi silip bütün yalnizliklari

Göklerine ektiler sonsuz isiklari

Kays gidip her gece Leyla'ya

Anlatirdi ki çöller yikilmissa

Bu bir deniz demektir sonsuzluga

Sususlardir bütün bir durgunluga

Yokluga karsi süren dalgalardir

Umudu durmaz eden mor sulardir

Artik korkular da korkuluklar da

Alinyazilariyla ugrayip bosluga

 

Birdenbire bir yokluga gitmislerdir

Yoklukta sessizce bitmislerdir

Varken yok olana içilmislerdir

Birdenbire yokluga geçmislerdir

Artik yalniz sarkilardir söylenecek

Artik yalniz sevinçlerdir bilinecek

Artik yalniz umutlardir yürünecek

Artik yalniz tutkulardir duyulacak

Simdilik sevinçler sigintidir dünyamizda

Her sevinç yakalanir bir sevinç korsanina

Sevinç öfke uyandirir çabuk duyulur

hk uçusunda alnindan vurulur

Yüregini bagladigi sonsuz uçusta

Bir bakar ki düsüyor bir bosluga

Leyla 'nin gözlerinde sevinç varsa

Kays'in gözleri tutkuyla parliyorsa

Bu sevgi yirtilmalidir parça parça

Her parçasi atilmalidir bir yana

Ama gözünü sevgide açan

Yilmak bilmez sevgi korsanlarindan

Bir kustur ki yavruyken düsmemisse

Geçmez bir daha avcinin eline

Koydunsa bul hangi gökte izi var

Yerini bilen hangi daglar

Hangi dallara tutunmusken simdi

Bilinmez hangi uzaklara gitti

Simdi hangi mavilerde yüzüyor gökleri

 

Hangi bitmez dalgalarda geçiyor denizleri

Leyla'nin babasiyla annesi

Ögrendiler ki Kays geldi

Kulaktan kulaga söylentiler

Kays'in oldu Leyla artik dediler

Bir gün annesi dedi ki Leyla'ya

- Birakmistik bu sevgiyi zamana

Umduk ki her sevgi gibi ölecek

Bir sudur kiyimizdan çekilecek

Ama baktik ki damlayken deniz oldu

Geldi topragimizi suya bogdu

Bu ne biçim sevgi hiç bitmiyor

Nedir basimiza geldi ki gitmiyor

Iyice isit dedigimi

Baban baskasina veriyor seni

Yakindir kurulur dügün dernek

Sakin olmaz deme giderayak

Çöl tutkunu bir mecnuna varmaktansa

Kays'in tutkusuyla yasamaktansa

Gel sen beni dinle hayir deme

Alinyazini benimse sevinçle

(Leyla'nin annesine söyledikleri)

Ben alinyazimi kendim yazmak isterim

Istemedigim sey yazgim olamaz benim

O bir suysa ben onu istemissem

 

Ancak onun sulariyla çogalir denizlerim

Göklerim artik onun mavisine boyansin

Artik onun yesiliyle yesersin çiçeklerim

Sevinçlere bir kanat vurusla gideceksem

Onun maviliklerinden geçebilmek isterim

Ben alinyazimi kendim yazmak isterim

Istemedigim sey yazgim olamaz benim

(Annesinin Leyla'ya söyledikleri)

Yürek bir çocuktur ister ki ilkyazlar

Birden bir sevinç olup yazlara vurulsunlar

Ister ki yürek birden çekilsin bütün sular

Birden bir yesillikte uzansin ovalar

Yürek ister ki bitsin bütün kara parçalari

Görünmez bir kaynaktan birdenbire tassin sular

Yürek bir yalnizlik ister yalnizligin içinde

Bir yalnizlik ki onunla yikilsin yalnizliklar

Yürek ister ki bütün daglar

Yükseklikten yorulup enginlere kossunlar

(Annesinin Leyla'ya söyledikleri)

Korkusuzluk umdugumuz denizlerde her korsan

Bize bir korku biçiyor uzaktan

Sevinçler umdugumuz genislikte her zaman

Bize tuzaklar örüyor karanliklar durmadan

Nasil olsa yalnizliktir varacagimiz kiyi

Bir yalnizlik kuralim ki sonunda yalnizliktan

Bir dinginlik tadi dogsun umulmazi ummayan

 

Bir yalnizlik ki bizi kendinde yok saymayan

Korkusuzluk sandigiiniz denizlerde her korsan

Bize ölüm kuruyor uzaklardan

(Leyla'nin annesine söyledikleri)

Istiyorsun ki ilkyaz gelip de

Çayir boydanboya çiçeklenince

Bir yaz gelsin kurutsun çiçekleri

Insin sevinçlerin orta yerine

Denizi çöl yapsin gökleri bosluk

Kimine ölüm saçsin yoksulluk kimine

Istiyorsun ki her tutku

Umutsuzlukla kapansin kendi içine

Nasil büyük karlar kuruyorsunuz

Deniz boydanboya çiçeklenince

Saman sarisi bir ay geceyi yikarken

Yildizlar yalnizliga umutla parlarken

Yüzeyde her sevincin sustu~u saatler

Uykulara susmusken güzellikler

Bir yanda umut zaman kadar genisken

Öbür yanda çöl kendine çekilmisken

Kuslar uyurken küçük uykularini

Çocuklar unutmusken bütün korkularini

Bir günes gibi saçip bütün isiklarini

Bir sabah bekleyisi ezerken kuskulari

Çiçekler serin bir dinginlik içinde

Uzanirken düslerin sevincine

 

Gene Kays bir sevinçle buldu Leyla'yi ama

Bakti yeni korkular dadanmis umutlara

Sordu - direnç kaleleri mi yikilacak

Sevgimiz bu savastan yenik mi çikacak

Dedi Leyla - çoktan bitti savaslar

Eski dallardan gitti eski kuslar

Eski daglar çoktan indi ovaya

Leyla çoktan yok dedi yalnizliga

(Leyla'nin Kays'a söyledikleri)

Tanyeri agariyor artik gündüzü söyle °

Böyle yorgun bir günes gölgelenmez geceyle

Umut artik yikti umutsuzlugu

Istersen deniz de bugün bütün çöllere

Sende yücelmekten öte güzellik kaldirildi

Varligin anlamini verdi çöllere bile

Artik böyle bir sabah basliyorken

Her türlü çirkinlik yasakgüzelliklere

Simdi artik yepyeni yollara çagriliyiz

Artik büyük yolculariz duraksiz gidislere

(Kays'in Leyla'ya söyledikleri)

Duruslnr haber verdi gidisleri

Bize çöller ögretti denizleri

Yagmurlardan sonra büyük bir günes

Bulut özletir gibi mavileri

Kaldirildi bütün olmazliklar

Yokluklar varliginla güneslendi

Artik geçitsiz daglara bile yol de

 

Hiçbir durus tutamaz sevinçleri

Bir tutkunun anlami olabildin

Dünyamiza getirdin ölmezligi

hkisiklar süzülürken yere

Ufuk geçit verirken ilk günese

Karanlik sessizce mavilesirken

Papatyalar sariya degisirken

Giyinirken kendini bütün dallar

Birer yesil ani gibi yazilirken agaçlar

Kuslar ilk serinliklerini uyurken

Böcekler ilk sarkiya koyulurken

hk beyazligi içerken sular

Düslere gömülürken son kuskular

Yalnizlik çekilirken uykulardan

Dinginlik çekilirken mor sulardan

Birkaç bulut aydinlanan ufukta

Pembe bir baslangici anlayinca

Birkaç kus erken vurulmamak için

Sinirlarindan kaçarken sehrin

hk öfkeler bilenmeden sabaha

Kapilar açilmadan yikimlara

Umutsuzluk birakildigi yerde bitti

Kays'la Leyla çok uzaklara gitti

Simdi onlari bütün söylentiler

Çok degisik biçimlerde belirler

Simdi anlatilir ki Kays ve Leyla

 

Birer bitmez sevinçtir uzaklarda

Derler ki o sabah umutlara degistiler

Bütün açmazlarda kesin bittiler

Yalnizligin çölünü bir günde geçtiler

Mavi kiyi ülkelerine gittiler

Ama Kays'dan çölde kalan anilar

Çöllerin genisligine yazildilar

Leyla'nin bütün bir bekleyisi

Umutlara tanri diye bilindi

Derler ki çölü kuran altin kumlar

Biraz Kays biraz da Leyla'dirlar

Her çölde bir Kays isigi yanar

Her bekleyiste Leyla'nin adi var

Hâlâ çölde Kays'in gözleri

Aydinlatir masmavi sevinçleri

Hâlâ çölde Leyla'nin tutkusu

Yikar bütün yalnizlik korkusunu

 

 

 

 

 

--------------------İki dirhem bir çekirdek odaya girdiğinde bu yakıştırmanın ağırlık ölçüsü olarak okkanın kullanıldığı devirlerden kaldığını bilmiyordu. Okkanın dört yüzde birine denk gelen dirhemi tanımadığından olacak kendisine yapılan zarif nükteyi anlamadı ya da anlamamazlığa geldi. Bir Osmanlı altınının toplam iki dirhem ve bir çekirdek ağırlığa sahip olduğunu bilse belki de hiçbir zaman farkına varmadığı zarafetiyle tanışacak, ondan sonra hayatı her zamankinden daha kolay olacaktı. Oysa resmettiği Leylâ’nınkilerin eşi gece rengi gözlerini, her an kızarmaya hazır yanaklarını o güne kadar kimse ona hatırlatmamıştı. O sırada Leylâ ile Mecnun kitabının deseniyle uğraşıyor olması bir tesadüf olamazdı.

Bilgisayarına aktardığı Leylâ ile Mecnun’un minyatür desenleriyle sabahtan beri ince ince oynuyordu. İki sevdalıya çok geçmeden aynı kadehten aşk şarabı içirmesi gerekiyordu. “İki tende tek can; bir kabukta çifte badem…” diyordu dizeler. Bu seferki desenin her zamankinden daha zor gelmiş olmasının bir nedeni olabilir miydi? Yanıtı bildiğinden üzerinde fazla düşünmeden turuncunun en sarısını, morun en eflatunuyla yan yana getirdi. Mecnun’u bülbül yaptı bu sefer, Leylâ’yı ise gül. Gül gonca önce açılacaktı, bülbülse seyredecek. Diğer sahneyi beklemeyi dayanamadı çünkü gülün adı pek latifti, rengiyse cazip. Bülbülden sızan kanla solgun güle rengini verdi, beyaz gül aşkından mı yoksa utancından mı bilinmez oldu alı-al mor-u mor. Oysa gerçek hikayede önce gül mevsimi geçecek, bülbül lâl olacaktı. Tekrar gül mevsimi geldiğindeyse bülbül ötecek, gül naz edecekti.

 

Hiç görmemişti Mecnun’u. Ama cismini biliyordu. Mecnun ‘çılgın’ demekti. Mecnun’u Leylâ; ‘Leylâ’nın çılgını’. “Öyle bir delilik ki bin akla bedel. O ne çılgınlık ki bin usluluğa değer. İnce duyuşlar madeninden bir cevherdi bu hal. Bir kitaptı, filozofların içinden çıkamadıkları ilimlerle dolu.”

 

Leylâ içinse bir ay parçası diyorlardı. “Kara gözünden sürmenin utandığı, kara benine kara amberin tutulduğu, kara saçına kara misk’in esir olduğu, sevdalandığı. Kızıl dudakları gül, inci dişler güle düşmüş çiğ taneleri.” Leylâ’yı kendisi yaptı. Toprak damda dalga dalga köpürttü ikisini. Mecnun mecnun oldu. Ortalık kızardı. Leylâ’nın gözleriyse hala bakire. Kara kara bakmamaları için su doldurdu gözlerine. Sanki Leylâ onu çizmesinden önce yoktu, var etti; varlığından haberdar etti.

 

Yan masadan gördüm her şeyi. Resmederken sanki kıskandı Leylâ’yı. Öbür sayfada yalnız çizdi Mecnun’u. Çünkü her kavuşma bir ayrılıktı. İki sevdalının arasından dilsiz su geçirdi. Artık aralarında deniz vardı. Leylâ gözlerini Mecnun’a bıraktı kaybetmektense, Mecnun ise kendini çöle attı. Mecnun’un gözlerine Leylâ’nın vuslatını çizdi. Dilindeyse zaten sadece Leylâ’nın adı vardı. Mecnun’un yanına ahular, kuşlar koydu. Gözleri Leylâ’ya benziyor diye, çölde ceylanlarla arkadaş ettirdi. Leylâ’yıysa bir daha tanımadı Mecnun. Yürüdü ve Leylâ’dan ilahî aşka geçti.

 

Bir bütün idim ben Leylâ ile. Sense Leylâ’yım diyorsun. Sen Leylâ isen, beni yakmaya hayalin yeter, takatim yok sana kavuşmaya. Varlığı olmayan bir zerreye aynadan ne fayda? Kimse seni burada görmeden git. Ben ki varım, sen içimdesin, bunu bil!

 

Sabaha karşı bitirdi çizmeyi. Sabretmeyi öğrendi. Sabır göz pınarlarını kuruttu. Leylâ ile Mecnun aşkının hayali peşinde koşmaktansa soluk almadan beklemeyi öğrendi. Sevdanın içinde tek kişi vardı; seven. Sevileninse bundan haberi bile olmayabilirdi. En önemlisi aşkın kavuşmaktan, vuslattan kaçtığını öğrendi. Mecnun Leylâ’ya kavuşmuş olsaydı, ne Leylâ ‘Leylâ’ olurdu, ne de Mecnun aşkından mecnun.

 

Özlem Özyurt - yitikülke

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"Leyla Vû Mecnun Mesnevisi'nden:

 

Fuzuli'nin bu çok tanınmış 3036 beyitlik mesnevisi,Klasik edebiyatımızın şaheseri sayılır.Görünüşte Leyla ile Mecnun arasındaki aşkın hikayesini anlatıyor olsa da,aslında Fuzuli'nin aşk anlayışını,mecazi aşktan ilahi aşka yönelişin faziletini dile getirmektedir.

 

Eserin konusu kısaca şöyledir:

Zengin bir Arap emirinin oğlu Kays,on yaşında iken gönderildiği okulda Leyla ile karşılaşır.Birbirlerine aşık olurlar.Bu aşkın haberi etrafa yayılır ve dedikodular başlar.Büyüklerin engellemeye çalışmaları ve öğütleri gençleri teselli etmez.Leyla'yı okuldan alırlar.Leyla'nın hasretine dayanamayan Kays;ağlar,inler,feryad eder,sonra da çöllere düşer.Çöllerde kuşlarla,ceylanlarla,vahşi hayvanlarla arkadaşlık etmektedir.Artık Mecnun diye anılmaya başlamıştır.

Babası,Mecnun'u önce tabiplere sonra da Kabe'ye götürür,dua eder.

Bu arada Leyla'yı bir başkasıyla evlendirmişlerdir.İki aşık dünya ölçüleri içinde ebedi ayrılığa mahkumdurlar artık.

Aradan zaman geçer.Birbirlerini iştiyakla aramaktadırlar.Leyla kendini tanıtır fakat artık mecnun leyla'yı istemez.

Bir mühdet sonra Leyla ölür;bu haberi alan Mecnun,sevgilisinin mezarı başına gelir ve orada ruhunu teslim eder.Mecnun'u da Leyla'nın mezarına gömerler.

Derler ki: maddi varlıklarını yok edip,temiz bir aşkla birbirlerini sevdikleri için,bu iki genç şimdi cennet bahçelerindedir.

 

***

 

Mecnun'un annesinden oğluna öğüt:

Can verme gam-ı aşka ki aşk afet-i candır

Aşk afet-i can olduğunu meşhur-i cihandır

 

Aşkın gamına can verme;canı gönülden bağlanma,çünkü aşk,can için bir afettir,bir beladır.Aşkın can efeti olduğunu bütün cihanın bildiği bir hakikattir.

 

Beyitte can kelimesi üç defa,aşk kelimesi üç defa,afet kelimesi iki defa ve gam kelimesi bir defa kullanılmış ve bu kelimeler zihni bir ameliye ile birbirne bağlanmıştır.

Aşk,sevenden canını ister,bundan dolayı afettir.Sevilende ise vefa olmadığı için gam ile aşk bi aradadır.

Aynı gazelde:

Ger derse ki Fuzuli ki güzellerde vefa var

Aldanma ki şair sözü elbette yalandır.

 

Diyor.Eğer Fuzuli "güzellerde vefa var diyorsa,aldanma.Şair sözü yalandır gerçek değildir."

 

Sevgili vefasızdır,onun için aşık gam ve keder içindedir.Fakat gamı da olsa bir afet de olsa Fuzuli,aşktan vazgeçmez.

Mecnun babasının öğüdüne cevap verir:

Taktir çü böyledir ne tedbir

Takdiri eder mi kimse tağyir

 

Madem ki Allah'ın takdiri böyledir,tedbirin ne manası var?Kim,tedbir alarak Allah'ın takdirini değiştirebildi?

 

***

 

Babası,iyileşmesi için Mecnun'u Kabe'ye götürür.

Mecnun,Kabe'de önce bu mukaddes binaya yalvarır,sonra da Allah'a...

Ya rab bela-yı aşk ile kıl aşina beni

Bir dem bela-yı aşkdan etme cüda beni

 

Yarab,beni aşk belası ile tanıştır,aşk belasından bir dem bile uzak etme.

 

Temkinimi bela-yı mahabbette kılma süst

Ta dost ta'n edip demeye bivefa beni

 

Aşk belasındaki tutkunluğumu sakın azaltma,ki sevgili benim aşk belasından uzaklaştığımı görüp de bana vefasız demesin

 

Öyle zaif kıl tenimi firkatinde kim

Vaslına mümkin ola yetirmek saba beni

 

Ayrılık derdiyle tenimi öyle zayıf kıl ki,sabah rüzgarı-bir kuru yaprak gibi-beni sürükleyip sevgiliye kavuştursun.

 

Bu son üç beyitte aşk ile bela kelimeleri bir araya getirilerek ezel zemindeki ikrar hatırlatılmaktadır.Aşkın tek ihtirası aşk belası içinde yanıp yakılmaktır.Dostun "vefasızdır" sitemine muhatab olmak aşık için en korkulan şeydir.

Üçüncü beyit ise bir fenafillah-ölmeden önce ölmek- arzusudur.Rüzgarın,sürükleyip götürebileceği hale gelmek maddeden tecerrüt etmektir.Aşık maddi varlığından kurtularak,daha bu dünyada iken vuslata erer.

 

***

 

Bu visale yuku ahvali demek mümkin idi

Eğer olsaydı yuku dide-i giryanımıza

 

Bu kavuşmaya bir uyku hali demek mümkün idi.Fakat ağlamaktan gözüme uyku girmiyor ki o sevigli rüyada görüp,ona kavuşmuş olayım.

 

Bir hayal ola meger gördüğümüz yoksa nigar

Mutlaka hatıra gelmez ki gele yanımıza

 

Bu gördüğümüz bir hayal olmalı.Yoksa bizim yanımıza gelmek onun atırına bile gelmezdi.

 

Beyit bsşks türlü de anlamlandırılabilir:

a) Gördüğümüz bir hayal olmalı,yoksa sevgilinin gerçekten geleceği hatırımıza bile gelmez.

b) Sevgilinin bizi yanımıza gelmesi,onun hatırına bile gelmez.

c) Sevgili bizi hatırlamaz.Hatırına gelmeyiz ki o bizim yanımıza gelsin.

 

Yar mihmanımız oldu gelin ey can u gönül

Kılalım sarf nemiz var ise mihmanımıza

 

Sevgili misafirimiz oldu,ey can ve gönül,gelin neyimiz var neyimiz yok hepsini misafirimize ikram edelim.

 

Misafire hürmet edilir,ikramlarda bulunulur.

Gönlünü vermek,sevmek demektir.

Can vermek aşık için doyulmaz bir saadettir.Fuzuli bir başka gazelinde:

 

Bin can olaydı kaş ben-i dil-şikestede

Ta her biriyle bir kez olaydım feda sana

 

Şu krırk gönnümde keşke bin tane can olsaydı da herbiryle bir kere feda olaydım,demişti.

 

***

Mecnun,Leyla'ya seslenir:

 

Küfr-i zülfün salalı rahneler imanımıza

Kafir ağlar bizim ahval-i perişanımıza

 

Zülfünün siyahlığı imanımıza yaralar açtığından beri,bizim perişan halimize kafir bile ağlar, merhamet eder

 

Kafir;hem merhametsiz,hem inkarcı,hem de hakikati örten anlamlarına gelir.Zülf,kesrettir,yüzü yani vahdeti örter.

Mecnu çöllerde dağ ile,çeşme ile,ahu le,güvercin ile,ay ile,güneş ile,saba ile konuşur ve sabaya yalvarır:

El gaafil iken bu maceradan

Sultana sena götür gedadan

 

Ey sabah yeli,kimseler uyanmadan,kimsenin haberi olmadan o sultana kölesinden selamlar götür,çvgüler götür.

 

Gör münis-i gamküsarı kimdir

Bizden ki usandı yari kimdir

 

Gör ki kiminle eğlenir,dert ortağı kimdir?Bizden usandığına göre bak bakalım yari kimdir?

 

Gönlü kimin iledir teselli

Yadına gelir mi hiç leyli

 

Gönlünü kiminle avutuyor,Leyla'yı hiç hatırlamıyor mu?

 

***

 

Zaman geçer,ayrılık sürer.Mecnun,kendini zincire vurdurur ev o haliyle Leyla'nın evine varır.Leyla der ki:

 

Yar rahm etti meger nale vü efgaanımıza

Ki kadem bastı bugün külbe-i ahzanımıza

 

Sevgili inlemelerimize,feryatlarımıza acımış olmalı ki,bugün hüzünlerle dolu evimize ayak bastı

 

Külbe-i ahzan,Yakup peygamberin,oğlu Yusuf'un hasretiyle gözyaşı döküp,feryat ettiği kulübenin adıdır.Edebiyattaiayrılık acısının timsali olarak kullanılır.

 

Eşk baranı meger kıldı eser kim nageh

Döktü bir şah-ı gül taze gülistanımıza

 

Gözyaşı yağmuru,sonunda netice verdi.Çünkü bahçemizde taze bir gül dalı yetişti

 

Gül sevgidir.Onun gelişinin sebebi,aşığın sel gibi döktüğü gözyaşlarına acımasıdır.Gül ağacının yetişmesi için de yağmur suyuna ihtiyaç vardır.Ayrıca gülün rengi ile gözyaşı arasında dailişki vardır.Eşk baranı,kanlı gözyaşıdır

 

Mecnun Leyla'ya cevap verir:

Seni görmek müteazzir görünür böyle ki eşk

Sana baktıkta dolar dide-i giryanımıza

 

Seni görebilmek mümkün değil.Çünkü sana baktığımda gözyaşlarım sel gibiakıyor ve seni göremez oluyorum[/i]

 

Eksik olmaz gamımız bunca ki bizden gam alıp

Her gelen gamlı gider şad gelip yanımıza

 

Bizim gamımız hiç eksik olmaz.O derece ki şad olarak gelen herkes,bizden gam alıp gittiği halde yine de gamımız eksilmez,tükenmez

 

Fuzuli,o engin zekası ve tasavvur kudretiyle kelimelerle oynuyor:

a) Bizim gamımız hiç eksilmez.O derece ki bizden gam almaya gelen herkese yetecek kadar gam vardır bizde.

b) Bizde o derece gam vardır ki şad olarak yanımıza gelen,bizim halimizi görüp bize acır ve gamlanır.

c) Bazan bize gamlı insanlar da gelir.Fakat bizim halimizi görünce,kendi haline şükreder ve "iyi ki biz böyle değiliz" diye şad olarak dönerler.

d) Bizde devamlı gam olduğu herkesçe bilinir; onun için bizden gam almaya gelenler hiç eksik olmaz.

 

***

 

Mecnun aşktan ne anlıyordu:

 

Aşık oldur kim kılur canın feda cananına

Meyl-i canan etmesin her kim kıymaz canına

 

Aşık olana derler ki canını hiç düşünmeden sevgilisine feda eder...Canını feda etmeyen,aşk yolunda canına kıymayan,sevgiliye kavuşmayı aklından bile geçirmesin.

 

Canını canane vermektir kemali aşıkın

Vermeyen can itiraf etmek gerek noksanına

 

Aşkın olgunluğu,irfanı;canını savgiliye verdiği zaman belli olur.Eğer aşık bunu yapmıyorsa,aşkından şüphe etsin.Onda bir eksiklik var demektir

 

Aşk resmin aşık öğrenmek gerek pervaneden

Kim yanar gördükte şemin ateş-i suzanına

 

Aşık,aşkın ne olduğunu öğrenmek istiyorsa pervaneye bakmalıdır.Pervane,nerede mumun yakıcı ateşini görse,kendini o ateşe atar.

 

Fani ol aşk içre kim benzer fenası aşıkın

Feyz-i cavid ile Hızrın çeşme-i hayvanına

 

Aşk içinde kendini,nefsini terket.Çünkü aşığın kendini bu yolda tert etmesi,Hızır'ın çiçeği ab-ı hayata benzer

 

Ab-ı hayat,ölümsüzlük suyudur.

Mecazi aşktan kurtulan aşık,ebedi-manevi-aşka yükselir ki bu ebediyet,yani vuslattır.

 

Aşk derdinin devası kaabil-i derman değil

Terk-i can derler bu derdin muteber dermanına

 

Aşk dermanı yoktur.Bu derdin tek dermanı olsa olsa canını terk etmektir.Eğer aşık bunu yapabilirse hakiki dermana kavuşmuş olur."

 

 

Şah Beyitler kitabından yazdım :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...