Dolunay Oluşturma zamanı: Ocak 22, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 22, 2007 Leyla baharin ilk papatyasi Kays dogan günün ilk sarkisi Leyla günün oksadigi ilk çiçek Kays ilk isiklarda dogan gerçek Leyla ilk yagmura olusan su Kays söken safaklarin ilk kokusu Leyla ilk yalnizligi güzelligin Kays en yeni çigligi sessizligin Leyla umut demeti dünyamizin Kays yalnizligi yalnizligimizin Leyla yasatmanin tek topragi Kays susuzluklarimizin yanardagi Leyla sevilmenin dinmez yüceligi Kays sevmenin ölçüsüz kesinligi Leyla son duragi inanilmanin Kays tek sasmaz varisi inanmanin Leyla eksiklerimizin kesiksiz arinisi Kays yanlislarimizin bitmez yikanisi Leyla düzlüklere bakisi doruklarin Kays tek basedilmezi korkularin Leyla gözünü sevinçlere açinca Ilkin Kays'i görmüstü karsisinda Kays yüregini sarsan sevinçleri Leyla'nin bakislarindan ögrenmisti Oynadiklari ayni bahçelerde Uyuduklari ayni gecelerde Yürüdükleri ayni sevinçlerde Kurduklari ayni serüvenlerde Birbirine çarpan çocuk yüreklerinde Birbirini söyleyen çocuk türkülerinde Leyla sevgi adina Kays'i buldu Onun çocuk varliginin ilk rüzgârlari oldu Kays ilk coskusuydu Leyla'sinin Leyla'dan öte sevinci yoktu Kays'in Okuduklari ayni kitaplarda Ögrendikleri ayni satirlarda Sevindikleri ayni tutkularda Yasadiklari ayni kuskularda Yalnizca birbirlerini bildiler Yalnizca birbirlerini söylediler Bir sevinç yoklugun buzdagina çarpmasa Bir duyus bir durgunlukta dönüssüz bozulmasa Yalnizlik yalniz olmaya bizi inandirmasa Kus gökten gök maviden yorulmasa Her umudun karsisina bir bitmislik çikmasa Onu çocuk uykusunda pençesiyle bogmasa Bir sabah tutkusuna isiksiz varilmasa Korkularda bir ölmezlik tadi var sanilmasa Fulya gibi güzellense ilkyaza Umut gibi yücelige uzansa Tutkularin kanina isleyen bir gül olsa Bütün bir yaz özleminin duygusunu anlatsa Boy verse bugday gibi eskimeyen yazlara Gün gelince onurla bitmislige sararsa Yaban lalesinin yogun kirmizisiyla Basak yüklü ovalarin beyazligina uçsa O zaman her güne bir günes dogacaktir Her gece ayri bir ayla isiyacaktir Her Kays bir Leyla'nin tutkusu olacaktir Her Leyla sevgisine ölümsüz kalacaktir Bir sevinci yalnizliktan sordular Uçtugu gün kanadindan vurdular Umdular ki bitimsiz denizlerde Kolay kaptan olunur her gemiye Sandilar ki sevgi çabuk degisir Esmeyi bilen dinmeyi de bilir Sandilar ki sevmek de inanmak da Dayanamaz bitimsiz olmaya Sandilar ki sonludur her yüce Sevgide umut yoktur yücelige Bir denizi çogaltan sudan bile Gün gelir damla kalmaz geriye Sandilar ki yalnizliktir sevmek Umutsuzu umut diye beklemek Leyla'nin sevincini çok gördüler Sevgi denen çabuk ölür dediler Bir sevgiye umutsuzluk ektiler Ona tuzak kurdular ag gerdiler Leyla'nin sevincini görünce annesi Onu okuldan alip eve kilitledi (Leyla'nin annesine söyledikleri) Sevgi bir sonsuz denizdir mavisinde Umudumu tasiyor sen tasimaz desen de Beni hiç tanimadigim ülkelere çekiyor Gezdirip duyarligimi inanç denizlerinde Ben göklerimi dolduran Kays'a günes demisim Beni ayri bir günes çizgisinde gösterme Korkular gibi girme dinmeyen sevincime Direnen inancima karanliklar giydirme Sevgi bir sonsuz denizdir yüregimde Umudumu tasiyor sen tasimaz desen de (Annesinin Leyla'ya söyledikleri) Sevgi bos bir denizdir yillarca gitsen de Bir kiyiya ulasmayi yasatmayacak sende Her gün bir baska dalgadan bir baska dalgaya Araliksiz kosacaksin umutsuzluk içinde Sevgi seni sonsuzun acisiyla vuracak Daglarin basegecek karli tepelerine Sevgi hiç varilmamis bir masal ülkesidir Dünyada ilk günden beri geçit vermez kimseye Sevgi ormanlardan geçen yorgun uzun yollardir Kendini yok eder de vardirmaz hiçbir yere (Leyla'nin annesine söyledikleri) Ey denizlerce daglarca inandigim sevgi Ugrunda bir sevinip bir yandigim sevgi Hava gibi soludugum su gibi içtigim Dünyada onsuz olunmaz sandigim sevgi Aldannak bile deseler karsilik beklemeden Insan düslere aldanir gibi aldandigim sevgi Kaynagindan daha bir yudum içmeden Bütün bir susuzluga kandigim sevgi Ilk yagmurlar gibi yagarken topraklara Bir sonsuzu anar gibi andigim sevgi (Annesinin Leyla'ya söyledikleri) Her yanista kül kalir her sevinçten Deniz bilmez teknelerle geçilmez bu denizden Bir eksilmez tutku gibi düsünme sevgiyi Bir yikim biçeceksin ektigin her sevinçten Kurgulardir yüceltir eksiksizde avutur Sevgi bir mum isigidir geçmek için geceden Sevgi bir ilkyaz tadidir bir dorukta baslayip Degisen yamaçlarda sicak yazlarla biten Sevgi bir umutsuzluk ülkesidir geçilmez Yokluga karisirsin direnir de geçersen Dünyamiz mutlulugunu tasarlar Mutlulukta bilen bir sevgi var Inanç bir sevginin topraginda Kistan baslar uzanir ilkyazlara Korku sevgiyi anlamaz içinde Korku yikim nedenidir zaman geçitlerinde Sevgi ancak yücede çiçeklenir Her sevgi bir tanrilasma biçimidir Eksigin yanlisin dünyasi yok sevgide Sevgisizlik geçittir ölüme Kays gördü ki sevgisini anladilar Leyla'sini okuldan aldilar Kapadi kitabini defterini Adina Mecnun dedi çöle vurdu kendini Insana küstü çöle kostu Çöllerin yalnizligina eristi Maviye anlatti buluta söyledi Günesle konustu rüzgâri dinledi Aciyi konuk etti sevgisine Sevgiyi yasakladi kenisine Sevgi bu bit deyince biter mi Sevgi kus mu git deyince gider mi Sonsuza inançlidir sevgi denen Geriye kalandir her bitenden Her yanlisin topragidir çürütmeye Her eksigin dünyasidir degismeye Her dogrunun inancidir yasatmaya Her yücenin amacidir yaratmaya Her güzelin biçimidir korumaya Her çirkinin ölümüdür yok etmeye Iyiligin sonsuzluk ülkesidir Kötülügün bitmislik sarkisidir Yokluga yaratilan ilk evrendir Bir iyiye sonsuzda degisendir Duygusudur bakisidir varolmanin Direnisinde adidir çaglarin Dagilmis bölünmüstür uzaylara Bakarsin kazinmis topraklara Bakarsin biçimlenmis kayalara Bir bakarsin rüzgâr olmus daglara Bakarsin bir tutkuya eklenmis Bir bakarsin sonsuza yüreklenmis Bir bakarsin uzakta bir ovadir Ilkyaza umutlarla dogmadadir Bir buluttur görürsün ki dorukta Yagmurlardir bitmeyen sonsuzlukta Beklenen dost sesidir yalnizlikta Engeldir her bozgunda kaçislara Bakarsin bir tutkuda söylenir Bir bakarsin bir masalda seslenir Bir bakarsin sevgi bir kavgadir Bir inançta ölümü vurmadadir Kays Leyla'dan uzaklasti ama Çöl olmaya daha yaklasti ama Içinde hep Leyla'dan kaçti ama Onda kaçmak artik inançti ama Her kaçista tutuldu biraz daha Yok sanmayi kurdugu Leyla'sina Denize vuran sular gibi Leyla'nin sularina sürüklendi (Mecnun'un çölde Leyla'yi anarak söyledikleri) Ülkenden geçtim yolcun oldum Yagmur oldum akisina tutuldum Senden kaçtim seni çöllerde buldum Gökleri bulutlari senin yerine koydum Dünyalarimdan sildim denizlerini Kumlari denizlerinin yerine koydum Göklerimden attim evcil kuslari Yirtici çöl kuslarini göklerimize koydum Gene sen kaldin bana senden bosalan yerde Kendimi yaratamayan bir tanri yerine koydum (Leyla hayalinin Mecnun'a söyledikleri) Yarasmaz kum denizleri sularimiza Yok dedigin doruklari getir daglarimiza Evcil kuslari kovma göklerimizden Yirtici kuslari koyma dallarimiza Denizlerimizi çöle degisme Baska gidis umudu yok uzaklarimiza Yoktan acilar verme tutkumuza Bitmez kuskular ekleme umudumuza Saldiklari korkuya bizim deme Alin yazimiz gibi bakma yoklugumuza Ayriligi yücelik gibi büyütme Yeni yagmurlar getir çöl yalnizligimiza (Mecnun'un Leyla hayaline söyledikleri) Eski günler içinden gelsen gene Tutunsan Leyla olmanin geçilmez direncine Bakislarini dünyama çevirsen Birakmasan beni çölün zor günesine Isigindan ülkeme isiklar yollasan Günes olsan gündüzüme ay olsan geceme Çöllerime kumlar olsan hiç dinmeyen sular olsan Bitmez mavilikler olsan sonsuz denizlerime Güzelliginle tutsan bütün geçitleri Yürü desen bütün güzelliklere Her yokolma tutkusunu dogdugu yerde bogsan Eksiksiz bir gidis olsan yasayan her sevince (Leyla hayalinin Mecnun'a söyledikleri) Gene örtüldü uzak çiçeklerle uzak daglar Gene uzak denizlerde çöl olma kokusu var Gene hiç bilinmedik yerlerden rüzgârlar Gelip sensizlik acisini göklere yazdilar Gene binbir sevinci örten ayrilik büyüdü Gene senin yokluguna kanat gerdi zamanlar Nedir ki çölden umarsin öfke mi kurtulus mu Dön bak çaglar boyu neyi yaratti kumlar Çölsüzlükte sevincimiz yazili Çölde ayriligimizin kaderi var Leyla Kays'i araliksiz bekledi Tutkusunun inancindan dönmedi Aydinlattigi göklerden geçmedi Kays'siz bir Leyla düsünmedi Kays'di Mecnun degildi sevdigi Çöl olmalardan yoktu bekledigi Dedi - umudumda vurdum yalnizliklari Mecnun olmalara kapadim kapilari O bir gün gelecek çagiracak beni Deniziyle yikayacak çöllerimi Yokluklardan getirecek varligimi Yok edecek kesin yalnizligimi Korku kuslarini atacak gögümden Kara yildizlari silecek gecemden Mecnun'lugu Kays olmaya degismeden Çagrisinin yolcusu olamam ben Gergefinde büyüttügü çiçekleri Dost bilip bunlari söyledi Gergefinde isledigi çiçekler Bunlari durmayip kuslara söylediler Bir kus bir sabah vakti bu sözleri Gün dogarken Mecnun' a söyledi Dedi ki - Leyla seni bekler Yalnizliktir dokudugu çiçekler Yöresinde ne bir iz kaldi senden Ne bir umut kapandigin çöllerden Tutkusunda Mecnun'u istemiyor Bir tutkudan bir yikim beklemiyor Sevinçtir Kays diye senden bildigi Mecnun degil Kays'dir sende sevdigi Yalnizliktan tanriliklar kurmayan Kimsesizlikte yasarlik bulmayan Kaçista yaratmayan umudunu Sevgi gibi görmeyen korkusunu Mecnun kusun sesiyle uyaninca Babasini buldu yanibasinda Eski bir ölüm gibi bakisinda Bitmisligi tasiyordu korkuyla Titrek ellerinde sönmüs tutkular Güzelliksiz birer yontuydular (Babasinin Mecnun'a söyledikleri) Bir ovada bir derede bir agaç altinda Kays olmak degisilmez çölde Mecnun olmaya Bir tutku bir tutku hayalinden ötedir Her tutku amaçtir bir sevince varmaya Sevgi denen varolmaktir barindirmaz yoklugu Sevgi deme çöl boyunca kaçmaya Yürü bütün sevinci bütün sabahlarinda Yokluk aksamlarini germe ufuklarina Çig gibi gel daglardan ovalardan derelerden Kendini bir demet sevinç yap da götür Leyla'ya (Mecnun'un babasina söyledikleri) Ben durup dururken çöl olayim demedim Çöl olmayi ben kendim istemedim Bir denizin sonsuzuna kosarken Dagildim bosluklarda eridim Yükseklerde sulardim umutlardim Artik yamaçlarda kosan seller degilim Yolumu çevirdiler tuttular gidisimi Bir akistim düze varip tükendim Yoksa ben çöl olayim demedim Çöl olmayi ben kendim istemedim Babasi Mecnun'u dinlemedi Kolundan tutup sehre getirdi Dedi - görüneceksin bir hekime Sonra istersen çöle dön gene Hekim çöl kurtulustur derse Çöl yalnizligini yasamani isterse Döner gelirsin çöl senindir Ama söz önce hekimindir Hekim derse ki çöl umuttur Çölde insan anlamini bulur Çöl kurakligi denizdir içene Çöl bir yasamdir yasayabilene Böyle derse hekim döner gelirsin Çölün sessizligine yerlesirsin Ister umut de o zaman çöle sen Umutsuzluk diye yasa istersen Istersen çölsüz insan olmaz de Çölü koy varliginin temeline Inanirsan ki yasamak ölümdür O zaman çöl kaçinilmaz görünür (Mecnun'un hekime söyledikleri) Bir yepyeni bahardi dallardan süzülen Bir sarkiydi söylendikçe güzellesen Bir yepyeni günesti yepyeni göklere Bir duyustu bir umudu bekleyen Kuskusuz dogan sevinçti eksiksizlige dogru Bir yildiz çokluguydu geceleri süsleyen Bir gemiydi ülkelerden ülkelere Umut tasimak için büyük denizler geçen Bir tutkuydu sonsuzu bugünden bulmak gibi Bir inançti yasandikça büyüyen Bir kavgaydi çevrilmis duyarsiza Bir suydu mavilerde denizlesen Bir bitmezlik tutkusuydu bir sabah rüzgâriydi Bir sevinç yesiliydi bütün bir yazi örten Inancini almisti bütün bir sonsuzluktan Sevincini almisti bütün güzelliklerden Bir ilkyaz genisligiydi hiç bitmeyecek gibi Bir kis geldi karla örtüldü birden Hekim çöl nedir anlayan adamdi Mecnun'u görür görmez anladi Ki bir sevgi tutsagidir gelen Varligini bitimlerden bekleyen Sevgisini büyütüp güzelleyen Sevincini sevgisiyle gölgeleyen Deniz deyip açilan sevgisine Dalip giden dalgalarin sevincine Ardina bakmadan açiklara giden Gittikçe dönülmezlige yenilen Bir kurakligi bir çöl yapan Bir damladan bir deniz yaratan Bir umutta koca bir evren kuran Bir umutsuzlukta evreni durduran Bir sevinçte varligi buldum sanan Bir acida varligini yok sayan Hep aksamlardan uman sabahlari Bitmislikten büyüten zamanlari Geçilmezlik diye bilip daglari Korku yapan en yakin uzaklari 36 Hekim dedi - ey sevginin yolcusu Ey durmadan denizi arayan su Sevmek tanrilasmaktir dogru ama Seven yenilmez tanriligina Yarattigiyla sönen tanri olmaz Kendine yenilen tanri yasamaz Yaratarak tanrilastiysa insan Yokluklarini her gün asmasindan Sen simdi bir sevginin kölesisin Yikilmisligisin yücelmisligin Anlat bana sevgiye çölde ne var Söyle bana sevgi çölde ne yapar Sevmenin öbür adi çogalmaktir Çöllesmek sevgisizlikte tek kalmaktir Sevmek sevdigini yaratmaktir Sevmek sevdigiyle yaratilmaktir Sevmek ölümsüzü duymaktir sonunda Yikilmazi tasimaktir varliginda Sevmek bütün evrene karismaktir Sevmenin bir adi da yasamaktir Sen ki Leyla'ya bile elsin Leyla'nin bile yolcusu degilsin Yürü yeniden sevgine dogru git Gene durmak bilmeyen sonsuza git Kendini sevgine adamis olarak git Ölümü göze almis olarak git Onarmaya degil yaratmaya git Yaratamadigin yerde yikmaya git Durgunluktan firtina kurmaya git Bir yalnizdan bir Leyla bulmaya git Ya da dön gene sen çölüne Yaratamadigin seyi kendinin bilme O zaman Leyla adi bitsin sana Uykuya dal uzan yalnizligina O zaman geceyle gündiz~ bir O zaman yillar da mevsimsizdir O zaman denizlerdir götürmeyen O zaman göklerdir kuslari bilmeyen ~ Çölün adi ne umut ne umutsuzluk Çöldür vardirmayan tek yolculuk Çöldür sana varilir gibi gelen Sana sonsuzluklari var görünen Çöl bir durup kalmadir kuskusuzda Çölün hiçbir anlami yok sonsuzda Çöl kaçistir masmavi dalgalardan Çöl kaçistir bitmeyen umutlardan Çöl yalnizca senin oldugun yerdir Çöl olusta hangi inanç geçilir Tek kalmak yoklasmaktir sevgilere Çogalmak varolmaktir sevinçlere Hiç düsündün mü ki çöl sensin Bekliyorsan boslugunu çöllerin HiÇ görmedin mi bütün sular Dünyada yalniz çölden kaçar Kaynagindan çikip akmayi bilen Neyi umabilir ki bos çöllerden Ya sen varsin adisin ölümsüzün Ya sen yoksun yoklukta bir çölsün Ya denizsin durmayansin kendinde Ya da çölsün yolun yok enginlere (Kays'in sehre indigini duyan Leyla'nin söyledikleri) Kuru çölden karakistan gecelerden gelsin Koca bir sel gibi gelsin bana sonsuz gelsin Yikarak çölde yanan zor günesin mor sesini Gene bir yagmur oluli gel dedigim gün gelsin Bende yoksun seni sonsuz bilebilmekten öte Bir sevinç bir tasa yoktur bana sensiz gelsin Sana ey gözlerimin bitmeze dönmüs bakisi Kuru kum çöllerini yagmura yiksin gelsin Belki gelmez diyebilmek büe bitsin yoluna Sana çöller bana özlem bitecek gün gelsin (Gene Leyla'nin söyledikleri) Yillardir dogmayan günes bugün doguyor Uzaklarda yalnizligin yenilgisi basliyor Karanliklar inançlarin ötesine kaçiyor Yillarin çöllerine bugün yagmur yagiyor Degisiyor sevgilerin anlami Birdenbire bir ilkyaz tutuyor yamaçlari Sevgimiz yokediyor bütün yalnizliklari Yillarin çöllerine bugün yagmur yagiyor Doga yasalari degisiyor birdenbire Sevgi alinyazisi gibi iniyor yere Tutkular yol veriyor geçislere Yillarin çöllerine bugün yagmur yagiyor Kays uzun düsündü o gece Inandigi çöl nere deniz nere Deniz olmak çöl olmamak demekse Çöl olmak bir yoklugu istemekse Leyla'siz olmaksa çöl olmak Denizlerin sonsuz adiysa varmak Durmak ölüm demekse kesinlikle Yasamak hiç durmadan yönelmekse Yeni umuda dogmaksa sabahlar Bir bitisin sonuysa aksamlar Umutsuzun yeri yoksa sevgide Yokluktan geçilmezse sevgilere Basaklar zorunluysa sarisina Kar vurgunsa bitmez beyazligina Kays eksilmezlik demekse Leyla'ya Leyla bitmezligin anlamiysa Kays'a Biri bir sabahsa günesler içinde Öbürü günestir sabahlara geçiste Biri bir suyu veren kaynaksa Öbürü su demektir o kaynaga Ay sulardan son renkleri sorarken Gece dingin susmuslukta uyurken Zaman sonsuzluk gibi koyulurken Kuslar ilik kuytularda dururken Kimildarken güne dogru bir rüzgâr Umut gibi sezilirken isiklar Içerken her yalnizligi karanlik Gün tasari bile degilken artik Kays dinlenmis sokaklardan geçti Bir sessizlik gibi Leyla'ya gitti Dedi ki - her çölün bitiminde Leyla diye bir deniz bilinmekte Her umutsuzlugun sonunda gene sen Bir umutsun dogarsin istersen Çölde bile varligin yansimakta Her inanç adinla baslamakta Simdi ölümünü içti ayrilik Bakislarinla vuruldu yalnizlik Aydinlattin gündüzlügün bilindi Artik ülkene girdim çöller bitti (Leyla'nin Kays'a söyledikleri) Gözlerinde eski bir baharin sesi var Gece bitimlerinin isiyan sevinci var Çirpinan bir özlemin acilari yok bugün Yönelen bir duyarliligin kiskanç direnisi var Hiç bitmez sanilan bir karakis üstüne Baharin bir günde habersiz gelisi var Kuruyan topraklari sarmasi yagmurlarin Durgunlugun rüzgârlari kesin bekleyisi var Durusunda dinmez sevinçlerin izi var Bakisinda yalnizligin eksiksiz bitisi var Bizi bekler durusu var yollarin Uzak mavi denizlerin bize seslenisi var (Kays'in Leyla'ya söyledikleri) Önce kaçtim çöllerde yoksun sandim Olmadigin bir yer yok inandim Adin islenmedik ne bir kiyi ne bir agaç Güzelligin yazilmadik mavilik yok anladim Saçlarinin sellerinde bogulmamak istedim Saçlarinla isiyan sabahlara uyandim Yasalarini yitirmis dogaydim yoklugunda Simdi varsin varolmaya basladim Simdi yeni bir evrende aydinligin büyüyor Sevincini yüzüyorum sende sonsuzlasmanin (Leyla'nin Kays'a söyledikleri) Gün bitse bende sensiz bitmez senin daginda Hiçbir günes çekilmez gün bitmeden ufukta Mecnun mu Kays mi gelmis bitmisligim adinda Bir Leyla olmadan ben sonsuz duyarligimda Gün dogdu korkular birden söndü bitti kusku Ölmezligin yücelmis sonsuz güzel çaginda Bitmisligin o en tutkun pençesinde artik En son kalan is iklar tutkuyla parlamakta Gün dogsa bende bir gün parlar senin daginda Hiçbir günes çekilmez gün bitmeden ufukta (Kays'in Leyla'ya söyledikleri) Ne sen benim çölümün varliginda yok oldun Ne dinmeyen acilardan bitip sönüp sustun Ne ben senin umudundan geçip solup kaldim Ne sen benim isimaz çöllerimde sürgündün Bahar sönüp a~aandan ayirdi zor rüzgâr Bahar gelip yeniden yapragim gülüm oldun Bugün ne çöl ne bahiir var ne Leyla'siz Mecnun Bitimsizin adi sensin zamanda sonsuzsun Alinyazim beni senden durup durup soracak Bugün benim günesimsin sonunda yoklugunun (Kays'in Leyla'ya söyledikleri) Çöle varmak tek kahsta yoklugu dinlemekti Bir yikimin bitiminde eksiksiz dinlenmekti Çölde olmak gerçekte Leyla'yi beklemekti Çölde olmak bir aciyi adinla söylemekti Çöller son duragi degil tutkunluklarin Çöllerin ardi demek mor denizler demekti Çölü degil hep seni bekledim ben Çölde bunca bekleyisim senle çekip gitmekti Çölden ötesi deniz ben iyi biliyorum Bütün deniz özleyenler ilkin çöllerden geçti (Leyla'nin Kays'a söyledikleri) Bilseydim umutsuzlugunda bile ben vardim Çöle kosar gelir seni arardim Mecnun'lugu geçilmezce yüceltti dediler Yerime bir olmazligi koyusuna inandim Bilseydim ki gidisin bekleyistir Bütün umut yollarini yürür sana kosardim Gelir bulurdum seni çölün bittigi yerde Denize vardigimiz gün sevincimden aglardim Bilseydim umutlarinda ben vardim Çöle kosar gelir seni arardim Bir çaglayan sesiyle çizgilenen Bir yalnizliktan atlarla geçerken " Uçarken ovalarda soluk soluga Mizragini vururken durgunluga Kus gibi gögü deniz bilirken Günes gibi uzaylara içilirken Önce yokmus gibi sessizlenerek Sonra çigliklar gibi serpilerek Turnalar gibi yükseklerde uçup Sonra bir gün kanadindan vurulup Yalnizligin en uzagina düsen Ölümü sessiz bakisiyla yüzen Ve bambaska bir turna olup gökte Eklenivermek uzun gidislere Yazdan hiç geçmemis papatya gibi Yeniden sarilarla yikamak gözlerini Yeniden rüzgâr olmak bir yaylada Yeniden süzülmek uzak daglara Yeniden Kays olmak Leyla olmak Bitmez sanilan çölden deniz kurmak Bir sevinçti bütün yasadiklari Artik umuttu bütün sarkilari Bulutlar gibi silip bütün yalnizliklari Göklerine ektiler sonsuz isiklari Kays gidip her gece Leyla'ya Anlatirdi ki çöller yikilmissa Bu bir deniz demektir sonsuzluga Sususlardir bütün bir durgunluga Yokluga karsi süren dalgalardir Umudu durmaz eden mor sulardir Artik korkular da korkuluklar da Alinyazilariyla ugrayip bosluga Birdenbire bir yokluga gitmislerdir Yoklukta sessizce bitmislerdir Varken yok olana içilmislerdir Birdenbire yokluga geçmislerdir Artik yalniz sarkilardir söylenecek Artik yalniz sevinçlerdir bilinecek Artik yalniz umutlardir yürünecek Artik yalniz tutkulardir duyulacak Simdilik sevinçler sigintidir dünyamizda Her sevinç yakalanir bir sevinç korsanina Sevinç öfke uyandirir çabuk duyulur hk uçusunda alnindan vurulur Yüregini bagladigi sonsuz uçusta Bir bakar ki düsüyor bir bosluga Leyla 'nin gözlerinde sevinç varsa Kays'in gözleri tutkuyla parliyorsa Bu sevgi yirtilmalidir parça parça Her parçasi atilmalidir bir yana Ama gözünü sevgide açan Yilmak bilmez sevgi korsanlarindan Bir kustur ki yavruyken düsmemisse Geçmez bir daha avcinin eline Koydunsa bul hangi gökte izi var Yerini bilen hangi daglar Hangi dallara tutunmusken simdi Bilinmez hangi uzaklara gitti Simdi hangi mavilerde yüzüyor gökleri Hangi bitmez dalgalarda geçiyor denizleri Leyla'nin babasiyla annesi Ögrendiler ki Kays geldi Kulaktan kulaga söylentiler Kays'in oldu Leyla artik dediler Bir gün annesi dedi ki Leyla'ya - Birakmistik bu sevgiyi zamana Umduk ki her sevgi gibi ölecek Bir sudur kiyimizdan çekilecek Ama baktik ki damlayken deniz oldu Geldi topragimizi suya bogdu Bu ne biçim sevgi hiç bitmiyor Nedir basimiza geldi ki gitmiyor Iyice isit dedigimi Baban baskasina veriyor seni Yakindir kurulur dügün dernek Sakin olmaz deme giderayak Çöl tutkunu bir mecnuna varmaktansa Kays'in tutkusuyla yasamaktansa Gel sen beni dinle hayir deme Alinyazini benimse sevinçle (Leyla'nin annesine söyledikleri) Ben alinyazimi kendim yazmak isterim Istemedigim sey yazgim olamaz benim O bir suysa ben onu istemissem Ancak onun sulariyla çogalir denizlerim Göklerim artik onun mavisine boyansin Artik onun yesiliyle yesersin çiçeklerim Sevinçlere bir kanat vurusla gideceksem Onun maviliklerinden geçebilmek isterim Ben alinyazimi kendim yazmak isterim Istemedigim sey yazgim olamaz benim (Annesinin Leyla'ya söyledikleri) Yürek bir çocuktur ister ki ilkyazlar Birden bir sevinç olup yazlara vurulsunlar Ister ki yürek birden çekilsin bütün sular Birden bir yesillikte uzansin ovalar Yürek ister ki bitsin bütün kara parçalari Görünmez bir kaynaktan birdenbire tassin sular Yürek bir yalnizlik ister yalnizligin içinde Bir yalnizlik ki onunla yikilsin yalnizliklar Yürek ister ki bütün daglar Yükseklikten yorulup enginlere kossunlar (Annesinin Leyla'ya söyledikleri) Korkusuzluk umdugumuz denizlerde her korsan Bize bir korku biçiyor uzaktan Sevinçler umdugumuz genislikte her zaman Bize tuzaklar örüyor karanliklar durmadan Nasil olsa yalnizliktir varacagimiz kiyi Bir yalnizlik kuralim ki sonunda yalnizliktan Bir dinginlik tadi dogsun umulmazi ummayan Bir yalnizlik ki bizi kendinde yok saymayan Korkusuzluk sandigiiniz denizlerde her korsan Bize ölüm kuruyor uzaklardan (Leyla'nin annesine söyledikleri) Istiyorsun ki ilkyaz gelip de Çayir boydanboya çiçeklenince Bir yaz gelsin kurutsun çiçekleri Insin sevinçlerin orta yerine Denizi çöl yapsin gökleri bosluk Kimine ölüm saçsin yoksulluk kimine Istiyorsun ki her tutku Umutsuzlukla kapansin kendi içine Nasil büyük karlar kuruyorsunuz Deniz boydanboya çiçeklenince Saman sarisi bir ay geceyi yikarken Yildizlar yalnizliga umutla parlarken Yüzeyde her sevincin sustu~u saatler Uykulara susmusken güzellikler Bir yanda umut zaman kadar genisken Öbür yanda çöl kendine çekilmisken Kuslar uyurken küçük uykularini Çocuklar unutmusken bütün korkularini Bir günes gibi saçip bütün isiklarini Bir sabah bekleyisi ezerken kuskulari Çiçekler serin bir dinginlik içinde Uzanirken düslerin sevincine Gene Kays bir sevinçle buldu Leyla'yi ama Bakti yeni korkular dadanmis umutlara Sordu - direnç kaleleri mi yikilacak Sevgimiz bu savastan yenik mi çikacak Dedi Leyla - çoktan bitti savaslar Eski dallardan gitti eski kuslar Eski daglar çoktan indi ovaya Leyla çoktan yok dedi yalnizliga (Leyla'nin Kays'a söyledikleri) Tanyeri agariyor artik gündüzü söyle ° Böyle yorgun bir günes gölgelenmez geceyle Umut artik yikti umutsuzlugu Istersen deniz de bugün bütün çöllere Sende yücelmekten öte güzellik kaldirildi Varligin anlamini verdi çöllere bile Artik böyle bir sabah basliyorken Her türlü çirkinlik yasakgüzelliklere Simdi artik yepyeni yollara çagriliyiz Artik büyük yolculariz duraksiz gidislere (Kays'in Leyla'ya söyledikleri) Duruslnr haber verdi gidisleri Bize çöller ögretti denizleri Yagmurlardan sonra büyük bir günes Bulut özletir gibi mavileri Kaldirildi bütün olmazliklar Yokluklar varliginla güneslendi Artik geçitsiz daglara bile yol de Hiçbir durus tutamaz sevinçleri Bir tutkunun anlami olabildin Dünyamiza getirdin ölmezligi hkisiklar süzülürken yere Ufuk geçit verirken ilk günese Karanlik sessizce mavilesirken Papatyalar sariya degisirken Giyinirken kendini bütün dallar Birer yesil ani gibi yazilirken agaçlar Kuslar ilk serinliklerini uyurken Böcekler ilk sarkiya koyulurken hk beyazligi içerken sular Düslere gömülürken son kuskular Yalnizlik çekilirken uykulardan Dinginlik çekilirken mor sulardan Birkaç bulut aydinlanan ufukta Pembe bir baslangici anlayinca Birkaç kus erken vurulmamak için Sinirlarindan kaçarken sehrin hk öfkeler bilenmeden sabaha Kapilar açilmadan yikimlara Umutsuzluk birakildigi yerde bitti Kays'la Leyla çok uzaklara gitti Simdi onlari bütün söylentiler Çok degisik biçimlerde belirler Simdi anlatilir ki Kays ve Leyla Birer bitmez sevinçtir uzaklarda Derler ki o sabah umutlara degistiler Bütün açmazlarda kesin bittiler Yalnizligin çölünü bir günde geçtiler Mavi kiyi ülkelerine gittiler Ama Kays'dan çölde kalan anilar Çöllerin genisligine yazildilar Leyla'nin bütün bir bekleyisi Umutlara tanri diye bilindi Derler ki çölü kuran altin kumlar Biraz Kays biraz da Leyla'dirlar Her çölde bir Kays isigi yanar Her bekleyiste Leyla'nin adi var Hâlâ çölde Kays'in gözleri Aydinlatir masmavi sevinçleri Hâlâ çölde Leyla'nin tutkusu Yikar bütün yalnizlik korkusunu --------------------İki dirhem bir çekirdek odaya girdiğinde bu yakıştırmanın ağırlık ölçüsü olarak okkanın kullanıldığı devirlerden kaldığını bilmiyordu. Okkanın dört yüzde birine denk gelen dirhemi tanımadığından olacak kendisine yapılan zarif nükteyi anlamadı ya da anlamamazlığa geldi. Bir Osmanlı altınının toplam iki dirhem ve bir çekirdek ağırlığa sahip olduğunu bilse belki de hiçbir zaman farkına varmadığı zarafetiyle tanışacak, ondan sonra hayatı her zamankinden daha kolay olacaktı. Oysa resmettiği Leylâ’nınkilerin eşi gece rengi gözlerini, her an kızarmaya hazır yanaklarını o güne kadar kimse ona hatırlatmamıştı. O sırada Leylâ ile Mecnun kitabının deseniyle uğraşıyor olması bir tesadüf olamazdı. Bilgisayarına aktardığı Leylâ ile Mecnun’un minyatür desenleriyle sabahtan beri ince ince oynuyordu. İki sevdalıya çok geçmeden aynı kadehten aşk şarabı içirmesi gerekiyordu. “İki tende tek can; bir kabukta çifte badem…” diyordu dizeler. Bu seferki desenin her zamankinden daha zor gelmiş olmasının bir nedeni olabilir miydi? Yanıtı bildiğinden üzerinde fazla düşünmeden turuncunun en sarısını, morun en eflatunuyla yan yana getirdi. Mecnun’u bülbül yaptı bu sefer, Leylâ’yı ise gül. Gül gonca önce açılacaktı, bülbülse seyredecek. Diğer sahneyi beklemeyi dayanamadı çünkü gülün adı pek latifti, rengiyse cazip. Bülbülden sızan kanla solgun güle rengini verdi, beyaz gül aşkından mı yoksa utancından mı bilinmez oldu alı-al mor-u mor. Oysa gerçek hikayede önce gül mevsimi geçecek, bülbül lâl olacaktı. Tekrar gül mevsimi geldiğindeyse bülbül ötecek, gül naz edecekti. Hiç görmemişti Mecnun’u. Ama cismini biliyordu. Mecnun ‘çılgın’ demekti. Mecnun’u Leylâ; ‘Leylâ’nın çılgını’. “Öyle bir delilik ki bin akla bedel. O ne çılgınlık ki bin usluluğa değer. İnce duyuşlar madeninden bir cevherdi bu hal. Bir kitaptı, filozofların içinden çıkamadıkları ilimlerle dolu.” Leylâ içinse bir ay parçası diyorlardı. “Kara gözünden sürmenin utandığı, kara benine kara amberin tutulduğu, kara saçına kara misk’in esir olduğu, sevdalandığı. Kızıl dudakları gül, inci dişler güle düşmüş çiğ taneleri.” Leylâ’yı kendisi yaptı. Toprak damda dalga dalga köpürttü ikisini. Mecnun mecnun oldu. Ortalık kızardı. Leylâ’nın gözleriyse hala bakire. Kara kara bakmamaları için su doldurdu gözlerine. Sanki Leylâ onu çizmesinden önce yoktu, var etti; varlığından haberdar etti. Yan masadan gördüm her şeyi. Resmederken sanki kıskandı Leylâ’yı. Öbür sayfada yalnız çizdi Mecnun’u. Çünkü her kavuşma bir ayrılıktı. İki sevdalının arasından dilsiz su geçirdi. Artık aralarında deniz vardı. Leylâ gözlerini Mecnun’a bıraktı kaybetmektense, Mecnun ise kendini çöle attı. Mecnun’un gözlerine Leylâ’nın vuslatını çizdi. Dilindeyse zaten sadece Leylâ’nın adı vardı. Mecnun’un yanına ahular, kuşlar koydu. Gözleri Leylâ’ya benziyor diye, çölde ceylanlarla arkadaş ettirdi. Leylâ’yıysa bir daha tanımadı Mecnun. Yürüdü ve Leylâ’dan ilahî aşka geçti. Bir bütün idim ben Leylâ ile. Sense Leylâ’yım diyorsun. Sen Leylâ isen, beni yakmaya hayalin yeter, takatim yok sana kavuşmaya. Varlığı olmayan bir zerreye aynadan ne fayda? Kimse seni burada görmeden git. Ben ki varım, sen içimdesin, bunu bil! Sabaha karşı bitirdi çizmeyi. Sabretmeyi öğrendi. Sabır göz pınarlarını kuruttu. Leylâ ile Mecnun aşkının hayali peşinde koşmaktansa soluk almadan beklemeyi öğrendi. Sevdanın içinde tek kişi vardı; seven. Sevileninse bundan haberi bile olmayabilirdi. En önemlisi aşkın kavuşmaktan, vuslattan kaçtığını öğrendi. Mecnun Leylâ’ya kavuşmuş olsaydı, ne Leylâ ‘Leylâ’ olurdu, ne de Mecnun aşkından mecnun. Özlem Özyurt - yitikülke Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hexagram Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2007 "Leyla Vû Mecnun Mesnevisi'nden: Fuzuli'nin bu çok tanınmış 3036 beyitlik mesnevisi,Klasik edebiyatımızın şaheseri sayılır.Görünüşte Leyla ile Mecnun arasındaki aşkın hikayesini anlatıyor olsa da,aslında Fuzuli'nin aşk anlayışını,mecazi aşktan ilahi aşka yönelişin faziletini dile getirmektedir. Eserin konusu kısaca şöyledir: Zengin bir Arap emirinin oğlu Kays,on yaşında iken gönderildiği okulda Leyla ile karşılaşır.Birbirlerine aşık olurlar.Bu aşkın haberi etrafa yayılır ve dedikodular başlar.Büyüklerin engellemeye çalışmaları ve öğütleri gençleri teselli etmez.Leyla'yı okuldan alırlar.Leyla'nın hasretine dayanamayan Kays;ağlar,inler,feryad eder,sonra da çöllere düşer.Çöllerde kuşlarla,ceylanlarla,vahşi hayvanlarla arkadaşlık etmektedir.Artık Mecnun diye anılmaya başlamıştır. Babası,Mecnun'u önce tabiplere sonra da Kabe'ye götürür,dua eder. Bu arada Leyla'yı bir başkasıyla evlendirmişlerdir.İki aşık dünya ölçüleri içinde ebedi ayrılığa mahkumdurlar artık. Aradan zaman geçer.Birbirlerini iştiyakla aramaktadırlar.Leyla kendini tanıtır fakat artık mecnun leyla'yı istemez. Bir mühdet sonra Leyla ölür;bu haberi alan Mecnun,sevgilisinin mezarı başına gelir ve orada ruhunu teslim eder.Mecnun'u da Leyla'nın mezarına gömerler. Derler ki: maddi varlıklarını yok edip,temiz bir aşkla birbirlerini sevdikleri için,bu iki genç şimdi cennet bahçelerindedir. *** Mecnun'un annesinden oğluna öğüt: Can verme gam-ı aşka ki aşk afet-i candır Aşk afet-i can olduğunu meşhur-i cihandır Aşkın gamına can verme;canı gönülden bağlanma,çünkü aşk,can için bir afettir,bir beladır.Aşkın can efeti olduğunu bütün cihanın bildiği bir hakikattir. Beyitte can kelimesi üç defa,aşk kelimesi üç defa,afet kelimesi iki defa ve gam kelimesi bir defa kullanılmış ve bu kelimeler zihni bir ameliye ile birbirne bağlanmıştır. Aşk,sevenden canını ister,bundan dolayı afettir.Sevilende ise vefa olmadığı için gam ile aşk bi aradadır. Aynı gazelde: Ger derse ki Fuzuli ki güzellerde vefa var Aldanma ki şair sözü elbette yalandır. Diyor.Eğer Fuzuli "güzellerde vefa var diyorsa,aldanma.Şair sözü yalandır gerçek değildir." Sevgili vefasızdır,onun için aşık gam ve keder içindedir.Fakat gamı da olsa bir afet de olsa Fuzuli,aşktan vazgeçmez. Mecnun babasının öğüdüne cevap verir: Taktir çü böyledir ne tedbir Takdiri eder mi kimse tağyir Madem ki Allah'ın takdiri böyledir,tedbirin ne manası var?Kim,tedbir alarak Allah'ın takdirini değiştirebildi? *** Babası,iyileşmesi için Mecnun'u Kabe'ye götürür. Mecnun,Kabe'de önce bu mukaddes binaya yalvarır,sonra da Allah'a... Ya rab bela-yı aşk ile kıl aşina beni Bir dem bela-yı aşkdan etme cüda beni Yarab,beni aşk belası ile tanıştır,aşk belasından bir dem bile uzak etme. Temkinimi bela-yı mahabbette kılma süst Ta dost ta'n edip demeye bivefa beni Aşk belasındaki tutkunluğumu sakın azaltma,ki sevgili benim aşk belasından uzaklaştığımı görüp de bana vefasız demesin Öyle zaif kıl tenimi firkatinde kim Vaslına mümkin ola yetirmek saba beni Ayrılık derdiyle tenimi öyle zayıf kıl ki,sabah rüzgarı-bir kuru yaprak gibi-beni sürükleyip sevgiliye kavuştursun. Bu son üç beyitte aşk ile bela kelimeleri bir araya getirilerek ezel zemindeki ikrar hatırlatılmaktadır.Aşkın tek ihtirası aşk belası içinde yanıp yakılmaktır.Dostun "vefasızdır" sitemine muhatab olmak aşık için en korkulan şeydir. Üçüncü beyit ise bir fenafillah-ölmeden önce ölmek- arzusudur.Rüzgarın,sürükleyip götürebileceği hale gelmek maddeden tecerrüt etmektir.Aşık maddi varlığından kurtularak,daha bu dünyada iken vuslata erer. *** Bu visale yuku ahvali demek mümkin idi Eğer olsaydı yuku dide-i giryanımıza Bu kavuşmaya bir uyku hali demek mümkün idi.Fakat ağlamaktan gözüme uyku girmiyor ki o sevigli rüyada görüp,ona kavuşmuş olayım. Bir hayal ola meger gördüğümüz yoksa nigar Mutlaka hatıra gelmez ki gele yanımıza Bu gördüğümüz bir hayal olmalı.Yoksa bizim yanımıza gelmek onun atırına bile gelmezdi. Beyit bsşks türlü de anlamlandırılabilir: a) Gördüğümüz bir hayal olmalı,yoksa sevgilinin gerçekten geleceği hatırımıza bile gelmez. b) Sevgilinin bizi yanımıza gelmesi,onun hatırına bile gelmez. c) Sevgili bizi hatırlamaz.Hatırına gelmeyiz ki o bizim yanımıza gelsin. Yar mihmanımız oldu gelin ey can u gönül Kılalım sarf nemiz var ise mihmanımıza Sevgili misafirimiz oldu,ey can ve gönül,gelin neyimiz var neyimiz yok hepsini misafirimize ikram edelim. Misafire hürmet edilir,ikramlarda bulunulur. Gönlünü vermek,sevmek demektir. Can vermek aşık için doyulmaz bir saadettir.Fuzuli bir başka gazelinde: Bin can olaydı kaş ben-i dil-şikestede Ta her biriyle bir kez olaydım feda sana Şu krırk gönnümde keşke bin tane can olsaydı da herbiryle bir kere feda olaydım,demişti. *** Mecnun,Leyla'ya seslenir: Küfr-i zülfün salalı rahneler imanımıza Kafir ağlar bizim ahval-i perişanımıza Zülfünün siyahlığı imanımıza yaralar açtığından beri,bizim perişan halimize kafir bile ağlar, merhamet eder Kafir;hem merhametsiz,hem inkarcı,hem de hakikati örten anlamlarına gelir.Zülf,kesrettir,yüzü yani vahdeti örter. Mecnu çöllerde dağ ile,çeşme ile,ahu le,güvercin ile,ay ile,güneş ile,saba ile konuşur ve sabaya yalvarır: El gaafil iken bu maceradan Sultana sena götür gedadan Ey sabah yeli,kimseler uyanmadan,kimsenin haberi olmadan o sultana kölesinden selamlar götür,çvgüler götür. Gör münis-i gamküsarı kimdir Bizden ki usandı yari kimdir Gör ki kiminle eğlenir,dert ortağı kimdir?Bizden usandığına göre bak bakalım yari kimdir? Gönlü kimin iledir teselli Yadına gelir mi hiç leyli Gönlünü kiminle avutuyor,Leyla'yı hiç hatırlamıyor mu? *** Zaman geçer,ayrılık sürer.Mecnun,kendini zincire vurdurur ev o haliyle Leyla'nın evine varır.Leyla der ki: Yar rahm etti meger nale vü efgaanımıza Ki kadem bastı bugün külbe-i ahzanımıza Sevgili inlemelerimize,feryatlarımıza acımış olmalı ki,bugün hüzünlerle dolu evimize ayak bastı Külbe-i ahzan,Yakup peygamberin,oğlu Yusuf'un hasretiyle gözyaşı döküp,feryat ettiği kulübenin adıdır.Edebiyattaiayrılık acısının timsali olarak kullanılır. Eşk baranı meger kıldı eser kim nageh Döktü bir şah-ı gül taze gülistanımıza Gözyaşı yağmuru,sonunda netice verdi.Çünkü bahçemizde taze bir gül dalı yetişti Gül sevgidir.Onun gelişinin sebebi,aşığın sel gibi döktüğü gözyaşlarına acımasıdır.Gül ağacının yetişmesi için de yağmur suyuna ihtiyaç vardır.Ayrıca gülün rengi ile gözyaşı arasında dailişki vardır.Eşk baranı,kanlı gözyaşıdır Mecnun Leyla'ya cevap verir: Seni görmek müteazzir görünür böyle ki eşk Sana baktıkta dolar dide-i giryanımıza Seni görebilmek mümkün değil.Çünkü sana baktığımda gözyaşlarım sel gibiakıyor ve seni göremez oluyorum[/i] Eksik olmaz gamımız bunca ki bizden gam alıp Her gelen gamlı gider şad gelip yanımıza Bizim gamımız hiç eksik olmaz.O derece ki şad olarak gelen herkes,bizden gam alıp gittiği halde yine de gamımız eksilmez,tükenmez Fuzuli,o engin zekası ve tasavvur kudretiyle kelimelerle oynuyor: a) Bizim gamımız hiç eksilmez.O derece ki bizden gam almaya gelen herkese yetecek kadar gam vardır bizde. b) Bizde o derece gam vardır ki şad olarak yanımıza gelen,bizim halimizi görüp bize acır ve gamlanır. c) Bazan bize gamlı insanlar da gelir.Fakat bizim halimizi görünce,kendi haline şükreder ve "iyi ki biz böyle değiliz" diye şad olarak dönerler. d) Bizde devamlı gam olduğu herkesçe bilinir; onun için bizden gam almaya gelenler hiç eksik olmaz. *** Mecnun aşktan ne anlıyordu: Aşık oldur kim kılur canın feda cananına Meyl-i canan etmesin her kim kıymaz canına Aşık olana derler ki canını hiç düşünmeden sevgilisine feda eder...Canını feda etmeyen,aşk yolunda canına kıymayan,sevgiliye kavuşmayı aklından bile geçirmesin. Canını canane vermektir kemali aşıkın Vermeyen can itiraf etmek gerek noksanına Aşkın olgunluğu,irfanı;canını savgiliye verdiği zaman belli olur.Eğer aşık bunu yapmıyorsa,aşkından şüphe etsin.Onda bir eksiklik var demektir Aşk resmin aşık öğrenmek gerek pervaneden Kim yanar gördükte şemin ateş-i suzanına Aşık,aşkın ne olduğunu öğrenmek istiyorsa pervaneye bakmalıdır.Pervane,nerede mumun yakıcı ateşini görse,kendini o ateşe atar. Fani ol aşk içre kim benzer fenası aşıkın Feyz-i cavid ile Hızrın çeşme-i hayvanına Aşk içinde kendini,nefsini terket.Çünkü aşığın kendini bu yolda tert etmesi,Hızır'ın çiçeği ab-ı hayata benzer Ab-ı hayat,ölümsüzlük suyudur. Mecazi aşktan kurtulan aşık,ebedi-manevi-aşka yükselir ki bu ebediyet,yani vuslattır. Aşk derdinin devası kaabil-i derman değil Terk-i can derler bu derdin muteber dermanına Aşk dermanı yoktur.Bu derdin tek dermanı olsa olsa canını terk etmektir.Eğer aşık bunu yapabilirse hakiki dermana kavuşmuş olur." Şah Beyitler kitabından yazdım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Dolunay Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2007 eline sağlık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hexagram Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2007 sağol:) divan edebiyatını seviyorum ve özellikle de fuzuli'yi:) bu yüzden yazmak zor gelmedi bana:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.