Jump to content

Suçum Gazze'li Olmak mı?


mysteriouslady

Önerilen Mesajlar

Bilmem umrunuzda mı? ey sefa sahipleri

Az önce,bir çocuk daha can verdi

Hiçbiriniz duymadınız

İşitmediniz çığlıklarımı

Sadece izlediniz canlı yayınlarda

Sessizce seyrettiniz

Dünyadaki hiçbir çocuktan

Farkım olmadığını düşünürken oysa

Vicdansız bir bomba aldı canımı...

 

 

Belkide bir farkım vardı evet

Bir farkım vardı

Bomba sesleri ve mermi yağmurları altında

Büyümüş olmam olabilirdi belkide

Yinede iç dünyam hep aynıydı

Bir çocuktum ben

Gazze'liydim

Oyuncaklarım boş mermi kovanlarıydı...

 

 

Bütün çocuklar birbirine benzer

Savaş nedir? diye sorsalar,

Bütün masum çocukların ölümü derdim

Bana hayatta kalma şansı vermediler...

 

 

Bir çocuğum ben

Küçücük ellerim var

Kocaman bir yüreğim

Gazze'liyim

Kan damlıyor avuçlarımdan

Ne gidecek yerim var,ne de bir sığınak

Bütün suçum Gazze'li olmak...

 

 

Hiçbir farkım yok diğer çocuklardan

Hepimiz masumiyetin ışığıyız

Bu yüzden insanlığa ışık tutarız

Ama bizi yok ediyorlar

Lakin her ölen çocukla birlikte

İnsanlıklarını da kaybediyorlar

 

 

Kimimiz,annesinin koynunda öldü

Kimisi karnında

Kimi bisikletine binerken

Kimi ise misket oyununda

Nedenini bilmedikleri bir savaşın

En masum kurbanlarıydı onlar....

 

 

Bir çocuğum ben

Küçücük ellerim var

Kocaman bir yüreğim

Gazze'liyim

Kan damlıyor avuçlarımdan

Ne gidecek yerim var,ne de bir sığınak

Bütün suçum Gazze'li olmak...

 

 

 

 

mylady...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İzninle eklemek istediğim bir şiir var. Tüm barıştan uzak diyarlar için.

 

BARIŞ

 

Çocuğun gördüğü düştür barış.

Ananın gördüğü düştür barış.

Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış.

 

Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba

elinde yemiş dolu bir sepet;

ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak testi gibi

ter damlalarıyla alnında...

barış budur işte.

 

Evrenin yüzündeki yara izleri kapandığı zaman

ağaçlar dikildiğinde top mermilerinin açtığı çukurlara,

yangının eritip tükettiği yüreklerde

ilk tomurcukları belirdiği zaman umudun,

ölüler rahatça uyuyabildiklerinde, kaygı duymaksızın artık,

boşa akmadığını bilerek, kanlarının,

barış budur işte.

 

Barış sıcak yemeklerden tüten kokudur akşamda

yüreği korkuyla ürpertmediğinde sokaktaki ani fren sesi

ve çalınan kapı, arkadaşlar demek olduğunda sadece.

Barış, açılan bir pencereden, ne zaman olursa olsun

gökyüzünün dolmasıdır içeriye;

gökyüzünün, renklerinden uzaklaşmış çanlarıyla

bayram günlerini çalan gözlerimizde.

Barış budur işte.

 

Bir tas sıcak süttür barış ve uyanan bir çocuğun

gözlerinin önüne tutulan kitaptır.

Başaklar uzanıp, ışık! Işık! - diye fısıldarlarken birbirlerine!

Işık taşarken ufkun yalağından.

Barış budur işte.

Kitaplık yapıldığı zaman hapishaneler

Geceleyin kapı kapı dolaştığı zaman bir türkü

ve dolunay, taptaze yüzünü gösterdiği zaman bir bulutun arkasından

cumartesi akşamı berberden pırıl pırıl çıkan bir işçi;

barış budur işte.

 

Geçen her gün yitirilmiş bir gün değil de

bir kök olduğu zaman

gecede sevincin yapraklarını canlandırmaya.

Geçen her gün kazanılmış bir gün olduğu zaman

dürüst bir insanın deliksiz uykusunun ardı sıra.

Ve sonunda, hissettiğimiz zaman yeniden

zamanın tüm köşe bucağında acıları kovmak için

ışıktan çizmelerini çektiğini güneşin.

Barış budur işte.

 

Barış, ışın demetleridir yaz tarlalarında,

iyilik alfabesidir o, dizlerinde şafağın.

Herkesin kardeşim demesidir birbirine, yarın yeni bir dünya

kuracağız demesidir;

ve kurmamızdır bu dünyayı türkülerle.

Barış budur işte.

 

Ölüm çok az yer tuttuğu için yüreklerde

mutluluğu gösterdiğinde güven dolu parmağı yolların

şair ve proleter eşitlikle çekebildiği gün içlerine

büyük karanfilini alacakaranlığın...

barış budur işte.

 

Barış sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların

sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın.

Barış, bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir.

 

Ve toprakta derin izler açan sabanların

tek bir sözcüktür yazdıkları:

Barış

Ve bir tren ilerler geleceğe doğru

kayarak benim dizelerimin rayları üzerinden

buğdayla ve güllerle yüklü bir tren.

Bu tren, barıştır işte.

 

Kardeşler, barış içinde ancak

derin derin soluk alır evren.

tüm evren, taşıyarak tüm düşlerini.

Kardeşler, uzatın ellerinizi.

Barış budur işte.

 

Yannis Ritsos

Çev: Ataol Behramoğlu

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...