schizophrana Oluşturma zamanı: Ocak 20, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 20, 2009 THE 39 STEPS / 39 BASAMAK http://www.sinemaestro.com/images/stories/19285_1.jpg Film bir müzikholdeki gösteriyle açılışı yapar. Sahneye "Bay Bellek" adında duyduğu her şeyi hatırlayan, ezberlediklerini hafızasında tutan bir adam çıkartılır. Ve seyircilere adama soru sormaları söylenir. Sorular sorulur ve Bay Bellek soruları cevaplar. Kısa süre sonra salonda bir silah patlar ve herkes etrafa kaçışır. Müzikholden çıkan kahramanımız kendisiyle birlikte çıkan kadının teklifi üzerine onu evine götürür. Burada kadınının kendi hakkında anlattıkları başına büyük işler açacaktır. Kadın peşinde casusların olduğunu ve ikisinin de tehlikede olduğunu söyler.Ve kadın sırtından bıçaklanarak öldürülür. Cinayet onun üzerine kalmıştır. Hemen şehri terkeder. Kadının bahsettiği 39 Basamak'ı araştırmaya koyulur. Kendini büyük bir casusluk olayının içinde bulan kahramanımız hem casuslardan kaçar, hem de cinayet zanlısı olarak arandığından polislerden. Trende karşılaştığı ve onu ihbar eden kadınla tekrar karşılaşır, Kadın önce onun hikayesine inanmaz ve katil olduğunu düşünür ama sonrasında gelişen olaylarla ona yardım eder ve birlikte olayı aydınlatırlar. 39 Basamak'ı, Bay Bellek'in bu olaydaki rolünü... Kahramanımızın hem casuslar hem polislerden kaçarken girdiği binada konuşmacı yüzbaşı zannedilip kürsüye çağrılması ve yaptığı konuşma filmin keyifli sahnelerinden biri. Ve de birlikte kelepçelendiği kadınla gecelediği odada kadını korkutmak için yalanlar söylediği sahne... Hitchcock filmlerini sevdiğim için ben keyif aldım. Oyunculuklar da gayet iyi. Filmin başrollerinde Robert Donat ve Madeleine Carroll var. SUSPICION/ ŞÜPHE http://www.sinemaestro.com/images/stories/clipboard1ck1.jpg Johnnie Aysgarth ( Cary Grant) çalışmadan zengin olmanın peşinde, yarış meraklısı tüm kadınların ilgisini çeken biridir ve bir gün trende aynı kompartımanı paylaştığı Lina'nın ilgisini çeker. Daha sonra at bindikleri yerde tekrar karşılaşırlar ve çapkın Johnnie kasabanın diğer bayanlarının yardımıyla onlarla birlikte Lina'nın evine gider ve Lina'yla bir randevu ayarlarlar. Ama Johnnie bir süre sonra arayıp gelemeyeceğini söyler. Lina yıkılır çünkü ona aşık olmuştur. Lina iyi yetişmiş, zengin bir ailenin kızıdır ama çekingen ve duygusaldır. Ailesi onun evlenemeyeceğini düşünür. Ailesinin konuşmalarını duyan Lina, onlara Johnnie'den bahseder. Johnnie, Lina'ya sürpriz yapar ve baloya geleceğini söyler. Aralarındaki yakınlık karşılıklı aşka dönüşür ve Lina general babasının bu ilişkiye izin vermeyeceğini düşünür. Johnnie ile kaçar ve evlenirler. Güzel bir balayı sonrası Johnnie'nin tuttuğu eve yerleşirler ve Lina'nın babası onlara hediye olarak antika iki sandalye gönderir. Johnnie'nin arkadaşı Beaky de onlara misafir olur. Bir gün Lina sandalyelerin yerinde olmadığını farkeder. Beaky, Lina'ya Johnnie'nin yarış tutkusundan bahseder ve Lina sandalyeleri bir dükkanın vitrininde görür. Eve döndüğünde Johnnie durumu kotarır, çünkü Lina Johnnie'ye inanmaya hazırdır. Johnnie eve elinde pahalı hediyelerle gelir ama çalışmıyordur ve parası da yoktur. Lina, Johnnie'nin yarışta kazandığını söylediği parayı yanında kısa süre çalıştığı kuzeninden çaldığını öğrenir ama bunu Johnnie'ye söylemez. Johnnie Beaky'le birlikte bir emlak şirketi kurmaya karar verir. Bu arada Lina'nın babası ölür ama Lina'ya çok az bir miras bırakmıştır ve bir de kendi tablosunu. Beaky, Paris'e gider ama Lina ve Johnnie'ye onun ölüm haberi gelir. Lina, Beaky'i Johnnie'nin öldürdüğünü düşünmektedir. Çünkü Johnnie sürekli yalanlar söylemektedir ve paraya ihtiyacı vardır, Beaky'nin de parası vardır. Lina, Johnnie'ye sürekli kuşkuyla bakar. Johnnie'nin de tavırları değişmiştir. Lina, Johnnie'nin onu da öldüreceğini düşünür ve annesinin yanına gitmeye karar verir. Johnnie'yle arabaya binerler ve yolculuk sırasında aslında şüphelerinin yersiz olduğunu, Beaky'i onun öldürmediğini öğrenir ve evlerine dönerler. Lina, Johnnie'nin tüm yalanlarına, çalışmamasına katlanır ama cinayet işlemiş olma ihtimaline tahammül edemez. Johnnie'den şüphelenmesi için kendince başka nedenleri de vardır. Cinayet romanları yazan bir kadın yazarla sürekli görüşmesi ve ondan cinayet romanlarını alması gibi. Özellikle kurbanlarını zehirle öldürenleri.... DIAL M FOR MURDER / CİNAYET VAR http://www.sinemaestro.com/images/stories/dial_m_for_murder.jpg 1954, ABD yapımı Alfred Hitchcock filmi. Frederick Knott’un oyunundan uyarlanan filmin başrollerinde Ray Milland, yönetmenin çalışmayı en sevdiği aktris Grace Kelly (ek bilgi: Aktörlerden de Gary Grant'ı pek severmiş) ve Robert Cummings var... Tony Wendice ( R. Milland), genç ve güzel karısının kendisini aldattığını öğrenir. Karısının yazar Mark Halliday ile ilişkisi vardır. Tony, karısına öfkelidir ve onu öldürmeye karar verir. Arabasını satın almak bahanesiyle bir adamı evine davet eder. Adam, Tony'nin üniversiteden arkadaşıdır. Adam onu tanımaz ama Tony kendini hatırlatır ve adamı evine çağırışının gerçek sebebini söyler. Adamın sicili pek parlak değildir, ismini değiştirmiştir ve kadınları sömürmektedir. Tony, onu tehdit ve parayla cinayeti işlemeye ikna eder. Planını çoktan yapmıştır. Karısının arkadaş olarak kendisiyle de tanıştırdığı Mark Halliday'le birlikte dışarı çıkacaklar ve karısı da o akşam evde olacaktır. Tony, cinayeti işleyecek adamın içeri girebilmesi için binanın merdivenine karısının anahtarını bırakır. Olay gecesi planlanan gibi Tony ve Mark dışardadır. Margot Wendice ( Grace Kelly) ise evdedir ve uyumuştur. Adam, eve girer ve kararlaştırdıkları saatte Tony, kulübeden evi arar ve düşündükleri gibi karısı uyanır. Telefonu açmak için yazı masasına gelir. Telefonu açar ve adam o sırada çorapla onu boğmaya çalışır. Tony de telefondan onları dinliyordur. Margot Wendice, masanın üzerindeki makası adamın sırtına saplar ve elinden kurtulur. Adam ölmüştür. Margot telefondaki kocasına hemen eve gelmesini söyler...Usta yönetmenin en popüler ve en beğenilen filmlerinden biri Vertigo yani Yükseklik Korkusu. Vertigo'yu yıllar önce izlemiştim ama Hitchcock sinema günleri düzenlediğim şu aralar tekrar izledim filmi. James Stewart'ı beğendiğimi söylemiştim sanırım Şahane Hayat'ı yorumlarken. Bu filmde de başrolde James Stewart ve Kim Novak var. 1958, ABD yapımı filmin konusuna gelince.. San Fransisco polislerden Dedektif Scottie Ferguson (James Stewart)bir suçluyu kovalamaca sırasında atladığı binanın damından düşmek üzereyken, ortağı onu kurtarmaya çalışır ama kurtaramaz ve ortağı binanın damından aşağı düşer. Ortağının bu şekilde ölümü üzerine dedektif Scottie'de yükseklik korkusu başlar ve masa başı çalışmak istemediği için işinden ayrılır. Bu arada eski okul arkadaşı Gavin Elster onu arar ve görüşmek istediğini söyler. Arkadaşı dedektif Scottie'den, davranışlarından şüphelendiği eşini takip etmesini ister. Scottie önce itiraz eder ama kabul eder işi ve Madeleine'i (Kim Novak) izlemeye başlar. Madeleine, her gün arabasına binip tuhaf yerlere gitmektedir. Resim galerisine gider bir gün ve bir tablonun karşısında oturarak geçirir vaktini. Scottie, resimdeki kadınla Madeleine arasındaki benzerliğe şaşırır. Madeleine resimdeki kadına yani Carlotta Valdes'e benzemeye çalışmaktadır. Scottie takibe devam eder ve Madeleine'in peşinden köprü ayağına kadar gelirler. Madeleine burada suya atlar ve ardından Scottie de atlar suya. Onu kurtarır, evine getirir. Madeleine uyandığında Scottie'nin evinde bulur kendini. Scottie telefonla konuşurken Madeleine gider evden. Ertesi gün Madeleine'i evinin kapısında kendisine teşekkür etmek için beklerken bulur. Madelaine yaptıklarını hatırlayamadığını söyler Scottie'ye. Bu gezide yakınlaşırlar ve Scottie, Madeleine'a aşık olur. Madelaine'ın rüyasında gördüğünü söylediği çanlı kuleye giderler birlikte. Madeleine oraya daha önce gitmiştir ve Scottie bunu biliyordur. Kuleye gittiklerinde Madeleine koşarak Scottie'nin yanından ayrılır ve merdivenlerden çıkmaya başlar. Scottie de peşinden gider ama yükseklik korkusu yüzünden tepeye çıkamaz. Ve Madeleine kendini aşağı atarak intihar eder. Scottie şoktadır ve orayı terk eder. Görülen davada sadece Madeleine'ın intiharına şahit olarak kaydedilir. Madeleine'ın kocası şehri terk eder. Scottie geçirdiği şok sebebiyle bir merkezde müzik terapisi görmeye başlar. Merkezden ayrıldığında Scottie her yerde Madeleine'i görmeye başlar, herkesi ona benzetir. Bir gün otele girerken gördüğü bir kadın Madeleine'a ikizi kadar benzemektedir. Otele girer ve kadının odasına çıkar. Kadın önce iyi karşılamaz onu ama sonra Scottie'nin yemek teklifini kabul eder. Scottie kadından Madeleine gibi giyinmesini, saçlarını onun gibi boyamasını ister. Ve bir gün kadının boynuna taktığı kolye Scottie'nin gerçeği anlamasını sağlar. Kadının taktığı kolye, Madeleine'ın galeride baktığı resimdeki kadının, yani Carlotta'nın kolyesidir. Scottie kadına yemeği şehir dışında yemeği teklif eder ve onu Madeleine'ın intihar ettiği kuleye götürür. Burada her şey açığa çıkar ve sürpriz bir final sahnesiyle film biter. SPELLBOUND / ÖLDÜREN HATIRALAR http://www.sinemaestro.com/images/stories/spellbound.jpg Dr. Constance Petersen (I. Bergman), kendini işine adamış başarılı bir psikiyatristtir. Bir gün,çalıştığı hastanenin şefi olan Dr. Murchison' ın yerine suçluluk psikolojisi üzerine çalışmaları bulunan ünlü doktor Anthony Edwardes atanır. Dr. Anthony Edwardes hastaneye gelir. Herkesin beklediğinden de genç olan doktorun, diğer doktorlarla birlikte yemek yedikleri sırada, Dr. Constance Petersen'in örnek vermek için masa örtüsüne çatalıyla çizgiler çizerken tuhaf tepkiler vermesi ve çizgileri bıçağıyla düzeltmesi dikkat çeker. Dr.Constance ve Anthony Edwardes arasında yakınlaşma başlar. Bir hastanın intihar teşebbüsü sonrasında ameliyathaneye ikisi birlikte girerler ama Dr. Anthony Edwardes fenalaşır ve Constance onu odasına götürür. Uyanmasını beklerken doktorun kitabını okumaya başlar ama burada dikkatini çekecek bir şey olur. Kitaba Dr.Anthony Edwardes tarafından atılan imzayla, doktorun Constance'a yazdığı nottaki imza aynı değildir. Constance, başında beklediği adamın Dr. Anthony Edwardes olmadığını anlar. Adam uyandığında gerçek Dr. Edwardes'in öldüğünü öğrenir. Yalnız adam kendisine ait hiçbir şey hatırlamıyordur. Cebinden çıkan sigara tabakasının üzerindeki J.B. harflerinden ismini bulmaya çalışırlar. Constance adamdan hoşlanıyordur ve onu psikanaliz tekniğiyle konuşturmaya kararlıdır. Her ne kadar adam Dr. Edwardes'ı kendisinin öldürdüğünü söylese de Constance ona inanmaz. Adamın yani J. B.'nin gördüğü rüyaları yorumlamaya çalışır. Ameliyathanede fenalaştığı günün ertesinde Constance'a bir not bırakarak kaçar adam. Ve o gün polis de hastaneye gelmiştir. Gerçek Dr. Edwardes'ın sekreterinin ifadesiyle sahte doktorun izini bulurlar ama sahte doktor yani J.B. ellerinden kaçmıştır. Constance notu bulur ve J.B. 'nin yanına gitmek üzere hastaneden ayrılır. Nottaki adrese gider. Bir otel odasında bulur onu. Ve psikanaliz seanslarına devam ederler. Ama Constance'ın fotoğrafının gazeteye verildiğini ve arandığını görünce otelden çıkarlar ve trene binip Constance'ın üniversiteden hocası olan Dr. Alexander Brulov' un evine giderler. Doktora evlendiklerini söylerler ama doktor gerçeği çoktan anlamıştır. ki doktor birlikte psikanaliz uygularlar ve J.B.'nin tuhaf rüyalarını yorumlarlar. Beyazdan ve çizgilerden neden korktuğunu ortaya çıkarırlar. Yine rüyadan çıkardıkları Cebrail Vadisi'ne giderler Constance ve J.B yani John Balantine. J.B.'nin korktuğu beyaz, karı temsil etmektedir ve birlikte onun söylediği yerde kayak yaparlar. Tam uçuruma yaklaşmışken J.B., Constance'ı durdurur ve düşmekten kurtulurlar. J.B. burada çok şey hatırlar. Özelikle Dr. Anthony Edwardes'ın buradan düşürüldüğünü ve kendisinin de küçükken kazayla kardeşinin ölümüne neden olduğunu. Kardeşinin ölümünden duyduğu suçluluk duygusundan kurtulabilmek için savunma mekanizması kendince böyle bir yol bulmuş ve J.B., Anthony'nin yerine geçmiştir. Olayı çözdüklerini düşünürler ama Dr. Anthony Edwardes'ın cesedi bulunduğunda işler daha da karışır. Çünkü cesette bir kurşun yarası vardır. Yani ortada bir cinayet vardır. Ve John Balantine tutuklanır. Constance işin peşini bırakmaz ve çalıştığı hastaneye geri döner Dr. Brulov ile birlikte. Hastanenin eski şefi tekrar iş başındadır. Dr. Murchison'ın yani şefin Dr. Edwardes hakkında söylediği bir cümle Constance'ı harekete geçirir ve Constance olayı çözer. Ve patlayan bir silah... Kaynak Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.